01-17-2019, 07:35 PM
Hazret-i Mehdi’nin alametleri
Sual : Mehdi’nin alametleri çeşitli şekillerde tevil edilerek deniyor ki :
1- Medine, şehir demektir. ( Mehdi, Medine’de doğacak) demek, köyde değil, şehirde doğacak demektir. Ben şehirde doğduğuma göre, ne demek istediğimi anlarsınız.
2- ( Mehdi, İsa ile birlikte Deccal’ı öldürecek) demek, ateizmi yok edecekler demektir.
3- ( Mehdi gelince semadan bir melek haber verecek) demek, insanlar birbirine telefon, radyo veya TV ile haber verecek demektir.
4- ( Mehdi bid’atleri temizleyecek) demek, fıkıhçıların ictihad diyerek uydurduğu şeyleri ve dört mezhebi ortadan kaldıracak demektir.
5- ( Mehdi’nin adı benim adımla, babasının adı da benim babamın adıyla aynı olacak) hadisinden maksat, adı Muhammed, babasının adı Abdullah olacak demek değildir. Mehdi’nin adı Peygamberin dedelerinden birinin adı da olabilir. Mesela
Haşim olabilir, İlyas olabilir, Adnan da olabilir.
6- Bilen pek yoksa da, Mehdi gelmiştir, 93 sene sonra, Güneş’in Batıdan doğmasından sonra da İsa, Mehdi’nin arkasında namaz kılacak. Bundan 15 saat sonra da kıyamet kopacak.
7- Mehdi kararmış olan dünyayı aydınlatan bir güneştir ve aydınlatmaya da başlamıştır. Mehdi güneş olduğuna göre, Güneş’in Batıdan doğması, Mehdi’nin çıkışı demek de olabilir.
Herkes aklına göre böyle bir tevil yaparsa, dinin bildirdiklerine kim inanır ki?
CEVAP
Zırva tevil götürmez. Bu tevillerin hepsi yersizdir. Peygamber efendimizin hadis-i şerifleri, bulmaca, bilmece gibi değildir. Yani ( Ben Medine dersem, siz Ankara, İzmir gibi bir şehir anlayın, ben Muhammed dersem siz Haşim anlayın)
cinsinden değildir. Hâşâ Resulullah efendimiz, bilmece gibi söz söylemez. Bu zırvalara kısaca cevap verelim :
1- Bir hadis-i şerif meali :
( Medine halkından olan Mehdi, Mekke’ye gidecek. Mekke halkından bir kısmı ona gelecek ve istemediği halde onu evinden çıkarıp ona biat edecekler.) [Ebu Davud] ( Burada açıkça, Medine halkından deniyor. Devamında da, Mekke’ye gidecek
deniyor. Ne diye “Şehir halkından” denilip de, sonra Mekke’ye gidecek densin?)
Hazret-i Ali’nin rivayeti de şöyledir :
( Mehdi, Medine’de doğacaktır.) [İ. Münavi] ( Medine şehrinde doğmayacak olsa, ne diye Medine’de doğacak densin? Köyde ve şehirde doğmasının ne önemi var? Yukarıdaki hadis-i şerifte de, Medine’de doğup sonra Mekke’ye gideceği açıkça
bildiriliyor.)
2- Bir hadis-i şerifte, Deccal’ın nasıl çıkacağı da açıkça bildiriliyor. Hazret-i Mehdi Kudüs’e intikal ettiğinde, Deccal’ın çıktığını haber alacaklar deniyor. ( Kitab-ul-Burhan fi alamat-i Mehdiyyi ahir-iz-zaman)
Bunun ateizmle ne ilgisi olabilir? Kudüs’e gittiğinde, ateizmin çıktığını mı haber alacak? Atalarımız boşuna, ( Zırva tevil götürmez) dememişler.
3- Peygamber efendimiz, ( Melek seslenecek) buyururken, tevilciler, telefon, radyo veya TV diyor. Bir hadis-i şerif meali :
( Mehdi’nin başı hizasında bir bulut olacaktır. Buluttan bir melek, “Bu Mehdi’dir, sözünü dinleyiniz” diyecektir.) [M. Rabbani]
4- Bu, fıkıh âlimlerine, müctehidlere yapılmış çok çirkin bir iftiradır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Kıyas ve ictihad, bid’at değildirler, çünkü bunlar, âyet-i kerimelerin mânâlarını meydana çıkarırlar. Bu mânâlara başka bir şey eklemezler. ( 1/186)
Hazret-i Mehdi geldiği zaman, dört hak mezhebi kaldırmayacaktır. ( Kaldıracaktır) demek, dört hak mezhebin bâtıl olduğunu iddia etmek olur. O zaman, dört hak mezhebin hükümleri unutulmuş, bâtıl mezhepler ve bid’atler yayılmış olacak.
Hazret-i Mehdi ve Hazret-i İsa, hak mezhepleri ve dinin hükümlerini değil, bu bid’atleri ve bâtıl mezhepleri kaldıracak ve ictihad edecektir. Hatta ictihad ederek bildireceği hükümler, Hanefî mezhebine uygun olacaktır. Muhammed Parisa
hazretleri buyuruyor ki :
İsa aleyhisselamın ictihad ile çıkaracağı bütün hükümler, Hanefi mezhebindeki hükümlere uygun olacaktır. ( Füsul-i sitte)
5- Bir hadis-i şerif meali şöyledir :
( Allahü teâlâ, kıyamet kopmadan önce, ehl-i beytimden birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünya zulümle doluyken, onun zamanında adaletle dolar.) [Ebu Davud, İ. Ahmed,
Tirmizi, Taberani, Ebu Nuaym, İbni Ebi Şeybe]
Peygamber efendimiz açıkça isminin ve babasının isminin ne olacağını bildirirken, nasıl olur da, Mehdi’nin ismi, Haşim, İlyas, Adnan veya diğer dedelerinden birinin ismi olacak denebilir? Bu, açıkça hadis-i şerifi inkâr etmek değil
midir?
6- Hem Mehdi geldi diyor, hem de 100 sene sonra, güneş batıdan doğduktan sonra, Hazret-i İsa, Mehdi’nin arkasında namaz kılacak diyor. Mehdi, 40 yaşında zuhur edeceğine göre, tevilcilere göre, şimdi gelmiş olan Mehdi, 100 sene sonra yani
150 yaşındayken mi Hazret-i İsa, Mehdi’nin arkasında namaz kılacak?
7- Hani Güneş 93 sene sonra Batıdan doğacaktı? Bu alametlerin peş peşe olacağını yeni mi okudular ki, Dabbe çıktı dediklerine göre, Güneş’in Batıdan doğması için, acilen bir tevil bulmak zorunda mı kaldılar?
Görüldüğü gibi, bu iddia edilenlerin tamamı, dinimize aykırıdır. İmam-ı a’zam hazretleri de, bütün Ehl-i sünnet âlimleri gibi, bunları tevil etmemiş, ( Yecüc ve Mecüc’ün ortaya çıkması, Güneş’in Batıdan doğması, Hazret-i İsa’nın gökten
inmesi, Deccal’ın gelmesi ve diğer kıyamet alametlerinin hepsinin, hadis-i şerifte bildirildiği gibi, zamanı gelince aynen gerçekleşeceğine inanırız) buyurmuştur. ( Fıkh-ı ekber)
Mehdi’nin ayak sesleri
Sual : Sünnî bir yazar, ( Mehdi’nin ayak seslerini işitiyorum) diye bir yazı yazmış. Gelecek hakkında indî tahminlerde bulunmuş. İslâmiyet'in gümbür gümbür geleceğini söylemiş. Tarihte bu Mehdi meselesi, çok istismar edilmiştir. Her
devirde Mehdi’nin geldiği, bugün yarın Kıyametin kopacağı söylenmiştir. Çok kimse de, kendinin Mehdi olduğunu açıklamıştır. Günümüzde de, her köşe başında mehdilik satan çok kimse vardır. Sünnî yazar da, söylenenlerden etkilenmişe
benziyor. Acaba bu yazarın işittiği ayak sesleri kime ait? Mezhepsizlerin, dinsizlerin ayak sesleri olmasın? Bu yazar, acaba sesleri ayırmakta güçlük mü çekiyor? Çünkü âhir zamanda gün günü aratacak, dinsizlik çoğalacaktır. Nitekim (
Her asır, öncekinden daha kötü olur, böylece Kıyamete kadar bozulur) hadis-i şerifi, kötülüğün ve küfrün gümbür gümbür yayılacağını göstermektedir. İkinci binin müceddidi İmam-ı Rabbânî hazretleridir. Üçüncü bin yılın müceddidi de
Hazret-i Mehdi olacağına göre, İmam-ı Rabbânî hazretlerinden bin yıl sonra Mehdi gelmeyecek mi?
CEVAP
Evet, Hazret-i Mehdi’nin gelişine en az 600 yıl daha vardır. Gelinceye kadar dinsizlikler, cinayetler, her çeşit kötülük yayılmaya devam edecektir. İstisna olarak bazı bölgelerde İslamiyet’e sarılanların olması hadis-i şerife aykırı
değildir. Yukarıdaki hadis-i şerif, dünyada genel bozulmayı bildirmektedir. Mehdi’yim diyenlerin hiçbirine inanmamalı. Mehdi’nin alametleri sitemizde vesikalarıyla birlikte vardır.
