Thread Rating:
  • 73 Vote(s) - 2.93 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Gercek Manasi ile Allah Rahmet Eylesin Ne Demekdir (Kar©glanin 24 Kasım 2015 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 

Gercek Manasi ile Allah Rahmet Eylesin Ne Demekdir

(Kar©glanin 24 Kasım 2015 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

Mü'minler ancak kardeştir - "İnnemel mû’minûne ihvetun" - Kardeşlik

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

İnnemel mû’minûne ihvetun fe aslihû beyne ehaveykum vettekûllâhe leallekum turhamûn(turhamûne)

Meali :
Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.

(49/HUCURÂT SURESi 10.AYET)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَفَاء اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَى فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ كَيْ لَا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْأَغْنِيَاء مِنكُمْ وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

Mâ efâ allâhu alâ resûlihî min ehlil kurâ fe lillâhi ve lir resûli ve lizîl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vebnis sebîli key lâ yekûne dûleten beynel agniyâi minkum, ve mâ âtâkumur resûlu fe huzûhu ve mâ nehâkum anhu fentehû, vettekûllâh(vettekûllâhe), innallâhe şedîdul ikâb

“…Peygamber size ne verirse onu alınız, nehyettiğinden sakının (almayın dediğini almayın, yapmayın dediğini yapmayın) ve Allah’dan korkun…” meâlindeki Haşir Sûresinin 7. âyetinde buyrulduğu üzere hareket etmektir.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاَةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَيُطِيعُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّهُ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’din, ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûlehu, ulâike se yerhamuhumullâh (yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm

• “Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin velileri, yardımcılarıdır. Onlar iyilikleri teşvik edip kötülükleri menederler…” meâlindeki Tevbe sûresinin 71. âyeti hükmünce vazîfesini memnuniyetle yapmaktır.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

ا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُحِلُّواْ شَعَآئِرَ اللّهِ وَلاَ الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلاَ الْهَدْيَ وَلاَ الْقَلآئِدَ وَلا آمِّينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِّن رَّبِّهِمْ وَرِضْوَانًا وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُواْ وَلاَ يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ أَن صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَن تَعْتَدُواْ وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُواْ عَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tuhıllû şeâirallâhi ve lâş şehral harâme ve lâl hedye ve lâl kalâide ve lâ âmmînel beytel harâme yebtegûne fadlan min rabbihim ve rıdvânâ(rıdvânen) ve izâ haleltum fastâdû ve lâ yecrimennekum şeneânu kavmin en saddûkum anil mescidil harâmi en ta’tedû, ve teâvenû alâl birri vet takva ve lâ teâvenû alâl ismi vel udvâni vettekullâh(vettekullâhe) innallâhe şedîdul ıkâb

• “…Siz iyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve başkasına saldırmak hususunda birbirinizi desteklemeyin. Allâh’a karşı gelmekten sakının! Çünkü Allâh’ın cezası çok şiddetlidir.” meâlindeki Maide sûresinin 2. âyetinin emri üzere yardımlaşmaktır.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ

İllâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabrı.

• “…Bir de birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler.” meâlindeki Asr suresinin 3. âyetinin tavsiyesine sarılmaktır.


---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “İki Müslüman karşılaştığında müsafaha ettiklerinde (el sıkıştıklarında), birbirlerinden ayrılmadan önce bağışlanırlar.”

( Ebû Dâvûd, Edeb 143. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zân 31; İbni Mâce, Edeb 15. )

Yemen halkı gelince, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Size Yemen halkı geldi, el sıkışma âdetini ilk başlatan onlardır”

(Ebû Dâvûd, Edeb 143)

"Birbirlerinii seven iki kul karşılaştıkları zaman Resulullaha (a.s.m.) salavat getirirse, ayrılmadan önce Allah'ın affına ermiş olurlar."

(el-Ezkar Trc. s.480)

Hervaazimitda ayri ayri salavatlar yer vememiz sizinde okumaniz veya dinlemeniz ile söyliyeceginiz salavatlar ile hepimiz bu salavattan dogacak ecrden nasipleniriz inşallah.

