Welcome, Guest
You have to register before you can post on our site.

Username
  

Password
  





Forum Statistics
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 11,598
» Forum posts: 12,401

Full Statistics

 
RasitTunca-2 Vuslatmi uzak Beklemek mi zor Yusuflukmu Züleyhalik mi (Kar©glanin 10 01 2018 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-24-2018, 09:03 AM - Forum: 2018 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies


Vuslatmi uzak Beklemek mi zor - Yusuf lukmu zor Züleyha lik mi Zor

(Kar©glanin 10 Ocak 2018 Vaazi)

يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ أَن تَضِلُّواْ وَاللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yubeyyinullâhu lekum en tadıllû vallâhu bi kulli şey’in alîm.

Meali :

Allah, şaşırmayasınız diye size beyan ediyor (açıklıyor). Allah herşeyi en iyi bilendir.

Sadakallahul Aziym NiSA Suresi 176. ayetten pasaj

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ وَيُخَوِّفُونَكَ بِالَّذِينَ مِن دُونِهِ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

E leysallâhu bi kâfin abdehu, ve yuhavvifûneke billezîne min dûnihî, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâdin.

Meali :

Allah, kuluna yetmez mi? (Kifayet Etmez mi) Seni O’ndan (Allah’tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah, kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici yoktur.

(Sadakallahul Aziym ZUMER Suresi 36. ayet)

Surûkatubnu Mâlik ibn Cu'şûm geldi ve şöyle sordu:

Yâ Rasûlullah!.. Bize DİNİMİZİN ASLINI BEYAN ET!.. Bugünkü amel neyin içindedir?.. Bunun bilgisine nisbetle, biz sanki şimdi yaratılmış gibiyiz. Bugünün ameli, kalemlerin yazıp da kuruduğu, takdirlerin cereyan ettiği işler içinde midir?.. Yoksa karşılaşacağımız işler içinde midir?

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Hayır!.. Bugün ki iş, yeniden oluşacak işler içinde değildir!.. Fakat kalemlerin yazıp kuruduğu, takdirlerin cereyan etmiş olduğu işler içindedir!.." Buyurdu.

Surâka bu defa sordu:

– Öyle ise amel ne için?..

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Amel ediniz, çünkü herkese kolaylaştırılmıştır!." buyurdu.

( Hadis-i Şerif , Câbir r.a.)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Sizin birinizin ana-baba maddeleri 40 gün anasının karnında toplanır. Sonra o maddeler o kadar zaman içinde katı bir kan pıhtısı hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman içerisinde bir çiğnem ete tahavvül eder. (120. günde) ona bir melek gönderilir de bu melek ona ruhu nefheder. Ve melek dört kelime ile yani rızkını, ecelini, âmelini, said ve şakî olduğunu yazmakla emrolunur.

Kendisinden başka Hak ilâh olmayan Allah’a yemin ederim ki: sizden biriniz cennet ehlinin ameliyle amel etmekte devam eder. Nihâyet kendisi ile Cennet arasında bir zirâ’dan başka mesafe kalmaz!.. Bu sırada yazı o kişinin önüne geçer!.. Bu defa o kişi cehennem ehlinin ameliyle amel etmeye devam eder.

Ve yine sizden biriniz Cehennem ehlinin ameliyle amel eder, nihâyet kendisiyle cehennem arasında ancak bir zirâ mesafe kalır. Bu sırada yazı önüne geçer!.. Bu defa da o kimse cennet ehlinin ameliyle amel eder ve cennete girer!."

( Hadis-i Şerif , Abdullah ibn Mes’ud r.a.)



"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve nefsin ve mâ sevvâhâ. Fe elhemehâ fucûrahâ ve takvâhâ. Kad efleha men zekkâhâ.

Meali :

Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip (Sonra da ona günahını ve takvasını ilham etmiş olana) ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

(Sadakallahul Aziym ŞEMS Suresi 7. 8. 9. ayet)

Yusufa Melek Dedi : "Biz O nun (Züleyha nin) Nikahini sana Taa sen kuyudayken kiydik." dedi

Hz Yusuf Misira Sultan olunca askerleri ile carşin ya teftiş e cikmiş ve Züleyha kadin yaşlanmiş ve sokakda bir dilenci durumuna düşmüş ve o şehrin biur ucunda yusuf diger ucundayken Züleyha Rabbine seslenir

"Sultanlari köle ve dilenci eden, dilencileride köleleride sultan eden Allah a hamd ederim." diyor
Bu sözü Allah rüzgara bindiriyor ve taaaa yusfun kulagina ulaştiriyor, ve rüzgar bu sözü yusufun kulagina fisildiyor. ve hemen yusuf durumu farkediyor, ve kim söyledi bu sözü diye, söyleyeni aramaya cikiyor, ve ara ara taa züleyhanin yanina geliyor, ve birisi bu kadin dedi diyor. variyor yanina ve soruyor "sen kimsin?" kadinda diyor, "peki sen kimsin?" diyor Hz yusuf "ben yusufun" diyor o da diyor "bende züleyha yim" yaş gecmiş 90a dayanmiş ve yusuf bir istegin varmi diye soruyor, oda evet var diyor, sen peygambersin, rabbine dua et de, bana eski gençliğimi geri versin, ve seninle evleneyim diyor, yusuf mürakabeye dalip rabine müracat ediyor, bu nedir ve doğrumu, ve mümkünmüdür diye, ve melek ona rabbimizden ilham ediyor, ve diyorki, ey yusuf, et duani, evet biz onun nikahini sana, sen taaa kuyuya atıldığında kıymıştık zaten. yani kader öyle bir haldirki, o hadisde dendigi gibi, kader kisminde kalemler susmuş mürekkepler kader konusunda kurumuşdur, ve öyle olunca, yusufun züleyha ile evlencek olmasıda, yusufa kader olarak zaten yazılmışdı, ancak zaman ve mekan farklı idi, ilk anda ona sahip olsa, zina suçu alacak, amma nasıl ham meyva yenmez ise, ve erince tatlı olursa, yusuf yusufluğa erince, ilk defa ona sunulan lokmayı yememesi sebebi ile, yine önüne geldi, ve rab artık ona yeme demiyor, bu sefer al artık bunu ye diyor bu sefer. hani önce rabbinden burhan gördü ve züleyhayı yeme demişd i önce, ne oldududa şimdi al onu, onunla evlen deniyor, peki degişen ne? züleyhamı degişdi, yusufmu degişdi, peki züleyha gibi aşkını, sevdasını bir ömür taze ve canlı tutmakmı zor? yoksa yusuf gibi yiyeceği lokmanın ermesini beklemekmi zor? ve burda yine size dinde çağ atlatacak bir kuralı, senelerdir görmediğiniz bir kuralı göstereyim mi? evet dikkat edin, yani dün yusufa haram olan lokma, bugün helal lokma oldu, yani dünün haramları, yarın bazilarına helal olabilir demek ki. yani demek istediğim, zaman bazı haramları helal çevirebiliyormuş demek olur yani, dün isa ya yasak olan, belki bu gün muhammedilere seerbest, yada dün isaya serbest olan şarap ve alkol, bugün müslümanlara haram, yani iki taraflı büyüme, ya eksi tarafa, yada artı tarafa olabilir. amma yine erkeklerin ostropozu, kadınların menapozu gibi, yani değişim, hayatta böyle değişim halinde, bir haram zaman geçince, helal oluyorsa, bir helalde zaman ile haram halini alabilir yani. işde bir meyvanın ermesi sofraya gelmesi için, mesela çiftci taaa ekimde buğdayı ekiyor, aradan kış geçiyor, ve bahar geliyor, sonra baharda yağmur az gelirse, sulaması lazım onu, suyu yeterince olunca büyür ve sonra, yaz gelmesi lazım ki ersin, sonra biçmek lazım, sonra harman etmek lazım, sonra yıkayıp taşını ayıklamak sonra, değmen, sonra un, unu fırına götürmek lazım, sonra su maya un hamur oluyor, sonra beze oluyor, sonra fırına veriliyor, pişince ekmek ,ve sonra bakkala yolculuk, sonra ,......... yani yol hep devem ediyor, ve sen yedin ekmeği, ekmeğe neyi arkadaş ve yar ettin, reçelimi yar ettin ona, yoksa peynirimi, yoka aci frek biberinimi yar ettin, yani yakdınmı, dondurdunmu, yada güzelmi muamele etdin sonra, mide sonra enerji oldu, ve enerji olunca bitmiyor o enerji ile namazmi kildin, şarkimi dinledin, yoksa hacmi yaptın, ne yaptın, namaz kıldınsa, eğer uyanık kıldın ise, kabul olduysa, melekler taa arşa kadar götürcek, ve deniyorki, insanın sağ ve solunda, onun günah ve sevaplarını yazan, iki melek var, onlar ne yaptın ne söyledin hepsini kaydediyorlar, yada yazıyorlar, eski deyim ile yazıyorlar, bügünkü hali ile kamera ile kaydetip filmini çekiyorlar

