Thread Rating:
  • 30 Vote(s) - 3.17 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Coğrafya Bilgileri | Okyanus Nedir | Deniz Nedir | Dağ Nedir | Tepe Nedir | Göl Nedir
#1
Oku-1 
   

Coğrafya Bilgileri | Okyanus Nedir | Deniz Nedir | Dağ Nedir | Tepe Nedir | Göl Nedir | Irmak Nedir | Nehir Nedir | Çay nedir | Pınar Nedir


Okyanus Nedir?

Kıtalar arasındaki büyük çukurlarda kalan geniş ve derin su kütlelerine okyanus denir. Okyanus, kıtaları birbirinden ayıran engin, açık denizlerdir. Okyanuslar denizlere göre çok daha geniş ve derindir. Ortalama derinlikleri 3 bin metre olan okyanuslar dünyamızın üçte ikisini yani yeryüzünün yaklaşık %70 ini kaplarlar.

Okyanus kelimesi Yunanca “nehir” anlamına gelen “Okeanos”‘dan gelmektedir, Yunanlılar Cebelitarık Boğazı’ndan gelen güçlü akıntıyı fark etmişler ve bunun bir nehir olduğunu düşünmüşlerdir.

Dünyada beş okyanus vardır. bunlar; Büyük Okyanus, Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu, Güney Okyanusu ve Arktik Okyanus. Bunların arasında dünyanın en büyük  okyanusu ise Büyük Okyanus’tur. büyüklük sırasına göre okyanuslar ve belli başlı özellikleri şöyledir;

1. Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu)

Dünya’nın en büyük okyanusu olan Büyük Okyanusun diğer adı Pasifik Okyanusudur. bu okyanusa adını veren ise keşif yolculuğu sırasında bu okyanusun dinginliğini görerek sakin anlamına gelen pasifico adını vermiştir. büyük okyanus Amerika, Asya ve Okyanusya kıtaları arasında yer alır. en derin yeri ve aynı zamanda Dünya’nın da en derin noktası olan Mariana Çukuru 11.034 metre derinliğindedir.

2. Atlas Okyanusu (Atlantik Okyanusu)


Atlantik Okyanusu adıyla da bilinen Atlas Okyanusu Avrupa ve Afrika kıtasını Amerika kıtasından ayıran okyanustur. okyanusun en derin noktası ise Porto Riko Çukuru’dur

3. Hint Okyanusu

Kuzeyinde Asya, batısında Afrika, doğusunda okyanusya yer alır. asya ve Afrika kıtaları arasında bir geçiş yolu olması nedeniyle önemli bir yeri vardır. Madagaskar, Seyşeller, Maldivler, Sri Lanka ve Endonezya gibi ada ülkeler bu okyanusta yer alır. Hint Okyanusunun en derin noktası ise 7450 m. derinlikle Java Çukurudur.

4. Güney Okyanusu (Antartika Okyanusu)

Antarktika okyanusu olarak da bilinen güney okyanusu dünyada en son tanımlanmış okyanustur.

5. Arktik Okyanusu (Kuzey Buz Denizi)

Kuzey Buz Denizi / Okyanusu olarak da bilinir. buzlarla kaplı bu okyanusun Rusya, Kanada, ABD, Norveç gibi ülkelere kıyısı vardır. diğer saydığımız dört okyanusa göre daha sığ olmakla birlikte (ortalama derinlik 1040 m.) en derin noktası 5450 m.dir.

Soru : Dünyanın en büyük okyanusunun adı nedir ?
Cevap : Büyük okyanustur yani pasifik oyanusu.

Deniz Nedir?


Yeryüzünün büyük oranını kaplayan su kütlesine deniz ismi verilmektedir. Bir diğer tanımı ise okyanusla muhakkak bağlantısı bulunan genellikle tuzlu olan su kütlelerine verilen addır şeklinde yapılabilir. Büyüklükleri ve derinlikleri kimi zaman hayretler uyandıran bu su kütleleri, ayrı bir var oluş sistemidir. Kendi içinde milyonlarca canlı yaşamasını sağlayan denizler, dünyanın %70’ini kaplamaktadır.

Genel manada çoğuna deniz ismi verilse de denizler ve okyanuslar birbirinden ayrıdır. Denizlerin hepsi bir noktada okyanusla ilişkili olduğu için yeryüzünün çoğunu kaplayan bu su birikintilerine deniz adı da verilebilmektedir. Kıtalar arası bağlantıyı sağlayan denizler aynı zamanda dünya ticaretinin de ilerlemesini sağlamaktadır.

Dünya üzerinde okyanusla bağlantısı olmayan deniz yoktur. Eğer bağlantı olmadığı halde deniz ismi verilmişse bunun temel nedeni su birikintisinin çok büyük olmasıdır. Denizler ayrıca sıcak yaz aylarında, serinlememizi sağlayan yegane oluşumlardır. Tuzlu olan deniz suyunun, cilt için de birçok faydası bulunmaktadır.

Bir okyanus ile doğrudan bağı olan ve büyük bir alanı kaplayan su kütlelerine deniz adı verilmektedir. Bir diğer ifadeyle okyanusun kolları denebilir. Denizler çoğunlukla tuzlu olmaktadır. Dünyanın dörtte üçünü kaplayan denizler aynı zamanda ekosistem üzerinde de oldukça etkilidir. Milyonlarca canlı organizmayı bünyesinde bulunduran denizler, tüm su kütleleri arasında %96’lık bir değere sahiptirler.

Bir denizin tuzluluk oranı göz önüne getirildiğinde %3,5 olan tuz değeri, suyun kullanılamaz olmasına yetmektedir. Arıtma sistemlerinin bugün tüm teknolojiyle dahi yeterli olmaması denizlerin kullanılırlığını düşürmektedir. Hava yolları her geçen gün biraz daha gelişse de deniz yolu ihtişamını kaybetmemiş, bugün hala ticaretin büyük bir oranını elinde tutmaktadır.

Deniz Nasıl Oluşur?

Denizler milyonlarda yıl evvel meydana gelmiştir. Yer kabuğu, sıvı kütlesinin altında yer alan granit ve bazalt kayalardan meydana gelen bir oluşumdur. Granit yapılar bazaltlardan çok daha hafif olduğu için yüksekte kalan kısımlar yeryüzünü oluşturmuştur. Ayaklarınızın altında hissettiğiniz ve suyun bulunmadığı bu bölüm granit kayaların birleşimi ile meydana gelmiştir. Daha ağır olan ve suyun altında daha batık durumda görünen bazaltlar ise su altındaki yapılardır.

Birbirinden ağırlık açısından farklı olan bu iki kaya zaman içinde daha da fark oluşturmuştur. Dipte kalan bazalt kayalar üzerine, su kütleleri dolmuş böylece denizler meydana gelmiştir. Bu su kütleleri ise yer kabuğunun soğurken atmosfere su buharı vermesi neticesinde meydana gelmiştir. Aynı şekilde soğuma ayda da vardır ama orada yerçekimi olmadığı için, buhar tabakası belirli bir yerde toplanamamıştır. Jeolojik dönemlerde yeryüzünde biriken tüm buharın yağmur şeklinde boşlukları doldurmasıyla denizler ortaya çıkmıştır.

Denizlerin Özellikleri Nelerdir?

Yeryüzünün çukur kısımlarının su ile dolmuş haline deniz adı verilmektedir. Denizler, belli büyüklüklere sahip olan tuzlu su kütleleridir. En büyük özellikleri göllerden büyük okyanuslardan küçük olmalarıdır. Genellikle tuzlu olan denizler, tuz oranları bakımından farklılık gösterebilirler. Deniz suyunun tuzluluk oranlarını ise; buharlaşma, yağış miktarı, akarsu ve buzul oluşumu gibi faktörler etkilemektedir.

Deniz suyunun içeriğinde tuzdan (%78,3) başka; magnezyum klorür (%9,4), magnezyum sülfat (%6,4), kalsiyum sülfat (%3,9), potasyum klorür (%1,7) ve diğer maddeler bulunmaktadır. Dünyanın en tuzlu denizi Kızıldeniz iken en tuzsuz denizi Baltık Denizi’dir. Büyüklükleri de tuz oranları gibi değişiklik gösteren denizler oluşum sürelerine ve yapılarına göre farklı boyutlara sahiptirler. Dünyanın en büyük denizi Akdeniz (2.5 milyon km²) iken en küçük denizi Marmara Denizi’dir (11,500 km²).

Denizler Kaça Ayrılır?

Denizler temel olarak 3 ayrı türe ayrılmaktadır. İlk tür kenar denizlerdir. Kenar denizler; anakaranın hemen yanında yer alan denizlerdir. Okyanuslara çoğunlukla bağlantılıdırlar. Bağlantılı olmayanlar ise büyüklükleri nedeniyle kenar denizi adını alırlar. Ara denizler ise okyanusa dar bir su yolu ile bağlı olan denizlerdir. Daha çok çevresi kıtalarla çevrili olan ara denizler, boğazlar aracılığıyla okyanuslara bağlanırlar. Bir diğer deniz türü ise iç denizlerdir. Bir ara denize yahut direkt okyanusa bağlı olan iç denizler, karaların tamamen içinde yer alırlar.

Deniz Suyu Neden Tuzludur?

Denizlerin tuzlu olmasının temel nedeni meydana gelmesini sağlayan kayaçlardır. Yağmur suyu zaman içinde kayaçlarda bazı aşınmalara sebep olur. Bu aşınma sonucunda meydana gelen maddeye iyon adı verilir. İyonlar, akarsular ve nehirler aracılığıyla denizlere ulaşmaktadır. Denizlere ulaşan iyonlar tüm deniz bünyesinde tuz oluşumuna neden olur. İyonların büyük kısmını deniz canlıları kullanırken kalan kısım da denizin tuz oranını dengelemektedir. Tuzun bir diğer sebebi de denizlerin altında bulunan magmadır. Volkanlar ve magma, sıcak kayaçlarla etkileşime girerek su kütlesinin tuzlu olmasını sağlamaktadır.

Deniz ve Okyanus Arasındaki Farklar Nelerdir?

Denizler ve okyanuslar kıyaslandığında dikkat çeken ilk madde, denizlerin okyanuslardan daha küçük olduğudur. Daha küçük aynı zamanda daha sığ olan denizlerin derinlikleri de bir o kadar azdır. Okyanuslarla denizlerin derinlikleri göz önüne getirildiğinde okyanusların çok daha derin olduğu bilinmektedir. Denizlerin kıta sahanlığı ile okyanusların kıta sahanlığı karşılaştırıldığında ise denizlerin kıta sahanlığı açısından çok daha geniş olduğu bilinmektedir.

Deniz ve okyanuslar arasındaki bir diğer fark ise denizlerde meydana gelen hareketlenmelerin çok daha küçük olduğudur. Denizlerde ortaya çıkan dalgalanmalardan depremlere kadar her hareket okyanusların çok daha küçük versiyonudur. Örneğin tsunami gibi büyük doğa olayları okyanuslarda meydana gelmektedir. Denizlerin sıcaklığı okyanuslardan daha fazladır. Dalga yüksekliği okyanuslarda daha büyük olmaktadır.