Hazret-i Mehdi gelince
Sual : Şeyh denilen biri, ( Hazret-i Mehdi geldiğinde elektrik ve elektronikle çalışan hiçbir şey olmayacak, teknolojiyi tamamen kaldıracaktır) diyormuş. Öyle bir şey var mı?
CEVAP
Ateistler ve yabancılar, özellikle böyle şeyhler yüzünden İslâmiyet'e ters bakıyorlar. Teknoloji İslâmiyet'e aykırı değildir, İslamiyet’in emrettiği bir ilimdir. Hazret-i Mehdi, İslâmiyet'e aykırı bir iş yapmayacaktır. Onun zamanında
inecek olan Hazret-i İsa da, onunla beraber İslâmiyet'i yayacaktır. İki hadis-i şerif :
( Eshab-ı Kehf, hazret-i Mehdi’nin yardımcıları olacak, İsa “aleyhisselam” da, bunun zamanında gökten inip Hazret-i Mehdi ile birlikte, Deccal ile savaşacaktır.) [İ. Süyûtî]
( İsa “aleyhisselam”, âdil bir hakem olarak gökten inecek, İslam’dan başka her şeyi yasaklayacaktır.) [Buhârî]
Zamane şeyhleri, nakli esas almıyorlar, akıllarına geleni söylüyorlar. Belki de teknolojiyi İslam dışı bir şey sandıkları için, ( Mehdi, İslam’a aykırı olan şeyleri kaldıracaktır) diyorlar. Nakli esas almayanların sözlerine itibar
edilmez.
--------------------------
Hazret-i Mehdi gelecektir
Sual : Mehdi hurafedir diyenler oluyor. Nasıl cevap verilebilir?
CEVAP
İbni Hacer-i Mekki, ( Alamat-i Mehdi), imam-ı Süyuti, ( El-bürhan) ve imam-ı Şarani ( Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi) kitabında iki yüze yakın, Hazret-i Mehdi’nin alameti bildirilmektedir. Hazret-i Mehdi için hurafe demek, ilme
ihanettir, kıyamet alametidir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir :
( Eshab-ı Kehf, Mehdi’nin yardımcıları olacak ve İsa bunun zamanında gökten inecek ve Deccal ile harb ederken, Mehdi, onunla beraber olacaktır.) [İ.Süyuti]
( Yeryüzüne dört kişi malik oldu. İkisi mümin Zülkarneyn ile Süleyman idi. İkisi kâfir, Nemrud ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak, benim evladımdan biri yeryüzüne malik olacaktır.) [İ.Süyuti]
( Horasan tarafından gelen siyah sancaklılara katılın. Onların içinde Allah'ın halifesi Mehdi vardır.) [Hakim, İ.Ahmed, Deylemi]
( Nasıl helak olur bir ümmet ki, başında ben, sonunda Meryem oğlu İsa ve ortasında da ehl-i beytimden Mehdi vardır.) [Hâkim, İ.Asakir]
( Şarktan çıkan bir grup, Mehdi’ye yardım ederler.) [İbni Mace, Taberani]
( Mehdi çıkınca, Allahü teâlâ ona rahmetini indirir.) [İ.Ahmed, Hakim]
( Mehdi bendendir, yeryüzünü hak ve adaletle doldurur.) [Ebu Davud]
( Dünyayı küfür kaplamadıkça Mehdi gelmez.) [Mekt.Rabbani 2/68]
( Mehdi gelince, bir bereket olacak, ümmetim rahat edecektir.) [İbni Ebi Şeybe]
( Mehdi ehl-i beyttendir. Allahü teâlâ onu bir gecede olgunlaştırır.) [İbni Mace, İ.Ahmed]
( Deccal’ın veya Mehdi’nin geleceğine inanmayan kâfir olur.) [Favaid-il Ehbar - Şerh’is-Siyer]
( Mehdi, Kureyşten ve ehl-i beytimdendir.) [İ.Ahmed, Baverdi]
( Mehdi benim soyumdandır.) [İbni Mace]
( Mehdi evladı Fatıma’dandır.) [Ebu Davud, Hakim]
( Mehdi, amcam Abbas’ın soyundandır.) [İ.Asakir, Dare Kutni]
( Ya Abbas, senin soyundan bir genç dünyayı adaletle doldurur, İsa ile namaz kılar.) [Hatib, İbni Asakir, Dare Kutni]
[Burada tenakuz [çelişki] yoktur. Abdülkadir-i Geylani hazretleri anne tarafından seyyid, baba tarafından şerif idi. Hazret-i Mehdi de, Hazret-i Fatıma’nın soyundan bir genç, Hazret-i Abbas’ın soyundan biri ile evlenince, her iki soydan
da gelmiş olur.]
Hazret-i Ali, oğlu Hasanı gösterip, "Bu oğlumun neslinden biri çıkacak, dünyayı adaletle dolduracaktır" buyurdu. ( Ebu Davud)
Kütüb-i sitteden Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbni Mace, Tirmizi ve diğer hadis âlimlerinin bildirdikleri bu hadis-i şerifleri ve Ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamalarını akıl ve iman sahibi hiç kimse inkâr edemez. Tevil etmek de dinimize
aykırıdır. Herkes dinin hükümlerini tevil etmeye kalkarsa ortada din diye bir şey kalmaz.
Hazret-i Mehdi gelince
Sual : Tam İlmihal’deki, ( Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. İsa aleyhisselamla buluşacak, mezhepleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacaktır) ifadesinden kasıt nedir?
CEVAP
Hazret-i Mehdi geldiğinde, hak mezheplerin hükmü unutulmuş olacak, bid'at mezhepleri ortalığı kaplayacak, ortada hak bir mezhep kalmayacaktır. Yani mezheplerin doğru bilgileri kalmayacak, sadece isimleri kalıp, din düşmanları veya
sapıklar tarafından bu isimler suistimal edilecektir.
Hazret-i Mehdi, ictihad edecek, ictihadı Hanefi mezhebine uygun olacaktır. Zaten İsa aleyhisselamın Hristiyanlığı yasak ettiği gibi, Hazret-i Mehdi de diğer bozuk fırkaları, bozuk mezhepleri yasak edecektir. Bozuk mezhepleri kaldıracağı
için mezhepleri kaldıracak ifadesi kullanılmıştır.
Hazret-i Mehdi’nin üstünlüğü
Sual : Hazret-i Mehdi, dört halifeden daha üstün müdür?
CEVAP
Kesinlikle değildir. Bu hususta İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Resulullahın vefatından bin sene geçtikten sonra, ümmetinden gönderilen âlimlerin sayısı azsa da, İslamiyet’i tam kuvvetlendirmeleri için, çok yüksek olacaklardır. Resulullah efendimiz, hazret-i Mehdi’nin geleceğini haber vermiştir. Bin
sene sonra gelecektir. İsa aleyhisselam da, bin sene sonra, gökten inecektir. Bin sene sonra gelen Evliyanın yükseklikleri, Eshab-ı kiramın yüksekliklerine benzemektedir. Her ne kadar, Peygamberlerden sonra, en üstün insanlar Eshab-ı
kiram ise de, sonra gelenler, bunlara çok benzedikleri için, hangilerinin daha üstün oldukları anlaşılamaz gibi olmuştur. Belki de bunun içindir ki, Resulullah efendimiz, ( Öncekiler mi daha üstündür, yoksa sonrakiler mi? Bilinemez)
buyurdu. Yoksa ( Öncekiler mi daha üstündür, yoksa sonrakiler mi, bilmem) buyurmadı, çünkü hangilerinin daha üstün olduğunu elbette biliyordu. Bunun için, ( En üstün olanlar, benim zamanımda bulunan Müslümanlardır) buyurmuştu, fakat
çok benzedikleri için, şüphe hâsıl olduğundan ( Bilinemez) buyurdu.
Resulullah, Eshab-ı kiramın zamanından sonra, Tabiinin zamanının yüksek olduğunu bildirdi. Bundan sonra da Tebe-i tabiinin zamanının üstün olduğunu bildirdi. Bunların da, bin sene sonra gelenlerden daha üstün oldukları anlaşıldı. Sonra
gelenlerin, Eshab-ı kirama çok benzemesi nasıl olur denilirse, şöyle cevap veririz ki, o iki asrın, bu son gelenlerden daha üstün olması, belki onlarda Evliya sayısının çok ve bid’at sahiplerinin az olduğu için olabilir. Bunun için,
sonra gelenler arasında birkaç Evliyanın, o iki asırda bulunan Evliyadan daha yüksek olduğunu söylemek, yanlış olmaz. Mesela, hazret-i Mehdi böyledir, fakat Eshab-ı kiramın zamanı, her bakımdan, daha yüksektir. Bunun üzerinde konuşmak
bile lüzumsuzdur. Önce gelenler, onlardır. Naim Cennetinde yakîn olanlar onlardır. Başkalarının dağ kadar altın sadaka vermesi, onların bir avuç arpa vermesinin sevabına kavuşturamaz. Allahü teâlâ, dilediğini rahmetine kavuşturur. (
1/209)
-------------------------
Hazret-i Mehdi keramet sahibidir
Sual : ( Mehdi sıradan bir insandır, kerameti, harikulade halleri yoktur, bir meleğin, “Bu Mehdi’dir” demesi gibi bir şey olamaz. Böyle bir şey imtihana aykırıdır, insanın seçme iradesini kaldırır. Mehdi’nin geldiğinin gökten haber
verilmesi, telefonla, radyo veya TV ile bildirilmesi demektir) diyenlerin maksadı nedir? Kendilerini veya hocalarını mı Mehdi yapmak istiyorlar?
