![]() |
Kâbe ve Hac - Hakkinda Bilgiler - Kâbe ve Hac - Kabe Resimleri - Baskı Önizleme +- Tiryaki Board (https://tiryakiboard.com) +-- Forum: GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİ (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=10) +--- Forum: GENEL KÜLTÜR BiLGiLERi MAiN (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=229) +---- Forum: Sanal Dergi (https://tiryakiboard.com/forumdisplay.php?fid=245) +---- Konu Başlığı: Kâbe ve Hac - Hakkinda Bilgiler - Kâbe ve Hac - Kabe Resimleri (/showthread.php?tid=6236) |
Kâbe ve Hac - Hakkinda Bilgiler - Kâbe ve Hac - Kabe Resimleri - RasitTunca - 05-09-2019 Kâbe ve Hac - Hakkinda Bilgiler - Kâbe ve Hac - Kabe Resimleri Kâbe (Arapça: الكعبة المشرفة, Kâbe-i Şerif), Mekke'de bulunan yaklaşık olarak küp şeklinde bir ibadethanedir. İslâm dininin ilk ve en kutsal mekânı kabul edilir.[1] Bu yapının etrafında Mescid-i Harâm bulunur. Kur'an'da Kâbe'nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından revaklarıyla inşa edilmiş olduğu belirtilir.[1] Dünya'daki bütün Müslümanlar, nerede olurlarsa olsunlar, namazlarını Kâbe'ye dönerek kılarlar.[2][3][4] Kâbe'nin olduğu yöne kıble denir. İslâm'ın beş temel şartından biri olan Hac sırasında Kâbe; farz olan ziyaret tavafı ve vacib olan veda tavafı ile en az iki kere tavaf edilir. Bunların dışındaki tavaflar ise sünnettir. Tavaf, (yukarıdan bakıldığında) saat yönünün tersine bir yönde Hacerü'l-Esved köşesinden başlayarak Kâbe'nin etrafında yedi tam tur yürümektir. Tavaf sırasında dönülen her bir tur'a ise şavt denir. Tavaf ayrıca Umre'nin de şartları arasındadır. Hac sırasında yaklaşık 6 milyon hacı toplanarak aynı gün tavaf yaparlar.[5][6] Yapısı ve ölçüleri Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide “Mescid-i Harâm” (المسجد الحرام) denilmektedir. Kâbe'nin geniş duvar yapısı yaklaşık bir küp biçimindedir. Kabe'nin Kuzeydoğu duvarı 12,63 kuzeybatı duvarı 11,03 güneybatı duvarı 13,10 metre güneydoğu duvarı 11,22 metre ve yüksekliği 13 metredir. Boylece 145 m² alan üzerine kurulmuştur. Duvarlarında kullanılan taşlar Mekke tepelerindeki granit taşlardandır. Kâbe'nin bölümleri Kâbe'nin bölümleri. Numaraların açıklamaları için yandaki metne bakınız. Kâbe'nin içerisine ancak yılda iki defa (Ramazan ayı başlamadan ve Kurban Bayramı ile Hac ziyaretleri başlamadan yaklaşık 15 gün önce) "Kâbe'yi temizleme töreni" adı verilen törenle Kâbe'nin anahtarını geleneksel olarak ellerinde tutan Beni Şeybe kabilesi mensupları ve seçilmiş misafirler girebilmektedir. Kâbe kapısı zeminden yüksekte olduğu için özel bir tekerlekli merdiven kullanılarak girilir. Kâbe'nin tavanı ahşaptır. Tabanı mermer ve kireçtaşı kareler ile kaplıdır. Tavana kadar iç duvarlarının alt yarısı mermerle kaplı olup bu mermer duvar üstüne üzerine Kur'an'dan ayetler kazılmış olan mermer tabletler konulmuştur. İç duvarların üst tarafı üzerinde altın işleme ile Kur'an ayetleri bulunan bir yeşil bez ile kaplıdır.[7] Hacerü'l-Esved: Doğu köşesinde bulunan kara parlak taştır. Müslümanlar tarafından Cennet'ten indiğine inanılır.[8] Kâbe'de çıkan bir yangında bu taş ısı değişimi nedeniyle kırılıp 15 parçaya bölünmüştür. Günümüzde taşın parçaları gümüş bir çerçeveyle bir arada tutulmaktadır. Görünen kısmı yaklaşık 16,5x20 cm'dir. 930'da Mekke'yi basıp Kâbe'yi ellerine geçiren Ebu Tahir Cannabi idaresindeki Karamatiler bu taşı Mekke'den alıp Doğu Arabistan'da üsleri olan el-Ahsa vahasına götürmüşler ve Abbasiler de 952'de bu taşı geri almak için büyük fidye ve tazminat vermek zorunda kalmışlardır.[kaynak belirtilmeli] Kâbe Kapısı: Kâbe'nin doğu duvarında zeminden 2,13 metre yükseklikte bulunmaktadır. Altın Oluk veya Mizab: Kuzey duvarı üzerinde bulunan altından yapılmış oluk. Mekke'de ender yağan yağmur sularını Kâbe'nin çatısından indirmek için 1627'de Osmanlılar tarfından yapılmıştır.[9] Şâdervân: Kâbe'nin duvarlarının diplerini yağmur ve sel sularından korumak amacıyla yapılan mermerden koruma. Hicr: "Hicru İsmail" olarak da bilinen, Kâbe'nin batı duvarının önünde bulunan ve 90 cm yüksekliğinde ve 1,5 m eninde beyaz mermerden yapılmış "İsmail Duvarı" ya da "Hatîm" adı verilen kavisli yarım daire şeklinde alçak duvarla sınırlanmış bir bölge.[10] Multezem: Kâbe'nin doğu duvarında Kâbe kapısı ile Hacerü'l-Esved arasındaki duvar kısmı. Bazı hadislerde multezemin duaların kabul edildiği mubarek bir yer olduğu belirtilmiştir.[11] Peygamber ile sahabe ve tabiinden birçok kimsenin burada dua ettiği nakledilmiştir.[12] Abdullah b. Amr b. As, Peygamber'in multezeme gelerek göğsünü, yüzünü ve ellerini açarak oraya yapıştırdığını ve o şekilde dua ettiğini rivayet etmektedir.[13] Ancak izdihamdan dolayı günümüzde başkalarına eziyet etmeden bunun yapılmasına imkan yoktur. Bu sebeple multezemin karşısında durularak dua edilmesi daha uygundur.[14] Makam-ı İbrahim: İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâbe inşaa edilmekte iken İbrahim'in ayak izini bıraktığı bir mevki. Hacerü'l-Esved veya Şarki köşe: Doğu köşesi. Yemânî veya Ruknülyemânî köşe: Güney köşesi. Şâmî köşe: Batı köşesi. Irakî köşe: Kuzey köşesi. Kâbe Örtüsü veya Kisve: Kâbe'nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü. Üzerindeki örtü ipekli bir kumaştan dokunmuş olup, üzerine Kelime-i Şehadet işlenmiş, çatıya yakın kısmında çevresine altın işlemeli bir şerit geçirilmiş; kemer biçiminde olan bu şeritte de Kur'an ayetleri işlenmiştir. Bu örtü her sene hac mevsiminde yenilenmektedir. Tavaf'ın başlangıç çizgisi olarak kullanılan mermer bant. Cebrail Makamı: Kâbe'nin doğu duvarının önünde kapının bulunmadığı kısımda "Irakî" köşesinin hemen yanında bulunan mevkii. Tarihçe Reşidüddin Hamedani'nin Cami’üt-Tevarih'inden bir minyatür, (yak. 1335), 605 yılında Muhammed bin Abdullah'ın Hacerü'l-Esved'i Kabe'ye yerleştirme hikayesini tasvir eder. Kâbe, tarih boyunca birçok değişikliklere maruz kalmıştır. Çeşitli dönemlerde kısmen ya da bütünüyle yeniden inşa edilmiştir. Kâbe'nin ilk olarak Adem tarafından yapıldığına ancak ondan geriye sadece temellerinin ayakta kaldığına inanılır. Kur'an'a göre İbrahim ve İsmail peygamberler tarafından temelleri yükseltilmiştir. İslam'dan önce Kâbe'de pagan Araplar tarafından kutsal