Allahümme Salli ala Seyyidina Muhammed Mustafa
Allahümme Salli ala Seyyidina Hasan vel Hüseyin
Allahümme Salli ala Seyyidina Mehdiyyul Müntezar


Yolculugumuza başliyoruz :

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim (cuma günü) yıkar ve yıkanırsa, kim erkenden (mescide) gider ve hutbenin başına yetişirse, yürür ve binmezse, imama yakın durur, dinler, mâlâyâni söz etmezse ona her bir adım için bir yıllık amelin oruçları ve namazlarıyla sevabı yazılır."

(Ebû Dâvud, Tahâret 129, (345, 346); Tirmizî, Salât 356, (496); Nesâî,Cuma 12, (3, 97); İbnu Mâce, İkâmet 80, (1027); Buhârî, Cuma 6.)

AÇIKLAMA:

1- Hadis, cuma günü yıkanması üzerine vârid olmuştur: "Cuma günü" tâbiri rivâyetin bazı vecihlerinde yok ise de bazılarında mevcuttur.

2- Yıkar diye tercüme ettiğimiz غَسَّلَ kelimesini âlimler, iki mânaya te'vil etmişlerdir:

1) Başını yıkar, bu durumda ikinci kelime اِغْتَسَلَ "bedeninin geri kalan taraflarını yıkar." Yani "yıkanır" mânasına anlaşılmıştır.

2) Hanımının da yıkanmasına sebep olur, yani cuma günü, hanımıyla münâsebet-i cinsiyyede bulunarak, onu da yıkanmaya mecbur eder, kendisi yıkanmış, onu da yıkamış olur. Böylece bu hadiste geçen cimaya zimnî teşvik tekrar ele alınmış olmaktadır.

Aynı mânada kullanılabilen bu iki kelimenin te'kîden yan yana kullanılmış olabileceği de söylenmiştir.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:

"Her Cuma günü karısıyla cinsî münâsebette bulunamayacak olanınız var mı? İyi ya bunda hemkendisinin, hem de eşinin yıkanması sevâbı olmak üzere iki birim sevab vardır."

Peygamberimiz tarafından bunun öğütlenmesinin sebepleri Mü'minleri haftada bir defa olsun yıkanmaya iyice alıştırmak için.

"Allah Rahmet Eylesin" diye sadece ölüleremi denilir .
Bir defa rahmet mana itibari ile su demekdir yagmur demekdir.
Halbuki Allah diriye rahmet etmiyorsa, ölüye rahmet neye yarayacak desek olmaz amma, bu manada "Allah sana rahmet etsin" yani

Mesela sana su getiren birisine

"Hayyakumullahu rahmeh, cezakumullah ul hayr" diye dua edilir. sünnette yeri vardir. ve bu ne demekdir deyince "Allah seni su ile yeniden canlandirsin ve seni hayır ile cezalandırsın" demekdir. veya birilerine bir iyilik yaptin ve dedilerki " hay anana babana rahmet" diye dua etdiler ne demek bu, hani ceddin öldü ise onlara rahmet okumak güzel tamamda, ya diriler ise ise, onlara Allah nasil rahmet eder. mesala üstlerine yagmur yagar rahmet etmiş olur, veya onlarin veya senin banyo edecegin bir sebeb halkder, ve sen banyo yaarak vücuduna rahmet yagdirmiş olursun. ve yine su icerekde icini yikayip icine rahmet etmiş olursun. Ölü öldü zaten, ölüye rahmet, onun son defa cenazesinin yikanmasi ona rahmettir, ve yine artik bedeni topraga karişcak amma, rahmet su olmadan eriyip süzülüp topraga karişamazki, ölülere rahmet dilenmesinin sebebi, onlarin eski bedenlerinin topraga karişabilmesi için lazim olan yagmurun üzerlerine yagmasi, kabrine yagmasidir. ve mesela senin eşin sana cima teklif etti, bilki o kadin tarafindansa, allah erkegi yikayip rahmet etcek, erkek tarafindan ise kadini yikayip rahmet edecek, ve hatta ikisinide rahmet olcak. ve ayrilmaz ikili rahman rahim, anne baba, ve anne ve babaligin başi cima ile başlar, rahmet ile yikanmak ile devam eder. ve o yüzden muhammed "cuma günü bikr kimse yikar ve yikanirsa, ve cumaya giderse, ona her bir adım için bir yıllık amelin oruçları ve namazlarıyla sevabı yazılır." buyurdu yani yikar ve yikanirsa, yikayabilmesi için perşembe akşami cima ertmek sünnettendir, ve kadin perşembe akşami yapilan cimadan cocuga kalirsa, o cocugun alim kimselerden olacaginda ittifak etmişdir alimler. tabi usulune uygun bir münasebet ile ve hayır ve dua ile yapılan bir cima ile. ve kirlendin veya baktın gördünkü, bir adam işci kir pas icinde, işde o adama öyle dua etki, Allah o adami yakasin rahmet etsin, ve ne diye dua edersin