CEVAP
Belki de o maksatla söylüyorlardır. Hazret-i Mehdi’de birçok olağanüstü olaylar görülecektir. Bu harikulade olaylar, imtihana aykırı değildir. Öyle olsaydı, Peygamberlerin mucizelerini gören bütün müşrikler, hemen iman ederdi. Her
peygamberden mucize görüldüğü halde, inanmayanlar daha çok olmuştur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Hazret-i Mehdi’nin zuhurunun alametleri, Peygamber efendimizin peygamberliğinin bildirilmesinden önce ortaya çıkan irhasat gibidir. Nitekim Peygamber efendimiz ana rahmine düşünce, yeryüzündeki bütün putlar yüzüstü düştü. Bütün
şeytanlara işlerinden el çektirildi. Melekler, İblis’in tahtının altını üstüne getirerek, onu denize attılar ve ona kırk gün azap ettiler. Doğduğu gece, Kisra’nın sarayı sallandı, 14 kulesi düştü. Mecusilerin bin senedir sönmeyen ateşi
söndü. Hazret-i Mehdi de, büyük bir zat olup, sayesinde İslamiyet’e ve Müslümanlara üstün bir takviye hâsıl olacağından ve evliyalığının maddî ve manevî açıdan büyük bir etkisi bulunacağından, kendisi harikulade birçok keramete sahip
olup, döneminde olağanüstü alâmetler zuhur edecektir. Bu yüzden, Resulullahın irhasatı gibi olağanüstü işler, Hazret-i Mehdi’nin zuhurundan önce de ortaya çıkarak, onun alametleri olacaktır. ( 2/68 ) [İrhasat, bir peygamberden,
peygamberliği bildirilmeden önce meydana gelen harikulade [olağanüstü] haller demektir. İsa aleyhisselâmın beşikte konuşması, Muhammed aleyhisselama, ağaçların, taşların selam vermeleri gibi hâllere irhas denir. Henüz peygamberlikleri
bildirilmediği için, mucize denmez.]
Yine İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Hindistan’da biri, Mehdi olduğunu iddia etmişti. Meşhur, hatta manası tevatür derecesine varmış birçok hadis-i şerifler, böylelerinin bu itikat ve sözlerini yalanlamaktadır. Birçok hadis-i şeriflerde, ( Mehdi’nin başı hizasında bir
bulut olacaktır. Buluttan bir melek, “Bu Mehdidir, sözünü dinleyiniz” diyecektir) buyuruldu. O halde insaf etsinler ki, bu alametler, o adamda var mıdır, yok mudur? Hazret-i Mehdi’nin daha birçok alametlerini, Peygamber efendimiz haber
vermiştir. Ahmed ibni Hacer-i Mekki hazretleri ( El-kavl-ül-muhtasar fi alamat-il-Mehdi) ismindeki kitabında, Hazret-i Mehdi’nin iki yüze yakın alametlerini yazmıştır. Geleceği bildirilen Mehdi’nin alametleri meydandayken, başkalarını
Mehdi sananlar, ne kadar cahildir! ( 2/67)
İmam-ı Rabbani hazretlerinin bildirdiği bu hadis şerifte açıkça, Hazret-i Mehdi’nin zuhurunu, meleğin haber vereceği bildiriliyor. Melek için nasıl olur da, telefon, radyo veya TV denebilir? Demek ki, tevilcilerden her şey beklenir.
Nitekim melekler için ( Tabiat kuvvetleridir) diyen sapıklar da çıkmıştı. Buna, tevil yoluyla inkâr denir. Açıkça inkâr edemedikleri için, böyle tevil ederek inkâr ediyorlar. Her şey böyle tevil edilirse, ortada din diye bir şey kalmaz.
( El-kavl-ül-muhtasar fi alamat-il-Mehdi) kitabında bu hususta bildirilen birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir :
( Mehdi, çıkarken başında bir sarık olacak ve bir münadi, “Bu, Allah’ın halifesi olan Mehdi’dir, ona uyunuz” şeklinde nida edecektir.)
( Mehdi, başının üzerinde, “Bu Mehdi’dir, ona uyunuz” şeklinde çağıran bir melek olduğu halde çıkacaktır.)
( Hiçbir tarafın kendisinden korunamayacağı bir fitne zuhur edecek. Bu fitne, çıktığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum, bir münadinin semadan seslenerek, “Ey insanlar, emîriniz artık Mehdi’dir” demesine kadar devam
edecektir.)
( Mehdi’nin zuhuru Muharrem ayında olacak ve semadan gelen bir nida, “Bu, Allah’ın halifesi Mehdi’dir, ona uyunuz ve sözünü dinleyiniz” diyecektir.)
Bunları hiçbir Ehl-i sünnet âlimi tevil etmemiş, İmam-ı a’zam hazretleri de, ( Kıyamet alametlerinin hepsinin, hadis-i şerifte bildirildiği gibi, zamanı gelince aynen gerçekleşeceğine inanırız) buyurmuştur. ( Fıkh-ı ekber)
-----------------
Yahudiler ve Mehdi
Sual : ( Yahudilere göre de Mehdi gelecek. Mehdi gelince Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar kucaklaşacaktır. Müslümanlar, Ehl-i kitapla omuz omuza verip, ateizme karşı mücadele edeceklerdir. Zaten ehl-i kitap bizim kardeşimizdir,
fakat Hristiyanların üç tanrı inancı yanlıştır. Yahudiler onlar kadar kötü değildir, can ciğer kardeşimizdir. Tevrat’ı okumak gerekir. Şiiler gibi Vehhabiler de din kardeşimizdir, bunlar Mehdi’nin askerleri olacaktır. Yahudilerin
bekledikleri Mesih, bizim beklediğimiz Mehdi’dir. Bu onları baskıdan kurtaracak, vaat edilmiş toprakları yeniden elde edecek ve Yahudileri tüm dünyaya hâkim kılacaktır) diyenler çıktı. Bunların maksatları nedir? Mehdi, Müslümanları değil
de, niye Yahudileri dünyaya hâkim kılacak? Sanki aralarında iş bölümü yapar gibi, niye günümüzdeki insanların bazıları Hristiyanlara, bazıları da Yahudilere daha çok sempati duyar ki? Bu işin Yahudi İbni Sebe ile de bir ilgisi olabilir
mi?
CEVAP
Dinimizde böyle bir şey yoktur, hiçbir din kitabında böyle bir şey yazmaz. Bunlar yeni türedilerin uydurmalarıdır.
Yahudilerin Mehdi’yi beklediğini söylemek çok yanlıştır. Onlar, Muhammed aleyhisselam kendi ırklarından olmadığı için, âhir zaman peygamberini bekliyorlar, ( Kral Mesih gelecek ve bizi dünyaya hâkim kılacak) diyorlar. Buna Mehdi demek
kadar saçma bir şey olamaz.
Hazret-i Mehdi ve Hazret-i İsa gelince, Yahudilik veya Hristiyanlık değil, İslamiyet yeryüzüne hâkim olacak ve bütün bâtıl dinler ortadan kalkacaktır. Üç hadis-i şerif meali :
( İsmini duyduğunuz kimselerden, yeryüzüne dört kişi malik oldu. İkisi mümin, ikisi de kâfirdi. Mümin olan iki kişi, Zülkarneyn ile Süleyman idi. Kâfir olan ikisi de, Nemrut ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak, yeryüzüne, benim
evladımdan biri, [Mehdi] malik olacaktır.) [M. Rabbani]
( Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak [Hristiyanlığı kaldıracak], domuzu öldürecek [domuz etini yasaklayacak], İslam’dan başka her şeyi yasak edecektir.) [Buhari]
( İsa inince İslamiyet’le hükmedecektir. O zaman Allahü teâlâ, Müslümanlardan başka herkesi helak edecek, sonra yeryüzünde sükûn, emniyet meydana gelecektir. O kadar ki, aslan deveyle, kaplan inekle ve kurt kuzuyla serbestçe dolaşacak,
çocuklar yılanlarla oynayacak. İsa ölünce, cenazesini Müslümanlar kaldıracaktır.) [Ebu Davud]
Peygamber efendimiz, Hazret-i İsa gelince, Allahü teâlânın Müslümanlardan başka herkesi helak edeceğini bildirirken, Müslümanların Yahudi ve Hristiyanlarla, yani Allahü teâlânın düşmanı olan kâfirlerle kucaklaşacaklarını söylemek, normal
insanın söyleyeceği bir söz değildir.
Yahudilere ve Hristiyanlara kucak açanlar, şu mealdeki âyet-i kerimeleri hiç mi görmediler? Gördüler de, yoksa hâşâ inanmıyorlar mı?
( İman edenlere en şiddetli düşmanlık edenler Yahudi ve müşriklerdir.) [Maide 82]
( Dinlerine uymadıkça, Yahudilerle Hristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar.) [Bekara 120]
Demek ki, Tevrat ve İncil okumakla, onlarla dost olmakla, bunlar Müslümandan hoşnut olmazmış. Hoşnut olmaları için, Allahü teâlânın bildirdiği gibi, dinlerine uymak gerekiyormuş. Peki, bunu bir Müslüman nasıl yapar?