sayılan 360 tane put bulunmaktaydı. Bunların en büyüğü en güçlüsü Al-İlâh'ın Güneş'le evli olup Al-Uzza, Al-Menat ve Al-Lât adlı üç kızı olduğuna inanılırdı. Putların yanı sıra İbrahim, İsmail, İsa ve Meryem'in figürlerinin de yer aldığı kaydedilmiştir. Muhammed zamanında Kâbe Müslümanların kontrolüne geçti ve bütün putlar kaldırıldı. Kabe bugün 16 metrelik yüksekliğe sahiptir. Ancak Mekke’'nin fetih günü Muhammed'in damadı Ali’yi omuzlarına çıkarıp onun da Kâbe’nin üzerindeki putları aşağı indirip kırdığına dair hadise dayanarak 630 yılında yüksekliğinin günümüzdekinden daha alçak olduğuna inanılır. Yezid ve İbn-i Zübeyr savaşında Kâbe, mancınık atışından isabet alarak yıkılmış ve yanmıştı. İbn-i Zübeyr, Kâbe’yi yıkıp yeniden inşa etti. I. Mervan döneminde ise Kâbe eski haline döndürüldü. Kâbe'nin etrafını çeviren ve Kâbe yüksekliğini aşmayan kubbeli yapı (revaklar), eskilerinin etrafına, Osmanlı padişahı II. Selim zamanında yapılmış, planlarını Mimar Sinan hazırlamıştır. Kanuni tarafından onarılan Kâbe, beşinci onarımını I. Ahmed döneminde görmüş, IV. Murad döneminde yine sel baskını sonucu yıkılmış ve yeniden onarılmıştır. Kâbe'nin içinde dokuz adet oyma, bir adet altın kabartma ayet, işlemeli tahta bir sandık, oymalı ve içinde tütsü yakılan tarihi bir ocak, metal zemzem testileri ve kandiller bulunmaktadır. Dini önemi Kıble Kâbe, Müslümanların namaz ibadetleri sırasındaki yöneldikleri kıbledir. Hanefi mezhebine göre Kâbe ve onun üzerinden semaya doğru olan boşluk kıbledir, Şafii mezhebine göre sadece Kâbe'nin bina kısmı kıbledir. Hac İslam'ın şartlarından olan Hac ibadeti Kâbe ziyaretini ve tavafını da kapsar. Hac (Arapça: Bu ses hakkında الحج (yardım·bilgi)), Müslümanlarca kutsal olan Mekke çevresinde Kâbe ve diğer kutsal yerlerin ziyaret edilmesi ve ilgili dinî gerekliliklerin yerine getirilmesinden ibarettir. Tanımlama ve terminoloji Hac Kâbe'nin yanı sıra diğer bazı kutsal yerlerin birlikte ziyaret edilmesi, umre ise sadece Kabe ziyareti olarak tanımlanır. Hac, Hac Suresinin 28. ayetinde Müslümanların çeşitli yararlar için Kutsal Evi ziyareti olarak tarif edilir.[1] Mikat; Hacca başlarken İhram giyilen, bitişinde de çıkartılan, harem hudutlarını belirleyen yerlere denir. Hacda kabe ziyaret edilir, tavaf yapılır, müzdelifede kurban kesilir, mina'da şeytan taşlanır. Hacca icra şekline göre farklı isimler verilmiştir. Temettü haccı, hac ve umre'nin ayrı ayrı ihramla yapılmasıdır. Umre yapılmayan hacca ifrad haccı, umre ile haccın aynı ihramda yapılmasına ise kıran haccı denilmektedir. Tarihçe Hac islam öncesi toplumunda da icra edilen bir tapınma şekliydi. Araplar Haram aylar adını verdikleri ve nesi' uygulamasıyla yılın hep aynı mevsimine denk getirdikleri belirli aylarda (zilkade, zilhicce, muharrem) savaş yapmazlar ve bu ayları hac, panayır ve ticaret için kullanırlardı. Araplar bu hac sırasında Kabeyi ve kutsal yerleri ziyaret eder, ilahları telbiyelerle yüceltir,[2] kurbanlar keserek kanlarını onlara sürerler, etlerini de diğer ziyaretçilere dağıtırlardı. Araplar Hacer'ül esved'e de büyük saygı duyarlardı.[3] Minyatür, Muhammed'in Hacerü'l-Esved'i selde yıkıldığı için yeniden yapılan Kabe'ye yerleştirme hikayesi, taşı yerine yerleştirme onuru paylaşılamamış ve konu Muhammed tarafından çözülmüştür. İslami anlatımlarda hac ve ritüeller İbrahim'e dayandırılır; "İbrahim, eşi Hacer ve henüz bir bebek olan oğlu İsmail ile Filistin'den Mekke'ye gide ve onları orada bırakır. Hacer, çölde azıksız ve susuz kalarak önce Safa tepesine sonra Merve tepesine çıkıp etrafı araştırır. Vadiye inince İsmail'i bulamaz, iki tepe arasında 7 kere koşar ve sonunda İsmail'i bulur. İsmail ayağı ile kumu deşelemiş ve zemzem adı verilen suyu çıkartmıştır. İbrahim seneler sonra Filistin'den onların yanına gelir. Rüyasında İsmail'i kurban etmesi istenir. Mina'ya İsmaili kurban etmeye giderken giderken şeytan ona musallat olur. Şeytanı taşla kovar. Sonra şeytan İbrahim'in karısı Hacer'e musallat olur. Hacer de şeytanı taşlar. İsmail'e yanaşır, o da taşla kovar. İbrahim tam İsmail'i kurban edecekken gökten bir koç indirilir ve İsmail kurtulur. İbrahim ile İsmail Kâbe'yi inşa ederler. İbrahim'in inşaat sırasında üzerine çıktığı taştaki ayak izine Makam-ı İbrahim denir. Kabe tamamlanınca köşesine Hacer-i Esved'i haccın başlangıç ve bitişini göstermek üzere yerleştirdiler. İbrahim'den sonra kabenin içine putlar yerleştirilir ve putperestlerin hac yeri olur. İlk İslam haccı Ebû Bekir'in hac emirliğinde hicretin 9., ikincisi ise bir yıl sonra Peygamberin ilk ve son haccı olan Veda Haccı ile gerçekleştirilmiştir. Osmanlılar zamanında peygamberin zamanında da uygulanmış olan hac yöneticiliği işini Osmanlılar yürütmüştür. Surre eminliği veya Surrei Hümayun adıyla bilinen bu kurum, İstanbuldan törenlerle gönderilir, Mekke ve Medine'ye gönderilen hediye ve yardımların denilen yardımları yerlerine ulaştırarak dağıtılmasını sağlardı. Hacca gidenler uğurlanır, dönüşte karşılanır ve tebrik edilirdi. Hacı evinde tehniye merasimi yapılırdı. Misafirlere hacdan getirilen zemzem suyu dağıtılırdı. Osmanlı İmparatorluğunun çökmesiyle surre tarihe karıştı. Osmanlı zamanında İstanbul-Mekke arası gidiş dönüş 8 ayı bulmaktaydı. 19. yüzyıl başlarına kadar hac ulaşımı at, katır ve deve sırtında yapılırdı. 1869'da Süveyş Kanalı'ndan gemiyle, 1908'de Hicaz hattından trenle gidilmeye başladı. Cem Sultan dışında Selçuklu ve Osmanlı sultanlarının hiçbiri hacca gitmemiştir. Şeyhülislamlar padişahlara hac lazım değildir diye fetva vermişlerdi. Türkiye cumhurbaşkanlarından Cevdet Sunay ile Kenan Evren Umre yapmışlar, Turgut Özal ve Necmeddin Erbakan hac yapmışlardır. 1947'lere kadar Türkiye'den hacca resmen izin çıkmadı. 1948'de döviz yokluğu gerekçesiyle hac yasaklandı, ancak 1949'da hac izni ile 7.000 kişi hacca gitmiştir. 12 Mart döneminde de hacılar Mekke'ye gidememiştir. 