MUHAMMED

Muhammed


BAYRAK

TC.Bayrak



Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı
  

Şifreniz
  





Forum İstatistikleri
Toplam Üyeler» Toplam Üyeler 27
Son Üye» Son Üye Fahriye
Toplam Konular» Toplam Konular 14,577
Toplam Yorumlar» Toplam Yorumlar 15,694

Detaylı İstatistikler Detaylı İstatistikler

DOWNLOADEN


“Downloaden Bölümümüzden BEDAVA Grafik Paketleri,E-Kitaplar ve Bedava Bilgisayar Programlarını Tek TIKLA BEDAVA indirebilirsiniz”
(Raşit Tunca)




AYET

“Yeryüzüne muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır”
ENBİYA Suresi 105


FELSEFEMiZ

“ iSLAM OKUMAK YAZMAK YADA ÇiZMEK DEĞiLDiR, Yahutta O Hadis şöyle, Bu Ayette böyle diyor Diye Papağanlıkda Değildir. islam Kuranı ve sünneti HAYATINA TATBiK edip, Onunla Yaşayabilmekdir”
(Karoglan Raşit Tunca Sözü)


Raşit Tunca Sözü

“Yüzme bilmek Denizden çıkmana fayda vermez, taaki yüzme biliyorsan, denizedee düştüysen, ellerini, kollarını, ayaklarını çırpacaksın, ve birde tutuncak dal bulacak, tutunup çıkacaksın. ilimde böyledir, bir ilmi bilmek fayda etmez, taaki, onu hayatında tatbik edesiye, Dinde böyledir, din bilmek imanını kurtarmaz, taaki, ne zaman, bildiğin öğrendiğin dinini hayatında tatbik edip, yaşadın, o zaman belki kurtulursun.”
(Karoglan Raşit Tunca Sözü)

GÜZEL SÖZ

“ Bazen Hata Yapıvermek, Doğruyu bulmanın ilk Basamağıdır.
(Başağaçlı Raşit Tunca Sözü)





Rical-i Gayb ne demek? Âlemde tasarruf sahibi gizli ve âşikâr velîler topluluğu.

Rical-i Gayb ne demek?

RİCÂLÜ’l-GAYB

(رجال الغيب)

Âlemde tasarruf sahibi gizli ve âşikâr velîler topluluğu.

Sözlükte “erkek; mert ve yiğit” anlamlarındaki recül kelimesinin çoğulu ricâl ile gayb kelimelerinden oluşan ricâlü’l-gayb tabiri Farsça’da merdân-ı gayb, merdân-ı Hudâ; Türkçe’de gayb erenleri, üçler yediler kırklar şeklinde ifade edilir. Ricâlü’l-gayba Arapça’da mestûrûn, mektûmûn, ahfiyâ (örtülü, gizli ve saklı olanlar) gibi isimler de verilir. Ricâlullah kavramı ricâlü’l-gaybdan daha geniş kapsamlı olmakla birlikte ricâlü’l-gayb yerine de kullanılmaktadır (bk. RİCÂLULLAH). Ricâlü’l-gayb tabiri tasavvufta birkaç anlama gelir. Birinci anlamda arzda ve semada Hak’tan başka yerlerini kimsenin bilmediği, alçak sesle konuşan, utangaç, yeryüzünde vakarla yürüyen, kendilerine rastlayanlara selâm verip geçen ve huşû içinde yaşayan velîler zümresini ifade eder. Muhyiddin İbnü’l-Arabî’ye göre mümin ve dindar cin taifesiyle (el-Cin 72/11, 12, 15) bilgilerini ve rızıklarını şehâdet âleminden değil gayb âleminden alan velîler ricâlü’l-gayb olarak kabul edilmiştir (el-Fütûĥât, II, 14). Yaygın tasavvuf anlayışına göre ricâlü’l-gaybın şahısları değil mânevî halleri gizlidir. Böylece velâyetin bâtınîliğine vurgu yapılmıştır. Ricâlü’l-gaybdan olan velîlerin halleri gizli olduğu için yapıp ettikleri herkes tarafından kolaylıkla anlaşılmaz. Maddî varlıkları bakımından insanlar arasında bulunsalar da mânevî yönden sıradan insanların idrak edemeyeceği fonksiyonlara sahiptirler. Bununla birlikte ricâlü’l-gayb birbirini tanımaktadır.


Ricâlü’l-gayb telakkisine göre Allah, dünyanın cismanî düzenini sağlamaları için bazı insanların çeşitli görevler üstlenmesini takdir ettiği gibi âlemdeki mânevî ve ruhanî düzenin korunması, hayırların temini, kötülüklerin giderilmesinde sevdiği bazı kullarını görevlendirmiştir. Herkes tarafından kolayca tanınmadıkları veya gizli olan hakikatlere, sırlara vâkıf olduklarından ricâlü’l-gayb adı verilen bu seçkin kişilerin arasında bir düzen ve bir hiyerarşi vardır.


Bu inanca ilk defa Muhammed b. Ali el-Kettânî’de (ö. 322/934) rastlanır. Hatîb el-Bağdâdî’nin Târîħu Baġdâd’ında (III, 75-76) Kettânî’ye atfedilen en eski rivayetlerden birinde ricâlü’l-gayb nükabâ, nücebâ, büdelâ, ahyâr, umed ve gavs (kutub) şeklinde sıralanmaktadır. Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî tasavvufî mahiyetteki tefsirinde velîlerin üstünde evtâd, evtâdın üstünde revâsînin bulunduğunu, bir felâket zamanında kulların dua merciinin evtâd olduğunu söylemiş, revâsîyi kutbun altında yer alan Allah dostlarının havâssı kabul etmiştir (Ateş, s. 199-200). Abdülkerîm el-Kuşeyrî, ricâlü’l-gayb tabakalarına herhangi bir işarette bulunmayıp sadece İmam Şâfiî’nin evtâddan olduğuna dair bir rivayeti nakletmiştir (Risâle, s. 120). Gazzâlî’ye göre Allah’ın öyle kulları vardır ki zamanlarında arzın direkleri (evtâd) olan peygamberlere halef olmuştur. Nübüvvet sona erince Allah abdal denilen bu halefler grubunu Resûl-i Ekrem’in yerine ikame etmiştir. Onlar ibadetlerinden dolayı değil ciddi vera‘, samimi niyet, korkaklığa varmayan sabır, zillete düşmeyen tevazu sahibi olup herkese iyilik düşünmelerinden, Allah için nasihat etmelerinden dolayı bu makama ermişlerdir. Otuz kırk kişi civarındaki bu kimseleri Hak seçmiş olup İbrâhim kalbi üzeredirler (İĥyâǿ, III, 377).

Sülemî, Kuşeyrî ve Gazzâlî gibi ilk sûfî müelliflerin tasavvuf anlayışında ricâlü’l-gayb telakkisi mevcut olmakla beraber bu anlayış hiyerarşik ve sistematik bir görünüme sahip değildir. Kettânî’den sonra bu konudan daha açık ve geniş biçimde Hücvîrî bahsetmiş, ricâlü’l-gaybı “ehl-i hal ve’l-akd” şeklinde nitelemiş, ancak itirazlardan çekinerek ayrıntıya girmemiştir. Hücvîrî’ye göre ricâlü’l-gayba dair hadislerin sıhhatinde Ehl-i sünnet’in icmâı vardır. Keşfü’l-maĥcûb’da (s. 330) sıralama ahyâr (300 kişi), abdal (büdelâ, kırk kişi), ebrâr (yedi kişi), evtâd (dört kişi), nükabâ (üç kişi), kutub (gavs, bir kişi) şeklindedir. İbn Teymiyye bu terimlerin âyet ve hadislerde geçmediğini, sadece abdal konusunda Hz. Ali’den gelen zayıf bir rivayet bulunduğunu belirtir (MecmûǾatü’r-resâǿil, I, 57-61).

İbn Haldûn’a göre ricâlü’l-gaybdan bir velîler silsilesi çerçevesinde ilk defa genişçe bahseden sûfî Hakîm et-Tirmizî’dir. Tirmizî ricâlü’l-gayb tabirini kullanmasa da velâyet şemasında resul, nebî ve hâtemü’l-evliyâdan sonra sayıları kırk kişi olan büdelâya yer vermiştir. Ona göre büdelâ Hz. Peygamber’in Ehl-i beyt’indendir ve âlem onlarla ayakta durur. Hakîm et-Tirmizî’yi takip ederek ricâlü’l-gayb ile velâyet anlayışını tasavvuf düşüncesinin merkezine alan Muhyiddin İbnü’l-Arabî’ye göre ricâlü’l-gayb içinde sayıları belli olanlar (ricâlü’l-aded) bulunduğu gibi sürekli artıp eksilenler de (ricâlü’l-merâtib) vardır.

Ricâlü’l-gayb konusunda yapılan çalışmalardan bazıları şunlardır: Hakîm et-Tirmizî, Ħatmü’l-evliyâǿ (nşr. Osman İsmâil Yahyâ, Beyrut 1965; trc. Salih Çiftçi, İstanbul 2006); Muhyiddin İbnü’l-Arabî, el-Fütûĥâtü’l-Mekkiyye (Beyrut, ts., II, 2-16 vd.), Menzilü’l-ķuŧb (Resâǿilü İbni’l-ǾArabî içinde, Haydarâbâd 1327 hş./1948); Risâle fî maǾrifeti’l-aķŧâb (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 123); Risâletü’l-ġavŝiyye (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 6824); İbn Hacer el-Askalânî, Risâle fî maǾrifeti ricâli’l-ġayb (Süleymaniye Ktp., Reşad Efendi, nr. 100/16); Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin Marmaravî, Tabakātü’l-evliya (nşr. Ahmet Ögke, s. 571-586); Süyûtî, el-Ĥaberü’d-dâl Ǿalâ vücûdi’l-ķuŧb ve’l-evtâd ve’n-nücebâǿ ve’l-abdâl (Kahire 1351); Bosnevî Ali Dede, Risâle fî beyâni ricâli’l-ġayb (Orijentalni institut iz biblioteke, nr. 904); Âlî Mustafa Efendi, Hilyetü’r-ricâl ve’l-aktâb fi’n-nücebâ ve’l-abdâl (İÜ Ktp., TY, nr. 6462); Sarı Abdullah Efendi, Risâletü ricâli’l-ġayb (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2487/2); Nûh b. Mustafa, el-Ķavlü’d-dâl Ǿalâ ĥayâti’l-Ħađır ve vücûdi’l-abdâl (Süleymaniye Ktp., Giresun, nr. 96/2); Muhammed Emîn İbn Âbidîn, İcâbetü’l-ġavŝ (MecmûǾatü’r-resâǿil içinde, Beyrut, ts.); Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî, CâmiǾu’l-uśûl fi’l-evliyâǿ ve envâǾihim ve evśâfihim (nşr. Edîb Nasreddin, Beyrut 1997); Hasan Muhammed eş-Şerkāvî, el-Ĥükûmetü’l-Bâŧıniyye (Kahire 1982); İzzeddin Abdülazîz b. Abdüsselâm, Risâle fî beyâni ĥaķīķati’l-ġavŝ ve’l-evtâd adıyla ricâlü’l-gayb anlayışına bir reddiye yazmıştır (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 5407/1).


Mânevî görevliler diye bilinen "rical i gayb" iki guruptur:


A - Karar organı


B - İcrâ organı


Karar organı "dîvan" ya da "dîvan-ı kebîr" gibi isimler ile anılır.


İki tür toplantısı vardır : aylık toplantılar, ki her arabî ayın 14'ünü 15'ine bağlayan gece, çeşitli yerlerde yapılır.


Yıllık toplantısı, ki bu da senede bir defa, efendimiz Aleyhisselâm'ın Resûllük görevini almadan evvel inzivâya çekildiği hıra dağı'nda olur.


bu "dîvan-ı kebîr"e katılanların büyük kısmı ölümötesi yaşama intikâl etmiş büyük evliyâullahtan, üçte bir kadarı da şu anda dünya üzerinde bilfiil görevli yüksek derecelilerden teşekkül eder.


toplam 66 kişilik dîvan ehline dünya üzerinden, zamanın "gavs"ı, "kutb-ül irşâd" ve "kutb-ül aktâb" olan iki yardımcısı, dört unsur üzerinde tasarrufu olan dört kutub, yedilerin tamamı "gavs"ın tasarruf dairesi dışında olan "müferridun" nâmıyla bilinen 11 kişi katılır.


varlık üzerinde, ilâhî ilim gereği alınması gerekli tedbirler hakkında kararlar alınır ve bu kararlar icrâ organına nakledilir.


"divân-ı kebîr'in" tabîi başkanı rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemdir.


onun gelmediği toplantılarda ise, şâyet var ise o devrin "insan-ı kâmil"i, yoksa zamanın "gavs"ı başkanlık görevini îfa eder.


"insan-ı kâmil" her asırda bulunmaz.


"gavs" ise her asırda vardır ve kıyâmete kadar sürekli, bir kişi, o görevi îfa eder.


"insan-ı kâmil" rütbesi, en üsttür ve birkaç asırda bir o rütbeye nâil kılınmış kişi gelir yeryüzüne.


"müceddid-i zaman" yüzyılda bir gelir.


dinin, o günün insanlarının anlayışına göre yenilenmesi görevini îfa eder.


o da divân ehlindendir.


son müceddid de "mehdî" lâkabıyla bilinen zât-ı kirâmdır.


aynı zamanda "insan-ı kâmil"dir, mehdî!..


gavs, hem rasûlullah aleyhis-selâm katılmadığı zamanlarda divân başkanlığı yapar, hem de icrâ organının başıdır.


kutb-ül irşâd tamamıyla, çeşitli burçlardan, bilinen ve bilinmeyen sayısız yıldızlardan gelen tesirler üzerinde görev yaparak, bunlardaki sayısız mânâların gereğinin yeryüzünde mevcut insanlar ve cinler üzerinde açığa çıkması hususunda çalışır.


kutb-ül aktâb ise, gavs`tan çıkan emirleri çeşitli ilgili mercilere dağıtır.


dîvan'a katılan cin'lerin evliyâsı dahi emirleri kutb-ül aktâb'dan alırlar.


icra organı ise bir tür ricâli gayb ordusudur.


dîvan'ın kararlarının tatbikiyle görevlidirler.


bu ordunun başkumandanı "gavs"ı zamandır.


tâbiri câiz ise genelkurmay başkanı durumunda olan "kutb-ül aktâb"dır!..


bunlardan sonra, varlıktaki dört ana yapıda tasarruf eden 4`ler, dört kutub, "aktâbı erbaa" vardır.


sonra tasarruf sahibi olan 7'ler gelir.


sonra 12'ler gelir.


sonra 40'lar gelir.


sonra 300'ler diye bilinen 313 kişi vardır.


sonra 1200'ler gelir ve daha sonra da yöresel kutuplar iş görürler.


bu evliyâullah'ın çok azı, yani ''dîvan ehli'' olanlar ile ''icrâ'' organından birkaçı ''fetih'' sahibidir.


geri kalan bir miktar "keşif" ehlidir.


büyük çoğunluğu da bilinçdışı olarak bu görevleri îfa ederler.


bu zevâtı, dışarıdan kimse tanıyıp bilemez!. bunlar gizli kişilerdir..


"allah'ın evliyası o'nun örtüsü altındadır. dışarıdan bakan onları göremez." buyrulur.


bundan amac; dışarıdan bakınca göze görünmez olmaları değil elbette!..


onların şekli, tavrı, yaşayışı, görüşü vs. öyle bir haldedir ki; sen onlara baktığın zaman dışarıdan, bu adam evliyadandır, görevlidir; diye aklından, hayâlinden geçmez!..


çünkü; herkesin kafasında, klasik bir tanrı tasavvuru olduğu gibi; burada da klasik bir veli hayâli vardır!..


oysa hiç bir zaman, bir veli senin tasavvur ettiğin, hayâl ettiğin bir şekilde, yapıda, özellikte değildir!..


o yüzden bu görevli olan veliler bilinmez, tanınmaz!.


geçmiş evliyâullah arasında abdülkâdir geylânî, "gavs"iyet görevliyle birlikte "insan-i kâmil"lik görevi de kendisinden cem etmiş olduğundan, "gavs-ı â'zâm" lâkabıyla bilinir.


ikinci "insan-i kâmil" abdülkerim ceylî ya da diğer ifade şekliyle geylânî ise, çok eserler yazmıştır hakikat bahsinde ve mârifetullah bahsinde; ki bunların içinde en çok bilineni "geçmişin ve geleceğin ilmini kendinde toplamış olan insan-ı kâmil" adıyla kaleme aldığıdır.


bizde kısaca "insan-ı kâmil" diye bilinir.


"fetih" ehli olan görevliler dünya üzerinde tüm cereyan eden işlere vâkıftırlar.


"keşif" ehli ise sadece görev alanı ile sınırlıdırlar.


her bir görev düzeyindeki veli, ancak kendi düzeyinde olanı ve altındakini bilir.


üst grubu ise, sadece onunla temasta olan alt grubun başkanı bilir.


bir de "dîvan"a katılanlar, kendi üstlerindekileri bu vesile ile bilirler!..


bunların arasında endonezya'lı, arab, pakistan'lı, afganistan'lı, türkiye'li ve daha başka isimli topluluklardan zevât mevcuttur.

BİBLİYOGRAFYA:


Tehânevî, Keşşâf, İstanbul 1317, I, 463, 929; Hatîb, Târîħu Baġdâd, III, 75-76; Kuşeyrî, Risâle (Uludağ), s. 120; Hücvîrî, Keşfü’l-mahcûb (Uludağ), s. 330; Gazzâlî, İĥyâǿ, Kahire 1407/1987, III, 377; Şehristânî, el-Milel ve’n-niĥâl, Beyrut 1975, I, 150; İbnü’l-Arabî, el-Fütûĥât, I, 204; II, 14; a.e., Beyrut, ts. (Dâru Sâdır), I, 160; II, 6-9; İbn Teymiyye, MecmûǾatü’r-resâǿil, I, 57-61; a.mlf., el-Furķān, Kahire 1387, s. 83; a.mlf., ĶāǾide celîle fi’t-tevessül ve’l-vesîle, Kahire 1374, s. 160; İsmâil Ankaravî, Hadislerle Tasavvuf ve Mevlevî Erkânı: Şerh-i Ahâdîs-i Erbaîn (haz. Semih Ceyhan),


İstanbul 2001, s. 107-110; İsmâil Hakkı Bursevî, Kitâbü’l-Hitâb, İstanbul 1292, s. 326; Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî, Câmiu’l-usûl: Velîler ve Tarîkatlarda Usûl (trc. Rahmi Serin), İstanbul 1977, s. 41-51; Ma‘sûm Ali Şah, Ŧarâǿiķ, I, 526-530; Kâmil Mustafa eş-Şeybî, eś-Śıla beyne’t-taśavvuf ve’t-teşeyyuǾ, Kahire 1969, s. 457-464; Süleyman Ateş, Sülemî ve Tasavvufî Tefsiri, İstanbul 1969, s. 199-200; M. Celâl Şeref, Dirâsât fi’t-taśavvufi’l-İslâmî, Beyrut 1404/1984, s. 358; W. Chittick, Varolmanın Boyutları (trc. Turan Koç), İstanbul 1997, s. 43-72; Osman Demir, Ricâlü’l-gayb Kavramı ve Kelâm İlmi Açısından Değerlendirilmesi (yüksek lisans tezi, 1999), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ahmet Ögke, Yiğitbaşı Velî Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî: Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri, İstanbul 2001, s. 198-235, 571-586; a.mlf., “Bir Tasavvuf Terimi Olarak Ricâlü’l-gayb-İbn Arabî’nin Görüşleri”, Tasavvuf, II/5, Ankara 2001, s. 161-201; Salih Çiftçi, Hakim Tirmizi ve Tasavvuf Anlayışı (doktora tezi, 2003), UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 241-246.


İsminizin ebced değeri Nedir?

İsminizin ebced değeri


Esmaül Hüsna’dan her biri başka bir isme bakar.Dolayısıyla siz de kendisiminize bakan esmayı tesbit edip her gün çıkan miktarı okuyun.Bunu yaparken iki şık vardır.


Birincisi;Direkt ve yalnız kendi isminiz ebcedi karşılığı olan esmadır.İsminizin ebced değeri karşılığı olan esmaya en yakın esma veya direkt olarak da çıkabilir.İşte o Esmayı belirtilen gün ve saatte okumak.


İkincisi ise;Anne isminiz ile birlikte sizin isminizin toplamına karşılık gelen esmadır.bunu yapmak için önce kendi isminizin ebced değeren bulun sonra annenizin ismine bakan ismin ebced değerini bulun.her iki ebced değeri karşılğı toplmı esmayı bulun.ve okumaya başlayın.


Esma okumaya başladıktan sonra çok değil kısa bir süre sonra göreceksiniz kihiçbireşy eskisi gibi olmayacak ,kendiniz daha iyi hissedeceksiniz.En önemlisi de size doğru yola çıkmış ama adresi belli olmayan,nerede nasıl aranıp bulunacağı belli olmayan bir koli veya bir mektup gibi postacının çantasınde bekleyen emanetelr adrese teslm edilir.İstekleriniz sie daha rahat ve daha çabuk ulaşacaktır.Allah’ın nimet ve ,ihsanlarına kavuşacak…sıkıntınızın en çıkılmaz bir yerinde yardum ulaşacaktır.


NASIL BULUNUR BAKALIM:


Önce isminizin ebced değerini bulacaksınız.


Bunun için isminiz arapça harflerle yazılır.


Aldığım bir kaynaktaki değerleriniz.


Abbas عبّاس ( Ebced Değeri: 135 )
Abdi عبدى ( Ebced Değeri: 86 )
Abdulhakim عبدالحكيم ( Ebced Değeri: 185 )
Abdulkadîr عبدالقدير ( Ebced Değeri: 421 )
Abdullah عبدالله ( Ebced Değeri: 143 )
Abdurrahim عبدالرّحمن ( Ebced Değeri: 565 )
Abdurrahman عبدالرّحمن ( Ebced Değeri: 405 )
Abdülbâki عبدالباقى ( Ebced Değeri: 220 )
Abdüssamed عبدالصّمد ( Ebced Değeri: 331 )
Adalet عدالت ( Ebced Değeri: 505 )
Adem آدم ( Ebced Değeri: 45 )
Adeviye Adviye عدويه ( Ebced Değeri: 95 )
Adil عادل ( Ebced Değeri: 105 )
Adile عادله ( Ebced Değeri: 110 )
Adnan عدنان ( Ebced Değeri: 175 )
Afife عفيفه ( Ebced Değeri: 245 )
Ahmed (Ahmet) احمد ( Ebced Değeri: 53 )
Aişe (Ayşe) عاءشه ( Ebced Değeri: 376 )
Akif عاكف ( Ebced Değeri: 171 )
Ali على ( Ebced Değeri: 110 )
Alime عالمه ( Ebced Değeri: 146 )
Aliye عليه ( Ebced Değeri: 115 )
Arif عارف ( Ebced Değeri: 341 )
Arife عارفه ( Ebced Değeri: 346 )
Arzu آرزو ( Ebced Değeri: 214 )
Asiye آسيه ( Ebced Değeri: 76 )
Aslı اصلي ( Ebced Değeri: 131 )
Aslıhan اصليخان ( Ebced Değeri: 782 )
Atilla آتيلاّ ( Ebced Değeri: 272 )
Aydın آيدين ( Ebced Değeri: 75 )
Ayfer آيفر ( Ebced Değeri: 291 )
Aynur آينور ( Ebced Değeri: 267 )
Aysel آيسل ( Ebced Değeri: 101 )
Aysun آيسون ( Ebced Değeri: 127 )
Ayten آيتن ( Ebced Değeri: 461 )
Aytül آيتول ( Ebced Değeri: 447 )


Bahaddîn (Bahaeddîn) بهاالدّين ( Ebced Değeri: 107 )
Bahadır بهادر ( Ebced Değeri: 212 )
Bahar بهار ( Ebced Değeri: 208 )
Bânû بانو ( Ebced Değeri: 59 )
Bedriye بدريه ( Ebced Değeri: 221 )
Begüm بكوم ( Ebced Değeri: 68 )
Bekir بكر ( Ebced Değeri: 222 )
Belgin بلكين ( Ebced Değeri: 112 )
Belkıs بلقيس ( Ebced Değeri: 202 )
Betül بتول ( Ebced Değeri: 438 )
Beyhan بيخان ( Ebced Değeri: 663 )
Beyza بيضا ( Ebced Değeri: 813 )
Bilal بلال ( Ebced Değeri: 63 )
Birgül بيركل ( Ebced Değeri: 262 )
Birol بيرول ( Ebced Değeri: 248 )
Birsel بيرسل ( Ebced Değeri: 302 )
Buket بوكت ( Ebced Değeri: 428 )
Burak براق ( Ebced Değeri: 303 )
Burcu برجو ( Ebced Değeri: 211 )
Burhan برهان ( Ebced Değeri: 258 )
Büşra بشرى ( Ebced Değeri: 512 )


Câhid جاهد ( Ebced Değeri: 13 )
Canan جانان ( Ebced Değeri: 115 )
Candan جاندن ( Ebced Değeri: 108 )
Cansu جانصو ( Ebced Değeri: 150 )
Cemal جمال ( Ebced Değeri: 74 )
Cemalettin جمال الدين ( Ebced Değeri: 173 )
Cemil جميل ( Ebced Değeri: 83 )
Cemile جميله ( Ebced Değeri: 88 )
Cengiz جنكيز ( Ebced Değeri: 90 )
Ceren جرن ( Ebced Değeri: 253 )
Cevdet جودت ( Ebced Değeri: 413 )
Cihan جهان ( Ebced Değeri: 59 )
Cihangir جهانگير ( Ebced Değeri: 289 )
Coşkun جوشقون ( Ebced Değeri: 465 )
Cüneyd (Cüneyt) جنيد ( Ebced Değeri: 67 )


Çiçek چيچك ( Ebced Değeri: 36 )
Çiğdem چيكدم ( Ebced Değeri: 77 )


Damla داملا ( Ebced Değeri: 76 )
Dâvud (Davut) داود ( Ebced Değeri: 15 )
Deniz دگيز ( Ebced Değeri: 42 )
Derya دريا ( Ebced Değeri: 215 )
Dilek ديلك ( Ebced Değeri: 64 )
Doğan دوغان ( Ebced Değeri: 1061 )
Döne دونه ( Ebced Değeri: 65 )
Durdu دوردو ( Ebced Değeri: 220 )
Dursûne دورسونه ( Ebced Değeri: 330 )
Dürdâne دوردانه ( Ebced Değeri: 270 )


Ebrû ابرو ( Ebced Değeri: 209 )
Ece اجه ( Ebced Değeri: 9 )
Ecehan (Ece-Hân) اجه خان ( Ebced Değeri: 660 )
Edâ أدا ( Ebced Değeri: 6 )
Efe أفه ( Ebced Değeri: 86 )
Ekrem اكرم ( Ebced Değeri: 261 )
Elif الف ( Ebced Değeri: 111 )
Elmas الماس ( Ebced Değeri: 132 )
Elvân الف ( Ebced Değeri: 88 )
Emel أمل ( Ebced Değeri: 71 )
Emine امنه ( Ebced Değeri: 96 )
Emrâl أمرال ( Ebced Değeri: 272 )
Emre أمره ( Ebced Değeri: 246 )
Eray أراى ( Ebced Değeri: 212 )
Erhân (Erhan) أرخان ( Ebced Değeri: 852 )
Erkan أرقان ( Ebced Değeri: 352 )
Ermân أرمان ( Ebced Değeri: 292 )
Erol أرول ( Ebced Değeri: 237 )
Ertuğrul أرتوغرول ( Ebced Değeri: 1843 )
Esengül اسنكل ( Ebced Değeri: 161 )
Esrâ أسرا ( Ebced Değeri: 262 )
Evren اورن ( Ebced Değeri: 257 )


Fadime فاطمه ( Ebced Değeri: 135 )
Fatma فاطمه ( Ebced Değeri: 135 )
Faruk فاروق ( Ebced Değeri: 387 )
Fatih فاتح ( Ebced Değeri: 489 )
Fazilet فضيلت ( Ebced Değeri: 1320 )
Fehime فهيمه ( Ebced Değeri: 140 )
Ferhat فرهاد ( Ebced Değeri: 290 )
Feride فريده ( Ebced Değeri: 299 )
Feridûn فريدون ( Ebced Değeri: 350 )
Feriha فرحه ( Ebced Değeri: 293 )
Feyzâ فيضا ( Ebced Değeri: 891 )
Fırat فرات ( Ebced Değeri: 671 )
Figen فيكن ( Ebced Değeri: 160 )
Fikriye فكريه ( Ebced Değeri: 315 )
Filiz فيليز ( Ebced Değeri: 137 )
Firdevs فردوس ( Ebced Değeri: 350 )