Allahü teâlânın, sevmeyin, dostluk kurmayın dediği kimseleri sevmek ve onlarla dostluk kurmak, dinimize aykırıdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir :
( İmanın en sağlam temeli ve en kuvvetli alameti, hubb-i fillah, buğd-i fillahtır.) [Ebu Davud]
( İsyan edenlere düşmanlık ederek, Allahü teâlâya yaklaşın!) [Deylemi]
( Bir kavmi sevip de onlarla dostluk kuran, kıyamette onlarla haşrolur.) [Taberani]
Hristiyanlarla Yahudilere olduğu gibi, Vehhabilerle Şiilere neden kucak açıldığını, özellikle de Yahudilerle Şiilerin ön planda tutulmasının sebebini anlamak da zordur.
--------------------
Hazret-i Mehdi’nin mezhebi
Sual : Mevdudi, ( Mehdi ortaya çıkınca, mezhep diye bir şey olmayacak. Mehdi, hayatın ana problemlerinde derin nüfuza sahip, modern bir reformcu olacak. Mezhepleri kaldıracak. Fıkıh ve tasavvuf âlimleri, onun getireceği yeniliklere
karşı feryat edecekler. O zaman, bu dört mezhepten kurtulacağız) gibi şeyler söylüyormuş. Onun hayranları da aynısını söylüyorlar. Dört mezhep hak değil mi? Hak olan dört mezhebi Mehdi niye kaldıracak?
CEVAP
Mevdudi mezhepsizdir, onun sözü dinde senet değildir.
Hak kalkarsa yerine bâtıl gelir. Hak olan mezhep, kaldırılmaz. Mezhepleri kimse kaldırmayacaktır. Mezhepler dinin emriyle, Peygamber efendimizin emriyle ortaya çıkmıştır. Mezhep imamı demek, Peygamber efendimizin Kur’an-ı kerimden
çıkardığı bilgileri, Eshab-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim demektir. Bu ise, Resulullah’a ve Kur’an-ı kerime uymak demektir. Eshab-ı kiram, Resulullah’tan işittiklerine uyardı. Kendi talebelerinden birine uymaya,
yani dört mezhepten birinde olmalarına lüzum yoktu. Onların her biri, bütün bilgileri asıl kaynağından alıyordu.
Birbirlerine sorarak da öğreniyorlardı. Hepsi, mezhep imamlarından daha çok âlim ve daha yüksek müctehid, yani mezhep sahibiydiler. Bir müctehidin mezhebi kendi mezhebidir. Bir müctehid olan Hazret-i Mehdi’nin mezhebi de, kendi
mezhebidir.
Hazret-i Mehdi gelince, doğru İslam bilgileri unutulmuş ve ortadan kalkmış olacak. Hazret-i Mehdi Ehl-i sünnet bilgilerini tazeleyeceği zaman, zaten İslam âlimi kalmamış olacak. Yani fıkıh ve tasavvuf âlimleri zaten kalmamış olacak.
Dolayısıyla bu âlimler değil, ortalık mezhepsizlere kaldığı için, onlar Hazret-i Mehdi’ye karşı koyacaklar, feryat edecekler. Hazret-i Mehdi, âlimleri değil, bu türedileri zararsız hâle getirecektir.
Hazret-i İsa da, Hazret-i Mehdi gibi ictihad edecektir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Muhammed Parisa hazretleri, Fusul-i sitte kitabında, ( İsa aleyhisselam gökten inip, İmam-ı a’zam Ebu Hanife’nin mezhebine uygun ictihad edecek, onun helal dediğine helal diyecek, haram dediğine haram diyecektir) buyuruyor. ( 3/17)
Hazret-i Mehdi, İslamiyet’i yayacak. Resulullah’ın sünnetlerini ortaya çıkaracak. Bid’at işlemeye ve bid’atleri Müslümanlık olarak yaymaya alışmış olan Medine’deki din adamı, Mehdi’nin sözlerine şaşıp, ( Bu adam bizim dinimizi yok etmek
istiyor) diyecek. Hazret-i Mehdi, bu din adamının öldürülmesini emredecektir. ( 1/255)
Görüldüğü gibi, Hazret-i Mehdi geldiğinde, hak mezheplerin hükümleri unutulmuş olacak, bid’atler ortalığı kaplayacak, ortada hak bir mezhep kalmayacaktır. Hazret-i Mehdi de yaygınlaşan bu bâtıl mezhepleri, bid’atleri kaldıracaktır.
Mezhepsizleri yok edecektir. Bütün bu bildirilenlere rağmen, nasıl olur da, Müslümanlar için rahmet olan dört hak mezhep ve fıkıh kitaplarında bildirilen hükümler, ictihadlar, öcü gibi gösterilip, ( Mehdi gelince bunlardan kurtulacağız)
diye mezhep düşmanlığı yapılabilir?
Hazret-i Mehdi gelince
Sual : ( Bir dinde bir mesele, mezhebin birine göre farz, ötekine göre haram olur mu? Mehdi gelince bu ihtilaflara son verecektir. Mehdi’nin bir an önce gelmesinin önemi buradan da anlaşılıyor) deniyor. Asırlardır hiçbir İslâm âlimi,
dört hak mezhepteki farklı hükümlere itiraz etmemiştir. Mehdi niye hak mezhepleri kaldıracak ki?
CEVAP
Hazret-i Mehdi geldiği zaman, dört hak mezhebi kaldırmayacaktır. ( Kaldıracaktır) demek, dört hak mezhebin bâtıl olduğunu iddia etmek olur. Bu da asırlardır gelen İslâm âlimlerini yalanlamak olur. Hangi Ehl-i sünnet âlimi, dört mezhebin
hak olmadığını söylemiştir?
Hak mezheplerdeki hükümlerin farklı olması, Peygamber efendimizin emrettiği bir rahmettir. Allahü teâlânın gönderdiği dinlerin hepsi de, amel yönüyle farklıydı. Âdem aleyhisselamın diniyle Nuh aleyhisselamın, Musa aleyhisselamın dinleri
farklıydı. Farklı olmaları hak din olmalarını engellemez. Mesela şarap mubah iken son gönderilen dinde haram kılındı. Niye dinde veya mezheplerde farklı hüküm var demek, Allah'ı suçlamak olur. Allahü teâlâ öyle dilemiş, öyle hükümler
göndermiştir. Farklı ictihad da, yani farklı hükümler de dinimizin emridir.
Hazret-i Mehdi geldiği zaman, herkes dinden uzaklaşmış, dört hak mezhebin hükümleri unutulmuş, bâtıl mezhepler ve bid’atler yayılmış olacak. Hazret-i Mehdi, hak mezhepleri ve dinin hükümlerini değil, bu bid’atleri ve bâtıl mezhepleri
kaldıracak ve dinin hükümleri unutulduğu için ictihad edecektir. Yapacağı ictihadlar, Hanefî mezhebine uygun olacaktır. Hazret-i İsa da aynı şekilde ictihad edecektir.
Muhammed Parisa hazretleri, ( Hazret-i İsa’nın yeryüzüne indiği zaman yapacağı ictihadlar, Hanefî mezhebindeki hükümlere uygun olacaktır) buyuruyor. ( Füsul-i sitte)
Hak dinlerdeki farklı hükümler amelde olduğu gibi, dört hak mezhep arasındaki farklar da, itikatta değil ameldedir. Bu ise, Eshab-ı kiramın farklı ictihadı gibi rahmettir. İki hadis-i şerif meali :
( Ümmetimin [âlimlerinin] ihtilafı [farklı ictihadları] rahmettir.) [Deylemi]
( Âlim, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevab alır.) [Buhari]
Sahabenin veya diğer müctehidlerin ictihadlarında doğruyu bulma mecburiyeti yoktur. Doğruyu bulamasa da, isabet edemese de yine sevab kazanır. Bunlara uyan da sevab kazanır. Farklı içtihada dil uzatmak, dinî yıkmaktan başka şey değildir.
---------------------
Selam ve dua ile...
Dipnotlar :
[1] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/393-394.
[2] Tirmizî, Fiten, 46. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/394.
[3] Müslîm. İmare 7; Ahmed b. Hanbel V-90,93. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/395.
[4] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/395.
[5] Müslim, İmare 6.
[6] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/395-399.
[7] Bu işaret değişik senetleri delirtmek için konulur. Bu hadis Müellife beş ayrı isnâdla gelmiş ve bunların ara sun harfi İle ayırmıştır. "Tahvil" anlamındadır.
[8] Buradaki şek râvî'dendir,
[9] Şek râvîdendir.
[10] Tirmizî, Fiten 52. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/399-400.
[11] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/400-401.
[12] İbn. Mâce, Fiten 34 Ahmed b. Hanbel 1-299, III -28,37. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/401-402.
[13] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/402.
[14] "Mühdi" şeklinde okumak mümkündür.
[15] İbn Mâce, Fiten 34. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/402.
[16] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/402-403.
[17] Ahmed b. Hanbel II-291, 111-17. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/403-404.
[18] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/404.