1979'a kadar isteyen her kişi veya kurum hac seyahati düzenleyebilirdi, bu tarihten sonra hac işini DİB organize etmeye başlamıştır. DİB her yıl kur'a usulüyle hacı adayları belirlemektedir. Hacdaki kalabalık ve sıkışma sebebiyle 1990 yılında el-Muaysem tünelinde 1426 kişi ezilerek öldü. Hacı sayısının kapasiteleri zorlaması sebebiyle Suudi Arabistan 1988'de hacda kontenjan uygulaması başlatmıştır. Her ülkenin nüfusuna göre hacı kafilesi olmaktadır. Dini kaynaklarda Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olursa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman tam on gün oruç tutar. Bu, ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir.(Bakara suresi:196) "Sayılı günlerde Allah’ı anın. Kim iki gün içinde acele edip dönerse, ona günah yoktur. Kim geri kalırsa, ona da günah yoktur. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve onun huzurunda toplanacağınızı bilin.(Bakara Suresi 203) "Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır."(Al-i İmran : 97) "İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin."(Hac suresi: 27-28) "Şüphesiz Allah haccı farz kıldı, haccı ifa ediniz."[4] Fıkıh ve yorumlamalar Hac ibadetinin gerekliliği ile ilgili ayetler Kur'an'da Hac suresinin 27. ve 28. ayetlerindedir. Haccın ne şekilde yapılacağı ve Hac ile Umre arasındaki fark Bakara 203. ayetine ait yorumlardan elde edilir. Ayette geçen, iki gün içerisinde dönüş tümcesi Diyanet'e göre Mina'dan Mekke'ye dönüşü ifade eder. Hac ve Umre ibadetini engellenip de yapamayanlar için bir kurban gönderilmesi ifadesi kurbanın Kutsal Ev olan Kâbe'ye gönderilmesi olarak anlaşılmıştır. Ayette geçen "acele ederek" ifadesinden Hacda Mina'dan Mekke'ye dönüşün en az iki gün olarak gerçekleştirilmesi gerektiği, Bakara 203. ayetteki "sayılı günler" ifadesi ise "teşrik günleri" olarak anılan Zilhicce ayının, 9,10,11,12 ve 13. günleri olarak anlaşılmıştır. Kur'an da hac 'Yolculuğuna gücü yetenlerin' üzerine Allah'ın bir hakkı olarak haccetmeleri gerektiği ifade edilir. Fakat İslam dini bilginleri yorumlarında, kişinin hac ile dinen yükümlü olmasını bazı şartların sağlanmış olmasına bağlarlar, bunlar güvenlik ve ulaşım dışında kişinin; Müslüman olması, Ergenlik çağına ulaşmış olması, Akıllı olması, Hür olmak olması, Asli ihtiyaçlarına ve evine dönünceye kadar aile fertlerine yetecek, yol ve vasıta masraflarını karşılayacak kadar paraya sahip bulunması şeklinde ifade edilir. Şeriat hukukunda namaz, oruç, zekat gibi farz kabul edilen dini hükümleri yapmayanlar veya terkedenler için belirli cezalar öngörülür iken hac yapmayanlar için benzer yaptırımlardan söz edilmez. Prof.Bayraktar Bayraklı hac ibadetinde Kur'anda da bahsedilmeyen şeytan taşlamaya yer olmadığını, bunun bir hurafe olduğunu ifade etmiştir.[5] Alevi anlayışı diğer ibadetlerde olduğu gibi hac ile ilgili ritüellere de biçimsel olarak karşı çıkmakta, Tanrıya yönelimin gönülden yapılması gerektiği, şekil ve yer ile ilgili olmadığı öğretisini savunmaktadır. Alevilere göre Muhammed tavaf, Hacer-ül Esved'e saygı gibi pagan dönem davranışlarını Arapların gönlünü kazanmak için, geçici ve taktik davranışlar olarak yapmıştır ve aslında hiç önemsememiş ve bunlara saygı duymamıştır.[6] Aleviler bu ritüellerin sünni-ortodoks islam tarafından içselleştirilerek süreğen hale getirilmesini de yanlış bulurlar. Uygulama zamanı ve şekli Ana madde: Haram aylar Kur'anda haccın zamanı ile ilgili iki deyim bulunur. Tevbe suresi 36. ayetindeki Haram aylar ve bakara 197. ayetteki hac ayları ifadesi. "Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin."[7] "Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur."(Bakara: 197) Bu ifadeler haccı tek bir ay ile sınırlandırmadığı halde günümüzdeki uygulamaya göre hac Zilhicce ayında ihrama girerek arefe günü Arafat Dağı'nda vakfe yapmak, sonra da Kâbe'yi tavaf etmek şeklinde anlaşılmakta ve uygulanmaktadır. Müslümanlar hac vazifelerini yerine getirirken, 1910 Uygulama İhram, erkekler için izar ve rida denilen iki parçalık örtüdür. Kadınların ihramı ise kendi giysileridir. Bu ihrama girmeden hacı adayları, mikat noktalarından geçemezler. Mikat, Mekke'nin etrafındaki ihram sınırları demektir ki, bu sınırlardan ihramsız geçilmez. Mekke'ye inen hacı adayları evlere yerleşir ve Umre yaparlar. Kabe ziyareti ve tavaf yapılır, zemzem içilir, Safa ile Merve arasında 7 kere gidip dönülür (Say). Saydan sonra saçlar kesilerek ihramdan çıkılır ve umre bitmiş olur. Hac için tekrar ihrama girinceye kadar hac yasakları kalkmıştır. Hacc; Zilhicce'nin 9'unda, arefe günü tekrar ihrama girilir. Güneşle birlikte Arafat Dağı'nda vakfeye gidilir. Bütün gün telbiye (Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerikeleke lebbeyk, innel hamde ven nimete leke vel mülk, la şerike lek) tesbih ve ibadetle geçirilip, güneş battıktan sonra yaya olarak 3 saatlik mesafede olan Müzdelife'ye geçilir, ve orada gecelenir. Kurban Bayramının ilk günü olan ertesi gün güneş doğmadan Mina'ya hareket edilir. Burada şeytan taşlanır, kurban kesilir. Üç gün Mina'da kalınır veya ilk gün sonunda Mekke'ye dönülerek ziyaret tavafı (Kabe'yi 7 kere dönmek) ve say yapılarak hac tamamlanmış olur. Hac bittikten sonra isteyen istediği kadar tavaf ve umre yapabilir. İsteyen hacılar bayramın kalan günlerinde yine Cemerat (cemreler, şeytan)'a giderek şeytan taşlar ve taşlama 70 taşa bağlanır. Medine'yi ziyaret etmeyenler Medine'yi ziyaret ederler. Son bir tavaftan sonra herkes memleketine döner. Edebiyatta Hac Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi, Şair Nabi'nin Tuhfetülharemeyni, Bedii Şehsuvaroğlu'nun Hac Yolu, Emel Esin'in Lebbeyk Hac Hatıraları, Necip Fazıl Kısakürek'in Hacdan Çizgiler, Renkler ve sesleri, Cenab Şahabeddin'in Hac Yolunda'sı, Malcolm X'in hac yolculuğu notları en meşhur hac edebiyatıdır. Malcolm X'in hayatında hac önemli bir dönüşümdür. Şöyle yazar: "Hiç böyle bir şeye şahit olmamıştım. Böyle sıcak kucaklaşmalara, bu kutsal yerde yaşanan, ırkları ve renkleri ne olursa olsun gerçek kardeşlik gösterilerine... Geçen bir hafta içinde etrafımdaki her renkten insanın sergilediği bu cana yakınlık karşısında söyleyecek söz bulamıyorum... Sizler, belki de bu sözcüklerin benden gelmesine şaşıracaksınız. Fakat bu kutsal ziyarette gördüğüm, tecrübe ettiğim şeyler beni sahip olduğum tüm eski düşüncelerimi yeniden gözden geçirmeye ve takındığım birçok tavrı bir kenara atmaya zorluyor... Amerika, İslam'ı anlamak zorunda. Çünkü toplumdan ırk problemini silen tek din o...Kahire'den Cidde'ye, kutsal şehir Mekke'ye kadar gözleri mavinin mavisi, saçları sarının sarısı, derisi beyazın beyazı olan insanlarla aynı tabaktan yemek yedim, sözlerinde Nijerya'nın, Sudan'ın, Gana'nın Afrikalı müslümanların sözlerindeki kardeşliği, içtenliği hissettim." (Malcolm X ve Malcolm X Konuşuyor'dan naklen.) Kıran haccı nasıl yapılır Mikâttan önce: 1- Tırnaklar kesilir. 