Thread Rating:
  • 6 Vote(s) - 2.5 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Kelime-i Tevhîd Ağır Gelir Hadisi
#1
   

Kelime-i Tevhîd Ağır Gelir Hadisi

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

“Ey Ebû Hüreyre, her amel mizanda tartılabilir, ancak ‘Lâ ilâhe illâllâh’ kelimesi hariç. Muhakkak sâdık olarak (ihlâsla) onu söyleyenin mizanının bir kefesine kelime-i tevhîd, diğer kefesine de yerler ve gökler konulsa elbette kelime-i tevhîd ağır gelir.”

“Kıyâmet günü bir kişi amelleri tartılmak üzere mizana getirilir ve günah ve hatalarının yazılı olduğu doksan dokuz sicil (büyük defter) açılır. Her bir defter gözün görebildiği yer kadar geniş ve uzundur. Mizanın bir kefesine konulur. Allâhü Teâlâ ona: “Bu defterlerde bulunan (günahlardan) bir şeyi inkâr edebilir misin? Kirâmen Kâtibîn meleklerim (yapmadığın şeyleri yazarak) sana zulmettiler mi?” diye sorar. Kul, ‘Hayır, yâ Rabbi’ der. Allâhü Teâlâ:

“Bu günahlara karşılık olacak bir sevabın var mı?” diye sorar. Kul, “Hayır” der. Allâhü Teâlâ: “Muhakkak senin, bizim nezdimizde büyük bir sevabın vardır ve bu gün sana asla haksızlık edilmeyecektir” buyurur ve üzerinde ‘Lâ ilâhe illallâh’ yazılı bir kâğıt çıkarılır ve mizanın diğer kefesine konur. Günahların yazılı olduğu defterlerden ağır gelir. Zira Allâhü Teâlâ’nın ismiyle tartılan hiçbir şey ondan ağır gelemez.” 


سُبْحاَنَ اللّهِ وَ الْحَمْدُ لِلهِ و لاآاِلَاهَ الا اللهُ وَللهُ اَكْبَرْ وَلا حَوْلَ ولا قُوَّةَ اِلاَّباِللهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمُ

Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber, ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim.

“Sübhanallah demek mizanın yarısını doldurur. Elhamdülillah demek ise teraziyi doldurmuş olur. Allah’tan başka gerçek ilah yoktur, sadece O vardır, diyen kimse ile Allah arasında hiçbir perde yoktur. Cennette kendisiyle beraber oluncaya kadar…”

(Tirmizî, Daavat, 87)

 "Sübhanallah demek mizanın yarısıdır. Elhamdülillah ise onu doldurmuş olur. Allahuekber demek gök ile yeryüzü arasını doldurur oruç sabrın yarısı temizlikte imanın yarısıdır.”

(Müsned: 17571; Tirmizî, Daavat, 87)

"Temizlik îmanın yarısıdır. Elhamdülillah mizanı doldurur. Sübhanallâh ve elhamdülillah göklerle yer arasını doldururlar (yahut doldurur.) Namaz bir nurdur. Sadaka bir burhandır. Sabır bir ziyadır. Kur'an da se­nin ya lehine ya aleyhine bir hüccettir. Bütün insanlar sabahleyin kalkar­lar, kimisi nefsini satar, kimisi de onu ya azad eder, yahut helak!.." 

(Müslim, Taharet, 1)


Kelime-i Tevhid'in faziletleri

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ey Ebû Hüreyre, her amel mizanda tartılabilir, ancak ‘Lâ ilâhe illâllâh’ kelimesi hariç. Muhakkak sâdık olarak (ihlâsla) onu söyleyenin mizanının bir kefesine kelime-i tevhîd, diğer kefesine de yerler ve gökler konulsa elbette kelime-i tevhîd ağır gelir.”

“Kıyâmet günü bir kişi amelleri tartılmak üzere mizana getirilir ve günah ve hatalarının yazılı olduğu doksan dokuz sicil (büyük defter) açılır. Her bir defter gözün görebildiği yer kadar geniş ve uzundur. Mizanın bir kefesine konulur. Allâhü Teâlâ ona: “Bu defterlerde bulunan (günahlardan) bir şeyi inkâr edebilir misin? Kirâmen Kâtibîn meleklerim (yapmadığın şeyleri yazarak) sana zulmettiler mi?” diye sorar. Kul, ‘Hayır, yâ Rabbi’ der. Allâhü Teâlâ:

“Bu günahlara karşılık olacak bir sevabın var mı?” diye sorar. Kul, “Hayır” der. Allâhü Teâlâ: “Muhakkak senin, bizim nezdimizde büyük bir sevabın vardır ve bu gün sana asla haksızlık edilmeyecektir” buyurur ve üzerinde ‘Lâ ilâhe illallâh’ yazılı bir kâğıt çıkarılır ve mizanın diğer kefesine konur. Günahların yazılı olduğu defterlerden ağır gelir. Zira Allâhü Teâlâ’nın ismiyle tartılan hiçbir şey ondan ağır gelemez.” 

“Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullah” kelime-i tevhîdi Kur’ân harfleriyle yirmi dört harfdir. Kul kelime-i tevhîdi kalbi ile ihlâsla söylerse Rabbimiz Teâlâ buyurur ki:

“Yirmi dört harf(li kelime-i tevhîd) ile geldin. Gündüz ve geceyi yirmi dört saat olarak yarattım. Bu saatlerde işlediğin gizli ve âşikâr, büyük küçük, hata ile yahut kasten, sözle yahut fiille işlediğin her günahı bu kelime-i tevhîd hürmetine bağışladım. 

Azîz Mahmûd Hüdâî (k.s.) buyurdu:

İyi bil ki kelime-i tevhîd zikri ve zikrullah (Allah ism-i celâlinin zikri) Allâhü Teâlâ’ya ulaştıran yolların en yakınıdır. Ancak Resûlullâh Efendimiz’e (s.a.v.) ulaşan bir silsileye mensup kâmil bir mürşid telkîniyle olmak şarttır. (Hulâsatu’l-Ahbâr, A. Mahmûd Hüdâi)

Kelime-i Tevhid'in Sırları

Kelime-i tevhid zikrinin sırları nelerdir?

La Tahzen-Üzülme

La ilahe illallah demek 99 belayı önler. Bunun en aşağısı sıkıntıdır.

La Tahzen-Üzülme

Rol modelin Allah Resülü olsun, çünkü O, kendisine tabi olanı mutluluğa götüren en büyük lider, kurtuluş ve başarıya götüren en büyük mürşittir.

La Tahzen-Üzülme

Harama bakan, kalbine gam ve kederden başkasını ekmez, mutlu olan kişi Rabbinden korkup da gözlerini haramdan saklayandır.

“La İlahe İllah” ın Sırrı

Kelime-i Tevhid; iman ile küfrü, saadet ehli ile sefalet ehlini tefrik eden, birbirinden ayıran en önemli kelimedir... “Lailahe illallah”, üzerine bütün salih amellerin inşa edildiği bir temeldir aynı zamanda. Temelsiz binanın yıkılmaya mahkûm olması gibi, önemli olsa da onun üzerine bina edilmeyen her iş, her amel, Kur’ani ifadeyle “hebaen mensura” yani havada uçuşan toza dönüşerek yok olmaya mahkûmdur.

 “La ilahe illah” yani “Allah’tan başka ilah yoktur” başka ne anlama geliyor?

Allah’tan başka ilah yoktur demek;

Hak ve adaletin er veya geç bir gün mutlak surette yerine gelmesi demek…

Merhamet demek, mağfiret demek…

Allah’tan başka ilah yoktur demek;

Gözyaşlarının boşa akmaması, sabrın meyvesiz, hayrın ve şerrin karşılıksız kalmaması, cinayetin, cürmün kısassız kalmaması demek…

Allah’tan başka ilah yoktur demek;

Endişelerin bertaraf olması, hakkın sahibine verileceğinin garantisi demek. Dolayısıyla kalbin itminana kavuşması, nefislerin huzura, gönüllerin sükûna ermesi demek…

Allah’tan başka ilah yoktur demek;

Cimriliğin değil, Kerem sahibinin kainatı yönetmesi demek…

Verdiğini geri almak Kerimliğin doğasında yoktur. Hayatı bize bahşeden Allah c.c, ölüm ile onu bizden almaz. Ölüm asla ve hâşâ bize bahşedilen hayatın elimizden alınması değildir. Aksine ölüm, “lailahe illah”ı hakkıyla söyleyenler için nihayetsiz güzeller güzeli yepyeni bir hayatın bahşedilişi demektir.

Allah’tan başka ilah yoktur demek;

Kâinattaki yaratılmışlar içinde hiçbir abesliğin, kusurun bulunmaması demektir...

Her şeyde bir hikmet vardır demek... Her olayın ardında bir hikmet vardır demek… Her yaratılmışın bir hikmeti vardır demek… Acının, kederin, hastalığın, hüznün, acizliğin, zayıf ya da güçlü olmanın ardında hep bir hikmet var demek.

Allah’tan başka ilah yoktur demek;

Kederlerimizin, dertlerimizin, sıkıntılarımızın, kusurlarımızın, hatalarımızın Rahman’ın sonsuz rahmetinde erimesi demek…

Allah’tan başka ilah yoktur demek;

Bütün güç ve kudretin O’nun elinde olması demek… Bütün ilimlerin sonsuz bilgisine O sahip demek… Bütün arzu ve isteklerimizin O’nun elinde olması demek…

Allah’tan başka ilah yoktur demek;

O’ndan kaçış yok, aksine kaçış O’na demek…

O, bütün kullar için sığınılacak makam demek…

Sıkıntılarımız, dertlerimiz, kederlerimiz için niyazda bulunup yakaracağımız en büyük kapı demek…

Velhasıl, özellikle gönlü daralan mümin için ihlas ile, La ilahe illah demek;

Yalnız olmamak demek… Kurtuluş demek… İki cihan huzuru ve mutluluğunu garanti etmek demek…

Bir kelime-i tevhid

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
(La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) demek pek kolay, değeri ise çok yüksektir. İmam-ı Rabbani hazretleri, (Bu öyle bir kelime ki, bunu terazinin bir kefesine koysalar, öteki kefesine de yedi kat yerler, yedi kat gökler dolusu günah koysalar, bu kefe ağır gelir) buyuruyor.

İmanı olanı ateş yakmaz. Çünkü Kelime-i tevhid onu korur. Asırlarca, imansızlar bu kelimeyi söylememek için öldüler, Cehenneme gittiler. Müslümanlar da bu kelimeyi söyletmek için şehit oldular, Cennete gittiler. Fark sadece budur, yani bir Kelime-i şehadet hakkı bâtıldan ayırıyor. Asırlardır Müslümanlarla kâfirler arasındaki savaşların sebebi sadece budur.

Bu Kelime-i tevhidi ihlasla söylemeyi yani buna iman etmeyi Allahü teâlâ kime nasip etmişse, bu dünyada ondan daha zengin, daha mutlu, daha bahtiyar hiç kimse olamaz. Onun için bunu söylemeyi Cenab-ı Hak kime nasip etmişse, kul bundan daha iyi ne ister ki? Çünkü Allahü teâlâ en kıymetlisini verdi. Bundan daha kıymetlisi yoktur.

Allahü teâlâya hamd olsun ki, bu Kelime-i tevhide inanmayı ve onu söylemeyi bize nasip etmiş. Mesela Peygamber efendimizi gördükleri hâlde, Ebu Cehil, Ebu Leheb, Kelime-i tevhidi söylemedi. Ama Hazret-i Ebu Bekir ve diğer Eshab-ı kiram söyledi. Bu iş şaka değildir. Cennet ve Cehennem söz konusudur. Söyleyen Cennete, söylemeyen Cehenneme gider. Onun için her fırsatta Kelime-i tevhid söylemelidir.

Eğer iman bozuksa, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiğine uygun değilse ibadetlerin faydası olmaz, imanla ölmek çok zor olur. İman düzgün olup beş vakit namaz da varsa, büyük müjdelere kavuşulur. Beş vakit namaz yoksa yüz bin hac da yapılsa, yüz bin hatim de indirilse, yüz bin altın sadaka da dağıtılsa, hiç faydası olmaz. Çünkü namaz dinin direğidir, direk yoksa bina yıkılır. Namaz dinin başıdır, baş yoksa vücut yaşamaz.

Dünya âhiretin tam zıddı ve tersidir. Doğu ile batı, gece ile gündüz gibidir. Dolayısıyla insanın, doğu ile batı gibi olan dünya ile âhiret arasında, (Doğuya mı yoksa batıya mı gideceğim) diye bir karar vermesi lazım. Ama bilsin ki, nereye yaklaşırsa öbür taraftan uzaklaşır. Çünkü ikisine birden gidilmez. Onun için insanlar, âhirete yaklaştıkça dünyadan uzaklaşırlar. Dünyaya yaklaştıkça, dünya muhabbeti, dünya meşguliyeti arttıkça âhiretten uzaklaşırlar. Âhiretten uzaklaşanların kıyamette işleri çok zordur.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)