MUHAMMED

Muhammed


BAYRAK

TC.Bayrak



Welcome, Guest
You have to register before you can post on our site.

Username
  

Password
  





Forum Statistics
Members:» Members: 27
Latest member:» Latest member: Fahriye
Forum threads:» Forum threads: 12,355
Forum posts:» Forum posts: 13,183

Full Statistics Full Statistics

DOWNLOADEN


“Downloaden Bölümümüzden BEDAVA Grafik Paketleri,E-Kitaplar ve Bedava Bilgisayar Programlarını Tek TIKLA BEDAVA indirebilirsiniz”
(Raşit Tunca)




AYET

“Yeryüzüne muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır”
ENBİYA Suresi 105


FELSEFEMiZ

“ iSLAM OKUMAK YAZMAK YADA ÇiZMEK DEĞiLDiR, Yahutta O Hadis şöyle, Bu Ayette böyle diyor Diye Papağanlıkda Değildir. islam Kuranı ve sünneti HAYATINA TATBiK edip, Onunla Yaşayabilmekdir”
(Karoglan Raşit Tunca Sözü)


Raşit Tunca Sözü

“Yüzme bilmek Denizden çıkmana fayda vermez, taaki yüzme biliyorsan, denizedee düştüysen, ellerini, kollarını, ayaklarını çırpacaksın, ve birde tutuncak dal bulacak, tutunup çıkacaksın. ilimde böyledir, bir ilmi bilmek fayda etmez, taaki, onu hayatında tatbik edesiye, Dinde böyledir, din bilmek imanını kurtarmaz, taaki, ne zaman, bildiğin öğrendiğin dinini hayatında tatbik edip, yaşadın, o zaman belki kurtulursun.”
(Karoglan Raşit Tunca Sözü)

GÜZEL SÖZ

“ Bazen Hata Yapıvermek, Doğruyu bulmanın ilk Basamağıdır.
(Başağaçlı Raşit Tunca Sözü)




Terakki - Cennet veya Cehenneme Dönüşüm

(Kar©glanin 27 Nisan 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِذَا جَاءكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَن عَمِلَ مِنكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِن بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ


Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm

Meali :

Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman, de ki: “Selâm olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قُلْ إِنِّي عَلَى بَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّي وَكَذَّبْتُم بِهِ مَا عِندِي مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِهِ إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ يَقُصُّ الْحَقَّ وَهُوَ خَيْرُ الْفَاصِلِينَ

Kul innî alâ beyyinetin min rabbî, ve kezzebtum bihî, mâ indî mâ testa’cilûne bihî, inil hukmu illâ lillâh(lillâhi), yakussul hakka ve huve hayrul fâsılîn

Meali :

Ben sizinle, o sizin acele ettiginiz Kiyamet arasindaki ayrac gibiyim. Ki baziniz onu, kisa ve yakin kilmaya calişirken, ben (veya O) ise, onunla (Kiyamet ile) araya fasila koyup, acmaya calişanim. Artik Aramizda ki Hüküm Allahindir.

(Sadakallahul Aziym EN'AM-57 ayet )

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“En şiddetli düşmanın, iki yanın arasındaki nefsindir.”

( Hadis-i Şerif , Beyhakî)

“Şüphesiz ki her şeye cilâ verecek bir âlet vardır, kalbin cilâsı ise zikrullahtır.”


( Hadis-i Şerif , C. Sağir)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

[attachment=38461]

Zikri Raşidi Evradı Pro9.3 Çıktı, Aldinizmi Okudunuzmu

[attachment=38462]


Yolumuzdan gidecek ve zikirilerimizi cekecek olanlarin dikkat edecegi hususlar
1 - ilk 40 gün aksatmamaya calişmak. Eger aksarsada en kisa sürede 40 güne tamam etmek
2 - Bu dualarin yaklaşik tamami, ya ayet, yada hadislerden derlenmişdir. Dualari dua olarak anlamini bilmeden okumayi birakip, dualarin manalarini, internete yazarak veya hafizlardan sorarak, manalarinida bulup ögrenip öyle okumaya devam etmek, cünkü şeytan ve Deccal aleyhillane, size ilerde bu dualari yanliş okutmak için yollar arayacakdir, ve siz manasinida bilirseniz, sizi yaniltamaz, amma sadece arapca ezbercilik yaparsaniz, o zaman "e" yerine "be" dedirtir ve FAYDA YERINE ZARARI OLUR.
3- ilerde siz duada hizlandikca, şeytan ve deccal sizin gözünüze duayi yanliş göstermek için, okurken sizi adim adim takip edecek, ve sizi yakalarsa size duada iyi şeyler isterken bunlari ters cevirip kendinize beddua ettirnmeye calişabilir, buraya gelince dikkat ediniz, ve şeytan ve deccal sizi takibe başladiysa bir ibadette, mesala namazda hanefiyi yapiyorsaniz, onun yaklayacagini hissetginizde, o ibadetin şafisini biliyorsaniz şafiye gecin hemen, onuda yakalacacak olursa, maliki ve hanbeliye atlayin hemen, yani eger duanizi arapca okuyor manasinida kendi dilinizde biliyorsaniz, birde yabanci diliniz var ise, o zaman mansini bilirseniz tam sizi yakalayacagi sirada, mesala almancaya ve ingilizceye gecin, atlayin. almanca manasini dua edin, o zaman yakalayip yaniltamaz, yani sekte yapin, birinden birine sekin ve sekte koyunki sizi takib edemesin.sonra tekrar arapcaya dönersiniz izinizi kaybettirince.
4- Artiik Zikirleri ezberleyince, bazen zikrederken, diliniz zikrederken, akliniza başka şeyler gelecekdir, ve siz onlari düşünürken dil otamatik pilota gecip zikre devam etcekdir. ancak akliniz başinize gelipde zikrinizi hatirlayinca otamatik pilottaki dilin zikrettigi yer, sizin biraktigniz yer olmayabilir, o ileri veya geri kalmiş olabilir, siz burada, aynen bazi televizlyonlarin cok kanalli bir satalit receiverini acinca, sen mesala TRT1 e bakacan amma, acinca TV yi o dünkü kaldigi yerde kalmiş olabilir, ve o yüzden, sen acinca aynen yeniden TRT1 sececegin gibi, Zikirde de uyaniklik hali gelipde kumanda size gecince, hatirladiginiz kadari ile, en son kaldiginiz yerden devam edin, otamatik pilotunkinden degil yani .
5- Cektiginiz zikirlerde bazen şeytan unutturur, veya yerimizi kaybettirir ve ikimi cektim ücmü cektim durumuna düşeriz, aynen namazda iki mi kildim ücmü gibi, bu durumda evla olan, kalbimiz kac cekdim diyorsa onda karar kilip gerisini tamam etmekdir. nitekim namazda kural, böyle bir vehme düşünce yapilmasi gereken, kalbin kacda mutmain ise o kadari kildim sayip, kalani tamamladikdan sonra, iki defa secde edip selam vemek yani sehiv secdesi yapmak yeterli dedi muhammed. bizde duamiza alfabe duasi koyduk ki onunla zaten hatalarimiz ve eksiklerimiz tamamlanmiş olcak. yani duamizin sehiv secdeside işde o alfabe duamizdir, zaten zikirin (Evradin) icinde mevcuttur.
---oOo---

Vaaza dönersek gecen hafta sibgatullah demek Biyolojideki DNA demekdir demişdik. ve ayrica

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ

Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn.

Ey iman edip Allah’a yaklaşmayı dileyenler, doğrularla iyilerle beraber olun.

TEVBE Suresi 119. ayet

ve Allah müminlerine ve dostlarina iyilerle berabar olmamizi emretmiş, yoksa bizlerin hasta olacagini, amma bu hastalik manevi olur ammada maddi olur demişdik. Ve

Allah’ın sevmediği davranışlarin sevmedigi kimselerde oldugunu, onlardan uzak durmak gerektigini yazdik, bununda bizim maddi ve manevi sihhatimiz için oldugunu yazdik söyledik. ve böyle olunca Yeni versionumnuzda Ebubekr olarak dogabilmek için, ve onun tabiatinda cibilliyatinda dogabilmek için, sadikjarla beraber olmak gerekmektde, ve sözünün eri sadik sözüne sadik kimselerr olmak gerekmekdedir, böyle olunca dogacak cocuga konacak olan Ebubekir ismi öyle yalancikdan degil bizatihi Ebu bekir gibi cocuklar dogabilir, yine adaletli ve adil kimselerle dostlukda, onlarain ahlakiyla ahlaklanirda adaletli davaranabilirsek, o zaman yeni veersionumuzda Ömer olarak dogariz, yahutta buna zit olanlar, Hz. ömere münafiklik edenler gibi dogar, yahut ibrahim ibrahim ise, onun antisi gibi davrananlarda, nemrut olarak dogarlar, musa olcak cocugunda illaki bir firavunu olur, yani onun antisi olarak dogan firavun cibilliyatli cocuk.
DNA spiralinde 3 sarmal vardir, birincisi anne taafrindan gecmişimiz, 2. si baba tarafindan gecmişimiz, ve 3. de ceddimiz yani, hangi peygamber soyundaniz, onu belli eder, ve hepsinden karekteristik özelikler alir cocuk ,bu DNA sayesinde, o yüzden mesela memeli hayvanlar bellidir, ve onlarin cibilliyatini taşiyan kadin ve erkeklerde, gögüs kisimi iri olur, ve memesiz hayvan olanlarda ise gögüsler kücükdür, memesiz olurlar, onlarin cibillyatini taşiyan insanlar, yine zehirliler bellidir, zararli kimseler,zarari neticesinde hangi zarari oluşturuyor ise, o hayvanin cibiliyatini taşiyor demekdir.
ve işde eger, ebu bekr gibi cocuk olmak isterken, dogrular yerine, kazibin ile yalancilarla beraber olunursa, işde o zaman Ebubekrin antisi olacak olan cocuklar dogar, yani allah herkesi düşmani ile yaratirki biri ile digerini tesviye eder işde.

Zikir Evradimizdaki istiaze duasinin gayeside budur zaten. kendimizi ve askerlerimizi bu kötü sifatli kimselerden uzak tutmakdir manasi, ve sütü süt olarak muhafaza edemeyen, peynir yaparda muhafaza eder, peynir olarak muhafaza edemeyen yogurt yapar, ve maya olarak muhafaza eder, onuda yapamayan kesik ve norcuk olarak cökelek olarak muhafaza eder, onuda yapamayan kurtlu kurtlu yer, bu temsili misaldir. insan insan olarak kalamiyorsa, kendi dogdugu sifatini koruyamaz ise bir alt seviyeye iner, onu muhafaza etmeye calişir, onuda edemez ise, yine bir derece daha aşagi iner, ve onu muhafaza etmeye calişir, iyilerden en altta levvame nefis vardir, en azindan levvame nefsi korur onuda koruyamaz ise ateşe girmeye razi olur, ve kötü veya zehirli yahut vahşi bir yaratik olmaya razi geldi demekdir, ve cehhenem ehli oldugu ve olacagi aşikaredir, ve cennette akrep olmaz, cennette timsah olmaz, cennet ulvi ve temiz salih kullarin yurdudur, gercek mümin zarari dokunmadigi gibi birde derecesi yüksek olanlar faydalidir, en azindan Hz üzeyrin eşegi gibi sirtina binilir, yükünü taşir, seni taşir, bir üst "at cibilliyati" yine daha süratli gider, seni ve yükünü varacagin yere ulaştirir, daha faydalisi mesela "ari" kendisi yenmez amma, yaptigi bal temizdir yenir, şifa olur, daha iyisi inek koyun gibi, hem etinden, hem sütünden, hem derisinden fayda görülür ve bunun misalide hem yaşarken faydalidir, hemde öldülkden sonrda faydli olan alimler gibi kimselerin cibilliyatlari olan hayvani nefisler. Amma bir timsah deresine gölüne geleni hart diye yutar, faydasi yok birde zarari var.
işde iyilerle beraber olarak iyilerin ahlaki ile ahlaklanan elbet terakki eder, onlarla beraber olur onlarin gidecegi yere gider , onlarla iyilerle beraber olup dostluk etmeyen daglarda kurtlarla tilkilerle dostluga başlar, ve en kötü yaratiklara kadar düşer, ve en son kötü bir mikrop olur cikar. ve en aşagi nefislerin başi emmare nefisli kimseler olurlar ve onun aşagisi "emmare bissüi" kötülükden zevk alan nefis, cehennem ehli yaratiklar, artik cehhenneme dönmüş olanlar gecen haftlardaki ayet, yani cehennemin parcasi olmuş olan yaratiklar. Temsili misal mümin birisini köpek isirdi, işde senin bir günahina cehennem oldu yakdi, yani isirdi seni, daha ne cehennemi ariyon sen, ve bir başkasi ateş oldu ve bir mümini yakdi, işde bir günahin yüzünden o ateşin parcasi olmuş bir insanin cibilliyati seni yakdi, sana zarar verdi demekdir.
Dinde terakki vardir ve nefis katman katman ya yükselir ulvi ruh derecesine cikar, yada sufli kötü ruh derecesine iner, kimde hata ettikden sonra kendini düzeltirse, rabbinin rahmeti onu yakalar ve terakki eder, bu terakki ya iyilere dogrudur, yada kötülere dogrudur, ya yukari, yada aşagi dogru olur bu baştaki ayette şöyle gecer:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِذَا جَاءكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَن عَمِلَ مِنكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِن بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ


Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm

Meali :

Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman, de ki: “Selâm olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَسَلَامٌ لَّكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
وَأَمَّا إِن كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ فَنُزُلٌ مِّنْ حَمِيمٍ
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ
إِنَّ هَذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ

Fe selâmun leke min ashâbil yemîn.Ve emmâ in kâne minel mukezzibîned dâllîn. Fe nuzulun min hamîm. veya Ha ve mim . Ve tasliyetu cahîm.
İnne hâzâ le huve hakkul yakîn

Ey sağdaki!( ey iyler zümresi) Sana selam olsun!
(Dallin veya sol ve kötüler) Ama yalanlayıcı sapıklardan ise,
Ve onlar için alevli ateşe atılma vardır. su gibi kaynamak vardir.
veya asli vatani ateş olmak vardir, yani ateşden bir parca olmak vardir.(yani Cehenneme dönüşmek vardir.)
ve bunlar muhakkakki taddirilarak, hakkal yakin bilinir ve ögretilir.

VÂKIA Suresi 91. 92. 93. 94. 95. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً فَادْخُلِي فِي عِبَادِي وَادْخُلِي جَنَّتِي

Yâ eyyetuhân nefsul mutmainneh, İrciî ilâ rabbiki râdzıyeten mardzıyyeh, Fedhulî fî ibâdî, Vedhulî cennetî.

Meali :
Ey mutmain olan nefs!“Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön! gir kullarimin içine , gir cennetime (Cennete dönüş, Cennetin parçası ol)

FECR Suresi 27. 28. 29. ve 30. ayetleri

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ رَبَّنَا إِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَ

Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahmeh(rahmeten), inneke entel vehhâb. Rabbenâ inneke câmiun nâsi li yevmin lâ raybe fîh(fîhî), innallâhe lâ yuhliful mîâd.

Meali :
(Onlar şöyle yakarırlar): “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.”
“Rabbimiz! Şüphesiz sen, hakkında şüphe olmayan bir günde insanları toplayacaksın. Şüphesiz Allah va’dinden dönmez.”

ALİ İMRAN Suresi 8. ve 9. ayet

---oOo---

أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 27 Nisan 2016 Çarşamba

Original Kar © glan


Allah ın Kullarını Siigaya (SiiGA VEYA SIBGATULLAH A) Çekmesi Nedir?

(Kar©glanin 21 Nisan 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

صِبْغَةَ اللّهِ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ صِبْغَةً وَنَحْنُ لَهُ عَابِدونَ

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 138. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Sıbgatallâh(sıbgatallâhi) ve men ahsenu minallâhi sıbgaten, ve nahnu lehu âbidûn

Diyanet Meali :

“Biz, Allah’ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz” (deyin).

Tefsiri Manada Bizim Mealimiz :

Sibgatullah demek Allahin siigaya cektigi kul demekdir , (siiga demek ise fiillerin cekimi yani mesala yapmak fiili cekilince "ben yaptim, o yapti,, onlar yapti,sen yaptin siz ikiniz yaptiniz, sizler yaptiniz, ben yaptim,biz yaptik,....gibi) ve Allah insani öyle terbiyet ederki, siigaya ceker, bugün o yapti bu yapti derken, birde bakmişsin o fiili yapan sen olmuşsun, o yapinca sana olmuyorduda, sen yapincami oldu, sen ne yaptin, o fiili sen nasil yaptin , sonra mesala o adam bagirdi, yarin sen bagirmaya başlarsin, o bagirinca ona yakişmiyorduda, sen bagirincami sana yakişdi? Allah işde insani siigaya cekerse böyle ceker, ve bir fiilin faili olarak sen, ben, o, biz, siz, onlar olarak sana tatdirir, hakkalyakin tatdiriverir.) Allahdan güzel siigaya cekenmi olur, yani terbiyet edicimi olur, ve bizler onun kullariyiz, onun tesbihi gibi, o ne cekerse biz onu cekmiş oluruz, yoksa tesbih denesinin kendi başina cektdigi zikir degil, tesbihi cekenin zikri önemlidir, velhasil kelam, seni tesbih yapip cekince, ne olarak cekdi, sen ne yaptin, sen konuşdun, onlar konuşdu, sen namaz kildin, onlar namaz kildi, sen zikrettin veyada onlar zikretti, ve sen bakdin, veya onlar bakdi, sen o tesbihde nerde yer aliyon velhasil kelam, bütün mesele budur, yoksa Allahin renginden başka renkmi var güzel olan demekde ne mana. Allahin boyasina boyanin ne mana bu ayete, varmikim Allahin yaratmadigi bir renkde, başka bir renge boyanipda o boyasini cikaripda allah rengine boyansin. siyahmi Allahin yaratmidgi renk, beyazmi, mavimi, hangi rengi Allah yaratmadida o renkden cikip, öbür renge gircegiz. Bu mana benzetme olarak olsa bile, yani Allahin emrettigi işleri tutun, onun sevdiklerini yapin, o insanlari sevdigi renklere boyar manasi olunca bile, az bir mana olur, ve siiga tesbih ipi manasinadir. yani onun dizdigi tesbihler gibi olun, onun dizidigi tesbih mesala Bakara suresindeki harfleri öyle bir siraya dizmişki, bunu ondan başka o şekilde dizebilcek bir ikinci şahis yok. yani harfler tesbih olmuş dizilmiş, hic onun dizdigi tebihden güzel tesbih olabilirmi, yani bakara suresi en güzel şekilde, hem kevni, hem dünyevi, hem mali, hem manevi manada en güzel bir diziliş ile dizilmiş bir zikir, bir tesbihdir. onu, o harflerle dizili oldugu halde okumak, onun o tilsimini oluşturur, yoksa arabin arapca acemin acemce, o sureyi teleffuz etmesi o manayi vermez. nitekim herkesin facebook, twitter hesabi var yaklaşik olarak. Haydi herkes Login isminin manasini bir arapca harflerle veya arapca manasini yazsin, sonra girmeyi denesin, yahut ayni isimi mesela bizde "cicek" demek almancada "blumen" ingilizce "flower" haydi ingiliz ayni isim ile girmek için flower kullansin, alman blumen türkde cicek desin, ve şifreyi girip, girmeye calişsin, giriş yapabilirmi yapamaz, neden cünkü o üye eger türk ise, o giriş nick ismini "Cicek" koydusa, ona ingiltereden girince "flower" demek ile giremez yine almanyaya gidince "blumen" demek ilede giremez, illa cicek yazmasi lazim, illa cicek. öylede, ey ahmak insan, sen niye elhamdüyü öyle türkce dizmeye kalkiyon, yahut ingilizca almanca dizmeye kalkiyon, halbuki Allah buyuruyor, en iyi sibgaya ceken Allah dir ve o elhamdüyü nasil bir dizilim ile cekdiyse sibgaya, sen onunla, onun marifetine, hikmetine, manasina maneviyatina giriş yapabilirsin, yoksa fatiha fatiha olmayinca sen kurana giriş yapamazsin, önce fatihani düzeltcen, ey ahmak insanoglu. Cünkü Fatiha demek aciliş, yani şimdiki yüzyilin manasi ile, kurana, kainat kitabina Login yapmak için kullancagin giriş bilgin demekdir o. ve sen dogru giriş bilgilerine sahip degilsen, o kainat kitabina girip, icindeki hikmetleri ögrenemezsin, önce dogru login yapman lazim, giriş yapman lazim, ve namazda her rekatta fatiha okunurki, yani login yapmasini ögreniyorsun, amma sen Login yapamiyorsan, senin o kildigin namazda, okudugunda beyhudinedir.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 138. ayet

---oOo---

Muaz bin Cebel (ra) şöyle dedi:

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular


‘Herkim kardeşini (işlediği) günahtan dolayı ayıplarsa, kendisi o günahı yapmadan ölmez!’ buyurdu.”

( Hadis-i Şerif ,Tirmizi 2620)

Başka bir hadiste de şöyle geçmiştir.

Vâsile bin el-Eska (ra) şöyle dedi:

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

‘Kardeşinin başına gelene sevinme! Allah ona rahmet eder de, senin başına verir!’ buyurdu.”