2- Koltuk altı ve kasık temizlenir. 3- Gusledilir olmazsa abdest alınır. 4- Erkek, ihramla örtünür. (Kadın elbisesini çıkarmaz) 5- Baş açık ve ayaklar çıplak olur. Mikât sınırında: İhramın sünneti olarak iki rekat nafile namaz kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. Umre ve hac için niyet ve telbiye yapılır. Böylece hem umre hem de hac için ihrama girilmiş olunur. İhramdan sonra: İhramdan çıkıncaya kadar ihramlıya yasak olan işlerden sakınılır. Tekbir, tehlil, salevat-ı şerife ve telbiye söylenerek yola devam edilir. Mekke-i mükerremede: 1- Gusledip veya abdest alıp Harem-i şerife giderek “umre tavafı” yapılır. 2- Tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. 3- Zemzem içilir, üstüne, başına dökmek iyi olur. 4- Safâ ile Merve arasında “umre’nin sa’yı” yapılır. Böylece umre tamamlanmış olur. Fakat tıraş olunmaz, ihramdan çıkılmaz. Gerekirse sonra, hac için kudum tavafı yapılır. Haccın sa’yi kudum tavafından sonra yapılabildiği gibi, nafile bir tavaftan veya ziyaret tavafından sonra da yapılabilir. 5- İhramlı olarak Mekke’de kalınır. İstenildiği kadar nafile tavaf yapılır. Terviye günü [8 Zilhicce] Terviye günü mümkün olursa sabah namazı Mekke’de kılınıp Minâ’ya çıkılır. Arefe günü sabah namazını müteakip Arafata hareket edilir. Arefe günü [9 zilhicce] 1- Her fırsatta telbiye, tesbih, tekbir, tehlil ve salevat okunur. [Hacılar, kendilerine, ana-baba ve bütün müslümanlara dua ederler.] 2- Öğle ve ikindi namazları, öğle vaktinde cem-i takdim ile kılınır. 3- Öğleden sonra vakfe yapılır. 4- Güneş batmadan Arafat’tan ayrılmamalı. Güneş battıktan sonra, akşam namazı kılınmadan Müzdelife’ye hareket edilir. 5- Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de yatsı vaktinde cem-i tehir ile kılınır. Gece Müzdelife’de kalınır. Şeytan taşlamak için taş toplanır. Bayramın birinci günü [10 zilhicce] 1- Sabah namazı kılınınca, Müzdelife’de “Meş’aril haram’a gidilip orada vakfe yapılır. 2- Ortalık ağarıp güneş doğmadan Minâ’ya hareket edilir. Minâ’da çadıra yerleştikten sonra: 1- Akâ’be cemresine [büyük şeytana] 7 taş atılır. 2- Vacip olan şükür kurbanı kesilir. Kurbanlık hayvan bulunmaması veya alınamaması sebebiyle kesemiyeceği söz konusu olursa, Zilhiccenin dokuzuna kadar 3 gün ve bayramdan sonra yedi gün daha oruç tutması lazım olur. Hepsi on gün olur. Bu kalan 7 gün orucu, memleketine döndüğünde de tutabilir. 3- Saçlar tamamen kesilir veya kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur. Bayramın 2, 3 ve 4. günleri 1- Bayramın ilk günü yapılmamışsa, ziyaret tavafı yapılır. [Ziyaret tavafını bayramın birinci günü yapmak daha faziletlidir.] Daha önce yapılmamışsa haccın sa’yi yapılır. Bunlar üçüncü günü güneş batıncaya kadar yapılmalıdır. Yapılmamışsa vacibi zamanında yapmadığı için ceza gerekir. 2- Küçük, orta ve Akâ’be Cemrelerine [üç şeytana] her gün yedişer taş atılır. Minâ’dan Dönünce “Veda Tavafı” yapılır. Beytullaha karşı durup zemzem içilir. Yüz ve baş yıkanır. Sonra imkan bulunursa Kâbe-i şerifin yüksek eşiği öpülür. Haccın Farzları - HaccınVacipleri - Haccın Sünnetleri Nelerdir Haccın farzları nelerdir Haccın sünnetleri nelerdir Haccın vacipleri nelerdir Haccın farzları Haccın farzları üçtür. Biri yapılmazsa hac sahih olmaz. 1- Haccı ihramlı yapmaktır. 2- Vakfeye durmak. (Arefe günü, Arafatın, Vadi-yi Urene denilen yerinden başka herhangi bir yerinde, öğle ve ikindi namazlarından sonra vakfeye durulur.) 3- Kâbe-i Muazzamayı Tavaf-ı Ziyaret etmektir. Tavaf, Mescid-i Haram içinde Kâbe-i Muazzama etrafında dönmek demektir. Dördü farz, üçü vacip olmak üzere yedi kere dönülür. Zemzem kuyusunun ve Makam-ı İbrahimin dışından dolaşarak da tavaf etmek caizdir. Kadınlar tavafta, Kâbeye yaklaşmamaları efdaldir. Kadına dokunmak ihtimali çok ise, Şafiilerin Hanefiyi veya Malikiyi taklit etmesi lazım olur. Tavafı mescid dışından yapması caiz değildir. Tavafa niyet etmek de, ayrıca farzdır. Tavaf-ı ziyareti Arafattan sonra da yapmak da farzdır. Tavaf ederken ve say ederken, ezan okunursa, bunlar bırakılıp, namazdan sonra tamamlanır. Haccın vacipleri Haccın vacipleri şunlardır: 1- Tavafa hacer-i esved veya hizasından başlamak. 2- İhram yasaklarına uymak. 3- Tavafı yürüyerek yapmak. 4- Arefe günü, akşam ve yatsı namazlarını yatsı vakti girdikten sonra Müzdelife'de cem-i tehir ile kılmak. Hanefi mezhebinde vaciptir. 5- Umre sayinin, umre tavafından sonra, henüz tıraş olmadan, ihramlı olarak yapılması vaciptir. 6- Şeytan taşlama, kurban kesme, saç tıraşı vacip olup ayrıca bu sıraya riayet de vaciptir. 7- Tavafı kudumden sonra ve hac ayları içinde olmak şartı ile, Safâ ile Merve tepeleri arasında, yedi kere say etmek, yani, usulü ile yürümek. Tavafsız say sahih olmaz. 8- Arafattan dönüşte, Müzdelife de vakfeye durmak. 9- Minâda şeytan taşlamak, yani üç gün, temiz taş veya teyemmüm caiz olan şey atmak. 10- İhramdan çıkmadan önce, başın en az dörtte birini ustura ile tıraş ettirmek veya en az üç santim, kendisi veya başkası kırkmak. Berber veya ustura bulamamak özür sayılmaz. Saçsız olan veya başı yaralı olan da usturayı değmeden baştan geçirir. Kadın, saçını tıraş etmez. Makasla biraz keser. 11- Afaki yani Mikât denilen yerlerden daha uzak memleketlerin hacıları, Mekke'den son ayrılacağı gün, tavaf-ı sadr yani tavaf-ı veda yapmak. Hayzlı kadına bu vacip değildir. 12- Arafatta, güneş battıktan sonra da, biraz kalmak. Güneş batmadan önce, Arafat meydanından dışarı çıkanın kurban kesmesi lazım olur. 13- Tavafı ziyarette Kâbe-i muazzama etrafında dörtten sonra üç kere daha dönmek. 14- Tavafta abdestsiz veya cünüp olmamak. 15- Üzerindeki elbise temiz olmak. 16- Tavaf yaparken, Hatim denilen yerin dışından dolaşmak. 17- Tavafta Kâbe-i muazzama, sol tarafta kalmak. 18- Tavafı ziyareti, bayramın üçüncü gününün güneş batıncaya kadar yapmak. 19- Tavaf ederken avret yeri kapalı olmak (Kadın için çok mühimdir). 