"Hayyakumullahu rahmeh, cezakumullah ul hayr" diye dua edilir.

ve bedenlerimiz cabuk kirlenmekde ve bir Allah dostu sohbetinde dediki: "insan günah işlemese, elbisesi dahi batmaz, kirlenmez" dedi. ve kirlenmemizin sebebine gelince günah olarak zaten bedenimiz yeterde artar bile ve Muhammed dedi:

''Her duyduğunu söylemesi, kişiye günah olarak yeter.''
Yazin sicakdan kavruldun, veya başka mevsimde de olur ve susayinca, eger Allah sana rahmet etmediyse sen su bulup icip ferahlayamazsin, Allah sana rahmet etmezse suyu nerden bulcan ve işde rahmet duasina ölülerden cok dirilerinde ihtiyaci vardir. ve Allah rahmet eylesin sadece ölülere degil ve ' "Hayyakumullahu rahmeh, cezakumullah ul hayr" diye dirilerede dua edilir. ve manasi itibari ile "Allah su ile sana yendien can versin, cezan hayır olsun" demekdir. ve cima güzeldir tatlidir melekler le sohbetin tadi verlimiş ona amma, insanin cimadan sonra yünmesi sanki eziyet ve ceza gibi gelir, amma yünmek, cezanın senin için hayr olmasıdır ve yani hayırlı bir ceza senin için yünebilcegin banyo edebilcegin bir durumun oluşmasıdır mesela. ve Allah dostlarindan duydugumuz ögrendigimiz kural ve edeb ve adab cima ettikden sonra, birkac saat icinde hemen banyo edip temizlenmek gerekir, muhammedin cima ettikden sonra sabaha kadar gusl etmeden yattigida rivayet olmuşdur, ancak genellikle en kisa sürede banyo edip gusl abdesti almişlardir. ve Allah dostlarida işde, cima edip cünüp oldukdan hemen sonrasi için, taa gusl edinceye kadar ki zamani abdestsiz gecirmemek için, bu arada teyemmüm edip, öyle teyemmümlü durmuşlardir. ve en kisa sürede, Allahin rahmeti ile yikanip durulanip abdeslenip temizlenmek edepdendir. ölümün ne zman seni yakalayacai belli degil, olurda o kisa süre icinde, Allah muhafaza bir afet oluverirde ölü yakalanirsin, Adapazari depreminde, nice ciplak ölü yatan, cima edipde yatmiş uyumuş ve afette ölmüş cünüp bedenler bulundu, bunlara Allah rahmet edip cenazeleri yikanmazsa, onlar bir daha cünüplükden kurtulamazlar, mundar mundar giderler ahirete, o yüzden ölüm yakalamdan, en kisa sürede abdestlenmek, ve gece cima edildiyse, bir saat, birbucuk saat icinde, hemen banyo edilmeli, veya beklemek zorunda isen, o sürede işde teyemmümlü bulunmak, evliya adetidir, sakınan korunan kimselerin ahlakıdır.

