![]() |
Husuf ve Küsuf Namazı - Baskı Önizleme +- Tiryaki Board (https://tiryakiboard.com) +-- Forum: DİNİ İSLAMİ BİLGİLER (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=8) +--- Forum: iSLAMi BiLGiLER (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=187) +---- Forum: ibadetlerimiz Hakkında Bilgiler (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=193) +---- Konu Başlığı: Husuf ve Küsuf Namazı (/showthread.php?tid=26963) |
Husuf ve Küsuf Namazı - RasitTunca - 03-13-2024 KÜSÜF NAMAZI Küsuf (güneş ve ay tutulması) namazı, Hz. Peygamber (sallallahu aley hi ve sellem) ' in sünneti ile sabittir. el-Muvaffak der ki: Güneş tutulmasının meşruiyeti hakkında ilim adamları arasında bir ihtilaf bilmiyoruz. İlim eh linin çoğuna göre ise Küsuf namazı, ay tutulması hakkında meşru' dur. Bunu, Ata, el-Hasen, Nehai, İmam Şafü ve İshak söylemiştir. Hz. Pey gamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki Güneş ve Ay hiçbir kimsenin ne ölümünden ne de doğumundan dolayı tutul mazlar. Fakat bunlar, Allah'ın (kudretine delalet eden) alametlerindendir. Bunların tutulduklarını görünce hemen namaz kılın." Buhari ve Müslim ittifak etmiştir. 960 Her ikisi hakkında namaz kılınmasını bir emir şeklinde buyurmuştur. İmam Malik der ki: Ay tutulması hakkında bir sünnet yoktur. İmam Malik'in, İbn Abdilberr ve Ebu Hanife' den naklettiğine göre, o ikisi şöyle demişlerdir: "İnsanlar ay tutulmasından dolayı namazı münferit olmak üzere, ikişer rekat olarak kılarlar, cemaatle ise kılmazlar. Çünkü bu neden le dışarı çıkmalarında bir zorluk vardır." "Geçen ifadelerle, bir de iki tutulmadan birisi alacağı ve bu durumda güneş tutulmasının daha aşikar sayılacağı" şeklinde cevap verilmiştir. Bu namazın cemaatle ve münferit olarak kılınması da sünnettir. Bunu, İmam Malik ve İmam Şafü söylemiştir. Çünkü Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur: "Bunların tutulduklarını görünce hemen namaz kılın." Zira bu, bir nafile namaz olduğuna göre -diğer nafileler gibi- münferit şekilde kılmak da caiz olur. Bu namazın cemaatle yerine getirilmesi daha faziletlidir. Çünkü Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) bu namazı, cemaatle kılmış ve sünnet olan da bu namazın mescidde eda etmektir. Zira Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi 960 Buhar! ile beraber Fethu'l Bari, Cilt: 2, Sayfa: 526.; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 618, 628, 630. ve sellem) bu namazı mescid içersinde yerine getirmiştir. Hz. Aişe der ki: "Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında bir defa Güneş tutul du. Bunun üzerine mescide çıktı ve insanları (namaz için) arkasında saf yaptırdı." Buhar! ve Müslim ittifak etmiştir.961 Bu namaz, hem hazar ve hem de seferde kılınabilir. Çünkü Allah'ın Elçisi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bunların tutulduk/arını görünce hemen na maz kılın." buyurmuştur. Aynı zamanda bu namazı kadınlar da kılabilir ler. Çünkü "Hz. Aişe ve Esma, bu namazı Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraber kılmışlardır. "962 Küsuf namazı kılınacağı vakit; Namaz toplayıcıdır, anlamında "es Sô./ôtu Cô.miatun" demek sünnettir. Çünkü bu noktada gelen Abdullah b. Amr'ın rivayetine göre, o şöyle demiştir: "Allah'ın Elçisi (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutulduğu zaman, "es-Sô.lô.tu Cô.miatun (Namaz toplayıcıdır) " diye nida edilirdi." Buhari ve Müslim ittifak etmiştir. 