Galip (Ğâlib) غالب ( Ebced Değeri: 1033 )
Gamze غمزه ( Ebced Değeri: 1052 )
Gizem گيزم ( Ebced Değeri: 77 )
Gonca غنجه ( Ebced Değeri: 1058 )
Gökçe كوكچه ( Ebced Değeri: 54 )
Gökhan كوكحان ( Ebced Değeri: 697 )
Gökmen كوكمن ( Ebced Değeri: 136 )
Göksel كوكسل ( Ebced Değeri: 136 )
Gökşen كوكشن ( Ebced Değeri: 396 )
Gönül كوڭل ( Ebced Değeri: 76 )
Görkem كوركم ( Ebced Değeri: 286 )
Gözde كوزده ( Ebced Değeri: 42 )
Gül كل ( Ebced Değeri: 50 )
Gülay كُلاى ( Ebced Değeri: 61 )
Gülcan كُلجان ( Ebced Değeri: 104 )
Gülden كلدن ( Ebced Değeri: 104 )
Güler كولر ( Ebced Değeri: 256 )
Gülhan كولخان ( Ebced Değeri: 707 )
Gülistan كلستان ( Ebced Değeri: 561 )
Gülizar كُلعذار ( Ebced Değeri: 328 )
Güllü كُللو ( Ebced Değeri: 86 )
Gülnaz كلناز ( Ebced Değeri: 108 )
Gülsüm كولسوم ( Ebced Değeri: 162 )
Gülsen كولسن ( Ebced Değeri: 166 )
Gülser كُلسر ( Ebced Değeri: 310 )
Gülseren كُلسرن ( Ebced Değeri: 360 )
Gülşâh كلشاه ( Ebced Değeri: 359 )
Gülten كُلتن ( Ebced Değeri: 500 )
Günay كناى ( Ebced Değeri: 81 )
Günseli كونسلى ( Ebced Değeri: 176 )
Gürbüz كربز ( Ebced Değeri: 229 )
Gürcân كورجان ( Ebced Değeri: 280 )


Habibe حبيبه ( Ebced Değeri: 27 )
Hacer حجر ( Ebced Değeri: 211 )
Hakan خاقان ( Ebced Değeri: 752 )
Halil خليل ( Ebced Değeri: 670 )
Halime حليمه ( Ebced Değeri: 93 )
Haluk خلوق ( Ebced Değeri: 736 )
Hamdiye حمديه ( Ebced Değeri: 67 )
Hamide حميده ( Ebced Değeri: 67 )
Handan خندان ( Ebced Değeri: 705 )
Hanım خانم ( Ebced Değeri: 691 )
Halit خالد ( Ebced Değeri: 635 )
Halide خالده ( Ebced Değeri: 640 )
Halis خالص ( Ebced Değeri: 721 )
Hanife حنيفه ( Ebced Değeri: 153 )
Hanifi حنيفى ( Ebced Değeri: 158 )
Hârun هارون ( Ebced Değeri: 262 )
Hasan حسن ( Ebced Değeri: 118 )
Hasîbe حسيبه ( Ebced Değeri: 85 )
Hatîce خديجه ( Ebced Değeri: 622 )
Havvâ حوّا ( Ebced Değeri: 21 )
Havvâgül حوّا كل ( Ebced Değeri: 71 )
Hayriye خيريه ( Ebced Değeri: 825 )
Hilal هلال ( Ebced Değeri: 66 )
Hûrî حورى ( Ebced Değeri: 224 )
Hûriye حوريه ( Ebced Değeri: 229 )
Hülya خوليا ( Ebced Değeri: 647 )
Hümeyra حميره ( Ebced Değeri: 263 )
Hüseyin حسين ( Ebced Değeri: 128 )
Hüsne حسنه ( Ebced Değeri: 123 )


İbrâhim ابراهيم ( Ebced Değeri: 259 )
İhsân احسان ( Ebced Değeri: 120 )
İlhan ايلخان ( Ebced Değeri: 692 )
İlknur ايلكنور ( Ebced Değeri: 217 )
İlyâs الياس ( Ebced Değeri: 102 )
İmren إمرن ( Ebced Değeri: 291 )
İnci اينجى ( Ebced Değeri: 74 )
İsâ عيسى ( Ebced Değeri: 150 )
İsmâil اسماعيل ( Ebced Değeri: 212 )
İsmet عصمت ( Ebced Değeri: 600 )


Kadîr قدير ( Ebced Değeri: 314 )
Kadri قدري ( Ebced Değeri: 314 )
Kadriye قدريه ( Ebced Değeri: 319 )
Kemâl كمال ( Ebced Değeri: 91 )
Kerem كرم ( Ebced Değeri: 260 )
Kerim كريم ( Ebced Değeri: 270 )
Kevser كوثر ( Ebced Değeri: 726 )
Kezban كذبان ( Ebced Değeri: 773 )
Kısmet قسمت ( Ebced Değeri: 600 )
Kıymet قيمة ( Ebced Değeri: 155 )
Kibar كبار ( Ebced Değeri: 223 )
Kubilay قوبيلاى ( Ebced Değeri: 159 )
Kudret قدرت ( Ebced Değeri: 704 )
Kübra كبرا ( Ebced Değeri: 223 )
Kürşat كورشات ( Ebced Değeri: 927 )


Lâle لاله ( Ebced Değeri: 66 )
Leylâ ليلا ( Ebced Değeri: 71 )
Lütfi لطفي ( Ebced Değeri: 129 )


Mahir ماهر ( Ebced Değeri: 246 )
Mahmûd (Mahmut) محمود ( Ebced Değeri: 98 )
Makbûle مقبوله ( Ebced Değeri: 183 )
Mecîd (Mecit) مجيد ( Ebced Değeri: 57 )
Mehmed (Mehmet) محمد ( Ebced Değeri: 92 )
Mehtâb (Mehtap) مهتاب ( Ebced Değeri: 448 )
Melahat ملاحت ( Ebced Değeri: 479 )
Melek ملك ( Ebced Değeri: 90 )
Meliha مليحه ( Ebced Değeri: 93 )
Melike ملكه ( Ebced Değeri: 95 )
Melis مَليس ( Ebced Değeri: 140 )
Meltem ملتم ( Ebced Değeri: 510 )
Meral مرال ( Ebced Değeri: 271 )
Mersiye مرثيه ( Ebced Değeri: 755 )
Merve مروه ( Ebced Değeri: 251 )
Meryem مريم ( Ebced Değeri: 290 )
Mesut (Mes’ûd) مسعود ( Ebced Değeri: 180 )
Metîn (Metin) متين ( Ebced Değeri: 500 )
Mine مينه ( Ebced Değeri: 105 )
Miyâse مياسه ( Ebced Değeri: 116 )
Muammer معمّر ( Ebced Değeri: 390 )
Muazzez معزّز ( Ebced Değeri: 131 )
Muhammed (Muhammet) محمّد ( Ebced Değeri: 132 )
Murâd (Murat) مراد ( Ebced Değeri: 245 )
Mûsâ (Musa) موسى ( Ebced Değeri: 116 )
Mustafâ (Mustafa) مصطفى ( Ebced Değeri: 229 )
Mübeccel مبجّل ( Ebced Değeri: 78 )
Mücevher مجوهر ( Ebced Değeri: 254 )
Münevver منوّر ( Ebced Değeri: 302 )
Mürüvvet مروّت ( Ebced Değeri: 652 )
Müsâde مصاده ( Ebced Değeri: 140 )
Müzeyyen مزيّن ( Ebced Değeri: 117


Nâciye ناجيه ( Ebced Değeri: 69 )
Nâdide ناديده ( Ebced Değeri: 74 )
Naime نائمه ( Ebced Değeri: 97 )
Nâz ناز ( Ebced Değeri: 58 )
Nazife نظيفه ( Ebced Değeri: 1045 )
Nazîre نظيره ( Ebced Değeri: 1165 )
Nazlı نازلى ( Ebced Değeri: 351 )
Nazmiye نظميه ( Ebced Değeri: 1005 )
Necdet نجدت ( Ebced Değeri: 457 )
Neclâ نجلا ( Ebced Değeri: 84 )
Necmiye نجميه ( Ebced Değeri: 108 )
Nergis نركس ( Ebced Değeri: 330 )
Neriman نريمان ( Ebced Değeri: 1005 )
Nermin نرمين ( Ebced Değeri: 350 )
Nesibe نسيبه ( Ebced Değeri: 127 )
Nesrin نسرين ( Ebced Değeri: 370 )
Nevin نوين ( Ebced Değeri: 116 )
Nevriye نوريه ( Ebced Değeri: 271 )
Nevzat نوزاد ( Ebced Değeri: 70 )
Nigâr نكار ( Ebced Değeri: 271 )
Nihal نهال ( Ebced Değeri: 86 )
Nihat نهاد ( Ebced Değeri: 60 )
Nilay نيلاي ( Ebced Değeri: 101 )
Nilüfer نيلوفر ( Ebced Değeri: 376 )
Nimet نعمت ( Ebced Değeri: 460 )
Nur نور ( Ebced Değeri: 256 )
Nûrân نوران ( Ebced Değeri: 307 )
Nuray نوراى ( Ebced Değeri: 267 )
Nurcân نورجان ( Ebced Değeri: 310 )
Nuri نورى ( Ebced Değeri: 266 )
Nuriye نوريه ( Ebced Değeri: 271 )
Nursel نورسل ( Ebced Değeri: 346 )
Nurseli نورسلى ( Ebced Değeri: 356 )
Nurşen نورشن ( Ebced Değeri: 660 )
Nurten نورتن ( Ebced Değeri: 706 )
Nurullah نورالله ( Ebced Değeri: 322 )


Oğuz اوغوز ( Ebced Değeri: 1020 )
Oğuzhan اوغوزخان ( Ebced Değeri: 1671 )
Okan اوقان ( Ebced Değeri: 158 )
Olcay اولجاى ( Ebced Değeri: 51 )
Onur اونور ( Ebced Değeri: 263 )
Orhan اورخان ( Ebced Değeri: 858 )
Osman عثمان ( Ebced Değeri: 661 )
Oya اويا ( Ebced Değeri: 18 )
Ozan اوزان ( Ebced Değeri: 65 )


Ömer عمر ( Ebced Değeri: 310 )
Önder اوگدر ( Ebced Değeri: 231 )
Özay اوزاى ( Ebced Değeri: 25 )
Özcan اوزجان ( Ebced Değeri: 68 )
Özge اوزكه ( Ebced Değeri: 39 )
Özgül ازكل ( Ebced Değeri: 58 )
Özgür اوزكور ( Ebced Değeri: 240 )
Özlem اوزلم ( Ebced Değeri: 84 )
Öznur اوزنور ( Ebced Değeri: 270 )


Pâkize باكيزه ( Ebced Değeri: 45)
Pelin بلين ( Ebced Değeri: 92)
Peral برال ( Ebced Değeri: 233 )
Pembe بمبه ( Ebced Değeri: 49)
Perihan بريخان ( Ebced Değeri: 863)
Pınar بيگار ( Ebced Değeri: 233)


Rabia رابعه ( Ebced Değeri: 282)
Râdiye راضيه ( Ebced Değeri: 1016)
Rahmi رحمى ( Ebced Değeri: 25
Ramazan رمضان ( Ebced Değeri: 1091)
Râziye رازيه ( Ebced Değeri: 223)
Recep رجب ( Ebced Değeri: 205)
Refika رفيقه ( Ebced Değeri: 395)
Remzi رمزى ( Ebced Değeri: 257 )
Remziye رمزيه ( Ebced Değeri: 262 )
Resul رسول ( Ebced Değeri: 296 )
Reyhan ريخان ( Ebced Değeri: 861)
Rıdvân رضوان ( Ebced Değeri: 1057)
Ruhiye روحيه ( Ebced Değeri: 229)
Rukiye رقيه ( Ebced Değeri: 315)
Rümeysâ رُميسا ( Ebced Değeri: 311 )
Rüveyda رويده ( Ebced Değeri: 225 )


Saadet سعادت ( Ebced Değeri: 535 )
Sabahat صباحت ( Ebced Değeri: 501 )
Sabiha صبيحه ( Ebced Değeri: 115 )
Sabîre صبيره ( Ebced Değeri: 307 )
Sabriye صبريه ( Ebced Değeri: 307 )
Sâdık صادق ( Ebced Değeri: 195 )
Saffet (Safvet) صفوت ( Ebced Değeri: 576 )
Safiye صفيه ( Ebced Değeri: 185 )
Saide سعيده ( Ebced Değeri: 149 )
Sait (Said) سعيد ( Ebced Değeri: 144 )
Saime صائمه ( Ebced Değeri: 137 )
Sâkine ساكنه ( Ebced Değeri: 136 )
Sâlih صالح ( Ebced Değeri: 129 )
Sâliha صالحه ( Ebced Değeri: 134 )
Sâlim سالم ( Ebced Değeri: 131 )
Sâlime سالمه ( Ebced Değeri: 136 )
Sâmî سامى ( Ebced Değeri: 111 )
Sanem صنم ( Ebced Değeri: 180 )
Sâniye ثانيه ( Ebced Değeri: 566 )
Seçil سچيل ( Ebced Değeri: 103 )
Seda صدا ( Ebced Değeri: 95 )
Sedat سداد ( Ebced Değeri: 69 )
Sefâ (Sefa) سفا ( Ebced Değeri: 141 )
Seher سحر ( Ebced Değeri: 268 )
Selahattin صلاحالدّين ( Ebced Değeri: 228 )
Selçuk سلچوق ( Ebced Değeri: 199 )
Selda سلدا ( Ebced Değeri: 95 )
Selîm سليم ( Ebced Değeri: 140 )
Selîme سليمه ( Ebced Değeri: 145 )
Selma سلما ( Ebced Değeri: 131 )
Selvi سلوى ( Ebced Değeri: 106 )
Semahat سماحت ( Ebced Değeri: 509 )
Semih سميح ( Ebced Değeri: 118 )
Semiha سميحه ( Ebced Değeri: 123 )
Semrâ سمرا ( Ebced Değeri: 301 )
Serap سراپ / سراب ( Ebced Değeri: 263 )
Serdâr سردار ( Ebced Değeri: 465 )
Serkan سرقان ( Ebced Değeri: 411 )
Serpil سرپل ( Ebced Değeri: 292 )
Servet ثروت ( Ebced Değeri: 1106 )
Sevgi سَوكى ( Ebced Değeri: 96 )
Sevîm سَويم ( Ebced Değeri: 116 )
Sıddık صدّيق ( Ebced Değeri: 208 )
Sibel سيبل ( Ebced Değeri: 102 )
Sinan سنان ( Ebced Değeri: 161 )
Sultan سلطان ( Ebced Değeri: 150 )
Suna صونا ( Ebced Değeri: 147 )
Sûzan سوزن ( Ebced Değeri: 123 )
Süheyla سهيلا ( Ebced Değeri: 106 )
Sünbül سنبل ( Ebced Değeri: 142 )


Şaban شعبان ( Ebced Değeri: 423 )
Şâdiye شاديه ( Ebced Değeri: 320 )
Şâfak شفاق ( Ebced Değeri: 481 )
Şâhin شاهين ( Ebced Değeri: 366 )
Şâziye شازيه ( Ebced Değeri: 323 )
Şebnem شبنم ( Ebced Değeri: 392 )
Şenol شنول ( Ebced Değeri: 386 )
Şerife شريفه ( Ebced Değeri: 595 )
Şermin شرمين ( Ebced Değeri: 600 )
Şükrân شكران ( Ebced Değeri: 571 )
Şükriye شكريه ( Ebced Değeri: 535 )
Şükrü شكرى ( Ebced Değeri: 530 )


Tahsin تحسين ( Ebced Değeri: 528 )
Talhâ طلحه ( Ebced Değeri: 52 )
Taner تاڭر ( Ebced Değeri: 621 )
Tarık طارق ( Ebced Değeri: 310 )
(:::) طيّب ( Ebced Değeri: 31 )
Tenzîle تنزيله ( Ebced Değeri: 502 )
Teslîme تسليمه ( Ebced Değeri: 545 )
Tuğba Tûba طوبى ( Ebced Değeri: 27 )
Tufan طوفان ( Ebced Değeri: 146 )
Tülay تولاى ( Ebced Değeri: 447 )
Türkân (Türkan) توركان ( Ebced Değeri: 477 )


Ufuk افق ( Ebced Değeri: 181 )
Uğur اوغور ( Ebced Değeri: 1213 )
Umut اوموت ( Ebced Değeri: 453 )


Ümran عمران ( Ebced Değeri: 361 )
Ünal اونال ( Ebced Değeri: 88 )


Vâhide واحده ( Ebced Değeri: 24 )
Vâhit واحد ( Ebced Değeri: 19 )
Veli ولى ( Ebced Değeri: 46 )
Vildan ولدان ( Ebced Değeri: 91 )


Yâdigâr يادكار ( Ebced Değeri: 236 )
Yâkup يعقوب ( Ebced Değeri: 198 )
Yâsemin (Yasemin) ياسمين ( Ebced Değeri: 171 )
Yâsin ياسن ( Ebced Değeri: 121 )
Yaşar ياشار ( Ebced Değeri: 512 )
Yavuz ياووز ( Ebced Değeri: 30 )
Yelda يلدا ( Ebced Değeri: 45 )
Yeliz يليز ( Ebced Değeri: 57 )
Yeşim يشيم ( Ebced Değeri: 360 )
Yıldırım يلديريم ( Ebced Değeri: 304 )
Yıldız ييلديز ( Ebced Değeri: 71 )
Yunus ينوس ( Ebced Değeri: 126 )
Yusuf يوسف ( Ebced Değeri:156 )
Yüksel يوكسل ( Ebced Değeri: 126 )


Zafer ظفر ( Ebced Değeri: 1180 )
Zâhide زاهده ( Ebced Değeri: 22 )
Zehrâ (Zehra) زهرا ( Ebced Değeri: 213 )
Zekiye ذكيه ( Ebced Değeri: 735 )
Zelîhâ (Zeliha) زليحا ( Ebced Değeri: 56 )
Zeyneb (Zeynep) زينب ( Ebced Değeri: 69 )
Zeytin زيتين ( Ebced Değeri: 477 )
Zübeyde زبيده ( Ebced Değeri: 28 )
Zühal زحل ( Ebced Değeri: 45 )
Zülal زلال ( Ebced Değeri: 68 )
Züleyha زليخى ( Ebced Değeri: 657 )
Zülfiye زلفيه ( Ebced Değeri: 132 )
Zülfü زلفو ( Ebced Değeri: 123 )


Şimdi Esamül Hüsna listesini yazalım.


Yukarıda isminizin ebced değerine en yakın esmayı aşağıda bulun ve onu her gün hem Allah’a daha yakın olmak,,hem özel istekleriniz için dua etmek niyetiyle okuyup Allah’tan istekleriniz isteyin.


Mesela Zülfü isminin ebced değeri 123 ..buna en yakın Allah’ın isimlerinden olan esma ise.124 Ya Muiyd Celle Celalühü okunur.


Mesela:
Abbas: Ebced değeri 135 yukarıda: Buna en yakın Allah’ın isimlerinden olan


134 Ya Samed Celle Celalühü zikridir.


Esma-ül Hüsna Zikir Sayıları ve Zikir Niyetleri


ALLAH günde 66 Her türlü istek, tüm duaların kabul olması


Er- RAHMÂN Bütün Yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden günde 298 Dünya ve Ahrette Allah’ın sevgilisi olmak


Er- RAHÎM Çok merhamet eden, büyük nimetler veren günde 258 Maddi ve Manevi Rızıklar


El- MELİK Bütün Kainatın Tek Sahibi ve mutlak hükümdarı günde 90 Emir sahibi olmak, maddi ve manevi güçlü olmak


El- KUDDÛS Hatadan, gafletten, aczeden ve her türlü eksiklikten pek uzak, pek temiz günde 170 Günahlardan kurtulmak ve kalp temizliği


Es- SELÂM Kullarını selamete çıkaran, Cennetteki bahtiyar kullarına selam veren günde 131 Korkulan her şeyden korunmak


El- MÜ’MİN Gönüllerde iman ışığı uyandıran, kendine sığınanları koruyup rahatlatan günde 137 Kötü hastalıklara düşmemek


El- MÜHEYMİN Gözeten ve Koruyan günde 145 İnsanların düşüncelerini anlar korunur


El- AZÎZ Mağlup edilmesi mümkün olmayan galip günde 94 Düşmanlara galip gelmek


El- CEBBÂR Eksikleri tamamlayan, dilediğini zorla yaptırmaya müktedir olan günde 206 istek ve Arzuların olması için


El- MÜTEKEBBİR Her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren günde 662 İzzete ve refaha nail olmak


El- HALÎK Bütün varlığı, halleri ve hadiseleri, tayin ve tesbit eden hepsini yoktan var eden günde 731 İşlerde üzüntüden ve sıkıntıdan kurtulmak


El- BÂRİ’Eşyayı ve her şeyin vücudunu birbirine uygun halde yaratan günde 214 İşinde Başarılı olur, şöhret bulur


El- MUSAVVİR Tasvir eden, her şeye bir biçim ve özellik veren günde 336 Maksat ve merama ulaşmak için


El- ĞAFFÂR Mağrifeti pek çok günde 1281 Bağışlanmak ve günahlardan korunma


El- KAHHÂR Her şeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hakim olan günde 306 Zalimleri kahretmek için


El- VEHHÂB Her türlü nimeti devamlı bağışlayan günde 14 Sıkıntısız borçsuz bir hayat için


Er- REZZÂK Yaratılmışlara faydanılacak şeyleri ihsan eden günde 308 Bol rızıklı ömür için


El- FETTÂH Her türlü zorlukları açan ve kolaylaştıran günde 489 Maddi manevi hayırlar için


El- ALÎM Her şeyi çok iyi bilen günde 150 ilim zenginliği için


El- KÂBID Sıkan, Daraltan günde 903 Zalimin zulmünden kurtulmak için


El- BÂSIT Açan, Genişleten günde 72 İşlerin büyümesi mal ve paranın bereketi


El- HÂFID Yukardan aşağıya indiren alçaltan günde 1481 Kötüden ve belalardan korunmak


Er- RÂFİ Yukarı kaldıran, yükselten günde 351 İnsanlar arasında ve işinde yükselmek için


El- MUİZ İzzet veren, ağırlayan günde 117 Fakir ve zelillikten kurtulmak


El- MÜZİL Zillete düşüren, hor ve hakir eden günde 770 Düşmanları zelil etmek için


Es- SEMİ’ Her şeyi iyi işiten günde 180


El- BASİR Her şeyi iyi gören günde 112 Acziyetin kalkması için


El- HAKEM Hükmeden, hakkı yerine getiren günde 68 Haklı davasını kazanması için


El- ADL Çok Adaletli günde 104 Adaletli olmak için


El- LÂTÎF En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, kullarına iyilikler ulaştıran günde 129 Dileklerin olması, kısmet ve rızık için


El- HABÎR Her şeyin iç yüzünden gizli taraflarından haberdar günde 812 Hafıza ve idrakin genişlemesi için


El- HALÎM Suçlara karşı hemen ceza vermeyen yumuşak davranan, süre veren günde 88 Ahlak ve hilim güzelliği için


El- AZİM Çok Azametli günde 1020 Sözünün tesirli ve sayırlı olmak için


El- ĞAFÛR Affı ve mağfireti pek çok günde 128 Günahların affı, kötü ahlakı bırakmak


Eş- ŞEKÛR Kendi rızası için yapılan iyiliklere daha fazlasıyla karşılık veren günde 526 Talihin açıklığı, bol rızık


El- ALİY Pek yüce, Pek yüksek günde 110 Zilleten kurtulmak ve ilim için


El- KEBİR En büyük, pek büyük günde 232 Hürmet görmek için


El- HAFIZ Yapılan işleri bütün tafsilatıyla tutan, her şeyi belli bir vakte kadar bela afetten koruyan günde 998 Nefsinin ve malının korunması için


El- MUKÎT Her yaratılmışın gıdasını, azığını veren günde 550 Muhtaç olunan şeyi kazanmak için


El- HASİB Herkesin hayatı boyunca yapıp ettiği her şeyin hesabını bütün detayları ile bilen günde 80 Herkese karşı alnı açık olmak


El- CELÎL Celalet ve Ululuk sahibi günde 5329 Bir zalimi zorbayı zelil etmek için


El- KERÎM Lütfü ve keremi çok geniş, çok bol günde 270 Bol rızık ve kolaylıklara nail olmak


Er-RAKÎB Bütün varlığı gözeten bütün işleri murakabe eden günde 312 Her işte Allah’ın koruması altında olmak için


El- MUCİB Kendisine dua edenlerin isteklerini veren günde 3025 Duaların kabul olunması için


El- VASİ İlmi, rahmeti, kudreti, af ve mağfireti geniş, müsaadekar günde 137 Ömür uzunluğu, rızık ve sıhhat genişliği için


El- HAKÎM Bütün emirleri ve bütün işleri hikmetli günde 60849 İlim ve hikmet sahibi olmak için


El- MECÎD Şanı büyük ve yüksek günde 3249 İzzet ve şerefin artması için


El-BÂİS Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran günde 573 Kuvvetle irade ve alacaklarını almak için


Eş- ŞEHÎD Bütün zamanlardayerde hazır ve nazır günde 319 Şehid olmak, heybetli olmak için


El- HAK Varlığı hiç değişmeden duran günde 108 İmanda, ibadette sabit olup, imanlı ölmek


El- VEKÎL Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran günde 66 Allah’tan her türlü yardımı görmek için


El- KAVİY Pek Güçlü günde 116 Kansızlık ve vücudun güçlü olması için


El- METÎN Çok Sağlam günde 500 Maddi ve manevi sağlam olmak için


El- VELİY Sevdiği kullarının dostu günde 2116 Her işinde Allah’ın yardımı için


El- HAMİD Ancak kendisine hamd edilen, bütün varlığın diliyle yegane övülen günde 3844 Kazancın genişlemesi


El- MUHSÎ Sonsuzda olsa tek tek her şeyin sayısını bilen günde 148 Zekanın kuvvetli olması


El- MÛBDÎ Bütün varlıkları örneksiz ve maddesiz olarak ilk baştan yaratan günde 57 Her işte muvaffak olmak için


El- MUÎD Varlıkları yok ettikten sonra tekrar yaratan günde 124 Elden kaçanı geriye kazanmak için


El- MUHYÎ Can bağışlayan, hayat ve sağlık veren günde 68 İşlerin başarılı olması için


El- MÜMÎT Canlı bir mahlukun ölümünü yaratan günde 490 Harama bakmamak, kötülükten vazgeçmek


El- HAY Diri, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten günde 324 Sözü tesirli ve herkesten tazim görür


El- KAYYÛM Gökleri ve yeri, her şeyi tutan günde 156 Allah’ın izniyle her istekleri olur


El- VÂCİD İstediğini istediği anda bulan günde 196 Kaybedilen şeyi bulmak


El- MÂCÎD Kadr ve şanı büyük, kerem ve iyilikleri pek çok günde 48 Kazancın bolluğu için


El- VAHİD Zatında, sıfatlarında, işlerinde, hükümlerinde, isimlerinde asla ortağı ve benzeri olmayan TEK günde 3669 İstediği olur, kalbi uyanır, aklı nur


Es- SAMED İhtiyaçları ve sıkıntıları gideren tek merci günde 134 Hiç kimseye muhtaç olmamak


El- KÂDİR İstediğini istediği gibi yapmaya gücü yeten günde 305 İstediğini yapmaya gücü yetirmek


El- MUKTEDİR Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunan günde 744 Her işte başarılı olmak


El- MUKADDİM İstediğini ileri geçiren, öne alan günde 184 Daima yükselmek için


El- MUAHHİR İstediğini geri koyan, arkaya bırakan günde 847 Kötü birinin uzaklaştırılması için


El- EVVEL İLK günde 37 Her hayır işinde birinci olmak için


El- AHİR SON günde 801 Ömür uzunluğu için


Ez- ZÂHİR Her şeyde görünen aşikar Her meselenin zuhuru için


El- BÂTIN Her şeyden gizli günde 62 Nefsi mutmain ve kalbi geniş olması için


El- VÂLİ Kainatı ve her an olup biten her şeyi tedbir ve idare eden günde 47 Sözünün tesirli insanların sevmesi için


El- MÜTEÂLÎ Aklım mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan daha yüce günde 551 Devletten istediğini elde etmek için


El- BERR Kulları için daima kolaylık ve rahatlık isteyen, iyiliği çok günde 202 Herhalde iyilik bulmak için


Et- TEVVÂB Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan günde 409 Tövbelerin kabulu için


El- MÜNTEKIM Suçları adaleti ile müstehak oldukları cezaya çarptıran günde 630 Zülüm ve fenalıktan korunmak


El- AFÜV Çok affeden günde 156 Rızık bolluğu Kalp huzuru


Er- RAÛF Çok lütüfkar Çok esirgeyen günde 287 Hiçbir varlıktan zarar görmez


MALİKÜ-L MÜLK Mülkün ebedi sahibi günde 212 mal ve kazanca zarar gelmez


Zül Celâl-i Ve’l İkrâm Hem büyüklük sahibi hem fazl-i kerem sahibi günde 1100 işlerin kolaylığı için


El- MUKSIT Bütün işlerini denk ve birbirine uygun yerli yerinde yapan günde 209 Eşler arasını düzeltmek için


El- CÂMİ’ İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan günde 114 Küsleri barıştırmak için


El- GANİY Çok zengin ve her şeyden müstağni günde 1060 Büyük servet ve geniş rızık


El- MUĞNİ İstediğini zengin eden günde 1100 Geçim genişliği bol rızık


El- MÂNİ’ Bir şeyin meydana gelmesine izin vermeyen günde 161 Kaza beladan uzak olmak için


Ed- DÂRR Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan günde 1001 Zararlı kişinin kahrı için


En- NÂFİ’ Hayır ve menfaat verici şeyleri yaratan günde 201 Hastalıktan uzak olur hastaysa şifa bulur


En- NÛR Alemleri nurlandıran, istediği simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran günde 256 doğruyu yanlışı görmek ve kalp nurluğu için


El- HÂDÎ Hidayet veren, istediği kulunu muradına erdiren günde 400 çocukların itaatkar olması için


El- BEDİ’ Örneksiz, benzersiz, hayret verici alemler yaratan günde 86 Allah’ın yardımına nail olmak için


El- BÂKÎ Varlığının sonu olmayan günde 113 Ömrün uzunluğu, sıhhatin iyiliği için


El- VÂRİS Varlığı devam eden, servetlerin hakiki sahibi günde 707 Uzun ömür, bol mal, bol rızık ve şeref


Er- REŞÎD Bütün işleri ezeli takdirine göre yürütüp, dosdoğru bir nizam ve hikmet üzere sonucuna ulaştıran günde 514 İçki ve zinadan kurtulmak ve güzel ahlak için


Es- SÂBÛR Çok sabırlı günde 298 Başladığı işi kolay bitirmek için
Ebced Değerini Nasıl Bulabiliriz? İsimlere Bakan Esma Nasıl Bulunur?