( Hadis-i Şerif ,Tirmizi 2621)


"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Allah elmaya öyle bir DNA yazmişki, aynen kuran sureleri gibi, öyle bir tesbih ve harf dizilimi, ve sen ey ahmak bilim adami, bunun harflerinin yerini degiştirince ve oynayinca, temsili misal ile Web dizaynirlarin kullandigi HTML ve PHP yazilimi gibi, birde CSS denilen yazilim vardirki, bu internet sayfalarinin görünümünü onunla ayarlarsin, hangi resim, nerde gözükcek, hangi font yazi kullanilcak, kac büyüklükte harf kullanilcak, yahut bir resim sayfanin tam neresinde göükcek, mesala bir resime sen CSS kodu ile dedinki, sayfanin % 90 nin kapla dedin, ve %10 boş kalcak oraya başka resim gircecek demek olur bu, amma sen onu öyle yapmazda degiştirip oynayip mesala %90 yerine 90px göster dersen olmaz, yani işde Allah elmanin sapinin buluncagi yeri, öyle bir CSS ile yazmişki onlara DNA diyoruz, ve o sap eger o CSS ye uyarsa o Zaman tam yerinde oluyor, yoksa YILIK yamuk elmalar olur degilmi. yine Allah, insana göz vermiş, ve bunu yazdigi DNA da mesala diyorki : kafanin yukarisindan 80px aşagida, ve sag tarafdan 10px iceri gir, ve ortala ve, sag göz yap dediyse, sen bunu aldin 10 pxl i 12 px yaptin, DNA yi bozdun, YILIK yamuk adamlar, insanlar, cocuklar dogdu demekdir. ve Allah en güzel tesbihe dizendir, "sibgatullah" Allah tesbihi en güzelidir. en güzel sibgaya cekendir O. ve Allahin yazdigi tesbihi sibgayi (FITRATI) bozmayin, en güzel tesbih dizen odur demekdir bu. benim annem boncuk cüzdan örerdi, ve örülcek cüzdanin modeli bir kagida cizilir, ve fakat o modeli örmek için, önce rengine ve sirasina göre, boncuklar tane tane, hangi renkden başlayip sonra kac tane diger renk, sonrada diger renk boncuk gircek, bu sira ile hesap edilip, önce boncuklar ipe dizilir, ve ondan sonra örülür. işde Allah da, DNA ya öyle bir yazilim yaziyorki, o annenin aldığı o cocuga ait olcak olan lokmalardan olcak hücrelerdaha önceden bellive ve onlarin giriş sirasi bile belli olamsi lazimki sira ile aynen boncuk cüzdanin önceki dizilimi gibi cüzdanin modeli olabilsin, ve onlar sira ile annein evine gelip o yer ise, o zaman onlar yerli yerine dizilcekdir, ve gecen hafta benzeri mana ile dedik, yani gidin bir araba yapan, yahut telefon yapan fabrikaya, malzemeler ayridir ve fakat, malzemeler hazir ise, onlar fabrikada yerli yerine takilmak için başlaninca, bir vidanin numarasi uymasa, oraya robot onu takamaz dedik, gecen hafta ve öyle olunca, kimse kimsenin lokmasini yiyemez demişdik(inek veya Dana olcak lokmayi kartal olcak olana takamazsin yani). ve işde kaldigimiz yerden burada devam edince,demekki DNA demekde : Allahin SIBGASi demekmiş, ve o tesbihin sirasinda DNA zincirine bakinca, sen anliyamazsin, onun nerdeki bir göz hücrsi, yahut kulak memesi olacagini, cünkü senin önce o modeli bilmen lazim. modeli bilmeden yani cüzdanin yüzüne kartal cizilcek ise, o kartal resimine göre boncuklar dizilir, eger kedi yapilcak ise, kediye göre dizilir, öyleyse, ey ahmak bilim adami, sen dogacak cocugun ne cibilliyatinda olcagini bilmeden, niye onun kulagini gözünü yapcak olan bu DNA yi oynuyorsun ahmak. cünkü kartalin didek boyu bellidir, ve o ice dogru kivrik olabilir, amma leylek yada ördegin ki öyle degildirki. yine ördek olcak cocugun dudak yapisi, ördege uygun yapida olurki, onun sifati bilinsin, amma sen ördek olcak olna, kedi dudagi taksan olurmu allah aşkina. bir bunu anlatsin bu ahmaklara, allah aşkina (DNA yi Bozan ahmak bilim adamlarina).


---oOo---

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّ اللّهَ لاَ يَخْفَىَ عَلَيْهِ شَيْءٌ فِي الأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاء

İnnallâhe lâ yahfâ aleyhi şey’un fîl ardı ve lâ fîs semâ

Meali :

Şüphesiz yerde ve gökte Allah’a hiçbir şey hafi degildir, gizli kalmaz.

ALİ İMRAN Suresi 5. ayet

Cook önceki vaazlarimizda Hz Eyyubdan bahsetdik, ve onun cibilliyatinin bugday oldugunu, ve onun, allahin dostlarini birakipda, allahin sevmedigi kimselerle olan, müfsidlerle dostluk etmesi sonucu, onu müfstilerin yemeye başladigini, yani bugdayin güve zararlisi tarafindan yenip, yenik ekin tanesine döndügünden bahsetmişdik, işde yerde gökde ona hicbirşeyin gizli kalmadigi cenabi mevlamiz bize buyuruyorki:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ

Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn.

Ey iman edip Allah’a yaklaşmayı dileyenler, doğrularla iyilerle beraber olun.

TEVBE Suresi 119. ayet

ve Allah müminlerine ve dostlarina iyilerle berabar olmamizi, yoksa bizlerin hasta olacagini, amma bu hastalik manevi olur ammada maddi olur.

Allah’ın sevmediği davranışlar:

Allah, aşırı gidenleri sevmez. (Bakara, 2/1909 – Maide, 5/87 – Araf, 7/55 )
Allah, fesadı sevmez. (Bakara, 2/205)
Allah, kafirlikte ileri gidenleri ve günahta ısrar edenleri sevmez. (Bakara, 2/276 )
Allah, kafirleri sevmez. (Âl-I İmran, 3/32 – Rum, 30/45 )
Allah, zalimleri sevmez. (Âl-I İmran, 3/140 – Şura, 42/40 )
Allah, kendini beğenen ve övünüp duranları sevmez. (Nisa, 4/36 – Lokman, 31/18 – Hadid, 57/23 )
Allah, hainlikte ve günahta çok aşırı gidenleri sevmez. (Nisa, /107 – Hac, 22/38 )
Allah, ağır ve inciten sözlerin açıktan söylenmesini sevmez. (Nisa, 148 )
Allah, fesat çıkaranları sevmez. (Maide, 5/64 – Kasas, 28/77 )
Allah, israf edenleri sevmez. (En’am, 6/141 – Araf, 7/31 )
Allah, hainleri sevmez. (Enfal, 8/58 )
Allah, kibirlileri sevmez. (Nahl, 16/23 )
Allah, şımaranları sevmez. (Kasas, 28/76 )

ve Hz Eyyubun denileni tutmamasi sonucu yani

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ

innallâhe lâ yuhıbbul mufsidîn.

Meali :

Muhakkak ki Allah, müfsidleri (fesat çıkaranları) sevmez.

KASAS Suresi 77. ayet

Hz. Eyub hastalanip yenik düşdü.

ve Allah senin mümin dediklerine rahmeti ile mumele ettigi gibi, diger yarattiklarinada rahmeti ile mumele eder, ve kullarinin hepsini gözetir. ve işde Eyyuba tenbih ederken bak ey bugday adam, sen güvelerle dostluk edip otorup kalkma, yoksa onlar seni yemeye başlar, diye tenbihledigi gibi, güve zararlisina da, ey güve, bak sen falancilarla dosluk etme, yoksa onlar seni öldürüp seni tüketirlerde güve diye birşey kalmaz diye tenbih eder.

ve yine şeytanlarin hepsi müslüman olsa, takke takip, camide oturup, en iyi müslüman olsalar, o zaman şeytanligi kim yapacak degilmi? mesala temsili mana ile, eger traktör traktörlük yapmazsa tarlalari kim sürecek, evet eskiden öküzler beygirler sürüyordu amma, ne kadar, bu kadar insanin yiyecegi geniş araziler, öküz ile sürmeyle baş olurmu hic, yani yine otobüsler ve şoförleri otobüscülük yapmazsa yolculari kim taşiyacak degilmi?

ve şeytanin elemantar yapilarindan birisi olan demir elementi, öyle bir yapidaki, herkes oksijenle hayat bulurken, demiri oksijen öldürüyor, cürütüyor, yok ediyor. yani ZIT ve TERS bir yapisi var, hakka, hakkin kuralina ters bir yapida yani. öyle olunca onu yaratan başkasimi, hayir o da Allahin kullarindan bir kulu, ve onada rahmeti ilemi muamele eder allah, evet onada rahmeti ile muamele eder, ve Allah birilerine vahyetti ve ögrettiki, demir nemli ortamlarda kalinca, ve üst yüzeyi oksijen, veya suyla temas edince, onu cürütmekde yok etmekde, bunun önüne gecebilmek için, birilerine vahyetti ve ögrettiki, yagli boya diye birşey keşfettirdi ve, yagli boya ile demirin yüzeyi boyaninca, onun yüzeyi hava yani oksijenle ve su ile temasi kesilmiş olmakda ve böylece onun da yok olmasinin önüne gecilmiş olmakda. ve o yüzden Allah mümine kötülerle arkadaşlik etme derken, şeytan ve teba sinada, sen şeytan kalmak istiyorsan, o zaman oksijenli kimslerle dostluk etme diye tenbih etti, ey insanoglu ve sen sanma , şeytan seninle dost olur, o bilmezmi ki senin ona zarar verecegini, onu cürütecegini, sen insanoglu, sen ahmaksin, sana şeytan ve askeri zarar verip seni tüketirken, sen onunla dosluk kurup onun istklerini yeine gitirirsin, halbuki o seninle yüzsene birlikte olsa bile, sana dost olmaz, o bilirki sen onun için zararli mahluksun,

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn.

Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size çetin bir düşmandır.

YASİN Suresi 60. ayet

insanoglu ancak sensin bunu bilmeyen, kurani anlamayan, kuranin hakikatini anlamayan ahmaksin,
neden şeytan, adem testi halindeyken onun icine dişina girip ciuip hak tüü b buna dost olmam dedi anladinmi şimdi. cünkü sen ona zarar veren yapidasin, sende hayat venen oksijen var, sen onun ezeli düşmanisin ahmak insan, anla artik bunu, ve kurani ve kainat kitabini dogru oku artik .

Allahin biz müminlre tenbih babinda sevdiği davranışlar:

Allah, ihsan sahiplerini sever. (Bakara, 2/195 – Âl-i İmran, 3/ 134,148, Maide, 4/13,93)
Allah, çokça tevbe edenleri sever (Bakara, 2/222)
Allah, temizleri sever. (Bakara, 2/222 – Tevbe, 9/108 )
Allah, takva sahiplerini sever (Âl-i İmran, 3/76 – Tevbe, 9/4,7)
Allah, sabredenleri sever. (Âl-i İmran, 3/146)
Allah, tevekkül edenleri sever. (Âl-i İmran, 3/159)
Allah, adaletli olanları sever. (Maide, 4/42 – Hucurât, 49/9 – Mümtehine, 60/8 )
Allah, kendi yolunda saf saf mücadele edenleri sever. (Saf, 61/4)
Allah’ın sevdiği topluluğun özellikleri. (Maide, 5/54)

Allah’ın en çok sevdiğini ifade ettiği insanlar beş defa geçen; ihsan sahipleri.
İkinci olarak, üç defa ile adaletli olanlar ve takva sahipleri geliyor.
Üçüncü olarak, iki defa ile temizler
Dördüncü olarak, bir defa ile de tevbe edenler, sabredenler, tevekkül edenler, Allah yolunda birbirine kenetlenerek mücadele edenler ve Allah’ın sevdiği topluluk geliyor.

--oOo---

Denilirki şeytan aleyhillane, Allahin kara köpegidir, ve o nu kullarini terbiyet etmek ve sürüsünü gütmek için kullanir, yanliş merada yayilmaya kalkarlarsa, onu salar kovalatir, yine yanliş işlere dalarlarsa onunla onlari güdüp gidecegi yere dogru sürer. ve o yüzden diyoruzki şeytanla ugraşilmaz, namazin bir rekatini caldiysa, bu sabah namaziysa, muhammed iki rekatta sünnet koydu, farz olan zaten iki rekatti, ve hem sünnetten hem farzdan birer rekatini caldiysa, öyle onunla iddahlaşirsan, 20 sene kilmaya kalksan, o yorulmaz ve seni herseferinde yener ve yaniltir, yine o yüzden muhamed dedi unutursaniz yanilirsaniz, nerde kaldiginiza kanaat ediyorsaniz onu esas tutun, ve sonra kalni tamamlayipda iki tanede sehiv secdesi edin yeter dedi, yani öyle bu bu sabah namazini tekrar kilcan, dogru kilcan diye ugraşma, zamanini harcama, boş işdir. o kara köpekle ugraşilmaz, o seni kafasina koyduysa, birak onu, ve muhammedin sözünü dinle, ve onunla iddahlaşma, ve kil kilabildigin kadarini, zaten farz iki rekat ise, bir farzdan birde sünnetden kilabildin ise, tamamdir zaten, namazi tekrar etmeye kalkma yani.
ey insaoglu sanma sen bu dünyanin hakimisin sadece, Allahin yarattigi her kulu yarattigi her varlik seninle eşit hak sahibi, bu dünyada, o yüzden sanma bir mikrobunu yaratipda onu teketmiş, varmi Allahdan gayri, birşey yaratabilcek bir güc, bir mikrop bile üretbilcek bir kimse. mikrop dahi Allahin müsadesi ile olan bir varlikdir, ve onun varligina müsade eden, onun yiyecegini icecegini, ve hayat ve ömrünüde bicendir, ve bu kadar karmaşada, Allahin boşuna bunlari yaratmadigini anlayabildinse deki:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىَ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ

Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard, rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ, subhâneke fekınâ azâben nâr.


Meali :

Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunlari boş yere yaratmadın, seni abes işle iştigal etmekden uzak tutarız. Bizi ateşin azabından koru” derler.

ALİ İMRAN Suresi 191. ayet

Rabbim inanan mümin kullarina, Allahin, abes işle iştigal etmedigini anlamak nasip eylesin.


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 21 Nisan 2016 Perşembe

Original Kar © glan

YAKiN BiLGiSi NEDiR? ÖRNEKLERiYLE

(Kar©glanin 12 Nisan 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الم تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ الْحَكِيمِ هُدًى وَرَحْمَةً لِّلْمُحْسِنِينَ الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ أُوْلَئِكَ عَلَى هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Sadakallahul Aziym LOKMAN Suresi 1. 2. 3. 4. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Elif lâm mîm. Tilke âyâtul kitâbil hakîm. Huden ve rahmeten lil muhsinîn. Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhırati hum yûkinûn.

Meali :

Ayaktakilere Egilenlere Oturanlara dir bu söz.
Bunlar, hakîm olan Karar mercii olan Kitab’ın Âyetleri’dir.
Bu ögütler sadece ihsan makaminda olanlar icindir, (önüne gelenin yapacagi işler degildir, Doktorun yapmasi gerekeni hakim yaparsa olmaz , hakimin görevini, calgici yapmaya kalkarsa yine olmaz).
Ve Onlar, namazı ikame ederler (namaz kılarlar), ve zekâtı verirler. Ve onlar, ahireti yakinen bilirler.

Sadakallahul Aziym LOKMAN Suresi 1. 2. 3. 4. ayet


---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin. "Ya Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?" denince, iş ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin.buyurdu.

(Hadisi şerif)


"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ

Va’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakîn.

Ve sana “Yakîn Bilgisi” gelinceye kadar , Allah a Kullukda Devam et.

Sadakallahul Aziym HİCR Suresi 99. ayet

isa efendimiz öyleki ona öyle bir yakin bilgise gelmişdiki, hangi şeyin, hangi topragin, hangi bitkin, kimin cibilliyati oldugunu biliyordu, cönkü o nun, o topragin o melekeleri ona diyorduki : ben falanciyin, ben fillanciyin, bu muhmede ne zaman geldi, taa müşrikler muhammede davet verip, sonra onun yemegine zehir katip sunduklari güne kadar, onda o yakin bilgisi yok idi, ve o gün o eti agzina götürdü, ve etteki o meleklr ona dediki,"ya rasulallah, beni yeme ben zehirliyin" dedi, peki bu yakin bilgisi ne olaki, işde o elementlerin sesini duyar olmak, element meleklerinin sesni duyar olmak makami: makami safiye, tasavufdaki nefsin rütblerinden safiye makamindan bahsediyoruzki, o kadar saf dereceye ulaşacaksinki, saaffet ve saafiyetin senin, elementlerin sesini duymaya kadar götürcek ve sende. o kdarki o sesleri duyup ayirt edebilcek bir yakin bilgisi hasil olacak yani, ve yine isa efendimiz ve havarileri bir yere vardilar ve, isa bir avuc yerden toprak veya camur alip dediki bu dedi bilmem nuhun oglu mafsal kemigi dedi, haydi diriltte bakalim o zaman ya ruhullah dediler,
"Rabbena atina min ledunke rahmeten ve heyyi’ lena min emrina reşeda”
dedi o taprak canlandi kalkdi onlarla konuşdu, ve gördülerki isa dogru söylüyor, ve havarilere gecdi bu sefer bu yakin bilgisi onlarda tebiatin sesini duyar oldular, tabiat ana onlarlada konuşur oldu. ve işde safiye makami bazen elden ele verilir, bazende kendi tasarrufun ile kazanirsin, yakin bilgisi böyledir, ilmlel yakin bilgisi için, elinde ilmi bir burhan olmali, yani yazili bir metin, bir bilgi olmaliki onu okuyup ilmel bilebilesin. yazili bir metin bir bilgi olmadan onu ilmen bilemezsin, ve Allah bu ilimini öyle her zaman insanlarin sandigi gibi tevrat levhalari gibi levhalara yazmamisdir, ve ve tevrat nüshalari yazili olan levhalar dünyanin dört bir yainindaki taslara kazinmis olan bütün yazilar tevrat nüshasidir ve orjinaldir, tahrip edilmemiş olan tevrat onlardir, ve taa bu misir piramitilerinin icindeki resimli yazilarda buna dahildir tahrip edilmeden günümüze kadar gelmiş, cünkü taşa kazinmiş, amm insanoglunun bunlarda ahmaklik etitgi görülünce, rabbim bu yöntemi neshetmişdir, ve kuran kainatta yazilidir. nasil? mesala cekirgelerde bir ayet veya bir nüsha vardir, bilmem aluminyumun iicnde bir nüsha vardir, yine eşşekde bir nüsha, devede bir nüsha veya ayet yazilidir, ve bütün hak kitaplar canlidir, hala bozulmadan kalanlari vardir, ve tahrip edilmiş olanlar, zaten bugün yine tahrif edilmiş olan bitkiler hayvanlar olarak tezehür göstermekdedir, özü bozulmuş bir elma tahrif olmuş bir ayeti temsil eder, amma onun orjinal metni elmizde varsa, bozulmamiş bir elma türü, cekirdegi tahrif olamamiş, Allahu tealanin ayetlerinden bir ayeti temsil eder, ve kuran kainatta yazildir işde.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَسَلَامٌ لَّكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
وَأَمَّا إِن كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ فَنُزُلٌ مِّنْ حَمِيمٍ
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ
إِنَّ هَذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ

Fe selâmun leke min ashâbil yemîn.Ve emmâ in kâne minel mukezzibîned dâllîn. Fe nuzulun min hamîm. veya Ha ve mim . Ve tasliyetu cahîm.
İnne hâzâ le huve hakkul yakîn

Ey sağdaki!( ey iyler zümresi) Sana selam olsun!
(Dallin veya sol ve kötüler) Ama yalanlayıcı sapıklardan ise,
Ve onlar için alevli ateşe atılma vardır. su gibi kaynamak vardir.
veya asli vatani ateş olmak vardir, yani ateşden bir parca olmak vardir.
ve bunlar muhakkakki taddirilarak, hakkal yakin bilinir ve ögretilir.

VÂKIA Suresi 91. 92. 93. 94. 95. ayet

ingiliz ingilizcesini en iyi ingilterede yaşyanlar ögrenir, veya onu, bir ingilizledevamli konuşanlar daha iyi ögrenir, italyanca böyle, türkcede böyle, almancada, öyleyse elementlerin dilinide elementlerle konuşabilme ve yakin bilgisne sahip olanlar bilir. o derece saf olcakki halin, elementleri duyacak, sonra onlarin dilinden birde anlamak, ögrenmek lazim, mesala ingilizceyi duyarsinda, sen ingilizce bilmiyorsan, anlamzsin ne diyor onlar, elementlerin sesini biz duysak ne kadar bir gürültüdür o düşünün bir, 1cm[sup]3[/sup] bir elementin icinde binlerce o elementin atomundan var, atom mikroskop bazinda görülebilen kücük bir parca, öyle olunca 1cm[sup]3[/sup] bir cam bardagin parcasindaki elementlerin sesini duysan, bir şehrin gürültüsü kadar ses duyman lazim, amma duymuyoz işde, ve ve isaya verilen yakinlik bilgisi, bunlarin sesini duyacak bir yakinlik, yine muhammede öyle bir yakinlik, ve yine Allah, ibrahimi yakacak olan ateşe :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ

Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrâhîme.


“Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve esenlik ol” dedik.

ENBİYA Suresi 69. ayet

öyleyse, öyle bir yakinlik derecesi varki, ateşle suyla konuşabiliyorsun. ve Allah dediki

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ

Va’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakîn.

Ve sana “Yakîn Bilgisi” gelinceye kadar , Allah a Kullukda Devam et.
ve bu ilim, Hz ibrahime ögretilirken birinci defa sinandi, yatirdi ismaili kescek, Allah bicaga dur kesme dedi, bicak kesmiyor, kesemiyor, izinsiz kesemez, ve burda ögrenemedi. bu sefer manciniga bindirdiler ateşe atiyorlar, ordada ögrenemedi, Allah diyor "gulne.." , "biz dedikki ateşe" diyor, yani yine ibrahim ögrenmiş olsa, rabbimiz buyurcakki "ibrahim dediki ateşe" olcak amma, öyle demiyor, "biz dedikki" diyor, ibrahim yine bu elementleri duyabilcek, onlarla konuşabilcek yakin bilgisinden yoksun . ve ashabi kehfe öyle bir kelime ögrettiki rabbim, onlar 300 sene sonra kalkmak istediler, ve bu bir kelime ile oldu ve ve kuranda bunu, kehf suresinde nasil anlatiyor, o kelime hakkinda:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قُل لَّوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِّكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا

Kul lev kânel bahru midâden li kelimâti rabbî le nefidel bahru kable en tenfede kelimâtu rabbî ve lev ci’nâ bi mislihî mededâ.

De ki: “Denizler, Rabbimin kelimeleri için (kelimelerini yazmak için) mürekkep olsaydı ve onun bir mislini daha imdada (yardıma) getirmiş olsaydık bile, Rabbimin kelimeleri bitmeden, denizler mutlaka tükenirdi.

KEHF Suresi 109. ayet

ve bu SIRLI kelimeyi dedigin zaman 300 senede uyusan, Allah seni uykudan kalkar gibi kaldirir, SIR bu kelimede amma, o kelime hangi kelime, hadi bil. Allah bildirmeyince bilemezsinki, sana o yakinen bidirilmeyince bilemezsinki, ve onlar bir kelme ögrendiler ve ve bu kelime onlari 300 sene sonra uyndirdi, ve her kim akşam yatarken bu ayeti okuyupda,"rabbim, o ashabi kehfi kaldiran kelime hatrina benide şu saatte kaldir2 derse inşallah faydasina nail olur, ve o saatte uyanir, amma o kelime yine, o derece yakin bilgisine ermek ile olur, yoksa bu ayet o kelime degildir, yine sadece o ayet , o kelime hatrina kullanilir. Allahin muradina uygunsa cevap gelir o duadan. (hani mesala herkes uyuyunca kalkip, bilmem sucsuzlari uyurken öldürcen diye okunmaz :)

ve Allah diyorki, biz ateşe dedikki "serin ol" haydi sende söyle bu kelimeyi ateşe, bnde söyleyen, ateş serin olcakmi bakalim, kimin sözüne itaat edecek, eger ben o yakin ve safiyet makamina cikmadiysam, benim "ya naru berden ve selamen" demem işe yaramaz, hadi diyen bak yine yakar benim elimi, sen de bakalim, seni yakmayacakmi. amma öyle kimseler varki, onlar safiyet makamina cikmiş kimseler, onlar derse o kelimeyi, ateş yakmaz bicak kesmez. nitekim bir tarikat vardirki rufailer diyorlar, onlar bedenlerine şiş sokuyor bilmem kilic sokuyor, bişey olmuyor, neden onlarda bir kelime var, o tilsim amma, o tilsimida söyliyen agiz ve insanlarin hepsi bir degil, amma velevki bir cocuk olsa bile, ve bu kelimeyi, amma elden ele verilir, dilden dile verilir, amma da, kendi tasarrufun ile kazanirsin dedik işde. ve sana bicak dürtseler bişey olmazsin hatta ta kalbine dürtseler yine bişey olmaz, cünkü sen tilsimli kelmeyi biliyoyrasn elementler senin sözünü dinler, ve onlar sana zarar verecek o madeden korunurlar.
Nitekim mehdiyi deccalin kesmes,i fakat mehdinin tekrar dirilmesi cünkü o kelimeyi o biliyor, sonra yine kesemesi yine, dirilmesi sonunda ücüncüde dirilince, bir daha onu öldürümeyecak olmasi ve onun sirtinin onun em ri ile bakirdan ve kjursundan bir hale dösnmesi yani elmentlere emredince kesilmez bir elemente dönünce, onun gücünün bitmesi yani onu yenemeyecegini anlayinca umudu biter, ayni firavun gibi, artik ben ona inandim diyecek amma biraz gec olcak, ayni ikinci firavun, mehdinin firavunu yani, ve orda mehdiye düsen tilsimli kelime "simdimi ahmak, simdimi anladin." evet bujrdan davet var somnun gelcegi güne hazir ol o gün seni gücünün bittgi gün istersen den ve sonuda inan istersen bira geri dur krokmuyan senmisin benmi bundan baklaim haydi cagri davetye buyur dene ya sen ya ben aslar kimdese o kazanir, ve varsa kesilemeye razi olcak başka bir mehdi adayi ciksin, hadi onunla savaşin, varsa öyle onun önünde kesilmekden korkmayacak bir daşşakli mehdi, ben ona öncelik vercen, hadi gitsin yatsin kesilmeye, ve benim atam ismail varken, benim korkum yok, onu kesmeyen bicak benide kesmez amm ne zaman omnuda rabbim bilir, sen o tilsimi bilmezsin, amma o kelime bana ben oray ayatmadan gelcekdir, şimdi boşuna hafizamda arama yok, o safiye bilgisi elin ateşe düşmeden gelir, ibraim ateşe düşmeen hmen önce gelir senin işin bitip mancinigi firlatinca, ben senin elinden cikinca firsat bana gecince, varsa o sesi duyabilcegini başka iddia eden buyursun önden buyursun.
insan kendisinin olmayan lokmayi yiymez dedik, cooook önceki vaazlarmizda. ve bunu şimdi şöyle aciklayacagiz, ve mesala toyota marka bir arabanin tekeri, koca teker bile reno arabaya takan desen uymuyor, yani tekermi teker, cantmi cant, amma o toyata için, digeri reno için, öyle olunca, Allahin, senin bedenini oluştursun diye halkettgi bir lokmayi, başkasi yiyemez, sende: başakasinin bedeni olcak lokmayi yiyemezsin, ve yine istisnai durum, isa efendimiz son yemekde ortadaki ekmegi böldü, ve dedi bu benim etim, yiyin dedi, sonra şerbet vardi, vişne şerbeti bu da benim kanim, için dedi. Yani o , o elemntlerin kendini oluşturcak olan parcalar oldugunu biliyordu, fakat onlari o, havarilerini yedirdi, ve o havarileri olarak hayat sürdü, misyonunu tamam etti, ve hiristiyanlik diye bir din, dünyada, ikinci büyük din oldu, ve onlar yine onun lokmalarini, onun müsadesi ile yediler, amma dedi, sofradiklerden yaninizda, evinize götürmeyin bundan dedi, alip gidenler domuz suretine carpildilar.

iş ehlinde güzel, doktorluk doktor bilgisi olanda güzel, sen hic tedavi olmak için baytarin önüne yatarmisin, amaliyat etsin diye, belki zorda kalirsan olur amma, ne kadar güvenebilirsin ona, cünkü doktor başka, baytar başka degilmi, yine doktoru alip gelip ona, "hadi bana istanbul köprüsü yap" denirmi, o mühendisin işi ve görevi, ve safiye makamina cikmayan ve SIR saklayamayan birisine bu kelimeler ögretilmez, ve Hz Süleyman, Belkisin veya BALKIZIN tahtini getiren o "Asaf bin Berhiya" da işde safiyye makamina cikmiş olan bir Allah adaminydiki, ona ilahi kelimeler ögretilmişdi, öyle bir kelime ki, onunla bir yerden biryere gidebilme, veya bir yerdekini, başka yere taşiyabilmek için, bir TILSIMLI kelime, ve eger seni elementlere komutan tayin ederlerse, bir komutan bir orduyu isterse "suya dal" der hepsi suya dalar "cik" der cikarlar degilmi, öyle sokakdan gecen biri askere, yat deyincemi asker yatar, yoksa komutani taniyip komutan deyincemi, yere yatar. öyleyse, işde elementlere emredebilme yetkisi olan bir zati muhteremde, gel buraya deyince, agac kökleriyle cikar gelir. ve muhammedde oldumu? oldu, haceti def iyesini yapacagi zaman agaclara gel buraya, beni sakla diyordu, hacet edesiye gelip ona gelerti olurlardi.
ve hakkal yakin derecesindeki bir yakin bilgisi ateşin yakdigini, gerekince ekmek pişirdigini, ve suyun gerekince hayatenerjisi oldugunu, ve amma bazende, zaman gelipde katil olup, bogup adam öldürdügünü bilmek derecesinde kalir.

ondan daha üstün bir yakin bilgisi varki, işde ateşe serin ve selamet ol diyebilme derecesi, bicaga kesme diyebilme derecesi, ve o makama tasavuf ehli,nefsi safiye diyor. neden bu ihsan makamindan önce gelmesine ragmen, amma ihsan makamindan sonra anlatildi diyenler olcakdir, cünkü hakkal yakin olmadan önce, o ateşe yakma demek lazimdir yoksa, hakkal yakin bilince, ateşin icine düşünce ateşe yakma dersen, senin ya tamamini, yada yarini yakmiş olur, öyle olunca, önce olmasinsa ragmen, sonda olan demekdir. ve vaktinden önce gelen demekdir, ve gecen hafta yazdik, bize füyüzat geldi, ve dediki "zararin neresinden dönersen kardir" ve bunu ben hakkal yakin bilince degil, yani zarara ugradikdan sonra gelse idi, bana faydasi ne olcakdiki zaten, o öyleki sen ateşe düşmeden önce gelen bir bilgidir, bir füyzattir, ilimdir, bilgi ve SIRLI ayet ve kelimedir.
Komutan olmayan brisinin emrine askerler itaat edip uymazlar degilmi , öyle olunca zamanin imami mehdiyi, yer gök ehli bilir, ve ona uyarlar amma insanlarin ahmaklari onuN imam ve komutan oldugunu bilmezler, insanlardan sadece seckin olanlar onu tanir bilirler, ve o yüzden o agaca emretse agac itaat eder, ve su ya dese su itaat eder. amma işde kafir deccal anti uygulamasi yapiyor, ve tersine ceviriyor işde, ve öyle olunca "

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

ذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا

iz evâl fityetu ilâl kehfi fe kâlû rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten ve heyyi' lenâ min emrinâ raşedâ(raşeden).

kehf ashabina dedilerki "Rabbinizden size Rahmet olarak Gelen Raşidin emriyle diriler olun ."

ve sen de bakalim bu kelimeleri ve birde ben diyen, o ayeti ölüler dirilcekmi dirilmez, cünkü sen o raşid degilsin, sen o isa degilsinki dirilsin, ve komutan kimse elementler ona uyar itaat ederler. . velhasil kelam.

Ve element dili bilmek işde, ilk basamakda "ti ve anti" olarak başlar , yani israfil burusu "tatüüü veya taaa ve tiii veya tüüüü" veya horoz dili "ü' üürü' üüüüüü" ne demek peki bilen varmi, hangi dil bu, ne komut veriyor bu dil acaba diyen varmi, neden böyle ötüyor horuz demek yokmu? yine dolunay olunca kurtlar "wuuuuuuuuu" derler ne komut veriyor acaba, yani Allahin kelimlerini yazacak mürekkeb denizler dolusu olsa, onun kelimelerini yazip bitiremez diyor, Rabbim. cünkü kedi dili, köpek dili, karinca dili, bakteri dili, ,iknek dili, aslan dili, fok baligi dili,........ hangi birini yazcan, anlayacan, ingilizce bilen, birde kendi dilini bilen, iki dil biliyorum diye övünüyor,
lan ahmak,sen bilmezmisin

Allahin binlerce yarattigi hayvani, börtüsü böcügü elmentiyapragi bitkisi agaci cekirdegigezegenleri yildizlari,.....melekleri ceberrut, lahut alemindekiler varken, bunlara birbirleriyle anlascabilcegi birerde dil veren rabbinin üstünlügünü unuturda, iki dile bilene üstünlük yüklüyorsun, ahmak insanoglu, sana kim ögretti bu dilleri. köpek köpekceyi nereden ögrendi demek yokmu, kedi kedi dilini nerden ögrendi demek yokmu, bunun bir kitabida okuluda yok, nerden ögeniyor bunlar demek yokmu ahmak insanoglu, "köpegimi bu sene ilkokula gönderdim okumasini ögrendi" diyen varmi? köpek kendi dilini otamatik bilir, ama insan dilinide bilir, fakat konuşmaz sadece. "dab daba rab" ne demek acaba degilmi, yani musiki. yine mesela "şip şibidi şip" ne demek, yagmur ne diyor acaba diyen varmi. "kappudu kappudu kappudu kap" atin nali ne diyor acaba demek yokmu?
Hz. Yunus efendimiz, derviş yunus bu makama eren biri, ne diyor : "sordum sari cicege, annen baban varmidir." " ne inilersin dertli dolap" . Hz isa ise, onun, o cicegin annesi kim? babasi kim bilen bir makam, bir üst makam. bu kimin cibilliyati bilebilen bir makam. onu kim yiyecekde, onda lokma olcak, hücre olcak biliyor. ve öyle olunca, sen senin olcak lokmayi yiyebilir, nefesi alabilirsin. ve bagaya, dozere, tanka, takilcak vidayi, radyoya takamazsin azizim, olmaz olmaaaaz, ahmak olmak lazim 36 lik bir vidayi kücücük radyoya takmaya kalkmak delilik degilde ne o zaman, ey kafir deccal, sen senin olmayan makama eremezsin, o makam mehdinin ise, sen elli defa ugraş, senin olmaz. sen senin olan lokmaya nasipdar olabilirsin ancak ahmak, koca ahmak. sen bilmezmisin

ve mehdilik de öyle ismini mehdi koymakla, babasinin ismini abdullah koymakla, bilmem suriyede şamda namaz kilmamklada olmaz.

O nu yerdekilerde bilir, göktekilerde bilirken, ey kendi bilmez, ahmak cakma mehdiler, yok olun şimdi, kaybolun şimdi, ahmaklar sürüsü, daha derviş yunus derecesini ermemiş birinin mehdilige kalkmasi ancak DANGILLIKDIR.

::::::

Hz. Haticenin ümmertin annesi oldugunu söyledigimiz için, bizi yine yalanci cikarmaya kalkanlar oldu, ve bunu bu hafta şu satirlarla anlatip ispat edip cevaplayacagiz:

Herkesin bir cibillyati olan hayvan cinsinden sifati vardir, ve o hayvanin özelliklerinden taşir o kimse, ve hatcenin ümmetin annesi olmasi yani mesela karincalarda bir tane anne vardir, anne karinca bütün karincalarin annesidir, tabiatta örnegi varmi var. yine arilardada aynidir durum. ve meryemin, mehdinin yani isanin annesi olmasi, ve gelceekden gelen cocugun annesi olmasi demek ise, yani bütün mehdi cocuklarinin annesi demek olur. ve yine meryem, fakir meryem, cocugunu, öyle saraylarda büyütmedi isayi, deneleri harmana götüren arabalardan dökülen bugday başaklarini toplayarak büyüttü. ey mehdi cocuklarinin anneleri, öyle mehdiye bu cocuklara bakmiyorsun diye saray saltanat beklemeyin, yani an karinca meryem, başak topliyarak büyüttüyse, isa ruhullah olmasina ragmen, Alllahin en fakir kulu olan isa, Allah katinda en zenginlerden birisi, ve yine ali agaoglu ile özyilmazel konusu o nun bu konuyu yanliş anlayip, yanliş lansetmesi yüzünden, ve cok eşli hayvanlar belli, tek eşlilerde belli, ve süleyman aleyhisselamin 300 eşi olmasi, öyle belki sizin bildiginiz gibi degil, bir kadini alip boşarsan, istersen böyle 300 degil 3000 kadinla evlen boşan, varmi şeriata aykiri bir durum? yok. o zaman, onun 300 karisi olmasi, bir anda hareminde 300 kadin tutmuş olmayabilir degilmi? Bunun versionlari cok, ve bir ciftlikde bir tane saglam salma erkek at varsa, o bütün dişileri döllerki, ari diri ve soolu bir at soyu olsun diye degilmi? cünkü o at gercek soydur, gercek erkekdir, onun döllemesi, dogacak bütün yeni bebe atlarin ari diri irk at olmasi icindir degilmi?yine ciftlikde bvir koc bütün ciftligin koyunlari döller damizlik koc odur cünkü ve böyle olunca karişik irk olmaz ari diri irk olur yine, ve böyle olunca tek eşli hayvanlarda bellidir ve onlarda tek eşliligi korurlar
ve tabiatta örnekleri var.
saf kelimesi nerde geciyor mesala "saf kan at", "saf irk" safiye yani saf irk demekdir, yani o makama ancak saf irk olan kimseler ulaşabilir yani , hitler köpegi kendisini saf irk saniyordu ahmak. yani alman iti doberman saf irk diyordu, yani ahmak dünyada bir doberman köpegi yok, ve herkes doberman köpegi olcak diye bir hukuk olmaz, herkez köpek olursa, kedi ne olcak, yahut balik ne olcak, kuş ne olcak, ve digerlerini yok edip dünyayi tek irk yapma projesi, böyle ahmak birinin akli olabilir zaten, dangillarin başkmutani, onun ardindan gidenlerde zaten doppel dangil demek. yani dünyada at ayri bir soy, aslan ayri bir soy, kedi ayri bir soy, ve hepsininin ari diri irki vardir, amma bozdular ve artik öyle bir ari irk yok dencek kadar az, cünkü elma bozulunca oynaninca, nerde bulcan artik gercek elmayi, yok bir de, olanlarida öldürtüyorlar vararrsa. tavuk gribi dediler, gercek tavuklari ithaf etridiler, ve herkese bozuk irk tavuk sattilar, artik yokki gercek tavuk, kaldiysa bir kac bilinmeyen köyde kaldi belki, ve bu ayni sistem ile dometis faytini bir düşürdüler, adam satsada para etmiyor, kamyonlarca dometes cöpe döküldü, ertesi senede ekmediler, dometis tohumu kayboldu, sonra kendileri bozuk dometes soyunu sürdüler piyasaya, artikk gercek, ari diri dometes kalmadi yani, ve böylece bunlar, isde itler ve hitler akli ile, bütün diger soylari bozdular, ve kendi soylarini, ari irk kabul ettirmek için digerini bozdular, ve onlar kendileri bu bozuklardan yemezler zaten, sen, ben ucuz diye alabilip yiyebiliyoz, kendileri iyisni yiyorlar, bunlarin sana ban yok onlardan ve işde mehdi bunlarin cerkina comak sokan oluyor. öyle yapiyorlar fallanc, sirni ortaya koyuyor böyle yapiyorlar, onuda acikliyor ve onlarin işinede gelmiyor ve bize rakip sahte mehdiler icad etdi (:::) gavur.
amma sahteler aslina rucu etriri senin yaptgin sahte dometisler, artik bizim gercek dometisi aramamiz gerketigini ögretsyse senin o tüpretgini sahte mehdilerde , inslarin gercek mehdjiyi arayip secmesini sebeb olckadir zaten. danke bu hizmeitne bilmeden yaptgin hizmetin için.

Rabbim o ari diri soya ,saf soya, saf irka, mehdi soyuna, muhammed soyuna yardım etsinki, kafir decal ve irkiyla savaşinda güc kuvvet versin, onlari o kafirlere, galip getirsin, amiyn.


