Thread Rating:
  • 22 Vote(s) - 3.14 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Hinduizm Hindu Tanrıları
#1
Oku-1 
   

Hinduizm Hindu Tanrıları

Hinduzim sonsuzdur. Başlangıcı da yoktur. Sürekli dönüşüm ve değişim halindedir. Tek bir kaynaktan doğmamış, zaman içinde büyüyerek, gelişerek günümüze ulaşmıştır. Hikayeleri, masalları, tarihi karakterleri, doğal afetleri, savaşları ve barışları… Her şeyi içine alarak büyümüş ve büyümüştür.

Zamanla bazı tanrılar popüler olur. Bazıları unutulur ama yok olmaz. İnsanların ona ihtiyaç duyacağı zamanı bekler.

KAÇ HİNT TANRISI VAR?

En çok merak edilen sorulardan bir tanesi. Hinduların kaç tane tanrısı var? Zaman zaman önce bir öğrenci gurusuna sormuş:

Hinduzim’de asıl olan tekliktir, birliktir.

Heykeli dikilmiş, t – shirtlere resimleri basılmış binlerce tanrı görünse de Hinduzim’in özünde tek bir tanrı vardır. O da kadir’i mutlak, başlangıçsız ve sonsuz olandır. Yaratım gücü ve yaratılışın ta kendisidir.

HİNDUİZM’DE 3 ANA TANRI

Hinduzimde bilmemiz gereken 3 temel Tanrı vardır.Bu üçlemeye “Trimuti” de derler.

    Brahma Yaratıcı Tanrı

    Vishnu Koruyucu Tanrı

    Shiva  Yıkıcı  Tanrı

Hinduizimde bu tanrıların eşleride önemlidir. Bilinir ve sevilirler.

    Sarasvati Brahma’nın eşi

    Lakşimi Vişnu’nun eşi

    Parvati Şiva’nın eşi

Bu yazımızda Hindistan’a gittiğinizde günlük hayatta karşılaşacağınız tanrıları okuyacaksınız.  Her bir tanrıyı üç ana başlıkta inceleyeceğiz. Hint tanrılarının hikayeleri, Hint tanrılarının sembolize ettikleri fikirler ve Hint tanrılarına günlük hayattaki yaklaşımlar.

BRAHMA

Brahma Hinduizm’in yaratıcı tanrısıdır. Hindu Tanrılarından Şiva ve Vişnu ile birlikte Trimurti’yi yani Hindu tanrı üçlemesini oluşturur.

    Brahma, yaratım sürecine “Om” (Aum) sözüyle (sesiyle) başlamıştır ve bu ses insanda, tanrılarda, dünyada her zaman yankılanmaktadır.

Brahma yüce bir tanrıdır zamandan ve mekandan münezzehtir. O zamanın da efendisidir. Vedalara göre Brahma’nın bir günü 4320 milyon İnsan gününe eşittir. Eşi, öğrenmenin bilgeliğin sanatın tanrısı olan Saraswatidir. Ne ilginçtir ki Hindistan’da yaratıcı tanrıya, Brahma’ya, tapınım hiç popüler değildir. Tüm Hindistan’da sadece Phuskar’da ona adanmış bir tapınak vardır. Yani Hindistan’a gidip yaratıcı tanrıya ait bir figür görmeden dönerseniz sakın şaşırmayın bu sizin suçunuz değil.

Daha iyi anlaşılması için küçük bir parantez açıyorum. Hindistan’da başlangıcın bir önemi yoktur çünkü asıl amacın içinde buluduğun doğum – ölüm zincirinden yani Samsara’dan kurtulmaktır.

HİNDUZİM’DE ZAMAN KAVRAMI

Hinduların zaman anlayışları çember şeklindedir. Semavi dinlerdeki gibi (Tanrı dünyayı yarattı, tanrı dünyayı yokketti!) dümdüz bir çizgi halinde ilerlemez. Bundan dolayı kimin ne zaman ne için evreni yaratığının bir önemi yoktur bir Hintli için. Onun amacı bu kısır döngüden bir an önce kurtulup özgürlüğe (Mokşa’ya) erişmektir. Brahma tapınımın özgürleşme yolunda hiç bir faydası olmaz.

HİNT TANRISI BRAHMA’NIN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Brahma dört ayrı tarafa bakan dört yüzlü, dört kollu ve kırmızı elbiselerle bir lotus çiceğin içinde otururken tasvir edilir. Kuzey Hindistan’da genellikle Beyaz sakallı olarak olarak karşımıza çıkar. Brahma diğer Hindu tanrılarıdan aksine silah taşımaz. Brahma bilginin ve yaratımın sembolüdür.

Dört elinden birinde kutsal vedaları temsil eden bir kitap, ikinci elinde ellerinde evrenin kaynağını simgeleyen su kabı üçüncü elinde Brahma’ya ait hikayelerde karışımıza çıkan lotus çiçeğini tutar ve  dördüncü elinde ise “Aksamálá” denilen zamanın akışını simgeleyen tespih vardır.

GÜNLÜK HAYATTA BRAHMA

Yukarıdaki satırlarda bahsettiğim gibi Hindistan’da Brahma’ya adanmış sadece bir tane tapınak vardır. Günlük hayatta Brahma’ya ait bir figür bulmak pek olası değildir insanların evinde iş yerlerinde tapınaklarda farklı Hindu tanrıları vardır fakat Brahma yoktur. Brahma’ya adanmış sadece iki tane festival var. Bunlar Kartik Purnima, Srivari Brahmotsavam. Bu festivallerde Diwali ve Holi festivali gibi büyük değillerdir. Brahma’nın bir ait tapınağın olmamasını tabii Hindular anlattığım şekilde betimlemezler durumu daha güzel bir hikaye ile açıklarlar:

Brahma, Vajranabh  adlı bir şeytan ile savaşır ve onu yener. Sonrasında ise bir canlıyı öldürdüğü için temizlenmesi gerekir ve yajna  adlı bir ibadet yapmalıdır. Bunun için bir kadın ile birlikte olması gerekmektedir ve Saraswati orada değildir. Oda cevrede bulunan Gujratlı güzel bir kızı seçer ve onunla birlikte olur. Saraswati geri döndüğünde bunu öğrenir ve çok sinirlenir. Brahma’yı lanetler ona bundan böyle dünyanın hiç bir yerinde tapılmayacak yalnızca Phuskar’da bir küçük tapınağı olacaktır. Hatta bununla kalmayıp Brahman’nın tapınağını gören bir tepeye de denetlemek için kendi tapınağını yaptırır. İşte o günden beri Brahma’ya Hindular tapmazlar.