Deniz ve Göl Arasındaki Farklar Nelerdir?

Denizler ile göller kıyaslandığında göllerin denizlerden çok daha küçük olduğu bilinmektedir. Deniz boyutuna yakın olan göller ise okyanusa bağlanmadıkları için deniz olarak sınıflandırılmamaktadır. Denizlerin tuzlu sudan oluşmaları göllerin ise birçoğunun tatlı ya da sodalı olmaları aralarındaki bir diğer farktır. Buna paralel olarak göllerde genellikle tatlı su canlıları yaşamaktadır. Denizler ve göllerin kaldırma kuvvetleri göz önüne alındığında tuzlu suların kaldırma kuvvetinin çok daha fazla olduğu bilinmektedir.

Dünya Üzerindeki Denizler

Dünyanın en büyük okyanusu Pasifik Okyanus veya diğer adıyla Büyük Okyanus’tur. Atlantik, Arktik ve Hint Okyanusu da dünya üzerinde yer alan diğer okyanuslardır. Bu okyanusların dalları konumunda olan irili ufaklı birçok deniz vardır. Türkiye’nin denizleri ise; Karadeniz, Akdeniz, Marmara ve Ege olmak üzere dört tanedir. Dünya üzerindeki belli başlı denizler bağlı oldukları okyanuslara göre şu şekilde listelenebilir:

Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu)

Büyük Okyanus’ta yer alan denizler; Şili Denizi, Alaska Körfezi, Bering Denizi, Arafura Denizi, Banda Denizi, Bohol Denizi, Cortez Denizi, Japon Denizi, Ceram Denizi, Cava Denizi, Celebes Denizi, Doğu Çin Denizi, Sulu Deniz, Filipin Denizi, Flores Denizi, Coral Denizi, Güney Çin Denizi, Timor Denizi, Sarı Deniz, Maluku Denizi ve Tayland Denizi.
Hint Okyanusu

Hint Okyanusu’nda yer alan en önemli denizler; Kızıldeniz, Timor Denizi, Aden Körfezi, Barsa Körfezi, Umman Denizi, Umman Körfezi, Andaman Denizi ve Bengal Denizi’dir.
Atlantik (Atlas) Okyanusu

Atlantik Okyanusu’nda bağlantısı olan denizlerden bazıları; Karayip Denizi, Kuzey Denizi, Baltık Deniz, Fundy Körfezi, İrlanda Denizi, Akdeniz, Adriyatik Denizi, Ege Denizi, Trakya Denizi, Girit Denizi, Karadeniz, Marmara Denizi, Alboran Denizi, Katalan Denizi, Girne Körfezi, Azak Denizi, Finlandiya Körfezi, Baffin Körfezi, Kelt Denizi, Meksika Körfezi ve Sargasso Denizi’dir.
Arktik Okyanus

Arktik Okyanusu’nda yer alan bazı denizler; Grönland Denizi, Beyazdeniz, Çukçi (Chukchi) Denizi, Hudson Körfezi, Doğu Sibirya Denizi, Amundsen Denizi, Barents Denizi, Kara Denizi, Norveç Denizi, Laptev Denizi ve Lincoln Denizi’dir.

Dağ Nedir?

Dağ, çevresindeki karasal alanlardan daha yüksek olan kara kütlelerine verilen addır. “Dağlık” sıfatı, dağlarla ilişkili ve kaplı alanları tanımlamak için kullanılır.

Dünya’da birçok dağ olup bunların ortaya çıkış nedeni farklıdır. Bazı dağlar yeryüzünün sıkışmasıyla oluşurken bazı dağlar lavların yeryüzüne çıkıp donmasıyla oluşur. Yanardağların lavlarının kaynağı, magma denen çok sıcak kütledir.

Asya’nın %54’ü, Kuzey Amerika’nın %36’sı, Avrupa’nın %25’i, Güney Amerika’nın %22’si, Avustralya’nın %17’si ve Afrika’nın %’3’ü dağlarla kaplıdır. Dünya’nın karasal kütlesinin %24’ü bütünüyle dağlıktır. İnsanların %10’u dağlık bölgelerde yaşar. Dünya’nın nehirlerinin çoğu dağlık kaynaklarca beslenir ve insanlığın yarısından fazlası su için dağlara bağımlıdır.

Tüm dağlar yalnızca Dünya’da değildir. Diğer gezegenlerde de dağlar vardır. Bunlara örnek olarak Venüs’te Gila Dağı (3 km) ve Türkiye’nin yarısına yakın bir alan kaplayan, Güneş Sisteminin en yüksek dağı Mars’taki Olympus Mons (25 km) örnek verilebilir. Bunların dışıda Ay’da 8 km ve yine Mars’ta 18 km yüksekliğindeki dağlar verilebilir fakat bu dağların yükseliklerinin ölçümü gezegenin yüzeyinden itibaren yapılmaktadır ve Mars’taki dağlar sönmüş birer volkandır. Dünya’nın en yüksek dağları olan Himalaya Dağları’ndaki en yüksek tepe Everest Tepesi ise 8.850 metre yüksekliktedir.

Bazı kaynaklar dağı, göze çarpan sivri bir tepesi olan, belirli bir yüksekliğin üzerindeki topoğrafik çıkıntılar olarak tanımlarlar; örneğin Britannica Öğrenci Ansiklopedisine göre, dağlar; “genellikle 610 metre (2.000 ft) üzerinde yükselir”. Diğer taraftan, Britannica Ansiklopedisi, yüksekliğe sınır koymadan, kavramı sadece “jeolojik açıdan standartize edilemeyen terim” olarak ifade eder.

Dağın herhangi bir yanına yamaç denir.

Birleşik Krallık’ta

Birleşik Krallık’ta çevre bakanlığı, dağı 600 metrenin üzerinde olan bütün karalar olarak tanımlar. Bu ölçüm yaklaşık olarak 2.000 ft (610 m) karşılık gelir.[6] İskoçya 2003 yasaları, bu tanımdaki gibi görülmez ve dağ tanımı daha öznel şekilde; 914,4 metre (3.000 ft) üzerindeki tepeler için kullanarak, onları “Munro”lar olarak sıralar. Birleşik Krallık’ta, tepe tanımı, yüksekliğine bakmayarak yaygın şekilde bütün tepeler ve dağlar için kullanılır.

Birleşik Devletler’de

Birleşik Devletler’de Coğrafik İsimler heyeti, 304,7 metre (1.000 ft) altı (bazıları 100 ft (30 m) kadar küçüktür) özellikteki yüzlerce kara alanını “dağ” adı altında listeler. Bu Birleşik Devletler’in her yerinde, hatta Cascade Sıradağları olarak bilinen alçak yüksekliklerin baskın olduğu batı kıyıları için de geçerlidir. Ancak heyet henüz, dağları, tepeleri ve diğer yükseklikleri ayırmaya kalkışmamıştır ve hepsini, nasıl isimlendirildiğine veya yüksekliğine bakmayarak basitçe “tepe” (summit) olarak sınıflandırır. Bununla beraber heyet, Tom Sıradağları (en yüksek tepesi 366 m) gibi alçak dağ sıralarını “sıradağ” olarak listeleyip sınıflandırır.

Yükseklik

K2, 8.611 metre, Karakurum Sıradağları, Pakistan.

Bir dağın yüksekliği onun deniz seviyesinden yüksekliğine göre belirlenir. And Dağları ortalama 4 km iken Himalayalar, deniz seviyesinden ortalama 5 km yukarıdadır. En yüksek dağ, Himalayalarda bulunan 8.848 metre yüksekliğiyle Everest Tepesidir.

Yüksekliğin diğer tanımları da olabilir. Dünya’nın merkezinden en uzakta bulunan zirve Ekvator’daki Chimborazo volkanıdır. Deniz seviyesinden 6.267 metre yükseklikle Andlar’daki bu zirve “en yüksek” olarak nitenlendirilmemektedir çünkü Chimborazo, Ekvatora’a çok yakındır ve Dünya ekvatorda şişkinleşir; Chimborazo 2.150 metre, Dünya’nın merkezine Everest’den daha uzaktır. Tabanından en yükseğe çıkan zirve Hawaii’deki Mauna Kea’dır, zirve tabanının bulunduğu Pasifik Okyanusu’ndan 10.200 metre yüksekte bulunur.

Bugün Everest Dünya”daki en yüksek dağ olsa da, geçmişte daha yüksek dağlar bulunmuştur. Prekambriyan zamanı boyunca, şu an kıvrılarak küçülmüş olan Kanada Shield 12.000 metre ile en yüksek dağlardan biri olmuştur. Bu dağ, Himalaya ve Rocky Dağları gibi tektonik tabakaların çarpışması sonucu yükselmiştir.

Mars’ta bulunan eski bir volkan olan Olympus Dağı 26 kilometre (Fraknoi et al., 2004) yükseklikle, Güneş Sistemi’ndeki bilinen en yüksek dağdır.

Volkanların Güneş Sistemi’mizdeki diğer gezegenlerde de püskürdükleri bilinmektedir ve bunlar yaşamlarımız boyunca (örneğin Venüs’te) sürekli püskürmektedir, bu dağların bazıları lav yerine buz püskürür. Birkaç yıl önce Hale teleskobu, Güneş Sistemi’mizdeki bir uyduda bulunan bir volkanın püskürmesini ilk kez kayıt etmiştir.

Dağlar iki şekilde oluşur:

    Kırıklı dağlar: Jeosenklinallerse biriken tortular kıvrılamayacak kadar sert ise bu dağlar kırıklı dağlar olarak meydana gelir. Bu dağların yükselen kıssımlarına Horst alçalan kısımlarına Graben denir. Bu kırıklı dağlar fay hattını oluşturur.

Dünya’nın en uzun fay hattı Doğu Afrika’da bulunan Victoria Gölü’nden başlayıp Van Gölü’nün kuzeyinde sona erer.

    Kıvrım dağlar: Yer kabuğundaki çok geniş çukurluklara denir. Bu çukurluklar akarsular, rüzgarlar, buzulların etkisiyle biriken tortular, kıtaların kaymasıyla yan basınçlara uğrarsa yumuşak olan tabakalar kıvrılarak yükselir ve dağlar oluşur. Bu dağların yükselen kısımalarına antiklinal, çukurda kalan kısımlarına senklinal denir.

Yüksek dağlar ve Dünya’nın kutuplarına yakın olarak bulunan dağlar, atmosferin daha soğuk tabakalarıyla birlikte bulunurlar. Bu nedenle sıkça don etkisiyle oluşan buzlanmaya ve erozyona maruz kalırlar.
Yunanistan’daki Olympus Dağı.

Yeterince uzun dağlar tabanlarından tepelerine kadar çok farklı iklimsel şartlara sahip olurlar ve farklı yüksekliklerde farklı yaşam alanları barındırırlar. Bu zonlarda bulunan fauna ve flora yukarıdaki ve aşağıdaki şartlardan izole olmaya, bu zonlardan üyeler almamaya meyillidir. Bu izole olmuş ekolojik sistemler gökyüzü adası ve/veya mikroklima olarak bilinir.

