![]() |
KUR’ÂN’IN TEMEL KONULARI BÖLÜM2 - Baskı Önizleme +- Tiryaki Board (https://tiryakiboard.com) +-- Forum: DİNİ İSLAMİ BİLGİLER (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=8) +--- Forum: iSLAMi BiLGiLER (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=187) +---- Forum: Dini Genel Bilgiler (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=204) +---- Konu Başlığı: KUR’ÂN’IN TEMEL KONULARI BÖLÜM2 (/showthread.php?tid=23204) |
KUR’ÂN’IN TEMEL KONULARI BÖLÜM2 - RasitTunca - 10-12-2023 KUR’ÂN’IN TEMEL KONULARI Kur’ân okumalarının bir başka şekli de mukabele olarak asr-ı saadetten bize intikal etmiştir. Mukabele bir kişinin Kur’ân okuyup diğer kişi ya da kişilerin onu dinlemesi ve okuduğunu kontrol etmesidir. Bu şekilde hem Kur’ân nüshaları hem de oku- nan Kur’ân her defasında yeniden kontrol edilir, okuyan ya da dinleyenler hatalarını düzeltir. Mukabele, Hz. Peygamber (a.s.) döneminden gelen bir gelenektir. Asr-ı saadette Peygamberimiz her sene Cebrail ile Kur’ân ayetlerini ve surelerini mukabele ederlerdi. Bazen Peygamberimiz okur Cebrail dinler, bazen de Cebrail okur Peygamberimiz (a.s.) dinlerdi. Hicretin 10. yılında Peygamberimiz (a.s.) ömrünün sonuna yaklaştığını hissetmişti ya da bu ona bildirilmişti. O sene Cebrail ile iki defa Kur’ân’ı mu- kabele etmişlerdi. Bu son mukabele idi. Bu şekilde Kur’an karşı tarafa arz edildiği için buna mukabele veya muaraza denilmiştir. (Bk. Buhari, Fedailü’l-Kur’ân, 7; Ahmed, II/399; VI/282) Kur’an sürekli okunması, mukabele ve müzakere edilmesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir kitaptır. Zira Kur’ân’daki her cüz sanki müstakil bir kitaptır ve farklı konular ile insanlardaki iman, ibadet ve ahlak bilincini yenilemekte, güçlendirip diri tut- maktadır. Elinizdeki bu çalışma da Kur’ân okumalarında faydalı olması ve bir takva (sorumluluk) bilinci kazandırması için her cüzden 3 temel konu seçilerek oluşturulmuştur. Kur’ân okurken bitirilen cüzden sonra o cüzdeki temel konuları/meseleleri ve mesajları yeniden hatırlamak ve genel hatlarıyla anlamak/müza- kere etmek hayatımızı ve toplumları değiştirecektir. Bu nedenle camide ya da evde her cüz okumalarından sonra söz konusu cüzle ilgili bölümün bu eserden okunması ve müzakere edilmesi güzel sonuçlara yol açacaktır. Kur’ân’ı her okuyuşta ya da her hatimde; farklı gözle ve he- defle okumak tavsiye edilir ki hem okuyucunun zihni diri kalsın hem de her okuyuşta Kur’ân’ın farklı bir yönünü keşfetsin. ALTINCI CÜZ (s. 101-120) İslam toplumu bilinç eğitimi ile yükselir: Aşırılıktan kaçınıp dengeli üretenler ve tüketenler, dengeli bir ümmet olma yolunda beşinci adımı atmış olurlar. Altıncı cüzde; Nisa suresinin son tarafı ve Maide suresinin ilk yarısı bulunmaktadır. Bu kısımdaki 3 konu (mesaj): 1. ORTA YOL BİLİNCİ İfrat ve Tefritten Kaçınmak Nisa suresinin ortalarındaki bazı ahkam konularından sonra, bu cüzde de Yahudi ve Hristiyanların ahkam ile ilgili hataları sıralanır ve Muhammed ümmetinin aynı hatalara düşmemesi istenir: Yahudiler peygamberlerine verdikleri sözde durmadılar, kitaplarının hükmünü terk ettiler, Hz. Musa’dan sonra gelen peygamberleri öldürmeye çalıştılar ve suikastlar düzenlediler. Hristiyanlar da dinlerinde aşırı/uç yorumlar yaptılar, Allah’ın kulu ve peygamberi olan Hz. İsa’ya (haşa) “Tanrı’nın oğlu” dediler. 