Bazı âlimler, Kirâmen Kâtibin meleklerinin şu hadiste bildirilen melekler olduğunu söylemişlerdir: "Gece bu takım melekler, gündüz bir takım melekler size gelirler. Bunlar, sabah ve ikindi namazlarında bir araya gelip buluşurlar. Sonra sizinle kalmış bu meleklerden yukarıya çıkanlara, Rableri-onların hallerini en iyi bilen olduğu halde- kullarımı ne halde bıraktınız? diye sorar. Onlar da namaz kılarlarken bıraktık; namaz kılarlarken kendilerine gittik derler"

(Buhârî, Mevakid, 16; Bed'ül-Hakk, 6; Müslim Mesacid 210; Ahmed b. Hanbel, II, 257, 486; Nesâf, Salât, 21)

Kurtubî bu gece ve gündüz meleklerinin Kirâmen Kâtibin meleklerinden başka olduğunu söylemiştir. Çünkü Kirâmen Kâtibin melekleri gece ve gündüz ayrılmaksızın kullar; gözetlerler. Halbuki hadiste bildirilen bu melekler gece ve gündüz vazife değiştirirler.

Peygamberimizin (s.a.s) açıklamalarından öğrendiğimize göre; bu meleklerden kulun sağ tarafındaki iyilikleri yazar. Sol tarafındaki melek sağ taraftakinin emrindedir. İnsan bir iyilik işlediği vakit, hemen sağ taraftaki melek on sevap yazar. Fakat (hemen helallaşılmayan kul hakları hariç) bir günah işlendiğinde sağ taraftaki melek sol taraftaki meleğe- ki bu yazmak istediği halde- yazmayı bırak, altı saat bekle, belki pişman olur, Allah'a tevbe istiğfar eder; eğer tevbe ve istiğfar etmezse bir günah olarak yaz, diye söyler

(Suyûtî, Cem'u'l-Cevamı' 6624 nolu hadis, ed-Dürri'l-Mensur, ilgili âyetlerin tefsiri, V, s. 47, Mısır, 1314; Ali el-Muttekî, Kenzu'l Ummâl, 10192, 10212 nolu hadisler, Lakkanî, Şerhu Cevhereti't- Tevhid, Mısır, 1375/1955, s.210)

Bazı İslâm âlimleri, bu meleklerin mübah olan işleri yazmadığına kail olmuşlarsa da, kulun zâhire çıkan her şeyini yazdıklarına dair rivayetler daha kuvvetlidir. Sağdaki meleğin yazmadığı şeyleri soldaki melek yazmakla görevlidir. Böylece, kulun her işini, hatta hastalık anındaki inlemesini bile melekler yazarlar

(Suyutî, el-Hakaik fi Ahbâri'l-Memâlik, Beyrut 1988/1408, s.92)

Kulun nefsinde gizli kalan düşünce, niyet ve vesvese gibi şeylere gelince; kulların organları ile işleyerek zahire çıkan işleri ile beraber bütün bunları bilir: "Andolsun, insanı Biz yarattık, nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu da biliriz. Biz ona sah damarından daha yakınız" (Kâf, 50/16) âyeti bunu açıkça ifade etmektedir. Kulların, işlemeyi azmetmeyip kastetmedikleri vesvese ve düşünceleri yazılmaz. Peygamberimizden (s.a.s) rivayet olunduğuna göre; Kul, hayırlı bir işi işlemeyi kasdeder de, işleyemezse buna bir sevab yazılır. Kötülük işlemeyi diler de, bunu bilfiil teşebbüs etmeyerek işlemezse, bir günah bile yazılmaz. Melekler, gaybı, kulun içinden geçen niyetlerini bilmezler. Fakat, kul bir iyilik yapmayı kasd edince, ondan meleklerin idrak edeceği misk kokusu gibi bir koku yayılır da bundan o kulun iyilik yapmaya azmettiğini bilirler. Kötülüğü kasdedince de, onun kötülük yapmaya niyet ettiğini anlarlar

(Celâleddin es-Suyûtî, el-Habâik, s.106)

Lakkânî'nin naklettiğine göre Kirâmen Kâtibîn, kulun itikad, niyet, ve kasıtlarının hepsini anlayıp muhafaza ederler

(Lakkânı, Şerh-u Cevhereti't- Tevhîd, s. 108)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَعِيدٌ مَا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İz yetelakkâl mutelakkîyâni anil yemîni ve aniş şimâli kaîdun. Mâ yelfızu min kavlin illâ ledeyhi rakîbun atîdun.

Meali :

Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir.İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.

(Sadakallahul Aziym KAF Suresi 17. ve 18. ayet)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve inne aleykum le hâfızîn

Meali :

Ve muhakkak ki, sizin üzerinizde mutlaka (hıfzeden) hafaza melekleri vardır.

(Sadakallahul Aziym İNFİTAR Suresi 10. ayet)

Yani bu ayetleri hadisleri daha düne kadar okuyanlar, ben dahil yanımıza gelen iki melek var anlıyorduk, halbuki kendi iki gözün, senin her an baktığın yaptığın, gördüğün herşeyi kaydediyor, yine iki kulağın, sağ ve sol bütün duyduklarını kaydetmiyor mu? mesela taaa elli sene önce öğretmenin, yada ananın, babanın dediğini, bir an düşününce hatırlamıyon mu, gençlik aşkının görüntüsünü düşününce, gözünün önüne gelmiyormu, yani ikiside kaydetmiş. yine iki elin yaptıklarını kaydediyor, yani körler ne ile hisseder? parmak uçları ile, yani deri ve parmak uçlarıda, hissederek biliyor, ve onlarda yaptıklarını görüyor, ve körler ise dokunduklarını hissetiklerini, işde kaydetip unutmuyor. o zaman kol ve el ve parmak uçlariıda yaptıklarını yine kaydediyor o zaman. ve yine ayakların nereye seni götürdüğünü kaydeden iki melek, ve öyle olunca, sen zaten kendin, kendini gözetleyen takip eden ajansın da kendi yaptıklarını kaydediyorsun, ve onuda beynin sinyal olarak, yukardakı imami mübin, yada büyük kitap, veya levhi mahfuz denilen yukarının youtubesine kaydediyor, ve sen nasil bu dünyadaki bir filmi müziği bu dünyanın youtubesinde arayınca, o video bulunuyorsa, ve seninde yaptıkların, orda levhi mahfuz denilen youtubede, onlarda orda duruyor, ancak aranınca sorulunca çıkıp geliyor ve

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

El yevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn

Meali :

O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.

(Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 65. ayet)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ أَلْسِنَتُهُمْ وَأَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُم بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yevme teşhedu aleyhim elsinetuhum ve eydîhim ve erculuhum bimâ kânû ya’melûn

Meali :

O gün onlara, onların dilleri, elleri ve ayakları (hayat filmleri) yapmış olduklarına şahitlik edecek.