963 Küsuf namazında ezan da kamet de sünnet değildir. Çünkü Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem), bu namazı ezan ve kamet olmadığı halde kıldırmıştır. Küsuf namazının kıhmşı: Küsuf namazında müstehap olan, onu iki rekat olarak kılmaktır. İftitah tekbirinden sonra açılış (dualarını) okur, euzü çekip Fatiha'yı ve Bakara suresini ya da o uzunlukta (başka) bir sureyi okur. Sonra rüku eder ve Yüce Allah'ı yüz defa tesbih eder. Ardın dan kalkıp, "Semiallah'u limen Hamideh, Rabbena ve leke'/ Hamd" der ve ardından Fatiha'yı ve Ali İmran suresini ya da bu uzunlukta bir sureyi okur. Sonra rüku'ya gider ve ilk rükusunun üçte ikisi kadar bekler ardın dan kalkar; "Semial/ah'u limen Hamideh, Rabbena ve leke'/ Hamd" der ve secdeye gider ve iki secdesini de uzun tutar ve ardından ikinci rekat için ayağı kalkar, Fatiha'yı ve Nisa suresini okur ve peşine rüku eder, öncesi kadar onu uzatır. Ardından kalkıp, "Semial/ah'u limen Hamideh, Rabbena ve leke'/ Hamd" der ve ardından secdeye gider ve onu uzatır. Bu şekilde toplam iki rekat kılmış olur. Her rekatta iki kıyam, iki kıraat, iki rüku ve iki secdesi olmuş olur. Gece de olsa gündüz de olsa kıraati cehri 961 Buharı ile beraber Fethu'I Bari, Cilt: 2, Sayfa: 533; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 619. 962 Buhar! ile beraber Fethu'I Bari, Cilt: 2, Sayfa: 543. 963 Buharı ile beraber Fethu'I Bari, Cilt: 2, Sayfa: 533, 538; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 627. olarak okur. Söz konusu kıraatteki bu takdir, İmam Ahmed' den nakle dilmiş değildir. Ancak ondan gelen nakilde, birinci kıraatin, ikincisinden daha evla olacağı yönündedir. İbn Abbas'ın hadisinde gelen takdirde ise; "Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), Bakara suresindeki kıraat mikta rı kadar uzunca bir kıyamda durdu . . . " şeklinde geçmektedir. Buhar! ve Müslim ittifak etmiştir. 964 Hz. Aişe hadisinde ise şöyle geçmektedir: "Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ' in (kıyamdaki} kıraatini tahmin ettim. Bakara Suresi ka darını okuduğunu zannettim . . . Sonra kalkıp kıraati yine uzattı. Onun buradaki kıraatini de tahmin ettim. Al-i İmran Suresi kadar okuduğunu zannettim."965 Bu görüşü İmam Malik ve İmam Şafii kabul etmiştir; ancak onlar: Secdeyi uzatmaz, demişlerdir. Bunu, onlardan İbn Munzir aktar mıştır. Çünkü bu nakledilmiş değildir. Buna ise Hz. Aişe hadisinde gelen: "Sonra secde etti ve secdeyi de uzattı. . . " ve "uzunca bir secde yaptı. . . " ifadeleriyle, bir de ikinci rekat hakkında: "Sonra birincisine benzemeyen (uzunca) bir secde yaptı. . . " lafzıyla cevap verilmiştir.966 Bunun yanında hadis-i şerifte bu ifadenin terk edilmiş olması Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) 'den bunun sabit oluş meşruiyetini engellemez. 