------------------------------
KAYNAKLAR :
HarunYahya
Sorularla İslamiyet
Dinimiz islam
Sual : Mehdi’nin alametleri çeşitli şekillerde tevil edilerek deniyor ki :
1- Medine, şehir demektir. ( Mehdi, Medine’de doğacak) demek, köyde değil, şehirde doğacak demektir. Ben şehirde doğduğuma göre, ne demek istediğimi anlarsınız.
2- ( Mehdi, İsa ile birlikte Deccal’ı öldürecek) demek, ateizmi yok edecekler demektir.
3- ( Mehdi gelince semadan bir melek haber verecek) demek, insanlar birbirine telefon, radyo veya TV ile haber verecek demektir.
4- ( Mehdi bid’atleri temizleyecek) demek, fıkıhçıların ictihad diyerek uydurduğu şeyleri ve dört mezhebi ortadan kaldıracak demektir.
5- ( Mehdi’nin adı benim adımla, babasının adı da benim babamın adıyla aynı olacak) hadisinden maksat, adı Muhammed, babasının adı Abdullah olacak demek değildir. Mehdi’nin adı Peygamberin dedelerinden birinin adı da olabilir. Mesela
Haşim olabilir, İlyas olabilir, Adnan da olabilir.
6- Bilen pek yoksa da, Mehdi gelmiştir, 93 sene sonra, Güneş’in Batıdan doğmasından sonra da İsa, Mehdi’nin arkasında namaz kılacak. Bundan 15 saat sonra da kıyamet kopacak.
7- Mehdi kararmış olan dünyayı aydınlatan bir güneştir ve aydınlatmaya da başlamıştır. Mehdi güneş olduğuna göre, Güneş’in Batıdan doğması, Mehdi’nin çıkışı demek de olabilir.
Herkes aklına göre böyle bir tevil yaparsa, dinin bildirdiklerine kim inanır ki?
CEVAP
Zırva tevil götürmez. Bu tevillerin hepsi yersizdir. Peygamber efendimizin hadis-i şerifleri, bulmaca, bilmece gibi değildir. Yani ( Ben Medine dersem, siz Ankara, İzmir gibi bir şehir anlayın, ben Muhammed dersem siz Haşim anlayın)
cinsinden değildir. Hâşâ Resulullah efendimiz, bilmece gibi söz söylemez. Bu zırvalara kısaca cevap verelim :
1- Bir hadis-i şerif meali :
( Medine halkından olan Mehdi, Mekke’ye gidecek. Mekke halkından bir kısmı ona gelecek ve istemediği halde onu evinden çıkarıp ona biat edecekler.) [Ebu Davud] ( Burada açıkça, Medine halkından deniyor. Devamında da, Mekke’ye gidecek
deniyor. Ne diye “Şehir halkından” denilip de, sonra Mekke’ye gidecek densin?)
Hazret-i Ali’nin rivayeti de şöyledir :
( Mehdi, Medine’de doğacaktır.) [İ. Münavi] ( Medine şehrinde doğmayacak olsa, ne diye Medine’de doğacak densin? Köyde ve şehirde doğmasının ne önemi var? Yukarıdaki hadis-i şerifte de, Medine’de doğup sonra Mekke’ye gideceği açıkça
bildiriliyor.)
2- Bir hadis-i şerifte, Deccal’ın nasıl çıkacağı da açıkça bildiriliyor. Hazret-i Mehdi Kudüs’e intikal ettiğinde, Deccal’ın çıktığını haber alacaklar deniyor. ( Kitab-ul-Burhan fi alamat-i Mehdiyyi ahir-iz-zaman)
Bunun ateizmle ne ilgisi olabilir? Kudüs’e gittiğinde, ateizmin çıktığını mı haber alacak? Atalarımız boşuna, ( Zırva tevil götürmez) dememişler.
3- Peygamber efendimiz, ( Melek seslenecek) buyururken, tevilciler, telefon, radyo veya TV diyor. Bir hadis-i şerif meali :
( Mehdi’nin başı hizasında bir bulut olacaktır. Buluttan bir melek, “Bu Mehdi’dir, sözünü dinleyiniz” diyecektir.) [M. Rabbani]
4- Bu, fıkıh âlimlerine, müctehidlere yapılmış çok çirkin bir iftiradır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Kıyas ve ictihad, bid’at değildirler, çünkü bunlar, âyet-i kerimelerin mânâlarını meydana çıkarırlar. Bu mânâlara başka bir şey eklemezler. ( 1/186)
Hazret-i Mehdi geldiği zaman, dört hak mezhebi kaldırmayacaktır. ( Kaldıracaktır) demek, dört hak mezhebin bâtıl olduğunu iddia etmek olur. O zaman, dört hak mezhebin hükümleri unutulmuş, bâtıl mezhepler ve bid’atler yayılmış olacak.
Hazret-i Mehdi ve Hazret-i İsa, hak mezhepleri ve dinin hükümlerini değil, bu bid’atleri ve bâtıl mezhepleri kaldıracak ve ictihad edecektir. Hatta ictihad ederek bildireceği hükümler, Hanefî mezhebine uygun olacaktır. Muhammed Parisa
hazretleri buyuruyor ki :
İsa aleyhisselamın ictihad ile çıkaracağı bütün hükümler, Hanefi mezhebindeki hükümlere uygun olacaktır. ( Füsul-i sitte)
5- Bir hadis-i şerif meali şöyledir :
( Allahü teâlâ, kıyamet kopmadan önce, ehl-i beytimden birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünya zulümle doluyken, onun zamanında adaletle dolar.) [Ebu Davud, İ. Ahmed,
Tirmizi, Taberani, Ebu Nuaym, İbni Ebi Şeybe]
Peygamber efendimiz açıkça isminin ve babasının isminin ne olacağını bildirirken, nasıl olur da, Mehdi’nin ismi, Haşim, İlyas, Adnan veya diğer dedelerinden birinin ismi olacak denebilir? Bu, açıkça hadis-i şerifi inkâr etmek değil
midir?
6- Hem Mehdi geldi diyor, hem de 100 sene sonra, güneş batıdan doğduktan sonra, Hazret-i İsa, Mehdi’nin arkasında namaz kılacak diyor. Mehdi, 40 yaşında zuhur edeceğine göre, tevilcilere göre, şimdi gelmiş olan Mehdi, 100 sene sonra yani
150 yaşındayken mi Hazret-i İsa, Mehdi’nin arkasında namaz kılacak?
7- Hani Güneş 93 sene sonra Batıdan doğacaktı? Bu alametlerin peş peşe olacağını yeni mi okudular ki, Dabbe çıktı dediklerine göre, Güneş’in Batıdan doğması için, acilen bir tevil bulmak zorunda mı kaldılar?
Görüldüğü gibi, bu iddia edilenlerin tamamı, dinimize aykırıdır. İmam-ı a’zam hazretleri de, bütün Ehl-i sünnet âlimleri gibi, bunları tevil etmemiş, ( Yecüc ve Mecüc’ün ortaya çıkması, Güneş’in Batıdan doğması, Hazret-i İsa’nın gökten
inmesi, Deccal’ın gelmesi ve diğer kıyamet alametlerinin hepsinin, hadis-i şerifte bildirildiği gibi, zamanı gelince aynen gerçekleşeceğine inanırız) buyurmuştur. ( Fıkh-ı ekber)
Mehdi’nin ayak sesleri
Sual : Sünnî bir yazar, ( Mehdi’nin ayak seslerini işitiyorum) diye bir yazı yazmış. Gelecek hakkında indî tahminlerde bulunmuş. İslâmiyet'in gümbür gümbür geleceğini söylemiş. Tarihte bu Mehdi meselesi, çok istismar edilmiştir. Her
devirde Mehdi’nin geldiği, bugün yarın Kıyametin kopacağı söylenmiştir. Çok kimse de, kendinin Mehdi olduğunu açıklamıştır. Günümüzde de, her köşe başında mehdilik satan çok kimse vardır. Sünnî yazar da, söylenenlerden etkilenmişe
benziyor. Acaba bu yazarın işittiği ayak sesleri kime ait? Mezhepsizlerin, dinsizlerin ayak sesleri olmasın? Bu yazar, acaba sesleri ayırmakta güçlük mü çekiyor? Çünkü âhir zamanda gün günü aratacak, dinsizlik çoğalacaktır. Nitekim (
Her asır, öncekinden daha kötü olur, böylece Kıyamete kadar bozulur) hadis-i şerifi, kötülüğün ve küfrün gümbür gümbür yayılacağını göstermektedir. İkinci binin müceddidi İmam-ı Rabbânî hazretleridir. Üçüncü bin yılın müceddidi de
Hazret-i Mehdi olacağına göre, İmam-ı Rabbânî hazretlerinden bin yıl sonra Mehdi gelmeyecek mi?
CEVAP
Evet, Hazret-i Mehdi’nin gelişine en az 600 yıl daha vardır. Gelinceye kadar dinsizlikler, cinayetler, her çeşit kötülük yayılmaya devam edecektir. İstisna olarak bazı bölgelerde İslamiyet’e sarılanların olması hadis-i şerife aykırı
değildir. Yukarıdaki hadis-i şerif, dünyada genel bozulmayı bildirmektedir. Mehdi’yim diyenlerin hiçbirine inanmamalı. Mehdi’nin alametleri sitemizde vesikalarıyla birlikte vardır.