(Sadakallahul Aziym NÛR Suresi 24. ayet)

insan kainatın modeli ise, o zaman kiramen katibinde, bu kainatta ise, o zaman bedende bir yer, bunları temsil etmeli, ve öyle olunca, senin kameran, senin bilgisayarının kamerasi, kendi gözlerin, iki melek, sağ melek, sol melek yine duyan iki melek, iki kulağın ta çocuklukda duyduğun bir sesi, eğer bunu aklın, beynin falanca mahalledeki fatmanın sesi diye kaydettiyse, bunu yıllar sonra bile, o sesi duyunca, bu fatma diyorsan eğer, o zaman, kendi kulağın kayıt ciahazı zaten, levhi mahfuzun kainatin haritası insan bedenindeki yeride, beyindeki, hafıza bölgesi, yani kiramen katibinlerden ikisi, yine kullakların, ve yine diğer ikisi ellerin, ve yine ikiside ayakların, ve ardın ve önün, yani soğuk olduğunu sırtında hissedebiliyor, yine dişin erik yiyince kamaşıyor, yani hissediyor, öyle olunca, zaten bütün uzuvların senin yaptıklarını kayıt halinde, ve hissediyor ve görüyor biliyor duyuyor, ve hepsini kaydediyor, o azman senin kendin ajansın zaten kendinden nereye kaçmayi düşünüyorsun ki, ben benu yapmadım diye inkar edebilesin yani.

Hz Muhammedin miracda Gördükleri

Peygamber Efendimizin sav Miraçta Cehennem bekçisi Malik ile konuşması
Peygamber Efendimiz sav anlatıyor
Malik cehennemden iğne deliği deliği kadar bir yer açtı. Oradan iplik inceliğinden siyah bir duman çıktı. O duman bir saat çıksaydı; bütün yeri ve semaları o dumanın karanlığı sarardı. Güneşin, ayın ve diğer aydınlık veren şeylerin ziyası ve nuru görünmezdi; mahvolurdu. Ancak Malik, o deliği o anda eli ile sığadı; o duman yok oldu. Bana şöyle dedi:
_Buradan içeri bakın.
Bakınca gördüm ki, cehennem birbirinin atında yedi tabakadır. En yukarısı cehennemdir ki; oraya müminlerin en asileri girer. Bunun azabı, diğerlerinden hafiftir.
2.si lezadır. Buraya Nasara girecektir.
3.sü hutamedir. Buraya da Yahudiler girerler.
4.sü sairdir. Buraya da Sabiler girerler.
5.si sakardır. Buraya da mecusiler girerler.
6.sı cahimdir. Buraya da müşrikler girerler.
7.si haviyedir. Buraya da münafıklar girerceklerdir. Bir de Allahlık davası güdenler girerler. Firavun, Nemrut gibi.
Ben, aşağı tabakada olanların azaplarının şiddetinden bakmaya takat getiremedim. Ancak üst tabakada olanlara baktım; braya ümmetimin asileri girerler. Buraya bakınca gördüm ki: Oradaateşten yetmiş derya var. Her deryanın kenarında ateşten birer şehir var. Her şehirde ateşten yetmiş bin ev var. Her evin içindei ateşten yetmişbin sandık var. O sandıkların içinde de, erkekler vekadınlar var. Oraya hapsolmuşlar; yanlarında yılanlar ve akrepler var. Şöyle sordum:
_Ey Malik, bu sandıkların içinde hapsolanlar kimlerdir?
Şöyle anlattı:
_Bunların bazısı insanlara zulüm edip haksız yere malını alanlardır. Bazısı da büyüklük sayıp zalim cebbarlık edenlerdir. Hâlbuki Büyüklük, celal ve ikram sahibi Yüce Allaha mahsustur.


Sonra, bir kavim gördüm; dudakları deve ve köpek dudakları gibi idi. Karınları da şişmişti. Zebaniler, ateşten tokmaklarla bunların karınlarına vurup duruyorlardı. Karınlarında bağırsakları kopuyor; dübürlerinden dökülüyordu. Tekrar içlerinden bağırsak yaratılıyordu; zebaniler yine vurup döküyordu. Onlara böylece azap ediyorlardı.
_Bunlar kimlerdir?
Dedim; Malik şöyle anlattı:
_Bunlar ümmetinizde yetim malını haksız yere yiyenlerdir.

Bir kavim gördüm, karınları dağlar gibi şişmişti. İçine yılanlar ve akreplerler dolmuştu. Orada hareket edip ıstırap veriyorlardı. Bunlar ayağa kalkmak istedikleri zaman, karınlarının büyüklüğünden ve yılanların, akreplerin hareketlerinden kalkmaya güçleri yetmiyordu. Yıkılıyorlardı. Sordum:
_Bunlar kimlerdir?
Dedim; Malik şöyle anlattı:
_Bunlari ümmetinizden faiz yiyenlerdir.

Bundan sonra, bir alay hatunlar gördüm; bunların saçlarından asmışlardı. Bunlar için:
_Kimlerdir?
Diye sordum; Malik şöyle anlattı:
_Bunlar, şu kadınlardır ki; Yüzlerini ve saçlarını örtmeyip erkeklere gösterirler. Kocalarından başkasına zinetlerini açarlar. Kocalarına eza ve cefa ederler.

Bundan sonra, bir takım erkek ve kadın gördüm; bunların dillerinden ateş çengellerle asmışlardı. Tırnakları bakırdandı. Kendi yüzlerini yırtup parça parça ediyorlardı.
_Bunlar kimlerdir?
Dedim; Malik şöyle anlattı:
_Bunlar yalan yere şahidlik edenlerdir. Koğuculuk yapıp söz gezdirenlerdir.

Bundan sonra, bir alay kadınlar gördüm; bunların kimisini göğsünden asmışlar; kimisini de ayaklarından baş aşağı asmışlardı. Bunlar feryad ve sayha atıp duruyorlardı.
_Bunlar kimlerdir?
Dedim; şöyle anlattı:
_Bunlar zina edenlerdir; ayrıca çocuklarını düşürüp katil işi işleyenlerdir.

Bundan sonra, bir kısım kadınları gördüm ki, asılmışlar. Bunların elleri boyunlarına sıkıca bağlanmıştı.
_Bunlar kimlerdir?
Diye sordum; Malik şöyle anlattı:
_Kocalarına hıyanet edip mallarını telef edenlerdir.
Peygamber Efendimiz sav;
bir kavim gördüm ki, bunların cesetleri hınzırına, yüzleri de köpek yüzüne benziyırdu. dübürlerinden ateşler çıkıyordu. Yılanlar, akrepler onları sokuyor; etlerini yiyorlar.
_Bunlar kimlerdir?
dedim; Malik şöyle anlattı:
_Bunlar ümmetinizden namaz kılmayan, gusül etmeyenlerdir.

Bundan sonra, bir takım erkekleri ve kadınları gördüm. Bunlara ateşte azap ediliyordu. Bunların üzerine zebaniler musallat olmuştu. Bunlar feryad ettikçe, zebaniler sopalarla vuruyorlardı. Karınlarına ateşten süngüleri saplıyorlardı. Vücutlarını da ateşten kamçılarla dövüyorlardı. Bunların azapları pek çetin gördüm.
_Bunlar kimlerdir?
Diye sordum; Malik şöyle anlattı:
_Bunlar ana ve babakrına isyan ederek karşı gelenlerdir.

Yine bir kavim gördüm; bunların boyunlarına ateşten dağlar gibi büyük halkalar geçirmişlerdi.
_Bunlar kimlerdir?
Diye sordum; Malik şöyle anlattı:
_Bunlar, üzerlerinde bulunan emanetleri sahiplerine vermeyenlerdir.

Bundan sonra, bir kavim gördüm; zebaniler bunları ateşten bıçaklarla boğazlıyorlardı. Ama bunlar aynı saatte diriliyordu. Bunlar dirilince, zebaniler tekrar onları boğazlıyorlardı.
_Bunlar kimlerdir?
Diye sordum; Malik şöyle anlattı:
_Bunlar haksız yere adam öldürenlerdir.

Bir kavim daha gördüm; gayet çirkin ve kötü kokulu cife yiyorlardı.
_Bunlar kimlerdir?
Diye sordum; Malik şöyle anlattı:
_Bunlar gıybet edip insanların etini yiyenlerdir.