20- Safâ tepesi ile Merve arasında say ederken, Safâ'dan başlamak. 21- Safâ tepesine çıkınca, Kâbeye dönüp, tekbir, tehlil ve salâvat getirmek ve dua etmek. Sonra, Merveye doğru yürümek. Safâdan Merve'ye dört, Merveden Safâya 3 kere gidilir. 22- Her tavaftan sonra, Mescid-i haram içinde iki rekat namaz kılmak. 23- Şeytan taşlamasını bayram günlerinde yapmak. 24- Tıraşı, bayramın birinci günü ve Harem hududu içinde yapmak. 25- Sa'yı yürüyerek yapmaktır. (İki yeşil direk arasında erkek hızlı, kadın yavaş gider.) 26- Kıran ve temettü hac yapan, şükür kurbanı kesmek. 27- Kurbanı, bayramın birinci günü kesmek. 28- Cima gibi yasak olan şeyler, Arafatta durmadan önce yapılırsa, haccı bozar. Bunları Arafattan önce yapmamak farzdır. Cimadan başkalarını, ihramdan çıkıncaya, cimaı tavaf-ı ziyareti yapıncaya kadar terk etmek vaciptir. Bilerek veya bilmeyerek, bir vacibi vaktinde ve yerinde yapmayana ceza lazım olur. Hastalık, ihtiyarlık veya kalabalık gibi bir özürle terk edince bir şey lazım gelmez. Bir vekile yaptırması lazım olmaz. Hayzlı, nifaslı kadın Mescid-i harama giremez. Tavaftan başka nüsükleri yapar. Tavafı ziyareti temizlenince yapar. Her günün nüsükü, sonraki gecesinde de yapılabilir. Haccın sünnetleri Haccın sünnetleri şunlardır: 1- Âfâki olanların hemen mescidi harama giderek tavaf-ı kudum yapmaları. Kâbe'yi görünce tekbir, tehlil ve dua edilir. Erkekler, Hacer-i esvede el ve yüz sürer. Tavaf-ı kudumden sonra ve iki rekat namazdan sonra, Safâ ile Merve arasında sa'y yapılır. Bundan sonra, ihramdan çıkmadan, Mekke şehrinde oturup, terviye gününe kadar, istenildiği miktar, nafile tavaf yapılır. Müfrid olan ve kârin olan hacılar, taş atıp, tıraş oluncaya kadar ihramdan çıkmayacağı için, ihramın yasakladığı şeylerden, her gün sakınmaları lazım olur. Mescid-i haram içinde namaz kılanların önünden geçmek günah değildir. 2- İmamın üç yerde hutbe okumasıdır. Birisi Zilhicce ayının yedinci günü Mekkede; ikincisi dokuzuncu günü, öğle namazı olunca, öğle ve ikindi namazlarından önce, Arafatta; üçüncüsü, onbirinci günü, Minâda okunur. Arafatta hutbe bitince öğle ve hemen sonra ikindi namazı cemaat ile kılınır. İmama yetişemeyen ikindi namazını ikindi vaktinde kılar namazdan sonra imam ve cemaat Mescid-i Nemre'de Mevkıfe kıbleye karşı ayakta veya oturarak vakfeye durur. Cebeli Rahme kayaları üstüne çıkmak ve vakfe için niyet lazım değildir. 3- Arafata gitmek için, Mekkeden Terviye [Zilhiccenin sekizinci] günü, sabah namazından sonra çıkmak. [Mekkeden Minâya gidilir]. 4- Arefe gününden önceki ve bayramın birinci günü, ikinci ve üçüncü geceleri Minâda yatmak. (Üçüncü gece ve günü Minâda kalmak mecburi değildir.) 5- Arafata gitmek için, Minâda, güneş doğduktan sonra yola çıkmak. 6- Arefe gecesi Müzdelifede yatmak. Arafattan Müzdelifeye gelip, burada, yatsı vakti olunca, akşam ve yatsı namazları birbiri ardınca, cemaat ile kılınır. Akşam namazını Arafatta veya yolda kılanın, yatsının vakti çıkmadan Müzdelifeye gelirse, burada tekrâr cemaat ile veya yalnız olarak, yatsı ile birlikte kılması lazımdır. 7- Müzdelifede, vakfeye, fecr ağardıktan sonra durmak. Gece Müzdelifede yatıp, fecr açılırken, sabah namazını hemen kılıp, sonra, Meşarilharam denilen yerde, ortalık aydınlanıncaya kadar, vakfeye durulur. Güneş doğmadan önce, Minâya hareket edilir. Yolda Muhasser denilen vâdide durmamalıdır. Burası Eshâb-ı fil durak yeridir. 8- Minâya gelince Mescid-i hife en uzak olan ve Cemre-i Akâbe denilen yerde, sağ elin baş ve şehadet parmakları ile, iki buçuk metreden veya daha uzaktan, Cemre yerini gösteren duvarın dibine nohut kadar yedi taş atılır. Duvarın üstüne veya insana, hayvana çarptıktan sonra dibine düşerse caiz olur. Ertesi fecre kadar caiz ise de, o gün öğleden önce atmak sünnettir. Sonra, hiç durmadan buradan gidilip, isterse kurban keser. Çünkü seferi olana kurban kesmek vacip değildir. Seferi olan hacıların, müfrid oldukları zaman kurban kesmeleri vacip değildir. Kurbandan sonra tıraş olur ve ihramdan çıkar. Bayramın birinci günü Minâ'da olanlar ve bütün hacılar, bayram namazı kılmaz. Sonra, o gün veya ertesi gün veya daha ertesi gün Mekke ye gidip Mescid içinden niyet ederek Tavaf-ı ziyaret yapar. Buna Tavaf-ül ifâda da denilir. Tavafı ziyareti ve tıraşı bayramın üçüncü günü güneş battıktan sonraya bırakmak mekruhtur ve kurban kesmek lazım olur. Yalnız baygın olan kişinin yerine başkası tavaf yapılabilir. Tavafı ziyarette Reml ve Say yapılmaz. Tavaf namazından sonra Minâya gelir. Öğle namazını Mekkede veya Minâ'da kılar. Bayramın ikinci günü, öğle namazından sonra Minâ'da hutbe okunur. Hutbeden sonra, üç ayrı yerde, yedişer taş atılır. Mescid-i Hife yakın olandan başlanır. Üçüncü günü de böyle yedişer taş atılır ki, hepsi kırkdokuz taş olur. Bunları öğleden önce atmak caiz değil veya mekruhtur. Üçüncü günü güneş batmadan önce, Minâdan ayrılır. Dördüncü gün de Minâda kalıp, fecrden güneşin gurubuna kadar dilediği zaman yirmi dört taş atmak müstehaptır. Dördüncü günü fecre kadar Minâ'da kalıp taş atmadan ayrılırsa, koyun kesmek lazım olur. Birinci ve ikinci yerlerinden taş attıktan sonra, kollar omuz hizasına kaldırılarak ve el ayaları semaya ve kıbleye çevrilerek dua edilir. Atılacak yetmiş taş, Müzdelifede veya yolda toplanır. Hayvan üstünde taş atmak caizdir. Tavaf-ı sadr) dan sonra, zemzem suyu içilir. Kâbenin kapı eşiği öpülür. Göğüs ve sağ yanak Mültezem denilen yere sürülür. Sonra, Kâbe perdesine yapışıp, bildiği duaları okur. Ağlayarak Mescid kapısından dışarı çıkar. 9- Arafatta, vakfeden önce gusletmek. 10- Minâdan Mekkeye son dönüşte, önce Ebtah denilen vadiye gelip, burada bir miktar durmaktır. Buradan Mekkeye gelip dilediği kadar kalır. 11- Hacca giderken, muhtaç olmayan ana, babadan, alacaklılardan, kefilinden izin almak sünnettir. Ana baba muhtaç ise, izinsiz gitmek haramdır. Nafaka bırakmadı ise, hanımından izinsiz gitmesi de haram olur. Mekke şehrine Mu'alla kapısından, Mescide Babüsselamdan ve gündüz girmek müstehaptır. Haccın sünnetini yapmayana ceza lazım gelmez. Mekruh olur, sevabı azalır. İhramla ilgili sünnetler: 1- İhrama girerken gusletmek veya abdest almak. 2- İhrama girmeden önce 2 rekat namaz kılmak. 3- Erkekler izar ve rida denilen iki parça örtüye sarınmak. 