06-19-2024, 06:53 AM
Meleklerin Mahiyeti ve Özellikleri
Melekler, Allah’ın nurdan yarattığı varlıklardır. Onlarda —bizlerde
olduğu gibi— erkeklik ve dişilik yoktur. Yemez, içmez, yatıp uyumaz-
lar, yorulmaz ve hastalanmazlar. Allah’ın dilediği kadar yaşarlar. Yerde,
göklerde ve her tarafta bulunurlar. Devamlı insanlarla birlikte olanları
da vardır.
Melekler, Allah’ın her emrini yerine getirir, yasaklarından sakınır-
lar. Gece gündüz O’na ibadet eder, dua ve niyazda bulunurlar.
Melekler, son derece kuvvetli ve süratli varlıklardır. Bizim yapama-
dığımızı onlar kolayca yapar, ulaşamadığımız yerlere çabucak ulaşır-
lar. Çeşitli görevleri olan meleklerin sayılarını ancak Allah bilir.
“Melekleri neden göremiyoruz? Melekler var olduklarına göre on-
ları görmemiz gerekmez mi?” gibi sorular aklımıza gelebilir. Evet, me-
lekler her yerde bulundukları hâlde onları göremiyoruz. Çünkü onlar
nurani varlıklardır. Bizim gözlerimiz ise onları görebilecek şekilde ya-
ratılmış değildir. Hem biz, sadece onları değil, var olduklarında şüphe
olmayan daha pek çok şeyleri de göremiyoruz. Ruhumuz, bu göreme-
diğimiz şeylerdendir. Ruhumuzu da göremiyoruz ama var olduğuna
inanıyoruz. Her var olan şeyin görülmesi de gerekmez.
İşte melekler de ruhumuz gibidir, gözle görülmezler. Allah, bizim
göremediğimiz melekleri peygamberlerine göstermiş ve onların ara-
cılığıyla peygamberler Allah’tan mesajlar almışlar, Allah’ın kelamını
işitmişlerdir. Kur’an-ı Kerim de, Peygamberimize böyle gelmiştir ve
Kur’an-ı Kerim’de onların var oldukları bildirilmiştir.
Bunun için biz, melekleri görmediğimiz hâlde onlara inanırız.
b) Meleklere İmanın Faydaları
İman esasları, insanın, yaşayışında kendisine rehber edineceği ve
daima hareketlerini ona uyduracağı prensiplerdir. Bu bakımdan me-
leklere iman, büyük önem taşımaktadır. Çünkü melek, insanı iyiliğe
çağıran bir vasıtadır. Buna inanan insan, kendisini iyiliğe çağıran her
sese kulak verir ve çağırılan yere gider.
Ayrıca, meleklerden bazıları devamlı olarak insanla beraber bulu-
nur, insanın yaptığı iyilik ve kötülükleri yazarlar. Bunun için imanlı
insan, sözlerine ve davranışlarına dikkat eder.
Diğer taraftan, insanın yaptıklarını yazan meleklerin, iyi şeyler yaz-
maları için dikkatli olur ve her işinde dürüst olmaya özen gösterir.
c) Başlıca Büyük Melekler
Cebrail (as.): Allah’tan peygamberlerine vahiy ve kitap getiren,
yani, elçilik yapan melektir.
Mikail (as.): Tabiat olaylarıyla ilgili görevleri bulunan melektir.
İsrafil (as.): Kıyametin kopması ve insanların öldükten sonra tek-
rar dirilmeleri için “sûr”a üflemekle görevlidir.
“Sûr” kelime olarak boru, üflenince ses çıkaran boynuz anlamına ge-
lir. İsrafil (as.), keyfiyetini Allah’ın bildiği “Sûr” denilen bir araca üç defa
üfleyecektir.
Birinci üfleyişte Allah’ın diledikleri hariç, göklerde ve yerde bulunan-
lar dehşete kapılacaktır.27
İkinci üfleyişte, Allah’ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim
varsa hepsi ölecek.28 Üçüncü üfleyişte ise ölmüş olanlar mahşer yerinde
toplanmak üzere dirilecektir.29
Azrail (as.): Can almaya memur olan melektir.
Ayrıca, devamlı olarak insanlarla beraber bulunan ve insanların
yaptıkları iyilik ve kötülükleri yazan melekler de vardır. Bunlara: “Ki-
râmen Kâtibîn = Yazıcı Melekler” denir.
Meleklerin bazıları da öldükten sonra insanlara sorular sorarlar.
Bunlara da, “Münker-Nekir” denir. Her ikisine birden “Münkereyn” de
denir. Bilinmedikleri ve tanınmadıkları için bu adla anılmaktadırlar.
d) Cin ve Şeytan
Meleklerden başka Allah’ın cin ve şeytan gibi yine bizim göremedi-
ğimiz, fakat var olduklarında şüphe olmayan yaratıkları vardır. Bunla-
rın varlığını Kur’an-ı Kerim haber vermektedir. Kur’an-ı Kerim’in her
haberi gibi bu da doğrudur.