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 12 Nisan 2016 SALI

Original Kar © glan


Etiketler :
islami-Resimler, islami Levhalar ,V220220160440,arapca yazili,duvar süsleri,Kuran-i Kerim,kuran,tesbih,tasavvuf,peygamber,din,Allah,kitap,sünnet,ahirzaman,mehdi,karoglan,hoca,müftü,diynet,mustafa islamaoglu,cübbeli ahmet,naksibendi,menzil,gavs,seyyid,Abdülbaki,seyyid saki,erol,seyyid fevzettin,semrerkand tv,ahiret rehberi,dinimiz islma,enever ören,ihlas,osman ünlü,osman nuri toppas,arif arslan,fetullah gülen,saidi nursi,nurcu,nur talebesi,nur,ziya, muhammed, mustafa,S.A.V,efendimiz,hadisi serif ,Hz.,alehiselam,bismillah,la ilahe illallah,Nihat,hatipoglu,hatiboglu,nihat hatipoglu,nihat hoca,abdurahman önül,ilahiler,ilahi dinle,indir,free downloaden,bedava indir,Dursun Ali Erzincanlı,Dursun Ali, Erzincanlı,Dursun, Ali, Erzincanlı,muhyiddini arabi,vahdeti vücud,nefsi raziye,nefsi mutmainne,mümine,hanim bacim,nefsi mülhime,satiyorum,ariyorum,arkadas ariyorum,aliyorum,satilik,ilanlar,web,hosting,doamin,webmaster,webdizaynir,grafiker,microsoft,mustafa karatas hoca,karatas hoca,mustafa hoca,elmalili,mehmet akif,erbakan,necmettin,milli görüs,fatih erbaka,demet akalin,Hira,HIRA,sevr,kabe,mekke,medine,zemzem,tesbih,kuran,hurma,FUIKIH,namaz,namazduasi,büyü,sihir,sihir nasil yapilir,sihir nasil bozulur,büyücü hoca,yildizname,falci,memis hoca,Caner Taslaman,serat Ahmet tan,hamza,Caner hoca,Muhammed Rasid Erol,Abdülhekim el hüseyni,yarbay mehmet,almanya vekili,yarbay hoca,seyyid mübarek,haznevi,mehdi,ahirzaman,kiyamet,kiyamet alametleri,Basagacli,Sandikli,Afyon,afyonlu,Türkiye,Türkiye bayraklari,bayrak butonlari,flatcast,radyo,radyo temalar,TC,23 Nisan,19 Mayis,Cumhuriyet bayrami,Genclik ve spor bayrami,30 Agustos,10 Kasim,atatürk,mustafa kemal,Türk,Turk,Turkey,kirmizi,yesil,sari,mavi,turuncu,siyah,pembe,mor,beyaz,white,black,green,red,orange,blue,violet,yellow,grau,braun,Mr,Matrix,Hz.Nuh,Hz. ibrahim,Hz, isa,Hz. meryem, Hz. Musa,hiristiyan,müslüman,yahudi,cami,mescid,namz,oruc,hac,zekat,sadaka,nafile,dua,dualar,esmaülhüsna,havas,havas hoca,vefk,arapca,türkce,deutsch,english,button,radyo kur,sayfa,ac,forum kur,domain satin al,forum satin al,ibrahim Tatlises,Orhan Gencebay,Merve Özbey,Niran ünsal,Ferdi Tayfur,Rihanna,Beyonce,mily cyrus,kate linn,biranna,INNA,inna,indila,Gülben Ergen,Aynur Aydin,Okan bayülgen,Zaga,beyaz,beyazit,komik,ilginc,kedi,köpek,irem derici,Hande Yener,Kadir inanir,cüneyt Arkin,baris manco,Kurtlar Vadisi,muhtesem yüzyil,osmanli,pelin cit,özge,zahide,Tarkan,murat boz,acun,hadise,Ebru gündes,




O Tersi Olmayan Bir dir "vahdehu lâşerîke leh"

(Kar©glanin 6 Nisan 2016 Vaazi)


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
------------
نَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ إِلاَّ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَن يَكْفُرْ بِآيَاتِ اللّهِ فَإِنَّ اللّهِ سَرِيعُ الْحِسَابِ
----------

Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 28. ayet - ALİ İMRAN-19 ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb
----
İnned dîne indâllâhil islâm(islâmu), ve mâhtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb
Meali :

o iman edenler varya , onlar Allahin zikiri ile kalplerini doyururlar, Evet  kalpler elbette Allahi zikretmekle doyar .

Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 28. ayet

Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.

Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN-19 ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Duaların en faziletlisi Arefe günü yapılan duadır. Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerîke leh lehü'l mülkü ve lehü'l hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr. (Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir. O, herşeye kâdirdir) sözüdür."

( Hadis-i Şerif , Muvatta, Kur'ân 32, (1, 214, 215); Tirmizî, Da'avât 133, (3579)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

"Kim, "Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerîke leh, lehu'l mülkü ve lehu'l hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr." duasını bir günde yüz kere söylerse, kendisine on köle âzad etmiş gibi sevab verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz günahı da silinir. Bu, ayrıca üç gün akşama kadar onu şeytana karşı muhafaza eder. Bundan daha fazlasını okumayan hiçbir kimse, o adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez. Kim de bir günde yüz kere "Sübhânallahi ve bihamdihi" derse hataları dökülür, hatta denizin köpüğü kadar (çok) olsa bile."

Hadis-i Şerif ,[Buhârî, Daavât 54, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Zikr 28, (2691); Muvatta, Kur'ân 20, (1, 209); Tirmizî, Daavât 61, (3464)]

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

"Kim, sabah namazının peşinden 'La ilâhe illallahu vahdehu la şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehû'l-hamdü bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr.' (Allah'tan başka ilah yoktur. O birdir, ortağı yoktur, mülk ona aittir, hamdler de ona layıktır, her çeşit hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir.) derse kendisine, Hz. İsmail evlatlarından bir köleyi âzâd etmiş gibi sevap yazılır."

Hadis-i Şerif, Kütüb-i Sitte

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Biz ilk sofi oldgumuzda bazi yeni sofi olanlarai görüyorduk daha el alip tövbe edince,( nakşilerde Toplu zikir olarak hatmeyi hacegan vardir), ve bu yeni tövbe alanlardan bazilari daha el aldiklari ilk hatmede, hay huy uy buy bagiriyorlar, neymiş cezbe geliyormuş , biz ikiniveriyoz gözleri yumup düşünüveriyoz TIK yok, cezbe mezbe yok.
temsili misal ile türkiyede onlarca üniviersite varc dünyada binlerce üniversite varc ve hersene, her ülkede binlerce doktor, binlerce mühendis, binlercede hakim yetiştirip mezun eder. ve sen eger doktor olduysan, seni yetiştirenler zaten senden önce o ilmi ögremiş, ve birde ögretebilcek derceye ulaşmiş kimselerdi, ve o seni doktur etme şerefi, o üniversiteye  bile ait degilken, ondanda ötesi varken , bazilari dokdur oldum mühendis oldum diye hava atiyor. halbuki sen  dünyadaki binlerce mühendisden  dokdurdan sadece birisisin, senden binlarce varken, kendini hind kumaşi sanma.ve böyle olunca alim ve mürşidi kamillerin sebebiyle insanlara Allahu tealadan füyuzat gelir. ve bu füyuzat yani, feyzler  ayni bir enerji gibi kalbe akar, ve kalbe akarken eger kalbin üst dudagaina carparsa, o zaman insan aci veya gidiklanma hissedince, hay huy vay vuy diyormuş, bizde hic olmadi haalada olmaz, ve bu kalbinin kapagi dar olanlarda olurmuş, ve aynen manyatolu cakmak veya arabanin bujisi gibi, cakmaklari gibi, eger bu elektrik kafasina carparsa cakmak cakar, ve kivilcm cikarir, ve böylece ondaki cakmanin verdiği kivilcimin işigi ile, kalp aydinlar, ve orda bir nur, ve bilgi onda aciga cikar, ancak kalbin kapisi dar ise, işde bu carpa olunca kivilcim meydana gelir, kalbiin kapisi büyük olanlarin zaten, kalbine testiden bardaga su döker gibi, feyz kalbin icine dolar, o onda öyle hay huy dedirtcek olan, cakmagi yakan o kivilcim ve manyatolu cakmakdaki, o eli  carpan  elektiriklenme olmaz,  onlarda zaten feyiz girince, bilgi aciga cikar, ve aci vermez. bizde olan ise bu yöntem idi.  ve işde bu azicik bir kivilcim, manyato cakinaca kalbin az bir yeri aydinlaninca aciga cikan bilgi ile, bu yeni sofiler diger sofillere hava atiyor. lan dangil senden öncede binlerce sofi vardi, mevlananalar yunuslar, onlardan öte peygemberler vardi. işde azicik bir bilgi ve feyuz ile bunlar, hemen oluverdik sandilar, eriverdik sandilar. ne oldu o hay huy diyenler, bizim tekke dagilinca, bugün bazisi geri kahve cemaati ve kumarci oldu, bazisi cek karilariya aşna fişne işlerine daldilar, hani erdiydiniz, hay huy diyordunuz ya, ne oldu ? yani hepsi yalancikdan, agzina bir kaşik bal  calinmiş gibi, bebe sofiler. bunlarda  hani o doktur olan birinin hava atmasi gibi, onlarda oldumcuk oluvermişlerdi, halbuki  ilahi feyzler öyle hay huy demek için degildir. ilahi feyz ile insanda bilmedgi bir bilgi şuurunda oluşur, amma bu bilgi ilahi ilhamlar olan, ulvi ruhlar tarafinda  ilham edilen, veya rabbimizden, ve peygamberimiz muhammeden, veyada şeyhinin sana bildirmek ve malum etmek istedigi bilgiler olur, veyada şeytani ve kötü ruhlar tarafindan gelen ilham ise, o zaman onlarsa, şeriata garraya muhalefet etmek, ve ettirmek için, insanlara fisteklenen bilgilerdir. işde o feyizlerin ilahi veya şeytani oldugunu ayirt edecek kadar, insanin şeriat bilgisine sahip olmasi lazimdir.

ALINTI

Feyz; Arabça bir kelimedir. Feyz; verimlilik, bereket ve ilim anlamına gelmektedir. Tasavvufî istilahda ise, kalbe gelen her türlü faydalı bilgiler, hidayet nûru ve zevkli hisler anlamındadır. Başlangıçta kişinin kalbine gelen hisler ve bilgiler karmakarışık olacağı için kalbe gelen feyzlerde doğru ile batıl birbirine karışık olarak gelmektedir. Şeytanın kalbte sebep olduğu hisleri Rahmani duygulardan ayırabilmek için şeriati iyi bilmek gerekmektedir. Allahu Teala “Bilmiyorsanız zikir ehline sorunuz.”buyurmaktadır. Zikir Ehlinden maksat, şeriati ilmine vakıf kimsedir. Yoksa şeriat ilmine vakıf olmadan İlahi isimlerden birini tekrarlayan kimseler değildir.
      Gerek rabıta ile gerekse zikirle veya ibadetlerle kalbte hasıl olan feyz görünümünde oluşan her türlü hisler şeriat ölçüsü, yani Kur’an ve Sünnet ölçüsü ile ölçülmedikçe o hislerin ne olduğu anlaşılamaz. Dervişin fikri ne ise, yani düşüncesi, rabıtası ne ise, zikri o olur.” deyimince, bir kimse kötü bir kimseyi veya kötü şeyleri sürekli hatırlarsa, farkında olmadan bir süre sonra o şahsın kalbi ibadetlerden soğur ve günah işleme eğilimi artar.
      Allah’ı ananın kalbi nurlanır. Peygamberleri ve salihleri hatırlayanların, yani rabıta edenlerin ise, kalblerinde onlar gibi kul olmak istek ve arzuları güçlenir ve ibadet etmeleri kolaylaşır. Ama çıplak bir kadını tahayyül edip onu rabıta eden bir kimsenin ise şehveti tahrik olur, belkide şehevî olarak deşarj olup abdesti bozulur.
      Görülüyorki rabıtanın başlangıcı değil sonucuna bakmak gerekir. Babasını rabıta eden bir kimse, babasının hali ile hallenir ve asla babasının ahvalinden öteye ulaşamaz. Veysel(Üveysi)Karani hazretleri Rasulullah’ı değilde kendi annesini rabıta etseydi, o yüksek mertebeye ulaşabilir miydi? Ama; her şeyin yaratılışını yakîn olarak Allah’tan bilen bir velinin Allah’a manevi yakınlığını düşünerek rabıta eden kimsenin kalbi ise, o veliye gelen nurların yansımalarıyla kalp aynası günah kirlerinden temizlenerek saf nurani bir aynaya dönüşüverir.
Herkese feyz veren Allahu Tealadır.Hidayet feyzi gökten yağmurun yağdığı gibi istisnasız herkese gelir. Ancak bu feyz ilk çıktığında tertemiz bir nur olup, sebep olanların manevi durumuna göre değişime uğrar. Tıpkı kaynağından tertemiz çıkan su gibi. Ama o suyun geldiği borular kirli ise, ona lağım karışıyorsa, insanı hasta eder. İşte bunun gibi manevi feyzler de, şeytana uğradığında vesveseye hileye dönüşür. Peygamberlere, mürşitlere uğradığında ise, hidayet nûru olur ve imanın olgunlaşmasına vesiledir. Ama günahkâr insanlara uğradığında ise, ikisi arasında bir durum hasıl olur ki, neticeye ulaştırmaz. Çünkü virüslüdür.
      İlâhî fezyin bir kimsenin kalbine gelmeye başlama aşamasında, şeytan ve şehvetin sebep oldukları hislerle karışık olarak gelmesi yüzünden, salik bunun Rahmani mi, şeytani mi olduğunu idrak edemez. Eğer kişi istikamet üzere olursa, Allah onu şeytanın desiselerinden korur. Yoğurdun içinden ayranın ve yağın ayrılması gibi Rabbani feyzde diğerlerinden, sabah vaktinin fark edildiği gibi ayrılır. Rabbani feyz öyle İlahi bir nurdur ki, o bir kalbte vukuu bulduğunda o kalpte manevi güller açılır onun kokusu hiç bir dünyevi kokulara benzemez. O kalbte bal akıtan pınarlar oluşmaya başlar ki, o feyiz pınarı suyunun tadı hiç bir dünya tatlarına benzemez. Bu zevke erenler, bu zevke değer vermeyip Allah’ın rızasından başka istekleri terkedenlerdir ancak.
      Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz; “El istikametü fevkal kerameh” (İstikamet keramettem üstündür.”diye buyurdu. istikamet; ehli sünnet inancını bilip şeriatin gereğince Allah rızası için amel etmektir.

ALINTI SONU

Biz yeni nakşi sofisi olduk, ve ve bizim kalbimize feyizin aktigini hissetmeye başladik, ve fakat bizde öyle, aci vercek cezbe denen olayi meydana cikarcak olan, elektrik carpmsi olmuyordu, ve ilk defa o feyizleri algilamaya başlamamiz şu olay ile oldu:

1994 veya 1995 Seneleri olcak Avusturya nin Gmund ili Schrems Belediyesinde oturuyorum. Waidhofende yaklasik 20-22km uzakta bir firmaya iş başvurusu ıçın yola çıktım arabayla iki kilometre gittim icimden bir ses "Zararın Neresinden Dönersen Kardır" diyor bende düşündüm zaten yola ciktik yolunda bir kismini gittik bunun eger benzinden tasarufu olcaksa zaten benzin gitti kar neresinde diye yola devam ettim.
sonra waidhofen kavşagina geldim yine ayni ses Zararın Neresinden Dönersen Kardır diyor, dedim artik yolu yariladik bunun karımı kaldı ben gidende iş başvurusu yapan dedim, yola devam ettim. sonra waidhofene vardim şehirin icinde Mondo marketi var, girende semel cöregi alan diye, karşısına parkettim. park levhasina dikkat etmemişim girdim, 5 dakkada semmel cöregi aldim ciktim, arabanin camina polis 300 schling ceza yazmiş, ceza kagidini bırakmış gitmiş. kafa DANK DANK etti haaaaaa
Zararın Neresinden Dönersen Kardır ne demek anlayiverdim amma bize gelen o ilhama dikkat etmedik zarar ettik. sonra gittim iş başvurusunu yaptim, he hüm dediler aldilar başvurumu, ne aradilar ne sordular. velhasil kelam rabbim melekeleri ile bize ilham etti, Zararın Neresinden Dönersen Kardır buyurdu, amma biz daha o zamanlar toy bir delikanlıyız kaala almadık ve sonunda 300 schling zarara ugrayanlar olduk velhasil siz siz olun eger şeriata aykiri olmayan bir ilham size gelirse ve derseki Zararın Neresinden Dönersen Kardır hemen orada yoldan dönün evet Zararın Neresinden Dönersen Kardır .

Karoglan Raşit Tunca 1994 veya 1995 senesi Avusturya Waidhofen Thaya Hatırası

bu hatirada oldugu gibi, bazilari gelen feyiz ile işde, hay huyu deyip hava atarlar, halbuki feyz öyle cezbe geldi diye hava atmak için degildir, o bir bilgidirki, senin dünyan ve ahiretine hayirli olcak, bir bilgidir. ve biz böylce ilk füyüzatlari almaya ve anlamaya başladik, ve bugün bu vaazlari yazdigimiz ilhamlara kadar geldik.

ve  gecen hafta dedikki : Allah her yarattiginin ANTi sini yaratmiş, ve onunla onu hesaba cekip, birisi aşiri giderse, onun ANTi siyle digerini terbiyet eder, ve suyu ateşle ateşi suyla terbiyet eder dedik. ve Bu vaazlar Amerikaya kadar ulaşdiki, Amerikali, barbadoslu şarkici rihanna yeni albümün adini "ANTi" koydu. ve bizler bunu anlattrikdan, günler aylar sonra bilim adamlari  cernde, anti maddeyi bulmuşlar, ve bu yeni yüzyil "ANTI madde yüzyili" olmuş oldu. matematikciler 1 in tersini yani antisini SIFIR olarak tesbit etmişler,  ve 1 i kehrwertini cevirince, sifira dönüştürüyor, ve bilgisayarin bütün işletim sistemi, şimdiye ekadar bu bir ve antisi sifirlardan oluşmakdaydi, ve SPS denilen fabrikalarda makinalarin robot işletim sisteminin yazilimlarida, yine 1 ve 0 lardan oluşmkda ve yani mesala "10101110011010101" gibi bir yazilim. ve bunu bulan bilen kafir deccal ve adamlari, işde dedigimiz gibi, ben dünya ve sisteme "yaz mevsimine dogru git" diye bir frekans yolladigim zamanki frekansi alip, onun ANTi si ile kehrwertini alinca, ben "kar yagsin" dediysem, o tersine cevirip "güneş acsin" veya "yagmur yagsin" haline gertiriyor, ve mevsimler ve dünya bu sebeble, benim ile deccalin kavgasindan dolayi kaosa girdi, ve Ziynet sali "mevsimsizim" şarkisi yaptiki, dillerde rabbim bunu dolaştirir oldu, halbuki ben mevsimsiz degilim, Ben  mevsimi ayarlarken, yaptigim frekansin ANTISI ile mumel edip, benimle savaşiyor  kafir Deccal , amma filler tepişir, olan karincalara olur derler. olan dünyanin mevsimine oluyor, ve bitkileri soguk vuruyor, yada sickdan kavruluyor, Bunlar neden ? cünkü bu kafir deccal yüzünden . Peki Allah ,bu kafir deccali neden yaratti  dersek, eger o gercek mehdi bensem de başkasiysada, egr sapitip yanliş yaparsak, bizi terbiyet etmek için, bize ANTi madde gibi, yani hilafimiza muhalefet etsinki, biz dogruyu bulalim diye yaratti, amma bu dangil, hakkima tecavüz eder oldu, ben onunkini ihlal etmiyon amma, o benimkini ihlal ediyor.
Ve Dedikki "la mevcude illallah" deyince  Allahdan gayri bir mevcudat yoksa,  o zaman bizler Allahin parcalari oluruz gibi bir mana olur, ve öyle olunca o zaman kiyamet ne? Allah  KIYAMET ile herşeyi yok edecekse, var olan bizleriz, yok olcak olunca, Allah kendinimi yok etcek, bu böyle olmaz demişdik, ve Allah: o parcalarin da üstünde olan bir "Rab" dedik.
ve Allah için,  baştaki hadisde gecen, peygambeerimizin bize ögrettgi ögreti ile "vahdehu lâşerîke leh" yani demek olurki: "O (Allah) Tersi olmayan bir demekdir" yani ANTISI olmayan BiR veya 1, yani eger 1 in tersi matemetikdeki gibi SIFIR olsa, Haaşa Allaha muhalif Bir tanri daha olmasi lazim gelir, oysaki Allahi:  "ANTiSI olmayan" diye tarif ediyor muhammed. yani kehrwerti olmayan, bir arapca vahid ve onun kelime olrak yazinca ters yazabilirsin  "dihav" olur  ve bu fonksiyon onda olmaz, o zaman türkce "Bir" onunda tersi var "rib" olur o da degil, yine  almanca "ein" tersi "nie" oda olmaz, varlik ve yokluk demekdir bunlar , peki ingilizce "one" onunda tersi var "eno" oda olmaz.
ve mesela "tebbet" arapca yazinca tersi yine "tebbet"  dir  öyle "bir" ki tersi olmayan "bir" yani tersde cevirsen bir, düzde olsa bir olan bir  "vahdehu lâşerîke leh"
bu dahi Allahin sifatlarindan  birisidir, hani bunu bulunca, "bu Allahdir" tamam bulduk degil, Allahin 99 bilinen ismi ve sifati oldugu gibi, daha bizlerin bilmedigimiz binlerce milyonlarca,..... ismi sifati vardir.
mesala Allah in bir ismide "şehiddir" ve Zekeriya ve Yahyanin şehid edilme sebebi, bu yüzdendirki, Allah o iki peygamberinde şehid Allah olarak tecelli etmesi icindir. ve onlarin lakablari "Sallu ala Zekeriya ve Yahya şehidullah" dir.