4- İhramlı bulunduğu sürede her fırsatta telbiye söylemek. 5- Telbiyeyi her başlayışta 3 defa tekrarlamak. 6- Telbiyeden sonra salevat-ı şerife, salevattan sonra dua ve niyazda bulunmak. Mekke ve Kâbe ile ilgili sünnetler: 1- Mekkeye mümkünse gündüz girmek (müstehaptır) 2- Mekkeye girmeden önce mümkünse gusletmek veya abdest almak. 3- Kâbeyi görünce dua etmek. 4- Kâbenin önüne gelince tekbir ve tehlil getirmek. 5- Mültezemde yüzü ve göğsü Kâbe duvarına yapıştırıp, dua ve niyazda bulunmak. Tavaf ile ilgili sünnetler: 1- Tavafa başlarken Hacer-i Esvedin hizasına Rükn-i Yemâni cihetinden doğru gelmek. 2- Tavafa başlarken ve her şavtın sonunda Hacer-i Esvedi istilam etmek. 3- Sonunda say yapılacak tavaflarda erkekler ıstıba ve remel yapmak. 4- Bütün şavtları ard arda (ara vermeden) yapmak. 5- Nafile tavafı çok yapmak. 6- Tavaf esnasında zikir, tehlil ve dua yapmak. 7- Ziyaret tavafını bayramın ilk günü yapmak. 8- Ziyaret tavafını şeytan taşlama, kurban ve tıraştan sonra yapmak. Say ile ilgili sünnetler: 1- Tavaf bitince ara vermeden saye başlamak. 2- Saye giderken Hacer-i Esvedi istilam etmek. 3- Safâ ve Mervede Kâbe görülebilecek kadar yükseğe çıkıp, Kâbeye dönerek tekbir, tehlil ve dua etmek. 4- Erkekler yeşil renkle ışılandırılmış sütunlar arasıda hervele yapmak, diğer yerlerde ise yavaş yürümek. 5- Bütün şavtları ara vermeden yapmak. 6- Sayı abdestli yapmak. 7- Say esnasında tekbir, tehlil ve dua yapmak. Arafat ve Vakfe ile ilgili sünnetler: 1- Arafata arefe günü güneş doğduktan sonra Minâdan hareket etmek. 2- Öğle ve ikindi namazlarını cem-i takdim ile kılmak. 3- Zevalden sonra vakfe için mümkünse gusletmek veya abdestli bulunmak. 4- Vakfeyi Cebel-i Rahme eteklerinde yapmak. 5- Gün boyuca telbiye, zikir, tekbir, tehlil, tesbih salevat, namaz ve dua ile meşgul olmak. Müzdelife ve Vakfesi ile ilgili sünnetler: 1- Arafattan arefe günü güneş battıktan sonra Müzdelifeye sükunetle ağır ağır inmek ve Müzdelifede Meşar-i Haram civarında gecelemek. 2- Sabah namazını erken kılmak. 3- Vakfeyi ortalık iyice aydınlanıncaya kadar sürdürmek. Minâ ve şeytan taşlama ile ilgili sünnetler: 1- Bayram sabahı ortalık iyice aydınlandıktan sonra, güneş doğmadan Müzdelifeden hareket edip, Minâ'ya gelmek. 2- Vakit geçirmeden büyük şeytanı taşlamak. 3- Taşlama yaparken Mekkeyi sola, Minâyı sağ tarafa almak. 4- Taşları yaklaşık 3,5 - 5 m uzaktan atmak. 5- İkinci ve Üçüncü Bayram günlerinde taşları küçük- orta- büyük şeytan sırası ile atmak. 6- Küçük ve orta şeytana taş attıktan sonra dua etmek. Büyük şeytan taşlandıktan sonra hemen ayrılmak. 7- Taşları Bayramın ilk günü öğleden önce, diğer günlerde ise öğleden sonra güneş batmadan önce atmak. 8- Minâ'da Mekkeye dönmekte acele edenler, bayramın üçüncü günü güneş batmadan önce Minâ'dan ayrılmalı. Saçların kesilmesi ile ilgili sünnetler: 1- Erkeklerin saçlarının tamamını tıraş etmesi veya tamamını kısaltması. 2- Tıraşı ziyaret tavafından önce yapmak. Zemzemle ilgili sünnetler: 1- Veda tavafını yapıp tavaf namazını kıldıktan sonra bol bol zemzem içmek ve dökülmek. 2- Zemzemi Kâbeye karşı ayakta ve Beytullaha bakarak içmek. Sual: Haccın şartları nelerdir? CEVAP Haccın vücub ve eda şartları vardır. Vücub şartları şunlardır: 1- Müslüman olmak. 2- Kâfir ülkesinde olanın, haccın farz olduğunu işitmesi. 3- Akıl baliğ olmak. 4- Hür olmak. 5- Nafakadan fazla olarak, hacca götürüp getirecek ve evindekilere yetecek kadar parası olmak. 6- Hac vaktinin gelmiş olması. [Hac vakti, arefe ve bayram günleri olmak üzere, 5 gündür.] 7- Hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, ihtiyar ve sakat olmamak. Eda şartları da şunlardır: 1- Hapsedilmiş veya yasaklı olmamak. 2- Hac için gideceği yolda ve hac yerinde selamet ve emniyet olması. 3- Kadının, kocasının veya ebedi mahrem akrabasından fasık ve mürted olmayan akıl baliğ veya mürâhık bir erkekle beraber gitmesi lazımdır. Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lazımdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez!) [Bezzar] [Şafii’de, mahremsiz olarak, kadınlar farz olan hacca gidebilir. Kadının mahreminin hac yolunda ölmesi, Şafii’yi taklit etmesi için özür olur.] Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse, haccı sahih olursa da, haramdır. Erkeğiyle gidince de, otelde, tavafta, say’da ve taş atarken, erkekler arasına karışması haccın sevabını giderdiği gibi, büyük günaha da girer. 4- Kadın, iddet halinde olmamak. [Vücub şartları bulunmakla beraber, eda şartları da kendisinde bulunanın, o yıl hacca gitmesi farz olur. O yıl, hac yolunda ölürse hac sâkıt olur. Vekil gönderilmesi için vasiyet etmesi gerekmez. O yıl gitmezse, günah olur. Sonraki yıllarda, hac yolunda veya evinde hasta, hapis veya sakat olursa, yerine başkasını, bedel [vekil] göndermesi veya bunun için vasiyet etmesi gerekir. Vekil gönderdikten sonra iyi olursa, kendinin gitmesi de lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, tehir günahı af olur.] Hac için zenginliğin ölçüsü Sual: Hacca gitmek için nisab nedir? Zekât nisabına malik olanın hacca gitmesi farz mıdır? CEVAP Zekât nisabına malik olmasa da, ihtiyacından fazla olarak, hacca götürüp getirecek ve geride kalanlara yetecek kadar parası olana, diğer şartlar da kendisinde varsa, hacca gitmek farz olur. İhtiyaç eşyasının birincisi nafakadır. Nafaka, mutfak eşyasıyla birlikte yiyecek, giyecek ve ev eşyasıyla evdir. Binek hayvanı veya arabası, sanat aletleri, meslek veya ders kitapları da ihtiyaç eşyası sayılır. Bir senelik yiyecek veya parası, nafaka sayılır. Tüccarın, esnafın, çiftçinin kendi memleketlerinde âdet olan sermayeleri de, hac için ihtiyaç eşyasıdır. (Redd-ül-muhtar) Mekke’ye yakın olan birisinin, hacca gitmesi için zengin olması gerekmez. Hacca gidebilmek için bildirilen ihtiyaç eşyalarının, mutlaka olması şart değildir. Varsa, hacca gitmek için, bunları satmak gerekmez, yoksa satın almak lazım değildir. Zekât nisabına malik bir zenginin, hacca götürüp getirecek ve evde kalan çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını görecek kadar parası, altını yoksa, hacca gitmesi farz olmaz. Hac zamanı Sual: Bir kimsede, hac vakti gelmeden önce, haccın vücub şartları bulunsa, hac kendisine