2. HELAL GIDA BİLİNCİ Maide suresinin baş tarafında; helal ve haram konuları özet- lenmektedir. Mesela, behiymetü’l-enam denilen (davar, sığır ve deve cinsi) hayvanlar helal, ama ihramda kara avı yapmak haramdır. Allah’ın yeryüzündeki sembollerine (mesela, Kâbe tevhidin sembolü, kurban Allah’a yakınlığın sembolü), ayrıca savaşın haram olduğu aylara karşı saygılı olmak ve onların kut- sallığına/saygınlığına halel getirmemek gerekir. Leş, akıcı kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına (mesela putlar adına) ke- silen hayvanların eti haramdır. Eti yenen hayvanlar bir yerden düşerek, boğularak, boğazlanarak ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanarak ölmesi durumunda bunların etleri de haramdır (ölmeden önce yetişip kesilen helaldir). Eğitimli av hayvanının tuttuklarını yemek helaldir. Hayvanı avın üzerine gönderirken besmele çekmek gerekir. Ehl-i kitabın kestikleri helaldir, onla- rın kadınları ile evlenmek caizdir. Ancak Müslüman kadınlarla evlenmek efdaldir. 3. DENGE BİLİNCİ: ORTA BİR ÜMMET OLMA Maide suresinin sonraki bölümlerinde ise, bazı ahkam ko- nuları açıklanmaktadır. Abdest, gusül, teyemmüm (Maide, 5/6), şahitlik, cihad, kısas ve irtidat gibi. Ayrıca iman, ibadet ve adalet gibi hükümleri terk eden önceki ümmetlerin sapmaları aktarılır, bu sapmaların sonunda Allah’ın gazabına ve lanetine uğradıkları gerçeği hatırlatılır. ' YEDİNCİ CÜZ (s. 121-140) Kendilerini sürekli sorgulayan ve hatalarını düzelten insanlar İslam toplumunu/medeniyetini inşa ederler. Yedinci cüzde; Maide suresinin son tarafı ve Enam suresinin ilk yarısı bulunmaktadır. Bu kısımdaki 3 konu (mesaj): 1. HATALARIN BEDELİ Maide suresinin son tarafı helal gıda ve helal kazanç ile ta- mamlanmaktadır. Bu arada ayetler bazı hatalar için gerekli olan keffaretleri de açıklamaktadır. Bunlardan birisi yemin keffareti, diğeri de ihramlıyken kara avı yapan kişinin ödeyeceği bedel ko- nusudur (Maide, 5/89, 95). Sonra vasiyet için iki şahit tutma tavsiye edilir (Maide, 5/106-108). Surenin sonunda ise havarilerin, gökten mucize bir sofra (maide) inmesi için Hz. İsa’dan dua etmesini istemeleri ile ilgili bir olay anlatılır. Sonra bir mucize gerçekle- şir. Aslında bu ayet ile yeryüzünün tümünün mucize bir sofra (maide) olduğu mesajı verilir. 2. HATALAR DÜZELTİLMELİ Aksi Takdirde Kişinin Sonu Dinden Uzaklaşmak, Şirk ve Putperestlik Olabilir Maide suresinden sonra Enam suresi gelir. Tek parça halinde inen Mekkî bir suredir. (Bakara, Âl-i İmran, Nisa ve Maide sure- leri ise Medenî idi.) Önceki Medenî surelerde bir vahiy toplumu olan Yahudi ve Hristiyanların bozulma süreçleri ve hataları an- latılmıştı. Enam suresinde de aslında bir vahiy toplumu olan ve Hz. İbrahim, İsmail gibi peygamberleri kabul eden Arap cahiliye toplumunun hataları anlatılmakta, nasıl putperest bir toplum haline geldikleri açıklanmaktadır. Surenin başında kainatın ve insanın yaratılışı hatırlatılarak tevhid konusu ve önemi açık- lanmaktadır. Sonra cahiliye Araplarının risalet ile ilgili akıldı - şı talepleri zikredilmektedir. Onlar peygamberin meleklerden gönderilmesini istediler. ‘Eğer yeryüzünde melekler yaşasaydı o zaman melek bir peygamber gönderilirdi.’ şeklinde cevap verildi. Sonra müşriklerin ahiret ve dünya hayatı ile ilgili yanlış görüşleri tenkit edildi. 3. PEYGAMBERİN TEBLİĞ GÖREVİ Vahyin Rehberliğinde Hataları Düzeltmektir Bu bölümde Hz. İbrahim (a.s.) örnek verilir. O tevhid inancın- daydı. Hz. İbrahim (a.s.)’ın, tevhid inancını ispat için yıldız, ay ve güneş gibi varlıkların Tanrı olamayacağına dair bir sorgulaması aktarılır. Çünkü bunlar yok olan/değişen fani varlıklardır (Enam, 6/74-81). Yıldız, güneş, ay ve diğer varlıkları Allah insan için yarattı (Enam, 6/96-97), ama insanların bir kısmı bu nimetlere şükrede- cekleri yerde, bunları Tanrı edinerek Allah’a şirk koştular. Şirk gerçekten büyük bir zulümdür (haksızlıktır). ' SEKİZİNCİ CÜZ (s. 141- 160) Her dönemde cahiliye düşünce ve inançları görülür. Çünkü şeytan her asırda bütün insanları kandırmak ister. Siz bu mücadelede/yarışta geride ve arada kalmayın, cennete doğru koşun. ( Sekizinci cüzde; Enam suresinin son tarafı ve Araf suresinin ilk yarısı bulunmaktadır. Bu kısımdaki 3 konu (mesaj): 1. CAHİLİYE DÜŞÜNCELERİNDEN KURTULMAK Enam suresinin ana konusu olan cahiliye dönemi müşrik Arap- ların hataları sıralanmaya devam etmektedir. Bunlar; Allah’tan başkasının hükmünü kabul etmek, putlar için kurban kesmek, çocuklarını diri diri toprağa gömmek, yetime kötü davranmak, ölçü ve tartıda haksızlık yapmaktır. Enam suresi, cahiliye dü- şüncesine karşı İslam’ın tevhid inancının ortaya konulduğu bir söz/dua ile sona ermektedir (Enam, 6/161-165). 2. ŞEYTANA KARŞI DİKKATLİ OLMAK Bu cüzde ayrıca Araf suresi başlamaktadır. Önceki surelerde haktan sapan vahiy toplumlarından örnekler verilmişti. Yahu- diler, Hristiyanlar ve cahiliye Arapları... Bu surede ise tevhid ve şirk mücadelesinin ilk insan Hz. Adem ile başladığı; bu açıdan peygamberlerin tevhid ve doğruluğun temsilcileri, şeytanın ve avenesinin ise şirk ve sapkınlığın temsilcileri/ana sebepleri olduğu belirtilmektedir. Burada güzel bir uyarı bulunmakta- dır: “Ey Adem oğulları, dikkat edin! Şeytan, atalarınız (Adem ile Havva’yı) ayıp yerlerini kendilerine göstermek (rezil etmek) için elbiselerinden soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de kandır- masın/aldatmasın. Şeytan ve avenesi, hiç fark edemeyeceğiniz şekilde pusuda beklerler!..” (A’raf, 7/27). Hz. Adem ve Havva hata- larını anlayıp tövbe ettiler ve kurtuldular. Şeytan ise hatasında hâlâ ısrar etmektedir. 3. ARADA KALMAMAK-KARARSIZ OLMAMAK; CENNETE KOŞMAK GEREKİR Bu cüzün son kısmında ise, sureye adını veren Araf konusu zikredilmektedir. Araf, urf kelimesinin çoğulu olup yüksek yerler manasındadır. Bu terim cennet ile cehennem arasındaki bölgede bulunan yüksek yerler veya tepeler için kullanılmaktadır. Saha- beden gelen habere göre, Araf’ta duran kişiler günah ve sevapları eşit olan Müslümanlardır. Allah onlar hakkında hükmedinceye kadar bu ara tepede duracaklardır (Bk. Hakim, II/350 (3247); Taberani, Kebir, XXI/189 (11454)). DOKUZUNCU CÜZ (s. 161-180) Tarihin en önemli dönemleri, peygamberlerin yaşadıkları asırlardır. Çünkü onlar tevhid ve şirk mücadelesinde müminlerin önderleridir, Allah’ın rab (hakimiyet