Ağaç ormanları, dağın bir yanında bulunan, ağaçlarla nemlenen, eşsiz ekosistem ormanlardır. Çok uzun dağlar buz ya da karla örtülü olabilirler.

Dağlar aşağılardan daha soğuktur, çünkü Güneş Dünya’yı yerden yukarıya doğru ısıtır. Ayrıca yüksek kesimlerde hava seyrek olduğu için yeterli ısı tutamaz. Güneş’in radyasyonu atmosferden geçerek yere iner ve yerküre ısıyı emer.

Daha düşük rakımdaki hava, genellikle daha ılıktır. Dağda yükselen hava, zor ılınır ve sonuç olarak soğur. Hava sıcaklığı normalde, her 300 metre yükseklikte 1 ila 2 C derece düşer.

Dağlar genellikle insan yaşam alanı olarak düzlüklere göre daha az tercih edilir, buralarda hava daha serttir ve tarım alanları daha az bulunur. Çok büyük yüksekliklerde havada daha az oksijen bulunur ve Güneş radyasyonu UV’ye karşı daha az koruma sağlanır.

Hipoksiya’nın (kanda az oksijen bulunması) neden olduğu Akut Dağ Hastalığı, daha alçak kesimlerde yaşayıp, 3.500 metreden daha yukarılarda birkaç saatini geçirmiş insanların yarısını etkiler.

Dünya’ya dağılan dağların ve dağlık dizilerin bir kısmı kendi doğal hallerinde ve ağaç kesimi, madencilik, otlatma için kullanılabildiği gibi az kısmı hepsi için, bazıları ise eğlence (rekreasyon) için kullanılmaktadırlar.

Bazı dağlar sadece ağaçlıkken, bazılarının zirveleri görülmeye değer muhteşem manzaralara sahiptir. Dağdan dağa geçiş yapılıp zirvelere erişilebilir; yükseklik, diklik, düzlük, arazi yapısı, hava ve yol koşulları bu geçişleri etkileyen faktörler olduğu gibi, teleferikler gibi daha kolay ulaşım için yapılmış araçlar da dağlarda bulunabilir.

Dağcılık, hiking, kaya tırmanışı, buz tırmanışı, tepeden aşağı kayma ve kar sörfü gibi eğlence aktiviteleri dağları eğlenceli hale getiren uğraşlardır. Tepeden aşağı kayma gibi akitivitelerde dağlar özellikle düzlükse eğlenceyi arttırıır. Bununla beraber bu tür uğraşlar her zaman için risk taşımaktadır.
Dağ çeşitleri
Brezilya’daki dağlar

Dağlar birkaç yolla karakterize edilebilir. Dağların bazıları volkanlardır ve püskürme tarihi ve lav tipiyle karakterize edililebilirler. Diğer dağlar buzlanma süreciyle şekillenddirilmiş olabilir ve buzlanma özellikleriyle tarif edebilirler. Bununla beraber, fayları ve Dünya kabuğundaki katlanmalarıyla ya da tektonik katmanların kıtasal çarpışmalarıyla da (örneğin Himalayalar) örneklendirilebilirler.

Karaların baştan başa şekil ve yerleşimi de dağları ve dağlık yapıları ayrıca tanımlar. Sonuçta bazı dağlar bileşenlerini oluşturan kayaların tipine göre karakterize edilebilirler. Dağları genel olarak şu iki gruba ayırabiliriz:

    Tektonik dağlar
    Volkanik dağlar

Ya da dağlar şu şekilde de gruplandırılabilir:

    Tek dağlar
    Sıra dağlar

Dağlar, genellikle litosferik tabakaların hareketleriyle, orojenik ya da epirojenik hareketlerden biriyle oluşurlar. Sıkıştırıcı güçler, izostatik yükselti ve volkanik kayaçların araya girmesi, çevredeki kaya yüzeylerinden daha yüksekte olacak şekilde yukarı doğru sıkıştırır. Yükselmenin özelliğine göre tepe, dağ ya da başka bir yüksel
ti oluşur.

Tepe Nedir?

Tepe bir yeryüzü şeklidir. Zirvesi vardır ve tek başına ya da birkaç küçük yükselti ile bir arada bulunabilir. Yüksekliği 0–500 m arasında değişen doğal coğrafi oluşumlardır.

Bilinenn Meşhur Tepe isimlerine Örnekler:

istanbulun Yedi Tepesi
Medinede Okcular Tepesi
Göbekli Tepe


Tepe kelimesinin anlamı

– Bir şeyin en üstteki bölümü
– Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası
– Birinin yanı başı, baş ucu
– Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü
– Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi
– Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri
– İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası
– Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri

TEPE KELİMESİ CÜMLE İÇERİSİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ

– Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz.
– Ekşisu’da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi.
– Tepemde durup canımı sıktı.
– Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor.
– Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti.

TEPE KELİMESİ KULLANILAN ATASÖZÜ VE DEYİMLER

– tepeden bakmak
– tepesi atmak
– tepesinde bitmek
– tepesinde değirmen çevirmek
– tepesinde havan dövmek
– tepesinden kaynar sular dökülmek
– tepesine binmek (veya çıkmak)
– tepesine dikilmek
– tepesinin tası atmak
– tepesi üstü

TEPE KELİMESİNİ İÇEREN BİRLEŞİK KELİMELER

tepe açısı, tepe aşağı, tepebaşı, Tepebaşı, tepe camı, tepegöz, tepegözler, tepe lambası, tepetakla, tepe tomurcuğu, tepeüstü, tepe üstü, tepeden ayağa, tepeden inme, tepeden tırnağa, ada tepe, dere tepe, tanık tepe, dalga tepesi, hacet tepesi

Göl Nedir?

Göl, karalar üzerindeki çanakları doldurmuş tatlı veya tuzlu su kütlesidir. Göller, kapalı havzaları dolduran geniş, durgun su kütlesi olarak da tanımlanır. Gölsel ortamlar, oldukça belirgin çökel türü ve çökel yapılarına sahiptirler.

Göller, yer altı ve yer üstü sularıyla beslenir ve acı, tatlı, sodalı ve tuzlu olabilir. Bu farklılığın nedenleri, iklim koşulları, beslenme kaynakları, gölün bulunduğu arazinin yapısı, gölün büyüklüğü, derinliği ve gideğeninin (göl ayağı) olup olmamasıdır.

Beslenme kaynağı güçlü olan göller fazla sularını bir gideğen yardımıyla denizlere boşaltır. Sularını dışarıya bir gideğen yardımıyla boşaltan göllerin suyu tatlı, sularını dışarıya boşaltamayan göllerin suyu ise acı veya tuzludur. Göller ve nehirler tatlı su ekosistemine girer.

Doğal göller

İç ve dış kuvvetlerin etkisiyle oluşan çukurluklarda su birikmesiyle oluşan göllerdir.

Karalar üzerindeki çukur alanlarda birikmiş durgun su kütlelerine göl denir. Göller, yeryüzündeki tatlı
suların %87’sini oluştururken göllerin karalar üzerinde kapladığı alan %2’dir.
Göller, yer altı ve yer üstü sularıyla beslenir. Göllerin suları acı, tatlı, sodalı ve tuzlu olabilmektedir. Bu
farklılığın nedenleri; iklim koşulları, beslenme kaynakları, gölün bulunduğu arazinin yapısı, gölün büyüklüğü,
derinliği ve gideğeninin (göl ayağı) olup olmamasıdır.
Beslenme kaynağı güçlü olan göller, fazla sularını bir gideğen yardımıyla denizlere boşaltır. Sularını bir
gideğen yardımıyla dışarıya boşaltan göllerin suyu tatlı, sularını dışarı boşaltamayan göllerin suyu ise acı
veya tuzludur.
Yeryüzündeki göllerin en büyüğü Hazar Gölü’dür. Türkiye yüz ölçümünün yaklaşık yarısı kadar alan kaplayan
bu gölün yüzeyi deniz seviyesinin altındadır ve suyunun tuzluluk oranı fazladır. Buna karşılık dağların üst
kısımlarında yer alan, büyük ölçekli haritalarda bile görülmeyecek kadar küçük göller de bulunmaktadır.
Göller, derinlikleri yönünden de farklılıklar gösterir. Derinliği 1740 metre olan göller (Baykal Gölü)
bulunduğu gibi derinliği cm’lerle ifade edilen göller de bulunmaktadır. Bazı göller ise kurak dönemlerde
tamamen kurumaktadır.
Göllerin tuzluluk değerleri arasında da önemli farklılıklar vardır. Buharlaşmanın çok olması, göle tuzluluk
oranı fazla olan suların katılması, yağışın az olması ve göl çanağının kolay çözünen kayaçlardan meydana
gelmesi göldeki tuzluluk oranını artırmaktadır. Bu nedenle bazı göllerin tuzluluk oranı çok fazladır. Örneğin
kapalı bir havzada yer alan Lut Gölü’nün tuz oranı yüksektir. Buna karşılık buharlaşmanın az, yağışın fazla
olması, gölden çıkan bir akarsuyun (gideğen) bulunması göldeki tuzluluk oranının az olmasına neden
olmaktadır. Dışarıya akıntısı olan superior (Superiyor) gibi Kuzey Amerika’daki göllerin tuz oranı azdır.
Göller oluşumlarına göre doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılır.

Oluşumlarına Göre Göl Çeşitleri

1- Doğal Göller
Yeryüzünde iç ve dış kuvvetlerin etkisiyle meydana gelen çukurluklarda biriken su kütlelerine doğal göller
denir. Doğal göller oluşumlarına göre çeşitli gruplara ayrılır.

a. Tektonik Göller: Yer kabuğu hareketleri sonucunda
çöken alanlardaki çukurlarda biriken su kütlelerinin
oluşturduğu göllerdir. Dünya’da başlıca tektonik
göller; Aral, Hazar, Baykal, Tanganika, Niyasa, Malavi,
Lut gölleri ve Afrika kıtasının doğusundaki bazı
göllerdir.

b. Buzul Gölleri: Buzul aşındırması sonucu oluşan
çukurluklarda biriken suların meydana getirdiği
göllerdir. Bu tür göller, yüksek yerlerde ve yüksek
enlemlerde bulunur. Bu göllere sirk gölü adı da verilir.
Kanada, Finlandiya, Norveç, İsveç, Danimarka, Rusya
Federasyonu ve Arjantin gibi ülkelerde buzul
aşındırması sonucu oluşmuş çok sayıda göl
bulunmaktadır.

c. Karstik Göller: Kolay eriyebilen kayaçların (kireç
taşı, alçı taşı ve kaya tuzu gibi) bulunduğu arazilerde,
suların polye ve obruk gibi karstik çukurlar içinde
birikmesiyle meydana gelen göllerdir. Dünyada
Arnavutluk, Karadağ, Hırvatistan, Çin ve Türkiye’deki
karstik arazilerde karstik göl oluşumları vardır.