Merhaba değerli arkadaşlar. Bu yazımızda sizlere Esmaül Hüsna’dan yeni manalar sunacağız. Bilindiği gibi her bir isim, başka bir isme bakar Esmaül Hüsna’da. Bu yazımızda da bu isimlerin karşılıklarını sizlere sunmak istiyoruz. Bu yazımızda size sunacağımız çözümleri her gün çıkan miktarlar kadar okuyun. Bunu iki farklı şekillerde yapabilirsiniz.


Birinci Yöntem: Doğrudan kendi isminizin karşılığı olan Esma’dır diyebiliriz. İsminize en yakın olan Esmaül Hüsna’da size ebced değeri olarak çıkabilir. Bu arada merak edenler için açıklayalım (ya da bilmeyen arkadaşlarımız için). Ebced, Arap harflerinin kolaylıkla akılda kalması ve hatırlanması için düzenlenen bir harf dizilimidir. Belirli sayılar ile dengelenir ve bu şekilde sunulur diyebiliriz.


İkinci Yöntem: Anne isminiz ile birlikte sizin isminizin toplamına karşılık gelen Esma’dır diyebiliriz. Bunu yapmak için önce kendi ismimizin değerini bulmalı, sonra da annemizin ismine bakan ismin değerini bulmalıyız. Her iki değer, karşılığını sunar ve bunların toplamı esmayı bulmanızı sağlar, sonrasında yine okumaya başlayabilirsiniz.


Esma okumaya başlayın ve ardından kısa bir sonra her şey çok daha güzel olmaya başlayacak. Yani eskisi gibi olmayacak hiçbir şey değerli arkadaşlar. Kendinizi mutlu, huzurlu ve pozitif hissetmeniz için oldukça önemli olan bu değerleri kullanarak, sizler de kendi mutluluğunuzu ve iç huzurunuzu artırabileceksiniz. En önemli detay da sizi doğru yola çıkarmış ve adresi belirsiz olan detayları yola sokacaksınız. İsteklerinize rahat ulaşacaksınız ve hayata dair pozitif olacaksınız her zaman için. Çıkıntılarınız daha pozitif şekilde düzelecek ve kendinizi her zaman için olumlu hissetmeye devam edeceksiniz değerli arkadaşlar. Bu yazımızda bu detayları sizlere sunmak istiyoruz.
Ezber Yapmak - Hızlı Ezberleme Teknikleri -  Kolay Ezberleme Teknikleri - Auswendig Lernen Methode

Öğrenmek bütün bir hayata yayılan bir süreçtir. İlkokula başladıktan sonra giderek gelişen öğrenim süreciyle birlikte bazı zorluklarla karşılaşmanız son derece doğaldır. Bu nedenle sizin için derlediğimiz dipnotlar sayesinde öğrenme konusunda daha başarılı olacaksınız.

Pi sayısının virgülden sonraki üçüncü basamağını hatırlayan birinin sizden ne farkı olabilir? Bunun doğuştan geldiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu doğal bir yetenek değil; teknik ve tekrar yaparak kazanılmış bir beceri.

Ezber Yapmak - Hızlı Ezberleme Teknikleri -  Kolay Ezberleme Teknikleri 1

1. Bölümlere ayırın

Bilginin depolanabilmesi için bir boyutu olması gerektiğini biliyor musunuz? Aslında çevrenizde bunun sayısız örneğini görebilirsiniz. Kredi kartlarının numaraları, seri numaralar, sayıların basamaklama sistemleri, telefon numaraları, otomobil modelleri…
Hayatınızı değiştirecek kolay ve hızlı ezberleme teknikleri
Bilgileri hafızanızda tutmak için aralıklı tekrar kartları kullanabilirsiniz.

Bilim insanları ve pazarlama uzmanları da bir bilginin hafızaya alınabilmesi için ideal bölüm sayısının 3-4 olduğu görüşünde. Sahip olduğunuz bir bilgiyi üç veya dört bölüme ayırarak hafızanızda daha kolay tutabilirsiniz. Bölümleme için birkaç sistem kullanabilirsiniz:

Kategorilere ayırma

En önemli bölümleme teknikleri arasında kategorilere ayırmayı sayabiliriz. Bunu, aslında nesneleri veya bilgiyi bazı ortak özelliklerine dayanarak yeniden gruplara ayırma olarak düşünebilirsiniz. Bu ortak özellik herhangi bir şey olabilir; renk, alfabetik özellikler, fiziksel büyüklük, tür, tutar, yaş, zorluk, vs.

Örneğin alttaki 15 hayvan ismini hafızanızda tutumanız gerektiğini düşünelim:

Fare, Bukalemun, Karga, Kedi, Somon, Köpek, Fil, Yunus, Yılan, Tuna balığı, Tavuskuşu, Zürafa, Güvercin, Su aygırı, Timsah

Listedeki hayvanları türlerine göre ayırarak daha kolay akılda tutabilirsiniz.

Evcil hayvanlar: Fare, Kedi, Köpek

Deniz hayvanları: Tuna Balığı, Somon, Yunus

Kuşlar: Karga, Güvercin, Tavuskuşu

Soğukkanlılar: Yılan, Timsah, Bukalemun

Büyük olanlar: Fil, Zürafa, Su aygırı

Böyle bir liste sayesinde hafızanıza almak istediğiniz şeyler arasında bir bağlantı kurabilirsiniz. Örneğin “fare”kelimesi gözünüzün önüne geldiğinde “evcil hayvanlar” kategorisini veya “kedi” kelimesini hatırlamanız daha kolay olur.

Bölümlere ayırma

Çok sayıda bilgiyi belli bir sıraya göre akılda tutmanız gerekiyorsa, daha sistematik bir bakış açısını tercih edebilirsiniz.
Hayatınızı değiştirecek kolay ve hızlı ezberleme teknikleri
Müzik, beyindeki dil merkeziyle etkileşim içindedir. Şarkı sözlerinin yoğun olduğu müzikler dinleyerek hafıza yeteneğinizi sabote etmiş oluyorsunuz.

Örneğin yukarıdaki kategorileri numaralandırın ve ilk önce 1 numaralı kategoride yer alan evcil hayvanları ezberleyin. Ardından 2 numaralı kategorideki deniz hayvanlarını ezberleyin. Sonrasında ise 1 ve 2 numaralı kategorileri bir arada ezberlemeye çalışın. Aynı şeyi 3 ve sonraki kategorilere de sırasıyla uygulayın.

2. Aralıklı tekrar

Tekrarlama etkisi, bir şeyleri tek bir seferde akılda tutmaktansa zamana yaymanın daha başarılı sonuçlar verdiğini gösteriyor. Ancak bu kadar başarılı olmasına rağmen bazen bu teknik gözardı edilebiliyor. Aralıklı tekrar yönteminin uygulamasını kolaylaştıracak bazı teknikler var:

Aralıklı tekrar kartları

Belki de en kullanışlı yöntemlerden biri. Bilmediğiniz yabancı kelimeleri, bazı listeleri veya başka bilgileri hafızanızda tutmak için aralıklı tekrar kartları kullanabilirsiniz. Bu tekniği uygularken, anlamını bildiğiniz kartlarla vakit harcamak yerine bilmediğiniz kartlara ağırlık verin. Ayrıca, bu tekniği uygulamak için kart hazırlamakla uğraşmanıza gerek yok, bunun için üretilmiş mobil uygulamalardan yararlanabilirsiniz.

3. Hafızayı anlamak

Bir şeyi ezberlemeyi kolay ya da zor yapan şey nedir? Bir şeyin neden zor olduğunu tanımlayabilirseniz, kendi bakış açınızı da ona göre yönlendirebilirsiniz.

Bir şeyi hafızaya almanın neden zor olduğuna dair gerekçeler:

Yakınlık: Belli bir zaman diliminde ne kadar karşınıza çıkıyor?
Boyut: Büyülüğü nedir?
Sıra: Hangi mantığa göre oluşturulmuş?
Dikkat çekme: İlginç olan tarafı ne?
Karmaşıklık: Ne kadar zor?
İlgi: Sizin için ne kadar kullanışlı?
Önem: Hayatınızda nasıl bir değişiklik yaratabilir?
Aciliyet: Ne zaman ihtiyacınız var?
Soyutluk: İçinde bulunduğunu duruma ne kadar uyuyor?
İnsancıllık: İnsan tecrübesine ne kadar uygun?
Hissiyat: Duyularınız nasıl algılıyor?

Hafızaya alma stratejinizi geliştirmek için şu yöntemi kullanabilirsiniz:


Yakınlık: Daha sık görün
Boyut: Bölümlere ayırın
Sıra: Sizin için daha anlamlı olacak iekilde yeniden kurun
Dikkat çekme: Onunla ilgili eğlenceli bir hikaye bulun
Karmaşıklık: Daha kolay adımlar haline getirin
İlgi: Ne kadar kullanışlı olduğunu keşfedin
Önem: Bir hedef koyun
Aciliyet: Son tarih belirleyin
Soyutluk: Etrafınızdaki bir şeylerle ilişkisini kurun
İnsancıllık: Başrolde sizin olduğunuz bir hikaye yaratın
Hissiyat: Ona bir başka duyunuzla yaklaşın
4. Hazırlanma

Hafıza yeteneğinizi güçlendirmek için hazırlanma evresinin önemini gözardı etmeyin. Olimpik atletlerin tek bir performans için aylarca hatta yıllarca hazırlandığı göz önüne alınırsa, hazırlık evresinin önemini kavramak pek de zor değil. İşte hazırlanma evresi için birkaç ipucu:

Sözlü şarkılar yerine enstrümantal müzikleri tercih edin


Müzik dinlerken, sizinle konuşan birini ne kadar dinleyebilirsiniz? Müzik, özellikle de şarkı sözleri beyindeki dil merkeziyle etkileşim içindedir. Bu yüzden şarkı sözlerinin yoğun olduğu müzikler dinleyerek hafıza yeteneğinizi sabote etmiş oluyorsunuz. Hafızanız için müzik dinlemek istiyorsanız, şarkı sözleri olmayan enstrümental müzikleri tercih edin.

Bağlantınızı kesin

Facebook bildirimlerinin veya gelen maillerin sizi bölmesine izin vermeyin. 20 dakika her şeyi susturun ve sadece hafızanıza odaklanın.

Optimal hafıza zamanı belirleyin

Bir şeyleri hafızaya almak için en uygun zaman enerjinizin yüksek, zihninizin temiz ve bölünmediğiniz zamanlardır. Birçok kişi sabah çok erken veya akşam çok geç saatlerde, herkes uykudayken daha rahat ders çalışır.

Etrafta gezinin

Ayağa kalkmak ve yürümek kan akışını hızlandırıp, kasları harekete geçirip, tetikte olmanızı sağlarken oturmak kan akışını yavaşlatıp beyne daha az oksijen gitmesini sağlar. Eğer mümkünse ezberlemek istediğiniz şeyi alın ve ayağa kalkın, odanın içinde ufak turlar atın.

5. Önizleme


Ezberlemenin en etkin ve kolay yöntemlerinden biri de önizleme. Ezberlemek istediğiniz şeyi tekrar tekrar önizleme yaparak, kavramı ve anlamını daha kolay içselleştirebilirsiniz. Bunun için de şu önerileri yerine getirebilirsiniz:

– Konuyla ilgili araştırma yapın.
– Videolu anlatımları araştırın.
– Göz gezdirin. Başlıklara, büyük veya daha koyu harflerle yazılanlara dikkat edin.
– Konuyla ilgili özet bilgileri araştırın.
– Konuyla ilgili sıkça sorulan soruları ve yanıtlarını araştırın.
– Grafiklerden yararlanın.

Kolay Ezberleme Metodları

Kolay ezberleme denilince hepimizin aklına öğrencilik yıllarında özellikle sınav zamanı kolay ezberleme yapabilmek için gösterdiğimiz o ulvi çabalar gelmektedir. Geçmişten bugüne beynin algılama konusundaki ve hafızada tutma yetisindeki yetenekleri hakkında pek çok araştırma yapılmış ve ezberleme durumu üzerine temel belli başlı noktalara değinilmiştir.

Ezberleme durumu, kelime anlamıyla herhangi bir metnin sürekli olarak tekrarlandıktan bir müddet sonra hafızaya kaydedilmesi durumudur. Ezber yapılmaya başlandığı andan itibaren eğer beyin daha önceden ezber yapma konusunda tecrübeli değilse ezberlenmeye çalışılan şeyin ezbere alınması konusunda oldukça sıkıntılı süreçler geçirilmektedir. Ancak ve ancak kişi ezber konusunda inat edip başarabileceğini düşündüğünde konunun çözülmesi kolaylaşabilir.

kolay-ezber-yapma

Ezber yapmanın püf noktaları araştırılıp kısa ve öz şekilde bu yöntemler denendiği takdirde mutlaka ve mutlaka bir sonuç alınması muhtemel olmaktadır. Ezber konusunda bir kaç tekrar yapılıp beyne deneyim kazandırıldığında başarılmayacak hiç bir durum yoktur.
Kolay ezberlemenin teknikleri nelerdir?

Kolay bir şekilde ezber yapabilmek için uygulanacak üç basit yöntem şu şekilde özetlenebilmektedir;

Sesin kaydedilmesi : Çok fazla denenen bir yöntem olmasa da, özellikle farklı bir dille alakalı pozisyonlarda ezber yapılabilmesi açısından çok geçerli bir yöntem olmaktadır. Kulağın sesle duyduğu kelimeleri hafızaya atma verisinden de yararlanılabilmektedir.

Belirli yerlere not düşme : Sürekli olarak ezberinizde tutmanız gereken şeyleri, bir nevi hatırlatıcı maksadıyla her gün görebileceğiniz bir yerlerre not düşmeniz sizin için işleri çok fazla kolaylaştıracaktır. Örneğin; mutfağınızdaki buzdolabınıza, sabah dişlerinizi fırçaladığınız aynaya, evden çıkarken baktığınız aynaya vb. yerlere iliştireceğiniz notlar, önceliklerinizi ezberinizde tutmanız adına sizlere fayda sağlayacaktır.

Ters eli kullanma : Kalem tutmak, bardak tutmak, kapı açmak gibi rutin yaptığınız işlerde kullanmadığınız elinizi kullanarak beyninizin farklı gelişmesini deneyin.

Sorgulama alıştırması : Yakın zamanda ne yaptığınızı, nereye gittiğinizi, ne yediğinizi bulunduğunuz saat diliminden bir iki saat öncesine kadar sürekli sorgulayın ve ne kadar doğru yanıtlar verdiğinizi kontrol edin.

Oyun üretme alıştırması : Sokakta yürürken karşılaştığınız duvar yazılarından, arabaların plakalarından vb. durumlardan kendi kendinize bir çok kelime ve cümle üretmeye çalışın.

Ezber Yapmak - Hızlı Ezberleme Teknikleri -  Kolay Ezberleme Teknikleri 2

Evet, hepimiz zaman zaman bir şekilde ezber yapmaya ihtiyaç duyarız. Bazıları ezber yapmanın doğru bir teknik olduğunu savunmasa bile durum açıkça bu şekildedir. Tamam, öğrenmek ezber yapmaya göre çok daha etkili olan bir yöntemdir.

Ama yalnızca yakın zaman içerisinde gereksinim duyacağımız, hatta bazen anlamsız ve gereksiz olan bilgileri akılda kalıcı olarak tutmanın bir anlamı da yoktur. Sınavlar, sunumlar, şarkılar, şiirler, hatta bazen sevgili için yapılacak konuşmalar gibi durumlar ezber yapmanızı gerektirebilir. Sonuçta; her ne nedenle olursa olsun, ezber yapmak önemli ve çoğu insana göre zor olan bir iştir.

Buna ek olarak; ezber konusunda epey başarılı olan insanlar da vardır. Bazıları sürekli ezber yapa yapa beynini bu konuda geliştirmiş, bazıları da ezberleme nasıl kolay bir şekilde yapılır, bunun yolunu öğrenerek edindiği bilgileri hafızaya almada başarılı olmuştur. O zaman gelin, lafı daha fazla dolandırmadan ezber yapma eylemini sizin için bir işkence olmaktan çıkartacak etkili ezber tekniklerini bir bir incelemeye başlayalım. Bu yazıda hafızanızı güçlendirmenin yollarından tutun da kolay ezber yapma tekniklerine varana kadar ihtiyacınız olan her şeyi bulacaksınız.

Ezberleme nasıl yapılır, kolay ezber teknikleri nelerdir sorularının merak edilen cevapları:


Ortamınızı Uygun Hale Getirin!


Öncelikli olarak dikkat etmeniz gereken şey bu! Çünkü ezber yapmak için dikkatinizi tam olarak toparlayabileceğiniz sessiz ve düzenli bir mekana ihtiyacınız olacaktır. Bunun için de çalışma ortamınızı ezber yapmaya uygun hale getirerek işe başlamalısınız. Etrafınızdaki dikkat dağıtıcı unsurlardan (telefon, bilgisayar, televizyon, karmaşa…) kurtulmalı ve uyuklamayacağınız bir masa-sandalyede işe koyulmalısınız.


Ortamınızla Birlikte Zihninizi de Hazırlayın!

Ezber yapma konusunda zorlananların sıklıkla yaptığı hatalardan bir tanesi de budur. Çünkü çoğunluk zaten hıncahınç dolu olan bir kafanın içerisine yeni bilgiler sığdırmaya çalışarak, boşa kürek çekmektedir. Sonra da “olmuyor işte, ezberleyemiyorum, aklıma girmiyor” gibi isyan feryatlarıyla pes etmektedir. İşte bu nedenle; size ezber yapmaya başlamadan önce zihninizi boşaltmanızı öneriyorum. Çünkü aklınızda başka bir şey varken diğerine doğru bir şekilde odaklanmanız pek mümkün değildir.

Buna da Bakın: Öğrenme Sürecinde Yapılan 5 Klasik Hata


Küçük Adımlarla İlerleyin!


Yapılması zor gelen her konuda olduğu gibi bu konuda da küçük adımlarla işe başlamalısınız. Böylece hem motivasyon konusunda başarılı olacak hem de beyninizi ezber yapmaya alıştıracaksınız. Bu öneriyi bir nevi ısınma turu olarak da düşünebilirsiniz. Nasıl ki tembelliğe alışmış kaslarınızı birdenbire harekete geçirmeniz yanlışsa, aynı şekilde önünüze yüzlerce sayfalık bir kitap alarak ezber yapmaya çalışmanız da yanlıştır. İşte bu nedenle; başlangıçta kısa metinler tercih etmelisiniz. Emin olun ki; ezber yapabildiğinizi gördükçe kendinize güveniniz artacak ve bu konuda çok daha başarılı olacaksınız.

Küçük Kartlar Hazırlayın!

Klişe belki ama işinize yarayacağından emin olabilirsiniz. Özellikle de aklınızda tutmakta zorlandığınız tarih, formül, terimler, yabancı kelimeler gibi bilgileri hazırlayacağınız minik kartlara yazarak, bunları daha kolay ezberleyebilirsiniz. Gün içerisinde boş kaldığınız anlarda bilgi kartlarınıza bakarak bu bilgileri belleğinize daha kolay kaydedebilirsiniz.


Yüksek Sesle Okuyun!

Yüksek sesle okumak da kolay ezber yapma teknikleri arasında. Çünkü bu şekilde hem içinizden hem dışınızdan duyacak hem de görerek öğreneceksiniz. Tabii, yüksek sesle okuma yönteminin size ne kadar uygun olduğunun da yöntemden alacağınız sonucu etkileyeceğini bilmelisiniz. Zira kimileri içinden okuyarak çok daha rahat bir şekilde ezber yapabilmektedir.

Zamana Dikkat Edin!

Bazıları kolay ezber yapabilmek için gece yatmadan önceki zamanın kullanılması gerektiğini söylese de bu pek de doğru bir yaklaşım değildir. Daha doğrusu eksik bir düşüncedir diyeyim. Çünkü geceleri beyninizde bütün günün yorgunluğu olacaktır. İşte bunun için ezber yapmak için zihninizin dinç olacağı sabahın erken saatlerini tercih etmelisiniz. Ve gece yatmadan önce sabahleyin ezberlediğiniz ve gün içinde tekrar ettiğiniz bilgileri gözden geçirmelisiniz. Böylece aklınızda kalmasını istediğiniz bilgilerin kalıcılığı % 20 ila 30 oranında artacaktır.


Yazarak Çalışın!

Sesli ya da sessiz bir biçimde okuduklarınızı belleğinize kaydetmek için klişe ama epey etkili olan yazarak çalışma yöntemini denemelisiniz. İsterseniz özet niteliğinde aklınızda kalanları yazabilir, isterseniz de ezberlemeye çalıştığınız bilgilere bakarak yazma seçeneğini kullanabilirsiniz. Hatta bu noktada önerim; iki yöntemi de kullanıp daha çok verim aldığınızı ezber tekniği olarak kullanmanız olacaktır.

Zeka Geliştirme Yöntemlerini Kullanın!


Çünkü beyninizi ne kadar çok geliştirirseniz, o kadar kısa süre içerisinde ezber yaparsınız. Kaldı ki daha zeki bir insan olmak için uğraşmak, yalnızca ezber yapmanızda değil hayatınızın her alanında işinize yarayacaktır. İşte bunun için beyin egzersizleri yapmayı alışkanlık haline getirmeli, alışkanlık haline getireceğiniz basit şeylerin gücünden faydalanmalısınız. Örneğin; baskın olmayan elinizi kullanarak beyninizin pasif nöronlarını harekete geçirmek gibi! İşinize farklı güzergahlardan gitmek gibi! Her gün yeni bir şey öğrenmeyi alışkanlık haline getirmek gibi! Kolay ezber için zekanızı nasıl geliştirebileceğinizi aşağıdaki yazıdan öğrenebilirsiniz.

Tavsiye Ederiz: Zeka Geliştirme Yöntemleri Nelerdir? Hangi Egzersizler Beyni Geliştirir?

Yatay 8 Çizin!

Hem zihniniz boşaltmak, hem stresten kurtulmak hem de daha kolay bir şekilde ezber yapmak için hayali 8’ler çizmelisiniz. Gözünüzle ya da burnunuzun ucundaki hayali fırçanızla, havada yatay 8’ler çizmeli, bu beyin alıştırmasından sonra ezber yapmaya devam etmelisiniz. Yani yorulup sıkıldığınızda, bu yöntemi kullanarak istediklerinizi çok daha kolay bir şekilde ezberleyebilirsiniz.

Belleği Güçlendiren Yiyecekler Tüketin!

Ezber yapmayı işkence olarak görmek istemiyorsanız, hafızayı güçlendiren yiyecekler tüketmelisiniz. Ezber yaparken ya da daha öncesinde tüketeceğiniz yiyecekler ile beyninizi daha aktif biçimde kullanabilir, çalışmalarınızdan daha verimli sonuçlar alabilirsiniz. Örneğin; beynin bilişsel fonksiyonları üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu herkes tarafından bilinen balık gibi! Bunun yanı sıra; kuru üzüm, fındık, bir beyin şeklinde olan ceviz, k vitamini barındıran ıspanak, brokoli, süt ve süt ürünleri, yeşil çay, yumurta, elma, muz, soğan, havuç gibi yiyecekleri tüketerek çok daha kolay bir şekilde ezber yapabilirsiniz.

Hikaye Yazın!


Kolay ezber tekniklerinden bir tanesi de hikaye yazmak! Peki, hikaye yazmaktan kastım ne? Yapmanız gereken şey, özellikle de ezberlemekte zorlandığınız bilgileri bir araya getirip, bunlardan bir hikaye oluşturmak olmalıdır. Mesela; a, b ve c terimlerini kalem, kitap, defter biçiminde kodlamalı, sonra da bu kodlamalardan aklınızda kalacak bir hikaye yaratmalısınız. Önemi olan şey kendinize has yöntemler bulup, yaratıcılığınızı kullanabilmenizdir.


Hafızanızı Güçlendirmenin Yollarını Öğrenin!


Ezberleme nasıl yapılır sorusuna verilebilecek kaçınılmaz cevaplardan bir tanesi de tabii ki hafızayı güçlendirmek! Sonuçta; daha güçlü bir hafıza eşittir akılda kalan daha çok bilgi demek! İşte bu nedenle; hemen bugünden başlayarak unutkanlık sorunsalından kurtulmak için çaba göstermelisiniz. Zira emin olun ki bu rahatlıkla kurtulabileceğiniz bir sorun! Kısacası; artık balık hafızalı biri olarak anılmak istemiyorsanız, aşağıdaki yazıyı incelemeli ve bu konudaki ilk adımınızı atmalısınız.


Kendinize ya da Başka Birine Anlatın!


Kendinize ya da Başka Birine Anlatın!
Birkaç kez okuduğunuz bilgileri yazdıktan sonra bir de üstüne anlatmayı deneyin. Eğer yanınızda ezberlediğiniz şeyleri anlatabileceğiniz birisi varsa ona, yoksa da kendi kendinize anlatmayı deneyin. Hatta daha sonra söylediklerinizi kontrol ya da tekrar etmek amacıyla ses kaydı yapmayı düşünebilirsiniz. Böylece ne kadar doğru ezber yaptığınızı görebilir, hatalı olduğunuz yerlerde düzeltmeler yapabilirsiniz.

SONUÇ:

Evet, bu yöntemler ile siz de kolay bir şekilde ezber yapabilirsiniz. Yalnızca sizin için en uygun olan tekniği belirlemeli ve ezber yapmanın çok zor olduğu düşüncesini kafanızdan silip atmalısınız. Zira bu bir beyin işi ve bir yandan zihninize o işi yapamayacağını söyleyip bir diğer yandan da ezber işini yapmaya zorlamanız epey mantıksız olacaktır.

----------------------

Unutmamak için..