farz olur mu? Yoksa bu şartların hac zamanında mı kendisinde bulunması gerekir? CEVAP Vücub şartlarından birisi, hac zamanının gelmiş olmasıdır. Hac zamanı, Arefe ve bayram günleri olmak üzere, beş gündür. Yolda geçen zaman da düşünülerek, vücub şartları, bu zaman başında mevcut olan kimsenin, ömründe bir kere hacca gitmesi farz olur. (S. Ebediyye) Vücub şartları yoksa Sual: Dul ve zengin bir anne, oğluna, (Yol masraflarını ben karşılayayım, beraber hacca gidelim) dese, oğlu da gitmese günaha girer mi? CEVAP Hayır. Vücub şartlarından birisi bulunmayan kimsenin hacca gitmesi farz olmaz. Vücub şartlarını temin etmek lazım değildir. Mesela, hacca gitmesi için, kendisine hediye edilen parayı alması gerekmez. Haccı geciktirmek Sual: Hac kendisine farz olan kimsenin, haccı sonraki senelere bırakması caiz midir? CEVAP Hayır, caiz değildir. O sene gitmesi farzdır. Gitmezse günah olur. Eğer sonraki senelerde hacca giderse, geciktirme günahı affolur. İmam-ı Muhammed’e ve imam-ı Şafii’ye göreyse, sonraki senelere bırakması caizdir. Kadına haccın farz olması Sual: Hanımımın ziynet altınları nisabın üstündedir. Hacca gitmesi farz mıdır? CEVAP Hanımlara haccın farz olması için; hacca gidecek veya kendisini götürecek bir mahreminin bulunması şarttır. Götürecek böyle mahremi yoksa hacca gitmez. Vefatından sonra vekil gönderilmesi için vasiyet eder. Mesela, (Yaşarken imkân bulup hacca gidemezsem, ölünce yerime vekil gönderilsin) diye vasiyette bulunur. İhram ve hükümleri İhram, iki parçalı bez olup, iple bağlanmaz, düğümlenmez ve kancalı iğne ile tutturulmaz. Hac, umre, ticaret veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i Mükerreme Haremi’ne girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama girmesi lazımdır. İhrama girmezse, kurban kesmek lazım olur. Mikât denilen yerler ile, Harem-i Mekke arasına Hil denir. Mikâttan geçerken, bir iş için Hil’de kalmaya niyet edenlerin ve Hil’de oturanların, hacdan başka niyet ile ihramsız hareme girmeleri caizdir. Mikât yerlerini geçerken, niyet ederek ve telbiye yaparak, usulü ile, ihrama girilir. Mikât yerinden önce, hatta kendi memleketinde de giymek caiz ve daha iyidir. İhram giyene yasak olanlar İhrama giren kimseye ihramlı bulunduğu sürede (ihramdan çıkıncaya kadar) diğer zamanlarda helal olan bazı fiil ve davranışları yapması yasak olur. İşte bunlara ihram yasakları denir. Bu yasaklar şunlardır: 1- Saç veya sakal tıraşı olmak, bıyıkları kesmek. 2- Kasık ve koltuk altı kıllarını yolmak veya tıraş etmek. 3- Vücudun diğer yerlerindeki kılları koparmak veya kesmek 4- Tırnak kesmek. 5- Vücuda veya ihrama (kadınlar elbiselerine) güzel koku sürmek, kokulu sabun kullanmak. 6- Giyim eşyası olarak hazırlanmış (dikilmiş veya örülmüş) şeyleri giymek. Normal şekilde giymeksizin, palto, pardösü, gömlek ve benzeri giyim eşyasını omuza almak veya bunları yatarken baş açıkta kalmak şartı ile üzerine örtmek yasak değildir. 7- Başını ve yüzünü örtmek, takke bere giymek veya başa sarık sarmak. 8- Eldiven, çorap veya topukları kapalı ayakkabı giymek. Giyimle ilgili yasaklar sadece erkeklere aittir. Hanımlar normal elbiselerini giyerler, ihram süresince, sadece yüzlerini örtmezler. 9- Cinsi ilişki veya öpüşmek, oynaşmak, şehvetle tutmak.... gibi cinsi ilişkiye götüren davranışlarda bulunmak. 10- Şehevi duyguları tahrik edici şeyleri konuşmak. 11- Tâ’attan ayrılıp, haram fiilleri yapmak. 12- Başkaları ile tartışmak, kavga etmek, sövmek, kötü söz ve davranışlarla gönül kırmak. 13- Eti ister yensin ister yenmesin her türlü kara avını avlamak. 14- Avcıya avını göstermek veya avlanmak konusunda yardımcı olmak. 15- Av hayvanlarına zarar vermek. 16- Harem bölgesinde kendiliğinden çıkan ot ve ağaçların koparılması, ister ihramlı, ister ihramsız herkes için yasaktır. 17- Hatmi ile başını yıkamak. 18- Hamama girmek. 19- Kendi üzerinde bulunan biti öldürmek ve öldürmek için göstermek. Bunları bilerek veya bilmeyerek, unutarak yapanlara, kurban, sadaka cezaları lazım olur. Ceza olarak kesilen kurbanın etinden sahibi yiyemez. İfrad hacda bir kurban icap ettiren suçu, kârin hacı işlerse, biri umre için, iki kesmesi lazımdır. İhramlıya yasak olmayanlar İhramlıya yasak olmayanlar şunlardır: 1- Başına dokundurmamak şartı ile, herhangi bir şeyin altında ve gölgesinde oturmak. Şemsiye kullanmak. 2- Yıkanmak, kokusuz sabun kullanmak. 3- İhram örtülerini yıkamak veya değiştirmek. 4- Kıl koparmadan kaşınmak, gözde biten kılı veya kırılmış tırnağı koparmak. 5- Diş fırçalamak, sürme çekmek. 6- Diş çektirmek, kan aldırmak, iğne vurulmak, yara üzerine sargı sarmak. 7- Güzel koku satan dükkanda oturmak veya güzel koku satın almak. 8- Yüzük, kol saati takmak ve silah taşımak, bele kuşak, para kesesi, kemer bağlamak, omuza çanta asmak. 9- Kollarını giymeden palto veya ceket gibi dikilmiş bir elbiseyi omuzlarına almak. 10- Yorgan, battaniye veya herhangi bir örtü ile yüz ve baş hariç, vücudun diğer kısımlarını örtmek. 11- Balık vb. su ürünlerini avlamak. 12- Kendi emri olmadan, ihramsız kişi tarafından avlanan kara avının etinden yemek. 13- Karga, çaylak, yılan, akrep, fare, sinek, karınca, pire, arı, kene, keler, kelebek, kaplumbağa gibi av hayvanı olmayan hayvan veya haşerelerle, kuduz ve saldırgan köpek, kurt ve kaplan gibi yırtıcı hayvanları öldürmek. 14- Pire, her türlü sinek, başkasının üzerinde bulunan biti, fare, yılan, akrep, kurt, çaylak gibi zararlı ve insana saldıran hayvanları öldürmek. 15- Terlik gibi üstü açık ayakkabı giymek. 16- Bit ölmemek ve saç dökülmemek üzere kaşımak. 17- Renkli ihram giymek. 18- Gusletmek. 19- Başı âdet olmayan şey ile [tas, tepsi] örtmek, paket gibi şeyler koymak. 20- İnsanların dikip yetiştirdiği sebze ve ağaçları koparmak. 21- Düşman ile dövüşmek. 22- Kadınların deriye değmemek üzere yüzlerini örtmeleri ve dikilmiş elbise, mest, çorap giymeleri, örtü altına ziynet eşyası takmaları caizdir. Bir hacı, Arefe günü, öğle ezanından bayramın birinci günü, sabah namazı vaktine kadar olan zaman içinde, Arafat’ta biraz dursa veya ihramlı olarak Arafat’tan geçse veya ihramlandıktan sonra hasta olup uykuda iken, baygın sedye içinde veya başka bir şeyle taşınarak nüsükler yaptırılırsa veyahut ihrama girmeden önce, hasta olan, bayılan yerine başkası ihrama girip, bu uyanmadan, ayılmadan önce, o bunun yerine de nüsükleri ayrıca yaparsa veya Arefe günü olduğunu bilmeyerek, Arafat’ta dursa, haccı sahih ve tavaf-ı kudum sakıt olur. O yerin Arafat olduğunu bilmek ve niyet etmek lazım değildir. O gün veya gece, Arafat’ta bulunmayan veya Arafat’tan geçmeyen hacı olmaz. Temettü haccı nasıl yapılır Mikâttan önce: 1- Tırnaklar kesilir. 