Cin, insanoğlundan önce yaratılmıştır. Cinler, Allah’ın izniyle çe-
şitli şekillere girerler. Allah’ın izni olmadıkça kimseye bir zarar vere-
mezler.
Cinler de biz insanlar gibi, Allah’ı tanıyıp, O’na ibadet etmekle yü-
kümlüdürler.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”30
Diğer taraftan Kur’an-ı Kerim, cinlerden bir kısmının, peygambe-
rimizi Kur’an okurken dinleyerek iman ettiğini, sonra da gidip bunu
diğer cin topluluklarına haber verdiklerini bildirmektedir.31
Şeytan da cinlerden olup göremediğimiz varlıklardan birisidir.
Şeytan, ilk insan ve ilk peygamber Âdem’den (as.) önce yaratılmış-
tır. Uzun süre Allah’a ibadet etmiş ve melekler arasında yer almıştır.
Allah Teala, Âdem’i (as.) yaratınca meleklere, ona secde etmelerini
emretmiş, bütün melekler bu emre uyarak Âdem’e (as.) secde etmişler-
dir. Şeytan ise bu emre uymamış, “Ben ondan daha hayırlıyım, çünkü
beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”32 diyerek Âdem’e
(as.) secde etmemiştir.
Bunun üzerine Allah, “Öyle ise oradan çık, çünkü artık kovuldun.”33
buyurarak onu rahmetinden uzaklaştırmıştır. Şeytan, Allah’tan, insan-
ların dirilecekleri güne kadar yaşama izni istemiş, bu da kendisine ve-
rilmiştir.
Bundan sonra şeytan, yeryüzünde yaşayan insanları tüm imkânlarıyla
Allah’a giden yoldan uzaklaştırıp sapıtacağını söyleyerek Allah’ın ka-
tından ayrılmıştır.
Kur’an’da “İblis” olarak da adı geçen şeytanı, Allah insanoğlunun
düşmanı olarak tanıtmış ve böylece tanınmasını istemiştir.
Cinlerden iman etmeyenler de şeytanın yardımcılarıdır.
DiPNOTLAR
27
27/Neml, 87.
28
39/Zümer, 68.
29
39/Zümer, 68.
30
51/Zâriyât, 56.
31
72/Cin, 1-2.
32
7/A’râf, 12.
33
15/Hicr, 34.
Kaynak
Diyanet islam ilmihali
Melekler, Allah’ın nurdan yarattığı varlıklardır. Onlarda —bizlerde
olduğu gibi— erkeklik ve dişilik yoktur. Yemez, içmez, yatıp uyumaz-
lar, yorulmaz ve hastalanmazlar. Allah’ın dilediği kadar yaşarlar. Yerde,
göklerde ve her tarafta bulunurlar. Devamlı insanlarla birlikte olanları
da vardır.
Melekler, Allah’ın her emrini yerine getirir, yasaklarından sakınır-
lar. Gece gündüz O’na ibadet eder, dua ve niyazda bulunurlar.
Melekler, son derece kuvvetli ve süratli varlıklardır. Bizim yapama-
dığımızı onlar kolayca yapar, ulaşamadığımız yerlere çabucak ulaşır-
lar. Çeşitli görevleri olan meleklerin sayılarını ancak Allah bilir.
“Melekleri neden göremiyoruz? Melekler var olduklarına göre on-
ları görmemiz gerekmez mi?” gibi sorular aklımıza gelebilir. Evet, me-
lekler her yerde bulundukları hâlde onları göremiyoruz. Çünkü onlar
nurani varlıklardır. Bizim gözlerimiz ise onları görebilecek şekilde ya-
ratılmış değildir. Hem biz, sadece onları değil, var olduklarında şüphe
olmayan daha pek çok şeyleri de göremiyoruz. Ruhumuz, bu göreme-
diğimiz şeylerdendir. Ruhumuzu da göremiyoruz ama var olduğuna
inanıyoruz. Her var olan şeyin görülmesi de gerekmez.
İşte melekler de ruhumuz gibidir, gözle görülmezler. Allah, bizim
göremediğimiz melekleri peygamberlerine göstermiş ve onların ara-
cılığıyla peygamberler Allah’tan mesajlar almışlar, Allah’ın kelamını
işitmişlerdir. Kur’an-ı Kerim de, Peygamberimize böyle gelmiştir ve
Kur’an-ı Kerim’de onların var oldukları bildirilmiştir.
Bunun için biz, melekleri görmediğimiz hâlde onlara inanırız.
b) Meleklere İmanın Faydaları
İman esasları, insanın, yaşayışında kendisine rehber edineceği ve
daima hareketlerini ona uyduracağı prensiplerdir. Bu bakımdan me-
leklere iman, büyük önem taşımaktadır. Çünkü melek, insanı iyiliğe
çağıran bir vasıtadır. Buna inanan insan, kendisini iyiliğe çağıran her
sese kulak verir ve çağırılan yere gider.
