Tiryaki Board

Full Version: Muhyiddini Arab-i Hz.’den Kehanetler
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.


MUHYİDDİN ARAB-İ HZ.’DEN KEHANETLER

1. “Benim mezarımı Yavuz Sultan Selim bulacak.” Yolu düşen herkes, İstanbul’da Fatih Çarşamba’da, Yavuz Selim camiine uğrasın. Kutsal emanetlerin bulunduğu yere gitsin. Orada taş üzerine yazılmış şöyle bir yazı görünecektir.

“İza dehallesinu veşşin. Zehere kabru muhiddin.” Türkçesi; sin, şine girdiği zaman, Muhiddin’in mezarı ortaya çıkar (bunun uzun hikayesi var. Şeriatçılar onun için ölüm fermanı çıkarınca mezarını gizledi). Burada şin ( ) Şam isminin baş harfidir. Yani, Yavuz Sultan Selim Şam’a girince demektir. Böylece kendisinden 277 yıl sonra (1517-1240=277) gelecek olan Yavuz Sultan Selim’in mezarını bulacağını haber veren Muhiddini Arabi (k.s.) geleceği Allah’ın izniyle biliyordu.

2. “Yavuz Sultan Selim 31 günde Mısır’ı alacak dedi.” Ne 30 oldu, ne de 32.. Dediği gibi çıktı. Geleceği ancak Allah bilir. Onun bildirmesiyle de nebiler ve veliler de bilir. İşte Allah’ın yakınlarının üstünlüğü.
3. “Osmanlı Devleti 600 seneden fazla yaşayacak ve yıkılacak.”

4. Şam’da 7 yaşında çocukken babası ile giden Mevlana Celaleddini Veli’yi görünce şöyle dedi: “Deryaya bak deryaya, gölün peşinden gidiyor.” Burada Mevlana’nın istidadından geleceğini görmüştü. Buradan da İbn-i Arabi’nin kalbiyle görüşünün keskinliğine bir kez daha rastlıyoruz. Kimliğini ve eserlerini bu açıdan değerlendirmek gerekir.

Bursalı İsmail Hakkı (k.s.) Kenzi Mahfi isimli eserin 83. Sayfasında şöyle der: “Hz. Ali’den (kerremellahu taalahü vecheh) sonra ekmel mezhair (Hakk’a mazharları bulunan) hatemülevliyadır. Yani Muhiddini Arabi (k.s.) ve ismi Muhammed bini Alidir (manası, Ali’nin oğlu Muhammed). Filhakika Ali’nin evladı maneviyesindendir. Ali, sureti Muhammed (yani Peygamberimizin sureti) olduğu gibi, Muhammed bini Ali dahi, sureti Ali ve belki sureti Muhammed’dir.”

Özetle diyor ki velayet ilmi, Muhammed Mustafa (s.a.v.)’dan damadı Hazreti Ali’ye geçti. Ali’den de, şeyhi ekber (bilinen) hatemülevliya namile maruf Muhiddini Arabi’ye uzandı (575 sene sonra). Bu ilim kablosu, kıyamete kadar gider. Soyu devam ettiren, oğul-torun akışı gibi.

SÖZLERİNDEN
“İlim Maluma tabidir“
“…Küçük insan, Büyük Alemin (makro-kozmos) bir minyatürüdür… İnsan varlığı, alemden daha da küçük olsa da, o Büyük Alemin bütün hakikatlerini kendisinde toplamaktadır. Bu sebepledir ki, bilge insanlar, bu aleme Büyük İnsan (İnsan-ı kebir) adını veriyorlar…” (Fusüs ul-Hikem)
“Dünya Yengeç burcunun etkisi altındadır, Berzah Alemi ise Başak burcunun hükmündedir. Ayrıca bir de Dünyanın ateşe dönmesi durumunda sahibi Yengeç burcu olmaktan çıkar ve Terazi burcunun hükmüne girer… Cehennem ateşine düşenlerin azabı sona erdiğinde ise İkizler burcu Dünyayı teslim almış olur. Cennet ve Cehennem ehline nezaret hakkı da 12 burca verilmiştir. Cennetteki hükümler hep bu 12 burçtan çıkar”
“Hakkın Rahmeti bizim günahlarımızdan büyüktür.”
“Seven kişi, içindeki eriyiğin sürekli değişmesiyle rengini değiştiren saf beyaz camdan yapılmış bir kase gibi, sevgilinin rengiyle renklenir.”
“Maddi hayata meyledenler için hayat deniz suyu içmeye benzer, içtikçe susarlar, susadıkça içerler.”
“Hakikatte Arş ve Beytullâh, Allah’ı bilen arifin kalbidir.”
“Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiçbir itikat ile kayıtlı olmaz”
“Bütün suretleri kabul edecek bir hale geldi kalbim benim, ceylanların otlağına döndü, keşişlerin manastırına
puthaneye döndü, tavaf edenlerin Kabe’sine kalbim
Tevrat levhalarına, Kur’an sayfalarına.
Ben Aşk dininin müntesibiyim..
Aşk bineği hangi yöne götürürse benim dinim, imanım orada.”
“Bana Senin vücudunun vahdetini şuhud ettir.”
“Benim gönlüm, her şekli, her sureti kabul eder hale geldi.” Benim yolum muhabbet yoludur. Muhabbet kervanı ne tarafa giderse ben de oraya yönelirim. Yani bizim gönlümüzün bir tarafında Cenab-ı İsâ’nın, bir tarafında Cenab-ı Musâ’nın ve baş köşesinde de Cenab-ı Mustafa ‘nın yeri vardır. Peygamberlerin hiç birisini diğerinden ayırt etmeyiz.
“Aşkımı bildiler lâkin, aşkımın kime ait olduğunu bilemediler.”
“Zahir “Ben” dediği vakit Batın “Hayır” der.
Batın “Ben” deyince Zahir yine “Hayır” der.

Muhiddini Arabi, velayet ve risalet itibarı ile hatemülevliya idi. Yani irfan bakımından Peygamberimizin mukabili idi. Hz. Ali (r.a.)’nin Peygamberimizden aldığı velayet ilminin kemalat bulan uzantısı olup, en geniş açıklama yapan ilahi ruhsata sahiptir. Bir başka manevi lakabı da ‘Şeyhi Ekber’dir.

En uzun oruç tutan dört isimden biridir. (sırasıyla) İdris (a.s.) 16 sene, ne yedi, ne içti, ne uyudu. İkincisi, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) 23 sene (Kur’an’ın iniş süresince) ne yedi, ne içti, ne uyudu. Görünürde hem yedi, hem içti, hem uyudu. Pazartesi-Perşembe günü oruçlu gözüktü. Biz ümmetine örnek olmak için. Üçüncüsü, Ebu Ukkalulmağribi’dir. 4 sene süreyle, ne yedi, ne içti, ne de uyudu. Ben Hakk’ın cemali ile iftar edeceğim dedi. Ve de öyle oldu.