01-11-2025, 03:09 AM
Recebin 10 unda ve Berat Gecesi Okuncak Dua
"Allahümme in künte ketepteni fi ümmil kitabi şakiyyen. Allahümme femhuhe bi berekati ve şefeati seyyidina Muhammed Aleyhisselam vektubni fi ümmil kitabi saiyden."
Büyük zatlar, Berat gecesinde şöyle de dua ederlerdi: -Ya Rabbî, Kur’an-ı keriminde, “Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i mahfuz Onun katındadır” buyuruyorsun.
"Eğer benim ismim saidler [cennetlikler] defterinde ise, orada sabit kıl! İsmim şakiler [cehennemlikler] defterinde ise, ismimi oradan silip, saidler defterine yaz!"
Ey büyük Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sabit kıl, dininden döndürme, ayırma!
7 defa okunmasi lazimdir
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَمْحُوا۟ ٱللَّهُ مَا يَشَآءُ وَيُثْبِتُ ۖ وَعِندَهُۥٓ أُمُّ ٱلْكِتَٰبِ
Yemhûllâhu mâ yeşâu ve yusbit(yusbitu), ve indehu ummul kitâb
Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır. Ana kitap (Levh-i Mahfuz) O’nun yanındadır.
Rad Suresi 39. Ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يُثَبِّتُ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ بِٱلْقَوْلِ ٱلثَّابِتِ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَفِى ٱلْءَاخِرَةِ ۖ وَيُضِلُّ ٱللَّهُ ٱلظَّٰلِمِينَ ۚ وَيَفْعَلُ ٱللَّهُ مَا يَشَآءُ
Yusebbitullâhullezîne âmenû bil kavlis sâbiti fil hayâtid dunyâ ve fil âhıreh(âhıreti), ve yudıllullâhuz zâlimîne ve yef’alullâhu mâ yeşâ
Allah, iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar.
İbrâhim Suresi 27. Ayet
TAFSiLATLI DUA
[attachment=188759]
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
اللَّهُمَّ بَاذَا الْمَنْ وَلايَمُنُّ عَلَيْكَ يَاذَا الْجَلالِ وَالإِكْرَامِ ، يَاذَا الطَّولِ وَالاِنْعَام ،
لا إله إلا أنتَ سُبْحَانَكَ يا ظَهير الرَّاحِمِينَ، وَيَاجَارَ الْمُسْتَجرِينَ، وَيَا أَمَانَ الْخَائِفِينَ، وَيَادَلِيل الْمُتَحَيِّرِينَ، وَيَاغِياثَ الْمُشْتَغِثِينَ، وَيَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ، اللَّهُمَّ إِن كُنتَ كَتَبْتَنِي فِى أم الكتابِ عِندَكَ شَقِياً فَامْحُ عَنِّى إِسْمَ الشَّفَاوَةِ، وَإِن كُنتَ كتبتنى فى أُمِّ الْكِتَابِ عِندَكَ مَحْرُوماً مُقْتَراً عَلَى رِزْقِي فَامْحُ عَنِّى حِرْمَانِي وَتَقْدِيرَ رِزْقِى، وَاكْتُبْنِي عِنْدَكَ غَنِيًّا مُوَفَّقاً لِلْخَيْرِ مُوسَعاً عَلَى رِزْقِى، فَإِنَّكَ قُلْتَ فِى أُمِّ الْكِتَابِ يَمْحُوا اللَّهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ أم الْكِتَابِ، الهي باللتَّجَلى الأعْظَم فِي لَيْلَةِ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ الْمُكَرم الَّتِي يُفْرَقُ فِيهَا كُلِّ أَمْرٍ حَكِيمٍ وَيَبْرَهُ، اِكْشِفْ عَنِّى مِنَ الْبَلَاءِ مَا أَعْلَمُ، وَمَالَمْ اَعْلَمُ، وَاغْفِرْ لِى مَا اَنْتَ بِهِ أَعْلَمُ إِنَّكَ أَنْتَ الأغر الأكْرَمُ، وَصَلَّى اللهُ عَلى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمْ
TÜRKÇE OKUNUŞU :
(Bismillâhirrâhmanirrahim,
Allahumme yâ zel menni velâ yemünnü aleyke. Yâ Zel celali vel-ikram, Yâ zettavli vel-in ’âm. Lâ ilâhe illâ ente sübhaneke yâ zâhire’rrâcine, veyâ cârel müstecirîn, veyâ emânel hâifin, veyâ delilel mütehayyirîn, veyâ ğıyâsel müsteğîsin, veyâ erhamerrâhimîn.