Hazret-i Mehdi gelince
Sual : Şeyh denilen biri, ( Hazret-i Mehdi geldiğinde elektrik ve elektronikle çalışan hiçbir şey olmayacak, teknolojiyi tamamen kaldıracaktır) diyormuş. Öyle bir şey var mı?
CEVAP
Ateistler ve yabancılar, özellikle böyle şeyhler yüzünden İslâmiyet'e ters bakıyorlar. Teknoloji İslâmiyet'e aykırı değildir, İslamiyet’in emrettiği bir ilimdir. Hazret-i Mehdi, İslâmiyet'e aykırı bir iş yapmayacaktır. Onun zamanında
inecek olan Hazret-i İsa da, onunla beraber İslâmiyet'i yayacaktır. İki hadis-i şerif :
( Eshab-ı Kehf, hazret-i Mehdi’nin yardımcıları olacak, İsa “aleyhisselam” da, bunun zamanında gökten inip Hazret-i Mehdi ile birlikte, Deccal ile savaşacaktır.) [İ. Süyûtî]
( İsa “aleyhisselam”, âdil bir hakem olarak gökten inecek, İslam’dan başka her şeyi yasaklayacaktır.) [Buhârî]
Zamane şeyhleri, nakli esas almıyorlar, akıllarına geleni söylüyorlar. Belki de teknolojiyi İslam dışı bir şey sandıkları için, ( Mehdi, İslam’a aykırı olan şeyleri kaldıracaktır) diyorlar. Nakli esas almayanların sözlerine itibar
edilmez.
--------------------------
Hazret-i Mehdi gelecektir
Sual : Mehdi hurafedir diyenler oluyor. Nasıl cevap verilebilir?
CEVAP
İbni Hacer-i Mekki, ( Alamat-i Mehdi), imam-ı Süyuti, ( El-bürhan) ve imam-ı Şarani ( Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi) kitabında iki yüze yakın, Hazret-i Mehdi’nin alameti bildirilmektedir. Hazret-i Mehdi için hurafe demek, ilme
ihanettir, kıyamet alametidir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir :
( Eshab-ı Kehf, Mehdi’nin yardımcıları olacak ve İsa bunun zamanında gökten inecek ve Deccal ile harb ederken, Mehdi, onunla beraber olacaktır.) [İ.Süyuti]
( Yeryüzüne dört kişi malik oldu. İkisi mümin Zülkarneyn ile Süleyman idi. İkisi kâfir, Nemrud ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak, benim evladımdan biri yeryüzüne malik olacaktır.) [İ.Süyuti]
( Horasan tarafından gelen siyah sancaklılara katılın. Onların içinde Allah'ın halifesi Mehdi vardır.) [Hakim, İ.Ahmed, Deylemi]
( Nasıl helak olur bir ümmet ki, başında ben, sonunda Meryem oğlu İsa ve ortasında da ehl-i beytimden Mehdi vardır.) [Hâkim, İ.Asakir]
( Şarktan çıkan bir grup, Mehdi’ye yardım ederler.) [İbni Mace, Taberani]
( Mehdi çıkınca, Allahü teâlâ ona rahmetini indirir.) [İ.Ahmed, Hakim]
( Mehdi bendendir, yeryüzünü hak ve adaletle doldurur.) [Ebu Davud]
( Dünyayı küfür kaplamadıkça Mehdi gelmez.) [Mekt.Rabbani 2/68]
( Mehdi gelince, bir bereket olacak, ümmetim rahat edecektir.) [İbni Ebi Şeybe]
( Mehdi ehl-i beyttendir. Allahü teâlâ onu bir gecede olgunlaştırır.) [İbni Mace, İ.Ahmed]
( Deccal’ın veya Mehdi’nin geleceğine inanmayan kâfir olur.) [Favaid-il Ehbar - Şerh’is-Siyer]
( Mehdi, Kureyşten ve ehl-i beytimdendir.) [İ.Ahmed, Baverdi]
( Mehdi benim soyumdandır.) [İbni Mace]
( Mehdi evladı Fatıma’dandır.) [Ebu Davud, Hakim]
( Mehdi, amcam Abbas’ın soyundandır.) [İ.Asakir, Dare Kutni]
( Ya Abbas, senin soyundan bir genç dünyayı adaletle doldurur, İsa ile namaz kılar.) [Hatib, İbni Asakir, Dare Kutni]
[Burada tenakuz [çelişki] yoktur. Abdülkadir-i Geylani hazretleri anne tarafından seyyid, baba tarafından şerif idi. Hazret-i Mehdi de, Hazret-i Fatıma’nın soyundan bir genç, Hazret-i Abbas’ın soyundan biri ile evlenince, her iki soydan
da gelmiş olur.]
Hazret-i Ali, oğlu Hasanı gösterip, "Bu oğlumun neslinden biri çıkacak, dünyayı adaletle dolduracaktır" buyurdu. ( Ebu Davud)
Kütüb-i sitteden Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbni Mace, Tirmizi ve diğer hadis âlimlerinin bildirdikleri bu hadis-i şerifleri ve Ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamalarını akıl ve iman sahibi hiç kimse inkâr edemez. Tevil etmek de dinimize
aykırıdır. Herkes dinin hükümlerini tevil etmeye kalkarsa ortada din diye bir şey kalmaz.
Hazret-i Mehdi gelince
Sual : Tam İlmihal’deki, ( Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. İsa aleyhisselamla buluşacak, mezhepleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacaktır) ifadesinden kasıt nedir?
CEVAP
Hazret-i Mehdi geldiğinde, hak mezheplerin hükmü unutulmuş olacak, bid'at mezhepleri ortalığı kaplayacak, ortada hak bir mezhep kalmayacaktır. Yani mezheplerin doğru bilgileri kalmayacak, sadece isimleri kalıp, din düşmanları veya
sapıklar tarafından bu isimler suistimal edilecektir.
Hazret-i Mehdi, ictihad edecek, ictihadı Hanefi mezhebine uygun olacaktır. Zaten İsa aleyhisselamın Hristiyanlığı yasak ettiği gibi, Hazret-i Mehdi de diğer bozuk fırkaları, bozuk mezhepleri yasak edecektir. Bozuk mezhepleri kaldıracağı
için mezhepleri kaldıracak ifadesi kullanılmıştır.
Hazret-i Mehdi’nin üstünlüğü
Sual : Hazret-i Mehdi, dört halifeden daha üstün müdür?
CEVAP
Kesinlikle değildir. Bu hususta İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Resulullahın vefatından bin sene geçtikten sonra, ümmetinden gönderilen âlimlerin sayısı azsa da, İslamiyet’i tam kuvvetlendirmeleri için, çok yüksek olacaklardır. Resulullah efendimiz, hazret-i Mehdi’nin geleceğini haber vermiştir. Bin
sene sonra gelecektir. İsa aleyhisselam da, bin sene sonra, gökten inecektir. Bin sene sonra gelen Evliyanın yükseklikleri, Eshab-ı kiramın yüksekliklerine benzemektedir. Her ne kadar, Peygamberlerden sonra, en üstün insanlar Eshab-ı
kiram ise de, sonra gelenler, bunlara çok benzedikleri için, hangilerinin daha üstün oldukları anlaşılamaz gibi olmuştur. Belki de bunun içindir ki, Resulullah efendimiz, ( Öncekiler mi daha üstündür, yoksa sonrakiler mi? Bilinemez)
buyurdu. Yoksa ( Öncekiler mi daha üstündür, yoksa sonrakiler mi, bilmem) buyurmadı, çünkü hangilerinin daha üstün olduğunu elbette biliyordu. Bunun için, ( En üstün olanlar, benim zamanımda bulunan Müslümanlardır) buyurmuştu, fakat
çok benzedikleri için, şüphe hâsıl olduğundan ( Bilinemez) buyurdu.
Resulullah, Eshab-ı kiramın zamanından sonra, Tabiinin zamanının yüksek olduğunu bildirdi. Bundan sonra da Tebe-i tabiinin zamanının üstün olduğunu bildirdi. Bunların da, bin sene sonra gelenlerden daha üstün oldukları anlaşıldı. Sonra
gelenlerin, Eshab-ı kirama çok benzemesi nasıl olur denilirse, şöyle cevap veririz ki, o iki asrın, bu son gelenlerden daha üstün olması, belki onlarda Evliya sayısının çok ve bid’at sahiplerinin az olduğu için olabilir. Bunun için,
sonra gelenler arasında birkaç Evliyanın, o iki asırda bulunan Evliyadan daha yüksek olduğunu söylemek, yanlış olmaz. Mesela, hazret-i Mehdi böyledir, fakat Eshab-ı kiramın zamanı, her bakımdan, daha yüksektir. Bunun üzerinde konuşmak
bile lüzumsuzdur. Önce gelenler, onlardır. Naim Cennetinde yakîn olanlar onlardır. Başkalarının dağ kadar altın sadaka vermesi, onların bir avuç arpa vermesinin sevabına kavuşturamaz. Allahü teâlâ, dilediğini rahmetine kavuşturur. (
1/209)
-------------------------
Hazret-i Mehdi keramet sahibidir
Sual : ( Mehdi sıradan bir insandır, kerameti, harikulade halleri yoktur, bir meleğin, “Bu Mehdi’dir” demesi gibi bir şey olamaz. Böyle bir şey imtihana aykırıdır, insanın seçme iradesini kaldırır. Mehdi’nin geldiğinin gökten haber
verilmesi, telefonla, radyo veya TV ile bildirilmesi demektir) diyenlerin maksadı nedir? Kendilerini veya hocalarını mı Mehdi yapmak istiyorlar?