VİŞNU

Vişnu, üç büyük Hint tanrıları arasında koruyucu tanrıdır. Var olan düzeni sürdürme görevini üstlenir. Dünya’ya farklı farklı biçimlerde (Avatarlar) gelerek dünyayı kötülüklerden korumuş ve düzeni idame ettirmiştir. Yani Vişnu, toplumun düzeni bozulduğunda, şeytan krallar ortaya çıktığında dünyanın dengesi bozulduğunda ortaya çıkar ve düzeni korur.

Vişnu’nun müritleri onun defalarca dünyaya geldiğine inanırlar fakat 10 reenkarnasyonu özellikle dikkat çeker. Bunlar:  Matsya, Kurna, Varaha, Narasimha, Vamana, Parashurama, Rama, Krishna, Buddha, Kalki.

Saydığım ilk dokuz avatar dünyaya gelmiş ve düzeni tekrar getirmiştir fakat onuncu avatar Kalki henüz dünyaya gelmemiştir. Dünyadaki mevcut dönemin bitmesi ile beyaz bir at ile gelecek tüm kötülükleri yok edeceği ve ve nizamı tekrardan sağlayacağı söylenir.

VİŞNU’NUN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Hint Tanrılarınından Lord Vişnu mavi renklidir. Genellikle dört ya da daha fazla kollu olarak tasvir edilir.

    Sağ alt elinde çark silahı – Evrensel döngüyü yaratılış ve yok ediş sürecini temsil eder Vişnu bu sürecin tam ortasındadır.

    Sol alt elinde Nilüfer çiçeği.

    Sol yukarıdaki elinde deniz kabuğu – Şiva’nın davulundaki gibi AUM sesini sembolize eder.

    Sağ yukarıdaki elinde gürz -otorite ve güç- tutuyor olarak görebilirsiniz.

Tabii bu figürlerin her birinin bir hikayesi olduğunu unutmayalım.  Genellikle sarı renkli bir pantolon giyer.

Vişnu’nun hemen arkasından 5 kafalı bir yılana yaslanırkenki tasvirini görmenizde mümkündür. Bu yılanın adı Shesha’dır.  Shesha’nın evrenin tüm gezegenlerini sırtında taşıdığı ve bunu yaparken Lord Vişnu’ya onu övecek şarklılar söyleyerek dua eder. Ek olarak  “genellikle” dememin sebebi ise kesin ve net bir kurallar çerçevesinde bu  idoller oluşturulmuyor birbirinden farklı iki Vişnu heykeli görebilmeniz mümkün.

Binek hayvanı yarı insan yarı kartal ve tüm kuşların efendisi olan Garuna’dır. Genellikle omuzlarında Vişnu’yu taşırken resmedilir. Dharma’yı (Düzeni) korumak için Vişnu’nun çeşitli avatarlarına yardım eder. Son olarak Karısı sonraki satırlarda bahsedeceğimiz zenginlik tanrısı Lakşimi’dir.

RAMAYANA, RAMA, MAHABRATA, KRİSHNA, NARASİMHA…

Vişnu diğer hint tanrıları gibi farklı isimlerle duyabilirsiniz: Vasudeva, Lord Vishnu, Narayan…  Şiva gibi binlerce farklı ismi vardır. Vişnu’yu sadece Vişnu olarak ararsanız bulacağınız tapınak ve idol sayısı gerçekte olduğunun yarısı kadar bile kalmayacaktır. Çünkü Vişnu Ramayana destanında ki Rama’dır, Mahabrata destanındaki Krishna’dır. Holi festivalinin efsanesindeki Narasimha. Hatta ISKCON (Uluslararası Krishna Bilinci Derneği) Krishna Vişnu’nun yeniden bedenlenişidir. Günlük hayatta farklı formları ile karşılaşabilirsiniz her birinin hikayesi farklıdır. Her biri için farklı tanrılar diyebiliriz ayrı tapınakları ayrı takipçileri vardır. Fakat aynı zamanda Vişnu’nun yeniden bedenlenişi olduğunu aklınızda tutun. Vişnu’nun toplumdaki etkisi ve doğru yola yönlendirmesi diğer tanrılara çok daha aktif rol almıştır. İyiliğin, güzelliğin doğru insan olmanın yollarını insanlığa her avatarında öğretmeye çalışmıştır.

ŞİVA

Büyük Hint tanrıları üçlüsünün bir üyesi olan Şiva “kutlu” anlamına gelir.Yok edici bir tanrı olarak bilinmesine rağmen büyük bir yaratıcı gününde somut halidir.

    Şiva’nın yıkıcılığı kesinlikle negatif bir anlamda değildir. Yıkım olmalıdır ki yeni bir başlangıç yapılabilsin.

Daha detaylı açıklamak gerekirse zaman anlayışının bir döngü halinde olduğunu söylemiştik bundan dolayı yıkım bir son değildir. Yıkım yeni bir başlangıçtır. Bu şekliyle Şiva  zıtların birlikteliğini temsil eder diyebiliriz. Karakterinin karmaşıklığını 1008 isminede yansımıştır.  İsimleri arasında Mahadeva’dan ( En yüce tanrı) , Kaala ( Ölüm) e kadar bir çok ismi kendinde barındırır.

Şiva doğumu ise mistiktir ve kendinden var olmuştur. Hikayeye göre Vişnu ve Brahma kimin daha üstün bir tanrı olacağı hakkında tartışırken bir anda tam ortalarından erkeklik organi şeklinde devasa bir ateş sütunu yükselir. Vishnu bir domuza dönüşerek köklerini aramaya gider Brahma’da bir kaza dönüşerek gök yüzünü araştırır. Tam o sırada sutunda bir yarık açılır ve içinden Şiva çıkar. İkiside Şiva’nın gücünü tanır ve Hindu Tanrıları arasındaki yerini belirler.

ŞİVA’NIN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Şiva mavi renklidir ve heybetli bir tanrıdır. Şiva’nın 2 gözü arasında üçüncü bir gözü vardır. Alnımızda bulunan çakranın tam üstündedir.  2 gözü güneşi ve ayı temsil eder. Herhangi bir şeyi yok edeceği zaman 3. gözünü açar ve kötü olan herşeyi yok etme gücü olur. Bazen 4 kollu bazen ise 2 kollu olarak tasvir edilir. Boynunda her zaman bir yılan dolamıştır.  Şiva’nın iki adet silahı vardır biri trident Şiva’nın üçlü mızrağı, üç çatalı kozmozun üç ilkesini temsil eder: Durağanlık, saflık ve enerji. Ayrıca cehaleti de yok ettiğine inanılır.