---oOo---

Hocanin birisi bizim anlattigimiz "vahdet" meselesini inkar edip, bize münkirlik ediyor, ve "Eger bizlerde Allah teceli ediyorsa, o zaman  bizler Tanri oluyorsak, binlerce milyonlaraca insan  var, ve o zaman milyonlarca tanri var demek olur,ve milyonlarca tanri olunca bu dünya helak olur, o, der böyle olcak, beriki der, hayir şöyle olcak, ve kainat bozlur diyor."evet dogru ve fakat yinede yanliş, işde biz vahdeti vücut olunca, bize hilaf eden deccal işde  bize hilafindan  mevsimleri bozdu, nerden ögrendi bunu ? bizden ögrendi, bizim ANTIMIZ olarak, bizim yaptiklarimiza ANTi fonksiyonu uygulayinca, halifelik ikilendi, ve vahdet halbuki bir demek, iki bir olmazki, matematikde  1 in antisi  sifiri olunca, benim ziddimi tersimi sifri olarak alinca, o zaman, ben yokum demek gibi mana cikar, öyle olunca, ben yokken, o var, o yokken ben varim.  ve gece yokken gündüz var, gündüz gidince gece var, bunlarda bir kavga yok halbuki, ve  yine temsili misal ile bir köyde 30 aile varsa, 30 tane ev var her evde kari, koca, ve cocuklar, dede, nine var ise, o zaman onlarin herbirinin (her bir evin) ayri bir aile olmasi, babalarinin farkli olmasi,  bulunduklari köyde yaşanmasinda ve o köyün yönetilmesinde bir sorun yapmaz, her aile reisinin ayri başi babasi var,  ve kendi durumuna göre, zengin veya fakir, bilgili, bilgisiz,..............olabilirler. ve yine köyün başi muhtar veya, belediyelikse, belde başkani  oluyor, varmi sorun? yok. yine bir ilce veya şehir onlarca köyden oluşsa binlerce aileden evden oluşsada, onlarin yönetilmesi, yine secimle tayin edilmiş olan bir belde başkani ile olmakda, varmi bir sorun? yok. ve yine bir üste cikinca bu sefer şehirlerden secilen milletvekilleri o şehirlerin yönetimini, başkentteki meclisde yönetmekdeleer. varmi bir sorun? yine yok, o zaman sen, bizlerin halife olmamizi, ve herkesde Allah tecelli edince, ve Allahligi ögrenince, sen ben o vahid olan Allah olmasakda, allahin bir sifatinin tecellisi, veya bir fiilin işlemesi için, görevde olan birileri demek, ve bunlarin binlerce olmasi, vahdet vücut olan, vahid olan Allahin vahidligini bozmaz, o şek ve şeriki olmayan, tersi olmayan, bir olan, vahid olan Allahdir,
yine ikinci misal ile : bir bedende binlerce hücre var, her hücre kendi başina bir devlet gibi, başkenti ve başkani var, yardimcilari var, amma o hücrelerin bazilari yine grup olarak, mesala bir tel saçı oluştrumuşlar, o sac yek başina bir baş olmasina ragmen, o Allahin emrindedir, ve o bedenin hizmetine aamaadedir, ve onun ayri bir baş olmasi, bedenin vahdaniyetine zarar vermez , diş böyle,dil böyle kulak böyle, göz böyle hakeza, .... yani vücüt yek olan, ve saclar, killar, ciger hücreleri, ve cigerin tamami veya, sol tarafi , ... vahdaniyeti bozmaz, beden  yine "vahid" ve tekdir. ve tek kafadan yönetilir. her ne kadar onlar, ayri ihtiyac ile ve fonksiyonlari ile başlik gösterip hükmetselerde ayri ayri istek ve hukuk sürselerde, onlarin yekligi, yek olan bedenin vahdaniyetine hic zarar vermez, bilakis bedenin hayri olan bir hizmetli durumundadirlar, velhasil kelam, daha fazla söze gerek yok  artik, bu kadar sözden sonra anlamayana, ahmak derim artik.

---oOo---

Kapi vardir hekes girer cikar buna umum kapisi derler
Kapi vardir şahsa özel şahsi kapi
ve kapi vardir yalniz anne baba girer, mesala yatak odasi kapisi gibi, oraya cocuklar girmeye kalkarsa izin alsinlar dedi,  Allah ve Muhammed.

Allahu Teala Buyurdular

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

ا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِيَسْتَأْذِنكُمُ الَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ وَالَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا الْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ مِن قَبْلِ صَلَاةِ الْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ الظَّهِيرَةِ وَمِن بَعْدِ صَلَاةِ الْعِشَاء ثَلَاثُ عَوْرَاتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ طَوَّافُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَى بَعْضٍ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ  إِذَا بَلَغَ الْأَطْفَالُ مِنكُمُ الْحُلُمَ فَلْيَسْتَأْذِنُوا كَمَا اسْتَأْذَنَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

  ---
Yâ eyyuhâllezîne âmenû li yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hîne tedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba’dukum alâ ba’d(ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm. Ve izâ belegal etfâlu minkumul hulume felyeste'zinû kemâste'zenellezîne min kablihim, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî, vallâhu alîmun hakîm

--------

“Ey iman edenler! Köle ve cariyeleriniz ve sizden olup da henüz büluğ çağına ermemiş çocuklarınız, yanınıza girmek için şu üç vakitte sizden izin istesinler: Sabah namazı öncesi, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınız zaman ve yatsı namazı sonrası sizin için üç mahrem vakittir. Bu vakitlerin haricinde yanınıza izinsiz girmelerinde ne size ne de onlara bir günah yoktur. Çünkü onlar sizin yanınıza sık sık girmek zorunda kalırlar, siz de birbirinizi sıkça dolaşırsınız. Ayetlerini Allah size böyle açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyle bilen, her işi hikmetle yapandır.”

    “Çocuklarınız büluğ çağına erdiklerinde, kendilerinden önceki büyüklerin izin istemeleri gibi, bu üç vaktin dışında yanınıza girmek için izin istesinler. Ayetlerini Allah size böyle açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyla bilen, her işi hikmetle yapandır.”

Sadakallahul Aziym Nur suresi 58 - 59


Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

Ata bin Yesar anlatıyor: Resulullaha (a.s.m.) bir zat gelerek sordu:

“Ya Resulallah, annemin yanına girerken izin isteyeyim mi?”

“Evet.” cevabını verince, o zat tekrar,

“Ama ben onunla beraber evde oturuyorum.” dedi.

Resulullah ise, “Ondan izin iste.” buyurdu.

O zat, “Ben onun hizmetini görüyorum.” deyince, Resulullah,

“Annenden izin iste, onu çıplak olarak görmek hoşuna gider mi?” diye sordu.

O zat, “Hayır” dedi. Bunun üzerine Resulullah,

“Öyle ise her seferinde yanına girerken annenden izin iste buyurdu.”

Hadis-i Şerif, Muvatta, İstizan:1

Allahu Teala Buyurdular

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَى أَهْلِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tedhulû buyûten gayra buyûtikum hattâ teste’nisû ve tusellimû alâ ehlihâ, zâlikum hayrun lekum leallekum tezekkerûn.

Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.

Sadakallahul Aziym Nur suresi 27

umum kapisi ümmet kapisina örnek : okul kapisi, cami kapisi ,mezar kapisi , kilise kapisi gibi umuma veya ümmete ait kapilardir, ve cennet annelerin ayaginin  altinda ise Ve Muhammedin hanimlari için Allah, onlar sizlerin  annenizdir dedi:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

النَّبِيُّ أَوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَاجُهُ أُمَّهَاتُهُمْ وَأُوْلُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ إِلَّا أَن تَفْعَلُوا إِلَى أَوْلِيَائِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا

En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ulûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûrâ.

Meali :

Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de mü’minlerin analarıdır. Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allah’ın Kitab’ına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diğer) mü’minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız başka. Bu (hüküm) Kitap’ta yazılıdır.

Sadakallahul Aziym AHZAB Suresi 6

Ve Hatice Annemiz için gecen hafta bahsettik, ve o Halley yildizi, ve ümmeti muhammed, ondan indi dedik, ve 11 aydan hayirli olan Ramazan ve ve halley dedik, ve yani 11 hanimindan daha üstün olan " Hayrun min Elfi şehr" veyada 11 aydan uydudan üstün olan yani 11 Ay (receb şaban ,...) ve Muhammed dediki

"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır"

Hadis-i Şerif, Kütüb-i Sitte buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

“Allah tarafından seçilen ay Receb ayıdır ve Receb Allah’ın ayıdır. Her kim Receb ayına hürmet ederse (yüceltirse) Allah’ın emrine hürmet etmiş olur, kim Allah’ın emrine hürmet ederse Allah onu Naîm cennetlerine koyar ve ona en büyük nimet olan rızasını vacip kılar. Şaban benim ayımdır. Her kim Şaban ayına hürmet gösterirse benim emrime hürmet göstermiş olur, her kim de benim emrime hürmet gösterirse ben Kıyâmet günü ona öncü (karşılayıcı) ve yoldaş olurum. Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayının hürmet gösterir, onun saygınlığını yüceltir ve ona saygısızlık etmezse, gündüzlerini oruçlu gecelerini de namazla geçirirse ve tüm organlarını da (günahlardan) korursa Ramazan’dan, Allah’tan affedilmesini isteyeceği bir günahı olmadığı halde çıkar.”

Hadis-i Şerif,  Beyhâkî Fedâilü’l-Evkât s.22; es-Suyûtî, ed-Dürru’l-mensûr, 3/236.

Ve böyle olunca  bizler Muhammed ümmeti olarak, Ramazan kapisindan dünyaya indik, ve ordanda cennete girecek olanlariz, yani öyle olunca Haticenin rahiminden inenleriz, ve ümmetin umum kapisi, ve ümmet kapisi, Hatce kapisidir, cünkü muhammed onu  dul olarak aldi, yani hatice annemiz, daha önce evlenip boşanmişdi, yani ona muhmedden  öncede giren var idiyani ramzan umum kapisi ümmetin kapisi. oysaki muhammed diyorki şaban ise benim ayimdir, yani şahsa özel kapi, o nedir o da, Hz.Ayşe Kapisi, ve ondan hic cocukda olmadi diye biliyoruz, ve öyle olunca,  o kapidan bir tek muhammed girdi, ve öylede kalacak, yani "şahsi kapi, muhammed kapisi" ve yine Recep ise "Allahin Ayi" dedi ve bedende oksijenin girip cikdigi kapi belli "agiz ve burun" ve akcigerler Damarlar ve kalp, ve en son kalbe varir, sonrada bütün vücuda ihrac edilir. yani Allahin girmedigi hücre yokdur, oksijen almayinca zaten o hücre ölür.
ve Gecenki vaaz la bu konuyu birleştirir isek
Hz meryem için Allah diyorki

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قَالَتْ أَنَّى يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ وَلَمْ أَكُ بَغِيًّا

Kâlet ennâ yekûnu lî gulâmun ve lem yemsesnî beşerun ve lem eku bagıyyâ

Meali: Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.

Sadakallahul Aziym MERYEM Suresi 20. ayet

Ve ona isayi (isa nin tohumunu) koyanda SIRAT Köprüsünü  "Zekeri Fiziken Takmadan"  kurmadan isayi koyduki, isa efendimizin kehrwertini alipda, ordan geri dönüş olmasin diye ki köprüsüz geciş,  mehdiye ait giriş kapisi,  mehdi için kuran, "isa için  mehdi der" mehdi kelimesi isa ile birlikte gelir kuranda. ve meryeme insanlardan ve cinlerden kimse dokunmadi ona, yani şahsa özel kapi, mehdiye özel kapi , orasi Tekke kapisi degil,  umuma acik kapi degil, yani şahsa özel, mehdiye özel kapi, o kapiddan yalnizca o girebilir, ve yine mehdi cocuklari ile anneleri arasinda SIRAT yok, yol kopuk yani geri dönüş yok, einbahn strasse (Tek yön yol) yani tersi olmayan kapi ANTi si olmayan kapi, ve yaklaşik 2000 senedir isayi geri döndürcez diye ugraşirlar, amm onu döndüremezler, ve herkes  O döncek diye bekler,  ve onu geri döndürcek olan kapiyi acacak  SIRATI kurcak olanda yine mehdidir.

---oOo---

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ

İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn.

Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.

FATİHA Suresi 5. ayet

Hocanin birisi diyorki kimseden yardım istememek lazim,  yardım ancak Allahdandir,  diyor yani meded ve şefaati inkar ediyor.
Cevap:

Ey Adam Sen sabah kalktin, işe gidecen, ve ve bakdinki kahvalti hazir degil, ve dedin "kahvalti hazirmi işe gidecen" dedin ve hanim dedi "su kayniyor, daha hazir degil" dedi, ve hani sen Allahdan gayri kimseden yardım istmeyecekdin ahmak hoca , işde karidan cay kahvalti istedinmi, oda ocakdan yardım istemiş, ocak su kaynatiyor, madem sen allahdan gayri kimseden yardım istmeyecen, o zaman hanim kahvalti hazrilayacak diye bekleme  ve deki "Ey Allah bana kahalvarti hazirla "  de bakalim önüne kahvalti gelcekmi? cay kaynayacakmi? Tabi Tabiiiii Allah senin hizmetcin öylemi? haşa huzur. işde Allah senin eşinde tecelli edip, senin istegin, duan muradin olan kahvaltiyi, san hazirlar, amma sen buna işde itiraz ediyon, evet Allahdan yardım isteyecegiz amma hangi Allahdan isteyecegiz? senin yaptigin gibi hanimin olan Allahdan istemedinmi sen o kahvaltiyi, o zman sana yardım eden hanimin ise, o zaman o iyyake deki "ke" olan Allah, senin karin da teceli etdi, ve sana yardimci oldu, banada, benim istegim ile, benim "iyyake nestaiyn" dedigim kimse olarak yardım eder.
Ve Allah seninle, bana yardım eder, benimlede sana, ona, buna yardım edebilir.
"iyakkenestaiyn" meselesi bu kadar basittir anlayabilene.
ve o hoca diyorki şifa vercek diye aspirin alinca, bana asprin şifa verdi olmaz diyor, şifa veren Allahdir diyor!
bunuda şui misal ile anlatacagiz Cevapliyacagiz:
Ey televizyona cikan, ordan dini sohbet eden hoca, TV kanalina geldin, oturdun masaya, ve kameraman hadi cek dediniz, ve yönetmen başldik dedi, başladiniz sohbete, madam öyle şifa veren aspirin degil, senin yayini cekcek kameramanda cekmesin, Allahin kameraman melekleri cekiyor, onlar yayini yapsin degilmi, yahut  o yayini uyduya yollayan cihaz olmadan, o yayini, sen deki : "Ey Allah, bu cekimi uyuduya yolla" de de yollasin, yine o uydu olmadan, o yayin dünyaya yayimlansin de Allaha, ve Allah yayinlasin. Bre ahmak hoca,  o evinde seyredenlerin, televizyonu, uydu cihazi olmadan seyretsinler o zaman. Varmi vesilesz sebebsiz bir olay, ve bunlarin hepsi birer yardimci ve şefatcidir. ve Allah o yayini kameraman olurda ceker, yine uydu cihazina yollayan anten olurda, uyduya gönderir, yine uydu olur dünyaya yayinlar, yine televizyon olur, benim  senin evde gösterir, yahut internet olur, video olur gösterir, sen daha niye Allahin vesilelerini hice sayiyon, ahmak hoca.

Allah sünnetulah koymuş bu kainata, ve onlar  yercekimi, enerji, işik ve yansima, gölge veya reaksiyon, hiz,  gibi ceşitli yasalar var. Ancak  dedik işde birisi ile Allaha karşi gelinirse, veya  O nun müminlerine karşi düşmanlik edecek bir kafir cikinca, onlari iptal edecek olan, onun (o yasa kanun ve sünnetullahin) ANTi sinide yaratan Allah, onun antisi ile, onu terbiyet eder, senin ilede antiyi terbiyet eder. ve insan ila antisi cin, insan ile Antisi şeytan gibi, iyi kötü, gece gündüz, hastalik ve mikroplar, vesaglik  şifa verenler ve temizler olarak tezahür gösterir. ve eger  böyle degilse o zaman
inek süt vermesin ve "İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn." desin yeter, süt oluverir degilmi!, zamani gelince cöpcüler cöpleri toplamasin ve sadece "İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn." desin yeter, cöpler toplaniverir degilmi?
Varmi böyle bir dünya dangil ahmak. Herşeyi  veya cok şeyi Allah bu dünyada, sebeblere baglamiş, senm nasil olurda sebebleri inkar ediyon, agacin dallarini budaklarini inkar eden, agaci inkar etmiş olur, oysaki Allah sebeblerde, kendini saklamişki, O nu sebeblerden arayip bulmak bizlere kalmiş.

"Regaip kandili geldi, üç aylara giriyoruz  "Regaip Kandiliniz Mübarek Olsun"

Rabbim, Mehdi ve Ceamaatini, AKLI KIT larin ahmakligindan, muhafaza buyursun.

---oOo---

أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 6 Nisan 2016 Çarşamba

Original Kar © glan


Takva Allah’a Yaklaşmayi Dilemekdir - Takva Doğrularla Beraber Olmakdadir

(Kar©glanin 30 Mart 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَهُوَ اللّهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَفِي الأَرْضِ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ

Ve huvallâhu fîs semâvâti ve fîl ard(ardı), ya’lemu sırrakum ve cehrekum ve ya’lemu mâ teksibûn.

Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 3. ayet


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ

Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn

Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet

-------------

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْأَلُكَ رِزْقًا نَّحْنُ نَرْزُقُكَ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوَى

Ve’mur ehleke bis salâti vastabir aleyhâ, lâ nes’eluke rızkâ(rızkan), nahnu nerzukuke, vel âkıbetu lit takvâ.

Sadakallahul Aziym TÂHÂ Suresi 132. ayet

Mealleri :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

O, göklerdeki ve yerdeki tek Allah'tır. Gizlinizi, açığınızı bilir. (Hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir.

Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 3. ayet

Ey iman edip Allah’a Yönelenler, doğrularla beraber olun. (Bu Yola sıdk ile baglananlarla beraber olun).

Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet

Yakınlarına salâtı (Namaz ile rabbine yönelişi) yaşamalarını emret; kendin de onda devamlı ol, (Orda bir rizkan lehüm var amma, lehüm kaybolmuş) Biz seni onlarin rizki ile mes ul tutmuyoruz, bilakis seninde onlarinda rizkini veren biziz, (Sen Rabbine yaklaşmakda gayret üzerine ol), cünkü gelecek Rabbine yaklaşanlarin olacakdir.

Sadakallahul Aziym TÂHÂ Suresi 132. ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Başınıza şu yedi şey gelmeden güzel işler yapmakta acele ediniz: Kişiyi unutturucu kılan fakirlik, azdıran zenginlik, bozan hastalık, bunaklık derecesinde yaşlılık, âniden gelen ölüm, beklenenlerin en kötüsü deccâl ve hepsinden daha şiddetli ve acı olan kıyamet."


( Hadis-i Şerif Ebû Hureyre radıyallahu anhdan. Tirmizî)

---------------

فَالأَوَّلُ : عَنْ أبي هُرَيْرَةَ رضي اللَّهُ عنه قال : قِيلَ : يا رسولَ اللَّهِ مَن أَكْرَمُ النَّاسِ ؟ قال : « أَتْقَاهُمْ »

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular


Ebu Hüreyre Radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir;

-“Ya Resulallah, insanların en hayırlı ve değerlisi kimdir?” dediler.

Peygamber Aleyhis Selam;

-“En ziyade Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenlerdir)” Buyurdu.

( Hadis-i Şerif , Buhari ve Müslim)


"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Allah kuranda Allah a yaklaşmanin yollarini şöyle izah ediyor

1. Ey iman edip Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenler), doğrularla beraber olun. (Bu Yola sıdk ile baglananlarla beraber olun). TEVBE Suresi 119
2. Ey iman edip Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenler), Gücünüz yettgi kadar hak ve adelet üzre olun, sakin müslümanlar olmadan ölmeyin. ALİ İMRAN Suresi 102
3. Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenler), Dinleyin ve itaat edin! Ve kendiniz için hayır olarak infâk edin (verin). Ve kim nefsinin cimriliğinden kendini korursa (sakındırırsa), o taktirde işte onlar; onlar felaha (kurtuluşa) erenlerdir. TEGABUN-16
4. Ey iman edip Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenler), Söylerken Sözün Sinirlarini koruyun. AHZAB-70
5. Kim Allah’a Yönelmeyi (yaklaşmayi) dilerse, (Allah) ona bir çıkış yeri nasip kılar. TALAK-2
6. Ey iman edenler, Muhakkakki Allah’a Yönelenler (yaklaşmayi dileyenler) için, O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir. ENFAL-29



Emir'el Müminin İmam Ali (a.s), İbn-i Mülcem tarafından kılıçla yaralanınca oğlu Hasan ve Hüseyin (a.s)'a şöyle buyurdu: "Size Takvayi (Allah’a Yönelmenizi(yaklaşmayi dilemenizi) ve her ne kadar dünya sizi istese de dünyayı istememenizi, dünya sizden bir şey aldığında buna üzülmemenizi, hak üzere konuşmanızı, (ahirette alacağınız) mükafat için amel etmenizi, zalime düşman ve mazluma ise yardımcı olmanızı tavsiye ediyorum."

(Nehc'ül Belağa 47. Mektup)

[attachment=38465]

"Manyetikleyici - Manyetikliğini Yok Edici" bir alet var, yani mikro elektronikte kullanilan, TV tamircilerinin kullandigi bu alet ile, tornavidanin ucu, bu aletin Manyetikleyici icine sokulup, ucu miknatislanarak, hassas noktalardaki vida sökülünce, veya vidalancagi vakit, vidanin tornavidanin ucunda yapişmiş vaziyette kalmasi saglanir. yani bu aletin özelligi, yakinina gelen kücük metalleri, kendine benzetip miknatislandiran bir miknatis veya miknatis olmayan fakat miknatislanmiş bir metali de, demagnetize eden Manyetikliğini Yok Edici bir alet.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn.