1. Hem "kolay" öğrenmek hem de "yine, yine, yine" çalışarak, muazzam başarılar elde etmek mümkün. Örneğin geceleri de çalışarak, arta kalan zamanlarda başka konuları ele alma fırsatı yaratabilirsiniz.
2. "Alın teriyle kazanma" ilkesine önem verenler, "kolay" denen her şeye şüpheyle bakarlar.
3. "Zorlanarak öğrenilen bir şey, daha çok akılda kalır". Bu, pek az durumda, geçerli olabilir ama eski bir yöntemdir. "Ezber çağı"ndan kalmadır. Ama ağır bir yükü zorlanarak kaldırmak yerine kaldıraç kullanıp kaldırmak daha iyi değil mi?
4. "Kolay ve iyi anlama" şeklinde birleştireceğiniz hedefi, "üstünkörülük ve yüzeysellikle" ilgili sanmayın.
5. "Bilgi çağı" ve "Bilgi toplumu" sloganları, bazı eğitimcilere eğitimin amacının bilgi vermek, bilgi aktarmak ve beynini bilgi deposu şeklinde kullanmak gibi gelir. Bilgi bir araçtır. Mühim olan bilgiyi kullanmayı öğrenmek ve öğretmektir.
6. Eğitim psikolojisinde, akla hitap eden öğrenime "Entelektüel:/Cognitive", hislere yönelene ise "Etkili/Affective" denir. Bu iki yönü bir arada kucaklayan eğitim en verimli olandır.
7. Batı kültürü, bilgiyi bir parçadan başlayarak, tüme doğru verir, Doğu kültürü ise tümden başlayıp, parçalara inerek verir.
8. Kimi zaman televizyonlarda reklam niteliğinde bir programda da görmüş olabileceğimiz bir yöntemi uygulayın. Hikaye kurun, şarkı uydurun. İsim ya da surat, hatırlamak için kişileri bir şeylere benzetin. Yaratıcılığınızı kullanın. Hayatla ilgili değerlerde varsayımlar kıyaslama yapın. Bilinçli olarak, o yaptığınız şeyin üzerinde birkaç dakika durun.
9. K Keaton'a göre yaşlanmayı geciktirenin en iyi yolu, beynin mümkün olduğu kadar çalıştırılmasıdır.
10. Bir kimseye bir şey öğretmenin en iyi yolu, ona öğretme fırsatı vermektir.
11. Beyin bir gerçeği veya bir konuyu, yazının konusunun anlatım yapısı, düzeni ve ilişki köprüleri üçgenine iyi oturtabilirse iyi kavramaya başlar.
12. Yeni öğrendiklerinizi not alın.
13. Bazı bilgilerden kitabın sonuna indeks yapın.
14. Okurken kelimelerin altını çizin.
15. Özet çıkarın.
16. Özetten yararlanarak şema çıkarın.
17. Konunun sonuna, daha başına bakmadan şöyle bir göz atın.
18. Yoğun dikkatle okuyun.
19. Daha çok okuyun.
20. Temel fikri yakalamaya çalışın
21. Fikirlere yönelerek okuyun
22. Yapılacak işleri listeleyin.
23. İşe en kolay yerden başlayın.
24. Sevmediğiniz bir iş üzerinde çalışıyorsanız, kendinize ödül vaat edin.
25. İyi bildiğiniz, başarılı olduğunuz konulara ağırlık verin.
26. Rahat, iç açıcı bir ortamda çalışın.
27. Kendinizi kötü hissettiğiniz zaman, size değer veren biriyle konuşun.
28. Gerçek ve gerçekçi olan hızlı okuma, alıştırmadan önceki hızı, alıştırmadan sonra 3 - 4- 5 katına çıkartabilir. Bu, kişinin özel yeteneğine bağlıdır.
29. Göz gezdirme ile okumada 2000 - 3000 kelimelik metinden bir dakika içinde epey şeyler anlarsınız ve buda bir gerçekçi beklentidir. Çok hızlı okuma (ÇHO) ile ortalama dakikada 800 - 900 kelimeye ulaşılabilir. ÇHO sistemi, İkinci Dünya Savaşı'nda uçakların amblemlerinin okunmasıyla başladı. Gözün, vücudun herhangi bir uzvu gibi, egzersiz gördükçe daha etkili olmaya başladığı bu dönemde ispat edildi.
30. ÇHO'nın iki noktasına dikkat edin:
a. Göz alıştırmayla, gitgide daha hızlı görmeyi öğrenebilir. Tıpkı halter kaldırmakla veya mekik çekmekle kasların gelişmesi gibi.
b. Göz aynı şekilde alıştırmayla, satırın 2 -3 yazısını, hatta tamamını bir bakışta görmeyi öğrenebilir.
31. Yavaş okuyan kişiler okuduklarını en az anlayanlardır. Durarak okunan şeylerde anlama azalır.
32. Çok hızlı okuma eğitimin esası daha hızlı görmekten geçer.
33. Bir kerede 2, 3, 4 kelimeyi birden okumayı öğrenin.
34. Tamamıyla sessiz okumaya kendinizi alıştırın.
35. Gereksiz geri dönüşler ve tekrar okumayı önleyin.
36. Anlayışı çelmeyen düşünüş engellerini kaldırın.
37. Her şeyden önce her satırda gözünüz kaç kere duraklıyor onu ölçmelisiniz. Ona göre hızlı okuyucu veya yavaş okuyucusunuzdur.
38. Denemelerde ilk önce dakika ile hızınızı ölçün. Sonra parça ile ilgili soruları çözüp yüzde kaç aldığınıza bakın.
39. Okurken dudak kıpırdatıyorsanız, dişlerinizin arasına bir kalem tutuşturun.
40. Okuduğunuz kelimeyi veya cümleyi anladığınız halde bir daha okuma eğiliminiz varsa; beyaz bir kağıt kesin, okuduğunuz kısımları bununla örtün ve okudukça kaydırın, okuduklarınız anında kapatın.
41. Aklınız dağılıyor, okuduklarınızda ki anlamı sık sık kaçırıyorsanız birkaç satır okuduktan sonra ana fikri yeniden bir düşünün.
42. Satırları bulanık görüyorsanız: Bir göz doktoruna muayene olun.
43. Gözün beyindeki merkezi hem hızlı, hem de çok beceriklidir. Öyle ki kelimelerin kopuk kısmını bile görse çok kere tamamını keşfeder. Saniyenin yüzde bir kadar bir hızla bir işaretin veya kelimenin "siluetini" tanır, ne olduğunu da çıkarır.
44. Okurken kelimelerin tam üstüne bakarak okumayın az altına bakın ve satırı hep o hizada okuyun.
45. Hem satırların altına doğru bakın, hem de gözünüzü birkaç kelimeyi birden görmeye alıştırın.
46. Tam sayfa değil de bir sütün bulun, satırlardaki ilk ve son kelimelerin altını çizin veya yuvarlak içine alın ve gözünüzü bir baştakine bir sondakine baktırarak okuyun, aradaki kelimeleri görmeye çalışın.
47. Bu sefer tam aksine satırların ilk ve son kelimelerine bakmadan satırdan satıra geçin.
48. Bu denemeden sonra bir satırda 2 -3 kelimeyle esaslı alıştırma yapın. Her 2 veya 3 kelimenin birini çembere alın, gözünüzü sadece bu çemberlere yönelterek okuyun.
49. Sütunları ikiye veya üçe yukarıdan aşağıya bölün ve belirli bir ritim izleyin.
50. Göz gezdirme ile okumadan önce ana temayı bir bakışta ayrıntılardan ayırmalısınız. Hemen hemen her yazıda üç önemli unsur vardır:
a. Konu veya sorun
b. Sebepler
c. Çözümler - sonuçlar,
51. Her yazı göz gezdirmeyle okunmaz. Bazı yazıların her kelimesinin okunması gerekir.

Başarısızlığı başarıya çevirmek için anne babalara tavsiyeler:


1. Çocuğun duygusal sorunlarına yakınlık gösterin.
2. Çocuğun okul sorunlarına, ev ödevlerine ilgi gösterin.
3. Ödevlerin yapılmasında zamanın tazmininde ona yardımcı olun.
4. Okula gösterdiği çabaları övgüyle karşılayın.
5. Ödevlerini yapma yükümlülüğünün ona ait olduğunu hatırlatın.
6. Çocuğun elde ettiği sonuç kötü ve elinden gelen her türlü gayreti göstermişse ondan fazlasını istemeyin.
7. Öğretmeniyle bağlantı kurun.
8. Çocuğunuzun öğretmenini kötülemeyin.
9. Öğretmen, çocuğa karşı ana babasını yermemeli.

Fikir üretmenin yoları
1. Değişik yönden soru sorun.
2. Başka türlü yapmanın yolarını araştırın.
3. Oyun ve kelimeler kullanın.
4. Başkalarının görüşünü dinlemeyi öğrenin.
5. Siz de arada kendinizi dinleyin.
6. Korkularına, tedirginliklerine yardımcı olun.
7. Beraber egzersizler yapın.
8. Kendine güvenini arttırın.
9. Olumlu grup seçmeyi öğretin.
10. Gerekirse bazı konularda veto hakkınızı kullanın.

BAŞARIYA ULAŞMANIN PÜF NOKTALARI

Sınavda başarıya giden yol
Hedef belirleme: Başarılı olan bireyler zamanlarını, kendi seçtikleri amaçlarına ulaşmak için planlı ve düzenli olarak kullanırlar. Zamanımızı önemsiz işlerle harcamak yerine yapılması gereken işlere öncelik vermeliyiz. Başarılı olmak için mutlaka hedefimiz belirlemeli ve buna inanmalıyız. Bu hedefe ulaşabilmek için yıllık, aylık ve haftalık programlarımız düzenlemeliyiz.
Çalışma ortamının düzenlenmesi: Çalışma ortamının verimi yükseltecek şekilde düzenlenmiş olması, çalışılan dersten daha fazla zevk almamızı sağlar.

   Evde kendinize bir köşe, mümkünse bir oda hazırlayın.
   Ders çalışırken kesinlikle masa başında olmaya özen gösterin; yatarak, uzanarak ders çalışmayın.
   Çalıştığınız masada başka bir işle uğraşmayın.
   Çalışma ile ilgili malzemeyi önceden hazırlayın.
   Ders çalıştığınız ortamda dikkatinizin dağılmaması için telefon, televizyon, poster, dergi, oyuncak vs. bulundurmayın.

Dersi dinlerken: En iyi öğrenme, sınıfta başlar. Dersi derste öğrenmek, sonraki çalışmalarınız daha da kolaylaştırır.

   Dersten önce, konu hakkında bilgi sahibi olun.
   Konunun ana düşüncesini anlamaya çalışın. Öğretmenin üzerinde durduğu konuları not alın.
   Derse zamanında gelin.
   Öğretmeninize anlamadığınız yerleri mutlaka sorun.
   Önemli yerleri renkli kalemlerle işaretleyin.
   Başlıkları ve alt başlıkları not alın.
   Sayfalarda bazı eklemeler yapabilmek için boşluklar bırakın.

Başarı yolundaki engeller
Yaşamsal amaçlarını belirleyememiş olan öğrenciler, çalışma davranışını erteleme yoluna giderler. Üşenmek, ertelemek ve vazgeçmek; başarı yolundaki en ciddi engellerdir. Çalışmayı geciktirmek üzerine kurulan mantık, sıklıkla aşağıdaki şekillerde ifade bulur.

   "Biraz dışarı çıkıp arkadaşlarla dolaşayım sonra çalışırım."
   " Bu gün çok yorgunum; yarın çalışırım."
   Biraz müzik dinleyip, çalışmaya sonra başlarım.
   Bugün çalışmasam da olur. Yarın eksiğimi gideririm.
   Biraz uyuyup daha sonra çalışırım.
   Arkadaşıma telefon edeyim, sonra çalışırım.
   Bu konuyu nasıl olsa sınıfta iyi öğrendim. Artık çalışmama gerek yok.
   Sınava daha çok var.

Yukarıda saydığımız gerekçeler çalışma(ma) davranışını tetikler. Gerekçeler uydurmak yerine sadece amaca odaklanmalı ve başka bir engelle uğraşılmamalıdır. Öğrenci hedefe odaklanmayı başarabilirse, başarmak için yeterli motivasyona ulaşmış demektir.
Öğrenme, sürece yayılan bir çabanın sonucu olur. Öğrenme işleminin tamamı sınıfta gerçekleşir demek doru olmaz. Sınıfta sadece bir aktarım yapılır. Ama bu aktarımının öğrenmeye dönüşebilmesi için öğrencinin tekrarlar, örnek soru çözümleri, başka kaynakları tarama gibi pratikler yapması gerekir. Öğrenci başarılı olabilmek için mutlaka evde ders çalışmalı ve bunu etkin kılmayı öğrenmelidir. ÖSS hazırlık sürecinde öğrencinin haftalık 21 ile 28 saat arası çalışması uygundur. Bu da günlük 3 ile 4 saatlik bir çalışmayı gerektirir. ÖSS'de başarı için bahsettiğimiz çalışmaların dikkate alınması ve bunların verimli bir şekilde yapılması, sonucu da olumlu kılacaktır.

ÖĞRRENMEKTE BİR EZBERDİR SONUÇTA ...



Kaynaklar :

çeşitli internet Sayfalari

Ağaç
Toprağa düşen tohumdan en önce fide meydana gelir. Fide bir yıl sonra fidan hâlini alır. Hücrelerinin çoğalmasıyla dal ve yapraklar, gövde ve kök olarak üç parçadan ibaret bir ağacın küçük bir modeli olur. Her yıl ağacın dallarında ve köklerinde yeni sürgünler çıkarken, gövdede de bir tane yıllık halka meydana gelir. Bu halkalar, ağacın enine büyüyerek yaptığı odun tabakasıdır. Yağışı bol yıllarda, geniş bir halka; kurak geçen yıllarda ise, ince ve küçük bir halka meydana gelir. Bu halkalardan ağacın yaşı kolayca anlaşılabilir.

Gövdesinden enine kesilen bir ağaç incelenecek olursa, en dışta kabuk, sonra yıllık halkaları meydana getiren hücre tabakaları ve en içte de öz kısım görülür.

Bir ağacın gerçekten canlı olan biricik kısmı, kabuğun altında odunun yüzeyindeki ince bir hücre tabakasıdır. Buna katman doku tabakası (kambiyum, soymuk) denir. Bu tabaka ağacı geliştiren ve büyümesini sağlayan tabakadır. Genç bir ağaca çivi çakıldığında veya ağaç bir dal verdiğinde, çivinin ve dalın yerden yüksekliği hiç değişmez.

Bütün canlı varlıklar gibi ağacın da dokularının arasında devamlı bir su dolaşımı olur. Bu su dolaşımının sağlanabilmesi için ağacın devamlı ve yeterli miktarda suya ihtiyacı vardır. Yetişkin bir kayın ağacı, kuru ve sıcak bir günde 250 litre, küçük bir ayçiçeği ise 1 litre su harcar. Okaliptus ağaçları ise günde ortalama 400 litre su harcadıklarından bataklıkları kurutmada faydalıdırlar.

Bazı büyük ağaç türleri, ihtiyacı olan suyu 50 metrenin üzerinde bir yüksekliğe çıkarmak mecburiyetindedir. Bu hadisede önemli olan birinci kuvvet kılcallık olayıdır. Odun boruları demetlerinde 20 metreye kadar etkilidir. İkinci kuvvet ise, kök basıncıdır. Bu basınç ile ağaçta su 30 metre kadar yüksekliğe çıkarılabilmektedir. Bir diğer önemli kuvvet de yapraklardan suyun buharlaşması (terleme) ile meydana gelen emme kuvvetidir. Buna kohezyon gerilimi de denir. Terlemenin (transpirasyon) büyük kısmı gözeneklerle, az bir kısmı da diğer yüzeylerle sağlanır. Kohezyon kuvveti su moleküllerini birbirine bağlar. Bu gerilim, suyun kopmayan bir sütun hâlinde yükselmesini sağlar. 100 metreye kadar etkilidir. Sekoya gibi yüksekliği 100 metreyi bulan dev ağaçlarda su tepelere kadar kohezyon kuvvetiyle yükselir.

Bir ağaç kendi besinini doğrudan doğruya toprak ve havadan güneş ışığı vasıtasıyla üretir. Bu, hiçbir canlı hayvan vücudunun yapamadığı son derece karmaşık bir hadisedir. Yapraklardaki klorofil denilen yeşil madde sayesinde havanın karbondioksitinden, güneş ışığı altında fotosentez denilen olay sonucunda kendisi ve diğer canlılara faydalı besinleri meydana getirir.

Her yaprak, kendini dışarıya karşı koruyacak çok etkili bir tabaka ile sıkı sıkıya örtülüdür. Hava, yaprakların altındaki çok küçük deliklerden stomaya girebilir. Suyun buharlaşması da, yine bu deliklerden (por) sağlanır. Yaprak ihtiyaca göre bu delikleri açar veya kapatır. Ağaç kabuğu çok etkili bir su geçirmez zırhtır. Bir ağaç, başından ayaklarına kadar, su buğusunun dışarı sızmasına karşı sırlanmıştır.

Ağaçlar günlük hayatta çeşitli ve yaygın olarak kullanılırlar. Kâğıt yapımından mobilya yapımına, meyvelerinin besin olarak kullanımından süs ağaçlarına kadar, sayısız kullanım alanı vardır. Ormanlar ise, bir memleketin iklimini ve ekonomisini etkileyecek kadar önemlidir.

Eski jeolojik devirlerde yaşamış, bugün nesli tükenmiş dev ağaçlara dünyanın bazı bölgelerinde nadiren rastlanabilmektedir.

Ağaçların boyları ve yükseklikleri bir hayli değişiklik gösterir. Boyları üç metreden yüz on metreye kadar; yaşları otuz-kırk yıldan beş bin yıla kadar olan ağaçlara rastlanmaktadır. Dünyanın en yaşlı ve yüksek ağaçlarından olan ve ABD'de Sierra Nevada Dağlarında bulunan sekoyalar (Sequoia) yüz on metre yüksekliğe ve 6–9 m çapa erişebilir. Bunların yaşları da dört bin yılı bulmaktadır. Avustralya'da yüksek boylu ormanlar meydana getiren okaliptus ağaçları da yüz metreyi bulmaktadır. Ağaçların yaşı bir hayli farklılık göstermektedir. Son yıllarda dünyanın en yaşlı ağacının higori çamı (Pirus aristata) olduğu belirlenmiştir.

Ağaçların gelişmesi için en elverişli şart olan bol yağmur, tropik iklimlerde bolca görülür. Tropikal iklimlerde kurak bölgelerin cüce bitkileri ağaç hâline gelir.

Fırtınalar, seller, yıldırım, yangın gibi tabii afetler, usulsüz kesimler gibi insanların yaptığı tahripler, bitki hastalıkları, ağaçların en büyük düşmanları olarak sayılabilir.

Orman


Orman, belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlar, çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve hayvanlar bütününü içeren, topraklı alanda genellikle doğal yollardan oluşmuş bir kara ekosistemidir.

2000 yılı itibarıyla Dünya'nın toplam ormanlık alanı 3.869 milyon hektar olup ormanlık alanın büyüklüğünün dünyanın toplam kara alanına oranı %29,6 dır.

Ormanların birçok çeşidi olup, hepsinin farklı özellikleri vardır. Bu çeşilere örnek olarak Ekvatoral yağmur ormanları, Mangrov ormanları, Tropik yapraklı ormanlar vs. örnek olabilir.

Orman Çeşitleri

Ekvatoral yağmur ormanı

Dünyanın en canlı, en kuvvetli ve yayılma kabiliyeti en yüksek olan orman tipidir. Orman ekosistemi bu tipte en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Yüksek sıcaklık ve rutubetin bir araya geldiği yörelerde yağmur ormanı teşekkül etmiştir. Yağış miktarı esas itibarıyla 2000-4000 milimetre arasında değişmekle beraber bazı mıntıkalarda 10.000 milimetreye ulaşır. Ortalama yıllık sıcaklık 20-30 °C arasında değişir. En soğuk ayda 18 °C'nin altına düşmez. Mevsim değişmeleri olmadığından tropik yağmur ormanı ağaçlarında, ilkbahar ve sonbahar odunu meydana gelişi görülmez.

Büyük çoğunluğu, daimi yeşil yapraklı ağaçlardan meydana gelen tropik yağmur ormanında ağaçların tepeleri zayıf, dallanma gevşek, gövde şekilleri düzensiz, ağaç kabukları parlaktır. Dallar üzerinde epiphyte denen eğrelti, orkide gibi konuk bitkiler, çeşitli sarılıcı ve tırmanıcı bitkiler, ormanın genel görünüşünde büyük rol oynarlar. Tozlaşma, böcekler ve kelebekler yoluyla olur. Tropik yağmur ormanının bazı ağaçları gövde üzerinde de çiçeklenme yapabilirler. Olağanüstü istila edici bir kuvvete sahiptir. Tedbir alınmadığı takdirde yolları, telefon, telgraf vs. gibi yapıları kısa zamanda kullanılmaz hale getirir.Bu orman ekvator bölgelerinde bulunur.

Endonezya Takım Adalarında, Hindistan'da, Kamerun sahilinde, Amazon mıntıkasında, Brezilya'nın doğu sahilinde, Karayip Denizi sahillerinde ve adalarında yayılış gösterir. Tropik yağmur ormanları; Mangrov tropik iğne yapraklı ormanlar ve bambu ormanları olmak üzere üç grupta toplanır.
Mangrov ormanları

Tropiklerde birçok deniz etekleri, kendine has tipik bir orman formasyonu taşırlar. Denizin ilerlemesi halinde (med), yaklaşık 10 ile 20 m arasında boy yapan ağaçların yalnız tepeleri suyun üzerinde kalır. Çekilmesi halinde (cezir) ise ağaç gövdeleri geniş nefes alma kökleri ile birlikte görülür. Tohumun çimlenmesi ve çimlenmeden sonra meydana gelen fidecikler, tohumlar henüz ağaçta iken gelişirler ve biraz büyüyünce çamur toprağa düşerek köklenirler. Bu bitkiler deniz tuzuna dayanıklı bitkilerdir.
Muson ormanları

Muson iklimi etkisi altındaki ağaçlar daimi yeşil, derimsi yahut tüylü yapraklar taşırlar. Genellikle Muson ikliminin yaygın olduğu bölgelerde yetişirler. Yazları yeşil yapraklıdırlar, kışları ise yapraklarını dökerler. Muson ormanlarının tipik ağacı teak ağacıdır. Bu ağaçlar yazın aşırı suya, kışın da kuraklığa karşı dayanıklı ağaçlardır.
Tropik iğne yapraklı ormanlar

Güneydoğu Asya'da ve Orta Amerika'da, çeşitli çam türlerinin meydana getirdikleri geniş ormanlar, bilhassa dağlık yerlerin fakir topraklarında yaygındır. Ağaç türleri; Pinus caribaea, Pinus merkusii, Callitris podocarpustur.
Tayga ormanları
Bambu ormanı


Taygalar, ormanda alt tabakanın bir kısmını meydana getirirler. Geniş yayılan rizomları sayesinde sürgün vererek çoğalırlar. Dünya üzerinde 60 cinsine dağılan yaklaşık 700 türü vardır. Boyları 0,15 m ile 30 m arasında değişir. Sert karasal iklimin nemli bölgelerinde görülürler.Görüldükleri yerlere en fazla yağış yazın,en az yağış kışın düşmektedir.
Yağmur yeşili yapraklı orman (kış ormanı)

Tropik memleketlerin, yazları periyodik kurak ve çok sıcak, kışları yağmurlu iklim mıntıkalarında görülür. Bu orman şeklinin tipik özelliği, yaprak dökümünün sıcak ve kurak mevsime, esas ve vejetasyon zamanında yapraklı durumla kışa rastlamasıdır. Kış ormanı sonbaharda yeşillenir ve ilkbaharda tekrar yaprağını döker. Ağaçların boyları kısa ve büyümeleri çok yavaştır.

Hindistan, Afrika ve Güney Amerika'nın geniş sahalarını kaplarlar. Maymun, ekmek ağacı ve şemsiye akasyaları bu vejetasyonun tipik ağaçlarıdır. Arka Hindistan ve Doğu Cava ormanlarının en değerli ağacı, yaprakları (30x50) cm büyüklüğünde olan Tik ağacı(Tectona grandis)'dir.
Sert yapraklı orman

Sert yapraklı orman, yazları sıcak ve yağışça fakir, kışları ılıman, fakat yağışça zengin yörelerde yayılış gösterir. Daimi yeşil yapraklı olması, sert yapraklı ormana çok serin zamanlarda hatta kışın bile fotosentez imkânı verir. Bunun yanında yaz mevsiminin kuraklığı sebebiyle bilhassa kuru topraklarda büyümede bir nevi duraklama periyodu hasıl olur.

En tipik ağaç türleri; defne (Laurus nobilis), yabani zeytin (Olea europaea), mantar meşesi (Quercus suber), fıstık çamı"(Pinus pinea)",pırnal meşe (Quercus ilex), kermes meşesi (Quercus coccifera), Eucalyptus, adi servi (Cupressus sempervirens), kızılçam (Pinus brutia), Halep çamı (Pinus halepensis) dir.

Sert yapraklı ormanın ana mıntıkaları, başta Akdeniz iklim bölgesi olmak üzere dar bir şerit halinde Kalifornia ve Şili'dir.

Maki dediği bitki formasyonu da sert yapraklı orman şekli içinde yer alır. Boylu veya bodur çalı görünümündeki maki Akdeniz ve kısmen Karadeniz kıyılarında, denizle dağ etekleri arasında yaygındır. Bulunduğu araziyi örtmesi ve toprağı girift olarak kaplaması erozyonu önleme ve toprak koruması bakımından büyük değer taşır.

Makinin başlıca elemanları: Yabani zeytin, defne, mersin, koca yemiş, sandal, funda, sumak, filarya, sakız, zakkum, laden, katırtırnağı, ardıç, ılgın, Keçiboynuzu tur.
Yazın yeşil yapraklı orman (Yaz ormanı)

Kuzey yarı kürenin belirli derecede serin kışlara sahip olan ve yazlarla kışlar arasında mevsim farkları gösteren enlemlerinde görülür. İnce ve yumuşak olan yaprakların sonbaharda dökülmesi kış soğuğundan ziyade, toprağın donması halinde hasıl olabilecek kuraklık tehlikesine karşı alınan bir tedbirdir. Yaz ormanları bilhassa Orta Avrupa'da, yazları zengin yağışlı mıntıkalarda görülür. Türkiye'de, denizden yüksek olmayan yerlerde yaygındır.

Yazın yeşil yapraklı ormanın ana türleri; kayın (Fagus), meşe (Quercus), akçaağaç (Acer), ıhlamur (Tilia), karaağaç (Ulmus), gürgen (Carpinus), huş (Betula), kısmen de kestane (Castanea), ceviz (Juglans) ve caryadır.
İğne yapraklı (ibreli) orman

Yayılış sahası, Kuzey yarı kürenin kışları sert, düzenli kar ve don mevsimleri gösteren yüksek enlemleridir. Yaz, kış yeşil iğne şeklini almış olan asimilasyon organları, kısa ve vejetasyon devresinde, sıcaktan en yüksek derecede faydalanmayı mümkün kılar. İğne yapraklı ormanların çoğunda gövdeler devamlı, düz ve dalsızdır. Ağır olmayan gövde odunları, bıçkı kerestesi ve yapı ağacı olarak çok kıymetlidir. Bu orman tipi, Kuzey Avrupa ve Asya'dan Kuzey Amerika'nın kuzeyine kadar, 20 enlem genişliğindeki bir şerit halinde yayılış gösterir. dünyadaki igne yapraklı agaçlar(yapragını dökemeyen agaçlar):göknar,sedir,katran,arakorya,andız,ladin,çam,servi,ardıç,şemsiye agacı,lariks(melez),mazı...
Galeri ormanları
Galeri ormanı


Afrika, Güney Amerika ve İç Anadolu'nun yağmurca fakir, kurak mıntıkalarında nehirler boyunca, dar veya geniş şeritler halinde oldukça kuvvetli büyüyen ormanlar meydana gelir ki, bunlara galeri ormanları denir.
Bataklık ormanları

Tropik bölgelerin geniş, sürekli su altında kalan, bataklık bölgelerinde rastlanır. Florida'nın bataklık servisi ormanları bu ormanlara örnek olarak gösterilebilir.
Ormanların yararları
Maddi faydaları
Doğu Karadeniz ormanları

Ormanların yapacak, yakacak ve tali ürünlerle sağladığı değerlerdir. Ormanın ilk bakıştaki faydası, ürünlerin çeşitli iş ve sanayi kollarında hammadde olarak kullanılması veya tüketimi şeklinde göze çarpmaktadır. İnşaatta, kimya ve diğer sanayi kuruluşlarında, madencilik, ulaştırma, bayındırlık gibi ekonomik faaliyetlerde odun hammaddesinin kullanış yerleri gün geçtikçe artmaktadır. Odun hammaddesinin bu derece önem kazanmasının sebebi, sahip olduğu teknolojik vasıflarından ve devamlı üreyebilen; iyi bakıldığı takdirde tükenmez bir kaynağı olmasından ileri gelmektedir.