Şiva’nın diğer silahı ise yaydır tridente göre daha az görülür tek oku ile şeytanların yönettiği 3 kaleyi yok ettiği hikayeyi imgelemek için kullanılır. Genellikle Şiva’nın figürlerinde küçük bir davulda bulunur, yaradılışı ve yok oluşun sesi olan AUM sesine atıfta bulunur. Elinde veya boynunda bir tesbih bulunur bunlar ise Şiva’nın göz yaşlarından oluştuğuna inanılan Rudraksha boncuklarıdır. Inanlar tarafından dua boncuğu olarakda kullanılır. Şiva’yı genellikle yoga pozisyonunda otururken görürsünüz bu meditasonu ve dinginliğini simgeler.

Nataraja (Dansın Efendisi)

Şiva ile hemen aşağıda gördüğünüz resimdeki haliyle de karşılaşabilirsiniz. Şiva’nın gazabının ne kadar heybetli olduğunu bu imgede görürüz. 1001 isminden biri olan Nataraja  (dansın efendisi) bu imge için adanmıştır .  Çember ateşten bir haleyi simgeler ve bu ateşten halenin içerisinde çılgıncasına dans ederek çevresindekileri yok eder.

Bu dansın hikayesi kısaca şöyledir: Şiva Brahma’nın kafalarından bir tanesini kendisine saygısızlık yaptığı için kesimiştir. Bunun üzerine Daksha ( Brahma’nın oğlu) ona karşı bir düşmanlığı vardır. Tüm Hint tanrılarının çağırıldığı bir seramoniye sadece Şiva davet edilmemiştir. Bunu gören Şiva’nın eşi Sati bu saygısızlığa tahamül edemez ve kendini ateşe atar. Bunu hisseden Şiva hemen seramoninin yapıldığı yere gider öfkesini kontrol edemez ve ölümcül dansına başlar. Dünyayı yok etmeye başlayan Şiva Vişnu tarafından durdurulur. Fakat Karısı Sati ölmüştür fakat bir süre sonra Parvati olarak dünyaya gelmiştir.

GÜNLÜK HAYATTA ŞİVA

  Brahma’nın aksine Şiva’yı günlük hayatta çok fazla yerde görürsünüz. Neredeyse tüm tapınaklarda Şiva’ya adanmış küçükte olsa bir sembol bulmak mümkündür.  Şiva’ya adanmış bir çok festival bulunmaktadır.  Maha Shivaratri, Karthik Poornima, Arudra Darshanam festivallerden bazılarıdır.


SARASVATİ

Sarasvati yukarıda bahsettiğimiz üç büyük Hint tanrılarından Brahma’nın eşidir. Bundan dolayı Sarasvati’ye “Brahmi” de denir.

    Bilgelik, müzik, sanat ve eğitim tanrısıdır. Sanskrit dilinin mucidi olarak kabul edilmektedir. İsminin anlamı Sara “ esas öz “ demektir “Sva” ise benlik demektir.

Ayrıca Sarasvati’nin kelime anlamı daha eski metinlerde “bol su içerisinde” olarakta bir çevirisi ile karşılanmak mümkündür . Bunun sebebi Hinduizm’in eski dönemlerinde nehir tanrısı olarakta görülmesidir. Bu özelliiğinden dolayı arındırıcı besleyici özü ile ön plana çıkar.

SARASVATİ’NİN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRİFİSİ

Sarasvati genellikle beyaz bir lotus çiçeğinin içerisinde bembeyaz kıyafetleriyle oturan çok güzel bir kadın olarak tasvir edilir.  Lotus çiçeği yerine beyaz bir kuğya binerken görülebilir. 4 elle tasvir edilir ve her bir elinde sembolik olarak anlamı olan şeyler tutmaktadır bunlar: pustaka ( kitap), mālā (tespih), su kasesi, Müzik aleti (Vina).

    Puskata, kitap öğrenmenin bilginin kaynağı  olan vedaları sembolize ediyor.

    Mala yani tespih içsel ve ruhsal yolculuğu temsil ediyor.

    Su kasesi doğruyu yanlıştan temizi kirliden ayıran saflaştırıcı gücü temsil eder.

    Son olarak elindeki müzik enstrümanı, Vina, Sarasvati ile özdeşleşmiştir, tüm yaratcılığı sanatı ve bilimi temsil eder ve Sarasvati’nin Vina’yı tutuşu ise bilginin yayılmasının uyumu yaratacağını gösterir.

Binek hayvanı ise kuğdur.

GÜNLÜK HAYATTA SARASVATİ

Sarasvati’yi öğrenim gören bireylerin olduğu evlerde okullarda yada sanat studyolarında ,yani sanat ve eğitimin olduğu her yerde görebilirisiniz. Hint okullarında bir idolu  bulunmaktadır ve genellikle sabahları öğrenciler Saraswati’ye dua ederek derslere başlarlar. Bir örnek olarak Hintli bir ailenin evinde kalırken  evdeki çocuk her seferinde ders çalışmadan önce tütsü ile Sarasvati’yi kutsar ve hatta bir idolunu önüne koyar ve ders çalışır. Ayrıca Saraswati figürünü bazı budist tapınaklardada rastlayabilirsiniz. 2 adet önemli festival ona adanmıştır bunlar: Vasant Panchami ve Navratri festivalinin 7. Günü ona adanmıştır.

PARVATİ

Parvati, Saravati ve Lakşimi ile Hindu tanrıça üçlemesi olan Tridevi yi oluştururlar.

    Doğum, sevgi, bereket ve  evlilik ile alakalı konularla özdeşleşmir bir tanrıdır. Hinduizmin ana tanrıçası bile diyebiliriz.

Parvati dağların Kralı olan Himavan’ın kızıdır. Isminin anlamıda Sanskritçede  “Dağların Kızı”dır. Parvati Hindu tanrılarından Şiva’nın eşidir ve bazıları tarafından “Sati” ( Şiva’nın ilk kendini ateşe atan eşi) yeniden bedenlenmiş hali olduğuna inanılır.Bu hareketi Şiva’ya olan sadaketinden ve bağlılığından dolayıdır ki kendisi evlilik ve bağlılık ile özdeşleşmiştir.  Parvati Hint tanrılarından olan Lord Ganeja’nın ve Kartikeya annesidir. Özellikle  aşağıdaki satırlardada bahsedeceğim Ganeja Hinduizimde en “popüler” tanrılardan birisidir.

PARVATİ’NİN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Parvati’yi kırmızı sarisinin içerisinde güzel alımlı bir kadın olarak tasvir edilir. Eğer Şiva’nın yani eşinin yanındaysa 2  kollu olarak fakat tek başına ise dört sekiz hatta on kollu olarakta tasvir edilebilir. Ellerinde deniz kabugu, ok, kılıç, nilüfer çiceği, mızrak, savaş baltası, topuz  gibi nesneler tutar.Her bir nesne yüzden fazla olan reenkarnasyonları ile ilişkilidir. Yeniden bedenlenmelerinden bazıları Kali, Durga, Mahakali, Tara öfkeli  hallerine örnek olabilir. Her birine ayrı bir tanrıça olarak tapılır.Cocukları ile birlikte çok fazla idolde görülür. Şiva ve çocukları ile bir aile portresi şeklindede resmedilir. Binek hayvanı bir inek kaplan yada aslan olabilir.