Bunlardan başka, cehennemde iki sınıf kimse gördüm; bunların bir sınıfı erkeklerden, bir sınıfı da kadınlardandı. Bunların azabı gayet şiddetli idi.
_Bunlar kimlerdir?
Diye sordum; Malik şöyle anlattı:
_Bu erkekler, beylerin önünde sopa ve kamçılarla gidip zavallı fakirlere vurup zulüm edenlerdir. O kadınlar ise sureta libas giyip hakikatte cümle zası belli, açık hükmünde ve erkeklere aşikâr olanlardır. Ayrıca dışarı çıktıkları zaman, erkekleri kendilerine çekenlerdir.
Bu sebepten, başları deve hörgücü gibi büyük olup selametle doğruca cennete giremezler.

Bundan sonra, cehennemde bir alay erkek ve dişi kimseler gördüm. Bunların azabı birbirine benzemiyordu. Her birine bir başka türlü azap olunuyordu. Bu tabakada azap olunanlar arasında bunlardan şiddetli azap olunan yoktu. Şöyle bir azap ediliyorlardı. Bunları ateşten sopalar üzerine asmışlardı. Etleri pişip dökülüyor; sadece kemik kalıyorlardı. Hak Teala onların etlerini bitiriyor; yine önceki gibi etleri pişip dökülüyordu.
Bazıları da, ateşten zincirlerle, bukağı_Bunlar kimlerdir?
Diye sordum; Malik şöyle anlattı:
larla bağlanmışlardı; böylece azap olunuyorlardı.
_Bunların vücut sağlığı yerinde iken namazı terk edenlerdir.

peygamberimiz bir adam gördü, kaynar havuza atilmişdi, adam kurtulmak için havuzun bir ucuna kadar yüzüyordu, tam cikacakken, zebaniler başina tokmakla vurup kovaliyorlardi, diger ucuna kadar yüzüyordu, tam cikcakken yine zebaniler başina tokmakla vurup yine kovaliyorlardi, kim bunlar dedi Hz Muhammed aleyhisselam, Cebrailde bunlar dünyadayken namazlarini vaktinde kilmayip, namazi geciktirenler dedi

Ve şöyle dedim:
_Ey Malik, kapıyı kapa, bakacak takatim kalmadı.
Malik şöyle dedi:
_YA RESULULLAH, mübarek gözünüzle müşahede ettiğiniz azapları gördüğünüz gibi ümmetinize bildirin. Ümmetinizi çok çekindirin. Masiyetlerden, Allahın emrine aykırı hareketten onları alıp men edin.Allaha tam itaate teşvik edip ibadet yoluna getirin. Allahın azabı şiddetlidir. Cehennemi yedi tabakadır. Bu gördüğünüz ilk tabakasıdır. Aşağıları daha şiddetlidir.’
Bunu dinledikten sonra, RESULULLAH SAV EFENDİMİZ ümmetine şefkatından dolayı ağlamaya, şefaat ve niyaza başlar.
Ümmetinin zaafı ve o gibi azaba takat getiremeyeceklerini anlatıp o kadar çok ağladı ki
; Cebrail, Mukarreb melekler ve orada bulunan diğer melekler dahi ağlamaya başladılar. Resulullah sav Efendimizin tazarru ve niyazına:
AMİN!:
Dediler.
Bunun üzerine, izzet sahibi Yüce Hakk’tan şu hitap geldi:
_Habibim, senin değerin benim katımda büyüktür; duan makbuldür. Şefaatın makbuldür. Gönlünü hoş tut; seni muradına eriştirdim. Kıyamette sana bir makam vereceğim; şu kadar asileri sana bağışlayacağım, ta ki:
_YETER.
Diyesin. Senin ümmetini sair ümmetlerin üzerine seçtim. Seni de onlara şefaatçı kıldım. Dilediğin kadar şefaat eyle; kabul ederim……

RABBİM BİZLERİ RESULULLAH SAV EFNDİMİZİN ŞEFAATİNE LAYIK EYLE
AMİN!
Sonra...
Malikten başka, cehennem hazinler onsekiz tanedir; Malikle 19 olurlar.

'Onun üzerine on dokuz melek tayin edilmiştir.'(74/30)
Resulullah sav Efendimiz ümmeti namına mahzun oldu; halas olmalarınıı diledi. Bunun üzerine Yüce Hakk şöyle buyurdu:
_Senin ümmetine on dokuz harfli bir cümle ihsan eyledim. Ümmetin onu devamlı olarak bırakmadan okursa. kendilerini o on dokuz cehennem hazinlerinden ve onların yardımcıları olan zebanilerin azabından emin kılarım. O cümle şudur:
_BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hak Teala cümlemizi, Resulullah sav Efendimiz hürmetine cehennemden azad eylesin.
AMİN!

------------------

Evet Güzel, bunlar dinimizde bazi amelleri yapmanin kötü ve kerih olduğunu, yada günah olduğunu gösterecektir, amma velakin, bunlarda anlatılanların hepsi müslüman veya mümin olanların başına gelenler olarak anlatılıyor , o halde cehennem müminler içinmi yaratıldı yoksa kafirler içinmi yaratıldı, eğer cehennemi müminler dolduracaksa, bitmeyen bir azaba düçar olcaklarsa, burada mümin olmanın faydası nerede, namaz kılmış amma, geciktirmiş,ceza görcek, hemde yani öyle hafif bişey falan değil, yani kaynar suya atacaklar, ve çıkmak istedikce başına vurcak zebaniler, bunun bu dünyadaki örneği ve hikmeti, ve eğer cehennem bu dünyada kuruldu ise, göster bize madem derseniz, işte alltaki resimlere bakın bakalim, buna benzeyen bir hal varmi? evet var, mesela ipek böckleri, ipek kozasının içindeyken, ipek iplik üretmek için, kaynar kazana atılıyor, ve sonra üzerlerine vurularak dışarı taşmasına çıkmasına da engel olunarak kaynatılıyor, canlı canlı kaynıyorlar, amma sonra ipek olup insan bedeninde cennete dahil olmuş oluyor, yani cezası bitince, ipek olup, elbise olup, insana faydalı hale geliyor, onun ipek böceği halinin yani, ipek böceği cibilliyatlğ olupda namazını geciktirenlerin hali.


[Image: ipek-kozasi-kaynatma-Namazini-geciktiren...-vaazi.gif]

Yine midye ve istakaoz kaynatma ayni, bunlarin taze olmasi lazimmiş, yani taze demekde canli demekmiş, ve canli canli kaynar suya atiliyorlar, ve sonra başlarina bastirip kaynatiliyor, ve cezasi bitince, pişince " fedhuli fi ibadi, vedhuli cenneti" hikmeti ile yemek olup, kullarin icine, cennete giriyor, artik sonra ya beyine gidiyor, ya kola, ya ele, ya kalbe yada namaz niyaz oluyor, ve artik namaz olduysa, sonsuzluga erdi, kalp olduysa insan olma şerefine erdi, cicger olduysa hakeze, böbrek olduysa, tirnak oldusya hakeze, Amma bunlarin taze, yani canli olmasi lazimmiş, yoksa ölü olursa, zehirli bakteri üretiyorlarmiş, yenmez oluyormuş, o zaman onun Midye veya istakoz halinin yani, midye ve istakaoz cibilliyatli olupda namazini geciktirenlerin halibu resimdedir.

[Image: Midye_Kaynatmasi-Namazini-geciktirenleri...-vaazi.gif]

bu kaynar suda kaynatma işlemi sadece hayvanlarda tehakkuk etmiyor, yine bitki hali ile, mesala çubuk makarna kaynatmak demek, yine ayni, onun bitki ve buğday halinin, yani buğday cibilliyatlı olupda, namazını geciktirenlerin hali de budur bence. (varsayim, olabilir veya olmayabilir)

[Image: Makarna-kaynatma-Namazini-geciktirenleri...-vaazi.gif]

yani cehennem eğer müminlere olursa, işte böyle onlarin azablari, ve sonunda ise, cezasi bitince, yine cennete dahil olcak, amma mesala cigara, yada odun, petrol gibi yanınca, onların yeniden bir bedene girmesi yada bedenin parçası olupda ve yeniden can olması mümkin değil, ve artık kalıcı olarak cehennemdedir, ve hani eger dünada ateş yakmasanlar bunun için allah onlari götürüpde güneşlerde yine yakar, ve habis kötü ruh halinde, duman haline dönüyorlar, ve artik onlarin cehennemden kurtulma gibi bir şanslari yok, ebedi olarak, habis ruh halinde, azab halinde, yeniden velbeasü olmayacaklar ve ancak işde bazilari ancak şeytan ve iblis, yada cin haline dönüp, bazilarina kötü fikir ve vesvesler veren, kötü ruhlar halini aliyorlar, yani artik bir bedenleri yok yani, amma mümin yeniden can bulcak, hatta midye bile olsa, azabini cekip, bir bedene yol alip, yeniden ahmet, mehmet parcasi olma şansina sahip yani, ve dünyaya yeniden gelme, can bulma şansina sahipler işde.