967 İmam Malik, İmam Şafii ve Ebu Hanife şöyle demişlerdir: Güneş tutulmasından dolayı kılınacak namazda cehri olarak okunmaz, (ama) ay tutulmasından dolayı kılınacak namazda cehri olarak okunur. Çünkü Hz. Aişe'nin sözü: "O (sallallahu aleyhi ve sellem)'in kıraatini tahmin ettim . . . " şeklinde gelmiştir. Şayet kıraati cehri olarak okusaydı bu durumda bir tah min ve zanna gerek olmazdı. Aynı şekilde İbn Abbas'ın: "Hz. Peygamber 964 Buhar! ile beraber Fethu'I Bari, Cilt: 2, Sayfa: 540; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 626. 965 Ebu Davud, Cilt: 1, Sayfa: 701, 702, Muhammed b. İshak tarikiyle nakletmiştir. Ken disi bu hadisi açıkça aktardığını söylemiştir. el-Hafız da el-Feth, Cilt. 2, Sayfa: 530 eserinde bu hadise işarette bulunmuştur. Bu ziyadeyi zikretmiş ve onu Ebu Davud'a nisbet etmiş, üzerinde (görüş belirtmeyip) susmuştur. 966 Buhar! ile beraber Fethu'l Bari, Cilt: 2, Sayfa: 529, 535, 544; Buhar!, Cilt: 2, Sayfa: 538; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 628. Buhar!' de yer alan Hz. Aişe'nin kavli şöyledir: "Bu secdeden daha uzun bir secde yapmış değilim." 967 Bu araştırma hakkında bakınız: Fethu'I Bari, Cilt: 2, Sayfa: 538, 539. (sallallahu aleyhi ve sellem), Bakara suresindeki kıraat miktarı kadar uzunca bir kıyamda durdu . . . " şeklindeki kavli de bu yöndedir. Buhari ve Müslim'in ittifak ettiği968 ve Hz. Aişe'nin naklettiği: "Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), Küsuf namazında kıraati uzun tuttu ve açıktan okudu." hadisiyle buna cevap verilmiştir. Hz. Aişe'nin "tahmin et tim" sözüne gelirsek; muhtemelen bu "işittim" anlamındadır ve bu lafızla uzaklık anlamı anlaşılmaz yahut da Kur'an'ın başından olmaksızın Bakara suresi miktarı kadar kıraat etti. . . şeklinde anlaşılmaktadır. Sonra Cehri okunmasıyla ilgili gelen hadis, hem sahih gelmiştir ve hem de açıktır. Öy leyse buna benzer ifadelerle nasıl çelişki oluşturabilir? Namazın sıfatına dair söz konusu olan delile gelince, onu Hz. Aişe rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine mescide çıktı. İnsanlar da onun arkasında saf oldular. Allah'ın Elçisi (sallallahu aleyhi ve sellem) tekbir aldı ve uzun bir kıraatle Kur' an okudu. Sonra tekbir aldı uzun bir rüku yaptı. Ardından: "Semial/ahu limen hamideh" dedi ve doğruldu. Secde etmedi ve uzun bir kıraatle Kur'an okudu. Bu ikinci kıraati birincisinden daha kısa idi. Sonra tekbir aldı ve uzun bir rükuda bulundu. Bu ikinci rüku birinciden daha kısa idi. Sonra: "Semiallahu limen hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd" dedi. Sonra secde etti. Bu secdeden sonra son rekatte de aynı şeyleri birinci rekattaki gibi söyledi. Böylece Allah' ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) iki rekatte dört secde ile dört rükuyu kemale erdirmiş oldu. Namazdan çıkmadan önce ise güneş açıldı." Buhari ve Müslim ittifak etmiştir. 969 İbn Abbas'tan buna benzer bir rivayet de gelmiştir. 970 Ebu Hanife şöyle demiştir: (Küsuf namazını) nafile namazı gibi iki rekat olarak kılar. Çünkü bu noktada rivayet edilen Numan b. Beşir hadi sinde, o şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanın 968 Buhari ile beraber Fethu'l Bari, Cilt: 2, Sayfa: 549; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 620. el Hafız der ki: Bu şekilde görmeyenler bunu ay tutulmasına dair hamletmiştir. Ancak doğru değildir. Çünkü İsmfüli, bu hadisi Velid'den, lafzıyla başka bir yönden: "Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında güneş tutuldu . . . " şeklinde rivayet etmiştir. Sonra da hadisi zikretmiştir. 