Kısaca Parvati’yi cesaretin özgürlüğün ailenin bir sembolu olarak görebiliriz. Bir insan olarak dünyaya gelmiş ve tanrılar katına yükselmiştir ve farklı reenkarnasyonları ile insanlığa hizmet etmiş insanlığı şeytanlardan koruyan yüce bir tanrıçada olmuş aynı zamanda Annapurna hikayesindeki gibi insanlığın zor zamanlarında onları besleyen kucak acan bir tanrı olmuştur.

GÜNLÜK HAYATTA PARVATİ

Parvati günlük hayatta Şiva kadar olmasada çok önemli bir yere sahiptir. Panchayatana puja denilen bir törendeki dört ana tanrıdan birisidir. Şiva Vişnu Surya Parvati ve dua eden kişinin seçtiği kendini adadığı beşinci bir tanrıya dua edilir. Bu durum onu önemli tanrıların arasında bulunduğunun işaretidir. Parvati aile ile ilişkilendirildiği için evlerde genelde bir idolu bulunur. Genelde Şiva ile birlikte evin tapınak köşesine konur. Parvati’yi başka formlarda da görmeniz mükündür.Özellikle Kali ve Durga  Parvati’nin yeniden bedenlenmeleridir. Hindistan’nın geniş bir kısmında Parvati yerine Kali ve Durga’ya adanmış tapınaklar vardır. Parvati adına kutlanan festivaller Navaratri, Bathukamma, Durga Puja, Gauri Puja, Atla Tadde, Vijayadashami, Divali, Teej,Thiruvathira,Gowri Habba’dir

LAKŞİMİ

Hindu tanrıları arasında Lakşimi kendine en özel yerlerden birini edinmiştir.

    O maddi ve manevi zenginliğin talihin ve refahın tanrısıdır.

Lakşimi kelimesin kökü Sanskritçede  lakṣ (लक्ष्) veya lakṣa (लक्ष) yani  bilmek, anlamak, amaç anlamlarına gelmektedir.Diğer bir kelime kökü olan “lakṣaṇa”  sanslı fırsat anlamındadır. Eşi Vişnu’dur. Vişnu her yeni bedende dünyaya indiğinde Lakşimi’de Vişnu’nun eşi olarak dünyada bedenlenmiştir ve insanlara yardım etmiştir. ( Bu durumu yin yang gibi düşünebilirsiniz Hinduzimde Shaktism adlı bir gelenek vardır dişil ve eril olmak üzere iki enerji birbirini tamamler ve mükemmeliği oluşturur bu durumu tüm tanrı ve eşlerinde görebilirsiniz.) Vişnu Rama olarak insanlığa hizmet ettiğinde Laksimi Sita olarak Vişnu  Krişna olarak dünyaya indiğinde Ratha olarak, Vişnu Parashurama olduğunda Lakşimi Dharini, olarak dünyaya gelmiştir.

LAKŞİMİ’NİN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Lakşimi bir lotus çiceğinin üstüne oturan güzel bir kadın olarak tasvir edilir. Eşi Vişnu ile resmedilmediği zamanlarda genellikle dört kolludur. Dört eli Hinduizminde iyi olduğu düşünülen insanlığın 4 amacını temsil eder bunlar:

    Moksha ( Aydınlanma özgürlük)

    Kama ( duygusal olarak tatmin)

    Artha ( Zenginlik ve hayatın anlamı)

    Dharma (Erdem)’dir.

Lakşimi’yi genellikle bir lotus çiceğinde otururken görürüz ve zenginliğin ve bereketin sembolu olarak ellerinden birinden ya altın paralar yada bal dökülür. Bunu sadece maddesel bir zenginlik olarak değil manevi zenginliğinde kaynağı olarak yorumlamalıyız. Yine zenginliğin bir sembolü olarak bir hemen arkasında veya önünde iki  / dört fil ile resmedilir. Ellerinden en az birinde bir lotus ciceği bulunur Hinduizmde kutsal bir çiçektir. Anlamı ise: Lotus çiçeğinin hem kirli sularda hemde temiz sularda yetişir. Nerede yetişirse yetişsin lotus sadece ve sadece kendisi olduğu için mekandan çevresinden münezzeh bir şekilde çok güzeldir. Insanında aynı bir Lotus çiçeği gibi çevresinden bağımsız olarak güzel ve doğru olmasını öğütlenmektedir.

Binek hayvanı beyaz baykuş yada fil’dir.

GÜNLÜK HAYATTA LAKŞİMİ

Lakşimi Hint tanrıları arasında insanların günlük hayatında faydalı bir tanrıdır. Zenginlik herkesin istediği arzuladığı birşeydir.Bundan dolayı tüm dükkanlarda iş yerlerinde bereket ve bolluk getirmesi için Lakşimi idolu bulunur. Güne başlarken ona adaklar sunulur ve bereket beklenir. Lakşimi’yi Ratha Sita olarakta görebilirsiniz ama diğer tanrıların aksine yeniden bedenlenmelerinden çok kendisi popüler bir tanrıdır. Ayrıca Diwali bayramında Lakşimi’ye dua edilir. Diwali’nin ikinci ve üçüncü günü ellerinde şeker kamışı çubukları tutan insanları sokaklarda görürsünüz. Bunun sebebi Divali’nin üçüncü akşamı evlerinde yapacakları puja( dua) da Lakşimi’ye sunabilmek onun binek hayvanı olan fil şeker kamışına bayılır ve bu sunu ile onun gönlü alınmış olur. Evde yapılan duadan sonra herkes vakit kaybetmeden iş yerlerine gider ve orada da Lakşimi’ye dua edilir ve işlerini kazançlarını kutsaması istenir.

DURGA

Durga ( ulaşılmaz, yenilmez ) adıyla bilinen Hindu savaş tanrısıdır.

    Görünüşü ve karakteri tam bir savaşçı ve yok edici olsada bir çok yönüyle merhametli bir tanrıdır düşmanları masumlar değil Evrenin düzenini bozmaya çalışan şeytanlar veya insanlardır.

Parvati’nin yeniden bedenlenmiş halidir. Fakat Durga’ya ayrıca tapılır ve tapınaklar yapılır. Hatta yazın gittiğimiz 20 günlük seyahatlerde Bikaner’de bulunan Fare tapınağı Durga’ya adanmıştır onu her seferinde şok içerisinde ziyaret ederiz.