Meali :

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla iyiler ile salihler ile beraber olun.

(Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet)

"ve kûnû meas sâdikîn
doğrularla beraber olun."

demekde bu gibi, Magnetize yani yanina gelenleri kendine benzetebilcek kadar güzel ahlakli kimseler, veya Demagnetize gibi, cekiciligini kaybetmetmesine sebeb olan, kafir münafik yalanci gibi kötü ahlaklilar.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

"Kişi arkadaşının dini (ahlakı) üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine baksın (dikkat etsin)."

(Ebu Davud4833- Tirmizi 2379)
ve insan miknatislik derecesine yükselince, yakinina geleni manuple edebilir, yani onun fikirlerini degiştirebilir, bu amma iyi kimselerden olsun, ammada kötü kimselerden olsun,.
cünkü kendimden örnek verirsem ben eskiden sigara icerdim, sigara icmesini, sigara icen birinden aldim, manuple oldum. yine alkol arkadaş teklifi ile başlanilan hastaliklardandir,....
öyleyse kötü ve cirkin ahlakli kimselerde miknatsdilk derecesine cikabilir , amma onlar cikinca insanlari kötü ahlakla manuple ediyorlar, amma iyi kimseler ise, bir güzel ahlaki, yapa yapa, onda o ahlak meleke haline gelince, onlarda yanina gelen kimselere, bu güzel ahlaki manuple edip, namz kilan bir kimsenin yanina giden kimsenin namazi sevmesi, namaz kilma istegi duymasi, dua edeni görünce, dua etmeye başlamasi bu sebebledir. ve isanoglunun ögrenme yöntemlerinden biriside,  aynel yakin ögrenmekdirki, yani bazi kimseler güzel ahlaklari hakkal yakin yaşayinca, onu gören insanlara, ve aynel yakin bakan kimselere otamatikmen tesir edip, onlari o ahlaka manuple etmekdedir, ve böyle güzel ahlakli cemaatin icinde bulunmak, bu güzel ahlaklari yapanlarin dercesine göre, her gün daha güzel bir ahlak ile ahlaklanmayi ögretirken, kötü kimseler olup, onlari yani iyileri terketmekde, insanlari ucuruma götürür.

Ve Atalar demişki :

"Sarı öküzün yanında duran; ya huyundan ya tüyünden kapar."

öyleyse ey insanoglu
Ey Takva isteyenler,
Ey iman edip Allah’a Yönelenler ,
"Ey Allah’a yaklaşmayi dileyenler, doğrularla beraber olun. (Bu Yola sıdk ile baglananlarla beraber olun).
TEVBE Suresi 119

Cemmatle namaz kilmanin efdaliyeti bu yüzdendir, ve yine cuma toplanilmasi bu yüzdendir.

Bu hususda
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular
“Cemaatten ayrılmayın, ayrılıktan sakının. Şüphesiz şeytan tek başına kalanlarla birliktedir, iki kişiden ise uzaktır. Kim cennetin ortasını isterse cemaate yapışsın”

(Tirmizî, “Fiten”, 7; ayrıca bk. Nesâî, “Tahrîmü’d-dem”, 6)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

“Cemaatten ayrılmayın, zira sürüden ayrılanı kurt kapar”

(Ebû Dâvûd, “Salât”, 46)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

    "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır."

    buyurmuş. Ashab sormuşlar:

    "Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?"

    Şöyle cevap vermiş: "Firkayi Naciye" Yani

    "Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yâni Ehl-i sünnet ve cemaat mensuplarıdır."

(Tirmizi, İman,18; İbnu Mace, Fiten, 17)

Ve Tarikatler, Cemaatler,  eger hak yolda ise, işde Peygamberin sünnetlerinin hakkal yakin yaşandigi yerlerdir. ve oralara gidenlerde, onlardan görüp, aynel yakin, bu sünnetleri ögrenip, sonrada hakkal yakin yaşamaya başlayanlar olurlar, ve böyle cemmaatlerle olmaklada
"ve kûnû meas sâdikîn
doğrularla beraber olun."
ayetine itttiba etmiş olunur.
işde o "Firkayi Naciye" de böyle sünnet üzre yaşayanlar cemaatine denilir, hani nerde bu cemaat?  fetocularmi? yahut nakşilermi? yahut cübbeli cemaatimi?
burda devreye
6. Ey iman edenler, Muhakkakki Allah’a Yönelenler (yaklaşmayi dileyenler) için, O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir. ENFAL-29
ayeti girer ve allah bunu isteyenlere iyi ile dogruyu ayirt eden furkan melegi verecegini sölüyor, yani o zaman "benim cemaatim en üstün" degil, eger onlarda, o cemaatte  bir yanliş var ise, bunu görebilcek bir farkindalik verilirmiş insan, eger sen senin şeyhi pohpohlamamizi, gavs guvs dememizi bekliyorsan, bu dogru olan degil. insan beşerdir, ulul azim peygamberler bile hata ettiyse,  en başta Adem ile Havva, cennet gibi bir yerde hata edebildiyse, o zaman bu ahir zaman mundarliklari dolu dünyada, saglam kalabilcek insan bulmak zor, ve senin cemattede hatalar, senin şeyhdede yanlişlar olabilir, bunlari görmek işde farkindalik olan, furkan melekesi verilmesi demekdir. Eger sen hala t a y y i p en üstün diyorsan, o zaman  sen Takva istemedin, ve Allah’a yaklaşmayi dilemedin demekdir,  ve öyle olunca sanada furkan verilmedi demekdir. ve sen senin şeyhe senin  parti başkanina hata yapmaz tanri gibi bakiyorsan işde, cünkü sende o farkindalik yok, kör bakiyorsun demekdir.

---oOo---

Agac dalda meyva veriyor, ve ve icinede en öz bilgileri olan, bir ckirdek sakliyor. o cekirdekde dalin bütün SIRLARI sakli, ve hatta yeni versiyonlari var, yeni bilgileri var.
ve öyle olunca işde gecenki acikladigimiz hadisin yorumunda, ahir zaman ümmeti mehdi cocuklari olacak dedik.
ve mehdi cocuklari için extra birşeyler yapmaya gerek yok , yemini ver, suyunu ver, okulu geldimi okula gönder, yaşi geldimi evlendir yeter, yani zaten onlarin hepsininin icinde mehdi bilgileri SAKLI Zaten, onlar eger iclerindeki cekirdegi inkişaf ettirebilirlerse, onlardan daha bilgili mehdi askeri olcakdir, mehdi bilgisi ile donanmiş mehdi askerleri olacakdir.

Bunun örnegi : Allah Hz Ademi yaratinca, ona otuz senede meleklerin tedrisatinda geciripde öyle oku demedi, o bütün bilgi ile donanimli idi, ona Allah ögretmişdi zaten, ve melekerin yaninda

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn.

Ve (Allah), Âdem’e, (Allah’ın) isimlerinin hepsini (bu isimlerdeki hikmetleri) öğretti. Sonra onları meleklere arz ederek dedi ki: “Haydi sadıklardan iseniz onun bildiklerini, siz isimleri ile bana haber verin (söyleyin).” 

BAKARA Suresi 31. ayet

yani Ademin icinde bilgi hazir vaziyette var.

Evine bir tane Bilgisayar yazicisi Drucker aldin, ve sen onun driverini bilgisayara install edince, o nasil yazacagini biliyor, onu birde iki sene nasil yazacak ögretemiyorsun, zaten satan adam sana onun nasil yazacagini proglamladigi bilgi cd si ile birlikte satiyor, ona iki senede yazmayi ögretmeyecen yani,
Mehdi askerlerinin icindede bilgi var, onlar yaşi geldikce, ve aydinlandikca, o bilgilere zaten vakif olcaklardir.
ve Hz. Ademe ögretilen ise, düşünebilme, karar verebilme ve konuşabilme yetenegidir, cünkü melekler ilham ile konuşur, yani kelamsiz kelimesiz konuşurlar, oysaki Hz Adem ve insanoglun ses ile kelimeler ile konuşur, kelimesiz kelam olmazkine, ve öyle olunca, Allah Ademe dünyada ne kadar dil varsa hepsini icine dercetti, o bütün dilleri biliyordu, ve bizler zaten, onun cekirdeginin cekirdeginin,...... cekirdekleri oldugumuzdan, bizler ondaki bilgileri inkişaf ettirip, bugün yeni bulunan bir alete, ondaki sakli olan isimi veririz. ve konuşurkende o isim ile. o cihazi. buluşu. ve dogan cocugu cagiririz, işde o bilgi zaten Hz. Ademin icinde vardi, ve şimdi bizler sadece o bilgiyi inkişaf ettirenleriz.

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.”

(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)

bu hadisi biz sesli vaazda yorumlarken dedikki, bu demek olurki: son ümmetin mehdi cocuklari olacagini, ve onun simasinda olacaklarini söyledik. ve böyle olunca ve onun cark sistemi ise, komple sistemi ceviren bir carka sahip demek olur, süleyman 300 lü ve fakat mehdi ise aynen Hz. süleyman gibi bu hadisde gecen, yani o bütün sisteme, zamanindaki bütün sisteme hükmedecek olunca, onun cark sistemi bütün sistemi döndüren bir carka sahip (onun tabancasi) işde, bütün sistemi döndüren cark demekdir. ve o baharida ayarlar, yazida.

ve bölye olunca gecen hafta o vaazin üstüne Ali Agaoglu bir röportajinda gecenki patlamada ölenlere cicek koyduklarini bahsederken dediki benim ortanca hanim dedi. yani "ortancanin kocasi" koyduk onun ismini bundan  sonra,  ve bizim vaaza itafen, bir kac karili oldugunu göstermek istedi, ve bizi  ve "ortancanin kocasini" eleştirenlere cevabimiz şudur ki:

Fakir bir adam bütün biriktirdigi parasi ile, bir tane haci murat alabildiyse,  o onun fakirligi, hekes haci murata binmiyor azizim, dünyada ferrariye, jaguara binenlerde var, ve yine senin benim bir tane arabam var diye, herkesi öyle tek arabali sanma, ve bak o ali agaoglu varsan baksan, araba koleksiyonu yapiyordur. yani senin sadece bir haci murat varken, otopbüs sürüsü olan ULUSOY TURIZMI - Pamukkale turizmi, Kamil koclari düşün, belki 300 tane otobüsü var, belki sen bir bisiklete binerken, burada "Meindl Transport"  diye bir kargo şirketi var, adamlarin belki 100 tane TIRI  var, ve bunlarin eli tanesininde iki kasassi var birde , düşün bu TIRLARI satan TIR glaericinin zenginligini ve yine bu TIRLARI yapan fabrikanin sahibinin zenginligini, öyle fabrikada mühendis olmakla da bana hava atma,
öyleyse Sen Hz Süleymanin niye 300 karili olduguna şaşiyorsun,  Allah ona, o  istidati verdiyse, ve zamaninda, onun zamaninda en büyük tir da atlardi  ferraride Atlardi. ve Hz. Süleymanin en güzel SALMA atlari varmiş, ve herhalde o zamanin  TIR larindan 300 taneside onun ahirinda bagliymiş, demekki 300 KISRAK At, yani bügünün man TIR lari gibi,  yani öyle olunca, Kanuninin bile sarayinda 300 cariyesi var idiyse, o zaman süleymanlar sülümandan, ve öyle olunca 300 karinin 300 üylede yatan O, ve onun tabanca, ve o tabanca 300 kariyi, yani 300 nefs makamini terbiyet eden adam, ve bizim peygamberimiz ise 12 karili ve, 12 nefs makami verilmiş bizim  sistemimize,  yani (nefsi emmare , nefsi lavvame,.....)  ve dedikki en son gecen hafta, onu "ramazandan indirdik" diyor Allah  dedik, yani ramazan 11 aydan daha hayirli,  ve yani halley yildizi dedik,  ve halley : hatceeeeee yani 11 karidan daha hayirli olan karisi, yani bizer onun rahminden inip gelenlerden,.. inip gelenleriz, yani ümmeti muhammedin annesi hatcedir, Haticeyi Kübradir.  ve 9 gezegen,  bir tanede ilede halley var, yine en son ayşe ile evliyidi, ve güneş sisteminin en sonunda, Hz Ayşenin gezegeni var,  ve öyle olunca, bir tanesi sanki kayip gibi, halbuki fatma için ise babasinin annesi diyordu, yani onun indigi kadirde Rahimde Fatma veyada Hz Amine ve 11i bilniyor birde babasinin annesi, ve vede muhammedde annesinin babasi olunca, bir tanede onun sisteminde Fatma gezegeni var, ve o gezegen öyleki onun 3 tane uydusu var, hasan hüseyin ve muhsin birisi sönük ikisi aktif.
ve öyle olunca, mehdinin bütün dünyaya hükmetmesini demekde ne demek işde  sen anla artik, yani onun ahirzmanda, son ümmeti oluşturmak için dölledigi anneler, ve son yildiz sistemini temsil edecekdir, ve o işde sondan başa döndürcek olandir  "Nas" suresinden "Fatiha" ya döndürcek olandir.

KIYAMETE YAKIN ALAMETLERDEN

"İlmin azalması, bilgisizliğin çoğalması, fuhşun alana çıkması, kadınların çoğalması, elli kadına bir erkek düşecek kadar erkeklerin azalması kıyamet alâmetlerindendir."

(Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 72)

"Devlet malı belirli çevrelerin menfaati yapıldığı, emanet kelepir ve zekât angarya sayıldığı, ilim dinden başka gaye için tahsil edildiği, kişi karısına itaat edip annesine asi olduğu ve dostunu kendisine yaklaştırıp babasını uzaklaştırdığı, mescidlerde gürültüler başgösterdiği, fâsık kimsenin kabilenin başına geçtiği ve aşağılık adamın milletin lideri olduğu, şerrinden korkulduğu için kişiye ikramda bulunulduğu, şarkıcı kadınlar ve çalgı âletleri türediği, şaraplar içildiği ve bu ümmetin sonunda gelenler evvel gelenleri lânetlediği zaman; işte o zaman kızıl bir rüzgâr, zelzele, yere batma, şekil değiştirme, taşlanma ve ipi kopan bir kolyenin tanelerinin birbiri ardı sıra gitmesi gibi birbirini takip eden alâmetler beklesinler."

(Tirmizî)

Rabbim, ahirzman insanlarina, mehdinin kim, ve görevlerinin ne oldugunu, gercek manada anlamak nasip etsin.


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 30 Mart 2016 Çarşamba

Original Kar © glan

Etiketler : islami-Resimler, islami Levhalar ,V220220160440,arapca yazili,duvar süsleri,Kuran-i Kerim,kuran,tesbih,tasavvuf,peygamber,din,Allah,kitap,sünnet,ahirzaman,mehdi,karoglan,hoca,müftü,diynet,mustafa islamaoglu,cübbeli ahmet,naksibendi,menzil,gavs,seyyid,Abdülbaki,seyyid saki,erol,seyyid fevzettin,semrerkand tv,ahiret rehberi,dinimiz islma,enever ören,ihlas,osman ünlü,osman nuri toppas,arif arslan,fetullah gülen,saidi nursi,nurcu,nur talebesi,nur,ziya, muhammed, mustafa,S.A.V,efendimiz,hadisi serif ,Hz.,alehiselam,bismillah,la ilahe illallah,Nihat,hatipoglu,hatiboglu,nihat hatipoglu,nihat hoca,abdurahman önül,ilahiler,ilahi dinle,indir,free downloaden,bedava indir,Dursun Ali Erzincanlı,Dursun Ali, Erzincanlı,Dursun, Ali, Erzincanlı,muhyiddini arabi,vahdeti vücud,nefsi raziye,nefsi mutmainne,mümine,hanim bacim,nefsi mülhime,satiyorum,ariyorum,arkadas ariyorum,aliyorum,satilik,ilanlar,web,hosting,doamin,webmaster,webdizaynir,grafiker,microsoft,mustafa karatas hoca,karatas hoca,mustafa hoca,elmalili,mehmet akif,erbakan,necmettin,milli görüs,fatih erbaka,demet akalin,Hira,HIRA,sevr,kabe,mekke,medine,zemzem,tesbih,kuran,hurma,FUIKIH,namaz,namazduasi,büyü,sihir,sihir nasil yapilir,sihir nasil bozulur,büyücü hoca,yildizname,falci,memis hoca,Caner Taslaman,serat Ahmet tan,hamza,Caner hoca,Muhammed Rasid Erol,Abdülhekim el hüseyni,yarbay mehmet,almanya vekili,yarbay hoca,seyyid mübarek,haznevi,mehdi,ahirzaman,kiyamet,kiyamet alametleri,Basagacli,Sandikli,Afyon,afyonlu,Türkiye,Türkiye bayraklari,bayrak butonlari,flatcast,radyo,radyo temalar,TC,23 Nisan,19 Mayis,Cumhuriyet bayrami,Genclik ve spor bayrami,30 Agustos,10 Kasim,atatürk,mustafa kemal,Türk,Turk,Turkey,kirmizi,yesil,sari,mavi,turuncu,siyah,pembe,mor,beyaz,white,black,green,red,orange,blue,violet,yellow,grau,braun,Mr,Matrix,Hz.Nuh,Hz. ibrahim,Hz, isa,Hz. meryem, Hz. Musa,hiristiyan,müslüman,yahudi,cami,mescid,namz,oruc,hac,zekat,sadaka,nafile,dua,dualar,esmaülhüsna,havas,havas hoca,vefk,arapca,türkce,deutsch,english,button,radyo kur,sayfa,ac,forum kur,domain satin al,forum satin al,ibrahim Tatlises,Orhan Gencebay,Merve Özbey,Niran ünsal,Ferdi Tayfur,Rihanna,Beyonce,mily cyrus,kate linn,biranna,INNA,inna,indila,Gülben Ergen,Aynur Aydin,Okan bayülgen,Zaga,beyaz,beyazit,komik,ilginc,kedi,köpek,irem derici,Hande Yener,Kadir inanir,cüneyt Arkin,baris manco,Kurtlar Vadisi,muhtesem yüzyil,osmanli,pelin cit,özge,zahide,Tarkan,murat boz,acun,hadise,Ebru gündes,


Ay Takvimi ve Güneş Takvimi

(Kar©glanin 23 Mart 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ

Sadakallahul Aziym YUNUS Suresi 62. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

E lâ inne evlîyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn

Meali :

Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına (dostlarına) hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.

Sadakallahul Aziym YUNUS Suresi 62. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ

Keteballâhu le aglibenne ene ve rusulî, innallâhe kaviyyun azîz.

Sadakallahul Aziym MÜCADELE Suresi 21. ayet

Meali:
Allah Takdiri Ezelde (Kader Kitabina), “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.

Sadakallahul Aziym MÜCADELE Suresi 21. ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.”

(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)

“Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir. Yere beşinci olarak ehli beytimden biri sahip olacak. Yani Mehdi.”

(Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:

“Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Benim dostlarımdan birisine ihanet eden bana karşı savaş açmış olur."

(Hadîs-i Şerîf, Buhari)

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:

“Allahu Teâlâ buyurmuştur: Her kim sevdiğim kuluma düşmanlık ederse, Ben de ona harb ilân ederim."

(Hadîs-i Şerîf)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

ALINTI

MEVDUDİ

...Fakat şu bir gerçek ki, Allah (cc)'ın hakimiyetini bütün dünyada tesis eden bir müceddid gelecektir. İster çok yakında isterse çok sonraları olsun, farketmez, O, peygamberimizin hadislerinde açıkça tanımlanmış olan İmam Mehdi'dir. O'nunla ilgili olarak bazı işaretler de yine bizzat peygamberimiz tarafından açıklanmıştır.

Bu işaretler, Müslim, Tirmizi, İbni Mace ve diğer bazı hadis kitaplarındaki hadislerde açıklanmıştır. Bize bu rivayetlerden sadece birini burada zikretmek isityoruz.

Şuna inanıyoruz ki, İmam Mehdi geldiği zamanın en ideal komutanı, lideri olacaktır. Buradaki idealden maksadım şudur: çağın bütün gerçeklerini bilecek, tam bir yönetici yeteneğine sahip bir insan olacaktır. Korkarım ki, onu ilk reddedecek olanlar gelenekçi ulema sınıfı ve sufi takımından başkası olmayacaktır. Çünkü onlar göreceklerdir ki, bu insanın, tasavvurlarındaki Mehdi ile hiçbir ilgisi yok.

Mehdi, geldiği zaman, Müslümanlar'ın düşünce ve inançlarında bulunan cahiliye pisliklerini temizlemeye çalışacak, en saf şekliyle İslam'ı ortaya koyacaktır. İslam'ı her alanda hakim kılmak için çalışacaktır. Kendisine ait veya kendisinin oluşturduğu bir iddia veya davası yoktur. Bunun karşısında cahiliye de boş durmayacak, bütün gücüyle 'batılı' hakim kılmak için çalışacaktır. Ama hak için yapılan bu büyük cihadda Allah(cc)'ın yardımıyla Müslümanlar galip çıkacak, cahiliye hezimete uğrayacaktır.

Mehdi'nin hak davası için olan bütün çalışmaları İslam'ın dünyaya hakim olmasına vesile olacak, bütün dünyada bir İslam nizamı tesis edilecektir. İslam'ın bu hakimiyetini, sadece yönetim biçimi içinde ele almak yanlıştır. Çünkü, İslam'ın hakimiyeti her alanda gerçekleşecektir. Bütün bunların sonunda hadiste de belirtildiği gibi "yerde ve gökte bulunan herkes mutlu olacaktır."