d. Volkanik Göller: Volkanik faaliyetlerle oluşmuş
çanaklarda, suların birikmesi ile oluşmuş göllerdir.
Göl, yanardağın zirvesindeki baca ağzında oluşmuşsa
krater; volkanik patlama sonucu oluşan geniş
çukurlarda ise kaldera; volkanik arazilerde gaz
patlaması sonucu açılan çanaklarda oluşmuş ise
maar gölü ismini alır. Dünyada Endonezya, Yeni
Zelanda, ABD, İtalya, Japonya ve Türkiye gibi
volkanizmanın yaşandığı ülkelerde bu tür göller
bulunmaktadır.

e. Doğal Set Gölleri: Vadi, tektonik çukurluk veya koy
gibi yer şekillerinin önünün herhangi bir malzemeyle
kapanması sonucu meydana gelen göllerdir.
Oluşumlarına göre beşe ayrılır.
– Volkanik Set Gölleri: Volkanik faaliyet sırasında çıkan
lavların bir vadinin önünü kapatması sonucu meydana
gelen göllerdir.
– Heyelan Set Gölleri: Heyelan sırasında sürüklenen
malzemenin bir vadinin önünü kapatması sonucu
meydana gelen göllerdir.
– Alüvyal Set Gölleri: Akarsu önlerinin alüvyal
malzemeyle kapatılması sonucunda meydana gelen


göllerdir. Genellikle küçük ve sığ göllerdir.
– Kıyı Set Gölleri: Alçak kıyılarda dalga ve akıntıların etkisiyle meydana gelen kıyı kordonlarının bir koy veya
körfezin önünü kapatması sonucu oluşan göllerdir. Bunlara “lagün” veya “deniz kulağı” adı da verilir.
– Moren Set Gölleri: Buzullardan çıkan suların önünün moren setleri ile kapatılması sonucu oluşan
göllerdir. Kuzeybatı Avrupa’da yaygın olarak görülür.

f. Karma Oluşumlu Göller: Oluşumunda birden fazla faktörün etkili olduğu göllerdir. Makedonya’daki Ohri
Gölü hem tektonik hem karstik yapılı bir göldür. Van Gölü’nün oluşumunda tektonik hareketler ve
volkanizma etkili olmuştur.

2- Yapay Set Gölleri
İnsanların elektrik enerjisi elde etmek, sulama ve içme suyu sağlamak amacıyla akarsuların önünü bir setle
kapatmaları sonucu oluşan göllerdir. Bu göllere baraj gölleri denir. Ülkemizdeki Atatürk Barajı gibi.

Dünyadaki En Büyük 10 Göl

Büyük Esir Gölü
Alan: 27.200 km²
Genişlik: 109 km
Uzunluk: 480 km
Azami Derinlik: 614 m

Dünyanın en büyük 10. Gölü olan Büyük Esir Gölü 614 metre derinliğiyle Kuzey Amerika’nın en derin gölüdür ve Kanada’nın Kuzeybatısındaki 2. en büyük göldür. Göl, 480 km uzunluğunda, 614 m derinliğinde ve 27.200 km² alanı kaplamaktadır. Büyük Esir Gölünün yüzeyi, yılın büyük bir bölümünde donmuş durumdadır.

Malawi Gölü
Alan: 29.600 km²
Genişlik: 75 km
Uzunluk: 580 km
Azami Derinlik: 706 m

Mozambik’teki Lago Niassa ve Tanzanya’daki Nyasa Gölü olarak da bilinen Malavi Gölü, listemize eklediğimiz çok etkileyici bir Afrika gölüdür. Kapladığı 29.600 km² alan ile dünyanın en büyük 9. gölü olan Göl, Afrika Kıtası’ndaki 3. en büyük göl ve 2. en derin göldür. En derin noktası 706 m’ye kadar ulaşan Malawi Gölü, 580 km’lik bir uzunluğa ve 292 m’lik bir ortalama derinliğe sahiptir. Tektonik tabakaların ayrılması nedeniyle deniz seviyesinden yaklaşık 500 metre yükseklikte oluşmuş meromik bir göldür.

Büyük Ayı Gölü
Alan: 31.153 km²
Genişlik: 40-176 km
Uzunluk: 320 km
Azami Derinlik: 446 m

Kanada’nın Kuzeybatı Bölgeleri’ndeki Kuzey Kutup Dairesi’nin 200 km güneyinde yer alan Büyük Ayı Gölü, Kuzey Amerika’nın dördüncü en büyük gölüdür. 320 km uzunluğunda ve 175 km genişliğindedir. Bu buzul gölünün en derin noktası 446 m, ortalama derinliği 71.7 m’dir. Gölün içerisinde, içinde 759,3 km²’lik bir alanı kapsayan 26 ada bulunmaktadır. Gölün yüzey alanı deniz seviyesinin 186 m yüksekliğindedir ve yukarıda gösterilen donmuş yüzeyde sergilendiği gibi kış aylarında dayanılmaz derecede soğuk sıcaklık düşüşleri ile bilinmektedir.


Baykal Gölü
Alan: 31.722 km²
Genişlik: 80 km
Uzunluk: 636 km
Azami Derinlik:1.642 m

Kuzey Yarıküre’de yer alan başka bir göl olan Baykal Gölü, Rusya’nın güneyindeki Sibirya bölgesindeki Moğol sınırının kuzeyinde, Rusya devletleri arasında bulunan bir rift gölüdür (tektonik bir çatlak bölgesindeki hareketler nedeniyle oluşan göller). Baykal Gölü, dünyanın en büyük buzsuz tatlısu gölüdür ve dünyanın toplam taze suyunun yaklaşık %20’sini oluşturur. Aynı zamanda dünyanın en berrak göllerinden biri olarak kabul edilmektedir. Kapladığı 31.722 km²’lik alanla dünyanın en büyük 7. gölü olmakla birlikte, aynı zamanda hacim olarak dünyanın en büyük gölü ve dünyanın en derin gölüdür. Gezegenimizdeki en eski göllerden biridir, yaşının en az 25 milyon olduğu düşünülmektedir. Bu gölün ortalama derinliği 744.4 m, En derin noktası 1642 metredir.

Tanganika Gölü
Alan: 32.900 km²
Genişlik: 72 km
Uzunluk: 673 km
Azami Derinlik: 1.470 m
Tanganika Gölü, listemizi eklenen Afrika Gölleri’nden bir diğeridir. Tanganika Gölü, dünyanın en uzun tatlısu gölü ve yüzey alanı içerisinde en büyük olanı olan Ruzizi, Kalamboo ve Malagarai Nehirlerinden gelen akifer ile Afrika’nın yüksek bölgelerinin ortasında yer almaktadır. Tahminlere göre, hacim olarak dünyadaki 2. en derin ve en büyük tatlısu gölüdür. Burundi, Tanzanya, Zambiya’ya uzanan bir havza ile, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Tanganika Gölü toplam 32.900 km² yüzey alanına sahip dünyanın en büyük 6. gölü ve ortalama derinliği 570 m olup en derin noktası yüzey seviyesinin 1470 m aşağıda bulunmaktadır. Birçok büyük göl gibi, Tanganika Gölü, tektonik hareketlerden ötürü oluşmuştur ve en uzununda 677 km’lik bir mesafeye ve en genişinde 50 km’lik bir genişliğe sahiptir. Baykal Gölü’nden sonra 2. en derin göl olduğu bilinmektedir ve deniz seviyesinden 642 m aşağıda oluşmuştur.


Michigan Gölü
Alan: 58.000 km²
Genişlik: 190 km
Uzunluk: 494 km
Azami Derinlik: 281 m

Michigan Gölü Kuzey Amerika’da bulunan Büyük Göller arasındadır, ancak diğerlerinden farklı olarak bu göl tamamen Amerika Birleşik Devletleri sınırları içindedir. Aslında, tamamen tek bir ülkede bulunan göller arasında en büyük olanıdır. Büyük Göller Arasında kapladığı 58.000 km² alan ile yüzey alanına göre 3. sırada ve hacim olarak 4.918 kübik km su ile 2. sıradadır. 494 km uzunluğunda ve 190 km genişliğindedir ve 2.575 km’lik kıyı şeridine sahiptir. Michigan Gölü havzası, doğudaki Huron Gölü havzasına yapışıktır. Ortalama derinliği 85 m olan göl, en derin noktası olan 281 m’dir. Kuzey Amerika’daki diğer göller gibi, Michigan Gölü de buzul hareketleri ile oluşmuş ve insan yapımı su kanalları ve kanallar vasıtasıyla okyanusa bağlanmıştır.


Huron Gölü
Alan: 59.600 km²
Genişlik: 295 km
Uzunluk: 332 km
Azami Derinlik: 229 m

ABD’de batıda, kuzey-doğu’da Kanada’da sınırlanmış olan Huron Gölü, Kuzey Amerika’nın Büyük Göller’inden bir diğeridir. Huron Gölü, kapladığı 59.600 km² alanla dünyanın 3. en büyük tatlı su gölüdür. Göl 331 km uzunluğunda ve 295 km genişliğindedir. Gölün en derin noktası 229 m, ortalama derinliği 59 m’dir. Diğer Büyük Göller gibi, Huron Gölü, buzulların hareketi nedeniyle oluşmuştur.

Victoria Gölü
Alan: 58.000 km²
Genişlik: 190 km
Uzunluk: 337 km
Azami Derinlik: 83 m

Victoria Gölü, büyük Afrika Göllerinden biridir ve Kagera Nehri’nden gelen akışlarla beslenir. Göl havzası Afrika’nın geniş bir bölümünü kaplamaktadır. Bu göl nispeten sığ, ortalama derinliği 40 m, maksimum derinliği 84 m’dir. Victoria Gölü, Kenya, Uganda ve Tanzanya ile sınırlanmıştır ve bünyesinde 84 ada vardır.

Superior Gölü
Alan: 82.103 km²
Genişlik: 257 km
Uzunluk: 563 km
Azami Derinlik: 406 m

Superior Gölü, kapladığı alana göre dünyanın en büyük tatlısu gölü, hacmiyle 3. en büyük göl ve dünya genelinde her alanda 2. en büyük göldür. Kuzey Amerika’daki Büyük Göller arasında da en büyük göldür ve toplam yüzey alanı 82.103 km²’dir. Superior Gölü yaklaşık 563 km uzunluğunda, 257 km genişliğinde ve maksimum 406 m derinliğe ulaşmaktadır. Mary Nehri ve Soo Kilitleri yoluyla, Superior Gölü’nden su dışarı doğru Huron Gölü’ne akar. Diğer büyük göller gibi burası da buzul hareketlerinden dolayı oluşmuştur.

Hazar Gölü
Alan: 371.000 km²
Genişlik: 435 km
Uzunluk: 1.030 km
Azami Derinlik: 1.025 m

Hazar Denizi hem denizler hem göller için ortak özelliklere sahiptir ve tatlısu gölü olmasa da dünyanın en büyük gölü olarak listelenmiştir. Bununla birlikte, aynı zamanda dünyanın 3. en derin gölüdür. Gölün en derin kısmı 1.025 m ve göl 211 m ortalama derinliğe, en uzun mesafede de 1199 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Hazar Denizi, bu listedeki tamamen kıtasal kabuğun üzerinde olan tek Okyanus Gölü olmasıyla benzersizdir. Hazar Denizi’nde bir Okyanus Havzası vardır. Volga, Ural, Terek ve Kura Nehirleri Hazar Denizi’ni besleyen önemli bir kaynaklardır.


