08-13-2024, 06:43 PM
KÖMÜR
Alm. Kohle (f), Fr. Charbon (m), houille (f), İng. Charcoal, coal. Taşlaşmış karbon kütlesi olan bir cins katı yakıt. Kömür, bir mineral değildir. Çünkü bir oluşum sonucu meydana gelmemiştir. Demir, bakır, çinko, alüminyum veya bunların oksidleri, sülfürleri vb. gibi tabiî olarak kendi durumunda var olan bir cevher değildir. Kömür, karbon yönünden zengin (% 65-95 arasında) tabiî bir cisimdir. Bileşiminde ayrıca kükürt, demir oksit, alüminyum, kireç, silisyum, oksijen, hidrojen vb. bulunur.
Fizikî özellikleri: Siyah renkte, az çok parıltılı olup, genel olarak düzgün yüzeylidir. Kolayca kırılıp ufalanmaz. Özgül ağırlığı(kg/dm3): 1,1 (linyit) ile 1,8 (antrasit) arasında değişir.
Kömür çeşitleri:
Kömürler, gerek meydana geliş zamanları, gerekse bileşimlerindeki karbon miktârı yönünden birbirinden ayrılırlar. Meydâna gelişleri eski olan kömürlerin ısıtma değeri de o nisbette yüksektir.
Antrasit: En eski ve karbon yönünden en zengin kömür çeşididir. Meydana geliş târihi 300 milyon yıl geriye dayanan antrasitteki karbon yüzdesi 90-95’i bulur.
Taş kömürü: Antrasit kadar eski olmamakla beraber 200-250 milyon yıllık bir geçmişe sâhib olduğu tahmin edilmektedir. Karbon yüzdesi 80-90’ı bulur.
Linyit: Daha oluşumunu tamamlamamış kömürlerdendir. Tahminen 60 milyon yıl önce meydana gelmeye başlayan linyitte su ve bu arada bir çok yabancı madde de bulunmaktadır. Karbon yüzdesi 65-70 kadardır.
Turba: Bu kömüre daha çok bataklık yerlerde rastlanmaktadır. İçindeki su mikdârı yüksektir. Karbon yüzdesi ise 60’ı geçmez. Turba, henüz karbonlaşma safhasını tamamlamamış genç kömürlerdendir.
Grafit: Grafit, karbon denilen kimyevî maddenin, tabiatta bulunan saf durumudur. Elmas da saf bir karbon olduğu halde aralarındaki fark grafitin kristalsiz bir yapıya sâhib oluşudur. Grafit, ark lambası kömürlerinin yapımında ve yağlama maddelerinde kullanılır. Kil ile belirli bir nisbette karıştırılırsa, kalem ucu yapımına yarayan bir madde elde edilir.
Kok: Kok, gerçek anlamda bir kömür değildir. Tabiatta serbest olarak bulunmaz, fabrikalarda taş kömürünün içindeki gazların çıkartılmasından sonra elde edilen kömürdür. Gerek ev sobalarında, gerek yüksek fırınlarda ısıtma gâyesiyle kullanılır. Çelik alaşımlarında çeliğin içine gerekli karbonu verme işleminde de faydalanılır.
Kömür yatakları: Kömür katmanlarının jeolojik oluşumu, bize kömürün yer kabuğunun 400 ile 4000 m derinlikleri arasında yayılmış olduğunu göstermektedir. Kömür yataklarına dünyânın hemen hemen her yerinde rastlanır. Polonya Rusya ve Çin, kömür yatakları yönünden dünyânın en zengin ülkeleri arasında sayılırlar. Bâzan 5000 kilometre karelik geniş bir alana yayılmış büyük kömür yatakları olduğu gibi, toprak seviyesinden 50-60 m aşağıda işletilmesi kolay kömür yatakları da vardır.
Kömür mâdenciliği: Kömür yatakları, aşağı yukarı 250-400 milyon yıl öncesinin sıcak ve nemli iklimlerinde yetişen büyük orman bitkilerinin kalıntılarından meydana gelmiştir. Bu bitkiler, ölerek çürümüş ve zamanla, karaları kaplayan, denizlerin biriktirdiği tortular altına gömülüp katılaşmıştır.
Yüzyıllarca önce Avrupa’da çok büyük ormanlar vardı, ama zamanla bu ormanların yok olması, yakacak olarak odunu çok pahalı bir kaynak hâline getirdi. Bu sebeple, kömürün bulunması ve işletilmesi, ekonomik yönden büyük değer kazandı.