Ayrıca, meleklerden bazıları devamlı olarak insanla beraber bulu-
nur, insanın yaptığı iyilik ve kötülükleri yazarlar. Bunun için imanlı
insan, sözlerine ve davranışlarına dikkat eder.
Diğer taraftan, insanın yaptıklarını yazan meleklerin, iyi şeyler yaz-
maları için dikkatli olur ve her işinde dürüst olmaya özen gösterir.
c) Başlıca Büyük Melekler
Cebrail (as.): Allah’tan peygamberlerine vahiy ve kitap getiren,
yani, elçilik yapan melektir.
Mikail (as.): Tabiat olaylarıyla ilgili görevleri bulunan melektir.
İsrafil (as.): Kıyametin kopması ve insanların öldükten sonra tek-
rar dirilmeleri için “sûr”a üflemekle görevlidir.
“Sûr” kelime olarak boru, üflenince ses çıkaran boynuz anlamına ge-
lir. İsrafil (as.), keyfiyetini Allah’ın bildiği “Sûr” denilen bir araca üç defa
üfleyecektir.
Birinci üfleyişte Allah’ın diledikleri hariç, göklerde ve yerde bulunan-
lar dehşete kapılacaktır.27
İkinci üfleyişte, Allah’ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim
varsa hepsi ölecek.28 Üçüncü üfleyişte ise ölmüş olanlar mahşer yerinde
toplanmak üzere dirilecektir.29
Azrail (as.): Can almaya memur olan melektir.
Ayrıca, devamlı olarak insanlarla beraber bulunan ve insanların
yaptıkları iyilik ve kötülükleri yazan melekler de vardır. Bunlara: “Ki-
râmen Kâtibîn = Yazıcı Melekler” denir.
Meleklerin bazıları da öldükten sonra insanlara sorular sorarlar.
Bunlara da, “Münker-Nekir” denir. Her ikisine birden “Münkereyn” de
denir. Bilinmedikleri ve tanınmadıkları için bu adla anılmaktadırlar.
d) Cin ve Şeytan
Meleklerden başka Allah’ın cin ve şeytan gibi yine bizim göremedi-
ğimiz, fakat var olduklarında şüphe olmayan yaratıkları vardır. Bunla-
rın varlığını Kur’an-ı Kerim haber vermektedir. Kur’an-ı Kerim’in her
haberi gibi bu da doğrudur.
Cin, insanoğlundan önce yaratılmıştır. Cinler, Allah’ın izniyle çe-
şitli şekillere girerler. Allah’ın izni olmadıkça kimseye bir zarar vere-
mezler.
Cinler de biz insanlar gibi, Allah’ı tanıyıp, O’na ibadet etmekle yü-
kümlüdürler.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”30
Diğer taraftan Kur’an-ı Kerim, cinlerden bir kısmının, peygambe-
rimizi Kur’an okurken dinleyerek iman ettiğini, sonra da gidip bunu
diğer cin topluluklarına haber verdiklerini bildirmektedir.31
Şeytan da cinlerden olup göremediğimiz varlıklardan birisidir.
Şeytan, ilk insan ve ilk peygamber Âdem’den (as.) önce yaratılmış-
tır. Uzun süre Allah’a ibadet etmiş ve melekler arasında yer almıştır.
Allah Teala, Âdem’i (as.) yaratınca meleklere, ona secde etmelerini
emretmiş, bütün melekler bu emre uyarak Âdem’e (as.) secde etmişler-
dir. Şeytan ise bu emre uymamış, “Ben ondan daha hayırlıyım, çünkü
beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”32 diyerek Âdem’e
(as.) secde etmemiştir.
Bunun üzerine Allah, “Öyle ise oradan çık, çünkü artık kovuldun.”33
buyurarak onu rahmetinden uzaklaştırmıştır. Şeytan, Allah’tan, insan-
ların dirilecekleri güne kadar yaşama izni istemiş, bu da kendisine ve-
rilmiştir.
Bundan sonra şeytan, yeryüzünde yaşayan insanları tüm imkânlarıyla
Allah’a giden yoldan uzaklaştırıp sapıtacağını söyleyerek Allah’ın ka-
tından ayrılmıştır.
Kur’an’da “İblis” olarak da adı geçen şeytanı, Allah insanoğlunun
düşmanı olarak tanıtmış ve böylece tanınmasını istemiştir.
Cinlerden iman etmeyenler de şeytanın yardımcılarıdır.
DiPNOTLAR
27
27/Neml, 87.
28
39/Zümer, 68.
29
39/Zümer, 68.
30
51/Zâriyât, 56.
31
72/Cin, 1-2.
32
7/A’râf, 12.
33
15/Hicr, 34.
Kaynak
Diyanet islam ilmihali