969 Buhari ile beraber Fethu'l Bari, Cilt: 2, Sayfa: 533; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 619. 970 Buhari ile beraber Fethu'l Bari, Cilt: 2, Sayfa: 540; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 626. Namaz Bölümü 471 da güneş tutuldu. Bunun üzerine O mescide çıktı, iki rekat namaz kıldı ve her iki rekatta da kıyamı uzattı, güneş kurtulduğunda namazdan ayrıldı. "971 Kablsa'dan nakledildiğine göre ise Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: "Bunları (güneş ve ay tutulmasını) gördüğünüz zaman en son kıldığınız farz namaz gibi namaz kılınız. "972 rekat kılar . el-Muvaffak der ki: İleri sürdükleri hadislere gelince, bunlar ittifakla metruk olup, kendileriyle amel edilmeyen hadislerdir. Çünkü onlar: "İki . . " demişlerdir. Nitekim bu noktada gelen en-Numan hadisin de: "İki rekat kılar ardından iki rekat kılar taki güneş açılmaya başlar . . . " ifadesi geçerken, Kablse hadisinde ise: "Bu namazı en son kıldığınız farz namaz gibi kılınız. " şeklinde geçmektedir. Bu durumda, her iki hadis de diğeriyle çelişki oluşturmuş olmaktadır. Üstelik Kablsa hadisi mürseldir. Muhtemelen Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) her bir rekatta iki rüku yapmak suretiyle iki rekat namaz kılmıştır. Şayet bu çelişki takdir edilecek olursa, bu durumda bizim ileri sürdüğümüz hadisleri almak daha evla olur. Çünkü sahih oluşu ve rütbesi yanında, (Hadis) imamlarının, sıhhati ve (rekattaki) ziyadeyi içermiş olması yönüyle, ittifak ettikleri hadislerden sayılmaktadırlar. Zira sika (güvenilir) bir kimseden gelen bir ziyade, mak bul sayılmıştır. Okuyacağı bu kıraati uzun da olsa kısa da olsa, yaptığı caiz olur. Küsuf namazında ise hutbe yoktur. Bu, Malik'i mezhebinin ve Rey asha bının görüşüdür. İmam Şafü ise; Cuma hutbesinde olduğu gibi iki hutbesi vardır, demiştir. Çünkü bu noktada Hz. Aişe şunu rivayet etmiştir: Sonra güneş açılmış olduğu halde Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) na 971 Ahmed, Cilt: 4, Sayfa: 267, 269.; Ebu Davud, Cilt: 1, Sayfa: 704 ve Hakim, Cilt: 1, Sayfa: 332, Ebu Kilabe'nin farklı ve çelişkili lafızlar tarikiyle nakletmiştir. Nasbu'r Raye, Cilt: 2, Sayfa: 228'de şöyle der: Ebu Kilabe'nin, Numan'dan yaptığı semaı hakkında konuşulmuştur. İbn Kattan der ki: Bu hadisin isnadı hakkında tartışılmıştır. Sonuç olarak hadis, isnad ve metin açısından muztariptir. Sahih oluşu hakkında ve tek rüku etmeye dair delil getirme noktasında söz söylemeye engel teşkil etmektedir. Beyhaki der ki: Bu hadisin lafızları 972 Ebu Davud, Cilt: 1, Sayfa: 701, 702, Muhammed b. İshak tarikiyle nakletmiştir. Ken disi bu hadisi açıkça aktardığını söylemiştir. el-Hafız da el-Feth, Cilt. 2, Sayfa: 530 eserinde bu hadise işarette bulunmuştur. Bu ziyadeyi zikretmiş ve onu Ebu Davud'a nisbet etmiş, üzerinde (görüş belirtmeyip) susmuştur. mazdan çıktı ve halka hutbe verdi. Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Muhakkak ki Güneş ve Ay Yüce Allah'ın kudretine dela let eden ayetlerindendir. Bunlar, bir kimsenin ölümü ya da doğumu için tutulmazlar. Öyleyse siz bunu (Güneş veya Ay tutulmasını) gördüğünüz vakit hemen tekbir getirin. Allah'a duaya koyulun, namaz kılın, sadaka verin . . . " Buhari ve Müslim'in ittifak etmiştir.973 "Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ' in (burada) onlara namaz kıl malarını, duaya koyulmalarını, tekbir getirmelerini ve sadaka vermelerini emrettiği, ama onlara hutbe vermelerini ise emretmediği" şeklinde cevap verilmiştir. Şayet hutbe vermek sünnet olsaydı onlara bunu emrederdi. Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ' in onlara namaz sonrasında hut beyi irad etmiş olması, sadece bunun hükmünü öğretmek içindir. Bu ise O'na has bir uygulamadır. Zira O'nun -tıpkı Cuma namazında olduğu gibi- iki tane hutbe irad ettiğine işaret eden bir haber bulunmamaktadır. Allah'u Teala'yı zikretmek, duaya koyulmak, istiğfarda bulunmak, sa daka vermek, köle azat etmek ve Yüce Allah -gücü yettiği ölçüde- yakın olmak müstehap sayılmıştır. Çünkü bu yönde Hz. Aişe hadisi gelmiştir. Ebu Musa hadisinde ise şöyle geçer: "Allah'ı zikretmeye, O'na dua etmeye ve istiğfarda bulunmaya koyulun . . . " Buhari ve Müslim' in ittifak etmiştir. 974 Esma' dan gelen rivayete göre, o şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) güneş tutulduğu zaman köle azat edilmesini emretti. "975 Küsôf namazının hükmü ve vakti: Küsuf namazı müekked bir sünnettir. Çünkü Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) bu namazı kıldığı gibi bir de kılınmasını emir buyurmuştur. Bu namazın vakti; tutulma anıyla başlar, aydınlanmaya (yani tutulmanın gitmesine) kadar da devam eder. Şaye namaz bu vakitte kaçırılacak olursa, kazası yapılmaz. Çünkü Hz. Peygam ber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bu tutulmadan bir şey görecek olursanız, tutulma açılana değin namaz kılınız. "976 Namazın bitişini ay 973 Buharı ile beraber Fethu'I Bari, Cilt: 2, Sayfa: 529; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 618. 974 Buharı ile beraber Fethu'l Bari, Cilt: 2, Sayfa: 545; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 629. 975 Buharı ile beraber Fethu'l Bari, Cilt: 2, Sayfa: 543, 544; Cilt: 5, Sayfa: 150. 976 Bak: Buharı ile beraber Fethu'l Bari, Cilt: 2, Sayfa: 526, 546, 547; Müslim, Cilt: 2, Sayfa: 622, 623, 628, 630 . . . dınlanma durumu ile sınırlamıştır. Şayet namaz kılarken tutulma bitecek, ortalık aydınlanacak olursa, hafif tutarak namazı tamamlar. Namazı biti recek olur da tutulma da tam tepede olursa, namaza eklemede bulunmaz, zikir ve istiğfar ile meşgul olur. Çünkü Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) ekleme de bulunmamıştır. Yasak vakit içerisinde kılınacak Küsuf namazı: Şayet namaz, namaz vaktinin dışında (yani yasak olan bir vakit içerisinde) söz konusu olursa, namaz yerine tesbihte bulunur. Bu, mezhebimizin açık görüşüdür. Bu, aynı zamanda İmam Malik ve Ebu Hanife'nin de görüşüdür. İmam Ahmed' den gelen nakile göre; bu durumda yasak olan vakit dahi olsa Küsuf namazını kılabileceklerini belirtmiştir. Bu, Şafü mezhebinin de ka bul ettiği görüştür. Her iki görüşe ait deliller ise geçmişti. 977 Kaynak Delilleriyle Hanbeli Fıkhı el-Muğni 1 |