sahibi) olduğunu bütün dünyaya tebliğ eden ve insanları dünyevileşme tehlikesinden koruyan kişilerdir. Dokuzuncu cüzde; Araf suresinin son tarafı ve Enfal suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Bu kısımdaki 3 konu (mesaj): 1. PEYGAMBERLERİN MÜCADELESİ Tarihte Tevhid ve Şirk Mücadelesi İnsanoğlu Var Oldukça Devam Edecektir Bu cüzde Araf suresi peygamberlerin mücadelelerinden ör- neklerle tamamlanmaktadır. Söz konusu örneklerden en uzunu Hz. Musa dönemi ile ilgilidir. a. Burada Hz. Musa’nın Firavun ile mücadelesi, o dönemde Müslüman olan sihirbazların Firavun’un katliamı ile şehit olma- ları gerçeği (A’raf, 7/104-126). b. Hz. Musa’nın ve ashabının Firavun’un zulmünden kurtulma çabaları ve hicret talepleri, ayrıca o dönemde yaşanan kıtlık, tufan, çekirge, haşere, kurbağa ve kan yağması gibi belalar so- nunda Firavun’un Hz. Musa ve ashabına hicret için izin vermesi, ancak sonra sözünden dönüp ordusu ile Hz. Musa ve ashabın takip etmesi ve sonunda ordusuyla beraber denizde helak olması aktarılır (A’raf, 7/130-136). c. Bundan sonra Hz. Musa’nın kutsal bölge Sina dağına git- mesi ve orada 40 gün kalması, daha sonra kendisine vahyin yazılı levhalar halinde verilmesi, o dönemde Yahudilerin sap- maları ve ihanetleri anlatılır. Mesela, denizi geçerek Firavun’un şerrinden kurtulan İsrailoğulları, daha kurtulur kurtulmaz puta tapan bir kavim görünce Hz. Musa’dan bir put yapmasını iste- diler; Hz. Musa ise, onlara büyük bir cahillik yaptıklarını söyledi ve nasihat etti (A’raf, 7/138-140). İsrailoğullarının ikinci ihanet ve sapmalar ise, yanlarından 40 günlüğüne ayrılan peygamberleri Hz. Musa’dan sonra hemen altın, gümüş ve mücevherlerden bir buzağı yapıp tapmalarıdır (A’raf, 7/148-154). d. Sonra Ashab-ı sebt (Cumartesi ashabı) Yahudilerinin diğer hileleri (A’raf, 7/162) anlatılır, sıralanır. 2. ALLAH’A OLAN İLK SÖZÜMÜZ-AHDİMİZ Allah’a İlk Ahdimiz “Sen Bizim Rabbimizsin”, Sözüdür Bu cüzün ikinci bölümünde ise kalu bela olayı ile başlayan ilk ahid/söz hatırlatılır. (A’raf, 7/172-173); Allah’ın esma-i hüsnasının (güzel isimlerinin) doğru anlaşılması gerektiği bildirilir. İnsanın şirk koştuğu putlar ve şeytanlar açıklanır ve bunlara karşı mü- cadele edilmesi istenir. Kur’ân okunurken bile şeytanın pusuda olup vesveselerle kandırabileceği bildirilir ve Euzü besmele ile şeytanın şerrinden Allah’a sığınmak gerektiği açıklanır. Enam su- resi; dua, zikir, tesbih ve secde emriyle sona erer (A’raf, 7/204-206). 3. DÜNYEVİLEŞME TEHLİKESİ Allah Rızası İçin Çalışmayı/Tebliği/Cihadı Terk Etmek Dünyevileşmektir Bu cüzün son bölümünde Enfal suresi başlar; Bedir savaşın- daki ilk galibiyet ve ganimet problemi açıklanır. Çünkü savaştan sonra bütün gruplar ganimetlerin kendilerine ait olduğunu id- dia etmiş ve bir husumet ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine Enfal suresinin baş tarafı indirildi ve ganimetlerin hepsinin Allah ve Resûlüne (devlete) ait olduğu açıklandı, bütün zaferin ve gani- metlerin Allah’ın yardımıyla kazanıldığı hatırlatıldı. Ancak mü- minler hatalarını anlayıp pişman oldukları ve tövbe ettikleri için yeni inen ayetlerde; ganimetlerin humusu (1/5’i) Allah ve Resûlüne (devlete) kalacak, beşte dördü (4/5’i) ise mücahitler