Allahumme in künte ketebtenî fi ümmil kitâbi indeke şakıyyen, femhu annî ismeşşekaveti. Ve in künte ketebteni fi ümmil kitâbi indeke mahrümen mukteren aleyye rızkî femhu annî hirmanî ve takdire rızkî, vektübnî indeke ğaniyyen muvaffaken lil hayri muvassi’an aleyye rızkî fe inheke kulte fi ümmil kitâbi yemhullahu ma yeşâü ve yüsbitü ve indehu ümmül kitabı.
İlâhî, bittecellil a ’zami fi leyletinnisfi min Şa ’bânel Mükerremi, elletî yufreku fiha küllü emrin hakîmin, ve yebremu, ikşif annî minel belâi ma a’lemü vemâ lem a’lemü, vağfirlî, mâ ente bihi a’lemü inneke entel-E’azzü’l-Ekremü.
Ve sallallahu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.)
ANLAMI :
“Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla,
Ey veren ve verdiğine sitem etmeyen Allah ’ım. Ey Celâl ve ikram sahibi! Ey kudret ve nimet sahibi, Senden başka ilâh yok, ancak Sen varsın. Ey umanların yardımcısı, ey barınmak isteyenlerin barındırıcısı, ey ,yardım isteyenlerin yardımcısı ve merhamet edenlerin en merahmetlisi.
Allah ’ım, eğer ismimi mevh-i mahfuzda şakî, kötü yazdınsa benden kötülük ismini gider. Eğer yine ismimi katında mahrum ve rızkımı dar yazdın-sa, onu sil ve rızkımı çoğalt, beni zengin yaz, hayra muvaffak kıl, rızkımı genişlet ve çoğalt. Zira Sen Kur’an-ı Kerim ’de buyurdun ki: ‘Allah dilediğini mahveder, dilediğini de bırakır. Ana Kitab O’nun yanındadır.
Îlâhî, Berat gecesinde Şa’ban ayının yarısında yüce tecellîni, izhar et Allah ’ım. O mübarek gece ki: ‘O gece hikmetli her iş nezdimizden sâdır olan bir emir ile ayrılır.
Bildiğim ve bilmediğim belâları üzerimden kaldır Allah’ım. Bildiğin hatalarımı bağışla. Zira Sen Azîz ve Kerîm ’sin. Allah ’ın rahmeti Efendimiz Mu-hammed ve O’nun âl ve ashabının üzerine olsun.
[attachment=188757]
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اللَّهُمَّ يَا ذَا الْمَنِّ وَلَا يُمَنُّ عَلَيْهِ يَا ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ يَا ذَا الطَّوْلِ وَالْإِنْعَامِ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ ظَهْرَ
اللأجِنِينَ وَجَارَ الْمُسْتَجِيرِينَ وَأَمَانَ الْخَائِفِينَ.
اللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ كَتَبْتَنِي عِنْدَكَ فِي أُمِّ الْكِتَابِ شَقِيًّا أَوْ مَحْرُومًا أَوْ مَطْرُودًا أَوْ مُقَتَّرًا عَلَيَّ فِي الرِّزْقِ فَامْحُ اللَّهُمَّ بِفَضْلِكَ شَقَاوَتِي وَحِرْمَانِي وَطَرْدِي وَاقْتَارَ رِزْقِي وَأَثْبِتْنِي عِنْدَكَ فِي أُمِّ الْكِتَابِ سَعِيدًا وَمَرْزُوقًا وَمُوَفَّقًا لِلْخَيْرَاتِ فِإِنَّكَ قُلْتَ وَقَوْلُكَ الْحَقُّ فِي كِتَابِكَ الْمُنْزَلِ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّكَ الْمُرْسَلِ يَمْحُوا اللَّهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ أُمُّ الْكِتَابِ»
الْهِي بِالتَّجَلِي الْأَعْظَمِ فِي لَيْلَةِ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ الْمُكَرَّمِ الَّتِي فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ وَيُبْرَمُ أَنْ تَكْشِفَ عَنَّا مِنَ الْبَلَاءِ مَا نَعْلَمُ وَمَا لَا نَعْلَمُ وَمَا أَنْتَ بِهِ أَعْلَمُ إِنَّكَ أَنْتَ الْأَعَزُّ الْأَكْرَمُ وَصَلَّى اللهُ ا عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَالِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ.
