Thread Rating:
  • 8 Vote(s) - 3 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Salavat-ı Şerife Türkçe Okunuşu Arapça Yazılışı ve Türkçe Meali
#1
Muhammed-1 
   

Salavat-ı Şerife Türkçe Okunuşu – Salavat-ı Şerife Arapça Yazılışı ve Türkçe Meali

Salavat Arapça Yazılışı

اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سيّدنا مُحَمَّدٍ، وَعَلَى آلِ سيّدنا مُحَمَّدٍ


Salavat Türkçe Okunuşu

Âllahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedivvealâ âli seyyidinâ muhammed.

Salavat Türkçe Meali

Allah’ım! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine rahmet eyle.

Kısa Salavat Okunuşu

Âllâhümme salli alâ Muhammed

Meali: “Allâh’ım, Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, salatu selam eyle.”

Salavat Çeşitleri ve Okunuşları (Kısa ve Uzun Salavat)

Allahümme salli alâ Muhammed
Sallallahü aleyhi ve sellem
Aleyhissalatü vesselam
Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim
Allâhümme salli âlâ seyyidina Muhammedininnebiyyil ümmiyyi ve âlâ alihi ve sahbihi ve sellim
Âllahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedivvealâ âli seyyidinâ muhammed
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Rasulallah
Delaili Hayrat isimli kitapta Peygamberimize Getiriliebilcek Tüm Salvat örnekleri yer almakta Dua bölümümüzde

www . forumumuzun webadsresi/showthread.php?tid=16381

No lu konudan veya "Delailü'l Hayrat Oku" konusundan salavatlara ulaşabilirsiniz Delaili Hayrat bu linkte mevcut

Salavat Getirmenin Faziletleri Nelerdir? Sevabı Nedir?

Salavat getirmek çok sevaptır. Alimler günde en az 100 salavat çekilmesini tavsiye etmişlerdir.
Salavat getirenin ismi peygamber efendimize ulaşır.
Salavat getiren kişi fakirlik sıkıntısı çekmez denilmiştir.
Salavat getirmek sadaka vermek yerine geçmektedir.
Salavat getirmek günahların affedilmesine ve sevapların çoğalmasına vesile olur.
Salavatı Şerife getiren kişinin üzerine Allah (c.c.) ‘ın rahmeti ve bereketi iner.
Her gün bol bol salavat getiren kişi kıyamet gününde Hz. Muhammed (Sallallahualeyhivesellem) ‘in yanında olur.

Salavat Getirmenin 13 Fazileti

Al­lâh Ra­sû­lü -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem-’in ha­kî­ka­tin­de ha­yat bu­lan Hak dost­la­rı, sa­lât u se­lâm ge­tir­mek ve bu ve­sî­ley­le Al­lâh Ra­sû­lü -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem-’e yak­laş­mak­ta­ki fa­zî­let­le­ri şöy­le sı­ra­la­mış­lar­dır:
1- Emr-i ilâ­hî­ye im­ti­sâl ile Ce­nâb-ı Hakk’ın ve me­lek­le­rin sa­la­vâ­tı­na mu­vâ­fa­kat edil­miş olur.

Âyet-i ke­rî­me­de bu­yu­ru­lur:

“Şüp­he­siz ki Al­lâh ve me­lek­le­ri, Pey­gam­be­re çok­ça sa­lât eder­ler. Ey mü­min­ler! Siz de O’na sa­la­vât ge­ti­rin ve tam bir tes­lî­mi­yet­le se­lâm ve­rin.” (el-Ah­zâb, 56)

Al­lâh’ın, me­lek­le­rin ve üm­me­tin sa­lât ü se­lam­la­rı ara­sın­da mâ­nâ ci­he­tiy­le fark­lı­lık­lar ol­du­ğu mu­hak­kak­tır. “Al­lâh’ın sa­lâ­tı”, ne­bî­si­ne rah­met edip onu yü­celt­me­si­dir. “Me­lek­le­rin sa­lâ­tı”, Haz­ret-i Pey­gam­ber için is­tiğ­far ve du­âdır. “Mü­min­le­rin sa­lâ­tı” ise, Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- hak­kın­da du­âda bu­lun­ma­la­rı­dır.
2- Gü­nah­la­rın af­fe­dil­me­si­ne ve­sî­le­dir.

Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- bu­yu­rur:

“Kim ba­na bir de­fa sa­lât ge­ti­rir­se, Al­lâh o kim­se­ye on de­fâ sa­lât eder, on ha­tâ­sı si­li­nir ve on de­re­ce yük­sel­ti­lir.” (Ne­sâî, Sehv, 55)
3- Kı­yâ­met­te Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem-, onun ya­nın­da olur.

Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- bu­yu­rur:

“Kı­yâ­met gü­nün­de in­san­la­rın ba­na en ya­kın olan­la­rı; ba­na en çok sa­lât ve se­lâm ge­ti­ren­ler­dir.” (Tir­mi­zî, Vitr, 21)
4- Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- Efen­di­miz, sa­lât oku­ya­na mu­kâ­be­le­de bu­lu­nur.

Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- bu­yu­rur:

“Se­lâm ve­ren kim­se­nin se­lâ­mı­na mu­kâ­be­le et­mem için Al­lâh, rû­hu­mu ba­na iâ­de eder.” (Ebû Dâ­vud, Me­nâ­sik, 96)
5- Her sa­lât ge­ti­re­nin is­mi Pey­gam­ber -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- Efen­di­miz’e arz edi­lir.

Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- bu­yu­rur:

“Yer­yü­zün­de Al­lâh’ın sey­yah me­lek­le­ri var­dır. On­lar üm­me­ti­min se­lâ­mı­nı (ânın­da) ba­na ulaş­tı­rır.” (Ne­sâî, Sehv, 46)
6- Sa­lât ü se­lâm oku­yan kim­se, Al­lâh ve Ra­sû­lü’nün mu­hab­be­ti­ni di­ğer mu­hab­bet­le­re ter­cih et­miş ol­du­ğu için, O’nun ah­lâ­kıy­la ah­lâk­lan­ma­da se­vi­ye alır, kö­tü ahlâk­tan kur­tu­lur, fa­zî­le­te erer.
7- Ne­biyy-i Ek­rem’in ken­di­si­ne olan mu­hab­be­ti art­tı­ğı gi­bi, onun da Efen­di­miz -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem-’e olan mu­hab­be­ti de­vam eder ve kat­la­na­rak ar­tar.
8- Al­lâh Te­âlâ’nın Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- ile bi­ze ih­sân et­ti­ği lu­tuf­lar, sa­yı­ya gel­me­ye­cek ka­dar faz­la ol­ma­sı­na rağ­men, sa­lât ve se­lâm ile Efen­di­miz -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem-’in üze­ri­miz­de­ki hak­kı­nı çok az da ol­sa öde­me­ye ça­lış­mış olu­ruz.
9- Al­lâh Te­âlâ’nın rah­me­ti­nin üze­ri­mi­ze in­me­si­ne ve­sî­le­dir.

Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- bu­yu­rur:

“Kim ba­na bir de­fa sa­lât ü se­lâm ge­ti­rir­se, bu se­bep­le Al­lâh Te­âlâ da ona on mis­li mer­ha­met eder.” (Müs­lim, Sa­lât, 70)
10- Unu­tu­lan sö­zün ha­tır­lan­ma­sı­na se­bep olur.
11- Du­âla­rın kabulü­ne ve­sî­le olur:

Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- na­maz­dan son­ra Al­lâh’a ham­det­me­den ve Pey­gam­ber -aley­his­se­lâm-’a sa­lât ü se­lâm ge­tir­me­den duâ eden bir adam gör­dü. Bu­nun üze­ri­ne:

“Bu adam ace­le et­ti.” bu­yur­du. Son­ra o ada­mı ya­nı­na ça­ğır­dı ve şöy­le de­di:

“Bi­ri­niz duâ ede­ce­ği za­man ön­ce Al­lâh Te­âlâ’ya hamd ü se­nâ et­sin, son­ra ba­na sa­lât ü se­lâm ge­tir­sin. Da­ha son­ra da di­le­di­ği şe­kil­de duâ et­sin.” (Tir­mi­zî, De­avât, 64)

Di­ğer bir ha­dîs-i şe­rîf­te de şöy­le bu­yu­ru­lur:

“Duâ eden bir kim­se, Pey­gam­ber’e sa­lât oku­ma­dı­ğı müd­det­çe du­âsı per­de­li­dir. (He­de­fi­ne ula­şa­maz.)” (Mün­zi­rî, et-Ter­gîb ve’t-Ter­hîb, III, 165)
12- İlâ­hî itâ­ba mâ­ruz kal­mak­tan ko­ru­nur:

Ra­sû­lul­lâh -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- bu­yu­rur:

“Ya­nın­da is­mim zik­ro­lun­du­ğu hâl­de ba­na sa­la­vât ge­tir­me­yen kim­se­nin bur­nu sür­tül­sün.” (Tir­mi­zi, De­avât, 100)
13- Al­lâh Te­âlâ, Ne­bî­si­ne sa­lât eden ku­lu­nun iş­le­rin­de ona ye­ter ve onun hem dün­ya hem de âhi­ret ke­der­le­ri­ni izâ­le eder.

Ni­te­kim Übey bin Kâb -ra­dı­yal­lâ­hu anh- di­yor ki:

“Haz­ret-i Pey­gam­ber’e:

«– Yâ Ra­sû­lal­lâh! Ben sa­na çok sa­la­vât-ı şe­rî­fe ge­ti­ri­yo­rum. Aca­ba bu­nu ne ka­dar yap­mam ge­re­kir?» di­ye sor­dum.

«– Di­le­di­ğin ka­dar yap.» bu­yur­du.

«– Du­âla­rı­mın dört­te bi­ri­ni sa­la­vât-ı şe­rî­fe­ye ayır­sam uy­gun olur mu?» di­ye sor­dum.

«– Di­le­di­ğin ka­da­rı­nı ayır. Ama da­ha faz­la ya­par­san se­nin için ha­yır­lı olur.» bu­yur­du.

«– Öy­ley­se du­âmın ya­rı­sı­nı sa­la­vât-ı şe­rî­fe­ye ayı­ra­yım.» de­dim.

«– Di­le­di­ğin ka­dar yap. Ama da­ha faz­la ya­par­san se­nin için ha­yır­lı olur.» bu­yur­du.

Ben yi­ne:

«– Şu hâl­de üç­te iki­si ye­ter mi?» di­ye sor­dum.

«– İs­te­di­ğin ka­dar. Ama ar­tı­rır­san se­nin için iyi olur.» bu­yur­du.

«– Öy­ley­se du­âya ayır­dı­ğım za­ma­nın hep­sin­de sa­na sa­la­vât-ı şe­rî­fe ge­tir­sem na­sıl olur?» de­yin­ce:

«– O tak­dir­de Al­lâh bü­tün sı­kın­tı­la­rı­nı gi­de­rir ve gü­nah­la­rı­nı ba­ğış­lar.» bu­yur­du.” (Tir­mi­zî, Kı­yâ­met, 23)

Sa­lât ü se­lâm ge­tir­mek, Haz­ret-i Pey­gam­ber’in rû­hâ­ni­ye­tiy­le ir­ti­bat kur­ma­yı ve O’nun nû­run­dan is­ti­fâ­de et­me­yi te­min eder. Bu sa­la­vât­la­rın mü­kâ­fâ­tı ise, ku­lun Haz­ret-i Pey­gam­be­r’e olan mu­hab­be­ti ve ih­lâ­sı mu­kâ­bi­lin­de­dir.

Ey Ra­sûl, ey Ne­bî, son­suz sa­lât ve se­lâm sa­na ol­sun!..

Da­hî­lek yâ Ra­sû­lal­lâh!..

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)