arasında dağıtılacak şeklinde uygulama başlatılır (Enfal, 8/41). O dönemde savaş teçhizatını her mücahit kendisi tedarik ettiği için ganimetten hisse sahibi oluyordu. Ama daha sonraları devlet, askerinin bütün ihtiyaçlarını ve savaş durumunda teçhizatını tedarik ettiği için ganimetler tümüyle devlete kaldı. Ayrıca bu 9. cüzün son tarafında müşriklerin tuzakları, tutarsız talepleri ve kaçınılmaz savaş gerçeği aktarılır, Müslümanların savaşa hazır olmaları istenir. ONUNCU CÜZ (s. 181 - 200) Müslüman ahlak temelli bir mücadele stratejisi geliştirilmelidir. Sosyal problemlerin çözümü ancak; infak ve gelir dağılımındaki adaletin sağlandığı ekonomik bir sistemle olur. Onuncu cüzde; Enfal suresinin son tarafı ve Tevbe suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Bu kısımdaki 3 konu (mesaj): 1. SAVAŞ AHLAKI Savaşta Bile Ensar-Muhacir Gibi Ahlaklı Olmak ve Kulluğa Devam Etmek Gerekir Enfal suresinin son tarafında Bedir savaşı örneği üzerinden savaş stratejileri anlatılır. Ayrıca savaşta da ahlaklı olma ve kul- luk emredilir. Bunlara dikkat edilirse Allah’ın yardımı her zaman Müslümanlarla beraberdir. Bir kavim kendisini değiştirmedikçe Allah da onlara olan nimetini değiştirmez (Enfal, 8/53). Müslü- manlara yardım eden ve kalplerini birleştiren Allah’tır (Enfal, 8/63). Surenin sonunda Medine’ye hicret eden muhacirler ve onlara yardım eden ensar anlatılır, onlar medh edilir ve imanın topluma yansımasının muhacir-ensar kardeşliğinden, ayrıca sıla-ı rahime riayet etmekten geçtiği hatırlatılır ve sure tamamlanır. 2. İSLAM TOPLUMUNUN DÜŞMANLARI Burada iki düşman üzerinde durulur: a. Anlaşmaları Bozan Müşrikler/Kâfirler b. Sürekli Fitne Çıkaran Münafıklar Onuncu cüzün bu bölümünde Tevbe suresi başlar. Bu sure Enfal suresinin devamı niteliğinde olduğu için başında besmele bulunmamaktadır. Ayrıca sure, anlaşmayı bozan ve bölgede sü- rekli fitne çıkaran müşriklere verilen bir ültimatom ile başlar. Bu nedenle de surenin başında rahmet ifadesi olan besmelenin bulunmadığı belirtilir. Bu bölümde yeryüzünde fitne çıkaran düşmanlara karşı savaşa hazır olunması gerektiği açıklanır. Ay- rıca önemli bir iç tehlike olan ve İslam toplumunun birliğini bo- zan, moralini çökertmeye çalışan münafıklar üzerinde durulur. Onların ahlaki zaafları, çalışma usulleri ve stratejileri anlatılır. Müslümanların bunlara karşı da dikkatli olmaları ve mücadele etmeleri gerektiği hatırlatılır. Çünkü bir toplumun iç ve dış gü- venliği çok önemlidir. 3. İSLAM EKONOMİSİNİN HEDEFLERİ Özellikle İki Hedef Üzerinde Durulur: a. İnfak b. Sermayenin Adil Paylaşımı Bu cüzün son kısmında infaktan bahsedilir. Ekonomik refahın sağlanması için çalışma ve teknoloji üretme yanında toplumsal yardımlaşma modeli olan bir infak stratejisi geliştirilmesi de em- redilir. Yardıma muhtaç olanların mutlaka korunması gerektiği hatırlatılır. Toplumsal yardımlaşmanın bir parçası olan zekat ve sadakaların kimlere verileceği açıklanır (Tevbe, 9/60). Bütün bu çalışmaların İslam toplumunu güçlendireceği ve kalpleri bir- leştireceği anlatılır. Bu noktada da olumsuz propaganda yapan münafıklara yeniden dikkat çekilir. Kaynak : Rıfat ORAL Ankara - 2020 Diyanet YAYINLARI KUR’ÂN’IN TEMEL KONULARI BÖLÜM2 |