Allâhümme in ketebtenî şekiyyen fektüb seîden, vemhusmî ‘an dîvâni’l-eşkiyâi ve semminî tekiyyen verzüknî âyete’l-enbiyâi vensurnî ‘alâ cemi’i’l-e’ğdâi vehşürnî yevme’l-kiyâmeti fi zümrati’l-enbiyâi ‘aleyhimü’s-selâmü, ve e’iznî min derki’l-eşkiyâi inneke semi’u’d-dü’âi bi rahmetike yâ Erhame’r-râhimîne. Amin.
OKUNACAK DUA;
“Allahümme in ketebtenî şegıyyen fektüb saııı’den. Vemhusmiii an dîvânil eşgıyâ’i ve semminiii tegıyyen verzügniii. Â’yetel enbiyâ’i vensurniii alâ cemî’ıl egdâ’i vahşürniii yevmel gıyâmeti fiii zümratil’embiyâ’i aleyhimüs’selâm. Ve e’ız’nî min derkil eşgıyâ’i inneke semîud’düâ’i bi rahmetike yâ erhamer’râhımiyn.” (En doğru okunuş budur)
Manası;
Ey Allah! Eğer beni bedbaht (sonu kötü) yazdıysan bahtiyar yaz, adımı kötülerin dosyasından sil ve beni takva sahibi biri olarak kayda geçir. Sen bana Enbiya (suresi)nin (101.) ayetin (de, haklarında güzel karar geçtiğini bildirdiğin kulların arasına girmey)i nasip et, bütün düşmanlarıma karşı bana yardım et, kıyamet günü beni peygamberler-aleyhimüsselam-zümresinde haşret, kötülerin derekesin(e düşmek) den beni muhafaza et. Şüphesiz duaları hakkıyla işiten ancak sensin. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle (duamı kabul et)!
Receb-i Şerîf'in Onuncu Günü Hayırlı Kazâ ve Kader İçin Okunacak Duâ: Tâbiînin ulularından olan ve muhaddisler nezdinde sika (güvenilir) kabul edilen Kays ibni Abbâd (Radıyallâhu Anh): “Allâh-u Te‘âlâ'nın dilediğini silip, dilediğini sâbit bırakacağı(nı açıkladığı Ra'd Sû- resi'nin 39. âyet-i kerîmesinin tecellî edeceği yâni senelik kazâ ve kaderlerinden silinecek ve kalacak şeylerin belirleneceği) gün Receb-i Şerîf'in onuncu günüdür." demiştir.
(Mer'î ibnü Yûsuf el-Makdisî, sh:58; Taberî, Câmi'u'l-beyân, 13/170; Sa'lebî, el-Keşfü ve 'l-beyân, 5/299; İbnü 'Atiyye, el-Muharrar, 3/317; Ebû Hayyân, el-Bahru'l-muhîd, 5/388; Kurtubî, Câmi'u lî-ahkâmi'l-Kur'ân, 9/332; Süyûtî, ed-Dürrü'l-mensûr, 4/661)
Câhiliyyet ehli Receb-i Şerîf'in onuncu gününü tâkip ederler ve zâlimlerinin hakkında o saatte duâ ederlerdi ve kabul görürlerdi. Onların bu hususta çok meşhur haberleri vardı ki İbni Ebi'd-dünyâ "Kitâbu Mücâbi'd-da've" gibi eserlerinde açıklamıştır.
Bu durum Ömer ibni'l-Hattâb (Radıyallahu Anh)a aktarıldığında Ömer (Radıyallâhu Anh):
«إِنَّ اللَّهَ كَانَ يَصْنَعُ بِهِمْ ذَلِكَ لِيَحْجِزَ بَعْضَهُمْ عَنْ بَعْضِ، وَإِنَّ اللَّهَ جَعَلَ السَّاعَةَ مَوْعِدَهُمْ، وَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ.»
"Allâh-u Teâlâ onları birbirinden engellemek için bâzı vakitlerde birbirleri hakkında duâlarını kabul ederdi, ama haklarını tam olarak birbirinden almalarını kıyâmete bıraktı, kıyâmet ise daha dehşetli ve daha acıdır." buyurdu. (İbnü Receb, Letâifü'l-me'ârif, sh:126)
Dolayısıyla bugünde hayırlı kazâ ve kaderler için çok duâ etmek, hâcet namazı kılmak, duânın kabûlü için de işrak, kuşluk vakitleri, ezan saatleri, farz namazların peşindeki anları kollamak ve o kabul saatlerinde Allâh-u Te‘âlâ'ya ihlâsla yalvarmak lâzımdır.
Berâat Gecesi'nde ve bugünde şu duânın tekrar tekrar okunması faziletli görülmüştür:
«اللَّهُمَّ إِنْ كَتَبْتَنِي شَقِيًّا فَاكْتُبْ سَعِيدًا، وَامْحُ اسْمِي عَنْ دِيوَانِ الْأَشْقِيَاءِ وَسَمِّنِي تَقِيًّا وَارْزُقْنِي أيَةَ الْأَنْبِيَاءِ وَانْصُرْنِي عَلَى جَمِيعِ الْأَعْدَاءِ وَاحْشُرْنِي يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِي زُمْرَةِ الْأَنْبِيَاءِ عَلَيْهِمُ السَّلَامُ، وَأَعِذْنِي مِنْ دَرْكِ الْأَشْقِيَاءِ، إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاءِ بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ!»
"Ey Allâh! Eğer beni bedbaht (sonu kötü) yazdıysan bahtiyar yaz, adımı kötülerin dosyasından sil ve beni takvâ sâhibi biri olarak kayda geçir. Sen bana Enbiyâ (Sûresi)nin (101.) âyetin(de, haklarında güzel karar geçtiğini bildirdiğin kulların arasına girmey)i nasîb et, bütün düşmanlarıma karşı bana yardım et, kıyâmet günü beni peygamberler Aleyhimüsselâm zümresinde hasret, kötülerin derekesin(e düşmek)den beni muhâfaza et. Şüphesiz duâları hakkıyla işiten ancak Sensin. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle (duâmı kabûl et).”
Bu duâyı Berâat Gecesi 300 kere okuyanın her istediğini Allâh-u Te'âlâ'nın yerine getireceği nakledilmiştir.
(Fezâilü'l-eyyâm, Veliyüddîn er-Ruhâvî el-Mahmûdî, sh:195 -Süleymaniye Kütüphanesi, Reşid Efendi Kısmı, no:156'da kayıtlı nüsha-)
21-Enbiyâ Suresi 101. Ayet
İnnellezîne sebekat lehum minnel husnâ ulâike anhâ mub’adûn(mub’adûne).
إِنَّ ٱلَّذِينَ سَبَقَتْ لَهُم مِّنَّا ٱلْحُسْنَىٰٓ أُو۟لَٰٓئِكَ عَنْهَا مُبْعَدُونَ
[attachment=188758]
Mübarek geceler
Reformcu diyor ki: (Mübarek gecelerin dinde yeri olmadığını Kardavî, Elbanî ve Makdisî de söylüyor.)
CEVAP
Burada birkaç hata var: Peygamber efendimiz mübarek gecelerin önemini bildirdiğine göre, reformcunun sözü geçerli olur mu hiç? İkincisi, hani hiçbir meşrebi ve mezhebi yoktu? Hak olan mezheplerle ve meşreplerle ilgisi yokmuş, bu doğru, ama ne kadar yamuk, mezhepsiz varsa hepsini bağrına basıyor. Yani meşrebi de, bu sapıkların yolu. Bir meşrebe göre yazmadım sözü yalanmış. Mübarek gecelerin önemi sitemizde vesikalarla açıklanmıştır. Burada özetle bildirelim:
Mevlid gecesi:
Doğum gününü kutlamak dinimize aykırı değildir. O gün Kur’an-ı kerim okunabilir, tesbih çekilebilir, hayır hasenat yapılabilir, oruç tutulabilir. Bu işler, Allahü teâlâya şükretmek olur. Mevlid kandili, Peygamber efendimizin doğum günüdür. Resulullah’ı övmek ibadettir. Onu övücü yazılar ve kasideler okumak sevab olur.
Hak Sözün Vesikaları kitabında deniyor ki:
Resulullah, Pazartesi günü oruç tutardı. Sebebi sorulunca, (Bugün dünyaya geldim. Şükür için oruç tutuyorum) buyurdu. (Müslim, Ebu Davud, İ. Ahmed)
Hazret-i Mevlâna, (Mevlid okunan yerden belâlar gider) buyurmuştur. Mevlid gecesi, Kadir gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Hatta Şâfiî âlimleri, Mevlid gecesinin Kadir gecesinden de kıymetli olduğunu bildirmiştir. El-mukni, El-miyar ve Tenvir-ül-kulûb kitaplarında, Mevlid gecesinin Kadir gecesinden kıymetli olduğu bildiriliyor. (Ed-dürer-ül-mesun)
Mevlid kasidesini, erkek-kadın karışık olmadan, çalgı ve başka haram karıştırmadan, Allah rızası için okumak, salevat-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehabdır. (Nimet-ül kübra, Hadika, M. Nasihat)
Kadir gecesi:
Bir hadis-i şerif meali:
(İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak, Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolur.) [Buhari, Müslim]
Arefe gecesi:
Bir hadis-i şerif meali:
(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allah, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi]
Bayram geceleri:
İki hadis-i şerif meali:
(Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.) [İbni Mace, Taberani]
(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat ve Arefe gecesi.) [İsfehani]
Berat gecesi:
Üç hadis-i şerif meali:
(Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa istesin, vereyim.” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İ. Mace]
(Allah şu dört geceyi hayırla süsler. Kurban ve Ramazan bayramı gecesi, Arefe gecesi, Şaban’ın yarısının [Berat] gecesi ki, onda eceller, rızıklar yazılır.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ, Berat gecesinde müşrik ve müşahin [bid’at ehli] hariç herkesi affeder.) [İ. Mace]
Mirac gecesi:
Bir hadis-i şerif meali:
(Recebin 27. günü oruç tutana 60 yıllık oruç sevabı verilir. Bu gece iyi amel eden için yüz yıllık mükâfat vardır.) [İ. Gazali, Ebu Musa el-Medeni]
Regaib gecesi:
Bir hadis-i şerif meali:
(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İbni Asakir]
Muharrem ayı:
İki hadis-i şerif meali:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.) [Müslim]
(Nafile oruç tutacaksan Muharrem ayında tut! Çünkü o, Allah’ın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, o günde Allah geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün tevbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi]
Aşûre günü ve gecesi:
Üç hadis-i şerif meali:
(Aşûre günü oruç tutmak geçmiş bir yılın günahlarının affına sebep olur.) [Müslim]
(Aşûre günü oruç tutan o yıl tutamadığı [nafile] oruçlarının sevabına kavuşur.) [Deylemi]
(Aşûre günü bir gün önce, bir gün sonra da tutarak Yahudilere muhalefet edin.) [İ. Ahmed]
[Yalnız Aşûre günü oruç tutmak mekruhtur. 9. ile 10. günü veya 10. ile 11. günü tutmalı.]
الحمد لله.
أولا:
هذا الأثر المنقول عن الفاروق عمر بن الخطاب رضي الله عنه ، لم يرد بهذا اللفظ الذي جاء في السؤال ، وإنما ثبت نحوه بلفظ :" اللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ كَتَبْتَنِي فِي أَهْلِ السَّعَادَةِ، فَأَثْبِتْنِي فِيهَا. وَإِنْ كُنْتَ كَتَبْتَ عَلَيَّ الذَّنْبَ وَالشِّقْوَةَ ، فَامْحُنِي وَأَثْبِتْنِي فِي أَهْلِ السَّعَادَةِ ، فَإِنَّكَ تَمْحُو مَا تَشَاءُ وَتُثْبِتُ ، وَعِنْدَكَ أُمُّ الْكِتَابِ ".
والأثر : أخرجه الطبري في "تفسيره" (13/564) ، والدولابي في "الكنى والأسماء" (635) ، وابن بطة في "الإبانة" (1565) ، واللالكائي في "شرح أصول اعتقاد أهل السنة" (1206) ، جميعا من طريق أبي حكيمة ، قال : سَمِعْتُ أَبَا عُثْمَانَ النَّهْدِيَّ قَالَ: سَمِعْتُ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ يَقُولُ وَهُوَ يَطُوفُ بِالْكَعْبَةِ: "اللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ كَتَبْتَنِي فِي أَهْلِ السَّعَادَةِ فَأَثْبِتْنِي فِيهَا ، وَإِنْ كُنْتَ كَتَبْتَ عَلَيَّ الذَّنْبَ وَالشِّقْوَةَ فَامْحُنِي وَأَثْبِتْنِي فِي أَهْلِ السَّعَادَةِ ، فَإِنَّكَ تَمْحُو مَا تَشَاءُ وَتُثْبِتُ ، وَعِنْدَكَ أُمُّ الْكِتَابِ ".
وإسناده حسن كما قال ابن كثير في "مسند الفاروق" (2/549) .
فإن أبا حكيمة عصمة ، قال فيه أبو حاتم كما في "الجرح والتعديل" (7/20) :" محله الصدق ". انتهى.
وأبو عثمان النهدي هو عبد الرحمن بن مل ، ثقة مشهور .
El-Faruk Ömer bin Hattab (r.a.)'dan rivayet edilen bu hadis, soruda geçen aynı ifadeyle gelmemiş, bilakis şu ifadeyle ona benzediği ispatlanmıştır: "Ey Allah'ım! Eğer beni saadet ehli arasına yazdıysan, beni saadet ehli arasına sabit kıl. Eğer üzerime günah ve sefalet yazdıysan, beni sil ve saadet ehli arasına sabit kıl.” Zira dilediğini silersin. ve tasdik ederim. Ana Kitap senin yanındadır.”
İz: Taberî “Tefsir”inde (13/564), ed-Dülâbî “El-Kûne ve’l-Esmâ”sında (635), İbn Battâh “El-İbâne”sinde (1565) yer almıştır. ve El-Lalaka'i "Şerh Usul İ'tikad Ehl-i Sünnet" (1206) adlı eserinde, hepsi Ebu Hekime'nin yolundandır, demiştir ki: Ebu Osman El-Nahdi'nin şöyle dediğini duydum: Ömer bin Hattab'ın, Allah Teala'nın Ondan razı ol, Kabe'yi tavaf ederken şöyle de: "Allah'ım, eğer beni saadet ehli arasına yazdıysan, beni bunda sabit kıl. Eğer günah yazdıysan, beni bunda sabit kıl." .” Ve bedbahtlığı, artık beni sil ve beni saadet ehlinin içinde sabit kıl. Çünkü sen dilediğini siler, dilediğini de sabit kılarsın. Kitabın ana kitabı senin katındadır.”
يوجد على موقعكم هذا الكتاب الدعاء لمحمد بن فضيل الضبي وبه هذا الحديث:1- هل هو صحيح أم ضعيف أم موضوع؟2- وما الحكم شرعا في الدعاء به ؟ وهل الجزء الأخير فقط هو الذي لا يجوز الدعاء به؟رقم الحديث: 52 حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، قَالَ : كَانَ ابْنُ مَسْعُودٍ يَدْعُو ، يَقُولُ : " اللَّهُمَّ يَا ذَا الْمَنِّ ، وَلا يُمَنُّ عَلَيْكَ ، يَا ذَا الْجَلالِ وَالإِكْرَامِ ، يَا ذَا الطَّوْلِ لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ ، ظَهْرَ اللاجِئِينَ ، وَجَارَ الْمُسْتَجِيرِينَ ، وَمَأْمَنَ الْخَائِفِينَ . إِنْ كَانَ فِي أُمِّ الْكِتَابِ أَنِّي شَقِيٌّ ، فَامْحُ مِنْ أُمِّ الْكِتَابِ شَقَائِي ، وَأَثْبِتْنِي عِنْدَكَ سَعِيدًا ، وَإِنْ كَانَ فِي أُمِّ الْكِتَابِ أَنِّي مَحْرُومٌ مُقَتَّرٌ عَلَيَّ مِنَ الرِّزْقِ ، فَامْحُ مِنْ أُمِّ الْكِتَابِ حِرْمَانِي وَإِقْتَارَ رِزْقِي ، وَأَثْبِتْنِي عِنْدَكَ سَعِيدًا مُوَفَّقًا لَكَ فِي الْخَيْرِ ، فَإِنَّكَ قُلْتَ فِي كِتَابِكَ الْمُنَزَّلِ عَلَى نَبِيِّكَ : يَمْحُو اللَّهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ أُمُّ الْكِتَابِ. سورة الرعد آية 39 قَالَ : فَمَا قَالَهُنَّ عَبْدٌ قَطُّ إِلا وَسَّعَ اللَّهُ عَلَيْهِ فِي مَعِيشَتِهِ.