Peki bu yıkıcı güç nereden çıkmıştır tabiki bununda arkasında bir hikaye vardır. Manishasura adlı bir şeytan yıllar boyunca Brahma için bir ağacin altında oruç tutar ve onun adına dua eder. Duaları ve yakarışları öylesine yücelmiştir ki Brahma’ya kadar ulaşır. Bu uzun ve kusursuz dua karşısında Brahma kuluna bir ödül vermek ister ve ona sorar benden ne dilersin diye. Manishasura da ölümsüz olmayı diler. Bu isteği Brahma tarafından kabul edilmez. Oda yalnızca bir kadın eliyle öldürülmek istediğini söyler ve Brahma bu isteğini kabul eder.  Bu kutsamayı alan Manishasura tanrılara saldırır.Tanrılar onu alt edemezler Indra bir kadın Hindu Tanrıçası  olarak karşı saldırıya geçer fakat oda yenilmiştir. En sonunda Hindu tanrılarından Brahma Vişnu ve Şiva bir araya gelir ve ilahi enerjilerini yoğunlaştırarak Tanrıça Durga’yı dişi yıkıcı bir güç olarak yaratırlar.Hindu tanrıları Durga’ya özel silahlar verirler ve bir aslana bindirdiler. Uzun bir savaşın ardından mızrağı ile şeytanı alt etmiştır. Mahishasura bir kadın tarafından öldürülmüştür. İşte bu zamandan beri Durga dünya’ya hizmet etmektedir.

DURGA’NIN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Güzel ve kırmızı bir sari giymiş bir kadın olarak tasvir edilir. Sarisinin kırmızı olması Parvat’nin yeniden bedenlenmiş hali olması ile ilişkilidir. Bir kaplan’a ( bazen aslanda olabilir) binmiştir. Kendisine üç büyük hindu tanrıları tarafından bahşedilen kaplandır. Durga’nın büyük bir yıkıcı güce sahip olduğunu ve üç büyük hindu tanrısı tarafından yaratıldığını söylemiştik. Ikonlarda her bir tanrının özelliğini silahını Durga’nın elinde görmemiz mümkün. Bunlar: Şiva’nın tridenti, Indra’nınn yıldırım silahı,Vişnu nun diski bir elinde ise Brahma’ya ait olan lotus çiçeği bulunur.Bunların dışında diğer ellerinde kalkan, gürz, deniz kabuğu, ok, yay tutmaktadır. Adına düzenlenen festivaller: Durga Puja, Durga Ashtami, Navratri, Vijayadashami.

GÜNLÜK HAYATTA DURGA

Durga daha önceki saydığımız tanrılar kadar popüler olmasada bu Durga ile defaatle karşılacaksınız. Insanlar güç dilemek ve başarı kazanmak için ona dua ederler. Eski dönemlerde Rajaların ( lokal kralların) en önemli tanrılarından biri durumundaydı. Çünkü savaş tanrısıdır.Bir savaştan önce Durga’nın duasını almak bir savaşta en çok ihtiyaç duyulacak şeydir.

GANEŞA

Ganeşa, Fil kafalı Hint tanrısı, Hinduizim’deki en çok saygı  duyulan en tanınmış tanrı figürlerinden biridir. Ganesha, Ganapataye,Ganapati yada Lord Ganeş olarakta bilinir.Hatta o kadar pupülerdir ki Hinduizm’in “AUM” u  yani başlangıcı derler.  Eğer ki Hindu olmak isterseniz ilk ondan kutsama almanız gerekmektedir.

    Lord Ganeşa başlangıçların ve iyi şansın tanrısıdır. Kişinin hayatında yaşayacağı olayları kontrol  edebilir çünkü o Ganapati’dir yani “gana” ların (yarı ilahi ve ilahi olmayan varlıkların) efendisidir.

  Bundan dolayı insanlar dileklerini ona iletebilirler.Hindular bir işe başlarken “Şri Ganeşa Nama”  derler yani “Ganeşa’nın adıyla” . Hinduların tüm hayatına etki eden bu Hindu tanrısı Pravati’nin ve Şiva’nın ilk oğullarıdır. Yaratılışı için bir kaç farklı hikaye vardır. Fakat en popülerini sizlerle paylaşayım:

Parvati bir gün eşi Şiva uzaklardayken çamur ile çok güzel şirin bir çocuk heykeli yapıyor. Sonrasında heykele tüm sevgisi ile hayat veriyor. Tüm bu kirli işlerden sonra banyo yapmak ister fakat onu koruyacak kimse yoktur.  Oda küçük Ganeşa’ya evin hemen dışında durmasını ve kim olursa olsun içeri almamasını söyler. Küçük Ganeşa görevini yerine getirmek için hevesle yerini alır.Bir süre sonra karşıdan mavi güçlü heybetli bir adam ( Şiva) görünür ve içeri girmek ister. Ganeşa ise annesine verdiği sözü yerine getirmek için içeri girmesine izin vermez ve Şiva onun kafasını uçurur. Gürülüyü duyan Parvati dışarı çıkar ve gördüğü manzara karşısında çok üzülmüştür. Bunu gören Şiva hemen ormana koşar ilk gördüğü canlının kafasını keser ve çocuğuna takar ve ikiside Ganeşa’yı kutsarlar. O zamandan beri Lord Ganeşa fil kafalı bir Hint tanrısıdır.

GANEŞA’NIN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Ganeşa, göbekli fil kafalı ve 4 kollu olarak tasvir edilir. Ayrıca tasvirlerinde hemen yanında küçük bir farede resmedilir. Bu farenin ego ve cehaleti temsil eder bilginin ve irfanın temsilcisi Ganeşa’nın karşısında hem çok küçüktür hemde bazı resimlerde Ganeşa fareye binerken tasvir edilir burada ego nun kendi kontrolunde olması gerektiğine bir atıfta bulunur. Ganeşa’nın büyük kulakları insanların düm dualarını duyabildiğinin bir simgesidir. Kafasının büyüklüğü ise bilgi ve irfanı temsil eder. Ayrıca dikkati bakarsanız bir dişinin kırık olduğunu görürsünüz. Bunun sebebi Mahabrata Destanını yazarken kalemi bozulur oda yazmaya ara veremediği için  bir dişini kırar ve yazmaya devam eder. Bundan dolayı bir dişi kırıktır. Alnının ortasındaki Trishula, Ganeşa’nın zamanın efendisi olduğunu ifade eder.  Oturuşunun ve hortumunun şekli AUM hecesinin Hintçe’deki yazılışını temsil eder. Ellerinde balta, lotus çiceği,deniz kabuğu, disk, ip, ve bir tabak dolusu tatlı topları tutar (neden kocaman bir göbeği olduğu anlaşılabilir) .