Bir Müslüman olarak, İslam'ın hakimiyetini görmenin özlemi içindeyiz. Bunu görebiliriz veya göremeyiz, önemli olan bu değildir. Önemli olan bu gaye için gayret göstermek, çalışmaktır. Nihai fethin komutanını zihnimizde tasavvur edersek göreceğiz ki, böyle bir zaferin imamı ile halkın tasarladığı imam arasında hiçbir benzerlik yoktur. Böyle bir liderin geleceğine olan inancı, hayretle karışlayanlara şaşmamak, doğrusu elden gelmiyor...

(Mevdudi, "İslam'da İhya Hareketleri", s. 52-55)

ALINTI SONU

öncelikle en son vaaza bu vaazi baglayalimki zincir kopmasin.

Ey Abdülbaki biz öyle yukari tirmanirken, alt basmakdaki merdiven tahtalarini sökecek kadar ahmak degiliz biz, üstüne cikip yükseldiklerimizi, cigneyip tepeleyecek kadar ahmak olan (:::) ve askeride degiliz, biz cikdigimiz basamagi biliriz, ve ona inerken ihtiyacamiz olacaginida bilirz ancak,
zeytin dogada bakimini yaptimi, zeytin verirde, zeytini hasat etmek için adamlar bi alet keşfetmişler, bir kolu ile dalin kökünü tutuyor, diger kolu ile onu bir sarsiyorki, ermiş bütün zeytinler şapir şupur dökülüveriyorlar.
biz ise seni ve sofilerini sinamiş olduk, ve dalini öyle bir sarsdikki, sofileri, seyyidleri, meyyitleeri, seni bile telaş sardi, ve birde sizi bana düşman eyledi,

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:

“Allahu Teâlâ buyurmuştur: Her kim sevdiğim kuluma düşmanlık ederse, Ben de ona harb ilân ederim."

(Hadîs-i Şerîf)
ben bunu bile bile, ahmakmiyimki Allah adamlarina düşmanlik edeyim ki, ben seni ve dalini o zeytin agaclari gibi sarsdimki, kimler sana tam bagli, kimler ise dalindan beslenmesine ragmen, dalinda diger sofilerin nimeti olan, feyizden beslenen otlakcilar belli olsun istedik, ve erenle ermeyenler, sofi il mofiler belli olsun istedik, ve şüpheye düşmeden saglam kalan sofiler senindir, amma sadece bir daha sarsincaya kadar, ve onlar senin, diger dökülenleri birak bizim olsun, sen erdirememişsin onlari, belki biz de erecekdir onlar, birak onlari saliver gitsin, şimdi ilk sarsilmada dökülen ey kurtlu zeytinler gelin bakalim, sizden yencek olanlar varmi, takilin peşime, yapişin elime şimdi, haydi attaya gidiyoz. şeyhim Abdülabaki kalan saglar senindir SIKI tut onlari.
ve Muhammed Mustafa mirac ederken bir olay oldu, ve buraga binmek için üzerine cikdigi taş, muhammedle birlikte o da yükseldi, bakdi taş veya kayada onunla geliyor, muhammed dediki, "sen kal, gelme" dedi onun üzerine taş, havada muallakda kaldi, gidicenmi? gitmeyecenmi? veya inicenmi inmeyecenmi? ve öyleki zirveye cikinca, inmek kurali olan newton kanunuda, böylece ihlal edilmiş oldu, ve denildiki bizlere "ey ümmeti muhammed, bir kararda sabit fikirli olmayin." yukari zirverye cikan, her ne kadar newton kanunu geregi, cikinca incek isede, burada, mescidi aksadaki, o muhammedin buraga bindigi yerde, bu kural ihlal edilki insanlara en büyük ders verildi, yani "ey insanoglu sinirlarini zorla, ve ara bul keşfet." denildi. ve bizde zirveye cikarken, nakşi kolundanda yetiştik, ve bir basamakda onlardi. öyle olunca onlardan bazilari peşimize takilinca, bizimle birlikte yükselmeye kalkinca, siz Abdüllbakinin olanar orda kalin, takip etmeyin beni demek için, bu sarsmayi yapmamiz gerektiki, amma iyi sarsdim degilmi, nerdeyse zeytin dalida kökünden cikcakdi, abdülbaki birak sofileri sen dahi sarsildin degilmi.
alt basamak altta durmaliki, cikan yeniden ona basip geri inebilsin, ve dedikki: "sen altta o basamaga sahip cik, ve o basamagi saglam tut." demedikmi!
ve ben (:::) degilim, yukari cikarken, alt basamaklrin hepsini kirip sökecek, şükür o kadar ahmak degiliz, söküp zirveye cikinca, ordan artik inme vakti gelince, onlari kiran ahmak, birdaha basacak basamak bulamaz inmek için, ve minareden aşagi yuvarlanir gibi, dik kabak aşagi yuvarlaniverir.
Amma burda püf noktasi, benim yükselebilmem için, alt basamagi terketmem gerekiyor ki, seni terketmezsem ben bir yukari cikamamki, sende Muhammedin hurma kütügü gibi illede beni birakma dersen, benim seninle birlikte mirac etmem gerekir, oysaki yol bu degil, yol en zirveye cikan, oraya sahip cikip, bir üste cikanlara basamak olmak zorundadir, o yüzden nakşi şeyhleri biz müridlerimizi omzumuza aliriz dediler işde.
Ve muhammedde mirac ederken o muallak taşina "sen dur gelme" dedi.

---oOo---

Allah, Ölüden diri, diridende ölüyü cikarir.Tohum sanki bir ölü gibi, onu dikdin, ve filiz oldu, ölüden diri cikdi, ve o filiz yetişdi meyva verdi, sonra o meyvanin icine,o agac yine yeni bir cekirdek gizlediki, ve o cekirdek, meyva daldan kopunca, artik o meyva ölü olsada, Allah o cekirdegin icine, yine o agacin bütün SIRRINI sakladi, ve o nu yine dik, orman olabilcek yetenege sahip, bu bir bugday ise harman olabilcek yetenege sahip. ve Alem ve kainat büyük bir agac gibi , ve dünya ondaki meyva gibi ve insan ondaki cekirdek gibi kainatin bütün SIRRI insanin icine dercolmuş vaziyete. onu patlatip acinca, hani bu adami bombayla patlatin degil, Allah onu aca aca, kainat yapiyor, ve böyle olunca, cekirdekde cekirdek, onun cekirdeginin verdiği daldaki meyvadaki cekirdekde yine başka bir cekirdek, ve ici ice evrenler, ve coklu evren, ve yani deden, ve onun icindeki baban, baban onun icindeki sen, ve senin icindeki senin cocugun, onun icindeki torunun,...... ve ic ice evrenler, coklu evren budur yani, ve dünyamiz en icdeki nokta, ve bizler müminler ve müslümanlar, dini vecibelerimizde ay takvimi kullaniriz, cünkü bizler sagdan sola dogru hareket edenleriz kainatta. ve ay dünyadanda kücük, ve o sagdan sola dönmekdedir ve bizim zaman algimiz sagdan soladir, yani hayattan yalanci dünyadan, bekaya dogru, oysaki hiristiyanlar güneş takvimi veya miladi takvim kullanirlar, ve onlarin dönüşü ise, güneşimizin kainata dogru dönüşü ise soldan saga dogrudur, öyle olunca bahar mevsimi araplara ayri zamanda gelir, türklere ayri zamanda, ve avrupaya ayri zamanda, yine amerikaya daha ayri bir zamanda gelir. ve böyle olunca, bana "bahar geldi" haberi şubat ayi icinde geldiki, ve biz kainatin dönüşünü ona göre ayar cekdikki taa şubatta. ve biz kameri takvime göre mevsimlere ayar cekmek ile mükellefiz, oysaki bir HIRISTIYAN ve avrupali ise, o da 21 martta bahara giriyor. ve deccal kafiri, bizim o carki döndürdügümüz vakitki frekansimizin kehrwertini aliyor ve kainat kaosa giriyor, halbuki ahmak, bana bahar geldiginde, sana gelmiyor, sana geldiginde, bir digerine gelmiyor, öyle degilmi. ve cark carka bagli, ay ayri bir cark, dünya yine ayri bir cark, ve yine güneş ayri cark, merkür ayri cark, ve cark carka bagli, sen benimkini ters cevirince, yanliş zannedince, bu bütün mevsimleri kaosa ugratmiş oluyorsun ahmak, ve türkiye bahara mart girince gelir, avrupaya ise, martin 21 inde gelir, senin ile türkiyenin arasinda 21 gün fark var ahmak, benimkini hic sorma zaten, beyinsiz ahmak, ve bir daha benim ayarimla kendininkini kiyas etme, dangil.

Aynen insanlarin oksijen alip karbondioksit vermesi gibi, bitkiler ise fotosentez yapip, karbondioksit alip, oksijen verirler. ve isa efendimiz ve isaviler sürüyü soldan saga dogru toplayip gelmekle sorumlu, ve miladi takvim, ve soldan saga cark sitemi, ve biz ise sürüyü, sagdan solda dogru toplayip gelmekle sorumlu olan, muhammed ümmetiyiz. ve sen düşün ibrahim carki nasildir, Hz Nuhun carki nasildir, artik biraz tefekkür et, ve nuh gezegeni neptün dedik, su basan gezegen, ve onun dönüşü ne yanadir ve hareketi yukardan aşagimi yoksa soldan sagami bilim adamlari daha iyi bilmekde ve yildiz nuh iken netün yildizken oranin gezegeninde ayri bir takvim vardiki ömürler bin yil ediyrdu, öyle olunca bazi carklar bazi carklara ZIT durumdadir. o gece iken, digeri gündüz olmak zorundadir, o iyi iken digeride kötü olmak zorundadir, ve biri aci iken, diger tatli olmak zorundadir, ve ZITLRDA ki ahenk budur. ve takvim, ve ic kulvar diş kulvar, ve bizler için zaman hicridir, ve Tabancanin en büyügü 30 ludur ve oda

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:

"Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu bozmayın. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilalin görülmesine engel olursa) otuza tamam edin"

( Hadis-i Şerif , Müsnedi Ahmed)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ

Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân

BAKARA Suresi 185. ayet

Meali:
Ramazan ayı, bir aydır ki biz onda kurani indirdik, ve birde insanlara hidayeti ediciyi(Mehdiyi), ve birde onlarin arasindkileri ve furkanida o hidayet edici (Mehdiden) indirdik.(4 Tane Tabancadan bahsediliyor burda Kuran Ramazandan inmiş, yani halleyden 83 senede gelip giden bir tabanca, bir yildiz ve takvim, ve birde Mehdi yine halleyden, ve birde onun arasindakiler yine halleyden, ve yine birde Furkan Ramazandan inmiş, ve fakat furkan ve Kuran arasindakiler ise, ondan inen Mehdiden veya hidayet ediceden inmişler.)

BAKARA Suresi 185. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ يْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ نَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ

KADR (KADİR) Suresi 1 - 2 - 3 - 4. ayeti

İnnâ enzelnâhu fî leyletil kadr,Ve mâ edrâke mâ leyletul kadr,Leyletul kadri hayrun min elfi şehrin.Tenezzelul melâiketu ver rûhu fîhâ bi izni rabbihim min kulli emrin.

Meali :

Muhakkak ki Biz, O’nu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesi’nde Biz indirdik.Ve Kadir Gece’sinin ne olduğunu sen bilirmisin ki o 11 ayin sultanidir (elf almancadir ve 11 demekdir) 11 aydan daha hayirlidir,ve biz melekleri ve ruhlari rablerinin izniyle ondan indiririz ( yani cocuk isteyen anne babalarininn istegi üzre, o ndan, o tabancadan indirir geliriz.)

böyle olunca biz onu kadir gecesi indirdik deniyor, yani muhamedde kadir gecesi hakkinda, tekli gecelerde arayin dedi, ve alimler onun 27. gece oldugunda kanaat etmişler, ve öyle olunca, eger ayni ayeti biz onu ramzanda indirdik ve, kuranda yine kadir gecesi indirdik diyorsa, ve gezen yürüyen kuran muhammedse, onun indigi tabanca 27 li tabanca demek olur, ondan inmiş gelmiş olur, ve muhammed ise, muhammedül arabi ve 25 li arap ati,
ve

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

نِسَآؤُكُمْ حَرْثٌ لَّكُمْ فَأْتُواْ حَرْثَكُمْ أَنَّى شِئْتُمْ وَقَدِّمُواْ لأَنفُسِكُمْ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّكُم مُّلاَقُوهُ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ

BAKARA Suresi 223. ayet

Nisâukum harsun lekum, fe’tû harsekum ennâ şi’tum ve kaddimû li enfusikum vettekûllâhe va’lemû ennekum mulâkûh(mulâkûhu), ve beşşiril mu’minîn

Meali :
Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın. Ve kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Bununla Mü’minleri müjdele.

BAKARA Suresi 223. ayet

ve gecenki vaazda dedigimiz "kocakari dünya" sözümüze ilavaten, ve senin topragin, senin eşin, senin karin, ve sen ona ekiyorsun sülbünü, ve senin tabanca senin dünyani döndüren cark demekdir, ve bir hadisde

"Cennette, Cennetlik olan en fakir insana, bağlar ve saraylarla dolu, dünya kadar geniş bir yer verilecek."
gecmekdedir. ve senin annen senin ilk cennetindi, ve kadinin topragin ve senin dünyan demekdir, ve güneşimiz iki cihanin güneşi muhammed mustafa, ve bizim güneş sistemi takvimimizde vede hicri takvimde 12 tane ay vardir ve "ocak şubat,..." ve peygembeerimzin 11 karisi eşi oldugu sanilir, halbuki eger bizim güneşimizin gözüken 9 gezegeni biliniyorsa, ve aylar ise 12 ise, bilinmeyen 3 tane daha gezegen var demekdir, ve güneş yildiz ve er kişi, kadin ise onun topragi, ve muhammedin 12 karisi var ise, 12 tane topragi ve dünyasi var demekdir, ve cennetliklerin en fakirinin bile bir adet karisi var imiş, ve bir tane gezegenli yildiz, ve tevrat ve musavi kaynaklarinda Hz Süleymanin 300 karisi oldugu söyleniyor, ve sirius yildizi işde, 300 gezegenli bir sistem, ve o 300 tane dünyayi devir ettiren bir carka, tabancaya sahip. ve gecenki vaazdaki hadisde gecen:

Hz. Enes’ten yapılan rivayete göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Cennet halkı kıyamet günü Âdem’in suretinde, otuz üç yaşında, bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir sima hâlinde haşr edilirler. Sonra cennette bulunan bir ağacın yanına götürülürler ve ondan elbise giyinirler, artık ne elbiseleri eskir ve ne de gençlikleri kaybolur.”

(Kenzu’l-Ummal, H. No: 39383)

bu hadisi biz sesli vaazda yorumlarken dedikki, bu demek olurki: son ümmetin mehdi cocuklari olacagini, ve onun simasinda olacaklarini söyledik. ve böyle olunca ve onun cark sistemi ise, komple sistemi ceviren bir carka sahip demek olur, süleyman 300 lü ve fakat mehdi ise aynen Hz. süleyman gibi baştaki hadisde gecen
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.”

(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)

yani o bütün sisteme zamanindaki bütün sisteme ve hükmedecek olunca, onun cark sistemi bütün sistemi döndüren bir carka sahip, onun tabancasi işde, bütün sistemi döndüren cark demekdir. ve o baharida ayarlar, yazida. ve bunu gören dangil deccal aleyhillane işde ona itiraz edip onun ayarini bozup kehwerti ile muamele edip kainati kaosa sokmakda. ve fakat deccalda onun (Mehdinin ) deccali oldugandan onun ZIDDI gibidir, ve onun gecesi gibidir, ve o iyi digeri kötü, ve bir bütünü oluştururlar. o yani mehdi hükmedince gündüz ve bahar gibi olur, deccal hükmedince kiş ve sonbahar gibi olur. Ey kafir deccal! sinirimi aşmaya kalkma, artik bahar geldi, cek git şimdi, dünyayi karanlik ve zulumet ve soguk ve kar ile korkutmakdan, aclikla korkutmakdan vazgec, bahar ve neşe vaktine geldik. ve muhammed ve hizir ve yeşil, ve yeşil nurun sahibi muhammed ve muhammediler vaktine geldik. yerini bil ve, geceysen geceligini bil, kiş isen kişligini bil, ve zaman benim, bahar geldi şimdi, yavaş yavaş yaylan artik. bana müdahle etmeyide birak artik. ikimizde bu carkin bir parcasiysak, sen yerinde dur, ben de ve askerlerimde yerimizde duralim, o zaman sen ahmak degilsen bu laf sana yetcekdir zaten, senide adam ettikmi kim kaldi geriye demedkir artik. bu dünya cennete dönecekdir. ve sen ise gece gibisin, ve cehennemi temsil ediyon, ve bana uymayanlari, aynen benim abdülbakiyi sarsip, ona uymayanlari döküp aldigim gibi, bana uymayanlar senin olsun, cehennemine doldur onlari, zaten bize cehennemlikler lazim degil, cennete, kim onu bunu yutcak bir timsah ister, oysaki cennet surur yurdu, orda kötülük ve pislik barinmaz, senin yurdun ise pislik ve kötülük ve gece,.. sen sana verilene sahip cik, benimkinide, bana verilenleride bana birak şimdi, böylece bu dünya rayinda akip gitcekdir .

---oOo---
ve zirve bir kişilikdir dedik kartallar yalniz ucar ve zirvededir, osmanli kartallik tslamakdan, halki unuttu, yedi düveli zaptedecen derken, dimyata pirince giderken elindeki bulgurdanda olcakdi az kaldi. ve Atamiz Atatürk cikdi ve bir ordu kurduki o ve askerleri ile, Türkün irzini namusu elden gitmedn kurtardi vatani, ve bu sayede bizler özgür bir devlette bayraklar dalgalanirken, ve ezanlrde okunurken, bir anneden özgür bir insan olarak dogduk. yoksa osmanlya kalsa, en son haliyle bizim, gavurun kölesi olarak dogmamiza sebeb olcakdi. ve yüksekten ucup, yüksek perdeden atmakdan, ne halki gördü, ne marabayi, ve vatanin paylaşildigini bile farketmediler.
Rabbim Mustafa Kemal ve arkadaşlarini gani gani rahmet eylesinki, ve biz bugün şu haldeysek, bir sebebide onlardir.
ver biz cikdigimiz basamagi kirmayiz. Dangil (:::) üsten basar lapidak ahmak kirarda cikar üste, işde Atatürkü zirvede görüyor, ve onu cigneyip üstünde tepinip üsütne cikmaya calişan ahmak, ondan ötede ne kaldi daha, daha kimi cigneyecen dapidak kaz, cignmedik kimse birakmadin, koca ahmak.

---oOo---
Rabbim beni ve askerimi, Zirveye cikmak için, altindkileri cigneyip ezen, üstünde tepinen, dapidak ahmak, olmakdan muhafaza buyursun, bilki ey askerr cikarken, inecegin günleri unutma, ve kapattigin kapilari yumuşak kapat, bir gün geri acman gerekir.


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 23 Mart 2016 Çarşamba

Original Kar © glan

Hakikat ve Marifet Nedir -Ihsan Makami - Zirve 1 Kişiliktir, ve Orasi Keyif Yeri Degildir

(Kar©glanin 14 Mart 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 31. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn

Meali :

Ve (Allah), Âdem’e, (Allah’ın) isimlerinin hepsini (bu isimlerdeki hikmetleri) öğretti. Sonra onları meleklere arz ederek dedi ki: “Haydi sadıklardan iseniz bunları isimleri ile bana haber verin (söyleyin).”

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 31. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

عَلَّمَنِي رَبِّي

allemenî rabbî

Meali


“Rabbim bana öğretti.”

(Sadakallahul Aziym Yusuf Suresi 37. Ayet )

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمِمَّنْ خَلَقْنَا أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِهِ يَعْدِلُونَ

Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn.



Meali


Yarattıklarımızdan, hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve hak ile adaleti gerçekleştiren bir topluluk buluncakdir

(Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 181. ayet )

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Dünyada da muhakkak bir cennet vardır. Onu bulan kimsede cennet arzusu kalmaz. O cennet mârifetullahtır.”


( Hadis-i Şerif )

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:


“Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüzyıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir.”

(Ebu Dâvud: 4391)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

[attachment=38467]

Top adamin vuruş hizina göre zirveye cikiyor ve sonra aşagi iniyor, yani zirve orda oturmak için degilmiş, yine ihsan makami orda oturup devamli kalmak için degildir,

Yine Hz. Muhammed Miracda En zirveye cikdi, ve sona geri döndü, yani orda kalmadi geri döndü, ihsan makamina cikan,Mirac edip Allahi gören veya görüyor gibi makamina, ihsan makamina cikan, orda Allahla bagdaş kurup oturmaz, orda keyif edip laka luka yapmaz, o makami meşgul etmez, geri dönüp ümmeti irşad eder,

"Koca Kari dünya bu gece bana göründü ve diyorkine: "Ne Ana Gördüm Ne Baba, Ne Evlat Gördüm Ne Koca, Ama Yinede Yaşadim Doya Doya.

imza (Hoşcakal, Yalan Dünya)

ve diyorki yaşlandim artik ben, daha 90 yaşindayken okuyup yaziyordum, şimdi gözlerim zayilfladi diyor, azalarim zayifladi diyor. ve bunamamiş daha akli başinda amma yaşlanmiş kaaporta (beden eskimiş) ve diyorki insanlik artik bu genc kalmayi bulsun diyor, ve bana yol aciyo, bunu insanlara ögret diye.