---oOo---

Eger bir memlekette muz veyahut temsili misal ile üzüm yetişebilcek bir havasi varsa, toprakda varsa, o devletin o muz ve üzümü hep diş devletlerden satin alacagina, kendi melektine dikmesi, veya başka agacalari o meyvalardan aşilayarak, oradada yetiştirip cogaltmasi, daha iyi degilmidir. ve cogalma yöntemi ücdür, ya onlari başka devletten satin alcak, kendi devletine gtircek, yahut oraya agaclarini dikip yetiştircek, yahutta başka dallara o agaclardan aşi yapacak.
ve Mehdi aleyhislamda bir dal ise, muhahmmedin dali ise, onuda herkesin bilmesi, ve ondan tadabilmesi için, önce onunda cogalmasi, yani her yerde ondan olmasi lazim gelmezmi! eger temsili misal ile elma bir tane olursa, o elmadan kac kişi tadabilir degilmi. ve hal böyle olunca elma dikmek için önce ilk elma dalinin meyva vermesi, ve o meyvaninda olgunlaşip, icinde cekirdeginin dürümesi lazimdir. ve o cekirdek olgun bir cekirdek olunca, onu alipda sen dikince, ikinci bir elma dalin olur, ve Hz. isa ise kimin dalinin meyvasi, daha önce yazdik, mehdinin meyvasi, ve o ruh yöntemi ile cogalabilen birisi dedik. ve elma dalinin elma meyvasi vemek, için önce bahar gelmesi, ve yeterince sulanmasi, ve cicek acmasi lazim. ve cicek acmaasida yetmiyor, o cicekleri, bir ari veya kelebegin veya bir rüzgarin döllemesi lazim degilmi? döllenmemiş cicekde meyva oluşmaz degilmi? ve hal böyle olunca, o dalda biten bir elmanin, o dal babasi, topragi anasi iken ve o elmelara biz, falan dalin elmasi filan dalin elmasi diyorken, onu dölleyen bir aridan hic bahsetmeyiz, o ari o meyvanin onun nesidir? anasmi babasimi yahut ruh babasimi, yahut kelebek nesidir? halbuki onu dölliyen o, o olmasa meyva olmaz dedik. o zaman babasi anasi, o dal ile o bahcenin topragimi, yoksa dölleyen arimi. ve bir cocugun fiziki anne babasi vardir, onlar cima ederler ve fiziki olarak cocugun tohumunu atarlar, amma işde mehdi gibilerde, onun cicegini dölliyen ruh babalaridir. eger o baba mehdi gibi salih kimse ise, o cocuk salih ve said kimselerden olur, yok süfli bir ruh döllediyse, o cocuk şakilerden olur.
O zaman mehdinin, bazen zaman zaman ruhi olarak dünyayi döllemesine niye şaşarsiniz, o cocuklarin annesi, yine annesi, babasida babasi, O (Hz Mehdi) sadece aynen elma dalinin ciceklerini dölleyen bir ARI gibi, Muhammedin hz Ali den olma Ali soyu veya ruhen dölleyebilen ARI soyudur.
ve ahmaklik edipde mehdinin dölledigi cocuklari kürtaj ile kesmeyin ey kafirlerden yana olanlar veya mümin aileler.
şimdi muhammed dünyada gezer olsaydi, hangi mümin imanli kadin, ondan cocuk yapmak istemezdi, soruyorum size. ve şimdi zamanin sahibi mehdidir, ve o da muhammedin bir dalidir, ayni elmanin meyvasi gibi onunda meyva vermesi için, dünyada tohum atmasi gerekmezmi, ve cogalmasi gerekmezmi? bir elma kime yeter 8 milyarlik dünyada,
ve yakin tarihlerde hamile kalan veya mehdi zamaninda hamile kalan kadinlar o cocuklari muhafaza ediniz, yakin zaman icinde hamile kalanlar için, o cocuk bir başak cocuk olarak dünya gelir inşallah ve mehdi cogalir inşallaH.

---oOo---
Biz evmizde Alaturka tuvalet kullanir ve taheret ederiz. evinde alafranga tuvaleti olanlar ve artik taharet etmiyen insanlar bizi gözetleyip birde bize pis muamelsi veya lakabi yakiştirmya kalkiyorlar. ve elimizle taharet edince ellerirmiz pis oluyormuş.
Muhammeden önce taharet nedir bilinmiyordu ve gö... yikanmasi muahmmedden ögrenildi , Muhammed cokmu pisdide eliye taharet etdi ve müminlerede taharet etmesini ögretti. alfarnga tuvletli evlerde oturup ,birde elim batcak diye gö...yikamaya üşenen ahmaklarin, eli temiz amma, kiclari cakildakli malesef, cakildak ile namaz kilnmaz, biz muhmedden böyle duyduk böyle ögrendik. yüzü yüz yikamiyor, yüzüde el yikiyor koluda kicida el yikiyor. poponu popon ile yikayamazsin, yine elinle yikamak zorundasin, banyo ederken po.. kafanlami yikiyon ahmak.