CEVAP
Belki de o maksatla söylüyorlardır. Hazret-i Mehdi’de birçok olağanüstü olaylar görülecektir. Bu harikulade olaylar, imtihana aykırı değildir. Öyle olsaydı, Peygamberlerin mucizelerini gören bütün müşrikler, hemen iman ederdi. Her
peygamberden mucize görüldüğü halde, inanmayanlar daha çok olmuştur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Hazret-i Mehdi’nin zuhurunun alametleri, Peygamber efendimizin peygamberliğinin bildirilmesinden önce ortaya çıkan irhasat gibidir. Nitekim Peygamber efendimiz ana rahmine düşünce, yeryüzündeki bütün putlar yüzüstü düştü. Bütün
şeytanlara işlerinden el çektirildi. Melekler, İblis’in tahtının altını üstüne getirerek, onu denize attılar ve ona kırk gün azap ettiler. Doğduğu gece, Kisra’nın sarayı sallandı, 14 kulesi düştü. Mecusilerin bin senedir sönmeyen ateşi
söndü. Hazret-i Mehdi de, büyük bir zat olup, sayesinde İslamiyet’e ve Müslümanlara üstün bir takviye hâsıl olacağından ve evliyalığının maddî ve manevî açıdan büyük bir etkisi bulunacağından, kendisi harikulade birçok keramete sahip
olup, döneminde olağanüstü alâmetler zuhur edecektir. Bu yüzden, Resulullahın irhasatı gibi olağanüstü işler, Hazret-i Mehdi’nin zuhurundan önce de ortaya çıkarak, onun alametleri olacaktır. ( 2/68 ) [İrhasat, bir peygamberden,
peygamberliği bildirilmeden önce meydana gelen harikulade [olağanüstü] haller demektir. İsa aleyhisselâmın beşikte konuşması, Muhammed aleyhisselama, ağaçların, taşların selam vermeleri gibi hâllere irhas denir. Henüz peygamberlikleri
bildirilmediği için, mucize denmez.]
Yine İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Hindistan’da biri, Mehdi olduğunu iddia etmişti. Meşhur, hatta manası tevatür derecesine varmış birçok hadis-i şerifler, böylelerinin bu itikat ve sözlerini yalanlamaktadır. Birçok hadis-i şeriflerde, ( Mehdi’nin başı hizasında bir
bulut olacaktır. Buluttan bir melek, “Bu Mehdidir, sözünü dinleyiniz” diyecektir) buyuruldu. O halde insaf etsinler ki, bu alametler, o adamda var mıdır, yok mudur? Hazret-i Mehdi’nin daha birçok alametlerini, Peygamber efendimiz haber
vermiştir. Ahmed ibni Hacer-i Mekki hazretleri ( El-kavl-ül-muhtasar fi alamat-il-Mehdi) ismindeki kitabında, Hazret-i Mehdi’nin iki yüze yakın alametlerini yazmıştır. Geleceği bildirilen Mehdi’nin alametleri meydandayken, başkalarını
Mehdi sananlar, ne kadar cahildir! ( 2/67)
İmam-ı Rabbani hazretlerinin bildirdiği bu hadis şerifte açıkça, Hazret-i Mehdi’nin zuhurunu, meleğin haber vereceği bildiriliyor. Melek için nasıl olur da, telefon, radyo veya TV denebilir? Demek ki, tevilcilerden her şey beklenir.
Nitekim melekler için ( Tabiat kuvvetleridir) diyen sapıklar da çıkmıştı. Buna, tevil yoluyla inkâr denir. Açıkça inkâr edemedikleri için, böyle tevil ederek inkâr ediyorlar. Her şey böyle tevil edilirse, ortada din diye bir şey kalmaz.
( El-kavl-ül-muhtasar fi alamat-il-Mehdi) kitabında bu hususta bildirilen birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir :
( Mehdi, çıkarken başında bir sarık olacak ve bir münadi, “Bu, Allah’ın halifesi olan Mehdi’dir, ona uyunuz” şeklinde nida edecektir.)
( Mehdi, başının üzerinde, “Bu Mehdi’dir, ona uyunuz” şeklinde çağıran bir melek olduğu halde çıkacaktır.)
( Hiçbir tarafın kendisinden korunamayacağı bir fitne zuhur edecek. Bu fitne, çıktığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum, bir münadinin semadan seslenerek, “Ey insanlar, emîriniz artık Mehdi’dir” demesine kadar devam
edecektir.)
( Mehdi’nin zuhuru Muharrem ayında olacak ve semadan gelen bir nida, “Bu, Allah’ın halifesi Mehdi’dir, ona uyunuz ve sözünü dinleyiniz” diyecektir.)
Bunları hiçbir Ehl-i sünnet âlimi tevil etmemiş, İmam-ı a’zam hazretleri de, ( Kıyamet alametlerinin hepsinin, hadis-i şerifte bildirildiği gibi, zamanı gelince aynen gerçekleşeceğine inanırız) buyurmuştur. ( Fıkh-ı ekber)
-----------------
Yahudiler ve Mehdi
Sual : ( Yahudilere göre de Mehdi gelecek. Mehdi gelince Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar kucaklaşacaktır. Müslümanlar, Ehl-i kitapla omuz omuza verip, ateizme karşı mücadele edeceklerdir. Zaten ehl-i kitap bizim kardeşimizdir,
fakat Hristiyanların üç tanrı inancı yanlıştır. Yahudiler onlar kadar kötü değildir, can ciğer kardeşimizdir. Tevrat’ı okumak gerekir. Şiiler gibi Vehhabiler de din kardeşimizdir, bunlar Mehdi’nin askerleri olacaktır. Yahudilerin
bekledikleri Mesih, bizim beklediğimiz Mehdi’dir. Bu onları baskıdan kurtaracak, vaat edilmiş toprakları yeniden elde edecek ve Yahudileri tüm dünyaya hâkim kılacaktır) diyenler çıktı. Bunların maksatları nedir? Mehdi, Müslümanları değil
de, niye Yahudileri dünyaya hâkim kılacak? Sanki aralarında iş bölümü yapar gibi, niye günümüzdeki insanların bazıları Hristiyanlara, bazıları da Yahudilere daha çok sempati duyar ki? Bu işin Yahudi İbni Sebe ile de bir ilgisi olabilir
mi?
CEVAP
Dinimizde böyle bir şey yoktur, hiçbir din kitabında böyle bir şey yazmaz. Bunlar yeni türedilerin uydurmalarıdır.
Yahudilerin Mehdi’yi beklediğini söylemek çok yanlıştır. Onlar, Muhammed aleyhisselam kendi ırklarından olmadığı için, âhir zaman peygamberini bekliyorlar, ( Kral Mesih gelecek ve bizi dünyaya hâkim kılacak) diyorlar. Buna Mehdi demek
kadar saçma bir şey olamaz.
Hazret-i Mehdi ve Hazret-i İsa gelince, Yahudilik veya Hristiyanlık değil, İslamiyet yeryüzüne hâkim olacak ve bütün bâtıl dinler ortadan kalkacaktır. Üç hadis-i şerif meali :
( İsmini duyduğunuz kimselerden, yeryüzüne dört kişi malik oldu. İkisi mümin, ikisi de kâfirdi. Mümin olan iki kişi, Zülkarneyn ile Süleyman idi. Kâfir olan ikisi de, Nemrut ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak, yeryüzüne, benim
evladımdan biri, [Mehdi] malik olacaktır.) [M. Rabbani]
( Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak [Hristiyanlığı kaldıracak], domuzu öldürecek [domuz etini yasaklayacak], İslam’dan başka her şeyi yasak edecektir.) [Buhari]
( İsa inince İslamiyet’le hükmedecektir. O zaman Allahü teâlâ, Müslümanlardan başka herkesi helak edecek, sonra yeryüzünde sükûn, emniyet meydana gelecektir. O kadar ki, aslan deveyle, kaplan inekle ve kurt kuzuyla serbestçe dolaşacak,
çocuklar yılanlarla oynayacak. İsa ölünce, cenazesini Müslümanlar kaldıracaktır.) [Ebu Davud]
Peygamber efendimiz, Hazret-i İsa gelince, Allahü teâlânın Müslümanlardan başka herkesi helak edeceğini bildirirken, Müslümanların Yahudi ve Hristiyanlarla, yani Allahü teâlânın düşmanı olan kâfirlerle kucaklaşacaklarını söylemek, normal
insanın söyleyeceği bir söz değildir.
Yahudilere ve Hristiyanlara kucak açanlar, şu mealdeki âyet-i kerimeleri hiç mi görmediler? Gördüler de, yoksa hâşâ inanmıyorlar mı?
( İman edenlere en şiddetli düşmanlık edenler Yahudi ve müşriklerdir.) [Maide 82]
( Dinlerine uymadıkça, Yahudilerle Hristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar.) [Bekara 120]
Demek ki, Tevrat ve İncil okumakla, onlarla dost olmakla, bunlar Müslümandan hoşnut olmazmış. Hoşnut olmaları için, Allahü teâlânın bildirdiği gibi, dinlerine uymak gerekiyormuş. Peki, bunu bir Müslüman nasıl yapar?