GÜNLÜK HAYATTA GANEŞA

Ganeşa Hindu Tanrıları arasında gündelik hayatta en çok karşılacağınız tanrıdır. İnsanlarla iç içedir. Her yerde heykelleri resimleri bulunur. Taksiye / Rikşa’ya bindiğinizde dikiz aynasının hemen altında, evlerin iş yerlerinin kapıların girişinde içinde yada herhangi bir sokakta Ganeşa’ya ait bir idol resim ve heykel bulunur. O başlangıçların tanrısıdır engelleri kaldırandır. Açıkçasını çok sempatik bir görüntüsüde vardır bundan dolayı insanların onunla çok daha yakın bir bağ kurması ve tüm dileklerini ondan istemeleri şaşırtıcı değildir.Başlangıçların tanrısı olduğunu söylemiştik bunu günlük hayatta görmek mümkündür. Örneğin evlendiğinizde ilk ona gider dua edersiniz yada bir araba aldınız yada ev aldınız ilk olarak onun adına adakta bulunursunuz ve onun bir idolu ile eviniz arabanızı kutsarsınız.

BRAHMA

  Tüm evrenin yaratıcısıdır.Sadece dünyadaki canlıların değil, tanrıların da yaratıcısıdır.

  Brahma; dört yüzlü, dört kollu ve kırmızı elbiselerle tasvir edilir. Aslında beş başı vardır, ama saygısız konuştuğu için Tanrı Shiva üçüncü gözüyle bir kafasını yakmıştır. Diğer Hindu tanrılarından farklı olarak silah taşımaz. Ellerinde bir asa veya kaşık, bir tesbih, su testisi ve Veda kitabı bulunur. Bazen bir eli lütuf verir veya 'korkma' işareti yapar gibi gösterilir. Onun dört yüzü dört yönü gösterir, ak sakallı olarak tasvir edilmesinin sebebi; sonsuz olan varlığını simgelemek içindir. Elindeki 'aksamala' denilen tesbih zamanı simgeler, su ise evrenin kaynağıdır. Karısı bilim tanrıçası Sarasvati'dir. Binek hayvanı kuğu veya kazdır. Yaşadığı yer Brahmavinda adlı cennettir. Sularda doğduğu için ona Narayana denilir. Brahma'ya verilen bazı isimler: Pracapati (Yaratıkların efendisi), Çaturmukha(Dört Yüzlü), Ashtakarna(Sekiz Kulaklı), Pitamaha (Büyükbaba), Lokeşa (Dünyanın efendisi), Dhatri (Destekleyen), Vidhatri (Destekleyen), Sanat (Eski), Vidhi (Yaratıcı), Vedhas, Druhina, Srashtri...

Hint mitolojisinde koruyucu tanrı.On avatarı vardır.

                  VİSHNU

  Vishnu evrenin koruyucusudur.Dünya ne zaman dara düşse Vishnu farklı biçimlerde gelip kurtarır.Mavi renkli, dört ya da daha fazla kollu, ellerinde deniz kabuğu, çark silahı, gürz ve nilüfer çiçeği tutuyor olarak tasvir edilir.

  Çark; evrensel düşünceyi, yaratıcı ve yok edici gücü simgeler. Deniz kabuğu; varlığın temeli ile ilintilidir, deniz kabuğunun çıkardığı 'AUM' sesi yaradılışın ilkel sesini temsil eder.Gürz; güç ve otorite sembolüdür.Nilüfer çiçeği; sularla olan bağı simgeler.

  Binek hayvanı yarı insan yarı kuş olan Garuda'dır. Karısı şans tanrıçası Lakshmi'dir. Göksel yatağı Şesha (Ananta) isimli yılandır. Sularla olan bağından dolayı ona da Narayana denilir. Bin adı vardır. En karakteristik özelliği Vedalarda bahsedilen üç uzun adımıdır. Bu yüzden ona Urugaya(Geniş Yürüyen) veya Urukrama( Geniş Adımlayan) denilir. Bu adımlarla evreni dolaştığı söylenir.Bu üç adım güneşin farklı konumlarını simgeler.Bunlar; doğuş, en yüksek nokta ve batıştır.

  Vishnu'nun bir rivayete göre 22, bir başka rivayete göre ise 10 avatarı (bedenlenmesi) vardır:

1-Matsya:Alt tarafı balık üst tarafı insan şeklindedir.

2-Kurma:Alt tarafı kaplumbağa,üst tarafı insan biçimindedir.

3-Varaha:Bazen domuz olarak,bazen de dört kollu bir insan bedeninde domuz başlı olarak resmedilir.

4-Narasimha:Arslan başlı,dört kollu insan biçimindedir.

5-Vamana:Bir elinde su kabı,diğerinde şemsiye tutan bir cücedir.Vishnu bu bedenlenme ile artık insan soyuna geçmiştir.

6-Paraşurama:Elinde balta tutan bir insan şeklindedir.Bu yüzden bu avatara Baltalı Rama denir.

7-Rama:Ramayana destanının kahramanıdır.

8-Krishna:Vishnu'nun en önemli bedenlenmesidir. Mahabharata destanının kahramanıdır.

9-Buddha:Buddha taraftarlarının gücünü kırmak için oluşturulmuş yapay bir bedenlenmedir.

10-Kalki:Henüz bedenlenmemiştir.Kaliyuga zamanı ortaya çıkacaktır.Ahlak çöktüğü,yeryüzü karanlığa gömüldüğü zaman beyaz bir at üzerinde gelerek,insanlığı kurtarıp dini yeniden kuracaktır.Altın bir çağ başlatıp cennete geri dönecektir.                                                   

Bir şeyi yok etmek istediği zaman üçüncü gözünü açar ve yok eder.Aşk Tanrısı Kama ile Brahma'yı üçüncü gözüyle yakmıştır.

                  SHİVA

  Yıkıcı ve yok edici tanrıdır.İki kaşı arasında üçüncü gözü vardır.Bir şeyi yok edeceği zaman üçüncü gözünü açıp yok eder.İki, bazen de dört kolludur.Bir elinde üç uçlu mızrağı Trişula'yı tutar.Diğer ellerinde balta, geyik ve Damaru denilen davulu tutar.Başının üstünde hilal taşır.Boynunda ve kollarında yılanlar vardır.Kafataslarından yapılmış bir kolye takar.Kaplan derisinde elbise giyer.