2- Koltuk altı ve kasık temizlenir. 3- Gusledilir olmazsa abdest alınır. 4- Erkek, ihramla örtünür.(Kadın elbisesini çıkarmaz) 5- Baş açık ve ayaklar çıplak olur. Mikât sınırında: İhramın sünneti olarak iki rekat nafile namaz kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. Yalnız umre için niyet ve telbiye yapılır. Böylece ihrama girilmiş olunur. İhramdan sonra: İhramdan çıkıncaya kadar ihramlıya yasak olan işlerden sakınılır. Tekbir, tehlil, salevat-ı şerife ve telbiye söylenerek yola devam edilir. Mekke-i mükerremede: 1- Gusledip veya abdest alıp Harem-i şerife giderek “kudum tavafı” yapılır. Bu sünnettir. 2- Tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. 3- Zemzem içilir, üstüne, başına dökmek iyi olur. 4- Safâ ile Merve arasında umre’nin sa’yi yapılır. Sonra saçın en az dörtte biri veya tamamı kesilir yahut kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur. 5- İhramsız olarak Mekke’de kalınır. İstenildiği kadar “nafile tavaf” yapılabilir. Terviye günü [8 zilhicce] Terviye günü hac için niyet ve telbiye yaparak yeniden ihrama girilir. Sabah namazı mümkün olursa Mekke’de kılınıp Minâ’ya çıkılır. Arefe günü sabah namazını müteakip Arafata hareket edilir. Arefe günü [9 zilhicce] 1- Her fırsatta telbiye, tesbih, tekbir, tehlil ve salevat okunur. [Hacılar, kendilerine, ana-baba ve bütün müslümanlara dua ederler.] 2- Öğle ve ikindi namazları, öğle vaktinde cem-i takdim ile kılınır. 3- Öğleden sonra vakfe yapılır. 4- Güneş batmadan Arafat’tan ayrılmamalı. Güneş battıktan sonra, akşam namazı kılınmadan Müzdelifeye hareket edilir. 5- Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de yatsı vaktinde cem-i tehir ile kılınır. Gece Müzdelife’de kalınır. Şeytan taşlamalarında kullanılacak taşlar toplanır. Bayramın birinci günü [10 zilhicce] Sabah namazı kılınınca, Müzdelife’de “Meş’aril haram’a gidilip orada vakfe yapılır. Ortalık ağarıp güneş doğmadan Minâ’ya hareket edilir. Minâ’da çadıra yerleştikten sonra: 1- Akâbe cemresine [büyük şeytana] 7 taş atılır. 2- Vacip olan şükür kurbanı kesilir. Kurbanlık hayvan bulunmaması veya alınamaması sebebiyle kesemiyeceği söz konusu olursa, Zilhiccenin dokuzuna kadar 3 gün ve bayramdan sonra 7 gün daha oruç tutması lazım olur. Hepsi 10 gün olur. Bu kalan 7 gün orucu, memleketine döndüğünde de tutabilir. 3- Saçlar tamamen kesilir veya kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur. Bayramın 2, 3 ve 4. günleri 1- Bayramın ilk günü yapılmamışsa, ziyaret tavafı yapılır. [Ziyaret tavafını bayramın birinci günü yapmak daha faziletlidir.] Daha önce yapılmamışsa haccın sa’yi yapılır. Bunlar üçüncü günü güneş batıncaya kadar yapılmalıdır. Yapılmamışsa vacibi zamanında yapmadığı için ceza gerekir. 2- Küçük, orta ve Akâbe Cemrelerine [üç şeytana] her gün yedişer taş atılır. Minâ’dan dönünce Veda Tavafı yapılır. Beytullaha karşı durup zemzem içilir. Yüz ve baş yıkanır. Sonra imkan bulunursa Kâbe-i şerifin yüksek eşiği öpülür. Umre nedir, nasıl yapılır Umre, hac zamanı olan beş günden başka, senenin her günü, ihram ile yapılan, tavaf ve sa’y yapmak ve saç kazımak veya kesmektir. Umrenin farzı ikidir. İhram ve tavaf. İhram umrenin şartı, tavaf ise rüknüdür. Sa’y ve tıraş olmak ise vaciptir. Umre, ömürde bir defa, Hanefi ve Maliki’de sünnet, Şafii ve Hanbeli’de farzdır. İhrama girme yerleri: Mekke’ye mikât sınırları dışındaki yerlerden gelenler yolları üzerindeki mikâtlardan birinde ihrama girerler. Mekke’de bulunulduğu esnada umre yapmak istenirse, Mekkeliler gibi, Harem Bölgesi dışına çıkılarak ihrama girilir. Umre nasıl yapılır 1- Mikât sınırlarının birinde ihrama girilir ve niyet edilir. 2- Telbiye, tekbir, tehlil salevat-ı şerife okunarak Harem-i şerife girilir. Niyet edilip umre tavafı yapılır. Tavaf esnasında iztibâ ve ilk üç şavtta remel de yapılır. 3- Tavaf namazından sonra Mes’aya gidilerek umrenin sa’yi yapılır. 4- Tıraş olunup ihramdan çıkılır. Böylece umre tamamlanmış olur. Umrede Arafat, Minâ, Müzdelife’deki menâsik, kudum ve veda tavafı yoktur. Okunacak dualar: Buraya yazmadık. Mutlaka o duaları okumak da şart değil, herkes bildiği duaları okuyabilir. İş ve umre Sual: Bir iş için Suudi Arabistan’a giden kimse, Mekke’ye gidip ihrama girerek umre yapabilir mi? CEVAP Suudi Arabistan’ın hangi yerine gittiğinizi yazmamışsınız. Eğer mikât denilen yerin içinde iseniz, dışına çıkıp ihram giyerek öyle Mekke’ye gitmeniz gerekir. Mikât’ta ihrama girmek gerekir. Daha önce de giyilse olur. Çünkü Tam İlmihal’de diyor ki: Hac için, ömre için, ticaret için veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i mükerreme Haremine girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama girmesi lazımdır. İhrama girmezse, kurban kesmek lazım olur. Mikât denilen yerler ile, Harem-i Mekke arasına Hil denir. Mikâttan geçerken, bir iş için Hil’de kalmaya niyet edenlerin ve Hil’de oturanların, hacdan başka niyet ile, ihramsız Harem’e girmeleri caizdir. Mikât yerlerini geçerken, niyet ederek ve telbiye yaparak, usulü ile, ihrama girilir. Mikât yerinden önce, hatta kendi memleketinde de giymek caiz ve daha iyidir. Umre ve farz Sual: Borcu olanın veya gidip gelirken bazı günahları işleme durumu olanın yahut farz sevabı işleme imkânı olanın, bunu yapmayıp umreye gitmesi caiz midir? CEVAP İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Umreye gitmek farz ve vacib değildir, nafile ibadettir. Nafile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar, günah işlemek olur. (1/124) Umre sünnet midir? Sual: Dört mezhepte de umre sünnet midir? CEVAP Umre, Hanefî ve Mâliki mezhebinde müekked sünnettir. Şâfiî’de ömürde bir defa umre yapmak farzdır, ancak hemen yerine getirilmesi gerekmez. Hanbelî’de ise, ilk fırsatta hemen yerine getirilmesi gereken bir farzdır. (Mizan-ül kübra) Kabe Resimleri |