Irmak (Nehir) Nedir ?

Nehir nedir? Türkiye ve Dünyadaki En uzun Nehirler

Deniz ve göl gibi su kütlelerine dökülen büyük akarsulara ırmak denir. Irmak, suları eğimli bir yatak içinde akar. Irmaklar dağ ve tepe gibi yüksek alanlardan doğar. Yamaçlardan inen yağmur ve erimiş kar suları küçük akıntılar oluşturur.

Bunların bir araya gelmesiyle çay ve dere gibi küçük akarsular ortaya çıkar. Küçük akarsular da birleşir ve çoğalan sularıyla geniş bir yatak oyarak ırmak biçimini alır. Kar ve yağmur suları kesilirse ırmaklar da kurur. Irmakların doğduğu yere kaynak, denize döküldüğü yere ağız denir. Büyük ırmaklara katılan görece küçük ırmaklar genellikle kol diye adlandırılır . Irmaklar, akarken yatakları aşındırır ve yataklarındaki verimli toprakları sürükler. Bu topraklar ırmağın, ağzında ya da taşan bir ırmağın kıyılarında birikir. Böylece verimli tarım arazisi oluşur.

Nehir ya da ırmak, genellikle denizlere, göllere ya da bir başka büyük akarsuya dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su miktarı bakımından büyük akarsulara verilen genel isimdir. Bazı durumlarda ise bir başka suya ulaşmadan yer altında kaybolduğu ya da tamamen kuruduğu da görülmektedir. Büyük akarsular nehir ya da ırmak olarak adlandırılırken daha küçükleri ise çay ve dere olarak adlandırılırlar.

Nehir, su döngüsünün önemli bir öğesidir. Nehirlerdeki suyun temel kaynağı yağışlardır. Yağmur ya da kar yağışı ile yer yüzüne inen su yüzey akıntıları, yer altı suları biçiminde nehirleri beslerken buzullar gibi doğal kaynakların erimesiyle oluşan suları da bu kaynaklara ekleyebiliriz. Nehirlerin doğduğu yere kaynak, denize döküldüğü yere ağız denir. Büyük ırmaklara katılan görece küçük ırmaklar genellikle kol diye adlandırılır.

Bir çay ile nehir arasındaki fark:

Çay dereden büyük ama ırmaktan küçük akarsu olarak tanımlansa da bu büyüklük kavramı görecelik göstermektedir. Bazen bu ayrım akarsunun üzerinde yapılan aktivitilere (taşımacılık, suyun ekonomik değeri, çevresel faktörler) göre belirlenebilir.

Nehirlerdeki sukayıpları nehir yatağından veya derindeki akiferden meydana gelen su sısıntıları ve kısmen de buharlaşma neticesinde olur. Nehirlerdeki toplam su miktarı dünyadaki toplam su miktarının sadece küçük bir parçasını oluşturmaktadır;

Nehirler, kaynaklarından başlamak üzere yer çekiminin etkisiyle yokuş aşağı yönde akarak bu akışlarını bir deniz ya da göle ulaşıncaya kadar sürdürürler. Ancak kurak alanlarda nehirlerin sularının tamamını buharlaşma yoluyla kaybettiği durumlarda mevcuttur.Bazı durumlarda ise bir nehrin belli yerde yer altına girerek bazı kayaç türlerinin içinden yer altı suyu oluşturacak biçimde yoluna devam ettiği de olmaktadır.

Yine bazı nehirler insan eliyle yaratılmış edüstriyel bölgelerde aşırı yoğun olarak kullanılmakta ve bu da nehrin sularının doğal akıntısına devam edemeden tükenmesine neden olabilmektedir. Dünya üzerimndeki suyun %97’si okyanuslarda bulunurken içilebilir su miktarının üçte biri ise kara buzullarında bulunmaktadır, ve geri kalanının nerdeyse tamamı yer altı kaynaklarındadır.

Göller içilebilir suyun sadece %0,5’lik bir kısmı içerirken nehir kanallarında bulunan suyun oranı ise bunun yarısı olan %0,025’tir ve bu da dünyadaki toplam su reservinin dört binde birine denk gelmektedir.

Irmak Nehirlerin Topoğrafyası

Bir nehrin suları genellikle yatak dediğimiz doğal bir kanal içinde akar. Bazı büyük nehirler, özellikle ovalar gibi düz alanlarda akarken belli dönemlerde ya da sürekli olarak nehrin her iki kıyısından taşacak biçimde sel benzeri biçimde de akarlar. Nehrin başladığı yani kaynağının olduğu kısım yukarı nehir olarak adlandırılırken nehrin akış yönü doğrultusu ise aşağı nehir olarak adlandırılır

Türkiye’nin En uzun Nehirleri ve uzunlukları

Fırat Nehri 2.800 Km.
Dicle Nehri 1.900 Km.
Kızılırmak 1.355 Km.
Aras Nehri 1.059 Km.
Sakarya Nehri 824 Km.
Büyük Menderes 584 Km.
Seyhan 560 Km.
Yeşilırmak 519 Km.
Ceyhan Nehri 509 Km.
Meriç Nehri 490 Km.
Gediz Nehri 401 Km.
Asi Nehri 380 Km.

Fırat Nehri
Fırat ve Dicle Nehir haritası
Ülkemizin en önemli nehirlerinden bir tanesidir. Gerek sulama alanında gerekse elektrik alanında ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlayan akarsuyumuzdur.

Fırat nehri önemi itibariyle bir çok filme konu olmuş, bir çok kişiye isim vermiş nehirlerdenden bir tanesidir. Fırat nehrinin uzunluğu yaklaşık 2800 kilometre olup, bu uzunluğun 1263 kilometrelik kısmı ülkemizde bulunmaktadır.

Fırat nehri ülkemizde debi bakımından ilk sırada yer alan akarsudur. Ülkemizde su potansiyelinin en yüksek olduğu akarsu olması nedeniyle yukarda verdiğimiz gibi hem enerji hemde sulama alınında çok önemli bir yer tutmaktadır.

Fırat nehrinin birkaç özelliğine değindikten sonra hangi illerden geçtiği ve hangi üzerinde hangi barajların bulunduğu bilgisini verelim.

Fırat Nehri Özellikleri:

Uzunluğu 2800 kilometre olan bu akarsuyun ülkemizdeki uzunluğu 1263 kilometre, Suriye sınırları içindeki uzunluğu 710 kilometre, Irak sınırları içindeki uzunluğu ise 827 kilometredir. Yani Fırat nehri toplam olarak 3 ülkeden geçmekte olup bunlar Türkiye, Suriye ve Irak ülkeleridir. Irak ülkesinde Basra Körfezi’ne dökülmektedir.

Irak sınırları içerisinde Dicle Nehri ile birleştikten sonra Basra Körfezi’ne dökülmektedir. Ve Dicle ile birleşerek oluşturdukları bölgeye ise “Şatt’ül Arab” ismi verilmiştir.

Fırat Nehrinin önemli kolları şunlardır:

Murat Nehri,
Karasu Nehri
Tohma Nehri,
Çaltı Nehri
Peri Nehri
Munzur Çayı

Fırat Nehri üzerinde bulunan Barajlar hangileridir ve bunlar hangi illerde bulunmaktadır?

Fırat nehri üzerinde kaç tane baraj bulunmaktadır?

1- Ülkemizin en büyük Hidroelektrik santrallerinden birisinin kurulu olduğu Elazığ ilimizin sınırları içinde bulunan KEBAN BARAJI,
2- Malatya ve Elazığ sınırları içinde kalan ve ülkemizin yine en büyük Hidroelektrik santrallerinden birisi olan KARAKAYA BARAJI (1800 watt kurulu gücü ile ülkemizin en büyük ikinci hidroelektrik santrali konumundadır)
3- Adıyaman ve Şanlıurfa illeri sınırı içinde bulunan ülkemizin en büyük Hidroelektrik Santrali olma özelliğini taşıyan ATATÜRK BARAJI
4- Gaziantep ve Şanlıurfa sınırları içinde bulunan BİRECİK BARAJI
5- Gaziantep sınırları içinde bulunan KARKAMIŞ BARAJI

Yukarda bu akarsuyun debisinin çok yüksek olduğunu ve taşıdığı su miktarı ile ülkemizin en büyük akarsuyu olduğundan bahsetmiştik. İşte bu nedenledir ki ülkemizdeki en büyük barajlar ve hidroelektrik santralleri bakımından en büyük 3 hidroelektrik santrali de bu akarsuyumuz üzerine kurulmuştur.
Fırat nehrinin ülkemiz sınırları içinde bulunan 1263 kilometrelik bir uzunluğa sahip olduğunu söylemiştik. Bu kadar uzun bir akarsu acaba kaç ilden geçmektedir?

Fırat nehri ülkemiz sınırları içinde toplam 7 ilden geçmektedir. Bu iller sırasıyla;

    Erzincan
    Tunceli
    Elazığ
    Malatya
    Diyarbakır,
    Adıyaman
    Gaziantep

Fırat nehri içerisinde ayrıca birçok balık türüne de ev sahipliği yapmaktadır. Bir çok yerde Fırat nehrinde balık avcılığı yapılmaktadır. Hatta bazı kaynaklarda sadece Fırat Nehrinde bulunan sazan türlerine rastlanılmıştır. Fırat Nehri ayrıca ülkemizde en çok boğulma olaylarının görüldüğü nehirlerimizden bir tanesidir. Özellikle yazın serinlemek maksadıyla girilmesinden dolayı birçok insanımız hayatını kaybetmektedir. (Fırat nehrinde hayatını kaybeden vatandaşlarımız içinde yazılmış ve onlara ithaf olmuş türler ve ağıtlarda mevcuttur)

Dicle Nehri
Dicle nehri ülkemizin en önemli akarsularından bir tanesidir. Ülkemizde Fırat nehri ile birlikte ikili olarak anılan nehrimiz olan Dicle Nehri ülkemiz topraklarında doğarak dış bir ülkede dış bir denize dökülen nehirlerimizden bir tanesidir.

Dicle nehrinin özellikleri nelerdir?

-Dicle nehri ülkemiz topraklarında doğarak dış ülke topraklarından denize dökülen nehirlerimizden bir tanesidir. Ülkemiz de Doğu Anadolu bölgesinde doğar ve ırak ülkesine geçerek burada Fırat nehri ile birleştikten sonra Basra körfezine dökülmektedir.

-Irak ülkesinde Dicle nehri ile birleştiği yere “Şattülarab” denmektedir. Basra’dan yaklaşık olarak 60-65 kilometrelik bir mesafede birleşmektedirler.

-Dicle nehri Fırat nehri ile birlikte arasında bulunan topraklarda Mezopotamya’yı meydana getiren iki nehirden bir tanesi olmuştur. Bilindiği üzere bu iki nehir arası “Mezopotamya” olarak anılmaktadır.