[Image: feuer.gif]

Koyun gibi uysal ve faydali mümin olsan, varacağın cennetten önce, tadacağın cehennemden, sadece bir parçada, bu resimde sakli, al bak gör halini.

[Image: Koyun-koca-Kavurma-veNamazini-geciktiren...-vaazi.gif]

Ebû Saîd (el-Hudrî)’den nakledildiğine göre

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“…ve Allah’ın sözlerinin diğer sözlere üstünlüğü, Allah’ın, yarattıklarına üstünlüğü gibidir.”

( Hadis-i Şerif , T2926 Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 25,)

öyleyse bu konuda Rabbimiz ne buyuruyor?

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِن مِّنكُمْ إِلَّا وَارِدُهَا كَانَ عَلَى رَبِّكَ حَتْمًا مَّقْضِيًّا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve in minkum illâ vâriduhâ, kâne alâ rabbike hatmen makdıyyâ

Meali :

(Ey insanlar!) Sizden (İçinizden) oraya uğramayacak cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.

(Sadakallahul Aziym MERYEM Suresi 71. ayet)

Meryem suresindeki bu ayetin önü ve sonuda şöyle :
68. Rabbine andolsun ki biz onları (öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri) şeytanları ile beraber elbette ve elbette mahşerde toplayacağız. Sonra onları muhakkak cehennemin etrafında dizleri üstü hazır bulunduracağız (ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler.)

69. Sonra her zümreden Rahmân'a karşı en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayırıp atacağız.

70. Sonra o cehenneme atılmaya layık olanların kimler bulunduğunu elbette biz daha iyi biliriz.

71. İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere, mutlaka herkes cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.

72. Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız."

------------

"İçinizden, oraya (cehenneme) varmayacak hiçbir kimse yoktur" mealinde­ki 71. âyette geçen cümle ile devamı üç türlü yorumlanabilir:

a) Bunlardan mak­sat sırattan geçenlerdir. Mümin olsun kâfir olsun bütün insanlar aynı zamanda ce­hennemin üstünde kurulmuş olan sırattan geçmek zorunda oldukları için oraya uğ­ramış olurlar. Ancak 72. âyete göre "kötülükten sakınanlar" cehennemden esirge­nirken "zalimler diz üstü çökmüş olarak" orada bırakılacaktır.

b) Maksat kâfirler­dir ve bunlar cehenneme gireceklerdir.

c) Potansiyel olarak her insan ameline gö­re cennete olduğu kadar cehenneme de girebilecek durumdadır. (Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur'an Tefsiri, III / 522-523)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Bütün insanlar oraya gelir. Ondan sonra da herkes ameline göre oradan ayrılır."

( Hadis-i Şerif , İbni Mes’ud)


Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Orada insanlar ateşin etrafında ayakta dururlar. Daha sonra amellerine göre kimisi şimşek gibi, kimisi rüzgar gibi, kimisi kuş gibi, kimisi de en hızlı giden deve gibi hızlı geçip gider. Kimisi koşar, nihâyet onlardan en son gelecek kişinin ışığı baş parmaklarının ucunun bulunduğu yere varacaktır. İnsanlar oradan geçerken sırat sağa sola meyledecektir. Sırat oldukça kaygan ve kaydırıcı bir zemindir. Onun üstünde deve dikeni gibi dikenler vardır. Etrafında da melekler durmaktadır. Bu meleklerin yanında ateşten kancalar vardır. Melekler onlarla, onları yakalarlar.”

( Hadis-i Şerif , İbni Mesud)

öyleyse, herkes oraya ugraycaksa, o resimler ve anlattığımızda, hakikat budur demek zorunda olabiliriz. yillardir, hakkikat karşimizdayken, görmemiş olabiliriz, çünkü mesela adam bir mahallede oturur, yilarca o sokakdan geçer de, amma taa bir gün birisi şu evin penceresi ne güzel yeşil derse, mesala ancak o zaman o pencerenin yeşil olduğunu farkdecek kadar kör bakiyor olabilir oraya insan. amma işde hakikatda önümüzde duruyorken görmememiş olabiliriz yani

Madem herkes oraya ugrayacak o zaman, Rabbim Teala vetekaddes hazretleri, benim ve sevdiklerimin, sevenlerimin, askerlerimin, ailemin, ehli beytimin, ve mehdi ve cemaatinin, oraya ugradığındaki cehennemini, kolaylardan ve hafiflerden eylesin.


--oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 10 Ocak 2018 Çarşamba

Original Kar © glan

Print this item

RasitTunca-2 iki kişinin üçüncüsü Allah olursa (Kar©glanin 2 Ocak 2018 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-24-2018, 08:47 AM - Forum: 2018 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies



iki kişinin üçüncüsü Allah olursa

(Kar©glanin 2 Ocak 2018 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لاَ تَحْزَنْ إِنَّ اللّهَ مَعَنَا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

lâ tahzen innallâhe meanâ

Meali :

Korkma! Allah bizimle beraber.

Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 40. ayetten Pasaj

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ مَا يَكُونُ مِن نَّجْوَى ثَلَاثَةٍ إِلَّا هُوَ رَابِعُهُمْ وَلَا خَمْسَةٍ إِلَّا هُوَ سَادِسُهُمْ وَلَا أَدْنَى مِن ذَلِكَ وَلَا أَكْثَرَ إِلَّا هُوَ مَعَهُمْ أَيْنَ مَا كَانُوا ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

E lem tera ennallâhe ya’lemu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), mâ yekûnu min necvâ selâsetin illâ huve râbiuhum ve lâ hamsetin illâ huve sâdisuhum ve lâ ednâ min zâlike ve lâ eksera illâ huve meahum eyne mâ kânû, summe yunebbiuhum bi mâ amilû yevmel kıyâmeti, innallâhe bi kulli şey’in alîm.

Meali :

Allah’ın göklerde ve yerde olan herşeyi bildiğini görmedin mi? Üç kişi arasında gizli bir konuşma olmaz ki, onların dördüncüsü O (Allah) olmasın. Ve beş kişi (arasında gizli bir konuşma) olmaz ki, onların altıncısı O (Allah) olmasın. Ve bundan daha azı veya daha çoğu, nerede olurlarsa olsunlar, mutlaka O (Allah), onlarla beraberdir. Sonra kıyâmet günü, yaptıklarını onlara haber verecektir. Muhakkak ki Allah; herşeyi en iyi bilendir.

(Sadakallahul Aziym MUCÂDELE Suresi 7. ayet)
---oOo---
Sevr Mağarasında
Hz. Ebû Bekir, "Yâ Resûlallah" dedi. "Onlardan birisi eğilip de ayaklarının dibinden bir bakıverse, bizi görür."
Ebu Bekre itafen
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Yâ Ebâ Bekir, iki kişinin üçüncüsü Allah olursa, sen âkibetin ne olacağını zannediyorsun? Yakalanacağımızı mı sanırsın?"

( Hadis-i Şerif , İsfahanî, Delâil, s.278 )

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Ey Mehdi askeri, bu resimlere bak, ve hayatinda, bu günlerin uzadigi, en uzun ve iyiligin galip oldugu 21 haziran, batmayan güneşler vaktine kadar, uymaniz gereken yeni kural, her amelinizde, işinizde sözünüzde, fiilinizde, yazinizda, resiminizde, duruşunuzda, hep 3 lünün 1. cisi olmaya calişin, yani Rahman cibilliyatini kapmaya calişin, er gibi insan, adam gibi adam, erkek, man, eril 3 ün 1 i


Paralel park ve ortadaki yeri kapan, zor adam, ve adam, yani erkek, rahman tabiati yani iki arabanin arasina giren, rahme, araba rahimine giren.