---oOo---

Bu dünyada baki kalan hoş bir seda imiş. hoş seda nedir güzel bir anma ile hatirlanmadir.
Edison lamba buldu ve bize haala ışık veriyor. ve edison için bazi alimler kafir demişler . lan ahmak hoca ahmak alim, kafir demek karanlik zulumet sahibi demek, lan angut, gece olunca lamba yakiyon, edison lambasi senin evini aydinatmiyormu? nasil oluyorda edison kafir oluyor, kafir karanlik enerji yayar, kafir aydinlik enerji yaymazki, ya gece vardir, ya gündüz, yani ya siyah ya beyaz, ya mümin ya kafir, ve sen onun ışık veren lambasinui kullanip aydinlanipta, birde ona kafir demen ne kadar ahmaklik degilmi. ve gecen dedik ki bizler Allahin yeryüzündeki halifeleriyiz, ve Allaj edisonda lamba ilmini aciga cikardi,
"Allah, göklerin ve yerin nurudur,.." diye başlayan Nur Suresi 35. ayette anlatılmak istenen nedir?

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Allâhu nûrus semâvâti vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâhun, el mısbâhu fî zucâcetin, ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durriyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâsi, vallâhu bi kulli şey’in alîm.

Meali: Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
(Nur, 24/35)

Burada Allah bir ampülü yahut bir lambayi tarif etmiyormu bu kadarmi zor bu ayeti anlamak.

ve biz Allahi nur sacan bir ışık olarakda biliriz, ve ve edison, ne ile taninir oldu, lambasi ile, nur sacan bir lambasi ile, o zaman nur sacan Allahi nasil anlayacagiz, ve o hailfede edison halifesinde aciga cikan ilim ile anliyicagiz, Allah nasil nur sacar diye, cünkü flarason beyaz ışık sacar, yani nur yayar. ziya ise güneş işigi . ve size ziya için alfa hareketini ögrettik, size komik bir kisa anlatayim yaşanmiş bir olay. evimizde kedimiz var, evde birde o kediye oynasin deiye koydugum plüş oyuncak tazman canavarimiz var, dün kedimin yataginin yaninda tazmani yerre düşmüş gördüm, ilahi yara rab yer gökmü ögrendi bu ziya hareketini alfa haretketini, ne oldu bilirmisiniz, yere düşen tazman oyuncaginida alfa hareketi yapar vaziyette buldum, yani Rabbime şükür ekdigimiz tohum ziya tohumlari cicek acmiş demekki hamdolsun.
işde hoş bir seda ile anilmak böyle birşey yaptigin bir güzelligin meyva vermesi, ve sen gittikden, ahirete göctükden sonrada o ögrettigin güzzelik ve ahlkin yaşanmasi, veya bir cami bir ceşme, veya hayirli bir evlat ile, yeniden cagrilip, güzel bir meclisde hoş bir sohbette anilman, yahut bizim ögrettigimiz alfa hareketi gibi, turuncu giymek gibi, veya sakal sünneti gibi, ve ögrettigimiz biligler gibi, bilgileri yaparak bizi öldükden sonra geri cagircak olanlar için rabbime hamdedirim. ve muhammed yeniden yeniden dogmakda, muhammed anilmasasalavat edilmese ona, hatirlanmasa unutulsa, o yeniden dogabilirmi, nice adi şani unutulmjuş insanlar var, onlardan bir eser, bir ses gelmez artik, amma nice erler varki, onlardan her meclsde bahsedilir. ve biz ahirete göcünce bizi hayirla yadedeceklere şimdiden teşekkür ederim, bizi kabrimizden yeniden dogmamiz, bir anneye varmamiz için, hoş bir seda ile cagiran ve cagircak olan mümin kardeşlerimi öpüyorum şimdiden.

Ebu Hureyre (ra)'den rivayet edildiğine göre, Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu:

"İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat."

(Müslim, Vasiyyet 14. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vasâya 14; Tirmizi, Ahkâm 36; Nesâî, Vasâyâ 8.)

Rabbim, Mehdi ve Cemaatine bu dünyada hoş bir seda birakabilmeyi nasip eylesin.

--oOo---


وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 24 Kasım 2015 Salı

Original Kar © glan

Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)