Allahü teâlânın, sevmeyin, dostluk kurmayın dediği kimseleri sevmek ve onlarla dostluk kurmak, dinimize aykırıdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir :
( İmanın en sağlam temeli ve en kuvvetli alameti, hubb-i fillah, buğd-i fillahtır.) [Ebu Davud]
( İsyan edenlere düşmanlık ederek, Allahü teâlâya yaklaşın!) [Deylemi]
( Bir kavmi sevip de onlarla dostluk kuran, kıyamette onlarla haşrolur.) [Taberani]
Hristiyanlarla Yahudilere olduğu gibi, Vehhabilerle Şiilere neden kucak açıldığını, özellikle de Yahudilerle Şiilerin ön planda tutulmasının sebebini anlamak da zordur.
--------------------
Hazret-i Mehdi’nin mezhebi
Sual : Mevdudi, ( Mehdi ortaya çıkınca, mezhep diye bir şey olmayacak. Mehdi, hayatın ana problemlerinde derin nüfuza sahip, modern bir reformcu olacak. Mezhepleri kaldıracak. Fıkıh ve tasavvuf âlimleri, onun getireceği yeniliklere
karşı feryat edecekler. O zaman, bu dört mezhepten kurtulacağız) gibi şeyler söylüyormuş. Onun hayranları da aynısını söylüyorlar. Dört mezhep hak değil mi? Hak olan dört mezhebi Mehdi niye kaldıracak?
CEVAP
Mevdudi mezhepsizdir, onun sözü dinde senet değildir.
Hak kalkarsa yerine bâtıl gelir. Hak olan mezhep, kaldırılmaz. Mezhepleri kimse kaldırmayacaktır. Mezhepler dinin emriyle, Peygamber efendimizin emriyle ortaya çıkmıştır. Mezhep imamı demek, Peygamber efendimizin Kur’an-ı kerimden
çıkardığı bilgileri, Eshab-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim demektir. Bu ise, Resulullah’a ve Kur’an-ı kerime uymak demektir. Eshab-ı kiram, Resulullah’tan işittiklerine uyardı. Kendi talebelerinden birine uymaya,
yani dört mezhepten birinde olmalarına lüzum yoktu. Onların her biri, bütün bilgileri asıl kaynağından alıyordu.
Birbirlerine sorarak da öğreniyorlardı. Hepsi, mezhep imamlarından daha çok âlim ve daha yüksek müctehid, yani mezhep sahibiydiler. Bir müctehidin mezhebi kendi mezhebidir. Bir müctehid olan Hazret-i Mehdi’nin mezhebi de, kendi
mezhebidir.
Hazret-i Mehdi gelince, doğru İslam bilgileri unutulmuş ve ortadan kalkmış olacak. Hazret-i Mehdi Ehl-i sünnet bilgilerini tazeleyeceği zaman, zaten İslam âlimi kalmamış olacak. Yani fıkıh ve tasavvuf âlimleri zaten kalmamış olacak.
Dolayısıyla bu âlimler değil, ortalık mezhepsizlere kaldığı için, onlar Hazret-i Mehdi’ye karşı koyacaklar, feryat edecekler. Hazret-i Mehdi, âlimleri değil, bu türedileri zararsız hâle getirecektir.
Hazret-i İsa da, Hazret-i Mehdi gibi ictihad edecektir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki :
Muhammed Parisa hazretleri, Fusul-i sitte kitabında, ( İsa aleyhisselam gökten inip, İmam-ı a’zam Ebu Hanife’nin mezhebine uygun ictihad edecek, onun helal dediğine helal diyecek, haram dediğine haram diyecektir) buyuruyor. ( 3/17)
Hazret-i Mehdi, İslamiyet’i yayacak. Resulullah’ın sünnetlerini ortaya çıkaracak. Bid’at işlemeye ve bid’atleri Müslümanlık olarak yaymaya alışmış olan Medine’deki din adamı, Mehdi’nin sözlerine şaşıp, ( Bu adam bizim dinimizi yok etmek
istiyor) diyecek. Hazret-i Mehdi, bu din adamının öldürülmesini emredecektir. ( 1/255)
Görüldüğü gibi, Hazret-i Mehdi geldiğinde, hak mezheplerin hükümleri unutulmuş olacak, bid’atler ortalığı kaplayacak, ortada hak bir mezhep kalmayacaktır. Hazret-i Mehdi de yaygınlaşan bu bâtıl mezhepleri, bid’atleri kaldıracaktır.
Mezhepsizleri yok edecektir. Bütün bu bildirilenlere rağmen, nasıl olur da, Müslümanlar için rahmet olan dört hak mezhep ve fıkıh kitaplarında bildirilen hükümler, ictihadlar, öcü gibi gösterilip, ( Mehdi gelince bunlardan kurtulacağız)
diye mezhep düşmanlığı yapılabilir?
Hazret-i Mehdi gelince
Sual : ( Bir dinde bir mesele, mezhebin birine göre farz, ötekine göre haram olur mu? Mehdi gelince bu ihtilaflara son verecektir. Mehdi’nin bir an önce gelmesinin önemi buradan da anlaşılıyor) deniyor. Asırlardır hiçbir İslâm âlimi,
dört hak mezhepteki farklı hükümlere itiraz etmemiştir. Mehdi niye hak mezhepleri kaldıracak ki?
CEVAP
Hazret-i Mehdi geldiği zaman, dört hak mezhebi kaldırmayacaktır. ( Kaldıracaktır) demek, dört hak mezhebin bâtıl olduğunu iddia etmek olur. Bu da asırlardır gelen İslâm âlimlerini yalanlamak olur. Hangi Ehl-i sünnet âlimi, dört mezhebin
hak olmadığını söylemiştir?
Hak mezheplerdeki hükümlerin farklı olması, Peygamber efendimizin emrettiği bir rahmettir. Allahü teâlânın gönderdiği dinlerin hepsi de, amel yönüyle farklıydı. Âdem aleyhisselamın diniyle Nuh aleyhisselamın, Musa aleyhisselamın dinleri
farklıydı. Farklı olmaları hak din olmalarını engellemez. Mesela şarap mubah iken son gönderilen dinde haram kılındı. Niye dinde veya mezheplerde farklı hüküm var demek, Allah'ı suçlamak olur. Allahü teâlâ öyle dilemiş, öyle hükümler
göndermiştir. Farklı ictihad da, yani farklı hükümler de dinimizin emridir.
Hazret-i Mehdi geldiği zaman, herkes dinden uzaklaşmış, dört hak mezhebin hükümleri unutulmuş, bâtıl mezhepler ve bid’atler yayılmış olacak. Hazret-i Mehdi, hak mezhepleri ve dinin hükümlerini değil, bu bid’atleri ve bâtıl mezhepleri
kaldıracak ve dinin hükümleri unutulduğu için ictihad edecektir. Yapacağı ictihadlar, Hanefî mezhebine uygun olacaktır. Hazret-i İsa da aynı şekilde ictihad edecektir.
Muhammed Parisa hazretleri, ( Hazret-i İsa’nın yeryüzüne indiği zaman yapacağı ictihadlar, Hanefî mezhebindeki hükümlere uygun olacaktır) buyuruyor. ( Füsul-i sitte)
Hak dinlerdeki farklı hükümler amelde olduğu gibi, dört hak mezhep arasındaki farklar da, itikatta değil ameldedir. Bu ise, Eshab-ı kiramın farklı ictihadı gibi rahmettir. İki hadis-i şerif meali :
( Ümmetimin [âlimlerinin] ihtilafı [farklı ictihadları] rahmettir.) [Deylemi]
( Âlim, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevab alır.) [Buhari]
Sahabenin veya diğer müctehidlerin ictihadlarında doğruyu bulma mecburiyeti yoktur. Doğruyu bulamasa da, isabet edemese de yine sevab kazanır. Bunlara uyan da sevab kazanır. Farklı içtihada dil uzatmak, dinî yıkmaktan başka şey değildir.
---------------------
Selam ve dua ile...
Dipnotlar :
[1] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/393-394.
[2] Tirmizî, Fiten, 46. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/394.
[3] Müslîm. İmare 7; Ahmed b. Hanbel V-90,93. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/395.
[4] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/395.
[5] Müslim, İmare 6.
[6] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/395-399.
[7] Bu işaret değişik senetleri delirtmek için konulur. Bu hadis Müellife beş ayrı isnâdla gelmiş ve bunların ara sun harfi İle ayırmıştır. "Tahvil" anlamındadır.
[8] Buradaki şek râvî'dendir,
[9] Şek râvîdendir.
[10] Tirmizî, Fiten 52. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/399-400.
[11] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/400-401.
[12] İbn. Mâce, Fiten 34 Ahmed b. Hanbel 1-299, III -28,37. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/401-402.
[13] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/402.
[14] "Mühdi" şeklinde okumak mümkündür.
[15] İbn Mâce, Fiten 34. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/402.
[16] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/402-403.
[17] Ahmed b. Hanbel II-291, 111-17. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/403-404.
[18] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi : 14/404.
------------------------------
KAYNAKLAR :
HarunYahya
Sorularla İslamiyet
Dinimiz islam