Vertikal park ve ortaya parkeden ve er yani, adam kolay adam, düz olarak, geri geri degilde, düz vertikal park edince, kolay park, kolay adam, amma yinede adam, erkek, man, rahman tabiati, amma bugün Ocak ayinin ikisi, 1den sonraki 1in icine girdiği; rahmin 1. yan ceperi yarin Ocak ayinin ücü Ocak3 ve yan ücüncü ceper, dah dogrsu ikinci ceper, yani dişi woman, femin, dişil, rahim tabiatli kimse , 1 Ocak ise yarişi kazanan, bir, eril, rahman, tek olan, Allah olan, rab olan, 1 ler makamini kapan insan.

ve ücün birini alirsin işarerti yani, yada "babayi alirsin" vermem sana öyle erkekligi, babayi alirsin, hani parki kapinca, seninle iddahlaşana yapilan, veya yapilcalk işaret, evet küfür amma, dogru bir küfür, babayi alirsin, yada daha başka şekiileride var, amma buraya eklemedim onu, yani "nah alirsin" işareti, 3ün biri, yani rahmani kapmak, amma kapamazsanizda üzülmeyin, bir dahaki yarişda, daha gayretli olun, bir firsat daha gecerse elinize, onu degerlendirin, mesela köpek haliniz dişi olduysa, mesala en azinda sogan hailiniz bile olsa, er olmayi, erkek olmayi tercih edin, cicege polen olmayi kapin, yine kelebek haliniz dişi ise, ari halinizde er, işci ari olmayi secin. ve bu taaa dedimya 21 haziran a kadar bütün mehdi askerine görev, yarişin aranizda, kim rahmani kapapacak, kim babayi alcak, yani rahim olcak, yani iki park eden rahim duvarinin icine girip, parkeden 3. ortadaki parki kapan araba olmak. arabanin erkegi olurmu, işde o ortaya parkeden at yada araba RAHMAN VE ER VE ERIL, Yandakiler dişil femes, femin, bunu dedik diye insanlar, kadin olsun erkek olsun, yanlara parketmekden kacacakdir. amma öyle degil, nasip meselesi, Bazisi rahim olmayi sever, ve derki cocugu olmasini isterse, bir KIZIM olsun istiyorum der. yani femin, bazisi ise erkek cocuk ister. yani bunlar tercihe münhasirdir. siz erkekligimi seviyorsunuz, dişiligimi, dişilikde kötü degil. benim, imam hatipde, Rasül köylü, Ahmet Öztürk diye bir sinif ve sira arkadaşim vardi, o derdi : şansimiz olsaydi zaten, anamizdan KIZ dogardik derdi, cünkü bazı kadinlar şansli, ev hanimi, koca getirir yer icer ,koca getirir giyer, koca götürür gezer, o yani hususi şöfer, hususi terzi, hususi aşcisi olan insan gibi, yani şansli möööler, yani öyle olunca, size her ne kadar rahmanligi kapin desemde, bazıları rahim olmayi daha çok sevecekdir, hayata bir sifir önde başlamak gibi, yani tercih meselesi, haydi yarişin şimdi 21 haziran a kadar.

-------------------

Merhaba, size bir tefekkür sorum olcak, yardimci olurmusunuz, Ben internetin Karoglan Hocasi, Raşit Tunca, Dün geece tuvaletimin camindan ayi (Kameri) gördüm, ve bana bir puzle verildi ki, ama bazı parcalar eksik, birkac kişi ile istişare ettim, amma cözemedim, birde sizinle istişare etmek istedim, kainat Hz Ademin süretinde, ve kainat yediyüzbin ayri katmanli elektron yörüngeli bir element demişdik, en son vaazda, amma işde bunlardan ay (kamer) en icde, en kücük yörünge, ve ay 29 günde devir ediyor, 14 gün arti tarafa 14 gün eksi tarafa, yani 14 gün rahmanlik yapıyor, dişa dogru, büyüyor, 14 gün ice dogru kücülüyor. ve bir üst dünya yörüngesi, dünya ise güneşi 365 günde devir ediyor, amma alti ay sicaklik artiyor, gündüz uzuyor, işik cogaliyor, 6 ay ise ters istikamette gidiyor, yine rahman hali, rahim hali ile, ve ikinci alti ay ise sicaklik düşüyor işik azaliyor, gece ve karanlik uzuyor. bir üsttede güneş var, ve insan ömrü, bir insan yani insan ömrü ortalama 70 sene (25000 gün ortalama) ve ay 10 lu dünya 100 lü cünkü 365 gün bir deviri, insan binli, cünkü 60 sene binli bir gün (25000 gün ortalama) eder, ve yaş 35 yolun yarisi, yani 35 yaş, yada peygamber ömrü ile, kirk yaş yolun yarisi, ve tam dolunay, olgunluk, ondan sonra yavaş yavaş rahimlik ve ihtiyarlik, cökme ice dönme, ve onun bir üstünde güneş var, güneş ise, insan eger binli ise, 10lu ,100lü, 1000li, ve 100binliye geldik, güneş 700 000 li olabilir, ve yani atomunun cekirdegi etrafinda, yediyüzbin senede dönen bir güneş var, güneşimiz var demek olur gibi, yani insanin üstünde ise, cinler var, ve cinlerin ömrü yediyüzbinli, ve ateşden yaratilanlar, ve güneşde yaşayanlar, ateşde yaşayanlar, ateşi oluşturan elementler, oda güneş hidrojen ve helyumdan oluşuyor yani, acaba buldummu cözdüm galiba, amma yinede sorayim sorumu, ondan bir üst şeytanlar var, cinden üstün, şeytan taifesi, ve onlar ise, yani diyorki ona Allah, "kiyamete kadar müsadelisin." yani öyle olunca, imami rabbani telfaffuzu ile bu muhammed ümmetinin ömrünü tarif ederken "Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek." hadisini rivayet etmiş. öyle olunca kainatin ömrü ise şeytanlarin ömrü ile eş deger olabiilir, ve bir diş elektron ise, şeytanlarin bulundugu daire, ve elektron yörüngesi, dönüşler bir devirleri, ömürleri kainatinki ile ayni, ve onlarin cani, tam kiyametten önce alincak. ve mesala karga beşyüz sene yaşiyor, ve 500 sene carpi 365 gün, ve karga denen kuşun yörüngesi sistemde, bir devirini 182500 günde yapıyor demek olur, ve öyle olunca yine bir KESTANE: 200-500 yıl yaşar. ZEYTİN: 2000 YIL (Hz isa ). KAYIN: 900 yıl. ÇINAR-1000. SEDİR:1000.anlatabildimmi, yani Adem atamizin sistemi, yada kainatin tamami, ic ice yörüngeler halinde, ve her yörünge, bir sistemi anlatiyor, ve ya icde rahim halinde, yada rahman halinde yada dişda, kainattaki gezegen ve güneşler halinde, icde hayvanlar insanlar bitkler taşlar topraklar elementler gazlar halinde. Sana burda soru : insanin üstündeki sistem cinler, ve cinler ise yediyüzbinli yörünge yahut 900 binli yörünge olabilir, peki bu ömrü yediyüzbin yada dokuzyüzbinde tamam eden ne varki, onlara cinler taifesi diyelim, işigin ömrü 300 bin mesala, ateş ise cinlerin maddesi, yani yayilma hizi radyasyon falan olabilirmi yahutta yukarda dedigim gibi, bir hjidrojen partilülünün ömrü bize ulaşinyaca kadar, yani güneş parcaciginin ömrü yediyüzbinli, yada dokuz yüzbinli olabilirmi acaba, mesala cin nedir bir canli ve oda sistemdeki bir yörüngeyi temsil ediyor ve elektron yörünge sistemi, carkdaki ondan üstte şeytanlar var, ondan da üstte melekler var, bu haftaki vaazin bir konusu bu ama puzzlede bir boşluk var, bunuda bizim cözmemiz murad edildi, bir tefekkür edip, cevap yazarmisiniz konuya, senin bu konuda fikrin nedir?

[Image: Egrimi-Hayirli-dogrumu-daha-hayirli.jpg]

Eğrimi Daha Hayirli, yoksa Doğrumu Daha hayirli, Yaz mi Daha Hayirli, yoksa kışmı, Erkekmi Daha Hayirli Kadinmi - Gecemi daha hayirli Gündüzmü

(Karoglan Sözü 02.01.2018 )

"Fazla Eğri olma, Çivinin egrisi duvara tahtaya gecmez ki, seni yeniden dogrultmak lazimki, yeniden Çakabilelim, Fazla dogruda olma, seni Eğerlerde, Annat Tirpan orak yaparlar, cünkü Harman hasat ederken kullandigimiz, Annat tirmik TIRPAN orak hepsi biraz egri olmali ki, hasat edip bicebilesin, ve nice egriler vardır ki, dogrulardan daha çok işe yarar haldedir.

(Karoglan Sözü 02.01.2018 )

Güzelmi Hayirlidir? Çirkinmi?

Kabil Güzel daha üstün dedi, güzeli secdi, Katillerin babasi oldu, Habile Çirkin kaldi, oda alamadi, mazlumlarin babasi oldu, sen sen ol, sana tayin edilene razı ol, yusuf züleyha ya razı olmadi, Züleyha dedi sen benimsin dedi, haydi halvet edelim dedi, yusuf dedi hayir sen benim olamazsin, ben rabbimden korkarim dedi, sonunda döndü dolaşdi zaman gecdi, onu zindana attiran kadini hanim olrak aldi kabuil etti, ayrilan nasibinden secilenden razı oldu, züleyha kadin annemiz oldu, firavundan düşme ikinci el bir araba gibi, ikinci el dul kadin, yine muhammed iki cihanin habibi, dul kadin hatce ona yar oldu, sabretti oda sevdi razı oldu, taptaze Ayşeye erdi, o zaman hayir nerdedir?

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّواْ شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim


Kutibe aleykumul kitâlu ve huve kurhun lekum, ve asâ en tekrahû şey’en ve huve hayrun lekum, ve asâ en tuhıbbû şey’en ve huve şerrun lekum vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn

Meali :

Allah sizin üzerinize ölmek ve öldürülmekde yazdi, Ve hoşlanmayacağınız bir şey olur ki, o sizin için bir hayırdır. Ve seveceğiniz bir şey olur ki, o sizin için bir şerdir. Ve (bütün bunları) Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 216. ayet)

Kabilin hoşuna güzel kadin daha yakin geldi, onu tercih etti, amma onun için hayirli olmadi, kendi cehennemini secmiş oldu, habil da mücadele etmedi, o da daha dünyada cehennemi tatdi, ve halbuki hayat sermayedir , cünkü insan delaletde bile olsa, ömrü oldugu müddetce, firavuna giden musa ve harun elciler misali ile ümiti bitmez, bir hayir amel edip Allah in onu sevmesi sonucu, hidayete erebilir, ve umut vardır. oysaki ölen iinsanda bu umut bitmişdir, ve habil mücadele etmemekle, kendince hakli idi, ve amma ömür sermayesini kaybetti, peki ömründe kazanmayan, tasarruf etmeyen, ahirette ne harcayacak ki, ömür ahirete azik toplama yeridir.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

Dünya âhiretin tarlasıdır.

( Hadis-i Şerif , Deylemi)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

Dünya için, dünyada kalacağın kadar, ahiret için, orada sonsuz kalacağına göre çalış! Allahü teâlâya, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehennem ateşine dayanacağın kadar günah işle!

( Hadis-i Şerif , Marifetname)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

Ahiretin sonsuz olduğuna inananın, yalnız bu dünyaya sarılması, çok şaşılacak şeydir. Yalnız dünya için çalışana, yalnız dünyadan nasibi gelir, işleri karışık, üzüntüsü çok olur.

( Hadis-i Şerif , Marifetname)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَلَلدَّارُ الآخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve mâl hayâtud dunyâ illâ leibun ve lehvun, ve led dârul âhiratu hayrun lillezîne yettekûn(yettekûne), e fe lâ ta’kılûn

Meali :

Bu Dünya hayatı(Bu gününüz) bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu (Gelecek Hayatiniz), takva sahipleri için elbette daha hayırlıdır. Hâlâ akıl etmez misiniz?

(Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 32. ayet)

Eger gercek olan sadece ahiret yurdu ise, o zaman dünyada yaşamanin, calişip cabalamanin anlami nerde? ve adamin bir tanesi "Allahim bana ahirette güzellik ver" diye dua ediyordu, muhammed duydu, hayir öyle deme, De ki : " Rabbim bana bu dünyada da güzellik ver, ahirettede güzellik ver." de dedi.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Ey Adem oğlu sen Allahın azabına takat getiremezsin. Onun için “Rabbena âtina fid-dünya haseneten ve fil-âhireti haseneten ve kına azabennar” demelisin.

( Hadis-i Şerif)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

rabbenâ âtinâ fîd dunyâ haseneten ve fîl âhirati haseneten ve kınâ azâben nâr.

Meali :

Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de vardır.

(Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 201. ayet)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

بَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Rabbenâgfirlî ve li vâlideyye ve lil mu’minîne yevme yekûmul hisâb.

Meali :

“Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana babamı ve inananları bağışla.”

(Sadakallahul Aziym İBRÂHÎM Suresi 41. ayet)

Eger bu dualar yanliş olsaydi Namazlarda okumak sünnet olurmuydu?

Rabbena Atina Duası Rabbenağfirli Duası Hangi Zamanlarda Okunur?

Bu dua, genel olarak her zaman okunabilir. Kunut dualarını bilmeyen, öğrenene kadar bu duayı okuyabilir. Cenaze namazında, ölü için okunan duayı bilmeyen, bu duayı okuyabilir. Namazda salli bariklerden sonra dua okumak sünnettir. Bu duaların en meşhuru Rabbena Atina duasıdır. Vakit namazlarında oturuşlarda Allahümme Salli ve Allahümme Barik dualarından sonra okunur. Namazlarda Rabbena duasının okunması sünnettir. Okunmadığı takdirde namaz bozulmuş olmaz. Ancak sünnet sevabı kazanılmaz. Rabbena duası, cenaze namazlarının üçüncü tekbirinden sonra okunması gereken duaları bilmeyenler için o duaların yerine okunabilir.

Her zaman dua edişimizde aklımıza kendimize dünya ve ahiretimize yarayacak şekilde layıkıyla güzel kelimeler gelmeyebilir.Onun için bu duayı her dualarımızın ardından okumalıyız.Böylece hem dünya hem de ahiretimizi ilgilendiren güzelliklere sahip olmuş oluruz.
Peygamber efendimizin en çok okuduğu dua Rabbena âtina duasıdır.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Duanın efdali, dünya ve ahirette Rabbinden af ve afiyet istemektir. Affa ve afiyete kavuşan, dünya ve ahirette kurtuluşa ermiştir."

( Hadis-i Şerif , Tirmizi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

innemâ yahşâllâhe min ibâdihil ulemâu

Meali :

Kulları içinde ancak alimler, Allah’tan (gereğince) korkar.

(Sadakallahul Aziym FÂTIR Suresi 28. ayetten pasaj)

Mesela sana bir örnek ile Elma diye bir bitki var, bu bitkinin cekirdegini topraga dikince, seninde Topragi elmaya ceviren bir fabrikan olmuş oluyor.
Yine Mesela Kayisi diye bir agac veya bitki var, onunda cekirdegi var, ve sen bahcene kayisi cekirdegi dikip, bakimini yapinca, yine seninde Topragi Kayisiya ceviren bir fabrikan olmuş oluyor. düşün eger o cekirdek olmasaydi, sen binler sene ugraşsaydin, ne topragi elmaya cevircek bir fabrika, nede topragi kayisiya cevircek bir fabrika kurabilir ve öyle bir Teknolojiye erişebilirdin, halbuki Hak Teala, bunu cennetten alip gelip, dünya da dikilmesini sağladı, ve artik cennet meyvasi dünyada topragi elmaya ceviren bir fabrikamiz var, hem bu bir tane degil, birde her elma fabrikasi yine, kendi gibi binler fabrika kurabilcek binler cekirdegide ayni anda imal ediyor. sen fabrika kursan, peki senin fabrikan, kendi fabrikasini bir de klonlaycak, kopleyecek, ayni fabrikadan kurulmasini saglayacak, Sıkıştrilimiş birde elma fabrikalari üretcek bir teknolojiye erişebilirmiydin, şayet bunu rabbimiz ikram etmiş olmasaydi. yani bunlari görüpde "Allahuekber" Rabbimiz büyüksün dememek eldemi peki. hani Hasan Kaçan vardiya ekmek teknesi dizisinde baba büyüksün diyorlardiya, yani Allahin bu mucizelerini bereketlerini gören birisi, ancak gercek alimlerdir, o nun bu harika fabrikanin daha mucizevi binler gizli halini, ancak hakkiyla gercek alimler anlayabilir, ve hakkiylada rabbinden, onlar korkar. ve namazda Allahu ekber denince, bunun elleri kulaklara kadar kaldirmak olmadigini, ancak onlar farkindadir, yoksa kulaklara kadar elleri kaldirmak bilmem kulak memesine degdirmek işin fasa fisosu, bu ancak rabbimizin, her an ayri demde ayri bri yartatişda, yeni bir sanatini icra ettigini görüp, ondan bu sanatin mucidindende hakkiyla onlar korkar. ve Rabbim Allahim büyüksün derler. oysaki halk elma yer, armut yer, birgünde demez, Allah bu topragi nasil oluyorda sulu armuta ceviriyor bize böyle? tatli rizik haline getiriyor demez, bir kere bile tefekkür etmez, yani öyle olunca yillardir uyuyan insanlik ve rabbimizin kudretinin ilminin büyüklügünü kebir ve tek ve yegana büyük "EKBER" oldgunu idrak etmek ancak ilim ile olur, ilim sahibinede alim denilir, ve eger bir alim gercek alimse, onun Allah a iman etmemesi düşünülemez, yoksa eger sahte bir alimse, bu eşsiz sanata kör bakar, onu bunu kopyeleyip, rabimizden caldiklarini ben buldum ben yaptim diye hirsiz tilkilik ederde, rablige kalkar. halbuki bütün fiiller ondan gelir yine ona gider, ve öyle olunca, ben ise bu ilimlere nasil sahip oluyorum, yahut bu alimler bu ulvi tefekküre nasil vakif oluyor, o da sen gibi ve aynen ben gibi, peynir ekmek, tarhana corbasi, elma armut,.... yiyoruz. nasil oluyorda benim yedigim ayni elma armut peynir ile ben bu tefekküre varirken, ayni elma armutu yiyen diger adam zerre ayikmiyor. ve Allaha tapacagi yerde, bir de isyan edip, Allah i yok sayiyor, fark nerde peki, işde fark : nasil bir elmayi nereye diksen, elma fabrikasi olup o yeni elma ve elma fabrikalari üretiyorsa, ben ve alim kimseler dahi, ayni elma gibi, armut gibi, yahut oksijen gibi, altin gibi, ayri bir türüz, cünkü benden de yaratan bir cift yaratmiş, ezvac halinde, ve benim fabrikada işde, ayni senin yediginden yesemde, benimki böyle bir meyva ve ilim ve tefekkür meydana getiriyor, ayni bahcenin topragindaki iki daldan, elma dali topragi elmaya, portakal dali ise, yani diger bir avuc topragi, portakala cevirdigi gibi, benimkide böyle, senide benide hayret makamina cikaran bu ulvi tefekküre götürüyor elhamdülillah. ve sen hased edip, ve beni cahil sofulardan sanma, ve sende niye yok diye diyerekde hayiflanma, sen ben degilsin ki benim üründen verebeilesin. amma işde biz tarikati raşiidi kurduk, ve ilmimizi yaymakdayiz, ve yeni raşidi fabrikalari kurulmasina yardimci oluyoruz, yeni raşidlerin cogalmasina yardimci oluyuruz, sende tarikimize intisab et, desturumuza harfiyyen uy, sende bir gün, raşid ol, ve raşidi bil sen, ve raşid meyvalarina er. yoksa ibrahimler ibraihimden fatmalar fatmadan,Franzlar franzdan, raşidlerde raşddendir, sen ibrahimken raşid olmayada kalkma, muhammed isen, muhammed kal, ibrahimsen, ibraihim kal, ve özünü bozma, sende nefsini terbiyet et ve yolumuza gir ve özünü bul, sende ibrahimsen, sendeki cekirdegi inkişaf ettirki cicek acsin, ve ibrahim ne demekdir sende de o yüze cikip meyva versin azizim.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve lâ testevîl hasenetu ve lâs seyyietu, idfa’ billetî hiye ahsenu fe izâllezî beyneke ve beynehu adâvetun ke ennehu veliyyun hamîm.

Meali :

İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.

(Sadakallahul Aziym FUSSİLET Suresi 34. ayet)

bu ayetin ulvi manasini anlamayan kimse, kendine bicakla tabancayla gelene iyi davraninca, selam vermek, cicek vemenin onun zarar vermesine engel olacagini saniyor, ve bunun engel olmadiginida görünce, kuran ayetinin dogru olmadigini, yada kuranin sanki masal, yada hikaye olduguna inaniyor, ve Allah a karşi samimiyeti bozuluyor, ve imani sarsiliyor. ve fakat bu ayette anlatilan o degil, cünkü yazin ortasinda portakal meyva versin, yada kişin ortasinda karpuz meyva versin, yada çamda kayisi bitsin diye bekleyen gibi, sana silahini kuşanip gelip, seni öldürmeye niyet edenin, seni öldürmeden döncegini saniyorsan, sana şu kisssa ders olsun.
Kabil güzel kizi begendigini, ve güzel kizin habile verilmesinin yanliş oldugunu, ve güzel kizin kabilin hakki oldugunu iddia etdi. ve Alahdan emir geldi bunun kimin olcagi beli olmasi için kurban adadilar, yine anlamadi, sonra habili tehdit etdi ve habil ise sen Habile vursanda Habil sana dokunmayacak dedi. ve onun bu kötü halini güzellikle karşiladi, eee ne oldu sonuc Kabil davasinda gecip habile dostmu oldu, yoksa kafasin a koca kayayi vurp davasina devam mi etdi? yani olay malum, tabiki habili öldürdü gecdi. yani salaklik din degildir, ahmaklikda din degildir, sen ahmaklik edersen, yanliş zaman, yanliş mevsimde, kar yagsin, baharda yaz gibi olsun, yazin kar yagsin, ve kişinda cicek acsin istersen, olacak olan budur, ne yazin kar yagmasi normal, nede kişin cicek acmasi normal, o halde mucize bekleme ve sen düşmanina karşi tedbirini al, ve tetikde dur, yoksa işde habil olsan elimi kaldirmam diye o ayeti yanliş anlayanin vurarlar başina tokmagi, hic yoluna gidersin, hayat sermayedir dedikya, hayat ancak uyanik olanlarin başarabildigi bir bulmacadir. yoksa salaklar ahmaklar kaybetmeya mahkumdur. sonrada cennet falan bekleme, sen ahmakligi yap, sonrada cennet bekle, o daha büyük ahmaklik.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لَئِن بَسَطتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنِي مَا أَنَاْ بِبَاسِطٍ يَدِيَ إِلَيْكَ لَأَقْتُلَكَ إِنِّي أَخَافُ اللّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Lein besadte ileyye yedeke li taktulenî mâ ene bi bâsitın yediye ileyke li aktuleke, innî ehâfullâhe rabbel âlemîn

Meali :

“Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”

(Sadakallahul Aziym MÂİDE Suresi 28. ayet)

Allah askerlerimi ahmaklikdan korusun



--oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 21 Eylül 2017 Perşembe

Original Kar © glan


Print this item