-Dicle nehri kaynağını Doğu Anadolu dağlarından ve Gölcük(Hazar) gölünden almaktadır. İlk kaynağını aldığı yer olarak Güneydoğu Toroslarda bulunan Maden dağlarının bulunduğu noktalardan aldığı belirtilmektedir.
-Ülkemizde en çok tanınan akarsulardan bir tanesidir.

-Dicle nehrinin çevresinde kurulmuş olan eski yerleşim yerleri şunlardır: Nemrut, Asur, Ninova, Amed, Hasankeyf.

-Toplam uzunluğu 1900 kilometre civarında olup, ülkemiz topraklarındaki uzunluğu yaklaşık olarak 523 kilometre iken Yaklaşık olarak 1377 kilometrelik uzunluğu Irak ülkesi sınırları içinde bulunmaktadır. Yani yaklaşık olarak 1/4’lük kısmı ülkemiz topraklarında bulunmaktadır. Uzunluk olarak Fırat nehrinden daha kısa bir nehrimizdir.

-Dicle nehrinin en önemli kolları Garzan kolu, Botan kolu, Habur kolu, Büyük Zap kolu ve Küçük Zap koludur.

-Debisi ortalama olarak saniyede 360 metreküptür. Özellikle yaz sonundaki debisi saniyede 50-60 metreküplere kadar düşer iken, ilkbahara doğru debisi oldukça yükselerek saniyede 2000 metreküpün üzerine çıkmaktadır. (Bunun sebebi ise ilkbahar yağışları ve karların erimesidir)

-Düzensiz bir akarsu rejimine sahip bulunmaktadır.

-Dicle nehri rejiminin düzensiz olması sebebiyle özellikle bazı zamanlarda taşkınlara sebep olarak bazı tarım alanlarına da zarar verebilmektedir. Fakat özellikle 20.yüzyılda yapılan bazı barajlar ile bu baskınlar en aza indirilmiştir.

Dicle Nehri üzerinde kurulan barajlar ve hidroelektrik santralleri hangileridir?

Kralkızı Barajı,
Batman Barajı
Dicle Barajı
Ilısu Barajı

Dicle nehrinin tarihteki ve günümüzdeki isimleri nelerdir?

Dicle nehrinin günümüze kadar birçok ismi olmuştur ve halen birçok ismi ile de anılmaya devam etmektedir.
İdigna-İdigina(Sümerce ismi olup “Akan Su” anlamındadır)

Tigira (Elamca ismi)
Tigra (Farsça ismi)
Tigris (Yunanca)
İdiklat (Akatça)
Hiddikel (İbranice)
Diklat (Süryanice)
Dicle (Arapça, Türkçe, Kürtçe)
Dijle (Kürtçe)

Kızılırmak
Kızılırmak nerelerden geçiyor?
Kızılırmak Nehri Türkiye topraklarından doğarak yine, Türkiye topraklarından denize dökülen en uzun akarsudur. Uzunluğu 1.355 km’dir. Deniz taşımacılığı için kullanılmaz. Başlıca kolları Delice Irmağı, Devrez ve Gökırmak’tır.

Kızılırmak Nehri, Türkiye topraklarında doğar yine, Türkiye topraklarından denize dökülür ve Türkiye’nin en uzun akarsuyudur. Uzunluğu 1.355 km’dir. Başlıca kolları Deliceırmak, Devrez ve Gökırmak’tır. Nehir, İç Anadolu’nun kuzeydoğusundaki Kızıldağ’ın güney yamaçlarından doğar ve sırasıyla Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Çankırı, Çorum ve Samsun illerinden geçerken çok sayıda dere ve çayın sularını toplayarak Bafra Burnu’ndan Karadeniz’e ulaşır.

Yağmur ve kar sularıyla beslenen nehrin rejimi düzensizdir. Temmuz ve Şubat arasında düşük su düzeyinde akan nehir, mart ayında hızla kabarmaya başlar ve nisan ayında en yüksek su düzeyine ulaşır. Ortalama debisi 184 m3/sn olan nehrin 20 yıllık gözlem süresince en az 18.4 m3/sn’ye ve en çok 1.673 m3/sn.’ ye ulaştığı tespit edilmiştir.Nehir üzerine 8 baraj yapılmıştır.

Bunlar Kayseri ilinde Sarıoğlan,Yemliha kasabasında kurulmuş olan Yamula Barajı, Ankara yakınlarındaki Kesikköprü, Hirfanlı ve Kapulukaya barajları ile nehrin Bafra Ovası’na kurulmuş Altınkaya ve Derbent barajlarıdır. Nehir üzerine son olarak Obruk Barajı yapılarak 2007 yılı içerisinde su tutumuna başlanılmıştır.

Aras Nehri
Aras Nehri nerelerden geçer?
Aras nehrinin uzunluğu yaklaşık olarak 1072 kilometredir. Aras nehrinin ülkemizde kalan kısmının uzunluğu yaklaşık olarak 548 kilometredir. Aras nehri aynı zamanda Kafkasların en önemli akarsularından bir tanesini oluşturmaktadır. ras nehri birçok ülkeninde bazı sınırlarını oluşturmaktadır, Örneğin Türkiye Azerbaycan Türkiye Ermenistan ve Azerbaycan-İran ve Ermenistan İran sınırı gibi.. Aras Nehrinin kolları hangileridir? Nehre Kuzeyden dökülen kollar: Zengmar,ariso, Kotur, Hacılar

Aras Nehri Doğu Anadolu’nun kuzey kısmında doğup aldığı birçok kollarla büyüyerek, Türkiye içinde 441 km yol kat ettikten sonra, Kafkasya’nın güneydoğusunda Mugan önünden geçerek, Hazar Denizine dökülen ve bütün uzunluğu 920 km olan ırmak. Bingöl Dağları ile Palandöken Dağlarından inen kollarla beslenip büyür. Şahvelet, Nalbant ve Sakaltutan dağlarından gelen kollarla kuvvetlenir. Topçu ve Sakaltutan dağları arasındaki bir vadiden Pasinler Ovasına girer.

Aras Nehri hakkında bilgiler Doğu Anadolu’nun kuzey kısmında doğup aldığı birçok kollarla büyüyerek, Türkiye içinde 441 km yol kat ettikten sonra, Kafkasya’nın güneydoğusunda Mugan önünden geçerek, Hazar Denizine dökülen ve bütün uzunluğu 920 km olan ırmak. Bingöl Dağları ile Palandöken Dağlarından inen kollarla beslenip büyür. Şahvelet, Nalbant ve Sakaltutan dağlarından gelen kollarla kuvvetlenir. Topçu ve Sakaltutan dağları arasındaki bir vadiden Pasinler Ovasına girer. Pasin Çayı ile birleşir. Bir çok dar vadi ve ovalardan geçerek Türk topraklarından çıkar ve 140 kilometrelik kısmı Türk-Rus sınırını teşkil eder. Daha sonra İran topraklarına girer. İran-Azerbaycan sınırına kadar akar. Sarısu ve Kura ırmağı ile birleşip Hazar Denizine dökülür.

Aras’ın geçtiği vadiler bölgeye göre oldukça ılımlıdır. Bu vadide ılık iklim bitkileri yetişir. Aras’ın geçtiği vadi, Erzurum ve Kars yaylasında tabii bir yol vazifesi görür. Aras Irmağından, Pasinler ve Iğdır ova Tümünü oku (yeni pencerede açılır) nın sulanmasında faydalanılır. Akışı düzensiz olduğundan ulaşıma elverişli değildir. Irmakta bol alabalık vardır.

Aras Irmağı ile ilgili birçok efsaneler vardır. Aras vadisi ilk çağlardan beri yerleşim merkezi olmuştur. İranlılar, Nehr-i Aras, Araplar Al-Ras derler. İlk ismi Arakses’tir. Aras’tan eski tarih kitaplarında ve din kitaplarında bahsedilir. Rivayetlere göre Aras Vadisinde bin şehir ve beş bin köy kalıntısı vardır. Aras; Nil, Dicle ve Fırat’tan sonra dördüncü kutsal akarsu olarak kabul edilir.

Eski çağlardan bu yana çeşitli millet ve devletler Aras Vadisinde yaşamışlardır. Arkeolojik bakımdan dünyanın en zengin bölgelerinden biridir. Bu vadi, bin seneye yakın zamandan beri Türklerin elindedir.


Sakarya Nehri
Sakarya Nehri nerelerden geçer?
Sakarya Nehri Kızılırmak ve Fırat Nehrinden sonra Türkiye’nin üçüncü en uzun, Kuzeybatı Anadolu’nun ise en büyük akarsuyudur. Uzunluğu 824 km olup, beslenme havzasının genişliği 53.800 km2 dir. Afyon’un kuzeydoğusundaki Bayat Yaylası’ndan doğar.

Sakarya Nehri Kızılırmak ve Fırat Nehrinden sonra Türkiye’nin en uzun, Kuzeybatı Anadolu’nun ise en büyük akarsuyudur. Uzunluğu 824 km olup, beslenme havzasının genişliği 53.800 km2 dir. Afyon’un kuzeydoğusundaki Bayat Yaylası’ndan doğar. Kuzeybatı Anadolu bölgesinin en önemli nehridir. İstiklal Svaşında, civarında geçen muharebelerle daha çok tanınan Sakarya, 824 km uzunluğundadır. Yağış alanı 57.000 km2 olup, Eskişehir, Ankara, Bilecik, Sakarya illerini içine alır. Eskişehir’in çifteler ilçesinin Sakar Başı mevkiinden kaynak halinde doğan ırmak, Karasu ilçesinin batısında Karadeniz’e dökülür. Doğuş yerinden doğuya doğru aktıktan sonra Eskişehir, Ankara illeri sınırı yakınında kuzeye doğru döner. Sündiken Dağları kuzeyine kadar bu yönde akar ve batıdan gelen Porsuk Çayı ve doğudan gelen Ankara Çayı ile birleşir. Daha pekçok dereleri aldıktan sonra Beypazarı’nın güneyinden batıya döner. Bilecik tarafında kuzeye yönelir, derin boğazlardan geçerek Adapazarı Ovasına uzanır. Göksu, Karasu ve Mudurnu Çayını da aldıktan sonra Karadeniz’e dökülür.

Nehrin ve kollarının bulunduğu arazi fazla yağışlardaki taşmalarla büyük zararlar görürken, sayıları on civarında olan barajlarla, geniş ölçüde bunun önüne geçilmiştir. Sarıyer ve Gökçekaya barajları önemli olanlardır. Ayrıca kolu olan Porsuk Çayı üzerinde Porsuk Barajı vardır.

Önce İç Anadolu’ya doğru akar sonra Kızılırmak’ın tersine bir kıvrımla, kuzeye döner, Polatlı yakınlarında en büyük kollarından biri olan Porsuk Çayı’nı alır. Geyve Boğazı’ndan geçer ve Adapazarı Ovası’ndan akarak Karadeniz’e dökülür. Sakarya Nehri’nin Aladağ ve Kirmir sularını aldığı yerde Türkiye’nin en büyük santrallerinden biri olan Sarıyar Hidroelektrik Santrali ve Gökçekaya Hidroelektrik Santralı kurulmuştur.

Büyük Menderes Nehri
Büyük Menderes Nehri nerelerden geçer?
Ege bölgesinin en uzun nehri. Afyonkarahisar’ın Sandıklı kazâsının batısındaki, Kükürt Dağlarının batı yamaçlarından doğar. Güney batıya doğru akmaya başladığında pekçok pınarla beslenir. Akışı esnâsında sert dirsekler yaparak yoluna devâm ederken, en önemli kolu olan Banaz Çayını alır. Bundan sonra Buldan civârında ovaya kavuşur. Sarayköy yakınında batıya dönerek verimli meşhur ovasında akışına devâm eder. Düz ovada akarken Nâzilli yakınlarında

Ege bölgesinin en uzun nehri. Afyonkarahisar’ın Sandıklı kazasının batısındaki, Kükürt Dağlarının batı yamaçlarından doğar. Güney batıya doğru akmaya başladığında pekçok pınarla beslenir. Akışı esnasında sert dirsekler yaparak yoluna devam ederken, en önemli kolu olan Banaz Çayını alır. Bundan sonra Buldan civarında ovaya kavuşur. Sarayköy yakınında batıya dönerek verimli meşhur ovasında akışına devam eder. Düz ovada akarken Nazilli yakınlarında Akçay, Aydın yakınlarında Çine Suyu gibi önemli olanların yanında pekçok kollar alır. Akış istikameti boyunca, Nazilli, Aydın, Söke, Balat ovalarını sular. Büyük Menderes’in denize döküldüğü kısım ise Milas Ovasıdır.

Havzası ve uzunluğu ile Batı Anadolu’nun en uzun nehridir. Ova kısmında uzunluğu 200 km, doğuştan itibaren ise 584 km’dir. Havzası 25.000 km2dir.

Seyhan Nehri
Seyhan Nehri nerelerden geçer?
Seyhan Nehri Türkiye’nin Akdeniz’e dökülen ırmaklarının en önemlisidir. Uzunluğu 850 km’dir. Havza alanı ise 20.600 km2dir. İki önemli kolu vardır. En uzun olanı, Uzun Yayla’dan doğan Zamantı suyudur. Orta Toroslar’ın uzanış doğrultusunda akan bu su, Çukurova’ya inmeden önce diğer önemli kolu olan Göksu ile birleşir. Adana’dan geçerek Akdeniz’e dökülür. Seyhan Nehri üzerinde Yedigöze, Çatalan ve Seyhan Hidroelektrik Santralları kurulmuştur.

Adana’nın içinden geçer ve bu kenti Seyhan ve Yüreğir isimli iki semte böler ve 60 km sonra Tarsus Çayı ile birleşerek (Tarsus’un 20 km güneyinde) Çukurova’nın en batı kesiminde,Adana-İçel sınırında Deli Burnu’nda Akdeniz’e dökülür. Seyhan Nehri üzerinde Yedigöze, Çatalan ve Seyhan Hidroelektrik Santralları kurulmuştur. Ayrıca Seyhan Nehri Ceyhan Nehri ile beraber Çukurova’da tarımsal sulama için çok büyük önem taşır,özellikle pamuk üretemi için.Pamuk üretimi en çok su talep eden tarımsal işlemlerinden birisidir ve çevre kirliligi bakımından hassas bir tarımsal sanayidir.Siyasi ve Dış Ticari Önemi

1986’da Barış Suyu Projesi düşüncesi doğdu ve daha çok 90’lı yıllarda görüşmelere ağırlık verildi.Bu proje ilk başta İsrael,Ürdün ve Suudi Arabistan’a Seyhan ve Ceyhan sularını bu devletlere boru hatlarıyla aktarma veya dev su tankerleriyle taşıma şekliyle satmayı öngörüyordu.Türkiye metreküp(=m³ =1000 litre) başına 0,8-1,00 Dolar fiyat teklifi öngörmüştü.Bir kaç onaydan sonra fiyat anlaşmazlığından ve ilk başta siyasi nedenlerden dolayı her defasında geri çekildi.2006 yılı başlarında başta İsrail olmak üzere görüşmelere tekrar başlandı.

Yeşil ırmak
Yeşilırmak nerelerden geçer?
Yeşilırmak Karadeniz’e dökülen, Türkiye’nin önemli akarsularından biri. Sivas’ın kuzeydoğusundaki Kösedağı (2812 m)ndan doğar. Kelkit ve Çekerek ırmaklarını alarak büyür. Uzunluğu 519 km, yağış alanı toplamı 36.000 km2dir.

Batıya doğru akan ırmak, Turhal’dan sonra dar bir boğazdan geçerek Amasya’ya uzanır. Yanlardan gelen kollarla beslendikten sonra geniş bir boğazdan Canik Dağlarını geçer. Daha ileride suların derin ve hızlı aktığı dar bir boğazdan geçtikten sonra Çarşamba Ovasına ulaşır.

Bu ova Yeşilırmak’ın binlerce yıldır getirdiği alüvyonların meydana getirdiği bir deltadır. Irmak Civaburnu yakınlarında Karadeniz’e dökülür.

Yeşilırmak üzerinde Türkiye’nin en büyük barajlarından olan Hasan Uğurlu Barajı ile Tokat’ın Almus ilçesi yakınındaki Almus Barajı kurulmuştur.

Yeşilırmak nehri uzunluk itibariyle bir Kızılırmak , Bir Fırat veya bir Dicle nehri kadar uzun olmasa da ülkemizdeki akarsuların bir çoğundan uzun bir akarsudur. Toplam uzunluğu 519 kilometredir. (Aşağı yukarı Kızılırmak nehrinin yarısı kadar bir uzunluğa sahiptir bilindiği üzere Kızılırmak nehrinin uzunluğu 1150 kilometre civarındadır) Yeşilırmak nehrinin doğduğu ilimiz Sivas ilidir. Sivas ilimizin kuzey kısmında bulunan Kösedağ’ın eteklerinde doğmaktadır. Yaklaşık olarak Kösedağın 2800 metre yüksekliğinden kaynak alarak başlamaktadır.

Yeşilırmak Tokat Amasya ve Samsun illerinden geçerken çeşitli akarsularla birleşir. Nehir başlıca 3 kolun birleşmesinden meydana gelir. Kelkit Çayı nehrin en büyük koludur.

Yeşilırmak nehri Karadeniz bölgesinde Samsun ilimize bağlı olan Çarşamba ilçesinden denize dökülmekte olup ayrıcı burada ülkemizin en önemli alüvyol ovası olan Çarşamba ovasının oluşmasınıda sağlayan akarsu olma özelliğini taşımaktadır.

Yeşilırmak nehri üzerinde ülkemizin önemli hidroelektrik santrallerinin bulunduğu 4 önemli baraj bulunmaktadır. Bu barajlar Hasan Uğurlu Barajı, Suat Uğurlu Barajı, Ataköy ve Almus Barajları’dır.

Yeşilırmak nehri ve üzerinde bulunan barajlar sayesinde sulama yapılmaktadır. Ayrıca yine bu barajlarda bulunan hidroelektrik santralleri sayesinde elektrik üretimi yapılabilmektedir. Yeşilırmak nehrinin su taşıma kapasitesi az olması ve düzensiz olması nedeniyle taşımacılık yapılamamaktadır.

Hasan Uğurlu Barajı kurulu güç itibari ile ülkemizin en büyük 10. Hidroelektrik santrali olma özelliğine sahiptir, Yıllık kurulu gücü 500 MegaWattır. (Bu kurulu güç ülkemizin en büyük hidroelektrik Santrali olan Atatürk Barajı Hidroelektrik santralindeki kurulu gücün yaklaşık olarak 1/5’i kadardır)


Ceyhan Nehri
Ceyhan Nehri nerelerden geçer?
Ceyhan Nehri Akdeniz Bölgesi’nin büyük akarsularındandır. Uzunluğu 509 km’dir. Elbistan yakınlarından doğar. Çukurova’da geniş bir delta oluşturarak İskenderun Körfezi’ne dökülür. Başlıca kolları Hurman, Göksun, Söğütlü ve Aksu Çaylarıdır. Ceyhan Nehri Kasım ve Aralık aylarında sonbahar yağmurlarının etkisiyle geçici olarak kabarır. Bu aylardaki debisi 50 m3/sn’den 380 m3/sn’ye yükselir. Ocak ayında azaldıktan sonra Şubat ayında tekrar yükselir. İlkbahar mevsiminde yağmur halindeki yağışlar ve karların erimesiyle tekrar kabarır. Mayıs ayından itibaren azalmaya başlar. Nehir üzerine Aslantaş, Menzelet, Sır ve Berke Hidroelektrik Santralları kurulmuştur.

Akdeniz havzasında bulunan Çukurova’nın önemli bir akarsuyu. Eski adı ile “Hyranus”, bazı kaynaklarda Ceyhan, Cihaz ve Cahan adları ile geçen Ceyhan, güneydeki ırmaklarımızdan birisidir. Uzunluğu 509 km, sularını topladığı bölgenin yüzölçümü 22.300 km2dir. Orta Torosların doğu bölümündeki Nurhak Dağından Söğüt Deresi adıyla çıkar. Elbistan’ın 3 km kuzeyindeki büyük kaynaklarla beslenir. Elbistan yakınında Söğütlü Deresine, Hurma ve Göksu’nun birleşmesi ile Ceyhan adını alır. Engizek ve Ahır dağlarındaki dar ve derin yarma vadilerinden veKahramanmaraş yakınlarından geçip, Çukurova’nın kuzey doğusuna girer. Misis Tepelerini çevirdikten sonra meydana getirdiği geniş deltada akar. İskenderun Körfezine dökülür. Ceyhan, yolu boyunca aldığı Aksu, Çakur, Susas, Çeperce gibi derelerle daha da büyür.

Ceyhan’da akan su miktarı mevsimlere göre çok değişir. Kasım ve Aralık aylarında güz yağmurlarından ötürü geçici olarak kabarır. Bu sırada saniyede 50 m3ten 380 m3e yükselir. Ocakta azalır. Şubat ortalarında yine kabarmaya başlar.Karların erimesiyle ilkbaharda bu kabarış oldukça artar, yaz aylarında özellikle ağustos ve eylülde en çekik durumunu bulur. Son 22 yıl içinde Seyhan’la en az 6 defa birleşmiş ve ayrılmıştır.

Geçtiği dar boğazlarda birçok çağlayan ve çavlanlar vardır.Savruk suyu çavlanının yüksekliği 45 m’yi bulur. Ceyhan dağlık yerlerde derinde aktığından sulama işinde pek az faydalanılır. Sulamada Ceyhan’ın kolları çok daha elverişlidir. Bu sularla tarlalar sulanır, değirmenler işler, yolları boyunca pirinç ve başka ürünler yetiştirilir. Ormanlık bölgelerden geçtiği için kereste taşımacılığında kullanılır. Ceyhan Ovası olarak bilinen nehrin meydana getirdiği delta, su kuşlarının kış boyunca barındıkları yerlerdir. Bazı seneler burada barınan kuşların sayısı birkaç milyonu bulur. Ayrıca kumsal sahil, deniz kaplumbağalarının yumurta bırakma yeridir. Ne yazık ki bazı yıllar sularının taşması tarım ürünlerine büyük hasarlar verdirmektedir. elbistan pınarbaşından doğar ve elbistan boyunca kaynağı vardır şehri ikiye böler elbistan sınırları içerisinde söğüt ve hurman çayı ile birleşir

Meriç Nehri
Meriç Nehri nerelerden geçer?
Meriç nehri bazı önemli özelliklere sahip olan ülkemizin önemli akarsularından bir tanesidir. Uzunluk itibarıyla ülkemizin en uzun 10 akarsuyu içinde bulunmaktadır. Genel olarak su taşkınları sebebiyle televizyonlar da ismini duymuş olduğumuz akarsularımızdan bir tanesidir. Meriç nehrinin bazı önemli özellikleri aşağıda sıralanmıştır.

Meriç nehrinin özellikleri nelerdir?

-Meriç nehrinin en önemli özelliği havza alanın 3 ülke toprağında da bulunmasıdır. Havza alanı ülkemiz ile birlikte ülkemizin komşuları olan Bulgaristan ve Yunanistan ülkeleri topraklarında havzası bulunmaktadır.
-Meriç nehrinin 3 ülkede havzası bulunması sebebiyle 3 ülkede ayrı isimleri bulunmaktadır. Ülkemizde Meriç olarak bilinen bu nehir, Bulgaristan da Maritsa, Yunanistan da ise Evros ismini taşımaktadır.

-Meriç nehri Bulgaristan ülkesi içerisinde doğup (Rila dağlarından doğmaktadır) Yunanistan ile ülkemizin bir bölüm sınırını oluşturduktan sonra ülkemiz sınırları içerisinden denize dökülmektedir. Döküldüğü deniz ise Ege denizidir. Ege denizinde döküldüğü yer ise Enez yakınlarında bulunan Saroz körfezidir. Aslında Meriç nehri denize dökülmeden biraz daha önce İki kola ayrılır ve iki koldan bir tanesi ülkemizden denize dökülür iken, diğer kol ise Yunanistan sınırları içinde denize dökülmektedir. Her iki kolunda döküldüğü bölge Saroz körfezi olup her ikisinin döküldüğü yerler birbirlerine oldukça yakın sayılır.

-Meriç ülkemizin önemli bir akarsuyu olması ile birlikte aynı zamanda balkanlarında önemli bir akarsuyu konumunda bulunmaktadır.

-Meriç nehrinin toplam uzunluğu 480 kilometredir. Ülkemizde kalan kısmının uzunluğu ise yaklaşık olarak 210 kilometre civarındadır. Bazı kaynaklarda ise 270 kilometre olarak geçmektedir.

-Meriç nehrinin toplam havza alanı 53.000 kilometrekaredir.

-Meriç nehrinin bir önemli özelliği ise Türk Yunan Sınırının büyük bölümünü oluşturmasıdır. Neredeyse ülkemiz ile Yunanistan arasındaki sınırın büyük bir bölümünü bu nehir oluşturmaktadır.

-Meriç nehrinin bir diğer önemli özelliği ise ülkemiz akarsuları içerisinde en çok taşkınlara sebep olan ve tarıma zarar veren akarsu olmasıdır. Çünkü bu nehir ve kolları üzerinde Bulgaristan sınırları içinde bulunan bazı barajların su boşaltması sebebiyle zaman zaman taşkınlar yaşanabilmektedir. Özellikle bu sebepten dolayı bazı çalışmalar yapılmakla birlikte henüz kesin bir sonuca varılamamıştır. İki ülke arasında küçük çaplı krizlere neden olan bir sorundur.

Meriç nehrinin kolları hangileridir?

Meriç nehrinin en önemli kolları 3 tanedir. Bunlar haricinde küçük çaplı bazı kolları bulunmakla birlikte en önemlisi ve en büyük olan üç kolu bulunmaktadır. Bu kolar şunlardır:
-Ergene Kolu
-Arda Kolu
-Tunca Kolu

Meriç nehri üzerinde baraj var mıdır?

Meriç nehri üzerindeki en büyük ve en çok sayıda baraja sahip olan ülke Bulgaristan ülkesidir. Yaptığımız bazı araştırmalarda ülkemizin bu nehir üzerinde büyük çaplı bir barajı bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır. Hatta barajı olduğuna ilişkin bir bilgiye de sitemizce de ulaşılamamıştır.

Gediz Nehri
Gediz Nehri nerelerden geçer?
Ege Bölgesi’nin batı-doğu doğrultulu akarsularından biri, Büyük Menderes’ten sonra en büyüğüdür. Uzunluğu 350 km.’dir. Gediz Nehri Murat ve Şaphane Dağlarından gelen çeşitli kollarla büyür. Önce kuzeydoğu – güneybatı doğrultusunda akar. Doğu – batı doğrultulu asıl Gediz Ovası’na Salihli kuzeyindeki Adala’da girer. Biraz sonra da soldan gelen Alaşehir suyunu alır. Daha batıda Marmara Gölü’nün sularını küçük bir ayakla alır, tarihi Sart (Sardes) yıkıntılarının önünden geçerek Manisa Ovası’na girer. Gediz bu ovada deniz seviyesinden 50 metre yükseklikte akar. Manisa yakınlarında, kuzeyden gelen Akhisar Çayı ile güneyden gelen Nif Çayı’nı aldıktan sonra kuzeydeki Dumanlıdağ ile güneydeki Manisa Dağı arasında bulunan dar Menemen Boğazı’na girer.

Bu boğazdan çıktıktan sonra Foça’nın güneyinde İzmir Körfezi’ne dökülür. Gediz’in eski çığırı Menemen Boğazı’ndan çıktıktan sonra güney batıya dönüyor, nehir daha güneyde İzmir Körfezi’nin çok sığ bir kesimi önünde denize ulaşıyordu. Körfezi doldurmak tehlikesi yüzünden, 1886’da açılan bir kanalla, yatağı değiştirildi, yukarıda adı geçen noktada denize dökülmesi sağlandı. Ege bölgesindeki bütün nehirlerde olduğu gibi Gediz’in de suları yazın azalır. Bu azalma özellikle yaz sonlarında, hatta sonbahar başlarında büsbütün belirir. Bunun sonunda nehir bazı kesimlerinde geniş yatağının çakıl ve kum yığınları arasında adeta kaybolmuş bir iki ince su şeridi haline gelir. Bölgedeki şiddetli ve sürekli kış yağışları nehri kabartır, çok zaman taşkınlara yol açar.

Asi Nehri
Asi Nehri nerelerden geçer?
Asi nehri ülkemizde bilinen önemli nehirlerden bir tanesidir. Asi nehri ülkemiz dışında doğup da ülkemiz topraklarında denize dökülen nehirlerden bir tanesidir.

Asi nehrinin özellikleri nelerdir?

-Asi nehri “Orontes” ismi ile de bilinen nehirdir.

-Asi Nehri’nin ilk doğduğu yer Lübnan toprakları olup, Lübnan topraklarında bulunan Bekaa Vadisinin doğu kısımlarında doğmaktadır. Daha sonra Suriye sınırlarından geçerek ülkemizin Hatay ilinden Akdeniz’e dökülür. (Asi nehri dış bir ülkede doğarak ülkemiz sınırları içinde denize dökülen iki nehirden bir tanesi olup, diğer nehrimiz ise Meriç nehridir, Meriç nehri de komşu ülke topraklarından doğar ve bizim ülkemiz topraklarından denize dökülür)

-Asi nehrinin toplam uzunluğu 386 kilometre olup, ülkemiz sınırları içindeki uzunluğu ise 88 kilometredir. (Bazı kaynaklarda nehrin uzunluğu 570 kilometre civarında gösterilmekle birlikte genel olarak bu uzunlukta olmadığı bilgisi ağır basmaktadır)

-Asi nehrinin en uzun kısmı “Suriye” topraklarındadır.

-Asi nehri debisi çok olmayan nehirlerden bir tanesi olup ortalama debisi saniyede yaklaşık olarak 30 metreküp civarındadır. Debisinin en yüksek olduğu dönemler kış mevsimi ve ilkbahar mevsimidir. Özellikle bu mevsimlerde sık sık taşkınlara rastlanmaktadır.

-Asi nehri aynı zamanda Hatay ilimiz ile Suriye arasındaki sınırın bir kısmını oluşturan bir nehirdir. Asi nehrinin oluşturduğu sınırımızın yaklaşık olarak 20-22 kilometre arasında olduğu söylenmektedir.

-Asi nehrinin ilk doğmuş olduğu Lübnan topraklarında dar vadilerden geçmesi sebebiyle akış hızı fazla olmasına karşın özellikle Suriye topraklarında daha düz bölgelerden geçmesinden dolayı suyu yavaş ve geniş şekilde akmaktadır. Hatta Suriye ülkesinin Humus şehrinde göl haline geldiği ve bataklık oluşturduğu bilgisi de yer almaktadır.

-Asi nehrinin Akdeniz’e döküldüğü yerde delta ovası oluşmuştur. Özellikle tarihte ilk yıllarda Asi nehrinin denize döküldüğü yerde bir liman şehrinin bulunduğu fakat bu limanın zamanla iç kısımlarda kaldığı bilgisi de bulunmaktadır.

-Asi nehri özellikle Suriye ülkesi ile geçmişte birçok sıkıntılar yaşamış olduğumuz konulardan bir tanesi olmuştur.


Çay nedir?

Çay, coğrafi terim olarak dereden büyük, ırmaktan küçük akarsuya denir. Bu sınıflandırma akarsuyun uzunluğu, genişliği ve taşıdığı su miktarına göre belirlenmektedir. Bunlara akarsu da denir. Ova ve Düzlüklerde akan akarsulara verilen isimdir.

Dere Nedir?

Dağdan akıp gelen ve gelirkemn kendini taşlara kayalara, kaya parçalarına vura aşağı akıp gelen akarsu türüdür ve suyu yalap yalap yahutta çalap çalaptır.  Yunus Emre efendimizin dediğ gib “dertli dolap, suyun akar yalap yalap, yahutta çalap çalap

Pınar Nedir?

Tabiat unsurlarının ihtiyacı olan suyun yeryüzüne çıktığı asli nokta kaynaklar
olup bunlar akarsuların ve göllerin de teşekkül menbaıdırlar pınar, su gözü

Su kaynağı yahutta kaynak suyu,Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak.
Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba.

Pınar kelimesininin kısaca anlamları tanımı:

Pınar başı : Pınarın etrafı.

Göz pınarı : Gözyaşı bezlerinin salgıladığı sıvıyı toplayan, gözün burun tarafındaki bölümü.

Gözyaşı pınarı : Göz pınarı.

Pınarbaşı : Kayseri iline bağlı ilçelerden biri. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri.

Pınarhisar : Kırklareli iline bağlı ilçelerden biri.

Kaynak : Bir şeyin çıktığı yer, menşe. İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi. Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi. Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz. Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer. Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür. Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans.

—oOo—


Araştırmacı Yazar Raşit Tunca’nın Derlemeli Düzeltmeli Açıklamalı Coğrafi Makalesi

Raşit Tunca

Schrems, 10.10.2021





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)