Muhammed bin Fadıl el-Zebi'nin "Dua" adlı kitabı var ve bu kitapta şu hadis yer alıyor: 1- Bu sahih mi, zayıf mı yoksa uydurma mı? 2- Bununla dua etmenin İslam hukukundaki hükmü nedir? ? Sadece son kısımla mı dua etmek caiz değildir? Hadis No: 52 Abdurrahman İbn İshak, Kasım İbn Abdurrahman'ın rivayetine göre bize şöyle dedi:
İbn Mesud,
“Allah’ım, ey lütuf ve kerem sahibi, sana hiç kimse lütufta bulunmaz, ey azamet ve ikram sahibi!” diye dua etmek. Ey lütuf ve kerem sahibi, senden başka ilah yoktur, muhacirlerin yardımcısı, komşusu. Korunma arayanların ve korkanların güvenli limanının. Eğer Kitabın Anası'nda ise Gerçekten ben bedbahtım, bedbahtlığımı Ana Kitap'tan sil ve beni Senin katında mutlu kıl. Eğer Ana Kitap'ta mahrum kalırsam ve rızkım az olursa Ana Kitap'tan sil. Kitaptan mahrumiyetim ve rızkım az ise beni katında mutlu ve hayırda başarılı kıl. Zira Sen, Peygamberine vahyettiğin kitabında şöyle buyurmuştun: Allah dilediğini siler, dilediğini sabit kılar ve ana O'nun katındadır. . Kitap. Ra`d Suresi, ayet 39. Dedi ki: Hiçbir kul bunları söylemez ki, Allah onun rızkını genişletmesin.
Dolayısıyla İbn Mesud (r.a.)'dan gelen kabul edilen rivayet, Ana Kitab'dan gelen bir silme ve tasdik değil, Ana Kitab'a uygun bir rivayettir.
Şeyh El-Elbani dedi ki: İbn Cerir, Şerik'ten, Hilal bin Hamid'den, Abdullah bin Ukaim'den, Abdullah bin Ukaim'den rivayet ederek şöyle dediğini rivayet etti: "Allah'ım, eğer beni ümmetin arasına yazdıysan, Ey Rabbim, beni mutlu olanların arasına kat. Dilediğini siler, dilediğini de sabit kılarsın. Ana Kitap senin katındadır.” Adamları güvenilirdir, ancak Sharik'in hafızasının zayıflığı hariç. Fakat o, Halid el-Haza'nın, Ebu Kılabe'nin, İbn Mesud'un, Allah ondan razı olsun, rivayetine göre Hammad bin Seleme'nin yoluyla kuvvetlendirilmiştir ki, o şöyle derdi: "Allahım, Eğer beni bedbahtlar ehli arasına yazdıysan, beni sil ve beni saadet ehli arasına yerleştir.” İbn Cerir ve Taberani “el-Kebir” adlı eserlerinde rivayet etmişlerdir ve rivayet edilenler güvenilir Müslüman adamlardır; ancak Ebu Kılabe İbn Mesud ile görüşmemiştir. Heysemî'nin dediği gibi, kendisinden önceki bağlı yolun güçlü bir şahididir.
في هذا الدعاء نجد هذا القول: ” اللهم إن كنت كتبتني عندك في أم الكتاب شقيًا أو محرومًا أو مطرودًا أو مقترًا علي في الرزق، فامح اللهم بفضلك شقاوتي، وحرماني وطردي، وإقتار رزقي وأثبتني عندك في أم الكتاب سعيدًا مرزوقًا موفقًا للخيرات كلها فإنك قلت وقولك الحق في كتابك المنزل وعلى لسان نبيك المرسل: (يمحو الله ما يشاء ويثبت، وعنده أم الكتاب):