On yedinci yüzyılda, kömürün odunun yerini alması, sanayi inkılâbının temelini teşkil eder. Kömür ekonomisi ve teknolojisi geliştikçe, mâdenlerdeki güvenlik meselesi de büyüdü, bu yüzden zaman geçtikçe modern kömür mâdenciliği metodlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması zarûrî bir hâl aldı. Ancak günümüzde de modern mâdencilik teknikleri uygulandığı halde bâzı memleketlerde çok sayıda işçinin ölümüyle sonuçlanan kazâlar olmaktadır.
Modern kömür mâdenciliği metodları: Kömür yatakları, başlıca iki şekilde işletilir.
Yeraltı mâdenciliği: Açık tavanlı mâdencilik. Seçilen metod, damarın derinliğine, eğimine ve kalınlığına, birikim konumuna, alan özelliklerine, yüzey topoğrafyasına ve çevre şartlarına göre tesbit edilir.
Açık işletme: Kömür damarları üstündeki toprak tabakası temizlendikten sonra uygulanır. Eskiden kaldırılabilen üst tabaka kalınlığı 30 metreyi geçmezken, günümüzde bunun üç katı kadar toprağın temizlenmesi mümkündür. Bâzı açık mâdenlerde günde 50.000 ton kadar üretim yapılabilmektedir. Bu mâdenlerde toprağın temizlenmesi işlemi, modern kazı makinalarıyla gerçekleştirilmektedir.
ABD’de “burgu mâdenciliği” adı verilen özel bir açık tavanlı mâdencilik tekniği de geliştirilmiştir. Bu usûl, üst tabakanın temizlenmesiyle ortaya çıkan kömür damarlarına, paralel delikler açılmakla olur. Bu işte kullanılan burgular, kömür damarını 90 m kadar delen, 0,6-1,5 m çapında, büyük matkaplardır. Burguyla kazılan kömür, burgunun kıvrımları boyunca yukarı doğru ilerler ve deliğin ağzından toplanır. Bu çeşit bir işletmede verim, yeraltı mâdenciliğine göre çok yüksektir. Toplam mâdencilik giderleri de düşük olup, genellikle, derin kuyu madencilik işletmelerinin dörtte biri kadardır. Bu yüzden açık tavanlı işletmeler, öteki metodlara tercih edilir.
Bununla birlikte açık tavanlı mâdencilik, çevre üstündeki olumsuz tesirleri sebebiyle mahzurlu bulunmaktadır. Bâzı yerlerde, bir dağ tepesinin tamamiyle kaldırılması söz konusu olabilir. Bu, sâdece tabiat güzelliğini değil, bölgenin ağaçlanmasını ve tabiî hayatı da etkiler. Bunun bir çözümü, açık tavanlı işletmeden kömür çıkarma işi bitirildiğinde, yerleşim merkezlerinden getirilen artıklarla mâdenin üstünü kapatıp, yeniden ağaçlandırmak olabilir. Dünyâ kömürünün büyük bir kısmı, yeraltı madenlerinden elde edilir. Bunların bâzılarının derinliği 900-1200 metreyi bulur. Söz konusu derinliklerde damarlara, elevatörlerle donatılmış dikey kuyularla inilir. Daha az derinliklerde yer alan damarlarsa yüzeye, eğimli tünellerle bağlanır. Tünellere genellikle konveyörler kurulur.
Yapılan tahminlere göre, dünyâda 5544 milyar tonun üzerinde faydalanılabilir kömür rezervlerinin bulunduğu hesaplanmıştır. En son araştırmaların neticelerine göre Türkiye’de 1,4 milyar ton taşkömürü, 7,6 milyar ton da linyit kömürü olmak üzere toplam 9 milyar ton kömür varlığı olduğu kabul edilmektedir. Türkiyenin yıllık üretimi dört milyon tonun üzerindedir.
Dünyâ Kömür Rezervlerinin Kıtalara Göre Dağılımı (Tahminî)
Amerika
2.281 milyar ton
Avrupa
682 milyar ton
Asya
2.110 milyar ton
Afrika
210 milyar ton
Avustralya
21 milyar ton
Ülkemizde üretilen kömür madenleri, Türkiye Kömür İşletmeleri Teşkilatı (TKİ) ile Özel Sektör tarafından üretilmektedir. Yurdumuzda başta Zonguldak olmak üzere Tavşanlı, Ereğli, Kozlu-Kilimli, Çan havzası, Bolu-Mengen, Düzce, Göynük, Malkara (Tekirdağ), Soma, Değirmisaz, Tunçbilek, Balkaya (Erzurum), Şırnak (Siirt), Halifan (Bingöl), Kangal (Sivas), Cizre, Silopi (Mardin), Çeltek (Amasya) havzaları başlıca kömür yataklarıdır.
Alm. Kohle (f), Fr. Charbon (m), houille (f), İng. Charcoal, coal. Taşlaşmış karbon kütlesi olan bir cins katı yakıt. Kömür, bir mineral değildir. Çünkü bir oluşum sonucu meydana gelmemiştir. Demir, bakır, çinko, alüminyum veya bunların oksidleri, sülfürleri vb. gibi tabiî olarak kendi durumunda var olan bir cevher değildir. Kömür, karbon yönünden zengin (% 65-95 arasında) tabiî bir cisimdir. Bileşiminde ayrıca kükürt, demir oksit, alüminyum, kireç, silisyum, oksijen, hidrojen vb. bulunur.
Fizikî özellikleri: Siyah renkte, az çok parıltılı olup, genel olarak düzgün yüzeylidir. Kolayca kırılıp ufalanmaz. Özgül ağırlığı(kg/dm3): 1,1 (linyit) ile 1,8 (antrasit) arasında değişir.
Kömür çeşitleri:
Kömürler, gerek meydana geliş zamanları, gerekse bileşimlerindeki karbon miktârı yönünden birbirinden ayrılırlar. Meydâna gelişleri eski olan kömürlerin ısıtma değeri de o nisbette yüksektir.
Antrasit: En eski ve karbon yönünden en zengin kömür çeşididir. Meydana geliş târihi 300 milyon yıl geriye dayanan antrasitteki karbon yüzdesi 90-95’i bulur.
Taş kömürü: Antrasit kadar eski olmamakla beraber 200-250 milyon yıllık bir geçmişe sâhib olduğu tahmin edilmektedir. Karbon yüzdesi 80-90’ı bulur.
Linyit: Daha oluşumunu tamamlamamış kömürlerdendir. Tahminen 60 milyon yıl önce meydana gelmeye başlayan linyitte su ve bu arada bir çok yabancı madde de bulunmaktadır. Karbon yüzdesi 65-70 kadardır.
Turba: Bu kömüre daha çok bataklık yerlerde rastlanmaktadır. İçindeki su mikdârı yüksektir. Karbon yüzdesi ise 60’ı geçmez. Turba, henüz karbonlaşma safhasını tamamlamamış genç kömürlerdendir.
Grafit: Grafit, karbon denilen kimyevî maddenin, tabiatta bulunan saf durumudur. Elmas da saf bir karbon olduğu halde aralarındaki fark grafitin kristalsiz bir yapıya sâhib oluşudur. Grafit, ark lambası kömürlerinin yapımında ve yağlama maddelerinde kullanılır. Kil ile belirli bir nisbette karıştırılırsa, kalem ucu yapımına yarayan bir madde elde edilir.
Kok: Kok, gerçek anlamda bir kömür değildir. Tabiatta serbest olarak bulunmaz, fabrikalarda taş kömürünün içindeki gazların çıkartılmasından sonra elde edilen kömürdür. Gerek ev sobalarında, gerek yüksek fırınlarda ısıtma gâyesiyle kullanılır. Çelik alaşımlarında çeliğin içine gerekli karbonu verme işleminde de faydalanılır.
Kömür yatakları: Kömür katmanlarının jeolojik oluşumu, bize kömürün yer kabuğunun 400 ile 4000 m derinlikleri arasında yayılmış olduğunu göstermektedir. Kömür yataklarına dünyânın hemen hemen her yerinde rastlanır. Polonya Rusya ve Çin, kömür yatakları yönünden dünyânın en zengin ülkeleri arasında sayılırlar. Bâzan 5000 kilometre karelik geniş bir alana yayılmış büyük kömür yatakları olduğu gibi, toprak seviyesinden 50-60 m aşağıda işletilmesi kolay kömür yatakları da vardır.
Kömür mâdenciliği: Kömür yatakları, aşağı yukarı 250-400 milyon yıl öncesinin sıcak ve nemli iklimlerinde yetişen büyük orman bitkilerinin kalıntılarından meydana gelmiştir. Bu bitkiler, ölerek çürümüş ve zamanla, karaları kaplayan, denizlerin biriktirdiği tortular altına gömülüp katılaşmıştır.
Yüzyıllarca önce Avrupa’da çok büyük ormanlar vardı, ama zamanla bu ormanların yok olması, yakacak olarak odunu çok pahalı bir kaynak hâline getirdi. Bu sebeple, kömürün bulunması ve işletilmesi, ekonomik yönden büyük değer kazandı.
On yedinci yüzyılda, kömürün odunun yerini alması, sanayi inkılâbının temelini teşkil eder. Kömür ekonomisi ve teknolojisi geliştikçe, mâdenlerdeki güvenlik meselesi de büyüdü, bu yüzden zaman geçtikçe modern kömür mâdenciliği metodlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması zarûrî bir hâl aldı. Ancak günümüzde de modern mâdencilik teknikleri uygulandığı halde bâzı memleketlerde çok sayıda işçinin ölümüyle sonuçlanan kazâlar olmaktadır.
Modern kömür mâdenciliği metodları: Kömür yatakları, başlıca iki şekilde işletilir.
Yeraltı mâdenciliği: Açık tavanlı mâdencilik. Seçilen metod, damarın derinliğine, eğimine ve kalınlığına, birikim konumuna, alan özelliklerine, yüzey topoğrafyasına ve çevre şartlarına göre tesbit edilir.
Açık işletme: Kömür damarları üstündeki toprak tabakası temizlendikten sonra uygulanır. Eskiden kaldırılabilen üst tabaka kalınlığı 30 metreyi geçmezken, günümüzde bunun üç katı kadar toprağın temizlenmesi mümkündür. Bâzı açık mâdenlerde günde 50.000 ton kadar üretim yapılabilmektedir. Bu mâdenlerde toprağın temizlenmesi işlemi, modern kazı makinalarıyla gerçekleştirilmektedir.
ABD’de “burgu mâdenciliği” adı verilen özel bir açık tavanlı mâdencilik tekniği de geliştirilmiştir. Bu usûl, üst tabakanın temizlenmesiyle ortaya çıkan kömür damarlarına, paralel delikler açılmakla olur. Bu işte kullanılan burgular, kömür damarını 90 m kadar delen, 0,6-1,5 m çapında, büyük matkaplardır. Burguyla kazılan kömür, burgunun kıvrımları boyunca yukarı doğru ilerler ve deliğin ağzından toplanır. Bu çeşit bir işletmede verim, yeraltı mâdenciliğine göre çok yüksektir. Toplam mâdencilik giderleri de düşük olup, genellikle, derin kuyu madencilik işletmelerinin dörtte biri kadardır. Bu yüzden açık tavanlı işletmeler, öteki metodlara tercih edilir.
Bununla birlikte açık tavanlı mâdencilik, çevre üstündeki olumsuz tesirleri sebebiyle mahzurlu bulunmaktadır. Bâzı yerlerde, bir dağ tepesinin tamamiyle kaldırılması söz konusu olabilir. Bu, sâdece tabiat güzelliğini değil, bölgenin ağaçlanmasını ve tabiî hayatı da etkiler. Bunun bir çözümü, açık tavanlı işletmeden kömür çıkarma işi bitirildiğinde, yerleşim merkezlerinden getirilen artıklarla mâdenin üstünü kapatıp, yeniden ağaçlandırmak olabilir. Dünyâ kömürünün büyük bir kısmı, yeraltı madenlerinden elde edilir. Bunların bâzılarının derinliği 900-1200 metreyi bulur. Söz konusu derinliklerde damarlara, elevatörlerle donatılmış dikey kuyularla inilir. Daha az derinliklerde yer alan damarlarsa yüzeye, eğimli tünellerle bağlanır. Tünellere genellikle konveyörler kurulur.
Yapılan tahminlere göre, dünyâda 5544 milyar tonun üzerinde faydalanılabilir kömür rezervlerinin bulunduğu hesaplanmıştır. En son araştırmaların neticelerine göre Türkiye’de 1,4 milyar ton taşkömürü, 7,6 milyar ton da linyit kömürü olmak üzere toplam 9 milyar ton kömür varlığı olduğu kabul edilmektedir. Türkiyenin yıllık üretimi dört milyon tonun üzerindedir.
Dünyâ Kömür Rezervlerinin Kıtalara Göre Dağılımı (Tahminî)
Amerika
2.281 milyar ton
Avrupa
682 milyar ton
Asya
2.110 milyar ton
Afrika
210 milyar ton
Avustralya
21 milyar ton
Ülkemizde üretilen kömür madenleri, Türkiye Kömür İşletmeleri Teşkilatı (TKİ) ile Özel Sektör tarafından üretilmektedir. Yurdumuzda başta Zonguldak olmak üzere Tavşanlı, Ereğli, Kozlu-Kilimli, Çan havzası, Bolu-Mengen, Düzce, Göynük, Malkara (Tekirdağ), Soma, Değirmisaz, Tunçbilek, Balkaya (Erzurum), Şırnak (Siirt), Halifan (Bingöl), Kangal (Sivas), Cizre, Silopi (Mardin), Çeltek (Amasya) havzaları başlıca kömür yataklarıdır.
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca