Tiryaki Board

Tam Versiyon: Bir Gencin Tövbe Duası
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Bir Gencin Tövbe Duası

Peygamber soyundan bir gencin dertli dertli ağlayarak ettiği tövbe duâsı...

Mansûr bin Ammâr şöyle anlatır:
BİR GENCİN TÖVBE DUASI

Bir gece sabah oldu zannıyla dışarı çıktım. Ancak henüz sabah olmadığını gördüm. Bir evin önünden geçerken içeride birisinin dertli dertli ağlayarak şu duâyı yaptığını işittim:

“İlâhî, çok günah işledim. Kendime yazık ettim. Maksadım Sen’in sözünü imtihan etmek değildi. Ben kendi nefsime yenik düştüm. Hem gördüm ki ne kusur işlesem Sen bir şey yapmıyorsun, Sen’in Settâr sıfatına aldandım. İşlediğim günahları câhilliğimden işledim. Hatâ ettiğimi şimdi anladım. Bana azâb etsen hâlim nice olur! Vay bana, vay bana! Yâ Rabbi! Kullarına Sırât’ı geçmelerini emrettiğin gün kimisi cehenneme düşecek, kimisi cennete geçecek. Acabâ bu miskin kulun hangi gruptan olur?”

Bu arada cehennemden bahseden bir âyet işitildi. İçerde münâcâtta bulunan genç, bir kez “Âh!” etti ve iniltisi kesildi.

“Acabâ ne oldu ki sesi kesildi?” diye merak ettim. Evin yerini iyice tespit ettikten sonra evime döndüm. Sabah geldiğimde o kapı önünde bir cenâze vardı. Ne olduğunu sorduğumda annesi bana şunları anlattı:

“–Bu ölen oğlumdur. Peygamber Efendimiz’in soyundandır. Gece olunca namazgâhında sabaha kadar ağlardı. Gündüz kazandıklarını fakirlere infâk ederdi. Cehennem âyetlerinden birini işitince dayanamadı, ağlaya ağlaya düştü ve rûhunu Hakk’a teslîm eyledi.”

Ben de kendisine:

“–Ey hanım, oğlun cennete girdi. Çünkü Allâh korkusundan ağlayan, cehenneme girmez. Bu hâlde canını teslîm eden hiç cehenneme girer mi? Allâh’a şükret!” dedim.[1]

Dipnot:

[1]. Bkz. Darir Mustafa Efendi, Yüz Hadis Yüz Hikâye, haz. Selahaddin Yıldırım - Necdet Yılmaz, İst. 2001, s. 74-75.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan