MUHAMMED
BAYRAK

Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız. |
Forum İstatistikleri |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
DOWNLOADEN
AYET
FELSEFEMiZ
Raşit Tunca Sözü
GÜZEL SÖZ
Windows 10 da Dil Değiştirme Nasıl Yapılır Resimli Anlatım
Siz değerli makale okurlarımızla bu yazımızda Windows 10‘da Dil değiştirme işlemini görsel ve yazılı olacak şekilde paylaşacağız.
Tüm bilgisayar kullanıcılarının aktif olarak kullanım gerçekleştirmiş olduğu en kapsamlı işletim sistemi olan Windows 10’da ilk kurulum adımında yapılan yanlış dil tercihi sonrasında dil seçeneğinin nereden değiştirileceğinin bilinmemesi Windows 10 kullanıcılarının oldukça canını sıkmaktadır. Durumun araştırmasını siz değerli makale okurlarımız için gerçekleştirmiş bulunmaktayız.
Öncelikle şu bilgiyi iletmeliyiz ki bütün dil paketleri sadece Microsolft’ta mevcut ve bilgisayarınızdaki işletim sisteminin çoklu dil desteği varsa, internet üzerinden indirim işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz. Bilgisayarınızdaki Windows’un multi-language (çoklu dil) desteği bulunuyorsa, bilgisayarınız internete bağlıyken Türkçe dil paketini indirip kurulumunu sağlayabiliyorsunuz. Tabi Windows 10 işletim sisteminizin ilk kurulumu aşamasında dil paketi tanımlı ise işlemleriniz daha da kolaylaşacaktır.
Aşağıdaki adımları takip etmeniz durumunda sorununuzu giderebileceksiniz.
Windows 10‘da Dil değiştirme işlemlerimize, bilgisayarımızın sol alt tarafında yer almakta olan ‘Başlat’ menüsüne tıklayıp, açılacak olan ‘Başlat menüsü’ penceresinde bulunan ‘Ayarlar’ ikonuna tıklayarak başlıyoruz.
İşlemlerimizin devamında karşımıza gelecek olan ekranda, ‘Zaman ve dil’ menüsüne tıklayıp işlemlerimize devam ediyoruz.
Açılan ekranın sol tarafında yer almakta olan ‘Bölge ve dil’ seçeneğine tıklıyoruz,
Daha sonrasında karşımıza gelecek olan ekranda ‘Dil ekle’ butonu olacaktır; bu butona tıklıyoruz.
Karşınıza gelen ekranda tüm ülkeler için dil seçenekleri olacaktır. Bu seçenekler içerisinde size ve sisteminize en uygun olan dil seçimini gerçekleştirip işlemlere devam ediyoruz.
Dil tercihini yaptıktan sonra, seçtiğiniz dilin değişik ülkeler için farklı seçenekleri varsa bu seçenekler arasından sisteminizde kullanmak istediğiniz dil seçeneğini de seçelim. (Örn: EN(US), EN(UK) vs.)
Dil tercihinizi yaptıktan sonra, Microsoft sunucularından dil paketini indirilecek ve sisteminize kurulacak.
Dil paketi indirme ve kurulum işlemi bittikten sonra, bu dil paketini seçip, alt kısımdaki seçenekler içerisinde ‘Varsayılan Olarak Ayarla’ seçeneğini tıklamanız halinde, Windows sistem dili, istediğiniz dil olarak ayarlanacaktır.
Windows 10 işletim sisteminizi artık istediğiniz dil ile kullanabilirsiniz.
Windows 10 da Dil Değiştirme Nasıl Yapılır Resimli Anlatım
Siz değerli makale okurlarımızla bu yazımızda Windows 10‘da Dil değiştirme işlemini görsel ve yazılı olacak şekilde paylaşacağız.
Tüm bilgisayar kullanıcılarının aktif olarak kullanım gerçekleştirmiş olduğu en kapsamlı işletim sistemi olan Windows 10’da ilk kurulum adımında yapılan yanlış dil tercihi sonrasında dil seçeneğinin nereden değiştirileceğinin bilinmemesi Windows 10 kullanıcılarının oldukça canını sıkmaktadır. Durumun araştırmasını siz değerli makale okurlarımız için gerçekleştirmiş bulunmaktayız.
Öncelikle şu bilgiyi iletmeliyiz ki bütün dil paketleri sadece Microsolft’ta mevcut ve bilgisayarınızdaki işletim sisteminin çoklu dil desteği varsa, internet üzerinden indirim işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz. Bilgisayarınızdaki Windows’un multi-language (çoklu dil) desteği bulunuyorsa, bilgisayarınız internete bağlıyken Türkçe dil paketini indirip kurulumunu sağlayabiliyorsunuz. Tabi Windows 10 işletim sisteminizin ilk kurulumu aşamasında dil paketi tanımlı ise işlemleriniz daha da kolaylaşacaktır.
Aşağıdaki adımları takip etmeniz durumunda sorununuzu giderebileceksiniz.
Windows 10‘da Dil değiştirme işlemlerimize, bilgisayarımızın sol alt tarafında yer almakta olan ‘Başlat’ menüsüne tıklayıp, açılacak olan ‘Başlat menüsü’ penceresinde bulunan ‘Ayarlar’ ikonuna tıklayarak başlıyoruz.
İşlemlerimizin devamında karşımıza gelecek olan ekranda, ‘Zaman ve dil’ menüsüne tıklayıp işlemlerimize devam ediyoruz.
Açılan ekranın sol tarafında yer almakta olan ‘Bölge ve dil’ seçeneğine tıklıyoruz,
Daha sonrasında karşımıza gelecek olan ekranda ‘Dil ekle’ butonu olacaktır; bu butona tıklıyoruz.
Karşınıza gelen ekranda tüm ülkeler için dil seçenekleri olacaktır. Bu seçenekler içerisinde size ve sisteminize en uygun olan dil seçimini gerçekleştirip işlemlere devam ediyoruz.
Dil tercihini yaptıktan sonra, seçtiğiniz dilin değişik ülkeler için farklı seçenekleri varsa bu seçenekler arasından sisteminizde kullanmak istediğiniz dil seçeneğini de seçelim. (Örn: EN(US), EN(UK) vs.)
Dil tercihinizi yaptıktan sonra, Microsoft sunucularından dil paketini indirilecek ve sisteminize kurulacak.
Dil paketi indirme ve kurulum işlemi bittikten sonra, bu dil paketini seçip, alt kısımdaki seçenekler içerisinde ‘Varsayılan Olarak Ayarla’ seçeneğini tıklamanız halinde, Windows sistem dili, istediğiniz dil olarak ayarlanacaktır.
Windows 10 işletim sisteminizi artık istediğiniz dil ile kullanabilirsiniz.
Windows 10 da Klavye (Dil) Değişikliği Nasıl Yapılır? (Resimli Anlatım)
Windows 10 Klavye değişikliği diğer Windows işletim sistemlerinden farklı yapılıyor. Bu yazımızda Windows 10 Klavye Değişikliği Nasıl Yapılır? sorusuna cevap vermeye çalıştık. Yapamadığınız veya sormak istediğiniz bir soru varsa yorum kısmından bize iletebilirsiniz. Windows 10 tüm sürümlerinde klavye değişikliği yöntemi aynıdır. Hazırsak başlayabiliriz.
Konu anlaşılmaz ise aşağıda videosu bulunmaktadır. İzleyebilirsiniz.
Windows 10 Klavye Değişikliği (Resimli Anlatım)
1- Başlar kısmında Ayarları seçiyoruz.
2- Açılan pencerede Zaman ve Dil kısmını seçiyoruz.
3- Açılan pencerede Bölge ve Dil kısmını seçip Türkçe yazan dil kısmının üzerini klikliyoruz ve Seçenekler diyoruz.
4- Klavye Ekle diyoruz ve hangi klavyeyi kullanacaksak onu klikliyoruz. İşlemimiz tamamdır.
5- Son olarak diyelim F Klavyeyi ekledik ancak Q klavyeyi kullanmayacağız. Dilerseniz kaldırabilirsiniz. İkisini bir arada kullanmak isityorsanız CTRL+SHİFT tuşlarına basmanız yeterli. Bu tuşlar ile klavyeler arasında geçiş sağlıyor. Klavye değişikliği kısayol tuşudur.
CTRL+SHİFT: Klavyeler arasında geçiş sağlamak için kullanılan kısayol tuşudur. F Klavyeden Q Klavyeye veya Q Klavyeden F Klavyeye gibi.
Windows 10 da Klavye (Dil) Değişikliği Nasıl Yapılır? (Resimli Anlatım)
Windows 10 Klavye değişikliği diğer Windows işletim sistemlerinden farklı yapılıyor. Bu yazımızda Windows 10 Klavye Değişikliği Nasıl Yapılır? sorusuna cevap vermeye çalıştık. Yapamadığınız veya sormak istediğiniz bir soru varsa yorum kısmından bize iletebilirsiniz. Windows 10 tüm sürümlerinde klavye değişikliği yöntemi aynıdır. Hazırsak başlayabiliriz.
Konu anlaşılmaz ise aşağıda videosu bulunmaktadır. İzleyebilirsiniz.
Windows 10 Klavye Değişikliği (Resimli Anlatım)
1- Başlar kısmında Ayarları seçiyoruz.
2- Açılan pencerede Zaman ve Dil kısmını seçiyoruz.
3- Açılan pencerede Bölge ve Dil kısmını seçip Türkçe yazan dil kısmının üzerini klikliyoruz ve Seçenekler diyoruz.
4- Klavye Ekle diyoruz ve hangi klavyeyi kullanacaksak onu klikliyoruz. İşlemimiz tamamdır.
5- Son olarak diyelim F Klavyeyi ekledik ancak Q klavyeyi kullanmayacağız. Dilerseniz kaldırabilirsiniz. İkisini bir arada kullanmak isityorsanız CTRL+SHİFT tuşlarına basmanız yeterli. Bu tuşlar ile klavyeler arasında geçiş sağlıyor. Klavye değişikliği kısayol tuşudur.
CTRL+SHİFT: Klavyeler arasında geçiş sağlamak için kullanılan kısayol tuşudur. F Klavyeden Q Klavyeye veya Q Klavyeden F Klavyeye gibi.
Pasaport Nasıl Çıkartılır?
Harçsız öğrenci pasaportu nasıl alınır
Öğrencilik hayatınıza devam ediyorsa harçsız pasaport alabiliyorsunuz. Ne de olsa dünyanın en pahalı pasaportuna sahibiz ve öğrenci bütçesi için bu korkunç yüksek bir meblağ. 25 yaşın altındaki her öğrenci harçsız pasaport alabilir. Sadece pasaport defter bedelini ödemeniz gerekiyor.
Harçsız pasaport başvurusu için okulunuzdan öğrenci belgesi çıkarın. Belgeyi okuldan ya da E-Devlet üzerinden alabilirsiniz Öğrenci belgesini son 60 gün içinde alınmış olması şart. 18 yaşından küçükler, en çok 5 yıllık pasaport çıkartabiliyor. Pasaportu 25 yaşına bastığınızda geçerliliğini yitirecek şekilde alabiliyorsunuz. En az 6 aylık geçerli pasaport çıkartabileceğinizi düşünürseniz 24,5 yaşından sonrası için pasaport verilmediğini aklınızda bulundurun.
Pasaport başvurusu nasıl yapılır adım adım bilgi vermeye çalıştım. Özetle biyometrik 2 fotoğrafınızı çektirin, internet veya bankadan pasaport ücretini ve harcını ödeyin, nüfus müdürlüklerinden online veya telefonla randevu alın veya direk gidip başvurun. Pasaport nasıl alınır hakkında sorularınız olursa yorum kısmından sorabilirsiniz.
Bu sayfada özellikle çoğu Türk vatandaşının başvuru yaptığı Bordo pasaport (umuma mahsus pasaport) üzerinde yoğunlaşılmıştır. Eğer yeşil pasaport almaya hak kazandıysanız detayları Yeşil Pasaport sayfasından öğrenebilirsiniz.
Pasaport Başvurusu İçin Gerekenler
Pasaport başvurusu için gerekenler sırasıyla:
Aşağıda belirtilen evrakları toplamak,
Pasaport harcı yatırmak,
Pasaport randevusu almak ve randevuya gitmek,
Pasaportu teslim almak,
şeklindedir.
Yurt dışı seyahatiniz için pasaport başvurusu yapmaya karar verdiyseniz aşağıdaki adımları izleyiniz.
Pasaport İçin Gerekli Evraklar
Pasaport için gerekli evraklar, yapılacak pasaport başvurusuna göre değişiklikler gösterebilir. Aşağıda en çok başvuru yapılan bordo pasaport için gerekli evraklar listesini bulabilirsiniz.
Pasaport için çekilmiş 1 adet biyometrik fotoğraf (fotoğraf özellikleri aşağıda belirtilmiştir).
T.C. Kimlik Belgesi ve Fotokopisi.
Varsa eski pasaportlar.
Pasaport harç ve defter bedellerinin ödeme dekontları.
Başvuru yapılan kişi çocuk ise anne ve babanın muvafakatnamesi (Noterliklerden alınmaktadır).
Pasaport İçin Fotoğraf
Pasaport fotoğrafı vesikalık fotoğraftan farklıdır. İçişleri Bakanlığı tarafından pasaport fotoğrafı:
Beyaz, desensiz fonda çekilmelidir.
Fotoğraf aşırı parlak veya aşırı koyu olmamalı, yansıma ve gölgeler bulunmamalı ve yüksek kalitede olmalıdır
Fotoğraf yüzü tam karşıdan görecek şekilde ortalanmış ve ifadesiz bir biçimde olmalıdır.
Saçlar yüz hatlarını kapatmamalı, gözler kameraya bakmalıdır.
50mm x 60mm ebatında olmalıdır.
Bu gibi detaylar fotoğrafçılar tarafından çok iyi bilindiğinden pasaport için biyometrik fotoğraf çekinmek istediğinizi söylemeniz yeterlidir.
Pasaport Harcı Ödeme
Türkiye Cumhuriyeti pasaportu almak için randevu zamanından önce ödemelerin tam olarak yapılması ve dekontların elde edilmesi gerekir. Pasaport ücretleri T.C. Maliye Bakanlığı tarafından yıldan yıla değişen “pasaport harç bedeli” ve “pasaport defter bedeli” olmak üzere iki ayrı kalemde alınmaktadır. Pasaport defter bedeli her pasaport için sabittir ancak pasaport harç bedeli pasaportun geçerli olduğu süreye göre değişiklik gösterir.
Güncel pasaport ücretlerini ve pasaport harçlarını alan bankaları öğrenin
Pasaport Randevusu
Bordo pasaport alabilmek için gerekli evrak toplama ve ödeme işlemlerinizi bitirdikten sonra Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü web sitesi üzerinden dilediğiniz kaymakamlıklardan uygun tarih için randevu almalı ve zamanında randevuya gitmelisiniz.
Pasaport Teslimi
Pasaport teslimi randevu esnasında belirtilen adrese posta yoluyla gönderilir. Genelde 10 iş günü içerisinde teslimat gerçekleşmektedir. Bu yüzden yurt dışı çıkışınızdan bir müddet önce pasaport başvurusu yapmanız tavsiye edilir.
Eskiden Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından verilen pasaport, artık Nüfus Müdürlükleri tarafından verilmektedir. Pasaport kısa süre içinde çıkartılabilir.
1. Öncelikle Nüfus Müdürlüğü’nden randevu almak gerekmektedir. Randevu ile Nüfus Müdürlüğünde sıra beklemeden veya çok az bekleyerek başvuruda bulunabilirsiniz. Randevu almak için https://randevu.nvi.gov.tr/ adresini kullanabilirsiniz.
2. Randevu aldıktan sonra pasaport harç ve defter bedeli ödemek gerekmektedir. 10 yıllık pasaport başvurusu yapmak daha avantajlı olacaktır. Banka ve vergi dairelerinden ödeme yapılacağı gibi https://ivd.gib.gov.tr adresinden banka kartı veya kredi kartı ile yapılması daha kolay olacaktır. Bazı banka memurlarının yeterli bilgisi olmayabilir.
3. Pasaport sahibi olmak için bir adet biyometrik fotoğraf gerekmektedir. Fotoğraf memur tarafından taranacak ve size geri verilecektir.
4. Pasaport başvurusu geçerli kimlik belgesi ile yapılacaktır.
5. Başvuru sırasında en son alınan pasaport da birlikte götürülmelidir.
6. Başvuru sonrası ortalama 1 hafta içinde pasaport kargoya verilecektir.
Pasaport, yurtdışına çıkarken sınır kapılarındaki polis makamlarına ibraz etmeye mecbur olduğumuz bir evrak. İlk düzenlemenin yürürlüğe girdiği 1867’den bu yana yurtdışına çıkmak veya Türkiye’ye girmek için pasaport almak zorundayız.
Diplomatik pasaport, Hususi damgalı pasaportlar, Hizmet damgalı pasapor ve Umuma mahsus pasaportlar olmak üzere de pasaport çeşitleri var. “Pasaport Nedir? Pasaport Çeşitleri” yazımda bu konuda detaylı bilgiler paylaştım. Pasaport başvurusu yapmadan bu yazıyı mutlaka okuyun. Gözünüz korkmasın pasaport alma süreci çok kolay. Pasaport çıkarma başvuru süreci ortalama 5-10 dk. içinde tamamlanıyor. Pasaport başvurusu nasıl yapılır adı adım aşağıda detaylıca anlattım.
Pasaport başvurusu nasıl yapılır
Pasaport başvurusunun yaş ayrımı gözetilmeksizin şahsen yapılması gerekiyor. Pasaport ücretini internetten veya bankalara yatırıp, yine internetten veya telefonla pasaport randevusu aldıktan sonra, nüfus müdürlüklerine 2 adet biyometrik fotoğraf ve TC Kimlik Kartınızla gitmeniz yeterli. Nüfus Müdürlüklerinde ilk olarak biyometrik veri işlemleri sağlanıyor, daha sonra biyometrik fotoğraf ve imza isteniyor.
1. Pasaport için gerekli evraklar
Önceleri Emniyet Genel Müdürlüğünden pasaport çıkarılıyordu. 2 Nisan 2018 tarihinden itibaren pasaport başvurusu Nüfus Müdürlüklerine yapılıyor. Pasaport için gerekli belgeler hazırlanıp, internetten pasport randevu alarak 2 adet biyometrik fotoğraf ve nüfus cüzdanı/TC Kimlik kartı ile başvuru yapabiliyorsunuz.
Biyometrik 2 adet fotoğrafınız
TC Kimlik Kartı veya nüfus cüzdanınız
Varsa eski pasaportunuz
Öğrenci belgesi (Harçsız pasaport talep edenler için)
Ergin olmayanlar veya kısıtlılar için muvafakat belgesi
Öncelikle bir fotoğrafçıya gidip pasaport için fotoğraf çektireceğinizi söyleyin. Yeni pasaport için arka fonu beyaz biyometrik fotoğraf çektirmek zorunlu. Eski tarz fotoğraflar geçerli değil. Bu fotoğraflarda tam karşıya bakıyorsunuz, gülümsemeden normal duruşla fotoğrafınız çekiliyor.
Kıravat zorunlu değil. En fazla 6 ay önce çekilmiş biyometrik fotoğraflar geçerli. Daha önceki pasaportunuzda ve vizenizde kullanmış olduğunuz, nasılsa kimse anlamaz dediğiniz, 6 aydan uzun süreli fotoğrafınız varsa kullanmayın, gidin yeni fotoğraf çektirin.
Sisteme 6 ay önceden kayıtlı biyometrik fotoğrafınız varsa ehliyet ve pasaport için yeniden fotoğraf götürmenize gerek yok. Yeni çipli kimlik kartı için parmak izi ve imza verdiyseniz, bunlar pasaport almak için de geçerli. Pasaport için gerekli belgeler hazırlandıktan sonra e-pasaport randevu alma işlemine geçin.
2. Pasaport Ücretleri 2019 Harç Bedelleri
Pasaport başvuru randevuları internet üzerinden veya telefonla yapılabiliyor. Ancak pasaport ücreti, internet başvurusu öncesinde vergi dairesine, PTT şubelerine, belirtilen bankalara veya internet vergi dairesine ödenmesi gerekiyor. Ne kadar süreli pasaport çıkarmayı düşünüyorsanız pasaport ücretleri de ona göre değişiyor.
Öncelikle kaç yıllık pasaport çıkaracağınıza karar vermeniz gerekiyor. Pasaport süresi en az 6 ay en fazla da 10 yıl oluyor. Ben 6 aylık pasaport alınmasını pek tavsiye etmiyorum. Pasaport süresi 3 aydan az olunca bir çok ülkeye girişte sorun çıkma ihtimali var. Mümkünse 10 yıllık çıkartın.
İnternetten pasaport harcı yatırma: İnternet vergi dairesi web sitesine girin (ivd.gib.gov.tr). Sol alt köşeki “Harç ve değerli kağıt bedeli” butonunu tıklayın. Açılan pencereden “Pasaport harcı ödeme” bağlantısını tıklayın. Gerekli bilgileri ve size en yakın vergi dairesini seçin. Sonraki adıma geçin, kredi kartıyla pasaport defter bedeli ve harcını ödeyin. Güvenlidir.
Ödemeye dair belge (makbuz veya dekont) gerektiğinde gösterilmek üzere muhafaza edilmeli. Ödeme sonrası pasaport için gerekli evrakları hazırlayıp pasaport başvurusu yapıyorsunuz.
Eğer internet vergi dairesinden ödeme yapmak istemiyorsanız şu bankalara pasaport ücretini ödeyebilirsiniz: Akbank, Aktifbank, Albaraka Türk Katılım, Alternatif Bank, Anadolubank, Denizbank, FibaBanka, Finansbank, Garanti Bankası, HSBC, ING Bank, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Odeabank, Şekerbank, Ziraat, TEB, Halk Bankası, İş Bankası, Vakıflar Bankası, Yapı ve Kredi, Ziraat Katılım.
Öğrenciyseniz ve 25 yaşını doldurmadıysanız harçsız pasaport çıkartabiliyosunuz. Öğrenim görülen kurumlardan getirilen ıslak imzalı, e-imzalı veya e-devlet kapısı üzerinden alınan 60 günü geçmemiş belgeler öğrenci belgesi olarak kabul ediliyor. Pasaport Kanunu uyarınca kişilerden yaş farkına bakılmaksızın (Bebekler de dahil) tüm pasaportlarda fotoğraf bulunması zorunlu.
3. Pasaport randevusu nasıl alınır
Biyometrik fotoğrafınızı hazırladınız, pasaport ücretini ödediniz ise pasaport başvurusu için randevu alma adımına geçiyorsunuz. Umuma mahsus pasaportlar için belirlenmiş 680 ilçe nüfus müdürlüğüne, hususi ve hizmet damgalı pasaportlar için ise 81 ilin nüfus ve vatandaşlık müdürlüğünden başvuru yapılabiliyor. Dileyen randevusuz, sabah erken saatlerde gidip sıra alabilir.
Telefonla pasaport randevusu alma: e-pasaport randevu alma telefonla ALO 199 Vatandaş Etkileşim Merkezinden yapılıyor. Alo 199 çalışma saatleri 09.00-17.00 saatleri arası. Cumartesi ve pazar günleri 09.00-17.00 saatleri arasında yapılabiliyor.
İzmir pasaport randevu alma için baktığımda aynı hafta içerisine randevu veriyordu. Aceleniz varsa sabah erken gidip başvurun.
İnternetten pasaport randevusu nasıl alınır: İnternetten randevu.nvi.govt.tr adresinden online randevu alınabiliyor. Aynı sayfadan TC Kimlik Kart, Sürücü belgesi veya pasaport başvurusu için randevu alabiliyorsunuz.
Harçsız öğrenci pasaportu nasıl alınır
Öğrencilik hayatınıza devam ediyorsa harçsız pasaport alabiliyorsunuz. Ne de olsa dünyanın en pahalı pasaportuna sahibiz ve öğrenci bütçesi için bu korkunç yüksek bir meblağ. 25 yaşın altındaki her öğrenci harçsız pasaport alabilir. Sadece pasaport defter bedelini ödemeniz gerekiyor.
Harçsız pasaport başvurusu için okulunuzdan öğrenci belgesi çıkarın. Belgeyi okuldan ya da E-Devlet üzerinden alabilirsiniz Öğrenci belgesini son 60 gün içinde alınmış olması şart. 18 yaşından küçükler, en çok 5 yıllık pasaport çıkartabiliyor. Pasaportu 25 yaşına bastığınızda geçerliliğini yitirecek şekilde alabiliyorsunuz. En az 6 aylık geçerli pasaport çıkartabileceğinizi düşünürseniz 24,5 yaşından sonrası için pasaport verilmediğini aklınızda bulundurun.
CES 2019 dan En İlginç Teknolojiler
Takvim yılının başlangıcı, teknoloji dünyası için heyecan verici bir zamandır .CES (Tüketici Elektroniği Fuarı) bize günlük hayatımızı değiştirebilecek yeni ürünler ve servisler hakkında bilgi vermektedir. CES’teki tüm teknolojiler üretime girmezken, çoğu zaman geleceğimizde neler olacağına dair ip uçları verir.
CES‘te sunulan teknolojiler hayatımızın birçok yönünü kapsayan ve bize teknolojinin yakında hayatımızı nasıl daha eğlenceli ve daha kolay hale getirebileceğini gösterir.
Arabadaki Havadan Su Üretmek
Arabanızda çok susamışsanız, ancak bir bardak su için durmaya vaktiniz de yoksa, Genny ile ilgileneceksiniz. WaterGen‘den gelen bu yenilikçi teknoloji, havayı içilebilecek kadar saf suya dönüştürür.
Genny, arabanızın dışından hava alarak filtreleme sistemi ile havayı saflaştırır. Su üretmek için önce havayı soğutur, ardından suyu filtreler ve susuzluğunuzu gidermek için bardağınıza saf suyu boşaltır..
WaterGen‘e göre, Genny sadece bir watt elektrik kullanarak 5 litre su üretebilir. Geliştiriciler buluşlarının plastik su şişelerinin kullanımını azaltabileceğini umuyorlar.
Bu yeni ürün saf içme suyunun bulunması, suyun az olduğu yerlerde gerçekten harika olabilir. Genny, CES 2019‘da Teknoloji için En İyi Yenilik ödülünü kazandı.
[attachment=47316]
Bell Nexus Hava Taksi
Bir helikopteri çağırmanın,Uber arabasını çağırmak kadar kolay olduğunu hayal edin. Bell, bu fikri gerçeğe dönüştürmek için çalışan şirkettir.
CES 2019‘da Bell, Nexus adlı hava taksi konseptini sergiledi. Yeniden tasarlanan bu helikopte,r dört yolcu ve bir pilot kapasiteli ve insanlara kentsel hava yolculuğu sunmak için tasarlandı.
Bell, gelecekte Nexus‘un talep üzerine taşıma için kullanılabilir olmasını sağlamak amacıyla Uber ile ortaklık kurdu. Test uçuşları 2020’nin başlarında planlanmıştır ve eğer her şey yolunda giderse, yolcu taşımacılığı yakında başlayabilir.
[attachment=47317]
Samsung GEMS Robotik Exo-iskelet
Pek çok insan dilediği gibi yürüyüşe çıkar, ancak hareketlilik sorunları olanlar için bir ayağını diğerinin önüne atmak aşılmaz bir zorluk olabilir.
Samsung, insanlara yürüme konusunda yardımcı olan GEMS adında bir dizi giyilebilir robot geliştirdi. Kalçalar, dizler ve ayak bilekleri için “Yürüyüş Geliştirme Motivasyon Sistemi” anlamına gelen GEMS mevcuttur.
Bir GEMS‘e bağlanın ve robotun yürürken sizi ilerletmesine yardımcı olun. Bu robotlar, insanlara güç ve denge sorunlarını aşmada yardımcı olabilir. Yürüme, koşma, denge ve duruş durumlarını iyileştirebilir.
GEMS ,ayrıca hareketliliği daha zor hale getiren ilave direnç ayarına da sahiptir. Bu ayar, yaralı kasları güçlendirmek veya sporcu yetiştirmek için fiziki tedavide kullanılabilir.
GEMS için tarih veya fiyat açıklanmadı. Samsung Araştırma Başkan Yardımcısı Seung Hwan Cho, “Planımız, tüketicilerin robot talebini ölçmek, toplumsal zorluklar için çözümler oluşturmanın yollarını düşünmek ve gelişim çabalarımızı hızlandırmaktır. İnsanlar Samsung Robotların yapılmasına yardımcı olarak, bu adımları hızlı atmamızı sağlayacaklardır”
[attachment=47318]
Bilim insanları düşünceleri okumayı başardı
Bundan 18 yıl önce vizyona giren “Kadınlar Ne İster” adlı filmindeki durum gerçek oldu. Filmde, Marshall bir kaza sonucunda insanların düşüncelerini duymaya başlamıştı. Bilim insanları, insanlar konuşmasa bile düşünüp de sözcüklere dökmek istedikleri andaki zihinsel frekansı, ayrıntılı bir biçimde yazıya ya da sese dönüştürmeyi başardı.
Columbia Üniversitesi’nde yapılan çalışmada uzun bir zamandır devam eden nöromühendis bilim adamları beyindeki düşünceleri ayrıştırarak sesli konuşmaya ve yazıya dönüştürmeyi başardı. Bu bir milat olarak adlandırılabilir. İlk kez insanların düşündüklerini açığa çıkarmanın da önü açılmış oldu. Yapay zeka kullanılarak yapılan çalışmada hastaların beyinsel aktiviteleri gözlemlendi. Teknolojik aygıtlar yardımıyla beyindeki sinyaller net bir biçimde tespit edilerek dönüştürülebildi. Sinyallerin tespit edilmesinin sonrasında da kelimelere ve cümlelere dönüştürülmesi bilim dünyasının muazzam bir gelişmeye imza atması anlamına geliyor. Bu güne kadar insanların düşüncelerine ilişkin bu kadar net bilgi sahibi olunamıyordu.
Zihin okuma olarak da ifade bulabilecek olan bu gelişmenin ilk olarak konuşma kabiliyetini kaybetmiş hastaların iletişim kurmasını sağlamak maksatıyla kullanılacağı ifade ediliyor. İnsan beyninin bilinmezlerine yönelik daha ayrıntılı araştırmaların da böylece önü açılmış oldu. Scientific Reports’ta yayınlanan makalede insanlık için büyük bir gelişmenin habercisi olarak nitelenen çalışmanın insanların zihnini okumak olarak değerlendirilmemesi gerektiği savunuluyor.
İnsanlar düşüncelerini ifade etmek istedikleri andaki oluşan zihinsel aktivitenin tespit edilerek sese ve dolayısıyla da yazıya önüştürülmesi olarak tarif edilen durumun, beyindeki frekanslarının ayrıştırılarak belirgin sinyallere dönüştürülüp buradaki ifadelerin açığa çıkarılması şeklinde sistematiğe dönüştürülmesi bekleniyor.
Mel Gibson’un filmindeki durumla benzerlik var mı?
Kadınlar ne ister adlı filmde Marshall’a verilen bir görev vardı. Bu görevde amiri Darcy McGuire olacaktır. Marshall, amiri ile deha iyi bir iletişim kurmak için onun düşüncelerini tahmin etmeye çalışır. Tam da bu sırada bir kaza geçirir ve insanların düşündüklerini duymaya başlar. 2001 yılında çekilmiş olan bu filmdeki durum 18 yıl sonra gerçekleştiriliyor.
Nörolojik ağlar ve yapay zeka arasında nasıl bir ilişki kuruldu?
Columbia Üniversitesi’ndeki bu çalışmada yer alan çalışma ekibi yapay zeka yazılımlarının da yardımıyla, fark edilmesi çok zor olan ve birbirinden ayrıştırması oldukça güç olan bu sinyalleri kaydederek detaylı şekilde kategorilendirerek hangilerinin sesli konuşma olarak dışarı aksettirilmesinin istendiğini hangilerinin sadece düşüncede kalması istendiğini çözdü.
Çalışmada kullanılan teknolojinin Amazon Echo ve Apple’ın Siri asistanı ile benzer özellikler taşıdığı aktarılıyor. Nörolojik ağ yöntemini kullanan yazılımlar ile daha komplike sözcükler ve cümleler üzerinde çalışmaya başlayacak olan araştırma ekibinin yakın zamanda birçok hasta ve engellinin konuşma sorununa çözüm getirebileceği kaydediliyor.
islamda Büyük Günâh Kavramı Nedir - Büyük Günâhlar - Günahı Kebâir Nelerdir
Büyük Günah Kavramı
Günahların hepsi eşit olmadığından, inançtan günlük davranışlara doğru uzanan bir çizgide, büyük günahlar ve küçük günahlar diye ikiye ayrılırlar. Büyük günahlara Kebîre (ç. Kebâir), küçük günahlara Sagîre (ç. Sagâir) adı verilir.
Büyük günahlar, yanlış ve bozuk inançlar, imandan ve dinden çıkma, bireysel ve toplumsal huzursuzluğa, bozgunculuğa, sapmaya, anomiye ve çürümeye sebep olan, hakkında tehdit edici âyet veya hadis bulunan, işleyenin dünyada ve âhirette ceza görmesine yol açan dinî, bireysel ve toplumsal büyük suçlar ve davranışlardır.
Gerçek bir mü'min, büyük küçük bütün günahlardan sakınmaya çalışır. Ama sorumluluğu ve sonuçları daha ağır olduğundan özellikle büyük günahlara yaklaşmamalıdır. Yüce Allah, şöyle buyuruyor: "Size yasak edilen büyük günahlardan sakınırsanız, küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli/övgün bir yere sokarız." (Nisa, 4/31)
İnançlar ve helal-haramın kabulüyle ilgili olan günahlar dışında ve işlediği günahı helal saymıyorsa, büyük ya da küçük günah işleyenler dinden çıkmazlar, ama günahkâr olurlar. Şirk ve küfür dışındaki büyük günahları işleyene Mürtekib-i Kebîre, Fâsık veya Fâcir adı verilir.
Günah işleyenlerin, günahkâr mü'min olmaları dolayısıyla kusurlarından kurtulmaları için çaba göstermesi gerekir. Bunun da başlangıcı pişman olup şirk ve küfür derecesindeki büyük günahlardan imana dönmek, diğer büyük günahlardan ise tövbe istiğfar edip yeniden günah işlememektir. Yüce Allah, şöyle buyurur: "Ufak tefek kusurları (:lemem) dışında günahın büyüklerinden (:kebâiru'l-ism) ve çirkin işlerden (:fevâhiş) sakınanlara, rabbinin affı şüphesiz boldur." (Necm, 53/32); "De ki: Ey kendileri aleyhine aşırı giden/sınırları aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Doğrusu O, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir." (Zümer, 39/53)
Büyük günahlar ; itikat, iman, ibadetler ya da günlük hayatın akışıyla ilgili hususlarda yapılması haram, terkedilmesi farz olup, mü'minin bilmesi gereken temel esaslardandır. Geleneksel dinî kitaplarda gelişigüzel sıralanan 72 büyük günahı, 32 ve 54 farzın sistematiğine yaklaştırarak paralellik gösteren tarzda sıralamaya çalışacağız:
"Büyük Günahlar" önemli ölçüde 54 Farz olarak sayılan durumlardan terk edilmesi istenenleri yapmak ya da yapılması istenenleri terk etmek suretiyle ortaya çıkar. Büyük günahlar konusunu, bu Pazar yazısından itibaren belirli ölçüde ayrıntılarıyla ele almaya çalışacağız.
Büyük günahların sayısı çoktur. Ancak geleneksel dinî kitaplar, pedagojik bir dehayla öğrenme ve akılda kalma kolaylığı açısından, büyük günahların başlıcalarını toplayan "72 Büyük Günah" kavramını geliştirerek, şematik ve sistematik bir liste belirlemişlerdir.
Büyük Günahlar (72 Büyük Günah)
A- İmanın Şartlarıyla İlgili Büyük Günahlar
İmanın şartlarıyla ilgili büyük günahlar, iman esaslarının uzantısı durumundaki yanlış ve bozuk inançlardır:
1- Allah'a şirk koşmak.
2- Falcılara, kahinlere, sihirbazlara, gâipten (:gaybden) haber verdiklerini iddia edenlere inanmak ve kapılmak.
3- Allah'tan başkasına yemin etmek.
4- Dininden dönüp mürted olmak.
5- Kur'an-ı Kerim'i ezberleyip unutmak; okumasını öğrendikten sonra unutmak.
6- Dünyaya muhabbet etmek/bağlanmak.Dünya muhabbetine düşüp âhireti unutmak, dinî vazifeleri terk etmek.
7- Hz. Peygambere yalan/hilaf (:gerçek dışı) söz isnad etmek, onun söylemediği bir sözü söylemek.
8- Hz. Peygamber'in (s.a) ashabına/sahabeye dil uzatmak/kötü söz söylemek ve onlara sövmek.
9- Mukaddesata küfretmek, bunları alaya almak.
B- İslâm'ın Şartlarıyla İlgili Büyük Günahlar
İslâm'ın şartlarıyla ilgili büyük günahlar, İslâm'ın şartlarıyla ilgili olumsuz tutum ve davranıları hatırlatıcı ve açıklayıcı esaslardır:
10- Bir namaz vaktini kaçıracak kadar cünüplükten temizlenmemek; cünüp gezmek.
11- Vaktinden evvel ezan okumak ve namaz kılmak.
12- Beş vakit namazı vakitlerinde kılmayıp kazaya bırakmak.
13- Bir özür olmadığı halde, Ramazan orucu tutmamak, müslümanların önünde oruç yemek.
14- Malının zekâtını ve mahsulünün öşürünü vermemek.
C- Helal-Haramla İlgili Büyük Günahlar
72 Büyük Günah'ın bir kısmı, inançtan uygulamaya helal-haram konularına dairdir:
15- Helalı helal bilip itikat etmemek; haramı/haram olanı, haram bilip itikat etmemek.
16- Erkekler ve kadınlar, şehveti tahrik edecek şekilde giyinmek.
17- Erkekler ipekli giyinmek, âlâyişli/gösterişli bir şekilde süslenmek.
18- Edep yerlerini/avret mahallini açmak, başkasına göstermek; başkasının avret yerine bakmak.
19- Kadınlar erkek elbisesi giymek; erkekler kadın elbisesi giymek; karşı cinse benzemeye çalışmak.
20- Karnı doyduktan sonra yemek/yemeğe devam etmek.
21- Şarap ve alkollü içkiler içmek; Keyif verecek (esrar, eroin gibi uyuşturucu) şey yemek-içmek.
22- Köpek artığını yemek.
23- Domuz eti ve yağı yemek.
24- Ölmüş hayvan (meyte:leş) eti yemek ve yedirmek.
25- Birbirine nişan almak/nişan dökmek (dövme yaptırmak gibi).
26- Faiz (riba) almak ve vermek, tefecilik yapmak.
27- Hırsızlık etmek.
28- Elin/başkasının malını zorla gasbetmek/cebren almak.
D- Ahlâkla İlgili Büyük Günahlar 72 büyük günahın önemlice bir bölümü güzel ahlâkın (ahlâk-ı hamîde) zıddı olan kötü ahlâkla (ahlâk-ı zemîme/rezîil) ilgilidir:
29- Anaya babaya asi olmak, onları dövmek.
30- Sıla-i rahmi terk/kat-ı rahim etmek; akrabalarla bağlantıyı kesip, onları ziyaret etmemek, varsa hâcetlerini görmemek.
31- Haset etmek.
32- Emanete hıyanet etmek.
33- Müslüman veya kâfir bütün insanlara hıyanet etmek.
34- Mü'minin imana ve İslam'ın emirlerine itaate dair olan taraflarını alaya almak.
35- Küfür ve fuhuş sözler konuşmak.
36- Söz/laf taşımak, koğuculuk etmek (:nemîme).
37- Gıybet/dedikodu etmek.
38- Mü'min kardeşinin hatırını/gönlünü yıkmak/kalbini kırmak.
39- Namuslu kadınlara dil uzatmak/bir saliha/namuslu hatuna fahişe demek, namuslu kadınlara ait aile sırlarını yaymak.
40- Kadınlar, erkeklerinin yatağından kaçmak.
41- Avretler (:kadınlar) erinin ziyanına varmak/kocasından izinsiz ziyarete gitmek.
42- İki kızkardeşi birden nikâh altında tutmak
43- Ehlinin (karısının) oyluğunu (:avret ve mahrem yerlerini) anasının oyluğuna benzetmek (zıhar yapmak:Türkçe'de 'anam avradım olsun' demek gibi).
44- Ehlinin anasına sövmek.
45- Cahil kalmak; dinî vazifeleri, farzları, vacipleri, sünnetleri öğrenmeyip, cahillikte ısrar etmek cahillikte ısrar etmek. (Dünya ve âhiret işlerine ve dinine ait bilgileri (farzları ve haramları) öğrenmemek, cahillikten sakınmamak. Dinî hükümleri öğrenmeyenler, rahatlıkla haram işleyebilir).
46- Cahillik ne musibettir bilmemek (Bilmediğini bilmeyen de rahatlıkla harama düşebilir).
47- Ölçüyü ve tartıyı düzgün ve adaletli yapmamak, hileli yapmak.
48- Allah Teâlâ'nın azabından emin olmak/korkmamak; kurtuluşa ermiş özel kişilerden olduğu sanısına kapılmak.
49- Allah'ın rahmetinden ümit kesmek.
50- Zina etmek, meşru olmayan şehevi zevkler peşinde koşmak; kendine zina ettirmek.
51- Eşcinsel ilişkiye girmek (livâta etmek, sevicilik yapmak, kendisine livâta ettirmek).
52- Loğusa ve âdet halinde karısına yaklaşmak/cinsel ilişkiye girmek.
53- Mecburiyet olmadan/özürsüz elin/başkasının avretine (avradına)/karısına kızına şehvetle bakmak.
54- Kibirlenmek/tekebbür etmek(:büyüklük taslamak; kendini üstün görmek; tevazudan uzaklaşmak); Kibirlenip insanlara zulüm ve tahakküm etmek.
55- Haksız yere yetim malı yemek. (* Nisa, 4/10)
56- Ölüm döşeğindeyken varisten/mirasçıdan mal kaçırmak.
57- Yalan söylemek,
58- Yalan/boş yere yemin etmek, çok çok yemin etmek.
59- Yalan yere/yalancı şahitlik yapmak; hak/doğru şahitliğe varmamak/gitmemek.
60- Canlı bir hayvanı ateşe atmak.
61- Cimrilik ve hasislik/nekeslik etmek (bul ve şuhh).
62- Yapılan iyiliği başa kakmak/Bir adama iyilik edip sonra başına kakmak.
63- Zorunlu olmayarak kahkahayla çok gülmek.
64- Tegannî etmek (ahlâksız şarkılar söylemek).
G- Günahlarla İlgili Büyük Günahlar
72 büyük günahın birkaçı, günah işler yapmakla ilgilidir:
65- Günah/küçük günah işlemekte ısrar etmek/Çok çok günahına musır olmak.
66- Harem-i Kâbe'de günah işlemek.
H- Toplum Hayatıyla İlgili Büyük Günahlar 72 Büyük Günah'ın son bölümü, toplumsal ve siyasî hayatla ilgilidir:
67- Ülülemre (devletin meşru yönetimine ve kanunlarına) itaat etmemek; devlete, amirlere isyan etmek.
68- Haksız yere, bilerek adam öldürmek.
69- İntihar etmek.
70- Harpte düşmandan korkup kaçmak; Allah yolunda cihadı terk etmek.
71- Rüşvet almak ve vermek.
72- Gücü yeten kimsenin münkeri/kötülüğü menetmemesi/engellememesi.
" Allah`a şirk koşmak, içki içmek, kumar oynamak " (el-Bakara, 2/219); haram aylarda harbetmek (el-Bakara, 2/217); bakmakla yükümlü olduğu yetimin malınıkendi malına katarak O`nun rızası olmaksızın yemek (en-Nisa, 4/2; Isra, 17/34); fakirlik korkusuyla kendi çocuğunu öldürmek (Isra, 17/31); insanlar arasında fitne çıkarmak (el Bakara 2/217); faiz yemek (el-Bakara, 2/275); Allah`tan başkasına ibadet etmek (Isra,17/23); ana-babaya isyan etmek (Isra,17/23), akrabaya miras hakkını vermemek (en-Nisa, 4/7, 13; Isra, 17/26); malı gereksiz yere israf etmek (Isra, 17/27); zina yapmak (Isra 17/32; en-Nisa, 4/15-16); haksız yere adam öldürmek (Isra, 17/33); ölçü ve tartıyı tam yapmamak (Isra, 17/35); kibirlenmek (Isra, 17/37); iffetli kadına zina isnat etmek (en-Nisa, 4/23); tesettüre riayet etmemek (en-Nur, 24/31 ); yalan yere yemin; Peygamber`e (s.a.s.) yalan hadis uydurmak (Peygamber`e yalan yere hadis uydurmak, büyük günah olmanın ötesinde, küfür sayılabilir. Çünkü şerîat`ın temel kaynaklarından ikincisi "sünnettir". Sünnete yalan isnat etmek; bazı konularda Islâm`ı temelinden yıkabılir); insanları diliyle çekiştirmek; kaş göz hareketleriyle alay etmek (Hümeze, 104/1 ).
İslâm inancında peygamberler dışında bütün insanlar günah işlerler. Günah, Yüce Allah'ın emir ve yasaklarına aykırı söz ve davranışların din açısından suç sayılmasıdır. Yüce Allah'ın hem emrettiğini yapmamak, hem de yasakladığını yapmak, aynı şekilde günahtır.
Kur'an-ı Kerim ve hadislerde Müslümanın sakınması gereken büyük günahlar sayılmıştır. Bu günahlardan birini işleyen Müslümanın mutlaka tövbe edip pişmanlık duyması gerekir.
Bu büyük günahlardan bir kısmını şöyle sıralayabiliriz;
1- Allah'a ortak koşmak. (En büyük günahtır. Bunu işleyen Kelime-i Şehadet getirmeli yeniden dine dönmelidir.)
2- Zina
3- Haram para kazanmak.
4- İçki ve benzeri uyuşturucu maddeler (sıvı gaz veya katı olabilir) kullanmak.
5- Hırsızlık
6- Adam öldürmek.
7- Namuslu kadına zina iftirası atmak.
8- Yalan şahitlik yapmak.
9- Doğru şahitlikten kaçmak.
10- Yalan yere yemin etmek.
11- Gasp etmek.
12- Faiz yemek veya faiz vermek.
13- Rüşvet almak veya vermek.
14- Anne-babaya karşı gelmek. (Ancak anne ve baba dine aykırı bir emir verirlerse onları dinlemezsiniz.)
15- Akrabalarla ilişkiyi kesmek.
16- Hz. Peygamber (s.a.v.)'in sözlerini reddetmek veya ona söz uydurmak.
17- Namazları kılmamak.
18- Oruç tutmamak.
19- Zekat vermemek.
20- Müsait olanın hacca gitmemesi.
21- Ölçü ve tartıda hile yapmak.
22- Sahabeye dil uzatmak.
23- Hz. Peygamber (s.a.v.)'in mucizelerini reddetmek.
24- Sihir ve büyü yapmak.
25- Hayvanlara eziyet etmek.
26- Domuz eti yemek.
27- Allah'tan gayrisi için kesilen hayvanı yemek. Leş yemek.
28- Gıybet, iftira etmek.
29- Yetim hakkı yemek.
30- Kul hakkı yemek.
31- Allah'tan ümit kesmek.
32- Kumar oynamak.
33- İsyan etmek.
34- Yol kesmek, eşkıyalık. Mafyacılık.
35- İntihar etmek.
36- İnsanların namus ve iffetine küfretmek.
37- Müslümana silah çevirmek. Bize silah çeviren bizden değildir buyurmuştur. Efendimiz.
38- Stokçuluk yapmak.
39- İnsanları aldatmak, kandırmak.
40- Kötü bir çığır açıp insanları şerre yönlendirmek.
En büyük günah
Sual: En kıymetli ibadet ve en büyük günah net olarak hangisidir? Hadis-i şeriflerde çok farklı bildiriliyor. Bir hadiste ana babaya itaat, başka birinde namaz deniyor. Günahlar için de aynı şekilde farklı hadis-i şerifler var. Yedi büyük günah bildiriliyor. Başka bir hadiste bu yedi günahın dışında olarak zina en büyük günah denirken, başka bir hadiste içki içmek en büyük günah olarak bildiriliyor. Bunların sebebi nedir?
CEVAP
Hangi ibadet, Allahü teâlânın rızasına kavuşturursa, o en büyük ibadet olur. En büyük günah ise, Allahü teâlânın gazabına sebep olan günahtır. Bunu da biz bilemeyiz. Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde saklıdır. Onun için her günahtan kaçınmalıdır. Belki bizim büyük sanmadığımız bir günah, Onun gazabına sebep olabilir. Nefsine yenilip günah işleyen de, korku içinde olmalıdır. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Pervasızca günah işleyen mümine Allahü teâlâ gazap eder.) [Ukaylî]
Hadis-i şeriflerin farklı olmasının sebebi ise şudur:
Suali soranların hallerine uygun, çeşitli cevaplar verilmiştir. Kimisi için namazdır, kimisi için emri maruftur. Günahlar da öyledir. Bazısı için zina, onun felaketine sebep olur, bazısı için de içki sebep olabilir. Bir de, zamana göre, uygun cevap verilmiştir. Mesela İslamiyet’in ilk zamanları cihad önemli idi. Günümüzde emr-i marufun, ehli sünnet itikadını yaymanın önemi büyüktür. Demek ki, kişilerin hallerine ve zamana göre büyüklük değişiyor. Zaten emredilen ibadetleri yapmak, yasak edilenlerden kaçınmak her Müslümanın her zaman vazifesidir.
Sual: Şirk hariç, en büyük günah nedir?
CEVAP
Günah, Allahü teâlânın emirlerini yapmamak yani isyan etmek olduğu için, günahların hepsi de büyüktür. En büyük günah, Allahü teâlânın gazabına sebep olan günahtır. Bunu da insan bilemez. Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde saklıdır. Onun için her günahtan kaçınmalı. Belki bizim küçük sandığımız bir günah, Onun gazabına sebep olabilir. Âlimlerimiz buyuruyor ki:
En büyük günah, bid’at itikadında olmaktır. Doğru iman bilgileri öğrenilmezse, yani iman bozuksa, yaptığı ibadetlerin hiç kıymeti olmaz.
En büyük günah, günahı bilmemektir. Ondan daha büyük günah ise, günahı ibadet olarak yapmaktır. Bid’at işleyenler böyledir. Bid’ati, dinin emri gibi yapar.
En büyük günah, kalb kırmaktır.
En büyük günah, kibirdir.
En büyük günah, gıybettir.
En büyük günah, namazı özürsüz kazaya bırakmaktır. Farzları, vazife bilip, kaza etmeyi, ödemeyi düşünmek şartı ile, tembellikle yapmamak, en büyük günahtır. Vazife bilmemek, önem vermemek ise, küfür olur. Namaz kılmamak, diğer bütün günahlara yol açacağı için, en büyük günah namaz kılmamak denebilir. Namaz kılan, diğer günahlardan korunur. Çünkü Kur’an-ı kerimde, namazın bütün kötülükleri önleyeceği bildiriliyor.
Büyük günahlarla ilgili hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
(En büyük günah, katillik, ana babaya zulüm, yalan yere şâhitliktir.) [Deylemi]
(En büyük günah, yalan yere yemin etmektir.) [Buhari]
(En büyük günah, dünya sevgisidir.) [Deylemi]
(Dünya sevgisi, bütün günahların başıdır.) [Beyheki, İbni Ebi-d-dünya]
(En büyük günah, zinadır.) [İbni Ebi-d-dünya]
(En büyük günah, içki içmektir.) [Taberani]
(En büyük günah, Allah hakkında suizan etmektir.) [Deylemi]
(En büyük günah, haksız yere, bir Müslümanın malını almaktır.) [Taberani]
(En büyük günah, faiz, iffetli kadına iftira, yetim malı yemektir.) [Taberani]
(En büyük günah, kişinin, geçimi kendisine ait olanları ihmal etmesidir.) [Müslim]
(En büyük günah, kişinin borcunu ödemek için mal bırakmadan ölmesidir.) [Ebu Davud]
(Gıybet zinadan da büyük günahtır. Zinadan tevbe edeni Allahü teâlâ affeder. Gıybet edilen, gıybet edeni affetmedikçe, affolmaz.) [Taberani]
(Livata yapan mel’undur.) [İ. Ahmed]
(Vasiyette vârislerden birini zarara sokmak büyük günahtır.) [İbni Cerir]
(Avret yerlerini açmak büyük günahtır.) [Hâkim]
(Bir Müslümanın kalbini kırmak, Kâbe’yi yetmiş kere yıkmaktan daha günahtır.) [R. Nasıhin]
(Küçük günaha devam etmek, büyük günah olur.) [İ. Asakir]
(Küçük görünen günahlar, toplanınca sahibini helak eder.) [Taberani]
(Şu yedi büyük günahtan kaçının: 1- Allah’a şirk koşmak, 2- Büyücülük, 3- Katillik, 4- Harpten kaçmak, 5- Yetim malı yemek, 6- Faizcilik, 7- Namuslu kadına iftira etmek.) [Taberani]
(İlmi gizlemekle yapılan hıyanet, malda yapılan hıyanetten daha büyük günahtır.) [Ebu Nuaym]
Hadis-i şeriflerde, suali soranların hâllerine uygun, çeşitli cevaplar verilmiştir. Bazısı için zina, onun felaketine sebep olur, bazısı için de içki sebep olabilir. Günahın büyüklüğü, kişilerin hâllerine ve zamana göre değişiyor.
Sual: Şu hadisi bildirdiniz:
(Beş vakit namaz kılan, Ramazan orucunu tutan, zekatını veren ve yedi büyük günahtan kaçınana, Cennetin bütün kapıları açılır, selamet ve emniyet içinde gir denilir.) [Nesai]
Bu hadiste bildirilen yedi büyük hangileridir?
CEVAP
Yedi büyük günah şunlardır: 1- Allah’a şirk koşmak. 2- Büyücülük, 3- Katillik, 4- Harpten kaçmak, 5- Yetim malı yemek, 6- Faizcilik, 7- Namuslu kadına iftira etmek. (Buhari, Müslim) Başka bir hadis-i şerifte de, yedi büyük günah içinde Müslüman olan ana babaya asi olmak ifadesi geçiyor. Allah’a şirk koşmak küfürdür. Küfür de, bazen büyük günahlar arasında sayılır.
Allah kimleri sevmez
Sual: Allah kimleri sevmez?
CEVAP
Allahü teâlâ, kâfirleri de, günah işleyen Müslümanları da sevmez. Bu ikisi arasında elbette fark vardır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlânın kâfirlere düşmanlığı, zatından yani kendisindendir. Müslümanların işlediği günahları ise, sıfatları sevmez. Bu düşmanlık sıfatlara aittir. Rahmet sıfatı, zatın düşmanlığını ortadan kaldırmaz. (1/266)
Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allahü teâlâ, kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32]
(Allahü teâlâ, israf edenleri sevmez.) [Enam 141]
(Allahü teâlâ, kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez.) [Lokman 18]
Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(“Allah’tan kork” denince, “Sen kendine bak” diyeni Allahü teâlâ sevmez.) [Beyhekî]
(Düşmanlıkta ileri gidenleri Allahü teâlâ sevmez.) [Buhari]
(Allahü teâlâ, kibirlileri sevmez.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ, komşusuna sıkıntı vereni sevmez.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ, eshabımı ve akrabamı incitenleri sevmez.) [Taberani]
(Allahü teâlâ, çok yiyip içeni ve çok uyuyanı sevmez.) [İ. Gazali]
(Allahü teâlâ, cimriliği sevmez.) [Berika]
(Allahü teâlâ, çirkin söz söyleyeni sevmez.) [İbni Ebi-d-dünya]
(Allahü teâlâ, zalim zengini sevmez.) [Bezzar]
(Allahü teâlâ, taatten gafil olanı sevmez.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ, çalışmayan gençleri sevmez.) [Münavi]
(Allahü teâlâ, hakkı kabul etmekte inat edeni sevmez.) [Buhari]
En şiddetli azap
Sual: Müslüman olduğu hâlde, günahları çok gelerek Cehenneme düşen kimseler içinde, azabı en şiddetli olan kimlerdir? Yani hangi günah sebebiyle şiddetli azaba maruz kalırlar?
CEVAP
Bu, şahıslara göre değiştiği gibi, günahı işleyiş sebeplerine göre de değişir. Mesela bir kralın zulmü ile bir kölenin zulmü aynı olamaz. Put yapanla, resim çizenin, azapları aynı olmaz. Niyetlerine göre değişir. Peygamber efendimizin, bazı günahların önemini bildirmek için, (Şu günahları işleyen en şiddetli azaba mâruz kalacaktır) buyurduğu olmuştur. Bunlardan üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kıyamette azabı en şiddetli olan, canlı resmi yapandır.) [Buhârî]
(Kıyamette azabı en şiddetli olan, zâlim hükümdardır.) [Beyheki]
(Kıyamette azabı en şiddetli olan, ilmi kendisine fayda vermeyen âlimdir.) [Taberanî]
“Allah’ın emirlerini yerine getirmeme ve yasakladığı şeyleri yapma şeklinde” tarif edilen günah, aynı zamanda insanı Allah’ın yolundan uzaklaştıran bir başkaldırı olarak da tanımlanır.
Pek çok çeşidi olan ve din âlimlerince ayet ve hadislerden hareketle, büyük ve küçük günahlar diye ikiye ayrılmış.
Işık Yayınları’ndan İlahiyatçı yazar Murad Karasoy imzasıyla çıkan “Büyük Günahlar” isimli kitap günah kavramını, insanı günaha sevk eden nedenleri ve günah çeşitlerini ele alıyor.
Büyük günah ile küçük günah arasındaki farkın detayları ile anlatıldığı kitapta günahı büyükleştiren kriterlere de geniş yer verilmiş. Kuran-ı Kerim’de geçen büyük günahların ayetlerle nasıl anlatıldığı “Büyük Günahlar” kitabının odak noktası ise; 76 büyük günah.
Kitabın ön sözünde, "günah kavramı" için, “Büyük olsun, küçük olsun, her günah esasında Allah’a karşı yapılmış bir edepsizliktir, çizgi dışına çıkmaktır. Aynı zamanda büyüklerimizin ifadesiyle küfre doğkullanru bir adım atmadır. Çünkü her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır.” Yorumunu yapan Murad Aksoy kaynak olarak ise, kıraat, hadis, cerh, tadil, tarih, hal tercümeleri, akait, fıkıh usulü hakkında yaklaşık 214 eser yazmış büyük İslam alimi İmam Zehebî’nin ölçülerine göre hareket etmiş. Bir anlamda İmam Zehebi'nin "Kitabu'l-Kebair" kitabını sadeleştiren Aksoy, büyük günahları 76 başlık altında ele almış.
"Büyük günah işleyen birisinin dini statüsünün ne olduğuna dair" ve bu mihvalde en çok merak edilen sorulara, ayet ve hadis kaynaklı cevapların verildiği kitapta, günahtan korunmanın yolları da var.
Kitapta ayrıca, Peygamber Efendimizin zina yapmak için kendisinden izin isteyen bir sahabeyi ikna etmesi konusuna da yer verilmiş.
”Büyük Günahlar” kitabına göre insanı helak eden 76 büyük günah şöyle:
1. Büyük Günahların En Büyüğü: Allah’a Ortak Koşmak (Şirk)
2. Ana Babaya Asi Olmak, Onlara Eziyet Etmek
3. Yalan Yere Şahitlik Etmek
4. İnsan Öldürmek
5. Sihir (Büyü) Yapmak
6. Namazı Terk Etmek
7. Zekâtı Vermemek
8. Faiz Yemek
9. Yetim Malını Yemek ve Ona Zulmetmek
10. Allah’a ve Resûlü’ne Yalan İsnad Etmek
11. Özürsüz Olarak Ramazanda Bir Gün Bile Oruç Tutmamak
12. Savaş Meydanından Kaçmak
13. Zina Yapmak
14. İdarecinin Halkını Aldatması, Onlara Zulmedip Zorbalık Yapması
15. Haram Olan İçkiyi (Hamr) İçmek
16. Kibirlenmek, Kendini Beğenmek, Övünmek
17. Livata
18. İffetli Kadın veya Erkeğe İftirada Bulunmak
19. Kamu Malından, Ganimetten, Devletten ve Zekâttan Çalmak
20. Haksız Yollarla İnsanların Mallarına El Koymak, Haram Yemek, Haram Kazanç
21. Hırsızlık Yapmak
22. Yol Kesmek
23. Yalan Yere Yemin Etmek
24. Çok Yalan Söylemek, Sözlerinin Çoğu Yalan Olmak
25. İntihar Etmek
26. İdarecinin ve Hâkimin Adaletsiz Olması, Haksızlık Yapması, Rüşvet Almak
27. Deyyusluk, İki Kişi Arasında Bozgunculuk İçin Çalışmak
28. Karşı Cinse Özenmek (Erkeğin Kadına Kadının da Erkeğe Benzemesi)
29. Hulle Yapmak ve Yaptırmak
30. Ölü Eti, Leş, Kan ve Domuz Eti Yemek
31. İdrardan Sakınmamak
32. Haraç Toplamak
33. Riyakârlık Yapmak, Gösteriş, İkiyüzlülük
34. Allah ve Resûlüne İhanet Etmek, Emanete Hiyanet
35. İlmi Gizlemek ve Sadece Dünya İçin Öğrenmek
36. İyiliği Başa Kakmak
37. Kaderi Yalanlamak ve İnkâr Etmek
38. Başkalarının Söz ve Sırlarını Öğrenmeye Çalışmak
39. Lanet Etmek, Sövmek
40. Sözünde Durmamak, Ahde Vefasızlık
41. Kâhin, Büyücü ve Müneccimi Tasdik Etmek
42. Kadının Kocasına Haksız Yere Huysuzluk Yapması (Nüşûz)
43. Akrabaların Hakkını Gözetmemek, Onlarla İlişkiyi Kesmek
44. Resim Yapmak
45. Söz Taşımak, Koğuculuk
46. Ölenin Ardından Ağıtta Aşırı Gitmek
47. Nesebe ve Soya Sövmek
48. Baş Kaldırmak, İsyan Etmek, Haddi Aşmak, Başkalarının Hukukunu Çiğnemek, Serkeşlik Etmek
49. Gücü Yettiği Hâlde Haccı Terk Etmek
50. Müslüman’a Eziyet Etmek ve Ona Sövmek, Küfretmek
51. Allah Dostlarına Eziyet Etmek ve Onlara Düşman Olmak
52. Elbiseyi Kibir Maksatlı Uzatmak (Elbise ile Gösteriş Yapmak)
53. Erkeğin İpek Giymesi, Altın Kullanması
54. Kölenin Efendisinden Kaçması
55. Allah’tan Başkasının Adına Kurban Kesmek
56- İnsanlara Yol Gösteren Levhaların ve Hudut İşaretlerinin Yerini Değiştirmek ve Sökmek
57. Sahabe Efendilerimize Sövmek, Kötü Söz Söylemek
58. Ensardan Herhangi Birine Sövmek, Kötü Söz Söylemek
59. Dalalete Çağırmak, Bid’atçılık, Kötü Bir Çığır Açmak
60. Peruk Takmak, Dişlerin Arasını Seyreltmek ve Dövme Yaptırmak
61. Herhangi Bir Kesici Aleti, Silahı Kardeşine Doğru Tutarak Korkutmak
62. Bilerek Babasından Başkasına Baba Demek
63. Uğursuzluğa İnanmak
64. Altın ve Gümüş Kaptan Yemek İçmek ve Kullanmak
65. Cedelleşmek, Diyalektik, Kur’ân ve Dini Konularda Deliller Aramak
66. Eşine, Hizmetçilerine, Zayıflara ve Kölelere Haksızlık Edip Zulmetmek ve Eziyet Etmek
67. Tartıda ve Ölçüde Haksızlık Yapmak
68. Allah’ın Azabından (Mekr’inden) Emin Olmak
69. Allah’ın Rahmetinden Ümit Kesmek
70. İyiliğe Karşı Nankörlük Yapmak
71. Fazla Suyu Hapsedip Kimseye Vermemek
72. Hayvanın Yüzünü Dağlamak
73. Kumar Oynamak
74. Harem (Mekke) Bölgesinde Taşkınlık Yapmak
75. Özürsüz Cuma Namazını Terk Etmek, Bunda Israrcı Olmak
76. Müslümanları Gizlice İzlemek ve Mahremlerini Açığa Çıkarmak
SORU:
Büyük günahlar nelerdir? Büyük günah işleyenler kâfir mi olur?
CEVAP:
Büyük günahlara “kebâir” denilir. Onların belli başlıları şunlardır:
Allah’a ortak koşmak, adam öldürmek, zina iftirasında bulunmak, zina etmek, cihattan kaçmak, sihir yapmak, yetimin malını yemek, ana-babaya karşı gelmek, kul hakkı yemek, Mekke’nin hareminde günâh işlemek, faiz yemek, hırsızlık yapmak, içki içmek, kumar oynamak.
Bir Müslüman hafife almadan, kalbinde tasdik olduğu halde büyük günah işlerse, dinden çıkıp kâfir olmaz.
Kebâirin (büyük günahların) en büyüğü Allah’ı ikinci sıraya koyarak Allah’ın bazı özelliklerine sahip sayılan bir varlığı öne almaktır. Bu, Allah’a şirk koşmak olur.. Buna ekberu’l-kebâir denir.
“Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bunun altındaki günahı, bağışlama düzenine uyan için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa, ona büyük bir iftirada bulunmuş olur.” (Nisâ, 4/48)
Günahların büyük ve küçük diye ikiye ayrılması ayetler ve hadislerle sabittir. İlgili ayetler şunlardır:
“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.” (Nisâ, 4/31)
“Onlar (mü’minler), büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.” (Şûrâ, 42/37)
“Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.” (Necm, 53/32)
De ki: “Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını sıralayayım: Hiçbir şeyi Allah ile bir tutmayın, anaya babaya iyilikten geri durmayın, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onların ve sizin rızkınızı veren Allah’tır. Fuhşun açığına da gizlisine de yaklaşmayın, Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın, haklı sebeple olursa başka. İşte bunlar, Allah’ın size yüklediği görevlerdir, belki aklınızı kullanırsınız.
Rüşt çağına ulaşıncaya kadar yetimin malına yaklaşmayın, onun iyiliğine olan bir yolla olursa başka. Ölçü ve tartı işlemlerini tam ve dengeli yapın. Biz kimseyi gücünden fazlasıyla yükümlü tutmayız. Yakınınız da olsa söz söylediğinizde adaletli olun. Allah’a verdiğiniz sözü tam olarak yerine getirin. İşte Allah sizden bir de bunları istemiştir, belki aklınızı başınıza alırsınız.
İşte bu benim dosdoğru yolumdur; onu takip edin, başka yolları takip etmeyin, yoksa o takip sizi benim yolumdan ayırır. Bunlar da Allah’ın sizden istekleridir, belki korunursunuz. (En’âm, 6/151-153)
“Rabbin kararını vermiştir; ondan başkasına kulluk etmeyeceksiniz ve anaya babaya iyilikte bulunacaksınız. Onlardan biri, ya da ikisi yanında ihtiyarlayacak olursa sen onlara of! deme ve ilgisiz davranma, ikisine de saygı dolu sözler söyle.
Onları merhamet kanatlarının altına al. De ki; “Rabbim! Küçükken onlar bana nasıl iyilikte bulundularsa sen de onlara o şekilde iyilikte bulun.”
Rabbiniz içinizde olanı en iyi bilendir. Siz iyi davranırsanız o, yanlıştan dönenleri bağışlar.
Yakınlarına, yoksullara ve yolda kalanlara hakkını ver ama saçıp savurma.
Saçıp savuranlar şeytanların yoldaşlarıdır. Şeytan Rabbine karşı çok nankördür.
Rabbinden beklediğin bir ikramın peşinde olduğun için uzak durursan onlara teselli edici sözler söyle.
Ne eli sıkı ol, ne de onu büsbütün aç. Yoksa hem dile düşmüş, hem de açıkta bırakılmış olarak oturur kalırsın.
Senin Rabbin, düzenine uyan ve gerekli güce sahip olan için rızkı yayar. O, kullarının içini bilir ve her şeyi görür.
Yoksulluk korkusuyla evladınızı öldürmeyin. Onların rızkını biz veririz; sizinkini de. Onları öldürmek büyük bir yanlıştır.
Zinaya yaklaşmayın; o, çirkin bir iştir, kötü bir yoldur.
Allah’ın dokunulmaz kıldığı insanı öldürmeyin; haklı sebeple olursa başka. Kim haksız yere öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da katili öldürme işinde aşırıya kaçmasın. Çünkü o yardım görmüştür.
Güçlü haline ulaşıncaya kadar yetimin malına el sürmeyin; daha iyi bir sebeple olursa başka. Bir de verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluk doğurur.
Ölçerken tam ölçün ve doğru tartıyla tartın. Böylesi hem hayırlıdır, hem de sonu daha güzel olur.
Bilgi sahibi olmadığın şeye körü körüne uyma. Kulak, göz ve gönül; bütün bunlar ondan sorumlu tutulur.
Yeryüzünde şımarık şımarık yürüme. Çünkü ne yeri yarabilirsin ne de dağların boyuna ulaşabilirsin.
Buradakiler kötü olanları Rabbin katında çirkin görülmüştür.
Bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetler, doğru hükümlerdir. Allah’ın yanında bir başka tanrı oluşturma; yoksa yerilmiş ve kovulmuş olarak Cehennem’e atılırsın. (İsrâ, 17/23-39)
Allah’ın Elçisi şöyle demiştir:
“Felâkete sürükleyen yedi şeyden sakınınız.”
-Ey Allah’ın Elçisi nelerdir onlar?
–Allah’a ortak koşmak, sihir, haklı sebeple olması bir yana Allah’ın dokunulmaz kıldığı bir canı öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana toplu hücum yapılacağı sırada savaştan kaçmak ve kötü yolla ilgisi olmayan namuslu mümin kadınlara zina iftirasında bulunmaktır.” (Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İman 145 (89)
Cariyenin Efendisini Rabbini Doğurması Kıyamet Alameti midir?
Kıyamet alameti olarak hadislerde geçen, "Cariye yani köle kadın efendisini doğuracak." ne demektir?
Bu konu meşhur Cibril hadisinde söz konusu edilmiş ve "kıyametin alametlerinden biri de köle kadınların efendilerini doğurmaları olduğu" vurgulanmıştır. (Buharî, Tefsiru Sureti 31,2).
Alimler bu konuyu değişik şekilde açıklamışlardır.
Bu Hadis hem günümüzde hem de geçmişte olan olaylara işaret etmektedir. Özellikle günümüzde aile ilişkilerinde ve çocukların anne babalarına karşı davranışlarını, anne babaların da çocuklarını terbiye ederken dikkat edecekleri konuları hatırlatmaktadır denilebilir.
Hadis, verdiği bilgiler yönüyle Peygamber Efendimizin (asm) gelecekten haber veren mucizelerindendir:
a. Bu hadîsi şerîfin "cariyenin efendisini doğurması" cümlesi günümüzde çok görülen olaylardandır. Çocukların anne ve babalarına koca herif ve koca karı gibi ifadeleri; ahlakî yapıdaki bu çöküşün görüntüleridir.
Ayrıca anne dünyaya gelmesine neden olduğu çocuğundan gerekli hizmet, hürmet ve saygıyı beklerken, aksine anne çocuğuna hizmet etmektedir. Böylece anne hizmetkar, çocuğu ise efendi konumuna girmiş olmaktadır.
Ana-babaya itaat azalacak, kadının doğurduğu çocuk, kendisine köle muamelesi yapacak; bir evlâd, kendi annesine karşı efendilik taslıyacak, onu hor ve hakîr tutacaktır.
Bu açıdan hadis kıyamete yakın böyle bir tehlikenin ortaya çıkacağını, büyüklere özellikle anne babaya hürmet ve saygının azalacağını haber vermektedir. Ailelere önemli bir hatırlatmada bulunarak çocukların dini ve ahlaki terbiyesine çok dikkat edilmesi gerektiğini önemle vurgulanmaktadır.
b. Bunun manası, zamanla kadın köleler çoğalır, efendileri onlarla evlenir ve çocukları olur. Kendi efendisinden olan çocuğu bir anlamda kendisinin efendisidir. Alimlerin büyük çoğunluğunun kabul ettiği bu görüşe göre, hadiste kadın kölelerin ve onların çocuklarının çoğalması kıyametin bir alameti olarak gösterilmiştir. Tarihte bunun pek örnekleri çoktur.
c. Bazı alimlere göre, burada ifade edilen şey; kadın kölelerin krallar, padişahlar doğurmasıdır. Padişahlar herkesin efendisi olduğu gibi, bir anlamda kendi annesinin de efendisidir denilebilir. Memlüklüler / Kölemenler devleti bir örnek sayılabilir. (bk. Nevevî, Şerhu Müslim, ilgili hadisin şerhi).
Cariyenin efendisini doğurması" : Hadisin aslında yer alan "rabbini doğurması" ifadesindeki rab kelimesi, sahip ve efendi anlamına geîir. Alimler bu ibarenin anlamı konusunda her zaman farklı görüşler sergilemişlerdir.
İbnü't-Tîn "Bu konuda yedi farklı görüş belirtilmiştir" demiş ve bunları zikretmiştir. Ancak bunların bir kısmı diğerine dahildir. Ben (İbn Hacer) bunları birbirinden ayırarak şu dört görüşte özetledim:
1. Hattâbî şöyle demiştir: "Bunun anlamı İslâm dininin genişlemesi, Müslümanların şirkin hakim olduğu bölgeleri ele geçirmesi ve oradaki halkı esir almasıdır. Müslümanlardan bir kimse bu esirlerden bir kadını cariye edinip kendisinden çocuğu olduğunda, çocuk o kadının efendisi konumunda olmaktadır. Çünkü o cariyenin efendisinin çocuğudur. "Nevevî ve başka âlimler bunun çoğunluğun görüşü olduğunu söylemişlerdir. Ben (İbn Hacer) de derim ki: Hadiste bunun kasdedilmesi tartışılır. Çünkü bu sözün söylendiği sırada da cariyelerden çocuk edinme uygulaması vardı. Şirkin hakim olduğu yerleri eîe geçirme, halkı esir alma, kadınları cariye edinme İslâmm İlk yıllarında zaten gerçekleşmiştir. Hadisteki sözün geçtiği bağlam, ileride kıyamete yakın zamanda gerçekleşecek, ama henüz gerçekleşmemiş şeylere işaret etmeyi gerektirmektedir.
İbn Mâce'nin rivayetinde Vekî' bunu birinciden daha dar bir anîamda yorumlamıştır. O buradaki kastın "Arap olmayanların Arapları doğurması" olduğunu söylemiştir.
Diğer bir grup âlim bunun şu anlama geldiğini söylemişlerdir: "Cariyeler, hükümdarları doğurur. Anne de hükümdarın hakimiyeti altındaki kimselerden biri olur, hükümdar da vatandaşlarının efendisidir." Bu görüş İbrahim el-Harbî'ye aittir. O şöyle demiştir: "İlk dönemde yöneticiler çoğunlukla cariyelerle cinsel ilişkide bulunmaktan çekinir, hür kadınlar İçin birbiri ile mücadele ederdi. Sonra iş tersine döndü. Özellikle de Abbasîler devrinde." Ancak hadisin "cariyenin kadın efendisini doğurması" şeklindeki rivayeti bu anlamı desteklememektedir.
Bazılarına göre cariyenin doğurduğu çocuğa "efendi" denilmesi mecazdır. ocuk, babasının ölümüyle cariyenin azat sebebi olduğu için ona mecazen efendi denilmiştir.
Bazıları da bu ifadeyi şuna tahsis etmişlerdir: Önce çocuk esir alınır ve bir müddet sonra da azat edilir. Büyüyerek önder hatta kral olur. Sonra onun an-nesi esir alınır. O annesi olduğunu biierek onu satın alır. Yahut da annesi oldu-Sunu bilmez de onu kendi hizmetinde kullanır, onunla cinsel ilişkide bulunur, azat eder yahut evlenir. Bazı rivayetlerde "cariyenin kocasını doğurması" ifadesi Ver almıştır. Bu rivayet Müslim'de vardır. Bu rivayet bahsettiğimiz şekilde yorumlanmıştır. Bu rivayette yer alan "bal" sözcüğünün koca değil de mâlik anlamına Sidiği de söylenmiştir ki, manaların aynı noktada buluşturulması bakımından to anlamı kabul etmek daha evladır.
2. Efendilerin, kendilerinden çocuk doğuran cariyelerini satması ve bunun Çoğalması, öyle ki bu cariyelerin kralların elinde dolaşıp durması, farkında olmaksizin cariyeyi çocuğunun satın alması. Buna göre kıyamet alâmetlerinden olan şey, çocuk doğuran cariyenin satımının haram olduğu konusunun hiç kimse tarafından bilinmemesi veya şer'î hükümlerin hafife alınmasıdır.
Şu söylenebilir: Çocuk doğuran cariyenin satılıp-satılmaması konusunda tarklı görüşler vardır. Bu yüzden hadisi bu anlama yormak uygun değildir.
Deriz ki: Bu hadis, mezheplerin İttifak ettiği bir anlama yorulur ki bu da hamilelik sırasında cariyenin satımıdır. Bunun haram olduğu konusunda icma vardır.
3. Bu da bir önceki görüş İle aynı doğrultudadır. Nevevî şöyle demiştir: Çocuğun annesini satın alması yalnızca ümmü veledlere [23] özgü değildir. Başka şekiller de mümkündür. Örneğin cariye, efendisi dışındaki bir adamdan şüphe yolu ile gerçekleşen birleşme sonucu hür bir çocuk doğurur. Veya cariye nikah yahut zina sonucu bir köle doğurur sonra her iki durumda da doğum yapan ana sahih bir akitle satılır. Elden ele dolaşarak nihayet oğlunun veya kızının eline gelir. Muhammed b. Beşir'in "bununla esir kadınlar kasdedilmektedir" sözü bunu zedelemez. Çünkü bu delilsiz bir tahsistir.
4. Çocuklarda ana-babaya isyanın çoğalması, çocuğun anasına, efendinin cariyesine yaptığı gibi sövmek, dövmek ve hizmet ettirmek suretiyle alçaltıcı muamelede bulunması. Bu durumda çocuğa mecazen "efendi" denilmiştir. Yahut da burada "rab" kelimesi ile mürebbî anlamı kasdedilmiştir ki bu durumda sözcük hakiki anlamında kullanılmış olur.
Bana (İbn Hacer'e) göre genelliği sebebiyle bu, en güçlü görüştür. Ayrıca sözün söylendiği makam, durumun ne ölçüde bozulacağının kasdedildiğini göstermektedir. Şöyle ki: Kıyametin kopmaya yaklaştığı sıralarda işlerin ne ölçüde tersine döneceği, terbiye edilenin terbiye edici hale, düşük kişinin de yüksek hale geleceğini ifade etmektedir. Bu Hz. Peygamber'in daha sonraki "çıplak ayaklı kişilerin yeryüzünün hükümdarları olması" sözüne de uymaktadır.
Yüce Rabbimiz İsra suresinin 23 ve 24.Ayetlerinde şöyle buyuruyor:” Rabbin,
kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.”
İslam Dini her konuda Müslümanlara yol göstermektedir.Gerçek bir müslümanın en önemli özelliklerinden birisi de anne babaya iyilik etmesidir.Genellikle anne babaya için ‘itaat’ deniliyor ama Kur’an anne baba için ‘iyilik’ kavramını kullanıyor.Çünkü Kur’an-i kavramlar Yüce Rabbimizin sonsuz ilmi olduğu için her kelime müthiş ve etkileyicidir.
İtaat kavramı Kur’an’da sadece Allah,Resulu ve Müslüman olan Ulu’l Emir için kullanılıyor:” Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de itaat edin”(Nisa,59).Çünkü itaat kelimesi anlamından da anlaşıldığı gibi mutlak uymayı gerektirir.Anne babaya itaat kelimesi kullanılsaydı her durumda onlara uymak gerekecekti.Örneğin, anne baba puta tapan biri olsaydı ve Müslüman olan çocuğuna puta tapmayı emretseydi evladı da puta tapmak zorunda kalacaktı.
Kur’an özellikle inanç konusunda anne babaya itaatı emretmiyor.Bu konuda ki bazı ayetler şöyledir:
-“Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular.”(Saffat,69),
-“(Ey Muhammed!) Şunların taptıkları şeylerin batıl olduğu konusunda şüpheye düşme. Onlar sadece, daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Şüphesiz biz onlara (azaptan) paylarını eksiksiz olarak tastamam vereceğiz.”(Hud,109)
-“ Eğer (anne ve baban), hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme.”(Lokman,15)
Ama Rabbimiz her durumda onlara iyilik yapmayı emrediyor.Çünkü anne baba Müslüman olmasalar bile onlara iyilik yapmak Allah’ın bizlere emridir.
-“Biz, insana anne babasına iyi davranmayı emrettik.”(Ahkaf,15),
-“(Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın”(En’am,151),
-“İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik.”(Lokman,14).
Günümüzde özellikle yeni neslin anne babaya gerekli saygı ve sevgiyi göstermediğini onlara sahip çıkmadıklarını görüyoruz.İnegöl Huzurevini ziyarete gittiğimizde yaşlılardan birisi bizimle şöyle dertleşmişti:”Hocam! Dört çocuğum var.Dördününde 150 metrekare evleri var.Ama nedense benim için o dört evde de bir kişilik yer yokmuş”.Bu cümleleri söyledikten sonra gözleri yaşarmıştı.
Acaba yeni nesil anne babayı bir yük olarak mı görüyor? Gezmesine engel bir ayak bağı olarak mı düşünüyor? Onlara hizmet etmek onları çok mu yoruyor? Oysa:
-Bir zamanlar sen onlara muhtaçtın.Şimdi onlar sana muhtaç,
-Sen küçük iken seni ateşten,çukurdan,duvardan ve her türlü tehlikelerden onlar korurdu.Şimdi ellerinden tutma sırası sende,
-Onlar sana çok şefkat ve merhamet gösterdiler.Şimdi sıra sende.Tıpkı Rabbimizin şu Ayeti gibi onlara dua edip şefkat gösterelim:” Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.”.
Cibril Hadisini bilirsiniz.Hadisin son bölümünde şöyle geçer:”Bana kıyametten haber ver?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.) "Bu meselede kendisine sorulan, sorandan daha çok bilgi sahibi değildir." buyurdular. "O halde bana alâmetlerinden haber ver."dedi. Peygamber (s.a.s.): "Câriyenin (kölenin) kendi sahibesini doğurması…”
Alimlerimiz derler ki bu hadisin bir yorumu da günümüzde ortaya çıkmıştır.Anne baba çocuğunun elinde köle gibi sesini çıkartamıyor ve çaresizdirler.Çocuklar anne babaya bağırıyor,emirler veriyor ve her türlü hakareti yapıyorlar.Tıpkı kölenin efendisi gibi”.
Siz ne dersiniz?
Köle ve cariye nedir?
Sual: Cariye ve köle nedir?
CEVAP
Cariye, kadın köle demektir. Köle de cariye de alınıp satılırdı. Mesela ilk müezzin Bilal-i Habeşi hazretleri de bir köleydi. Köle, azat edilince hür insan olurdu. Köle kadınların hukukî durumu hür kadınlardan farklıydı. Hür kadının yüzü ve elleri hariç her yeri kapalı iken, cariyenin, kol ve başı, dizden altı açık dursa günah olmazdı. Kölelik asırlardır olan bir şeydir. İslamiyet’in bu husustaki hükümleri, Yunan ve Roma’da görülen kölelikten çok farklıdır. Köleliği İslamiyet kurmamıştır. Üstelik her fırsatta kölelerin azat edilmesini ve onlara iyi muamele yapılmasını emreder. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kölelere iyilik edin!) [Nisa 36]
(Yanlışlıkla bir adam öldürenin, bir köle azat etmesi gerekir.) [Nisa 92]
(Yemin kefareti için, on fakiri yedirmek veya giydirmek yahut bir köle azat etmek gerekir.) [Maide 89]
(Bedel vererek kölelikten kurtulmak isteyenlerin bedellerini kabul edin!) [Nur 33]
(Savaşta alınan esirlere iyilik edin veya fidye alarak bırakın!) [Muhammed 4]
Celaleyn tefsirinde, (İyilik edin demek, esirleri karşılıksız olarak serbest bırakın demektir. Fidyeden maksat da, malla veya esirleri değişmek sûretiyle serbest bırakın demektir) buyuruluyor. Savaşta alınan esirler, fidyeyle de serbest bırakılmazsa, canımızı ve malımızı almaya gelen bu düşmanlara, (İsterseniz köle olarak kalabilirsiniz) deniyordu. Kabul edenler de köle oluyor. Böyle cana ve vatana kasteden bir düşmanı öldürmeyip, kendi rızasıyla köle olarak kullanmak normal değil midir? Şimdi ülkeleri işgal edilen, kültürleri erozyona uğratılan, yer üstü ve yer altı kaynakları sömürülen milletler çoktur. Bugün ekmek parası için kölelik yapanlar az mı?
İslamiyet, normal insanı köle yapmıyor. Vatana, cana, mala ve namusa kasteden düşman esir alındığında, öldürülmeyip, o da razı olursa köle oluyordu. Ayrıca dinimiz, köleyi azat etmek için çeşitli yollar koymuş ve köle azat etmeyi ibadet olarak bildirmiştir. Mesela Ramazan orucunu veya yeminini bozanın, bunun kefareti olarak, varsa bir köle azat etmesi gerekir. Dinimizin köleye verdiği hakkı, gayrimüslimler kendi halkına bile tanımıyor.
Zenci cariye Ümmi Eymen’in oğlu Üsame bin Zeyd, 18 yaşında, birlik komutanı olmuştu. Babası Zeyd bin Harise de köleydi. Rum ordusuyla savaşırken İslam ordusunun komutanıydı. Bu da, İslamiyet’in, ırk, renk, zengin fakir, genç yaşlı ayırmayıp, liyakate önem verdiğini göstermektedir.
Dinimizde kölenin hakkı çok mühimdir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Azat edilen kölenin her uzvu için, azat edenin o uzvu cehennemden azat olur.) [Buhari]
(Kölelere yediğinizden yedirin, güç iş vermeyin ve onları hiç üzmeyin.) [Ebu Davud]
(Kölesine kötü davranan Cennete giremez.) [Tirmizi]
(Köle günde 70 hata işlese de affedin!) [Ebu Davud]
(Cennete ilk girecek olanlar, şehitler, efendisine hizmet ve Rabbine ibadet eden köleler ile kalabalık aileye malik olan iffet sahibi fakirlerdir.) [Tirmizi]
Bir batılı ilim adamının basında yer alan itirafı:
En önemli Ortadoğu uzmanlarından kabul edilen, Fransa’da Aix-en-Provence Üniversitesi'nde Siyasi ve Kültürel Antropoloji dersi veren, Fransız siyaset bilimcisi Bruno Etienne şöyle diyor:
“Osmanlı İmparatorluğundaki köleler, bugünün sözde özgür bireylerinden daha çok özgürlüğe sahiptiler.” (Yeni Şafak, 21.10.2002)
Cariye hukuku
Sual: Cariye hukuku hakkında yeterli bilgi verilebilir mi? Cariye nasıl oluyor? Cariye ile nikâhsız beraber olunabiliyor muydu?
CEVAP
Kadın köleye cariye denir. Bir âyet-i kerime meali:
(Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekte, onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil de hoşunuza giden başka kadınlarla ikişer, üçer ve dörder evlenebilirsiniz. Eğer aralarında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız, bir tane almalısınız ya da sahibi olduğunuz [cariyeler] ile yetinmelisiniz. Sapmamanız için en uygun olan budur.) [Nisa 3]
Cariye, savaşta düşmandan esir alınıp, Dar-ül-İslam’a getirilmiş olan kâfir kadını demektir. Savaşta esir alınmayan bir insanı satmak ve satın almak caiz değildir. (S. Ebediyye)
Dar-ül-harbde cariye olmaz. Savaşta düşmandan esir alınırsa cariye olur. (Dürer ve Gurer)
Helal kılınmıştır
Cariye’ye mülk-i yemin denir ki, sağ elin mülkü demektir. (İslam Ahlakı)
Sağ elin mülkü demek, meşru hak sahibi demektir. Yani istediği gibi kullanmaya yetkisi vardır. Satabilir, hediye edebilir. Hürriyetine kavuşturabilir. Hürriyetine kavuşturduktan sonra ise ancak nikâhla evlenebilir.
Köle ve cariye, mülk sahibi olamadığı için zekât ve hacdan muaftır. (Ş. İslam Ans.)
Nisa suresinin, (Evli kadınlar da size haram kılındı. Sahip olduğunuz cariyeler müstesna) mealindeki 24. âyeti, Eshab-ı kiramın, kocaları bulunan, esir alınmış kadınlarla ilişki kurmaktan çekinmeleri sebebiyle nazil olmuştur. (Sağ elinin malik olduğu cariyeleri) ifadesi ile Allahü teâlâ, Resulullahın ümmetine mutlak olarak cariyeleri helal kılmıştır. (Kurtubi)
Davud aleyhisselam 100 nikâhlı hanımı ve 300 cariyesi vardı. Oğlu Süleyman aleyhisselam ise, 300 nikâhlı hanımı ve 700 de cariyesi olmuştur. (Kurtubi, Şir’at-ül-İslam şerhi)
Bir erkeğin dört karısı ve bin cariyesi olsa, başka bir cariye satın almak dileğinde biri onu kınasa, o kimsenin küfründen korkulur, çünkü yaptığı iş meşrudur. Ama hanımını gücendirmemek için vazgeçerse sevaba girer. (Redd-ül-muhtar)
Osmanlı memleketlerinin büyük sülalelerinde, sultan hanımların çoğu esirlerdendi. Kölesini kendine damat yapmış ve cariyesini nikâhla kendine zevce edip, mal ve mülküne varis kılmış, binlerce Müslüman vardır. Bir Müslüman, köle ve cariye satın aldığı zaman, onun yiyeceği, giyeceği ve diğer ihtiyaçları ve muamelattaki hukukunun bütün mesuliyetleri hep bu kimseye ait olur. Köle ve cariyesini yedirmek, içirmek, giydirmek ve gönlünü hoş tutmak mecburiyetindedir. Onları asla dövemez, yapamayacakları iş veremez ve hakaret edemez. İslamiyet’te, köle azat etmek en büyük ibadettir. Öyle büyük günahlar vardır ki, ancak köle azat etmekle affolunur. (C. Veremedi)
Geçici haram olan kadınların yedincisi, hür kadınla evliyken, cariyeyle de nikâhlanmaktır. Cariyeyle nikâhlıyken, hür kadınla da evlenmek caizdir. Hanımından ve cariyesinden başka bir kadınla beraber olmak caiz değildir. (S. Ebediyye)
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ dörde kadar kadını nikâhla almayı ve sayısız cariye kullanmayı mubah etmiştir. (1/191)
Hadis imamlarından İmam-ı Taberani ve İmam-ı Beyheki şöyle bildiriyorlar: Abdullah ibni Abbas hazretleri buyuruyor ki: Nisa suresinin (Analarınız, kızlarınız… size haramdır) mealindeki 23. âyet-i kerime geldikten sonra, müta nikâhı [para karşılığı geçici nikâh] haram edildi. Müminun suresinin (Ancak hanımlarınız ve sahip olduğunuz cariyeleriniz helaldir) mealindeki 6. âyet-i kerimesi, müta nikâhını haram ediyor, çünkü bu âyet-i kerime, yalnız zevcelerle cariyelerin helal olup, başkalarının haram olduğunu bildiriyor. (Hucec-i katiyye)
Dar-ül-harbde de, yani dünyanın her yerinde, Müslüman erkeğin, hanımından ve kendi cariyesinden başka, Müslüman olsun veya kâfir olsun, bir kadınla ilişkiye girmesi haramdır, büyük günahtır. Başkasının cariyesinin başına, kollarına, ayaklarına bakmak caizse de, bunlarla da zina haramdır. Bugün, dünyanın hiçbir yerinde, dine uygun cariye yoktur. (İ. Ahlâkı)
Cariye çeşitleri:
Ümm-i veled: Çocuğunun kendi efendisinden olduğunu söyleyen, efendisinden çocuk doğurmuş cariye.
Müdebber: Hürriyetine kavuşması, efendisi tarafından kendisinin ölümü şartına bağlı kılınan köle.
Mükatebe: Bir bedel karşılığında azat edilmek üzere efendisiyle anlaşma yapmış olan köle.
Bir kimse, müdebbere cariyesini veya ümm-i veledini azat etmeden kendisine nikâhlasa, bu nikâh sahih olmaz. (Mecmua-i Zühdiye)
Müdebber cariye ile efendisinin cima etmesi caizdir. (Kurtubi)
Cariye gebe iken efendisi ölürse, doğurduğu azat olmaz. (Mebsut)
Bir kimse, kendi mükâtebe cariyesine defalarca cima etse, sadece bir mehir lâzım gelir. (Hindiyye)
Mükâteb cariye satın alıp bunu kendisine nikâhlasa, bu nikâh sahih olmaz. Eğer cima etmişse mehrini öder. (Kadıhan, Hindiyye)
Mükâteb, yani bir bedel karşılığında azat edilmek üzere efendisiyle anlaşma yapmış olan köle veya cariyeyi, bir an önce hürriyetine kavuşturmak için ona zekât verilebilir. Fakat bir kimse, kendi mükâteb köle veya cariyesine zekât veremez, çünkü bunun faydası kendisine dönmüş olur. (B. İslam İlm.)
Efendisinden çocuğu olan cariyeye ümm-i veled denir. Ümm-i veled olan cariye diğer cariyeler gibi satılamaz ve hibe edilemez. Efendisi vefat edince azat olur. (Nimet-i İslam)
Bir cariyeyi, hür olan bir kadının üzerine nikâhlamak caiz değildir. Müdebbere ve ümm-i veled cariyenin nikâhları da, hür kadın üzerine caiz değildir. (Hindiyye)
Bir hadis-i şerif meali:
(Efendisinden çocuğu olan cariye, efendisi ölünce hür olur.) [İ. Mace, Hâkim]
Cariyenin avret yeri
Erkek, kendi cariyesinin bütün bedenine bakabilirse de, başkasının cariyesinin yalnız yüzlerine, başlarına, göğüslerine, kol ve baldırlarına, saçlarına bakabilir. (Müslim şerhi)
Bir hadis-i şerif meali:
(Satın alacağı cariyenin avret yeri hariç, her yerine bakmak caizdir.) [Beyhekî]
Erkek, hanımına ve cariyesinin de baştan aşağı her yerine bakabilir. (Rıyad-ün-nasihin)
Bir hadis-i şerif meali:
(Hanımından ve cariyenden başkasına avret yerini gösterme!) [Tirmizî, Ebu Davud, İbni Mace]
Kadının kocasının, cariyenin de efendisinin avretine bakması aynı şekilde caizdir. (Kurtubi)
Cariyenin avret yeri, erkeğinki gibi olup, sırtı ve karnı da avrettir. Cariyenin, kadın olan efendisinin göbeğiyle dizi arasına bakması ve dokunması haramdır. (Tergib-üs-salat)
Bir hadis-i şerif meali:
(Cariyenin avret mahalli dizleri ile göbek arasıdır.) [Beyhekî]
Mümin bir kadının, kendisinin cariyesi olması hali müstesna müşrik bir kadının önünde bedeninin herhangi bir tarafını açması helâl değildir. (Kurtubi)
Bir hadis-i şerif meali:
(Şarkıcı cariye alıp satmayın, parası haramdır.) [Beyhekî]
Ebu Bekr bin el-Arabîye göre kişinin kendi cariyesinin söylediği şarkıyı dinlemesi caizdir. (Kurtubi)
Cariyelerin Resulullahın evinde şarkı söylemeleri, seslerinin avret olmadığını göstermektedir. (İhya)
Cariyenin sesinin, hür kadınlar gibi haram olduğunu bildiren âlimler de vardır. (İbni Abidin)
Cariye saçları ve kolları açık olarak namaz kılabilir. (Hindiyye)
Nikâhla ilgili hükümler
Haramdan kaçınmak nikâhsız da mümkün olur. Cariye alırsa nikâh gerekmez. (Redd-ül-muhtar)
Cariyelik bağı, nikâh bağından daha kuvvetlidir. Kuvvetli varken zayıfa bakılmaz. (El İhtiyar)
Nikâhla cariye bir araya gelemez. Nikâhlı olan bir kimse, karısını cariye yani mülk edinemez. Aksi de böyledir. Yani bir kimse, cariyesini nikâhlayamaz. (Redd-ül-muhtar)
(Sahip olduğunuz mümin cariyelerinizden) demek, başkasının cariyesi ile evlenmek içindir. Kişinin kendisine ait cariye ile nikâhlanmasının caiz olmadığı hususunda sözbirliği vardır. (Kurtubi)
Bir hadis-i şerif meali:
(Cariyesini azat ettikten sonra, onunla evlenen kimse için iki ecir vardır.) [Taberani]
Biriyle yapılan nikâh akdi, mülkiyeti altında bulunan cariye ile cima etmeyi haram kılar. (Kurtubi)
Hür kadın üzerine, cariyeyi nikâhlamak caiz değildir. Önce cariyeyi nikâhlayıp, sonra da hür kadını nikâhlarsa, ikisinin de nikâhı sahih olur. (Hindiyye, Nimet-i İslam)
Hür kadınla evlendikten sonra edinilen cariyeyle, onu nikâhlamadan cima etmek caizdir, ama hür kadın üzerine nikâhla cariye almak caiz değildir. (Redd-ül-muhtar)
Efendisi cariyesini başka bir erkekle evlendirse, efendisi artık cariyesiyle birlikte olamaz. Bu hak, kocasına aittir. (Nimet-i İslam)
Eğer erkek, cima ettiği cariyenin kız kardeşini nikâhlasa nikâh sahih olur, fakat nikâh edilenle cima edilenden birini kendisine haram kılmadıkça, hiçbiriyle cinsi münasebette bulunamaz. (Dürer)
Kardeş olan iki cariyesiyle de cima etmiş olan şahıs, birini kendisine haram etmedikçe, diğeriyle cima yapamaz. (Kadıhan, Hindiyye)
Bir kimse, cima etmiş olduğu cariyesinin kız kardeşini kendisine nikâhlarsa, bu nikâh sahih olur, ancak artık cariyesi ile cima edemez. (Hindiyye, Bahr-ür-râık)
Cariyesiyle cima edenin, cariyenin kız kardeşiyle evlenmesi caiz değildir. (Kurtubi)
Esir alınan cariye hamile ise, doğuruncaya kadar cima edilmez. (Şir’at-ül-İslam şerhi)
Azat etmedikçe, efendisinin cima ettiği cariyesini nikâhlaması caiz olmaz. (Mecmua-i zühdiye)
Bir kimse, nikâhladığı bir cariyeyi de, iki talâkla boşadıktan sonra geri alamaz. Alırsa, bu cariyenin nikâhı helal olmadığı gibi, cariyesi olduğu halde, cima etmesi de helal olmaz. (Kadıhan, Hindiyye)
Efendisinin izni olmadan evlenmiş bulunan bir cariyeyle, efendisi cima etse veya onu şehvetle öpse, efendisi bu cariyenin nikâhlandığını bilsin bilmesin, cariyenin nikâhı fesh olmuş olur. (Hindiyye)
Bir kimse, dört cariyesinden birini azat etse, hangisini azat ettiğini bilemese, sonra bu cariyeyle nikâhlansa, onunla cima yapmasında bir sakınca yoktur. Çünkü eğer o, azat edilmişse yani hür ise, aralarındaki nikâh sahihtir. Eğer azat etmediği cariye ise, mülkü olması bakımından, o yine kendisine helaldir. (Mebsut, Hindiyye)
Bir kişi bir cariye satın alır, ona dokunur yahut öperse, babasına da, oğluna da haram olur. (Kurtubi)
Efendisi köleye bir cariyeyi mülk olarak verecek olursa, köle de kendi mülkü olduğu için, o cariye ile cima edebilir, çünkü kendi mülküdür. (Kurtubi)
Dört mezhepte de, cariyeyi mülk edinenin, istibrâdan yani bir hayz görmesinden önce cima etmiş olsa da, satması caizdir. (Mizan-ül-kübra)
Ganimet ehlinin, paylaşmadan önce, esir alınan cariyelerden birine cima etmesi caiz olmaz. (Mizan-ül-kübra)
Üç imama göre, satanın, muhayyerlik müddeti içinde cariyeyle cima etmesi caiz olup, satın alanınki caiz değildir. İmam-ı Ahmed’e göre ise, satanın da, alanın da cima etmesi caiz değildir. (Mizan-ül-kübra)
Müslümanın, mülkünde olan Yahudi ve Hristiyan cariyeyle cima etmesi caizdir. (Rıyad-ün-nasihin)
Mecusi ve putperest olan cariyeyi nikâh etmek caiz olmaz. (Hindiyye)
Erkek köle
Sual: Eskiden erkeklerin kadın kölesi olduğu gibi, kadınların da erkek kölesi oluyormuş. Peki, dul bir kadının, erkek kölesiyle evlenebilme imkânı var mıydı?
CEVAP
Hayır, kölelikten azat etmeden onunla evlenemez. Kölesi bulunduğu sürece efendisi olan hanımla evlenmesi, aynen enişteyle evlenmesi gibi haramdır. Efendisi olan kadın, onu azat ederse, evlenebilir. Enişte de, baldızın ablasını boşarsa veya hanımı ölürse, baldızıyla evlenebilir.
Açık kadın cariye değildir
Sual: (Açık gezen kadın, cariye hükmündedir) diyenler oluyor. Cariye hükmünde olmak, cariyenin hakkına sahip olmak demek değil midir? O zaman, açık gezen kadınların, tesettüre riayet etmemeleri günah olmuyor mu?
CEVAP
İmanı varsa elbette günah olur. İkincisi, günümüzde cariye yoktur. Müslüman bir kadın, (Ben cariye hükmündeymişim, açık giyinebilirim) diyemez. Saç, kol ve bacaklarını açarsa günaha girer. Cariye, namazlarını başı, kolu açık kılabildiği hâlde, günümüzdeki hür kadınlar, namazlarını böyle açık kılamaz.
Mürted veya kâfir bir kadının, açık saçık gezmesi günah değildir. Hattâ onlara hiçbir şey günah değildir. Âhirette onlar, günahlarından dolayı değil, inanmadıklarından dolayı sorguya çekilir. İmansızlığın cezası da, sonsuz Cehennemdir. İman sahibi Müslümanlara ise, iğneden ipliğe her şey sorulur.
Her Müslümanın fıkhın dört kısmını, dar-ül-harbde de ahkâm-ı İslamiyye’ye uygun yapması lazımdır. Mesela, kâfir ve mürted kadınların avret yerlerine, başlarına, kollarına, bacaklarına bakmak, dar-ül-harbde de haramdır. (S. Ebediyye)
S. Ebediyye’deki bu hüküm, kâfir ve mürted kadınlarla, açık saçık gezen kadınların, cariye hükmünde olmadıklarını açıkça bildirmektedir. Çünkü cariyenin saçlarına, kollarına bakmak günah değildir. Bunlara bakmak günah olduğuna göre, onların cariye hükmünde olmadıkları pek açıktır.
Yine S. Ebediyye’de zayıf bir kavil olarak şunlar bildirilmektedir:
Halife Hazret-i Ömer, bir çalgıcı, şarkıcı kadına kırbaçla vurdu. Başörtüsü açıldı. (Allahü teâlânın haram ettiği şeye önem vermeyen kimse, İslam şerefini kaybetmiştir) buyurdu. Kadı Ebu Bekr-i Belhî, nehir kenarında başları ve kolları açık kadınların yanından geçerken, (Onlar kıymetsiz, hürmetsiz kadınlardır. İmanları olduğu şüphelidir. Dâr-ül-harb’deki kâfir kadınları gibidir) buyurdu. Kâfir gibi olan, mürted kadınlar, zâhir haberlere göre, dâr-ül-İslâm’da cariye olarak kullanılmaz. Nevadir haberlerine göre, dar-ül-İslam’da cariye olurlarsa da, mürted kadının, kocasına verilmesi için böyle yapılabilir. Çünkü nevadir haberleri zayıftır, güvenilemez. Ancak faydalı olduğu hâllerde kullanılabilir. Nevadir haberleri kullanılsa bile, İslamiyet’e önem vermeyen kadınların, İslam şerefini kaybedeceklerini, bunların dar-ül-İslam’da [İslamî hükümlerle idare edilen ve halifesi olan Müslüman ülkelerde] cariye gibi hürmetsiz, aşağı olup başlarına, kollarına şehvetsiz bakmanın caiz olacağını gösterir. (S. Ebediyye)
Şimdi dünyada dâr-ül İslam olan ülke yoktur. Bu bakımdan kâfir kadınları İslam ülkesine cariye olarak getirilemez. Sonuç olarak açık kadınlara dünyanın her yerinde ihtiyaçsız bakmak günahtır.
Nevadir haberleri zayıftır. Zaruret olmadıkça, bunlarla fetva verilmez. Bundan başka mürted kadın, nevadir haberlerine göre, dâr-ül-İslam’da cariye olacağı için, bunun kollarına, başına bakmanın caiz olması, bunun mülk edilerek vaty edilmesine sebep olmaz. Dâr-ül-İslam’daki genel ev kadınları da, böyle hürmetsiz iseler de, mülk olmaz, vatyleri zina olur. Dâr-ül-harbdeki kâfir bir kadın, dâr-ül-İslam’a [esir olarak] getirilmedikçe, cariye olamaz. (İslam Ahlakı)
Dünyada dar-ül-İslâm ülkesi olsa da, kâfir kadını oraya esir olarak getirmek gerekir. Böyle bir şey dünyada olmadığına göre, (Açık gezen kadın cariye hükmündedir, o kadına bakmak günah olmaz) demenin çok yanlış olduğu meydandadır. Bilerek veya bilmeyerek insanları günaha sokmak için söylenmiş bir sözdür.
Kaynaklar :
Sorularla İslamiyet
Kuran ve Hadis
gencgazete
Dinimiz islam
RAŞiT TUNCA
BAŞAĞAÇLI RAŞiT TUNCA


FORUMUMUZDA
Dini Bilgiler...
Kültürel Bilgiler...
PNG&JPG&GiF Resimler...
Biyografiler...
Tasavvufi Vaaz Sohbetler...
Peygamberler Tarihi...
Siyeri Nebi
PSP&PSD Grafik
ALLAH
BAYRAK

Radyo Karoglan
Foruma Misafir Olarak Gir
Forumda Neler Var


GALATASARAY
FENERBAHÇE
BEŞiKTAŞ
TRABZONSPOR
MiLLi TAKIM
ETKiNLiKLERiMiZ