Teknolojinin gelişmesi ve elektrik enerjisi, petrol, maden kömürü gibi çeşitli enerji maddelerinin bulunmuş olmasına rağmen odun, yakacak maddesi olarak önemini sürdürmektedir. Dünya odun üretiminin hemen hemen % 50'si yakacak olarak kullanılmakta ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu oran % 80'e varmaktadır.

Ormandan elde edilen tali ürünler, parfümeri, boya, ilaç, dericilik, tecrit malzemesi gibi endüstri kuruluşlarının ham maddesini meydana getirmektedir.

Türkiye'de üretilen orman tali ürünlerinin başlıcaları; reçine, sığla yağı, palamut, mazı, defne yaprağı, çam fıstığı, sumak, kestane, ıhlamur çiçeği, mahlep, meyan kökü ve keçiboynuzu vb.dir.
Kolektif faydaları

Ormanın bu yöndeki hizmetleri, maddi faydaları ile ölçülemeyecek kadar fazladır. Bulundukları yerin iklimini, kara iklim tipinden ılıman iklim tipine yöneltirler. Bu sayede don, kuraklık, aşırı sıcaklık, fırtına gibi zararları önlemek ve azaltmak suretiyle faydalı olurlar. Ormanın etkisi altında kalan sahaların nisbi rutubeti fazla olduğu gibi, akarsu ve kaynakların verimi, düzenli ve devamlıdır.

Ormanların tarımı, hayvancılığı, bayındırlık tesislerini koruması; karada ve deniz kıyılarında kumulların teşekkülüne engel olması; bataklıkları kurutmak, havaya saf oksijen vermek, gürültüyü ve hava kirliliğini önlemek suretiyle insan sağlığına yardım etmesi; çeşitli av hayvanlarını barındırıp beslemekle yurdun tabii varlığını ve güzelliğini zenginleştirmesi gibi hususlar kolektif hizmetlerinin başlıcalarını teşkil eder.
Türkiye Ormanları

2012 yılı verilerine göre Türkiye'deki orman alanı 21.678.134 hektar büyüklüğünde olup, bu oran ülke genelinin %27,6’ sini kapsamaktadır. Ormanlık alanların %99,9' u Devlet mülkiyetindeki ormanlardır. Ormanlarda yaklaşık 150 ağaç türü bulunmaktadır. Ormanlarda yayılış alanı olarak ise en fazla Kızılçam (5.854.673 hektar) yayılış göstermekte, ondan sonra alansal büyüklük sırasına göre Meşe türleri (5.152.562 hektar), Karaçam (4.693.060 hektar), Kayın (1.961.660 hektar), Sarıçam (1.479.648 hektar), Göknar (670.390 hektar), Ardıç (575.315 hektar), Sedir (463.521 hektar), Ladin (334.472 hektar), Kızılağaç (141.119 hektar), Kestane (111.044 hektar), Fıstık çamı (89.028 hektar), Gürgen (19.962 hektar), Ihlamur (11.523 hektar), Dişbudak (9.444 hektar), Kavak (6.547 hektar), Okaliptus (2.528 hektar), diğer türler (101.641 hektar) görülmektedir.

   Coğrafi Bölgelere Göre Ormanlık Alan Dağılımları (Hektar)
   (2005 yılı verilerine göre)

Ormanlarımızda Tespit Edilen Ağaç Türleri

Türkiye ormanlarında yaklaşık 150 ağaç türü bulunmaktadır. Bunlar;

   Kızılçam, Pinus brutia
   Karaçam,Pinus nigra
   Sarıçam, Pinus silvestris
   Fıstıkçamı,Pinus pinea
   Halepçamı,Pinus halepensis
   Sahilçamı,Pinus pinaster (maritima)
   Monteri çamı,Pinus radiata
   Günlük çamı,Pinus taeda
   Kazdağı göknarı,Abies equi-trajani
   Uludağ göknarı,Abies bormmülleriana
   D. Karadeniz göknarı,Abies nordmanniana
   Toros göknarı,Abies cilicica
   Doğu ladini,Picea orientalis
   Avrupa ladini,Picea abies
   Toros sediri,Cedrus libani
   Adi ardıç,Juniperus communis
   Sabin ardıcı,Juniperus sabina
   Finike ardıcı,Juniperus phoenicea
   Kokulu ardıç,Juniperus foetidissima
   Boylu ardıç,Juniperus excelsa
   Adi servi,Cupressus sempervirens
   Porsuk,Taxus baccata
   Duglas göknarı,Pseudotsuga douglasi
   Andız,Arceuthos drupacea
   Doğu kayını,Fagus orientalis
   Palamut meşesi,Quercus aegilops
   Saplı meşe,Quercus robur
   Sapsız meşe,Quercus petreaea
   Macar meşesi,Quercus frainetto
   Tüylü meşe,Quercus pubescens
   Mazı meşesi,Quercus infectoria
   Saçlı meşe,Quercus cerris
   Pırnal meşesi,Quercus ilex
   Kermes meşesi,Quercus coccifera
   Doğu Karadeniz meşesi,Quercus pontica
   Istranca meşesi,Quercus hartwissiana
   İspir meşesi,Quercus macranthera
   Kasnak meşesi,Quercus vulcanica
   Çoruh meşesi,Quercus dschorochensis
   Virjinya meşesi,Quercus virgilinia
   Brantii meşesi,Quercus brantii
   Lübnan meşesi,Quercus libani
   Makedonya meşesi,Quercus trojana
   Boz pırnal meşe,Quercus aucheri
   Mantar meşesi,Quercus suber
   Toros meşesi,Quercus haas
   Doğu gürgeni,Carpinus orientalis
   Adi kızılağaç,Alnus glitunosa
   Doğu kızılağacı,Alnus orientalis
   Fırat kavağı,Popolus euphratica
   Kara kavak,Popolus nigra
   Titrek kavak,Popolus tremula
   Anadolu kestanesi,Castanea sativa
   Adi dişbudak,Fraxinus excelsior
   Büyükyapraklı ıhlamur,Tilia platyphyllos
   Kafkas ıhlamuru,Tilia rubra
   Tüylü(Gümüşi) ıhlamur,Tilia tomentosa
   Avrupa ıhlamuru,Tilia cordota
   Ova akçaağacı,Acer campestre
   Kapadokya akçaağacı,Acer cappadocicum
   Çınar yapraklı akçaağaç,Acer platanoides
   Dağ akçaağacı,Acer pseudoplatanus
   Kafkas akçaağacı,Acer trautvetteri
   Tatar akçaağaç,Acer tataricum
   İtalyan akçaağacı,Acer opalus
   Doğu akçaağacı,Acer orientale
   Dişbudak yapraklı akçaağaç,Acer negundo
   İran akçaağacı,Acer hyrcanum
   Üçdilimli akçaağaç,Acer monspessulanum
   Ova karaağacı,Ulmus cempestris
   Hercai karaağaç,Ulmus laevis
   Dağ karaağacı,Ulmus montana
   Asya karaağaç,Ulmus pumila
   Kırmızı karaağaç,Ulmus rubra
   Kayacık,Ostrya carpinofolia
   Akçaağaç yapraklı çınar,Platanus acerifolia
   Batı çınarı,Platanus occidentalis
   Doğu çınarı,Platanus orientalis
   Okaliptus,Eucalyptus camaldulensis
   Sığla(Günlük),Liquidambar orientalis
   Adi fındık,Corylus avellana
   Türk fındığı,Corylus sylvatica
   Ak söğüt,Salix alba
   Badem yapraklı söğüt,Salix amygdalina
   Salkım söğüt,Salix babylonica
   Keçi söğüdü,Salix caprea
   Boz söğüt,Salix cinerea
   Kara söğüt,Salix nigra
   Sepetçi söğüdü,Salix viminalis
   Beyaz huş,Betula alba
   Kara huş,Betula nigra
   Tüylü huş,Betula pubescens
   Adi huş,Betula verrucosa
   Kıbrıs akasyası,Acacia cyanophylla
   Yalancı akasya,Robinia pseudoacacia
   Kiraz,Prunus avium
   Üvez,Sorbus aucuparia
   Ceviz,Juglans regia
   Yabani zeytin,Olea europaea
   Akdeniz defnesi,Laurus nobilis
   Adi Şimşir,Buxus sempervirens
   Ormangülü,Rhododendron ponticum
   Kocayemiş,Arbutus unedo
   Harnup (Keçiboynuzu),Ceratonia siliqua
   Diğer yapraklılar

Türkiye'de yetişen bazı ağaçların yükseklikleri ve gövde çapları:
Ağaç Boyu Çapı
Göknar 75 m 3 m
Ladin 60 m 2 m
Çam 50 m 1 m
Kayın 44 m 2 m
Meşe 53 m 4 m
Dişbudak 30 m 1,7 m
Cinsler

   Abies, Göknar
   Acacia, Akasya
   Acer, Akçaağaç
   Actinostrobus, Servi çamı
   Athrotaxis, Tasmanya sediri
   Aesculus, At kestanesi
   Agathis
   Ailanthus, Kokarağaç
   Albizia, Gülibrişim
   Alnus, Kızılağaç
   Amentotaxus
   Araucaria, Arokarya
   Arbutus, Koca yemiş
   Aucuba, Akuba
   Austrocedrus, Şili sediri
   Berberis, Kadıntuzluğu
   Betula, Huş
   Biota Doğu mazısı
   Broussonetia, Kağıt dutu
   Buxus, Şimşir
   Calocedrus, Su sediri
   Camellia
   Carpinus, Gürgen
   Carya
   Castanopsis
   Catalpa, Katalpa
   Cathaya
   Cephalotaxus
   Celtis, Çitlenbik
   Ceratonia, Keçiboynuzu
   Cercidiphyllum, Katsura ağacı
   Cercis, Erguvan
   Chamaecyparis, Yalancı servi
   Citrus, Limon,Portakal,Greyfurt,Mandalina
   Clematis, Akasma
   Cornus, Kızılcık
   Corylus, Fındık
   Cotinus, Sumak
   Cotoneaster, Dağ muşmulası
   Crataegus, Alıç
   Cryptomeria, Japon çamı
   Cunninghamia, Tırpan ağacı
   Cupressocyparis, Melez servi
   Cupressus, Servi
   Cydonia, Ayva
   Daphne
   Dalbergia, Pelesenk ağaçları
   Diospyros, Trabzon hurması, Abanoz
   Dipteronia
   Elaeagnus, İğde
   Eriobotrya, Malta eriği
   Eucalyptus, Okaliptüs
   Euonymus, Papazkülahı
   Fagus, Kayın
   Ficus, İncir
   Fitzroya Patagonya servisi
   Forsythia, Altınçanak
   Fraxinus, Dişbudak
   Fuchsia, Küpe çiçeği
   Ginkgo, Mabet ağacı
   Gleditsia, Yabani keçiboynuzu
   Hedera, Sarmaşık
   Hibiscus, Ağaçhatmi
   Hippophae, Yalancı iğde
   Hydrangea, Ortanca
   İlex, Çobanpüskülü
   Jacaranda
   Jasminum, Yasemin
   Juglans, Ceviz
   Kalmia
   Keteeleria, Yalancı göknar
   Koelreuteria, Fener ağacı
   Laburnum, Sarısalkım
   Lagerstromeia, Oya ağacı
   Larix, Melez
   Laurus, Defne
   Ligustrum, Kurtbağrı
   Liquidambar, Sığla ağacı
   Liriodendron, Lale ağacı
   Lithocarpus
   Lonicera, Hanımeli
   Maclura, Yalancı portakal ağacı
   Magnolia, Manolya
   Mahonia, Sarıboya ağacı
   Malus, Çiçek elması
   Melia, Tespih ağacı
   Mespilus, Muşmula
   Metasequoia, Su ladini
   Microbiota
   Morus, Dut
   Myrtus, Mersin
   Nerium, Zakkum
   Nothofagus, Yalancı kayın
   Olea, Zeytin
   Osmanthus
   Ostrya, Kayacık
   Paulownia Pavlonya, İmparator pavlonyası
   Phellodendron, Mantar ağacı
   Phillyrea, Akçakesme
   Phoenix, Hurma
   Picea, Ladin
   Pinus, Çam
   Pistacia, Sakız ağacı, Menengiç
   Pittosporum
   Platanus, Çınar
   Podocarpus Taşporsuğu
   Populus, Kavak
   Prunus, Kiraz,Erik,Şeftali,Kayısı
   Pseudolarix, Yalancı melez
   Pseudotaxus Çin yalancıporsuğu
   Pseudotsuga, Duglas göknarı
   Pterocarya, Kanatlı ceviz
   Punica, Nar
   Pyracantha, Ateşdikeni
   Pyrus, Armut
   Quercus, Meşe
   Reklam, Reklam Ağacı
   Rhamnus, Cehri
   Rhododendron, Ormangülü
   Robinia, Yalancı akasya
   Salix, Söğüt
   Sambucus, Mürver
   Sassafras
   Sciadopitys, Japon şemsiye çamı
   Sequoia, Sekoya
   Sequoiadendron, Mamut ağacı
   Sophora, Sofora
   Sorbus, Üvez
   Syringa, Leylak
   Taiwania
   Tamarix, Ilgın
   Taxodium, Bataklık servisi
   Taxus, Porsuk
   Tetraclinis Berberistan mazısı
   Thuja, Mazı
   Thujopsis, Yalancı mazı
   Tilia, Ihlamur
   Torreya
   Tsuga, Suga
   Ulmus, Karaağaç
   Vaccinum, Yaban mersini
   Viburnum, Kartopu
   Washingtonia, Kanarya palmiyesi
   Wisteria, Morsalkım
   Yucca, Avize ağacı
   Zelkova, Zelkova
   Ziziphus, Hünnap

Ağaçlarla ilgili Temel Kavramlar
ağaçlar ile ilgili terimler - bitki sistematiği - bitki dünyasıTek Ağaç :
Ormancılık bilimleri açısından tek ağaç: kök, gövde ve taç (tepe) gibi üç ayrı organa sahip olan ve en az 5 m. yüksekliğe ulaşan çok yıllık odunsu bitkilere Ağaç adı verilmektedir.

Bu tanımı biraz daha açarsak;

Ağaç:
Boyu en az 5 metre, çapı da 10 cm'den aşağı olmayan, dal sürgün ve yapraklarının oluşturduğu tepe tacını tek bir gövde üzerinde taşıyan, her yıl çap artımı yaparak kalınlaşan, sürgün vererek boylanan, hücrelerinin büyük bölümü odunlaşmış olan, uzun ömürlü bitkilere AĞAÇ denir...

Meşcere:
Ormancılık bilimleri açısından meşcere, çok sayıda ağacın geniş bir alanda birbirini etkileyecek sıklıkta ve birarada bulunması halidir.

Orman:

Ele alış biçimi ve ele alan kişinin amacına göre Orman kavramının farklı tanımları ile karşılaşılmaktadır. Bir şairin, yazarın ve ressamın Orman anlayışı ile, geçimini ormandan sağlayan kırsal kesim halkının ormana bakış açıları birbirinden çok farklıdır.

Büyük metropolde yaşayan insan gözünde Orman; temiz hava, kaliteli içme suyu ve türlü rekreaktif etkinliklerin yapılabildiği doğa parçası iken, ormancılık, arıcılık ve hayvancılık yaparak geçimini sağlayan halk gözünde Orman; hayatını idame ettirebileceği iş ve çalışma ortamıdır.

Ormancılığın değişik bilim dalları da uğraş alanlarına ve bakış açılarına göre ormanı farklı şekilde tanımlamaktadır.

Hukukçu gözünde orman:


"Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları, yerleriyle birlikte orman sayılır." Ancak; sazlıklar, step bitkileriyle örtülü yerler, dikenlikler, parkıar, şehir koruluklan, mezarlıklar, yüzölçümü 3 hektardan az olan sahipli arazi üzerindeki ağaçlık alanlar orman tanımı içine girmemektedir (6831 Sayılı Orman Kanunu Madde 1.)

Orman ürün ve hizmetlerinin oluşumunu inceleyen ve bu kaynakların miktarını arttırmayı amaç edinen Orman Hasılat Bilgisi yönünden Orman;

Baskın elemanı ağaç ve ağaççıklardan oluşan otsu ve odunsu bitkilerin diğer mikro ve makro organizmalarla birlikte meydana getirdiği bir yaşam birliğidir.

Çeşitli ormancılık disiplinlerinin kendi yönlerinden yaptığı tanımların ortak özelliklerine dayanarak ormanı;

"Belirli yetişme ortamlarında var olan ve gelişen, ana elemanı ağaç ve ağaççık olmak üzere, diğer bitkisel, hayvansal ve mineral elemanlardan oluşan, bu elemanlar arasında karşılıklı etkileri ve kendine özgü yaşam birliği olan bir doğa varlığı, topluma orman ürünleri ile diğer foknsiyon ve hizmetler sağlayan ulusal bir servet.."

biçiminde tanımlayabiliriz. (ERASLAN, 1983, S.27).

Çalı ve Ağaçcık:
Ömürleri kaç yıl olursa olsun, boyları hiç bir zaman 5 m . yüksekliğe ulaşamayan Sandal, Kocayemiş, Akcakesme , Funda ve Karaçalı gibi odunsu bitkiler çap ve boylarına göre Çalı veya Ağaçcık olarak anılmaktadır .

Çalılar çok yıllık odunsu bitkiler olup ağaçlardan boyunun kısalığı ve uzamayı temin eden bir orta sürgünün olmayışı ile ayrılır.


islamda Kur'an-ı Kerim'in Tarifi Tanımı ve  Önemi Nedir?

Kur'an-ı Kerîm, Allah'ın insanlara indirdiği son Mukaddes Kitaptır. Kur'an, son Peygamber Hz. Muhammede (asm) Cebrâil (as) tarafından vahiy yoluyla indirilmiş ve ondan tevatür yoluyla nakledilerek günümüze kadar gelmiştir.

Kur'an-ı Kerîm ferde ve cem'iyete, bütün insan sınıflarına, bütün memleketlerde ve bütün devirlerde insan hayatının bütününe, maddî - mânevî bir hidayet rehberidir. Hükûmet başkanından, kumandandan sade vatandaşa ve sokaktaki adama kadar herkes, orada kendisiyle alâkalı olanı bulur. Dünyevî ve uhrevî huzur ve saadeti için gerekli bilgi ve dersleri ondan alır.

Kur'an'ın sâhip olduğu meziyet ve özellikler, âyetlerde ve hadîslerde şu şekilde beyan buyurulmuştur:

   * "İşte bu Kur'an muazzam bir kitabdır. Onu biz indirdik. Çok mübarektir. (Fayda ve bereketi çoktur). Artık buna uyun, emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun. Tâ ki merhamet olunasınız." (En'âm, 6/155).

   * "Şu indirilmiş Kur'an, mübarek ve feyizli bir kitabdır ki elleri önündekini (Tevrat ve İncil'i) tasdik edicidir. Tâ ki onunla Mekke halkını ve bütün çevresindeki insanları korkutsun. Ahirete îman edenler, namazlarına gereği üzere devam ettikleri gibi, Kur'an'a da inanırlar." (En'âm, 6/92).

   * "Onlar, hâlâ Kur'an'ın Allah kelâmı olduğunu ve mânasını düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından olsaydı, muhakkak ki içinde birbirini tutmayan birçok söz ve ifadeler bulurlardı." (Nisâ, 4/82).

   * "O Kur'an, insanları Hakk'a ulaştırır; helâl ile haramda ve din hükümlerinde hakkı bâtıldan ayırır..." (Bakara, 2/185).

   * "Kur'ân-ı Kerîm doğru yol gösterici, mü'minlere derecelerle kurtuluşu müjdeleyicidir." (Bakara, 2/97).

   * "Bu Kur'an, akıl sâhiplerinin, âyetlerini iyice düşünüp anlamaları ve ders almaları için, sana indirdiğimiz saadet kaynağı bir kitabtır." (Sâd, 38/29).

* Hâris bin A'ver'den rivayet edilmiştir: Bir gün Hz. Ali şöyle dedi:

   "Bakınız, ben Resûlüllah'dan (asm):

   "Yakında fitneler kopacaktır." buyurduğunu işittim. Bunun üzerine,

   "Ey Allah'ın elçisi, bu fitnelerden kurtuluşun çaresi nedir?" diye sordum.

   "Allah'ın kitabı, Kur'an'dır." buyurdular. (Daha sonra Hz. Peygamber, Kur'an'ın özelliklerini şöyle açıkladı: )

   "Onda, sizden öncekilerin tarihi, sonrakilerinin haberi ve aranızdaki mes'elelerin hükmü vardır. O, hak ile bâtılı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür. Her kim hidâyeti ondan başkasında ararsa, Allah onu şaşırtır. O, Allah'ın kopmayan sağlam ipi, kuvvetli fikir kitabı ve doğru yoldur. O, akılların sapıtıp şaşırmamasına ve dillerin karışmamasına yegâne sebebdir.

   Kur'an, ilim adamlarının doymadığı, asla tekrarlanmaktan eskimeyen ve hayret veren üstünlükleri bitip tükenmeyen bir kitaptır. Yine O, öyle eşsiz bir eserdir ki, cinler dahi onu dinlediği zaman, "Biz, doğruluk ve olgunluk yolunu gösteren hârikulâde bir Kur'an dinledik." (Cin 1) demekten kendilerini alamamışlardır. Ona dayanarak konuşan doğru söylemiş, O'nu tatbik eden sevab kazanmış, O'nunla hükmeden adâlet etmiş ve insanları O'na dâvet eden dosdoğru yola yöneltmiş olur." (Tirmizi, Sevabu"l-Kur"an 14, 2908)

   * "Kur'an apaçık bir nur, hakîm bir zikir ve en doğru yoldur."

   * "Kur'an-ı Kerîm, Allah Teâlâ'nın gökten yeryüzüne uzatılmış bir ipidir."

   * "Kur'an'ın sair sözlere üstünlüğü, Rahman'ın mahlûkatına nazaran üstünlüğü gibidir."

   * "Kim Allah'ın kitabından bir âyet okursa, Kıyâmet günü kendisine nûr olur."

   * "Evlerinizi namaz kılarak ve Kur'an okuyarak nurlandırınız."

Kur'an, sadece mânası değil, aynı zamanda lâfızları itibariyle de Peygamberimizin (ASM) kalbine vahyedilmiştir. Kur'an'a vahy-i metlûv denilmesi bundandır. Binaenaleyh Kur'an sadece mâna değil, lâfız ile mânanın bütünüdür. Kur'an, Peygamber Efendimize (asm) toptan gelmemiştir. åyet âyet, sûre sûre nâzil olmuştur.

Kur'an Mu'cizesi

Kur'an, insanlığın hakikî saadetini te'min edecek her türlü îtikad, amel ve ahlâk esaslarını ihtiva eder. Hem lâfzı, hem de mânası itibariyle, en büyük ve ebedi bir mu'cizedir. Peygamberimiz (asm) bu hususta şöyle buyurmuştur:

   "Hiçbir peygamber yoktur ki, onlara kendi zamanlarındaki insanların inandıkları kadar mu'cize verilmiş olmasın. Mu'cize olarak bana verilen ise, ancak Allah'ın bana vahyettiği (Kur'an)dır. Bunun için kıyâmet gününde ben, peygamberlerin en çok ümmeti bulunanı olacağımı ümid ederim." (Buhari, Fezailü'l-Kur'an, 1)

Gerçekten de, diğer peygamberlerin mu'cizeleri devirleri geçtikçe bitmiştir. Kur'an mucizesi ise, kıyâmete kadar bâkîdir. Kur'an-ı Kerîm'in muhtelif âyetlerinde Kur'an'ın mu'cize olduğu hususu, ısrarla belirtilir:

   "De ki, bu Kur'an'ın benzerini meydana getirmek için insanlar ve cinler bir araya gelseler ve hattâ birbirlerine yardım da etseler, onun gibisini meydana getiremezler..." (İsrâ, 17/88).

Nitekim, Kur'an'ın lâfzındaki üslûb ve belâgata, şimdiye kadar hiç kimse nazîre getiremediği gibi, bundan sonra da getiremiyecektir... Kur'an, lâfzı gibi, mânası bakımından da mu'cizedir. Peygamber Efendimiz (asm) okuma-yazma bilmezdi. Kimseden bir şey öğrenmemişti. Bu yüzden ümmî sayılıyordu. Böyle olduğu halde, onun ortaya koyduğu kitab, en yüksek hakikatları ihtiva etmekte; ilmin ve tecrübenin yüzyıllarca uğraşarak ortaya koyduğu birçok ilmî gerçekleri on dört asır evvel haber vermektedir. Bu da Kur'an'ın doğrudan doğruya Allah kelâmı olduğunu göstermektedir. Meselâ, Güneşin kendi etrafında dönerek, ayrıca kendine bağlı birçok gezegeniyle birlikte sâbit bir noktaya doğru yol aldığı; ehramların açılıp Firavun'un mumyalarının ortaya çıkarılması gibi ilmî ve arkeolojik keşifler, son asrın keşifleridir.

Halbuki Kur'an bu ve bunun gibi birçok gerçeği, asırlar öncesinden haber vermiştir. İlim ve fen ne kadar ilerlerse ilerlesin, Kur'an'a aykırı düşemez. Bilakis müsbet ve içtimaî ilimlerin ilerlemesi Kur'an'ın tefsîrini ve açıklanmasını kolaylaştırır. Bediüzzaman'ın ifade buyurduğu gibi,

   "Zaman ihtiyarladıkça Kur'an gençleşmekte; ihtiva ettiği hakikatlar daha parlak şekilde ortaya çıkmaktadır."

Kur'an-ı Kerîm'in diğer bir mu'cizelik ciheti de, sonradan olacak birçok şeyleri önceden haber vermesidir. Verdiği haberler, sonradan aynen çıkmıştır.

Kur'an'ın bir çok tarif ve tanımından bazıları:

- Rabbimizi bize târif eden Kur’ân-ı Hakîm; şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi...

Bu kâinat, kudret kalemiyle yazılmış büyük bir kitaba benzetiliyor. Bir risalede âlemdeki varlıklar için ayât-ı tekviniye tabiri kullanılır. Tekvinî ayet, kün emriyle yaratılan ve Allah’ın varlığını, birliğini, esmâ ve sıfatını bildiren ve onlara delil olan demektir. Kur’ân-ı Kerimdeki ayetler Allah’ın kelam sıfatından gelmişlerdir,  kâinattaki ayetler ise kudret sıfatından..

Bu kâinat kitabı bütün ayetleriyle Allah’ı tanıttığı halde insanlar onu okuyamamışlar ve  doğru değerlendirememişlerdir. Yani, o kitabın dilini anlamamışlardır. İşte,  Kur’ân-ı Hakîm; kâinat  kitabını tercüme etmiş, insanlara anlatmış ve o kitabın kâtibi olan Rabbimizi bize tarif etmiştir.  O’nu sıfatlarıyla, isimleriyle, fiilleriyle bizlere bildirmiştir.

- Şu sahaif-i Arz ve Semâda müstetir künuz-u Esmâ-i İlâhiyenin keşşafı...

Müstetir; “perdelenmiş, örtülmüş,  görülmez ve bilinmez hale gelmiş” demektir.  Kur’ân-ı Hakîmin  kâinat kitabını  tercüme etmesi sayesinde,  “arz ve semâda müstetir”  olan esmâ tecellileri müminlerce okunmaya başlanmıştır. Bu ifadede Allah’ın isimleri birer hazineye teşbih edilmiştir. Meselâ, Hâlık ismi bir hazinedir; bütün mahlukat o hazinenin cevherleri gibidir. Muhyi ismi ayrı bir hazinedir;  bütün hayatlar da o hazineden gelmiştir.

- Şu sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikın miftâhı...

Şu kainat kitabında, her mahluk gibi her hadise de bir kelime yahut bir satır hükmündedir. Onların da doğru okunması gerekir. İşte, hadiselerin altında gizli olan hakikatler ancak Kur’ânın irşadı ve talimiyle doğru okunabilir.

Gece ve gündüz, sıhhat ve hastalık, sevinç ve keder, ihtiyarlık ve ölüm bu kitapta yazılmış birer hakikattirler.  Bunlar içerisinde insan için en önemli hadise ölümdür. Ölümü, “hiçlik, yokluk, kabre girip çürüme ve kaybolma” olarak düşünenler, ölümün hakikatine erememiş, o en önemli hadiseyi yanlış değerlendirmişler demektir. Kur’ânın irşadıyla ölüm hadisesinin hakikati anlaşılır. Doğum ana rahminden dünyaya gelmek olduğu gibi ölüm de dünyadan berzah alemine göçmektir. Onu ba’s denilen son bir doğum daha takip edecek, onunla da kabir âleminden mahşer meydanına çıkılacaktır.

Nur Külliyatında ölümün hakikatiyle ilgili çok geniş açıklamalar yapılmıştır. Bir kaçını hatırlayalım:  Ölüm, “tebdil-i mekândır, vazifeden paydostur, ıtlak-ı ruhtur.” Kabir ise “bu dünyadan daha güzel bir âlemin kapısıdır.”

- Şu âlem-i şehadet perdesi arkasındaki âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatat-ı Rahmâniye ve hitâbât-ı Ezeliye’nin hazinesi...

Bu ifadede geçen, âlem-i gaybı,  bu görünen âlemin sevk ve idare edildiği arş-ı azam, her şeyin misallerinin alındığı âlem-i misal, her şeyin yazılıp hıfz edildiği levh-i mahfuz  gibi göremediğimiz gaybî âlemler olarak anlayabiliriz.

İltifat ve hitap kelimeleri birbirini tamamlamakta ve aynı hedefe işaret etmektedirler. Cenab-ı Hakk’ın kullarına hitap etmesi en büyük bir iltifattır. Onlara emir ve yasaklarını bildirmesi, rızasına erme ve cennetine varma yollarını göstermesi insanlar için en büyük bir lütuf ve en ileri bir ihsandır.

- Şu âlem-i mâneviye-i İslâmiye’nin güneşi, temeli, hendesesi...

Başta iman olmak üzere, bütün güzelliklerin, faziletlerin, meziyetlerin, güzel ahlâkın kaynağı Kur’ân güneşidir. Dinimizin temeli Kur’ân hakisatleridir. Kur’ânın  ilk müfessiri olan hadis-i şeriflerle o temel üzerine ebediyete kadar devam edecek bir hidayet ve istikamet binası kurulmuştur.

Hendese kelimesini, büyüyen İslâm binasında ortaya çıkan yeni meseleleri çözmek, yeni ihtiyaçlara cevap vermek üzere Kur’ân ve hadis-i şeriflerin ışığında yapılan içtihatlar, verilen fetvalar olarak değerlendirebiliriz.

- Avâlim-i uhreviyenin haritası...


Kur’ân-ı Kerimde, mahşere çıkışla başlayıp, “vakfe, mizan, sırat, cennet yahut cehennem” şeklinde devam eden âhiret hayatının  yol haritası çizildiği gibi, cennette mazhar olunacak çeşitli saadetler ve cehennemde tadılacak muhtelif azaplar da birer fotoğraf gibi insanın önüne konulmuştur.

- Zât ve sıfât ve şuun-u İlâhiye’nin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı nâtıkı, tercüman-ı sâtıı...

Allah’ın zâtı, sıfatları ve şuunatı hakkında tek sağlam bilgi kaynağı Kur’ândır. Bu gaybî ve sonsuz hakikatler hakkında  insan aklı ve hayali hiçbir şey yapacak durumda değildir. Allah,  kendisini Kur’ânla anlatmış olduğundan, insanların yersiz tahminlerine ve geçersiz fikirlerine ihtiyaç kalmamıştır.

Biz Kur’ân ayetlerinden ve onları tefsir eden yetkili âlimlerimizden,  “Allah’ın zâtının vacip, ezelî,  ebedî,  mekândan ve zamandan münezzeh olduğunu,  sıfatlarının sonsuz olup ne kadar varlık yaratırsa yaratsın bu sıfatlarda hiçbir değişme ve eksilme düşünülemeyeceğini, zâtı ve sıfatları gibi, merhamet ve gazabının, şefkat ve gayretinin ve sair bütün şuunatının da mahlukatın halleriyle ve kabiliyetleriyle mukayese edilemeyeceğini” ve daha böyle nice hakikatleri öğrenmiş bulunuyoruz.

Kâinattaki varlıklar da Allah’ın varlığını ve sıfatlarını hal dilleriyle ilan etmiş olmakla birlikte, bu  manevî sözlere çoğu zaman kulak verilmediğini, yahut yanlış anlaşıldığını görüyoruz. Onun için bir bürhan-ı natık, yani “konuşan delil” lazımdır. (Bürhan-ı natık ifadesi Allah Resulü (asm.) için kullanıldığında “Kur’ânı insanlara tebliğ eden, anlatan” manasına gelir.)

Tercüman-ı satıı (yüksek tercümanı) ifadesi, kâinat kitabının sözlerini anlamayan insanlık âlemine Kur’ânın bu konuda tercümanlık yaptığını ifade eder ve burhan-ı natık terkibine yakın mana taşır.

Şu âlem-i insaniyetin mürebbisi, hikmet-i hakîkisi, mürşid ve hâdîsi...

Kur’ân, insanların ruhlarını  terbiye etmek, kalplerini imanla, akıllarını ilim ve irfanla kemale erdirmek, onlara hakiki hikmet dersini vermek, beşeriyeti  hatalı yollardan çevirmek ve hidayet yolunu göstermek üzere inzal olmuştur. Hakiki hikmet, yani gerek insanların gerek diğer varlıkların yaratılış gayeleri ve görevleri konusunda en doğru bilgi Kur’ân ayetlerinden alınabilir. Çünkü bu ayetler o varlıkları yaratanın kelâmıdır.

Bilindiği gibi “hikmet” kelimesi felsefe için de kullanılmaktadır. Burada konulan “hakiki” kaydı, felsefenin gerçek hikmet olmadığına da bir işarettir.

Hikmetin birçok tarifi vardır. Bunlardan birisi de “ilimle beraber amel”dir. Yani, bir fikir, insanları güzel amele götürüyorsa hikmetlidir. Yoksa sadece sözde kalan, uygulamaya konulamayan düşünceler şahsî olmaktan öteye geçmez ve insanlar için bir irşat ve hidayet vesilesi olamazlar.

Hem bir kitab-ı hikmet ve şeriat, hem bir kitab-ı dua ve ubûdiyyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitab-ı zikir ve mârifet gibi; bütün hâcât-ı mâneviyesine karşı birer kitab ve bütün muhtelif ehl-i mesâlik ve meşârib olan evliya ve sıddıkînin, asfiya ve muhakkikînin her birinin meşreblerine lâyık birer risale ibraz eden bir “kütübhane-i mukaddese”dir...

Kur’ân-ı Kerim, bütün varlık âleminin yaratılış gayelerini ve görevlerini öğretmesi cihetiyle bir kitab-ı hikmet olduğu gibi, hem şahsî hayatımıza hem de  toplum  hayatımıza dair emir ve yasakları bildirmesi yönüyle bir kitab-ı şeriattır.

Şeriatın birer esası olan “dua, ubudiyet, emir ve davetleri” de bütün yönleriyle içine alır.

Kur’ân-ı Kerim, okunduğunda  her harfine en az on sevap verilen bir zikir olduğu gibi,  Allah’ı isim ve sıfatlarıyla tanıtması yönüyle de bir marifet kitabıdır.

Kur’ân-ı Kerimde bütün hak meslek ve meşreplerin esasları mevcuttur.  Aynı kâinattan her meyve ağacı  kendi istidadına göre farklı bir meyve süzdüğü  gibi, her tefsir âlimi  Kur’ândan farklı manalar sezer, her meşrep sahibi farklı feyiz kapıları bulur ve farklı esmânın tecellilerine mazhar olmakla ayrı bir irşat mesleği  ortaya koyar. Bu yönüyle Kur’ân bir tek kitap olduğu halde bir kütüphane hükmüne geçer.

------------------

Kuran-ı Kerimin islam dininin temel kaynağı olması yönünden önemi nedir?

Güzel ahlakı ve insani bir şekilde yaşanması için terbiye etmesi,yasaklar,sevaplar,müslüman gibi görünüp müslüman olmayanlardan sakınmak, kurallara uyanlara daha iyi bir yaşamı müjdelemesi anlıcan bütün kullarını çok sevdiğini göstermesi.

Allah'ın kelamıdır içinde Allah'ın sözleri yer alır ve son kitaptır.

Kur’an-ı Kerim niçin İslam Dininin Temel kaynağıdır?

Kur’an-ı Kerîm, Allah’ın insanlara indirdiği son Mukaddes Kitaptır. Kur’an, son Peygamber Hz. Muhammed’e (asm) Cebrâil (as) tarafından vahiy yoluyla indirilmiş ve ondan tevatür yoluyla nakl edilerek günümüze kadar gelmiştir. Kur’an-ı Kerîm ferde ve cem’iyete, bütün insan sınıflarına, bütün memleketlerde ve bütün devirlerde insan hayatının bütününe, maddî – mânevî bir hidayet rehberidir. Hükûmet başkanından, kumandandan sade vatandaşa ve sokaktaki adama kadar herkes, orada kendisiyle alâkalı olanı bulur. Dünyevî ve uhrevî huzur ve saadeti için gerekli bilgi ve dersleri ondan alır.

Hz Muhammed (s.a.s.) Muâz b. Cebel’i Yemen’e kadı olarak gönderirken araların-da şu konuşma geçmişti:
Hz. Peygamber (s.a.s.) O’na sordu: Sana bir dava getirildiğinde ne ile hük-medeceksin yâ Muâz?
- Allah’ın Kitâb’ında bulduğumla hükmedeceğim.
- Onda bulamazsan ne ile hükmedeeksin?
- Peyamberin Sünneti ile hükmedeceğim. Hz. Peygamber tekrar sordu:
- Ya onda da bulamazsan?
- Kendi reyimle İctihâd ederim.
Muâz’ın bu suretle cevap vermesi üzerine Peygamber çok sevinmiş ve Al-lah’a hamdü senada bulunmuştur.

Kur’an-ı kerim İslâm dininin temel kaynağıdır Bir konuyla ilgili olarak İslam dini açısından hüküm verilirken Kur’an başvurulacak olan ilk kaynaktır Kur’an insanlara en doğru yolu gösteren ilâhî bir rehberdir Kur’an’da ALLAH ile insan, insan ile insan ve insan ile evren arasındaki ilişkileri düzenleyen ilkeler yer alır Kur’an iyilik yapanlar için müjdeleyici ve kötülük yapanlar için ise uyarıcıdır.

Kaynaklar :
Sorularla İslamiyet
Bediüzzaman, Sözler,
Bazi internet sayfalari


Çöven Otu – Helvacı Kökü – Sabun Otu Nedir? Nasıl Kullanılır? Faydaları Nelerdir?

Çöven Otu tohumu, çöven otu sabunu ve çöven otu kreması ( kereviç kreması, kerebiç köpüğü ) hakkında bir yazı hazırladık. kıymeti pek bilinmeyen çöven otu ile ilgili bilgi vereceğiz.

ÇÖVEN (GYPOSPHİLA ARROSTİİ)

. (Helvacı otu, Sabun otu)

İÇİNDEKİLER: »Şekerler »Reçine »Saponin

YÂN TESİRİ: Fazlası kusturur.

ŞİFASI:

1) Sivilce: Çöven kökü kaynatılıp sivilcelere losyon yapılır.

2) İdrar söktürücü: Az çöven kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.

3) Hayız söktürücü:  Az çöven kökü kaynatılıp balla tatlandırılarak içilir.

4) Leke giderici: Çöven, ıhlamur ile beraber kaynatılıp lekelere masaj yapılır.

5) Saç bakımı: Az çöven, kekik ile beraber kaynatılıp saçlar yıkanır.

6) Saçlardaki Kepeklenmenin en iyi ilacıdır, kaynatılıp suyu ile  saçlar son durulama suyunda yıkanır.

TAVSİYE: Çöven, helvacıların, helvayı beyazlatmak için kullandığı bir bitkidir. İçinde saponin bol olduğundan güçlü bir temizleyicidir. Temizlik deterjanı, sabun üretilebilir. Ergenlik sivilcelerine başarıyla uygulanır.


Çöven otu, Türkiye’nin ihraç ürünleri arasındadır. Genel olarak Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’da yetişmektedir.

Karanfilgiller familyasında olan bu bitki ve bu bitkiye yakın türler İngilizcede ‘ Baby’s Breath ‘ olarak bilinir. Karanfilgiller ailesine mensup olan çöven otu‘nun kök ve dalları köpürdüğü için sabun otu, sabun çiçeği ve köpürgen gibi isimler verilmiştir. Ayrıca helva yapımında kullanıldığı için helvacı kökü olarak da bilinir. Çöğen olarak da bilinir. Gerçekten de bu bitkinin temizleyici özellikleri şaşkınlık vericidir. Kendisi doğal köpürme özelliği olan bitkisel sabun’dur.

Esasen; bu otun köpürme özelliği içerisinde bulunan ‘ saponin ‘ adlı bir bitkiden kaynaklanmaktadır. Saponin maddesi bazı bitkilerde ve daha çok oranda sabun otunda ( çöğen otu – Saponaria) yüksek miktarda bulunur ve suda köpürme özelliği taşıyan yüksek molekül ağırlığına glikozittir.

Çöven Otu/Sabun Çiçeği  ile Temizlik Malzemesi Yapımı

Bu bitkinin kuru kökleri kaynatılır ve ortaya böylesi temizlik malzemesi çıkar. Daha önceki yazımız olan Sabun Cevizi ile benzer özellikler gösterebilir. Bknz: Sabun Cevizi ile Doğal Temizlik
Çöven Otu; krema yapımında, helva yapımında ayrıca sabun yapımında kullanılmaktadır. Gıda endüstrisinde, çöven ekstresi tahin helvası yapımında kullanılır. Bunun dışında ise lokum imalatı ve Trakya bölgesine has köpük helvası yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca, Türkiye’de bazı yörelerde, hellim peyniri imalatında kullanılır.

Kök ve yaprakları ile bitki çayı hazırlanabilir. Ayrıca; çeşitli maksatlar ile sağlık alanında kullanılmaktadır.

Çöven Otu Faydaları Nelerdir?

Çöven otunun faydaları hakkında yazılanların pek çoğu geleneksel kaynaklı olup, bu sebeple pek çok kaynakta, tüketim şekli belirtilmemiştir. Bu sebeple kesin bir şey söylemek zordur ancak çöven otu çayı ile hazırlanan bitkisel çay’ın faydalı olabileceği sorunları belirttik

Ateş düşürücü olup; ter, idrar ve balgam ve adet sökücüdür. Uyuz , egzama gibi cilt sorunları için kullanıldığı bilinmekle birlikte, rahatlatıcı, bronş açıcı bir bitki olarak kullanılmaktadır.

Bunun yanı sıra "www dailymail co uk" adlı sitede yer alan bir habere göre ise  İngiliz Bilim adamlarının yaptığı araştırmada; çöven otu ile lösemi için bilinen ilaçlardan çok etkili bir ilaç yapılabileceği yönünde bilgi vardır.

Çöven otu, belli oranda toksin içermektedir. Bu sebeple çay tüketiminde dikkat etmek gerekir. Doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır. Geleneksel kullanımda; 2 gram çöven otu çeyrek litre su ile bildiğimiz çay demleme usulü ile demlenir. Demleme süresi 5-10 dakika arasındadır. Bu çay günde iki defa sabah ve akşamları yarım fincan doktor önerisi ile içilebilir.

Kurabiyeler için Çöven Kreması ( Kerebiç Köpüğü ) Nasıl Yapılır?

Genelde kerebiç tatlısının üzerine konulan bu krema, kerebiç kreması veya kerebiç köpüğü olarak da bilinir.

Malzemeler:
2 adet çöven otu kökü
5 su bardağı pudra şekeri veya toz şeker
4 su bardağı su

Çöven otu yıkanıp tencereye alınır ve 4 bardak su eklenerek bir gece suda bekletilir. Saba olunca çöven otu 2 saat kaynatılır. Eğer suyu azalırsa; kaynarken 1-1,5 su bardağı su ilave edilebilir.

Kaynayan çöven otu süzülür ve daha sıcak iken şeker ilave edilir ve karıştırılmaya devam edilir. Biraz ılıyınca mikser yardımı ile çırpma işlemi başlar. Kıvam iyice sertleştiğinde kerebiç kreması hazır olmuştur. Çırpma işlemi biraz uzun sürebiliyor. ( 45 dakika – 1 saat kadar çırpılır ara ara mikser durdurulabilir. )

--------------------

çöven otu ile ilgili bilgiler hakkında yazılar çöven otu Saponaria officinalis çöven bitkisi pembe veya beyaz renkte çiçekler açan, kökü kalın, çok yıllık, 30 ila 80 cm boylarında, otsu bir bitkidir. Temizleyici özelliğinden dolayı “sabun otu” olarak da adlandırılır. İçerisindeki en önemi madde saponindir, ayrıca reçine, uçucu ve sabit yağ ile müsilaj içerir. şifalı bitkiler çöven otu nedir kürü hangi rahatsızlığa faydalıdır nelere iyi gelir ne işe yarar hastalık tedavi edici iyileştirici özellikleri ve zararları nelerdir
diger ismi : sabun otu kökü faydaları

çöven otu özellikleri : çöven sabun otu olarakta bilinir çöven otu kökü ve dalları,çöven otu suyu sabun katılmış gibi köpüren, kir temizleyici bir bitkidir. Helvacılıkta, ağdayı ağartmak için de kullanılır. Kökü, büyük ve kalındır. Dışı, hafif kırmızımtıraktır. çöven otu çiçeği pembe, beyaz olup, salkım şeklindedir. Köklerin dövülmesinden çöven elde edilir.

çöven otunun faydaları : İdrar ve ishal yapabilir. Göğsü yumuşatıcı, balgam söktürücü, terletici ve ateş düşürücü etkileri ile özellikle bronşitte faydalıdır. Vücudu rahatlatır. Egzama, uyuz gibi cilt hastalıklarında faydalıdır.
çöven otu neye iyi gelir : İdrar söktürür. Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. Kusturur ve balgam söktürür. Cilt hastalıklarında da faydalanılır. Temizleyici olarak da kullanılır.

çöven otu nasıl kullanılır : çöven bitkisi eczacılıkta çöven otunun öncelikle kökü kullanılır. Ayrıca, bitkinin kurutulmuş yaprakları da kaynatılarak kullanılmaktadır. Tedavi amacıyla kullanımının dışında, bitkisel sabun olarak elbise ve eşyalardaki yağ ve kir lekelerini çıkarmakta da kullanılır.
çöven otu nasıl tüketilmeli : çöven otu çayı nasıl yapılır iki tatlı kaşığı çöven otu kökü kökü demliğe konur ve üzerine 300-500 ml kaynar suyu ilave edilerek 5-10 dakika demlemeye bıraktıktan sonra süzülerek çay olarak içilir.

çöven otu zararları ve yan etkileri : Aşırı dozajda çöven otu kökü çayı mide ve bağırsaklarda tahrişe neden olur. Normal dozajda herhangi bir yantesiri yoktur.

Çöven Üretimi

Tahin helvası üretiminde kullanılan çöven kök ve rizomlarının yongalar halinde bir kapta 4-5 kez kaynatılması ve kaynama sularının ayrı bir kapta tekrar kaynatılması ile elde edilir.

Elde edilen bu çöven suyuna çöven özütü ve çöven ekstraktı denir. Çöven ekstraktı reçine, şeker ve saponinden ibarettir. Tahin helvası şurubunun ağartılmasında çöven içindeki saponinin etkisi rol oynar. Saponin aynı zamanda şekeri yumuşatır. Sünger gibi yapar. Çöven tahindeki susam yağının şekerle karışmasını sağlayan emilgatör görevini de yapar.

Çövenin helva üretiminde kullanım amacını kısaca sıralayacak olursak:

1- Şeker ağdasını beyazlatır.
2- Ağdayı yumuşatır.
3- Ağdayı sünger gibi yapar.
4- Emilgatör etki yapar.

Malt (tahin helvası şurubu) elde edilmesi:

Şeker kaynatma kazanlarının içinde ağırlığının ½ ile 1/3’ ü arasındaki su ile karıştırılarak ısıtılır.

Elde edilen bu ürüne malt adı verilir. İnvertleştirici madde olarak sitrik asit, tartarik asit, malik asit kullanılır. Kullanım oranı % 0,1’dir. 1 kg şekere 1 gr invertleştirmede şekerin % 25-30’u inversiyona tabi tutulur.
                                                           100-125 °C ısı
35 kg şeker(sakaroz) + 15 kg su + 35 gr asit ———————› Malt
                                                               30 dakika

Maltın Beyazlatılması:

Bakır kazanlar içinde elde edilen malt, hemen matı kazanı tabir edilen dibi yarım küre şeklinde olan silindirik kazanlara alınır. Üzerin çöven suyu (100 kg şekere 100 gr çöven ekstraktı olacak şekilde) ilave edilir ve matı kazanı süratle 130-140°C sıcaklığa kadar ısıtılır. Bu kazanlar sonunda malt çöven suyunun etkisiyle beyazlaşır, yumuşar ve sünger gibi bir hal alır. Buradan elde edilen malta Beyazlatılmış Malt adı verilir.

Tahin ve Beyazlatılmış Maltın Karıştırılması:


70-80°C’ye kadar soğutulan beyazlatılmış malt ayrı bir kazandaki aynı sıcaklıkta duran tahin üzerine dökülür. Burada dikkat edilecek husus tahin ve malt karışımında şeker oranının elde edilecek ürünün TS 2590 ‘a uygun olacak şekilde ayarlanmasıdır.

Emülgatör Kullanımı:

Tahin ile maltın karışımından önce, tahine Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine göre müsaade edilen emülgatörlerden ( E 491 sorbiton monostearat 5 g∕kg, E 471 mono ve di gliserid QS maksimum düzeyin belirlenmediği teknolojinin gerektirdiği miktardan fazla olmamalıdır) birisi katılır ve iyice karıştırılır.

Daha sonra malt ilave edilerek, önce tahta kürekle, sonra da el ile içe dönük bir katlama ile karıştırılır. Gittikçe sertleşmeye başlayan kütle tam karışma sağlanınca kalıplara alınır ve ambalajlanır.

Bilindiği gibi tahin helvası üretiminde el ile temas, oldukça yoğun bir şekilde uygulandığından, mikrobiyolojik açıdan kontaminasyon son derece önemlidir. Eller muhakkak dezenfekte edilerek elle karıştırılmalıdır.

Tahin Helvasının Kimyasal Özellikleri:



Özellik Değer
-Susam yağı                               % (m∕m), en az
-Tahin miktarı                            % (m∕m), en az                        
-Protein                                  % (m∕m), en az                        
-Toplam şeker(sakaroz)             % (m∕m), en çok                        
-Rutubet                                     % (m∕m), en çok                        
-Ham selüloz                              % (m∕m), en çok                        
-Kül                                            % (m∕m), en çok                        
-Peroksit sayısı(özütlenen yağda) mili eşdeğer O2∕kg en çok
-Asitlik (özütlenen yağda) oleik asit cinsinden % (m∕m), en çok
-Oleik asit                                   % (m∕m), en az
-Linoleik asit                               % (m∕m), en az
-Linolenik asit                             % (m∕m), en çok                        
-Palmitik asit                               % (m∕m), en az
-Saponin                                      % (m∕m), en çok                        
-Demir (Fe)                                 % (m∕m), en çok                        
-Arsenik(As)                               % (m∕m), en çok                        
-Bakır(Cu)                                   % (m∕m), en çok                        
-Kurşun(Pb)                                % (m∕m), en çok                        
-Kalay(Sn)                                   % (m∕m), en çok                                   23


Not: Çeşni maddesi olarak kurutulmuş veya yaş meyve şekerlemeleri, kuru meyve katılmış çeşnili tahin helvalarında analizler bu maddeler ayıklandıktan sonra kalan kütlede yapılır.

MODERN İŞLETMELERDE HELVA ÜRETİM AŞAMALARI

HAZIRLIK:

1- Bir miktar şeker, bir miktar sitrik asit, bir miktar glikoz ve bir miktar su şeker hazırlama (macun) kazanına dökülür.
2- Kazanın ısısı açılır ve şeker çözünene kadar karıştırılır.
3- Karışım kaynatma kazanına alınır.

          HELVA KAYNATMA KAZANI:

1- Kazanın ısısı açılır.
2- Karıştırıcı ve aspiratör çalıştırılır.
3- Sıcaklık yeterince yükselince alt ısı kapatılır.
4- Vana açılır ve kazandaki karışım ağartma kazanına aktarılır,

  HELVA AĞARTMA KAZANI:

1- Kazanın çarpma pervanesi çalıştırılır ve alt ısısı açılır.
2- Belirli bir kıvamdan sonra gerekli miktarda çöğen verilir.
3- İstenilen kıvama gelinceye kadar pişirilir.

HELVA YOĞURMA:

1- Karmalara bir miktar tahin ve diğer katkıları ( emülgatör, vanilya, kakao, antep fıstığı) tartılır.
2- Ağartma kazanından her karmaya bir miktar şeker çıkartılır.
3- Şeker (ağda) ile tahinin önce kürekle karışmasını sağlanır.
4- Yoğurma eldiveni ile yoğurulur.
5- Sıcak helva hamuru belirli kıvama geldiğinde karma yere indirilir.

  HELVA TARTIM VE KALIPLAMA:

1- Üretim planında belirtilen helva cinsine göre gerekli kalıplar hazırlanır.
2- Tartım için teraziler hazırlanır.
3- Tartılan sıcak helva hamuru kalıplara sıkı bir şekilde basılır.

HELVA KESİMİ:

1- Hava ve elektrik bağlantıları yapılır.
2- Hidrolik şalteri açılır.
3- Kesilecek helva hazneye yerleştirilir.
4- Hidrolik kolu aşağı basılı tutulur, helva kesim işi bitince bırakılır.
5- Hava piston kolu aşağı doğru basılır.
6- Hidrolik kolu yukarı kaldırılır.
7- Kesilen helvalar tepsi ile alınır.

HELVALARIN SOĞUTULMASI:

1- Doldurulan kalıplar (80 gr, 200 gr, 450 gr) helva soğutma ranzalarına yerleştirilir.
2- 950 gr ve 3000 gr’ lık helva kalıpları paletlere alınır.
3- Paletler helva soğutma odasına alınır ve helvalar soğuyana kadar beklenir.

      HELVA ELLE PAKETLEME:

1- Soğuyan helvalar kalıplardan helva arabalarına çıkarılır.
2- Kalıptan çıkan helvanın cinsine göre ambalaj kağıdı kesilir.
3- Paketleme eldiveni giyilir.
4- Helvalar ambalaj kağıdına sarılır ve yapıştırılır.

    HELVA OTOMATİK PAKETLEME:

1- Ana şalter açılır.
2- Çene ve alt ısıtıcıların rezistansları açılır.
3- Ambalajlanacak helvanın türüne göre makinenin silindirine ambalaj kağıdı takılır.
4- Ambalaj kağıdının boyu ayarlanır.
5- Fotosel ayarı yapılır.
6- Alt ısı 150°C’ye, çene ısıları 135°C’ye gelinceye kadar beklenir.
7- İticilere (banta) helvalar yerleştirilir.
8- Makine çalıştırılır.

HELVALARA TARİH VE PARTİ NUMARASI BASILMASI:


1- Makinenin kapağı açılır ve kapak solventle yıkanır.
2- Kuruladıktan sonra kapak kapatılır.
3- Şartel açılır.
4- Elektrik makineye gelince düğmeye basılır.
5- Kırmızı yanıp sönen düğmenin sönmesi beklenir.
6- Kumandadan tarih ve parti numarası ayarlanır.
7- Ambalajlanmış ürünün bulunduğu bant çalıştırılır.

HELVA KOLİLEME:

1- Kolileme yapılacak helvanın cinsine uygun koli depodan getirilir.
2- Kolilerin üzerine kolilenecek helvaların imal tarihi basılır.
3- Tarihlenen kolilerin altı bantla kapatılır.
4- Kolilerin içi naylonlanır.
5- İnjenkt makinesinden geçirilen helvalar kolilerin içine yerleştirilir.
6- Kolilerin üstü bantlanır.
7- Temiz ve düzgün palet getirilir.
8- Ürün kolileri palete yerleştirilir.
9- Depoya ürün teslim formu düzenleyip ürünleri depoya teslim etmek üzere helva üretim sorumlusuna haber verilir.

HELVA KOLİLERİNİN SHRİNKLENMESİ:

1- Shrink makinesinin bağlı bulunduğu elektrik şalteri 2 konumuna getirilir.
2- Bandın çalıştırma düğmesi, yapıştırma düğmesi ve soğutucu açılır.
3- Makinenin sıcaklığının 240°C’ye gelmesi beklenir.
4- Shrink naylonu yerine takılır.
5- Shrink soğutucuları naylonu basılarak makinenin içine verilir.
6- Makinenin içine verilen naylon, makinenin ısısıyla büzüşür.
7- Makinenin içinden çıkan kolinin kenarları düzeltilir.
8- Koliler palete uygun şekilde istiflenir.
9- Malların geçirilmesi bittikten sonra yapıştırma düğmesi ve ısısı kapalı konuma getirilir.
10- Makine soğumaya bırakılır.
11- Soğuyan makinenin bandı ve soğutucuları kapalı konuma getirilir.
12- Elektrik şalteri kapatılır.



ÇÖVEN ÜRETİMİ AKIŞ ŞEMASI


KÖK VE RİZOMLAR

TEMİZLEME

YONGALAR HALİNDE KESİM

BİRİNCİ KAYNATMA

İKİNCİ KAYNATMA

ÇÖVEN EKSTRAKTI



HELVA YAPIMI dahil olmak üzere herhangi bir GIDA ÜRÜN İMALATI düşünüldüğünde ve bir kaynak arandığında GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ formül içeriği bakımından sizlere yeterli olabilir.Bu ansiklopedi içerisinde gıda ürünlerine ait, yüzlerce ÜRETİM FORMÜLLERİ ve ÜRETİM YÖNTEMLERİ mevcuttur.

Sağlıcakla Kalınız…



--------
Kaynaklar :
1organik com coven-otu-sabun-cicegi-helvaci-koku
sifalibitkilertedavikurleri com coven-otunun-faydalari
bitkilerin-faydalari blogspot com/2015/02 coven-otu-faydalari-coven-ciceginin
hammaddeleransiklopedisi com makale-detay coven-suyu-uretimihelva-yapimiimalat-formulleri

Kutsal Ruh Sağ ve O Yeniden isa lar Doğurtabilen Bir Ruh

(Kar©glanin 03.08.2015 Vaazi)

.. Zilkade 2015 Pazartesi

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ

Sadakallahul Aziym Tur Suresi 48

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Vasbir li hukmi rabbike fe inneke bi a’yuninâ, ve sebbih bi hamdi rabbike hîne tekûmu.

Sadakallahul Aziym Tur Suresi 48

Meali:

Ey Ahir zaman Meryemleri o (Mehdi Gün gibi doğup herkesce Aayan
olana kadar ,bilinenene kadar , Rabbinizin size bictigi hükme ve
kaftana sabrediniz ki, ISA yeryüzünde yeniden kiyam etsin kalksin, ve
Mehdi aayan olsun bilinsin taninsin.

Sadakallahul Aziym Tur Suresi 48

Allahüme Salli ala Seyyidina Mehdi
ve Sallu ala Seyyidina isa ve Seyyidatina Kutsal Bakire Meryem
Allahüme Salli ala Seyyidina Muhammed Mustafa
ve selamun ala cemiil enbiyai velmürselun
veselamun ala cemiil melaiketül mukarrebun.

Yolculugumuza başliyoruz :

Meryeme düşen görev Babasiz bir isa doğurup O nu Babasiz Babasiz Yetiştirip isa Yapmak.

O na hem ana hemde Baba olmak taaki Rabbinin hükmü ayan olasiya kadar.

Hz. isaya ve isa olacaklara düşen babasi olmasina ragmen
babasiz babasiz büyümek baba baba diye yanip tutuşmasina ragmen Babasiz
büyümek.

Eger Kutsal Ruh yanlarinda olup onlra babalik kocalik etseydi
Ne isa isa olurdu babasiz cocuk veya ruhdan olma cocuk, nede meryem
meryem olurdu. meryemi iki cihan bilirki o kutsal ruhdan bir cocuk
yaptigi için meryem oldu, ve onu iki cihan tanidi, eger babasi olsaydi
bu kadar farkli biri olup yillarca dillerden dile meryem ve isa diye
biri taninirmiyidi duyulurmuydu, sen, bu, o gibi olsaydi mucizenin
kerametin anlami ne olacakdi o zaman.

Hz mehdi sağ ve kutsal Ruh O durki ve ayni Yöntem ile onun
bildigi 4 Tane daha ahir zaman Meryemi anneden, Dört tane ayni yöntem
ile cocuk yapti, ilk başta o dahi bilmiyordu durumun böyle oldugunu,
sonra anladi. ve Ey isa bekliyen ahmaklar, Hz Mehdi Canli O gün ( Hz
Meryem vaktinde) Bir tane isa dogurtan kutsal ruh bu gün dört anneden
iki oglan iki kiz ayni yöntemle dogurttu, Amma o cocuklara meryemlik
yapamayan anneler, alip gidip bu cocuklari bakimevine vermeyi düşünür
oldular. nerde kaldi bunun Mehdi mucizesi ve Kerameti oluşu, ve sizin
ahir zaman meryemleri oluşunuz. Eger o cocuklara annelik ve babalik edip
meryem olamayacaksiniz, dünyada en az iki milyar daha meryem olabilcek
kadin mevcut, taaa mehdinin kerameti bilinip, onun kutsal ruh yani Hz
Mehdi oldugu ayaan olasiya, bir başka meryem bulacakdir. ve eger siz
şimdiki meryemler eger o cocuklara sahip cikmayip bakimevine verirseniz
iki cihanda yüzünüz gülmesin Allahin, meleklerinin ve hz isanin kahrina
maruz kalasiniz.

Bu cocuklar size verilen büyük bir hediye, ve Mehdinin mucize
ve Kerametine ortak olmak şerefine ermişken, bunu tepip atmak ne
edepsizlikdir. 2015 model isa dogurmak ne büyük mucize degilmi.

Hz. Mehdinin kim veya O nun O olduğunun ispatina delil olcak,
bir canliya, yeni yeni isalara meryem olmak, Keramete mucizeye ortak
olup, Hak mucizesine delil olmak en büyük bahtiyarlikdir.

Ve Rabbim buyuruyor o baştaki ayette : Rabbinin hükmü gercek
olup aaayan olasiya kadar Rabbinin sana biçtiği hükmünde sabirli ol
sabret .

Üzüm asmasi cekirdek yoluyla üreme gösterdigi gibi, birde öyle
bir yöntemle üreme de gösterirki, dalindan bir bir dal kes, suya islat,
pançak salar, ve o dali al git nereye dikersen dik, yeni asma olup üzüm
verir. yani döl verme yöntemi öyle, niye şaşarsiniz kutsal ruh (Hz
Mehdi), cinsel yani fiziki temas olmadan, niye ruh yolu ile cocuk
yapamasin, Allahin yöntemleri tek degildir, binlerce yolu ve ilmi
vardir. ve Hz meryem imranin kizi hanneden olma, imran irem, yani
dünyanin yedi harikasindan biri olan "iremin üzüm baglari "nin sahibi
yani üzüm ve üreme sistemi ve niye şaşarsiniz, isa ve mehdi böyle bir
cibilliyatla yaratilip, blöyle bir üreme sisteminde secmiş olanlardir.
üzüm cekirdek verip tohuma kaldigi gibi, hic tohuma bile ihtiyac
olmadan, asma dalindan kes, ve suya islat, pancaklat ve dik, yine ürer,
yani mehdi üreme sistemi, Kutsal Ruhdan üreme sistemi.

üzüm asmasi yine, daha önceki vaazlarda yazdigimiz gibi
daldirma yöntemi ilede ürer, yani asma dallari cok sivriilip uzar, bir
dal asma dikilir, ve bag yapmak için, uzayan dallarindan birisi veya
birkaci asmanin altindan gömülür, ve en ucu mesela bir bucuk metre
ilerde biryerde, en uzun ucu dişarda birikalir, ve böylece bir dal
asmadan, bir veya birkac dal daha asma üretilmiş olur, yani ikinci üreme
sistemi, yine cekirdek ile ürer ücüncü ürem sistemi yine aşi yöntemi
ile ürer, yine.... buralarida sır ce saklı kalsın, dahasıdamı var
diyeceksiniz, ve evet var dahalarida var.

ve Hz isanin bakteriyel yapisinin bir nevisi Penislin
bakterisidir, cünkü erkeklik uzvu carmihda kesildigi için, kalan nefis
uzvu onun en kücük penisli erkek olmasini sagladi ve kaf dagi vaazimizda
dedigimiz, uzun bir in kirilmasi ile ancak yeni bir bir elde edilir
yani erkek bölünme sistemi üreme sistemi yani erkek bölündükce yeniden
bir bir erkek olur yani pirsa doram örenigni vermişdik o vaazda yani onu
en kücük kirsan en kücük bir tane daha bir oluverir ve silim veya silin
penisilin manasinda yani kücük penisli manasinda yani penisilin
bakterisidir ve onun üreme sistemi yine Mehdi ve isa nin üreme
sistemlerinden yine birisidir.

ve elini yikayinca, sabun bakterilieri elinde cogalip
mikroplari yerler, ve elin temiz olur, amma 15 dakika sonra, elin
degdigi yerlerden ve havadan yeni mikrop kapip, yine mikroplar saniyede
binlerce üreyerek elini pis hale getirirler, ve dedik temizlik ve
güzellik üremiyor amma pislik ve mikrop ve kötü ahlaklar, ve şeytanlar
ve ahlaki cok cabuk üreyebiliyor. ve ahir zamanda bu şeytanlar ve şeytan
askeri deccal ve ordusuyla savaşabilmesi için, işde Rabbim onlara yani
Mehdi ve isa ya, bu penisilin hikmetini bahşetmiş ve, cc oraninda bir
şiringanin icinde 100 000 ünite veya 200 000 ünite veya 500 000 ünite
veya 1 000 000 ünite penilsin bakterisi insanlara şiringa edilerekden,
onlarin bu şeytan askeri mikroplarla savaşmasi, ve onlari yenmesi
saglanir. ve penisilin bütün her hastallik türüne iyi gelir, ve fakat
sadece nasil kullanilmasi gerektigi bilinmediginden sanilirki bazilarina
fayda etmiyor , halbuku o bütün mikroplarla savaşabilir, Allah onu ve
teb asini mehdi ve askerleri yapmiş, nasil bir mikropla savaşamaz olsun,
o ki : "inaniyorsaniz galip sizsiniz" ayetine mazhardir.

Esteuzubillah

"Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz."

(Âl-i İmran, 3/139)

Penisilin

1928 yılında Londra'da Alexander Fleming tarafından Penicillium
Notatum adlı küfte keşfedilen antibiyotik. Bu madde, ilk olarak 1911
yılında bir İskandinavyalı tarafından tanımlanmış olmakla beraber o
yıllarda iyileştirici gücü bilinmemekteydi. 1945 yılında Fleming'le
birlikte Nobel Ödülünü kazanan Oxfordlu Florey ve Chain, penisilinin
kitle halinde elde edilebilmesini temin etmişlerdir.

A- doğal penisilinler

Penisilin G ve Penisilin V

B- Sentetik penisilinler

I. Amino Penisilinler: Ampisilin, Amoksisilin, Bakampisilin, Siklasilin, Episilin, Hetasilin, Divampisilin.

II. Carboksi, Karbenisilin, Tikarsilin.

III. Penisilinaz dayanıklı penisilinler: Metisilin, Nofsilin, Oksasilin, Dokssilin, Dikloksasilin, Flukloksasilin.

Penisilinaz dayanıklı penisilinler esas olarak Penisilin G'ye
dirençli olan stafilokok türü mikroorganizmaların yaptığı
enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.

Penisilinlerin çok hastalıklarda ve dozlarına dikkat edilmeden
kullanılması çeşitli mikroorganizmalarda bu ilaca karşı direnç meydana
getirmiştir. Aynı hastalık eskisine oranla çok daha yüksek doz penisilin
verilerek tedavi edilebilmektedir.

ve sanilikri bazilarina fayda etmiyor ,
halbuku o bütün mikroplarla savaşabilir, Allah onu ve teb asini mehdi ve
askerleri yapmiş, nasil bir mikropla savaşamaz olsun, o ki :
"inaniyorsaniz galip sizsiniz" ayetine mazhardir.

bazilari bilinir bazilari ise, mehdi dünyada bazi düşmanlari
ile nasil savaşiyor ise, o yöntem ile savaşinca, veya penislin o şekilde
kullanilinca, o düşmana galip gelinebilir demekdir bu, bunuda Allah,
melekleri, ve peygamberleri ve mehdiden başkasi bilemez. Hicbir aan ın
ikincisi tekrari yokdur her an kendine has ve özeldir tekdir o yüzden
mehdide o aana özel savaş teknigi geliştirir ve kullanir. yani dün saat
22:35:32;39` o an icindi yani tekrari yok geri gelmez o , geri gelseydi
neler olmazdiki dünyada, kötüler gelir degiştirirdi kötülük yapardi,
iyiler gelir degiştirirdi iyilik yapmak isterdi, ve zaman kaosa ugrardi,
sadece Hz HIZIRIN Rabbimizin istegi muradi ve müsadesi dogrultusunda
bir müdahelesi vardir insanlar icinde, Tabiki Allah, zamanada istedigi
gibi tasaruuf eder.

---oOo---

Tasavvuf ehli herşeyden ziyade Allahu Tealanin Cemaline talipdirlerde, Talip olduklari Cemal nedir bilmezler.

Halbuki Cemal demek yüz demekdir, yani logo. mesela benim
sayfamin başinda bir logosu var, onu gören ha bu karoglanin sayfasi der.
Yine yeni resimlerime mehdi ve Raşit Logosu yaptim, ve onu
kullaniyorum, onu gören, bizim logomuzu gören haaa bu karoglan hocanin
dizayni, yahutda paylaşdigi bilgi, resim, yazi neyse işde o diye bilir.
yani cemal yani logo, ve Allah da, insanogluna logo olarak yüz kismini
vermiş, ve biz insanoglunu ve hayvanlari ve yine bitkileri
logosundan,yani yüz kismindan taniriz, ayagina bakipda bu kedi bu köpek
demiyoruz, yüzüne bakinca, haaa bu kedi, veya bu fare, bu aslan, bu
ahmet, bu mehmet biliriz. yani cemal allahu tealanin sana yükledigi
cemal mazhariyetine mazhar olan yerin , yani yüzün ile sendede
cemalullah tezahür edip sana ercek olan işde toprakdaki bir bir dometes
fidesi, cemalullah diledi ise, senin logon ona gösteerilip onun sana
dogru yolculukk etmesi, seni arayip bulmasi saglanir, dünyanin her
neresinde olursan ol o senin için rizkin, ve yiyecegin, giyecegin, veya
cicegin, agacin, hayvanin olarak yazildiysa, senin logon ona
gösterilirki, o seni heryerden güneşin görüldügü gibi, görüp sana dogru
yolculuk eder durur, taaki sana vasil olana kadar. yani ve cemalullaha
talip olmak bu yüzden esas ameldir, haşrdan sonraki hedef noktamizdir.
cennet ve cehhennem sonraki işler, en mühim mesele cemalullah yani
varacagin yer, yani navigationdadaki hedef demekdir. hedefi olmayanin
varacağı yer muglakdir.

ve kainatda ne cemalullahsiz nede besmelesiz bir amel ve iş
olmazken, nedir yine her işin başinda besmele cekmek peki denirse yani :

"la mevcuda illa hu" denince ondan
gayri bir varlik yok ise, onun ismi olmayan isimde yokdur, o yüzden
ahmet gelirmisin derken, biz demeyizki "bismillah ahmet gelirmisin"
sadece "ahmet gelirmisin" deriz bu yeterli, amma bir fiilin amelin
başinda besmele cekeriz ki, bunu yapan ben degil, benim üzerimde tasaruf
eden Allahdir demek icindir. Nitekim Kuran-i Kerimde Hz. Davud un
Calutu öldürmek için attigi taşdan dolayi, Rabbimiz buyuruyor :

Esteuzubillah

"onları siz öldürmediniz, fakat Allah onları öldürdü. Attığın
zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Mü’minleri, tarafından güzel
bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı. Şüphesiz Allah hakkıyla
işitendir, hakkıyla bilendir."

Sadakallahul Aziym Enfal Suresi 17

yani o yüzden cemal tazühürü, Allahu Tealanin sende bende
logomuz yüzümüzde ettigi tasaruf yani, tezahür göstermesi görünmesi ,
yine süleyman çelebinin mevlidinde geçen

---OxO---

Allah adın zikredeyim evvela

Vacib oldur cümle işte her kula

Allah adın herkim ol evvel ana

Her işi asan eder Allah ona

Allah adı olsa her işin önü

Her gizepten olmaya anın sonu

Her nefeste Allah adın de müdam

Allah adıyla olur her iş tamam

İsmi pakin pak olur olur zikreyleyen

Her murada erişir Allah deyen

her işde besmele bu yüzden mühüm, o benlik ve gurur icinde
kibir icinde olanlara duyurulur, halbuki onlarin "Ben yaptim"
sandiklarinida yapan Allahdir. kibrinden iki cihana sigamayan ahmaklar
"Allahdan gayri güc ve kuvvet yokdur" yani

"La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim"

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لا حول ولا قوة إلا بالله العلي العظيم

ne demek bilmeyen kör cahil ahmaklar.

bir bülbül kadar olamazsiniz,

Minik serce Sezen Aksu yani bülbülün diger versiyonu

Söz: Ali Avaz

Müzik: Mustafa Sayandan olan

şarkisinda diyorki:

Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş
Tanrı istemezse insan ölmezmiş
Sen Tanrı mısın beni öldürdün
Eşime dostuma beni güldürdün.

........

Ey Mehdinin Meryemleri, Mehdi size Ateşden bir
gömlek giydirdi, Sabredin Ve Dünyamizin kutlu dogumuna, mehdinin
aaayan olmasina ve isa dogumuna yardım edin.

---oOo---

Rabbim Mehdi ve Cemaatine ve Ahir zamanda bu Cemaate katilmayi
arzu eden, ahir zaman ümmetine, hicbir güzel ameli yoksa bile, en
azindan Serçe ve Bülbül idraki versinde, yeniden haşrolunca
cibilliyatlarindan birisi, en azindan serçe ve Bülbül olsun, kücük bir
kuş, kartal kadar olmasada ucabilir. ve serce idraki ise : Her fiilin
Faili Allahdir.

"La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim"

Alan sensin, satan sensin, bakan sensin, atan sensin,..... gayri nemiz varki.

Amiyn

Elfatiha maassalavat.

---oOo---

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 03 Ağustos 2015 Salı

Original Kar © glan

Ceza Olarak Ellerimizle Yaptiklarimiz ve Allah Kalplerdekini Bilir

(Kar©glanin 14.07.2015 Vaazi)

12 Şevval 2015 Salı

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْاْ إِلَى مَا أَنزَلَ اللّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ رَأَيْتَ الْمُنَافِقِينَ يَصُدُّونَ عَنكَ صُدُودًا

فَكَيْفَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ
أَيْدِيهِمْ ثُمَّ جَآؤُوكَ يَحْلِفُونَ بِاللّهِ إِنْ أَرَدْنَا إِلاَّ
إِحْسَانًا وَتَوْفِيقًا

أُولَئِكَ الَّذِينَ يَعْلَمُ اللّهُ مَا فِي قُلُوبِهِمْ
فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَعِظْهُمْ وَقُل لَّهُمْ فِي أَنفُسِهِمْ قَوْلاً
بَلِيغًا


Sadakallahul Aziym Nisa Suresi 61 - 62 - 63

Euzubillahimineşşeytanirracim

Bismillahirrahmenirrahim

Ve izâ kîle lehum teâlev ilâ mâ enzelallâhu ve ilâr resûli raeytel munâfıkîne yesuddûne anke sudûdâ.

Ve keyfe izâ esâbethum musîbetun bimâ kaddemet eydîhim summe câûke yahlıfûne billâhi in eradnâ illâ ihsânen ve tevfîkâ.

Ulâikellezîne ya’lemullâhu mâ fî kulûbihim fe a’rıd anhum vaızhum ve kul lehum fî enfusihim kavlen belîgâ

Sadakallahul Aziym Nisa Suresi 61 - 62 - 63

Meali:

Euzubillahimineşşeytanirracim

Bismillahirrahmenirrahim

Onlara: 'Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin' dendiği zaman, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.

Başlarına kendi işlediklerinden ötürü bir musibet çattığında
sana gelip: 'Biz, iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey
istemedik' diye de nasıl Allah'a yemin ederler?

İşte bunlarin kalblerinde olanı Allah bilir. Onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver, kendilerine tesirli sözler söyle.

Sadakallahul Aziym Nisa Suresi 61 - 62 - 63

---OOo---

Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve Ala elihi Vesahbihi ve Selleme ,

Ve Sallu Ala Seyyidina Cemi il Enbiya i vel Murselun,

Allahümme Salli Ala Seyyidina Cebrail, Mikail, israfil ve Azrail,

Ve Sallu Ala Seyyidina Cemi il Melaiketul Mukarrebun.

Velhamdülillahi Rabbel Alemin

Yolculugumuza başliyoruz :

Ve Ben bizzat Raşid, Karoglan Hoca sizin o kadir gecesi
dediginiz gece, öyle ahim şahim bir ibadet yapamadim. hatta daha onun
olma ihtimali oldugu gece birkac bilerek günah işledim.

ve düşünün: Allah muhafaza bir deprem olacak, ve sen o gün
deprem olmadan bir işin cikdi, ve seni bakkala yolladilar. yahut falan
yere yolladilar, yahut o şehirden başka şehire seyahat etdin. ve birde
duydun, sen dönesiye deprem olmuş, ev ve apartman yikilimiş, kurtulan
yok , ve senin o evden cikmiş olman, seni kurtardi. ve yine düşünün
kafir deccal bir gece yani mesalá kadir gecesi cok taat edenleri tesbit
edip onlari teker teker öldürcek veya ışıd olup camiyi tarayip
katledecek, ve ve sen o gece camiye gitmedin yani teravihe gitmedin, ve
sonrada birde kötülerin safina girdin ve günahkarlarla birlikte oldun,
ve o kafir deccal martrix sisteminde bakti ki senin rengin müminlerin
renginde degil, sarişinlar esmerlerden degilsin sen, sen başka renk
almişsin, ve seni tesbit edemedi ve sonra, sen listede olmadigin için, o
öldrülcekler listesinden kurtuldun, ve böylece daha sonra, o günahindan
tövbe edip, bu sefer kafirin bakmadigi diger zamanda iyilerden
müminlerden oldun. ve böylece kamuflaj olup kurtulanlardan oldun.
nitekim peygamberimizden ögretmen isteyenlere yetişmiş eleman olarak, 70
bilgili ashabi ögretmen olarak gönderen muhammedin ashabina, tuzak
kurdular, ve onlari yolda kircdilar, ve böyle olunca aniden 70 tane
yetişmiş eleman, birden yok oldu, ve geride tam yetişmiş eleman da yok
ise durum ne olur? bir insan öyle bir haftda iki haftada yetişmez, ve
nitekim osmanlinin son vaktinde, Türkiyemizi kurtarmak için yetişmiş
elemanlar hep cepheye gitmiş, ve şeyh ve evliya derecesindekiler,
cephede şehit olmuş. ve kala kala onlarin talebesi olan, cepheye gitcek
kadar yetişmiş ve erişkin yaşda olmayan cömez cocuk sofiler kalmiş ve
böylece, bu dini mübinin ahkamini, ve tarikat ve yollarin adabini, seyri
sülükünü tamam etmiş olanlar şehit olunca, daha yari yoldakiler kalmiş
ve böylece o yolun daha sonu nasil oluyor bilmeyenler, artik şeyh
durumuna düşmüş ve öne gecmişler, ve böylece evliya olmayan sahte
ermişler türemiş, ve sahte dergahlar, sahte tekkeler, ve sahte müridler
türemiş. aslinda dogru olan tohumun irisi ve arisi durusu olanlarindan,
ve hayvanlarin semiz ve iri diri saglikli olanlarindan damizlik ayirmak
gerekmezmiydi? amma vatani kurtarmak o kadar mühim hala gelmişki, onlar
canlarini feda etmişler, ve böylece din cahillerin elinde kalmiş.

gavur dedigin adamlar dünyanin gidişatina bakdilar, ve Norvecde
buzlarin altina bir depo yaptilar, ve her ari diri tohumdan oraya
sakladilar, herhangi bir durumda nuhun gemisinden alip gelir gibi, ordan
tohumlarimizi kurtarmak gayeleri. Bizim ahmaklar daha kari kiz
derdinde, gelin kaynana kavagasinda, iki kari dört kari derdinde, ve
yine köpege degmek abdest bozarmi, müzik harammi gibi ayrintilarda
bogulmuiuş, cahil müslümanlar, dünya nereye gidiyor bizim müslümanin
diyenler nereye gidiyor. Nuhun gemisi kissasi bunun bize yapilmasini
ögreten büyük bir örnek, nuhdan biz müslümanlar heder alip, tohumlari
hayvanlari bitkileri ve insanlarin bazilarini saklayacakken koruyacakken
, gitdi gavur dedigin, kafir dediklerin yapti bunu. Yarin yakub
ogullarinin, firavundan bugday istemeye gitdigi gibi tohumlar
bittiginde, gavur dediklerinden tohum istemeye gidersiniz artik.

hal böyle olunca herkes bir kefeye ben diger kefeye gecmek
niyetiyle yine herkes kadir ramazan abdest namaz derken, ben günah
işleyip günahkarlarin safina gecdimki, matrixde izimi kaybettiren diye.

ve vatan kurtarmak ve vatan beklemek ne kadar kutlsal olsada,
ümmetin bekasini saglamk için bilgili kimselerin, korunup muhafazasi
ondan da daha mühimdir. ve kudret kaleminin cizirtilarindan bahseder
muhammed, taa mirac etdiginde, kudret kalemi nedir, insanin en son
kazandigi biligiler, insanin erkek olaninin husyesinde ki menideki
spermanin, icine bilgi küpü (DNA zinciri) olrak kopyelenir ve yazilir.
ve kudret kalemi, yani zeker ile onu bir başka kainat ve alemi misal
olarak, ve insan olarak ileriye dogru firlatilir, ve ve bilgi 2015 den,
ömrü 90 sene olcak bir cocuk ile 2105 kadar iletilmiş olur. hal böyle
olunca kudret kalemi, er olanlarin zekeridir. ve zeker yazar bu en
önemli bilgiyi, ve zeker ile bir ileriye firlatilir yani. ve kudret
kaleminin cirilitsi işde o DNA nin, bilgininn meninin icindeki spermaya
kaydedildigi yerdeki ciriltidir, ve ciziltidir.



Hadis-i Şerifler Allah yolunda nöbet tutmanın faziletinin büyüklüğünü değişik şekillerde ifade etmektedirler:

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:

"Allah yolunda bir gün hudut nöbeti tutmak, dünyadan ve dünya
üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır. Sizden birinizin kamçısının
cennetteki yeri, dünyadan ve dünya üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır.
Kulun Allah Teâlâ'nın yolunda akşamleyin veya sabah erken vakitteki
yürüyüşü de dünyadan ve dünya üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır."

(Buhârî, Cihâd 6, 73, Bed'ü'l-halk 8, Rikâk 2; Müslim, İmâre 113-114)

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:

"Bir gün ve bir gece sınırda nöbeti tutmak, gündüzü oruçlu
gecesi ibadetli geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şayet kişi bu nöbet
esnasında vazife başında iken ölürse, yapmakta olduğu işin ecri ve
sevabı kıyamete kadar devam eder, şehid olarak rızkı da devam eder ve
kabirdeki sorgu meleklerinden güven içinde olur."

(Müslim, İmâre 163. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 2; Nesâî, Cihâd 39; İbni Mâce, Cihâd 7)

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:

"Allah yolunda düşmana karşı nöbet tutan kimselerin dışında
bütün ölülerin amel defterleri kapanır. Murabıtların ise, iyi amelleri
kıyamet gününe kadar yazılmaya devam eder ve bu kimseler kabir azabı
konusunda emindirler"

(Ebu Davud, Cihad, 15).

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:

"Allah yolunda sınırda bir gün nöbet tutmak, başka yerlerde bin gün nöbet tutmaktan daha hayırlıdır."

(Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 26. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd 39)

Ve bunlar Vatanin beklenmesinin ehemmiyatini gösteriyorki, ve
vatan korunursa ordaki, kadinlar cocuklar ve nesil korunmuş olur, ve
vatan korunmazsa orda temiz bir nesil korunamaz ve nesil temiz olmazsa,
dini mübinin yaşanip korunmasida zor olur. ve toprak korunsada ona
dikcek saf temiz tohum yoksa ciplak toprak bir işe yaramazkine. o yüzden
din büyüklerinin muhafazasi en mühim mesledir, temiz ve saf salih
kullarin, ve temiz mümin ve müminelerin korunmasi, toprakdan da önce
gelir öyle olmasaydi muhammed mekkeden medineye hicret etmezdi mekkeyi
fethetmeye gayret ederdi, o halbuki müminlerin korunup yaşayabilcegi
habeşistana gitmesinede müsade etmişdir. ve daha sponrada müşriklerden
kndiside medineye hicret edip kacmişdir. yani salihlerin ve yani ARI
diri TOHUM larin muhafazsi en büyük meseledir. elem gercek elem
cekirdegi verince onu nere dikersen dik en güzel elma agaci olcakdir
amma cekirdek bozulduysa toprak iyide olsa bozuk cekirdekden güuzel
elmalar cikmaz yani. amma vatanin korunmasi hadislererde bu kadar mühim
olarak bildirilirken biz diyemeyiz vatani birakip kacin diye, amma
neslin korunmasi en büyük meseledir, topraksiz tohum yetişmez , tohumsuz
toprakda bir işe yaramaz otlara cöplere vatan olur yani. ve askerdeki
askerimize öyle davaranilyorduki bir zamanlar afedesiniz gusl abdest
alcak sulari yok, cenabet vatan bekliyorlar, bir durum olsa cünüp cünüp
gebercekler, bunun neresi şehit olcak. hem askerlik mecbur, hem birde su
verme, dogru dürüst karnini doyurma, silahini verme, verse bile sicak
su yok, soguk suyla ya hasta olcak, yada sökel olcak, veya hasta
olmakdan bikip korkup, soguk suyla banyo edip gusl abdesti alamaycak, ve
cünüp cünüp vatan bekleyecek, ne zor Allahim, ne zor, ne halde bu dünya
böyle. Asker bir adamin postallari cikarip abdest için ayak yikadigini,
iki saat yine postal giydigini düşünebilirmisiniz, o yüzden
askerdekilerin teyemmüm veya ayaklarini meshetmeleri kifayet edecekdir.

ve muhammed dedi:

Buhari ve Müslim Ebû Hüreyre´den rivayet ederler. O şöyle demiş tir: Peygamber
(s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurdular: "Kıyamet günü benim ümmetim,
bütün abdest azaları nur gibi parlar bir vaziyette davet olunacaktır."

---oOo---

Ayrıca Müslim Kuzeyfe´den rivayetle şu hadisi bildirir:
"Benim havzım, Aden ile Eyle arasından daha uzundur. Ümmetimden olma
yanları orada rahatlıkla ayırırım." Ashab sordu: "Ey Allah´ın Resulü,
sen bizi orada nasıl tanıyacaksın?" Resûlüllah cavap verdi: "Havzmın ba
şında durup develerini sulayan bir adam, yabancı develeri nasıl tanıyıp
ayırırsa, öylece tanır ve ayırırım. Hem orada sizlerin abdest azaları
nur gibi parlayacağı için, bu gayet kolay olacaktır."

---oOo---

Ahmed ve Bezzâr Ebud-Derdâ´dan rivayet ederler.
O şöyle der: Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Kıyamet günü, şefaatte
bulunması için secde etmesine ilk izin verilecek olan, şefaati kabul
edilip başını secde den ilk kaldıracak olan şüphesiz benim! Baktığımda,
ümmetimi de diğer ümmetler arasında tanırım. Kimi ön tarafımda, kimi
arkamda, kimi \sağımda, kimileri de solumda yer almış olarak onları
görürüm." Bu sı­rada biri: "Ümmetini nasıl tanırsın, ey Allah´ın
Resulü?" diye sordu. Resûlüllah da şu cevabı verdi: "Onların abdest
azaları nur gibi parlak olacaktır! Bu alamet diğer ümmetlerde
bulunmayacaktır. Aynı zamanda kitapları (amel defterleri) de sağ
ellerinde olacak, sabi iken ölmüş ço cukları ve nurları da önlerinde
bulunacaktır.

---oOo---

Bir zamanlar dinsiz zihniyet kurallari yüzünden askeriyeye
dindar olanlar alinmiyordu, ve farezet alindiysa dizlerine bakilip,
dizleri nasirli olanlarin namaz kildigi ele alinip, o yüzden nasirli
diye askeriyeden atiliyolarlardi. ve ben imamhatip 3. sinifdan sonra
fikir degiştirip askeri okula gitmek için deniz atsubayligi ve kara
atsubaylik okulu sinavina başvurdum, ve beni redddettiler, sebebi meslek
okulu okumuş olmammiş, hayir meslek okulu degil cünkü imam hatip okumuş
olmamdi. biz giremedik gidemik oraya . hani bugün dindariz diyenler
gidiyorda ne oluyor, vatan haini askerler türedi. vatan beklemek
kutsalken vatan hainligide neyin nesi degilmi. işde asker amma IŞID
teröristlerine silah ve mühimmat sevkiyati yapiyor bu hainlik degilde
ne, yine asker amma PKK yi egitiyor bu hainlik degilde ne, bunlarin
öldürülmesi caizken, asker olarak rütbe kazaniyorlar. acaba dünya
tersine döndü, güneş batidan dogdu, herşey tersde biz mi algilamiyoruz,
iyiler kötü kötüler iyi olmuş. ayaklar baş olur olmuş.

ve 21 hazirandan bu yana bakiyiorum, bizim bulundugumuz
belediyede güneş kuzeyden dogmaya başladi, az daha kaysa tam kuzeyden
dogacak, yani ve kutuplar bozulmuş. güneş nasil kuzeyden dogabilir,
muhammed arabidir ve arabistanda dogmuşdur, muhammed ingilterede, yada
kanadada dogmadiki öyle kuzeyden dogsun. ve bu gösteriyorki bir kayma
var. muhammed kuzeye gitmiş olmali yahutda az daha kutuplar kayarsa
batidan dogmasi ehven olur. ve kanadada muhammed isimli bebe dogdu
herhalde. ve amerikada amerikanin göbeginde muhammed bebe dogunca güneş
batidan dogmuş olcakdir herhalde.

ve bizde mevsim kış iken, bize düşman ve mikroplarla
savaşabilmemiz için, Allah bizlere portakal mandalin vermiş, ve bizler
kişin C vitaminimizi portakal limondan,... aliriz oysaki Yenizelendada C
vitamini için Kivi yetişir, onlarin savaşmak için askeri kivi
askeridir, yöresine glöre asker ve mücahid laizimdir . portakali alip
yeni zelandaya dikmeyecen kiviyide alip türkiyeye dikmeyecen, herşey
yerinde güzel, yerinde güzel, ve

Aziz Peygamber efendimiz (SAV) bazı hadislerinde eşyanın canlı
olduklarını bildirmiş, mesela “Eşyayı lüzumsuz yere rahatsız etmeyiniz.
Çünkü onlar tesbihdedirler.” diye haber vermişlerdir. İbni Mes’ud
Hazretleri de Rasulullah Efendimiz’in (sav) önünde yemekte olduğu
yemeğin tesbih ettiğini duyardık diye rivayette bulunmuştur. Bir de
Ebuzer Hazretlerinden işitelim: “Allah’ın Rasulü’nün eline çakıl taşlan
aldığı zaman, arının vızıltısı gibi onların tesbih ettiklerini, Hz. Ebu
Bekir’in, Hz. Ömer’in elinde de taşların bu şekilde zikrettiklerini
duyardık”

Yine Peygamber Efendimiz (S.A.V.) saadetle buyurmuşlardır ki:
“Hayvanları yükleri yüklü olarak bırakmayınız. Hayvanlara binin ama
yollarda, sokaklarda onları kendi konuşmalarınızda kürsü gibi
kullanmayın. Çünkü onlar tespihtedir. Nice hayvan vardır ki üstüne
binenden hayırlıdır.

ve bu hadisler gösteriyorki bitkilerinde yerinden yurdundan
alinmasi onlarin rahatsiz edilmesi demek olur. ve evet iki cihanin
güneşi Muhammed Mustafa (S.A.V) Mekkede dogmuş yani doguda dogmuşken,
onun yeni parcaciklari yerinden yurdundan edilip şimdi kanada ve veya
kuzey kutbunda hurma dikilir olduysa, o zaman kutuplar böyle bozulur
işde, güneş bunca sene dogudan dogmuşken istermisniz batidan dogsun ve
ardina kiyamet kopsun. ve Rabbim Mehdi cemaatini kiyamete bir sabah
kala, güneşin batidan dogdugu güne, mehdi cematini birakmasin, şayet
kalanlar olursada, en azindan müslüman amma günah işlemiş, kötülerin
iyisi, vahşi kurtlar arasinda merhametli kurt bünyamin olarak halketsin
haşr meydaninda, veya şeytan amma muhammedin şeytani iyiligi emreden,
tavsiye eden şeytan, yani en azindan kötülerin en iyisi olarak yeni
beden bulup haşrolmak nasip etsin.



Amiyn



Elfatiha maassalavat.

---oOo---

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 14 Haziran 2015 Salı

Original Kar © glan

Zahir Alem ve Batın Alem - Görünen Görünmeyen - iç Dış

(Kar©glanin 08.07.2015 Vaazi)

6 Şevval 2015 Çarşamba

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لاَّ تُدْرِكُهُ الأَبْصَارُ وَهُوَ يُدْرِكُ الأَبْصَارَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ

قَدْ جَاءكُم بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ فَمَنْ أَبْصَرَ فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَا وَمَا أَنَاْ عَلَيْكُم بِحَفِيظٍ

---oOo---

هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Sadakallahul Aziym Enam Suresi 103 - 104 ve Hadid Suresi 3

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Lâ tudrikuhul ebsâru ve huve yudrikul ebsâr(ebsâra) ve huvel lâtîful habîr.

Kad câekum basâiru min rabbikum fe men ebsara fe li nefsihi ve men amiye fe aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi hafîz.

---oOo---

Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın(bâtınu), ve huve bi kulli şey’in alîm

Sadakallahul Aziym Enam Suresi 103 - 104 ve Hadid Suresi 3

Meali:

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Onlar Gönül gözü ile bakmasini bilmezler.Gönül gözleri
algilamaz, oysaki o sizlere basire ile bakar, yani gönlünüze bakar,
icinizde ne olup bitiyor diye. O nun, o bakişi cok hassas, ve ince bir
bakişdirki, onunla herşeyden haberdar oluverir. ben sizlerin
basiretlerinize bekci degilim,i kimin gönlüne rabbinbden bir bilgi
gelirde onu anlarsa o nu tutarsa onun gönül gözü calişir işler, kimede
nefsinden,yani beden gözünden bir bilgi gelirde, onu anlar tutarsa, oda
zahiri gözüyle bakanin görmesidir.

---oOo---

O hem baştadir , hemde sondadir - Hem görünenlerdir, hemde
görülmeyenlerdir, o her bilgiye sahiptir, yani bilgi ona dogru, her şey
ile, yani her yoldan akar gelir.

Sadakallahul Aziym Enam Suresi 103 - 104 ve Hadid Suresi 3

---OOo---

Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve Ala elihi Vesahbihi ve Selleme ,

Ve Sallu Ala Seyyidina Cemi il Enbiya i vel Murselun,

Ve Sallu Ala Seyyidina Cemi il Melaiketul Mukarrebun.

Velhamdülillahi Rabbel Alemin

Yolculugumuza başliyoruz :

Basiret: kavrama yeteneğidir,
vukuf kazanmak, olay ve nesneleri anlayıp kavramak, vukufiyet
kesbetmektir. Basiret bilmek anlamına da gelir. Yani kalp gözü veya,
gönül gözü ile bilmekdir.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:

Müminin ferasetinden sakının, çünkü o Allah-u taalanın nuruyla bakmakta ve Hak taalanın inayetiyle konuşmaktadır.

(Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 16, Suyûtî, el-Câmiu’s Sağir, 1, 24)

---oOo---

Hz. Ali (r.a.) buyurmuştur:

Her kim Hak Teâlâ’yı çokça yâd eder ve anarsa “basiret” melekesini elde eder.

Yine Hz. Ali (r.a.) buyurmuştur:

Basiret sahibi, duyduğunda düşünen; baktığında (hakikatleri) gören ve ibretlerden öğüt alan kimsedir.

[attachment=59652]

Kainati alemin haritasi insan bedeninde görünenler yani zahir
olnlar: el, kol, göz, kulak, veya elma, armut, kedi, köpek, inek, dana,
demir, aluminyum gibi zahiren gördüklerimiz vardir. birde bedenimizin
icindeki akyuvar, alyuvar, hücreler, sperma, sinirlerimiz neronlarimiz,
ve bunlari oluşturan elementlerimiz, ve o elementlerin bize gecmesini
saglayan, yine elma, armut, bugday ,.. v.s. gibi yiycek iceklerimiz
vardir. yine onlari ayriştiran su vardir, ve bunlar hepsi canlidir,
elimiz canli oldugu kadar, akyuvarmizda canlidir, duyar, dinler,
konuşur, ölür, öldürür, nefes alir, yer, icer. ve bize bir element lazim
olunca, bedendekiler onu sana haber verirler, ve sen sanirsinki mesela
canim dondurma cekdi, halbuki o sana dogru yolcuk etmekde olan,
dondurmanin icindeki maddelerden haberdardir onlar, ve senin, "o senin
rizkin" diye ayrilmiş olan dondurmaya dogru gidip onu bedenine alman
için sana istek yollarlar. "Canim dondurma cekdi" sinyali ve bu sinyal
barizdir, ve sen batinindan bir sinyal almiş olursun, ve onlari duymuş
olursun, yani onlar haberleşirler de . yine "karnim acikdi" yahut "çişim
geldi" yahut " başim agriyor" gibi bariz sinxyalleri herkes duyabilir
haberdardir.

Fakat Hz Alinin dedigi:

"Her kim Hak Teâlâ’yı çokça yâd eder ve anarsa “basiret” melekesini elde eder."

hikmeti ise özel gayret sonucu elde edilen melekelerini ve
batinini duyma, gönlü ile irtibate gecme, melekeleri ile irtibata gecme,
ne olup bitiyor onlardan haberdar olmak için, işde cokca hakki zikredip
Allahdan gafil kalmamaya, ve böylece hangi zikir ile meşgul isen, o
zikrin melekleri seninle iritbata gecmeye başlar. amma bunlardan sorumlu
şeytan ve cinlerde vardir. dikkat edilmesi gereken, o gelen sözlerin
ilhamlarin, şeriata kuran ve sünnete aykiri olup olmadigidir. bazen
olurki Hz ibrahime gelen " hadi oglunu kes"
gibi akla mantiga ve dine diyanete uymayan imtihanlarda olabilir. amma
işde insan basiret kazaninca, olayin başka boyutlarinida bilip, duymaya
başlar, ve böylece o görünürde, yani zahirde şeriata aykiri olan bir
mesele, aslinda batinda farz hükmünde olabilir. ve bu batin alemi insan
bednindeki hücreler oldgu gibi elmanin da elementleri ve elmenttekide
elketron neutraon protonlar onun altinbdaki spinler olabilir heps canli
ve ve ilim sahibidirler. ve bunlarin hepsi batindir. ve onlarin cokca
birleşip oluştruklari cisim ve maddeler bir beden ve zahir sahibi
olurlar. yani görünür olurlar. ve işde birinci cevher burda kalp yani
gönül denilir ve cevheri sag memenin 4 parmak altinda bulunur insan kalp
ve gönül melekelerini duymaya başlayinca, onun haberleşme cihazi "kalp
veya gönül gözüdür." ondan bir üst cevher "ruhdur" ve onun cevheride
bedende sol memenin 4 parmak altindadir. ve insan önce birinci sesi
duyar sonra ondanda latif olanlarin sesini duymaya başlar, yani element
ve molekülleri duymaya başlar, sonra bir üst cevher ise, ondanda üstün
ve latif varliklarin sesi, ve oda "SIR" cevheri ile duyulur ve SIR
cevheride sag memenin dört parmak üstündedir. ve elementleri
duyabilen(demir, kalsiyum,sodyum gibi), ve zikirederk ve taat ve
ibadetlerle Allahdan gafil olmayan mümin kul, dahada ileri derecede
olan, bu sefer atomlari duymaya başlar. ve onada "Hafa" cevheri denilir.
onun ceveheride sol memenin 4 parmak üstündedir. ondanda latfi
varliklari dumya başlayan mümin günün ücte birini allah ve peygamberini
melkrinie bilrek gecirdigi zman sonrasi yani en az sekiz ssat allahdan
gafil olmayan bir mümin bu sefer quantum denilen atom alti parcaciklari
duymaya başlar, cinlerde burdan itibaren başlayan varliklardir işde ve
onada "Ahfa" cevheri denilir ve yeri girtlagin altindaki hormon
kelebeginin oldugu yerdedir. yani bir nevi hormon düzenleyicisinin
sesidir yani. gaz halindedir onun salgisi ve bedendeki gazlar halinde
dir onlar, latif varliklardir ve cinler ve şeytan ise afedesiniz bu
hormon ve gazlarin afedesiniz "osuruk" olani halindekidir. ondanda üstün
olan cevher "nefs veya can cevheridir" ona nefs denir ve "canim cekdi"
sinyali işde o nefis cevherinin sesidir. onun sinlyalleri bedenin hayat
enerjisini ve canliligi korumak ile görevlidir. o yüzden işde aş erme ve
benzeri sinyallerin hepsi onun hayat enrjisi için gerekli olanlarin
sinyalleridir.

hal böyle olunca latif varlilklar vardir, ve onlari bügün atomu
parcalayanlar buldu, ve fakat nasil bir hareket ettiklerini
anlayamadilar henüz, ve latif varliklar dahi, düşünüp karar veren ve
birbiriyle haberleşen canlilardir. yeni duydugum bir mevlevi adeti var
mevleviler elbisesini cikarinca, öper öyle asarmiş, yine giyecegi zaman,
öper öyle giyermiş. ve buna niyaz derlermiş, yani herşeyin canli
oldugunu anlama felsefesi, ve onlarinda sevgi ile güzelleştigi, ve
kötülük ve zulum ilede, hasta veya kötü olduklari, japon bilim
adamlarinca, su ile yapilan deney ile tesbit edilmişdir. ve bu niyaz
adeti bardaga, canaga, elbiseye yani cansiz sayilanlarada sevgi ile
muamele etmesini, onlarin cansiz degil, canli olduklarini bildigini
onlara söylemek manasinda oldugudur. ve bazi mevleviler yapar amma,
nedenini bilmez. Halbuki "tatli dil..." hikayesi gibi "sevgi" onlarinda
seninle irtibatta kalmasina sebeb olur yani.

ve elementler toprakdan yaprak olur cikar, sonra dometes olur,
biber olur, elma olur, armut olur ve onlar ile bir bedene girerler ve
bedende bir aza veya enerjiye döner. ve bdenden can cikinca ve vefat
edince tahliye olup cürüyen bedenden tekrar topraga karişirlar ve
dünyamizin topragi ve elementleri devir daim olup degişmedigi artmadigi
eksilmedigi gibi ancak su haric ve böylece devir daim edeer ve hal böyle
olunca tenasuh veya reenkarnasyon manasinda bir dönüş olmasada o topraga
dönen elementler bir başka ademin dikdigi tohum ile filiz veren agac veya
fide olup yeniden can kazanirlar ve sonra yine bir başka bedende can ve
hayat olurlar ve o elementler eger iyi hal ile yaşadyisa iyi bedene yol
bulurlar yoksa cehhenemlikse dünyanin dibin e yol alip magmada veya
başka yöntemlerle yanip cehennemi tadarlar ve cehennemi tadmadan cennete
girmezler hükmü aynen bugdayin cileler ile ekilip bicildekden sonra bir
bedende can olmasi için un olup yogrulur sonra firinda pişirilip
cehennemi tadarlar ve sonrada eger yanmadilar ise bir bedene rizik ve
lokma olurp girerler

ve fecr suresinde gecen

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ ارْجِعِي إِلَى
رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً فَادْخُلِي فِي عِبَادِي وَادْخُلِي
جَنَّتِي

Esteuzubillah

Yâ eyyetuhân nefsul mutmainneh.İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeten. Fedhulî fî ibâdî.Vedhulî cennetî.

Sadakallahul Aziym Fecr Suresi 27 - 28 - 29 - 30

Meali :

Esteuzubillah

Ey mutmain olan nefs! Rabbine dön Yani o sana beden olcak,
Rabbimizin suretindeki, bedenin olcak insana dogru (Allah’tan) razı
olarak ve Allah’ın rızasını kazanmış olarak dön . yani o kulun istegi
dogrultusunda ona dogru yolculuk et. Burdaki Fedhulî fî ibâdî.
ayetini senelerdir ahmak hocalar gir kullarimin arasina diye meal
verdiler, tefsir ettiler. nerde burda "arasina" kelimesi ahmak hocalar
"fi" icine demekdir. elma armutu aramizda dolaştirmaya mi alip geliyoruz
pazardan, yoksa yiyip icimize almak icinmi? neymiş "gir kullarimin
arasina" degil "gir kullarimin içine" demekdir, o ayet .ve elma armut
icimize girince ve böylece "cennetime gir" ayetine mazhar olur yani
batin alemi bir nevi cennetdir.

ve Böyle olunca dünya devir daim eder, dünkü musa parcalari,
bugün başka başka yerlerde yine başka musalar olarak beden bulmakda,
isada yine kuranda gecdigi üzre vefat ettirilimiş ve "teveffeyte" diyor
isa efendimiz. bizzat rabbimizle mulakat bile etmiş ve diyor "sen beni
vefat" ettirdin dönememde artik onlari düzeltmek için, sen eger onlari
affedersen afedersin , yoksa,.." diyor ve o dahi şimdi en özel hali ile
Hz mehdide, hem muhammed ve, hem isa olarak can bulmuşdur. ve hergün
binlerce hücremiz ölür ve yerlere, gezdigmiz, gittigimiz geldigimiz
yerlere dökülür. ve böylece yeryüzüne dagilmiş oluruz . ve daha sonra o
mesela dökülen raşid hücreleri eger rabbimizin dön emrine mazhar olursa
yeniden raşid olcagi, bir başka raşid annesi babasi olcak bedene
yolculuk eder, ordanda gecip raşid bebesi olunca, yine raşid parcalari
yine ona(o bebeye) dogru rizik yiyecek giyecek olarak yolculuk edip,
onun cennetine dahil olurlar. yani eger cehenemlikse ve zebanilere
maruz kalcaksa, işde zulum gören biri olrak hayat kazanirlar, ve hangi
azaba dücar olcaksa, hangi hayvan cibiliyatinin ahlakini yaşadiysa, o
hayvan olarak can bulur mesela dünyada. dünya dünya para pul diye
koşdurduysa, ya bir karga olup 500 sene, yaşamak için birkac lokma
aramakla gecen, bir ceza ömür verilir. yaz kiş ev yok bark yok sogukda
dişarda bir lokmaya muhtac olup, paranin pulun önemli olmadigi sana
ögretilir, ve cehennemin o olur.

Dün bir cilek yedim afedesiniz cilekden eşek kokusu geliyor,
yani eski hali bir eşek olan beden yeni halinde ölüp eşşek cennetini
boylayinca, bu sefer yagmurlar onu kaldirmiş, nerenin eşegiyse gelmiş
benim bahcedeki cilek bitkisine su yolu ile girmiş, amma hala eşek hala
eşek. ve eşek kokan cilek olmuş, agzima aldim hemen geri tükürdüm.
halbuki cilek güzel kokar amma eşşek ter kokar.....

---oOo---

ve daha önceki vaazlarda receb gördüm, hidirellez gördüm, hilal
gördüm dedik, ve hilal cebeci gördüm ramazanin birini bildim dedim, ve
rabbim bize ramazanin bittigini nasil haber vercek bekleyelim görelim
demişdim. ve ben size bu yolun kapisini gösterdim ve aynen cebrailin
sidreye kadar gidip ordan öteye ben gecemem burdan öteye, artik kendin
gideceksin dedigi gibi, burdan ötesine mehdi askerleri kendi gitmesi
gerekiyordu. ve rabbimin bana mucizeleri devam ediyordu ve ben 2 Temmuz
günü "Bayram" ismili bir adam gördüm, ben dahi önce tereddüt ettim bunu
birileri oynuyor olabilir dedim ve bekledim taa ikindi vaktine kadar,
rabbime niyaz etdim "rabbim bu gün madem bayram, bana başka alametde
göster" diye amma kuş insanin başina bir kere sicarmiş kovalarsan babayi
alirsin, başka alamet gelmedi bir daha, ve ben bayram günü oruc tutmak
haramdir hükmü geregi 2 temmuz ikindi vakti orucu bozup bayram etdim. ve
benim hesap ile 2 gün vardi bayrama amma, Rabbim, birilerini vesile
edip iki gün önce bayram gösterdi , şayet hilal görseydik demek olcakdi
ertesi gün bayram demek olcakdi, bir bayram daha görseydim o zaman ogün
cifte bayramli hem cuma hem bayram olmasi lazimdi, oda olmadi cünkü
perşembeydi o gün, ve ben sizlere haber vermedim, herkes sidretül
müntehadan kendi gececek artik, ben kapiyi gösterdim, vebal benden
gitdi, ve bugün 6 Şevval 2015 Çarşamba. ve sizler hepiniz bayram günü
oruc tutup haram işleyenler oldunuz.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:

”Bizden önceki ümmetler yaşanabilecek her şeyi yaşadı, benim
ümmetime sadece onlara bakıp ibret almak kaldı” Bir ümmet için bundan
daha büyük bir lütf-û kerem olabilir mi ? Bunca rahmet içersinde bile
bizden önceki ümmetlerin hallerinden ibret almaz, gidip aynı çukura
düşersek, o zamanda “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ?” âyeti tecelli
eder.

Rabbimiz Buyuruyor

“ Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır”

( Zummer 9 )

Peygamber Efendimiz kendi ümmeti için “Ümmet-i merhûme” diye buyurmuştur. Yâni merhamet edilmiş ümmet.

Ey Ümmet-i merhûme Uyanin artik, Kuranda gecen butün tarihi
kissalar, masal dinlemek ve uyuklamak için degil, eskilerden ders almak
icindir, ve büyük kuran kainat kitabi ise, bize bizatihi bunlarin
canlisini gösterip ögretmekde .

Rabbim, Mehdi ve cemaatini, onlardan ve olanlardan ders alip, cehenneme ve çukura düşmeyenlerden eylesin.

Amiyn


Elfatiha maassalavat.

---oOo---

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 08 Haziran 2015 Çarşamba

Original Kar © glan

RAŞiT TUNCA

BAŞAĞAÇLI RAŞiT TUNCA
Raşit Tunca

FORUMUMUZDA
Dini Bilgiler...
Kültürel Bilgiler...
PNG&JPG&GiF Resimler...
Biyografiler...
Tasavvufi Vaaz Sohbetler...
Peygamberler Tarihi...
Siyeri Nebi
PSP&PSD Grafik

BOARD KISAYOLLARI

ALLAH

Allah



BAYRAK

TC.Bayrak



WEB-TUNCA


Radyo Karoglan

Foruma Misafir Olarak Gir


Forumda Neler Var


Karoglan-Raşit Tunca - Dini - islami - Dini Resim - FIKIH - Kuran - Sünnet - Tasavvuf - BAYRAK - Milli - Eğlence - PNG - JPEG - GIF - WebButtons - Vaaz - Sohbet - Siyeri Nebi - Evliyalar - Güzel Sözler - Atatürk - Karoglan Hoca - Dini Bilgi - Radyo index - Sanal Dergi




GALATASARAY

G A L A T A S A R A Y


FENERBAHÇE


F E N E R B A H C E


BEŞiKTAŞ

B E Ş i K T A Ş


TRABZONSPOR

T R A B Z O N S P O R


MiLLi TAKIM

M i L L i T A K I M


ETKiNLiKLERiMiZ


“Peygamberimiz Buyurdular ki Birbirinize Temiz ağız ile Dua edin. Bizde Sayfamızı ziyaret edenlerin ve bu bölümü ziyaret edenlerin kendilerinin Ruhaniyetine, geçmişlerinin Ruhuna Yasin Okuyup hediye ediyoruz Tıkla, ya sende oku yada okunmuş Yasinlerden Nasibini Al”
(Raşit Tunca)



MEVLANA'DAN

“ Kula Bela Gelmez Hak Yazmadıkca, Hak Bela Yazmaz Kul Azmadıkca, Hak intikamını, Kulunun Eliyle Alır da, Bilmiyenler Kul Yaptı Sanır."
(Hz. Mevlana)