  Okyanusun çalkalanması sırasında oluşan zehri içtiği için boğazında mavilik vardır. Bu nedenle ona Nilakantha (Mavi Boyulu) denir. Yok edici tanrı olarak zamanla özdeşleştirildiğinden Kala (Zaman) adı verilir. Karısı Parvati, oğulları Ganeşa (Bilgelik Tanrısı) ve Skanda (Savaş Tanrısı)dır. Karısının diğer adları; Durga, Uma, Gauri, Bhavani, Devi vs.dir. Binek hayvanı Nandi/Nandu adlı öküzdür. Shiva'nın sembolü Linga'dır. Hizmetçilerine Pramatha denir. Shiva'nın yarı erkek yarı dişi biçimine Ardhanari denir.

Shivan'ın yarı dişi yarı erkek formu.

    Shiva karısı Parvati'ye aşk dolu sözler söyleyen Kama(Aşk Tanrısı)'yı küle çevirmiştir.Ayrıca saygısız konuşan Brahman'ın da beşinci yüzünü yakmıştır.

    Shiva'nın adlarından bazıları: Rudra, Mahakala (Büyük Zaman), İşvara (Yüce efendi), Mahadeva (Büyük Tanrı), Mahayogi (Büyük çileci), Hara (Zapt eden), Girişa (Dağın efendisi), Paşupati (Hayvanların efendisi), Şankara (Uğurlu), Triyambaka (Üç gözlü), Ugra (Hiddetli), Bhuteşvara (Hayaletlerin şefi)....

Bilgelik ve zenginlik tanrısıdır.Mahabharata'yı kırık dişiyle kaleme almıştır.

              GANEŞA

  Tanrı Shiva ile Parvati' nin oğludur. Ganaların başıdır, bu yüzden Ganapati olarak da bilinir.Bilgi ve hikmetin tanrısı, engellerin kaldırıcısı ve Dharma'nın koruyucusudur. Başarının, eğitimin, bilginin ve zenginliğin tanrısıdır. Kötülüğün, engellerin, kibrin ve bencilliğin yok edicisidir. Bir işe başlamadan önce onun adı söylenir."Şri Ganeşa Nama: Ganeşa'nın adıyla." Ganeşa'nın iki büyük gücü vardır: Kundalini yani,ateşin yanıcı gücü ve ateş yılanı, diğeri Vallabha;yani sevginin gücüdür.

  Kısa, şişman, göbekli, dört kollu, fil başlı bir yaratık olarak resmedilir. Tek dişi vardır. Mitolojiye göre dünyanın en uzun destanı Mahabharata'yı, tek dişini kalem gibi kullanarak yazmıştır. Ellerinde deniz kabuğu, disk, sopa, nilüfer çiçeği, ip, balta ve bir tabak dolusu tatlı topları tutar. Her zaman yanında bir fare vardır. Üzerine bindiği fare cehaleti ve egoyu simgeler. Fil başıyla ilgili birçok efsane vardır;

  Bir rivayete göre; Annesi Parvati oğlunun güzelliğiyle çok övünmektedir. Şani'den oğluna bakmasını ister. Fakat Şani'nin ne kadar güçlü bakışlara sahip olduğunu unutmuştur. Şani çocuğa bakar bakmaz kafası yanıp kül olur. Tanrı Brahma, Parvati'ye üzülmemesini, hemen bir baş bulup yerine koyarsa oğlunun yaşayacağını söyler. Bunun üzerine Parvati bir fil başı bulur.

  Diğer bir rivayet ise; ermişler, işlerinin kolay gitmesi için Shiva'dan bir tanrı yaratmasını isterler.O da Ganeşa'yı yaratır.Fakat karısı Ganeşa'yı kıskanır ve onu fil başlı, göbekli bir yaratığa dönüştürür.                                                     

Ramayana destanının kahramanı.Savaşta Himalayalara uçup şifalı otlar getirmiştir.

                  HANUMAN   

  Meşhur Hindu tanrılarından biridir. Vücudu insan şeklinde, uzun kuyruklu, maymun başlı olarak tasvir edilir.Bazen de beş başlı, on kolludur.Bir çok yeteneği vardır; uçabilir ve bir dağ kadar büyüyüp, kedi kadar küçülebilir.

    Ramayana destanında çok önemli bir yere sahiptir.Rama'nın dostu ve en güvenilir hizmetkarıdır. Destanda Rama'nın karısı Sita ile görüşerek elçilik görevi yapmıştır. Ayrıca destanda gerçekleşen savaşta Himalayalar'a uçup oradan şifalı otlar getirmiş ve yaralıları kurtarmıştır. Aynı zamanda bir dil bilgisi uzmanıdır. Özellikle köylerde çok tapınılan bir tanrıdır. Ona Pavana (Rüzgarın oğlu) ve Marutpura(Marut'u oğlu) denir.

Şimşekli yağmurlu fırtına tanrısı

        İNDRA

    Hint mitolojisinin en eski ve en büyük tanrısıdır. Hintlilerin en önemli dini kaynakları olan Vedalardan Rigveda ilahilerinin dörtte biri ona sunulmuştur. Başka hiçbir tanrıya bu kadar ilahi sunulmamıştır. 1028 ilahiden oluşan Rigveda'nın 250 ilahisi ona sunulmuştur.

    İndra;şimşekli yağmurlu fırtına tanrısıdır. Her zaman kuraklık ve karanlıkla mücadele eder. Ayrıca Ari ulusunun savaşçı tanrısıdır. Elinde yere doğru çarptığı vacra (şimşek) vardır. Bu silahı sanatçı Tanrı Tvashtri yapmıştır. Ellerinde ok, yay, ankuşa denilen bir kanca, deniz kabuğu ve ağ tutar. Tüm vücudunda bin göz vardır. Bu yüzden ona Sahasrasha (Bin gözlü) denilir. Binek hayvanı dört hortumlu beyaz bir fil olan Airavata veya beyaz bir at olan Uççaişravas'tır. Karısı İndrani'dir ve oğlu Cayanta'dır.

    İndra'nın Vritra (kuraklık) ile savaşı oldukça meşhurdur:

Vritra adındaki yılan dünyanın yedi nehrini yutar ve onları büyük dağında hapseder. İndra şimşeğini kullanarak suları tutmakta olan Vritra'yı yok edip dağları delerek, suları serbest bırakır.

Evlerin koruyucusu ve kurban yağlarının yiyicisidir.

                  AGNİ

    Dyaus (Gökyüzü) ve Prithivi (Yeryüzü) 'nin oğlu Agni; Ateş Tanrısıdır. Rigveda'da adına sunulmuş 200 ilahi vardır. Üç bacaklı, iki veya yedi kollu, kırmızı gözlü, alev saçlı, kızıl sakallı, sivri çeneli, altın dişli bir adam olarak betimlenir. Ellerinde mızrak, yelpaze, kap, kaşık, ateş çubuğu gibi şeyler taşır.

    İnsanlar ve tanrılar için ara bulucu, insanların evlerinin koruyucusu ve davranışlarının gözleyicisidir. Sahip olduğu yedi ateşten dil ile kurban yağlarını yalayıp yutar. Günde üç kez beslenir. Odun ve yağ onun yemeği, erimiş yağ içeceğidir.Aynı zamanda diğer tanrıların da beslendiği ağızdır.

  Gökte güneş, havada parlaklık ve yerde ateş olmak üzere üç görünümü vardır. Her sabah yeniden doğar, bu yüzen en genç tanrı olarak adlandırılır. Karısı Svaha'dır. Binek hayvanı koçtur. Parlak, kırmızı ve siyah atların çektiği bir arabası vardır. Tanrı İndra ile çok yakındır ve ikiz kardeş olarak düşünülür.                                                            

Soma sarhoş eden bir bitkidir,fakat tanrılaştırılmıştır.

                    SOMA

  Soma aslında, süt gibi suyu olan, bir bitkinin öz suyudur.Fakat tanrılaştırılmıştır.Sarhoşluk hissi veren bu bitkinin hem tanrılar hem de Brahmanlar tarafından içildiği söylenir.En çok İndra içer.

  Soma'nın sarhoş etme gücü,onun ölümsüz bir yaşam sağlayan kutsal bir içki olarak düşünülmesine neden olur. Bu yüzden ona Amrita (Ölümsüzlük İçkisi) denir.

  Soma; bakır renkli, ellerinde keskin ve korkunç silahlar tutan, bir yayı ve bin oku olan bir tanrıdır.Aynı zamanda ay tanrısı Chandra olarak da bilinir.Rigveda'da adına sunulmuş 120 ilahi vardır.Bir çift atla çekilen göksel bir arabası vardır.Binek hayvanı ise bir kartaldır.Rishi Dasa'nın yirmi yedi kızıyla evlidir.Bunlar aslında yirmi yedi yıldızın kişileştirilmesidir.                                                       

Karanlığı,hastalığı ve kuruntuları uzaklaştırır.

                            SURYA

  Güneş tanrısıdır.Aditi ve Dyaus'un oğludur.Dört kolu vardır.Ellerinde disk, deniz kabuğu ve nilüfer çiçeği tutar.Bir eliyle korkma işareti yapar. Surya'ya 10 kadar ilahi sunulmuştur. O, her şeyi ve her yeri gözetip koruyandır. Karanlığı, hastalığı, kuruntuyu ve kötü düşleri uzaklaştırır. Tanrıların göksel din adamıdır.

    Etaşa denilen tek bir at veya Haritah denilen yedi hızlı at tarafından çekilen bir arabası vardır. Arabacısı ise Aruna'dır. Vivasvati veya Bhasvati denilen ülkede yaşar. Birçok karısı vardır; Savarna, Svati, Mahavirya vs..                                                               

Mevsimsel doğa olaylarını ve suları kontrol eder.

                VARUNA

  Okyanus tanrısı ve suların efendisidir. Ayrıca doğa yasalarının ve mevsimlerin düzenleyicisidir. Onun emriyle gece ay ve yıldızlar parlar, gündüz ise kaybolurlar. Nehirleri akıtan ve okyanusları suyla dolduran da odur. Mitra ile bir tanrı ikilisi oluştururlar.

    İki veya dört kolludur. Ellerinden birinde günahkar insanları çekip götürdüğü bir ip vardır. Bu ipe Nagapaşa, Pulakanga veya Vişvacit denir.

    Dünyayı ve ahlak kanunlarını korur, gözetir. Bin gözlüdür. İnsanları gözlediği gözü güneştir. Her türlü hileyi parlayan ayağıyla ezer. Karısı Varuni'dir. Binek hayvanı timsah, yunus ve köpek balığı karışımı bir hayvan olan Makara'dır. Varuna'nın simgesi balıktır.                                                                

Diğer hava tanrıları olan Marutlarla birlikte görülür.

                  VAYU


    Rüzgar tanrısıdır. Diğer bir adı Vayu-Vata'dır. Kırmızı, mor veya pembe atların çektiği bir arabası vardır. Elinde beyaz bayrak taşır.

  Vayu,insanlara zenginlik,çocuk ve ün kazandırır.Düşünce kadar hızlıdır ve bin gözlüdür.Genellikle Marutlarla (Hava Tanrıları) birlikte görülür. İndra ile yakın dosttur. Kuzeybatıda oturur ve o bölgenin yöneticisidir. Binek hayvanı ceylandır. Ramayana destanında ünlü maymun Hanuman'ın babasıdır.                                                          

Diğer adı Tvasthri'dir.Tanrıların uçan araçlarını ve silahlarını o yapar.

                VİŞVAKARMA

  Kutsal mimari tanrısıdır. Adı 'her şeyi yaratan' anlamına gelir.

  Beyaz renkli ve dört kolludur. Ellerinde su kabı, kitap, ilmik ve mimarlık aleti yada sopa tutar. Tahtı ve tacı vardır.

  O bir aziz, din adamı ve Ata'dır.Mekanik ve mimari bilimlerin babasıdır.Bilgi ve enerji doludur.Tanrılara adlarını o vermiştir.Tanrıların silahlarını ve arabalarını yapan tanrıdır. Ona Tvasthri de denir.Ayrıca Ramayana destanındaki Rava'nın Lanka şehrini ve Krishna'nın Dvaraka şehrini de o inşa etmiştir. Maymun Nala'yı yaratarak Hindistan ile Seylan arasındaki Ramasetu köprüsünü yaptırmıştır.

Bir elinde kurbanlarını sürüp götüreceği bir ip tutar.

                YAMA

  Ölüm tanrısıdır. Adına sunulmuş üç ilahi vardır. Bir elinde gürz taşır, diğer elinde kurbanlarını götüreceği bir ip tutar. Yanında aç gözlü iki köpek bulunur. Diğer elçileri Baykuş Uluka ve Güvercin Kapota'dır. Bazen de siyah bir sığıra biner.

  İnsanların ilki ve ilk kez ölen kişi olarak düşünülür. Ona uzun ömür ve tanrılara ulaşmak için yakarılır.Babası Vivasvat, annesi Saranyu'dur. İkiz kardeşleri Yami ve Yamuna'dır.Yama'nın birçok karısı vadır.Yamapura adlı kentteki sarayında yaşar.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply
#2
Ilkbizde-1 
   

Hinduizm Hindu Tanrıları Brahma

   

Hinduizm Hindu Tanrıları Vişnu

   

Hinduizm Hindu Tanrıları Durga

   

Hinduizm Hindu Tanrıları Laxmi

   

Hinduizm Hindu Tanrıları Parvati

   

Hinduizm Hindu Tanrıları Sarasvati

   

Hinduizm Hindu Tanrıları Şiva





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)