Hangi yigiti toprak yutmadiki, hangi ceylan gözler toprak olmadiki, hangi en tatli Yemek, Ya tuvalet olup, yada hücre olup sonunda topraga karişmadiki,

Kadinlar Rahim tabiatinda, cekici, icine yutucu, yani topragimiz ve dünyamiz, icine girince, ondan taze cocuk olarak dogurup cikariyor, o öldürücü indirici, indirmek rahmani indirmek, yine topraga kariştirmak, ve geri cagirmak üzere yapilandirilimiş. oysaki rahmanda, cocuk olup onu(rahmi) yirtip cikan, bir ayrik otu gibi bir filiz gibi onu(topragi) yirtip ciakabilcek bir tabiatta yaratilmiş olan, erkek ve rahmanlar, her ne kadar rahman (erkek cocuk) rahimin icinden ciksada, rahimde rahmanin zekerinden gecip gelmiyormu? meni babanin zekerinden inip geliyor, öyleyse rahmandan gecmeyen dogmaz, rahmini tanimayan dogamaz azizim.Tasavvufdaki "Seyri Süluk" ilmi bilgisi,o sülükdeki yolu bilmeyen tasavuf nedir bilmez. tasavvufu anlamyan ahmak, o sülükdeki yolculugu "meni olan lokmanin cocuk oluncaga kadarki seyahatini anlamaz. Babayi anlamayan nasil dogacakki, meni olmazki. Babadan gecince, anneyi anlamayan rahme dahil olamazkine, belki mastürbasyon olur, belkide dişari cikar amma, cocuk olup dogamaz,gizli alemden hakikat alemine gecmekdir, dogmak marifet ancak, o seyri sülükunu tamam edenler dogabilir yeniden, onun için bu gercek mürşidi kamillere ihtiyac var amma, onlar sana hakikati marifeti ögretiyorsa gercek mürşiddir, yoksa sen onun şeyh denen kimsenin temsili misal ile, tuvalet bekcisiysen, bilmem SOBASINI YAKIP KÜLÜNÜ ALIYORSAN, BUNUNLA iLiM ÖGRENiLMEZ, EşşEKLiGE DEVAM ET SEN AZiZiM, BU DÜNYANIN EşşEK OLARAK DOGACAKLARADA ihtiyaci var elbet, hangi dört kariya yeten erkek toprak olmadiki; en fazla misal ile, olsa olsa iki saatin sonunda, onun zekeride yorulup inip buruşmadiki, bu koca kari dünya ne diyor, sen gibi yigitlerden, elli tanesini 100 tanesini 1000,...gömdüde, diyorki "ne koca gördüm, ne baba" diyor bana, anladinmi ahmak, en kuvetli adam olsan, 60 yaşa gelince, o kaslarin sarkip buruşcak, aklin belki başindan gitcek, aynen Muhammed Ali gibi "kelebek gibi ucarim, ari gibi sokarim" diyordu bir zamanlar, bugün akli bile başinda degil belki, titrek sultan oldu, yani güvenme öyle gücüne, güvenme öyle güzelligine, güvenme öyle aklina, nice akilsizlar dolaşir bu dünyada, yusuf gibi dünya güzeli olsan, gömerler azizim, topraga katcak karişdircak yeniden yogurcak, en azindan ikinci el bir araba sanada vardir bu dünyada, senide katip karişdirip yenidin yogurcak bir ana, bir kadin bir rahim vardir, bir züleyha vardir, ve

Hz. Enes’ten yapılan rivayete göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Cennet halkı kıyamet günü Âdem’in suretinde, otuz üç yaşında, bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir sima hâlinde haşr edilirler. Sonra cennette bulunan bir ağacın yanına götürülürler ve ondan elbise giyinirler, artık ne elbiseleri eskir ve ne de gençlikleri kaybolur.”(Kenzu’l-Ummal, H. No: 39383).

Diğer bir rivayette ise şu ifadelere yer verilmiştir:

“(Ruh üflenmiş) bir düşükten bir pirifâniye kadar (cennetlik olan) her kes otuz üç yaşında, Âdem’in suretinde, Yusuf’un güzelliğinde, Eyyub’un ahlakında bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir simayla haşr edilirler.”(age, H. No: 39384).

“Âlimler, dünya kadınlarının cennette bir yaşta olacaklarını, Hurilerin ise büyük-küçük (nefislerin arzu ettiği şekilde) çeşitli yaşlarda olacaklarını söylemişlerdir."

"Nebe sûresinde cennetliklere ihsan edilen nimetlerden bahsedilirken de cennet hurilerine atıfta bulunularak “ve kevâibe etrâbâ” buyrulmaktadır. Bu âyetteki “kevâib” gençliğin en ilk ve en güzel dönemini ifade etmekte olup, ergenliğinin ilk demlerindeki genç kızlar demektir. “Etrâben” ifadesi ise aynı yaşta (yaşıt) manasındadır.” (Muhtasaru Tezkireti’l-Kurtubî, s. 101)

Bu hadisler ve ayetler gösteriyorki, genclik iksiri keşfedilcek, ve insanlar yaşlanmayacak, ve öyle(33 yaşinda) haşrolcak demek, öyle toplanir olcaklar, yani genclik iksiri buluncak, ve muhammed ne yapmişdir bu hadisi ile: Hani karanlik bir odadaki bir nesnenin yeirini bilen kimse, ona dogru elindeki el lambasini tutar, ve yanindakine der ki, ve bak burda ne var, "hadi onuda al" der gibi, muhammed bize bu gencliik iksirine işaret emişdir, ve bunun mümkün oldgunu, ve bizim bunuda zamani gelince alacagimizi, ve yedigimiz ictiklerimiz artik bizi yaşlandirmayacak oldugu, yani haşrolur demek: anlattik işde, almanyadan nutella, bilmem italyadan bedem, bilmem yunandan eşşek zeytini alip geldiler yedin, bunlar sende seni oluşturduysa, işde onlr sende haşroldu, toplandi demekdir. öyleyse öyle bir zaman da ahir zamanda, işde o topraktan cikanlari yiyecek amma, artik insanlari yaşlandirmaycak demekdir. ve bunun bulunmasi yiyeceklerdeki bir püf noktasinin keşfedilmesi ile olcak, oda nedir yine dönüp dolaşip rahmanda kaliyoruz, bunun sirri ise yine rahmanda, yani "ulu yarah" da gizli. buruşuk bir yarah nasil, oluyurda dimdik ve sert ve cap canli oluyor, arayip bulan, insanin nasil öyle 33 yaşindan daha fazla yaşlanmaycaginida bulabilir, iş rahmanda bitiyor, rahmani anla herşeyi anlarsin zaten, ahmak bilim adami, rahmani bilmeyen hicbirşeyi bilmez, Allahi bilmeyen, ahmakdir, kördür sagirdir dilsizidir, yani ahmakdir ahmak. ve bunun sirri ise, oraya belli sebebden dolayi kan hücüm etmesi, amma dayak yedin oraya kan hücum ediyor amma, kara bere oluyor, öyle hücüm etmiyecek, başka bir yolda hücüm etcek, yani onu dipdiri yapacak birşey, nedir o rahim ve Rahmi bilmek lazim, yine onun için görsel "aynel yakin", tatsal "hakkal yakin" duygusal "hissel yakin", "fiziksel yakin" yine girip cikcak "eşşek bakmakla bahar almaz" derler yani. Rahman ve Rahim dersi bitince ancak cözebilir bu insanoglun nasil 33 yaşindan daha fazla yaşlanilmaz, "genclik iksiri" nedir?

---oOo---

Gecenki vaazdaki evrim konusuna atfen yine şöyle bir aciklama yapiyoruz ki: Maymunlar uzun yillardir hayvanat bahcelerinde egitiliyor, ve insanlarla ic ice yaşayanlari var, ve onlar, birak kendi başlarina maymun iken gelişip insn olmayi, insan olanlardan bak bu böyle, şu şöyle diye ögretenler olmasina ragman, dah hayvanat bahscesindeki egitilmiş hic bir maynun ailesinden öyle insana daha cok benzryen bir maymun dogmadi .maymunlar yine maymun yine maymun, o halde hani maymun gelişdide, kendini gelişdirdide insan olduydu, lan angut, maymun dün degil belki ikibin yildir insanlarca egtiliyor, egtilmesine ragmen insan olmasini beceremiyorsa, o insan flan degildir , evrim diyde birşey yokdur ahmak cahil, ahmak evcrimci o maymundur maymun, ondan insan falan olmaz, kurbagidan da, prens olmasini falan beklemeyin ahmak evrimciler.

---oOo---

Tasavvufda Nefsin Mertbelri konusunda en son Nefsi Kamil ve Kamileyi anlattik, ve mürşdii kamildende bahsettik, yani kemal ilimini ögreten büyük ögretmen demekdir dedik, ve insanlara seyri sülük yolunu talim eden, ögreten ögretmendir dedik.

geldik ondan sonraki rütbe ve makam olan ihsan makamina

ve bu soruyu gelin cebrail aleyhisselama, muhammede sorduralim ve cevabini alalim .

HADİS-İ ŞERİF

* Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh’den: Şöyle demiştir: Bir gün Resûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem açıkta oturuyordu. (yanına) biri gelip: “Îmân nedir?” diye sordu. “Îmân; Allâha, Meleklerine, Allâh’a mülâkî olmağa (yâni Rü’yetu’llâh’a), Peygamberlerine inanmak, kezâlik (öldükten sonra) dirilmeğe inanmaktır.” cevâbını verdi.

“Ya İslâm nedir?” dedi. “İslâm; Allâh’a ibâdet edip (hiçbir şeyi) O’na şerîk ittihâz etmemek, namazı ikâme ve farz edilmiş zekâtı edâ etmek, Ramazanda da oruç tutmaktır.” buyurdu. (Ondan sonra)

“Ya ihsân nedir?” diye sordu. “Allâh’a sanki görüyormuş gibi ibâdet etmendir. Eğer sen, Allâh’ı görmüyorsan şüphesiz O, seni görür.” buyurdu........

HADİS-İ ŞERİF

ve gelelim bu hadisi ve ihsan makamini, Karoglan hoca nasil anladi, ve nasil size anlatir :

Karoglanin dilinden ihsan makami nedir

evet muhammed dediki ihsan allahi görüyor gibi ibdet ertmekdir dedi ve Muhammed mirac etdi gitdi allahi ruyet etdi geldi ve artik Allah a olan imani mutmain oldu, ve aynel yakin bildi, galel yakin bildi, ve kelam etdi, hissel yakin bildi, ki allah vardir ve ve ona gaipden bilgiler verildiki ona, tam ve mutmain imani olsun diye, ve evvel odur ahir odur bildi, rahman odur rahim odur bildi, alim odir bütün bilgi onundur bildi. ve kaynagindan icdi o bilgileri, ve ve o makamdan selam ve salavat ile ümmetine geri gönderildi, eger muhammed miracda gerdi dönmeseydi, dünyadaki newton konunu denen, yer cekimi yasasi olmazdi, ve uzaydaki gibi cekim kuvveti olmazdi, oysaki onun zirveye cikdikdan sonra geri dönmesi, ümmetine gönderilmesi, ve ümmetini irşad etme görevi olan raşidlik verilmesi sebebiyle, ona bir raşid verildiki ve O Mehdi olan Raşiddir ögretmenidrki o ahir zmanda onun ümmetine Kemalat ilimini ögretir. o kef suresinde gecen ve heyyi'i olan raşidlik ikram edildi . ve o sayeda kainatin dünya denen kisminda newton kanunu yaratildi, cikdikdan sonra inmek veya gravitasyon dedikleri veyada taşi havaya atinca yere geri dönmesi ve düşmesi kanunu. öyle olunca muhammed geri geldi ve ümmetini irşad etdi ve bu irşad görevi ondan sonra raşid halifelerce devam ettirildi, bu Raşid halifeler dört halife ile sabit degildir, O nun muhamedin mirasini yüklenen alimlerce devam etmişdir, yani mürşdi kamillerce devam etmişdir ve etmekdedir, amma arada bul mürşidi kamil nerde var,.

Hani Fatihi Akşemseddin ardindan yönetti, istanbulun manevi fatihi diyorlar ya, yine hani onun babasi sultan Murad i Haci Bayram yönetti diyorlar diye, (:::) beyde kendine bir ulvi şahsiyet aradiki, onun fatih yapsin diye, amma ahmak, onu dünya lideri yapani Mehdiyi birakdida, başkalarini aradi, ve buldumu bulamadi, fetoya takildi, feto boş cikdi teröristin götü öpülür dedi gitdi öcalanin kicini öptü geldi, ne oldu ahmak oldu, olmadi, şamda namaz kilcaklardi olmadi ,oda boş cikdi marifet şamda namaz kilmakda degilki, oysa fetonun hocasi kilmiş, birde hutbe irad etmiş, hani nerde mehdilik, nerde kaldi o zaman. cübbeliye takildi, oda bu işidi yüşidi icad ettirdi ona, o da boş cikdi, cübbeli sarilki adamlar Allah deyip baş kesdiler marifet cübbede sarikdada degilmiş, ve şimdi menzil nakşilerine baglandi, yine hani ne oldu, şu hale bak kürt türk kavgasi daha beter oldu, Abdülbakinin kari kürt, ana kürt. akşama yataga girince kariyla kavgami etsin Türk Türkiye desinde, ne oldu, kari köylü oldular. Babalkari Abdülhekim nerden gelmiş, nereye konmuşlar, karinin köyüne konup, kari köylü olmuşlar zaten, artik Türk Türkiye diyebilirmi anasini karisini inkar edebilirmi, kan bagi kurdu o zalim soy ile, kari köylü, toprak bozuk, hüseyini, Hz Aliyi şehid edenlerin topragi, ne oldu ondanda birşey cikmadi, bu sefer (:::) türk türkiye demeye başladida, gec kaldin ahmak, vatan gitdi gidiyor, artik ne kaldi geriye, bir bak vatani ne hale sokdun, bu arkadan yönetilmek sevdasina, ve oralar ahmak ve ahmklarin topragi, Hz Hüseyinin kanini icen toprak , o zaman varmiki bu dünyada hakiki bir mürşidi kamil, (:::) bulamadiysa sen nereden bulcan diyenler olcakdir, ve ne dedi muhammed

"Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar (kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır."

ve yine bir ayettede

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمِمَّنْ خَلَقْنَا أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِهِ يَعْدِلُونَ

Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn.



Meali



Yarattıklarımızdan, hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve hak ile adaleti gerçekleştiren bir topluluk buluncakdir


(Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 181. ayet )


Zirve 1 Kişilikdir kardeşim, Zirvenin sahibi Zirvedeyken, Oraya ne Abdülbakisi ne Tayybi nede Cübbelisi oturabilir.

ey Abdülabaki ve sofileri sizde gikinizi cikarmaycaksiniz, sen yetişdirdigini omzuna almak ile sorumlusun ve ordaki zirveyi gören ben isem ve omzune basip cikdiysam sen alltaki görevini ifa et, ve kuleyi saglam tutmaya bak, yoksa bu kulenin üstüne birini daha cikarmaya kalkarsan, bu kule devrilirde, sende, bu da o da şu da heder olur,

bu rüyada burda biter The End kiyamet olur, anladinmi sesini kis otur yerinde şimdi.

---oOo---

Ve ihsan makaminda öyle her an Allah görülmez, ve aynen muhammed gibi, o gitdi gördü geri geldi, ve artik O nun her an gördügünü bildi, fakat o onu her an görmedi, ve görüyor gibi amel etdi, ve bunun bir misalide, ben Allahi görüyor gibi nasil amel ederim: ben sendeki Allahi görüpde, sana ona göre muamele edersem, öyle yapmiş olurum. mesala sen hakim isen ben seni görünce, ve yine mesala benim hakim ile bir işim varsa, sen benim hakkimda karar verceeksen, ben sen karar vereceksin diye degilde "Hakim olan Allah bana ne karar verecek" diye düşündügümde, sendeki Allahi görüp, sende, Allahin Hakim isminin tecelli ettigini bilipde, sana öyle davrandigimda, o zaman hakim olan allahin beni gördügünü, ve bana ne hüküm verecegini düşünmekle ihsan makaminda bir an bulunmuş oldum, sende bana: hakim isen, benim hakkimda bir karar verecegin zaman, Hakim olan Allah, bu Raşid hakkinda ne hüküm verirdi diye düşündügünde, ve öyle Adelet ve hikmetle bana hükmettiginde, o zaman ikimizde ihsan üzre olmuş oluruz. ve ben her zman senin için bunu düşünmem, cünkü, senin ismin Hakim Ahmet bey ise, ben bir an senin hakkinda o tefekküre vardim, ve sendeki Allahi gördüm, amma belki iki saat sonra, o tefekkürde olamayabilirim, cünkü zirvede, ihsan makaminda cikip oturulmaz, oraya cikarsin inersin, o yüzden, iki saat sonra ben sana yine "hakim olan allah" demeyebilirim, ve derimki falanci ahmet bey veya filanci fatmanin kocasi, Hakim Ahmet bey diye düşnür, ve senin o makamini unutur öyle muamele ederim, cünkü her an seni öyle"Hakim olan allah" diye düşününce, eger senden bir densizlik zuhur ederse, o zaman inkara giderim, ve haşa huzur Allahi edebsizlik etmekle itham etmiş olurum. ve insan cigdir her an bir dengeszilik edebilir, bir günah işleyebilir, halife oldugunu unutabilir, nitekim havva ile Ademde unuttular halife olduklarini, ve hata etmedilermi zaten. haa burda büyük SIR onlar hata edince cürmünüde cekdiler, cezaya layik oldular ve atildilar cennetden, o sonraki durum amma, ve ihsan tefekkürü bir anlikdir, o makam her an meşgul edilmez demekde budur , yoksa seni her ano makmda diye öyle tefekkür edince, senin Allahi unutugun zamanlari hesab etmemiş olurum, ve sana da şeytanin tasallut edip, bir an seni gafil birakabilcegi, ve sana allahi unutturabilcegini hesap etmemiş olurumki, bu büyük hata olur, ve şeyh mürüdlerince öyle yüceltilirki, ve gözlerinde öyle büyürki, o hic hata etmez sanilir, oysaki Adem gibi ulul azim bir peygamber, gafil kalabildiyse, senin şeyh amca ademden dahami üsütün, ahmak sofi, ahmak mürid, O da gaflete düşebilir, hata edebilir unutma bunu, ve o tefekkürde ifrat derecesine varirisan, işde (:::), ne cevizler kirar amma, dangillar onu cok yücelttiginden, hatasini gözardi ederler, ve (:::) çalsada, adam diyor ki, çalsin, çaliyor amma hizmet ediyor, köprü yaptiya, bilmem ne yaptiya, diye onun hatalarini ört bas edip, onu haala en yüce görmeye devam ediyor. ve oda artik ofurddukca ofurddu, ve nerdeyse kendini tanri ilan etcek ,bir firavunlugunu ilan etmedigi kaldi zaten ahmagin, şeyh ucmaz mürüd ucurur bu olsa gerek herhalde.


ve atalar bunu şu vecizeli amma biraz komik sözle ifade etmişler:


"Gönül düşmüş bir boka , o da, O na mis gibi koka"


Rabbim Ben ve Cemaatime, şeytanin kendi askeri olan, o hata edenlere, "temiz gösteren şeytan filtreslyle bakip" , poh ve pis mikrop, vahşi hayvan cibilliyatli, Firavun nemrut gibi dangil cibilliyatlilarida, Allah gibi görmekden muhafaza etsin.


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 14 Ocak 2016 Salı

Original Kar © glan

Zamanin Ruhu Nedir? Ve Bu Zamanin Ruhu Kimdir?


(Kar©glanin 5 Mart 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَمَا أُوتِيتُم مِّن الْعِلْمِ إِلاَّ قَلِيلاً


Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 85. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve yes’elûneke anir rûhı, kulir rûhu min emri rabbî ve mâ ûtîtum minel ilmi illâ kalîlâ


Meali :

Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir.Bu konuda size pek az bilgi verilmiştir.”

Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 85. ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem

Yahudilerden bir gruba uğradı. Onlardan bazısı: "Muhammed'e ruh hakkında sorun" dedi; bazısı da: "Sakın sormayın, hoşunuza gitmeyecek şeyler işitirsiniz" diye aralarında konuştular. Sonunda kalkıp: "Ey Ebu'l-Kasım bize ruh'tan anlat, (ruh nedir?)" dediler. Resulullah (sav) bir müddet sessiz durdu. Ben anladım ki kendisine vahiy inmektedir. Sonra okudu: "Sana ruhtan sorarlar; de ki, ruh Allah'ın emrinden ibarettir. Size onun hakkında az bir ilim verilmiştir" (İsra, 85). Bir rivayette: "Onun hakkında az bir ilim verilmiştir" denmektedir. A'meş: "Bizim kıraatımızda böyledir" demiştir.


Rivayet Eden:
İbnu Mes'ud

Geçtiği Kaynaklar: Buhari, İlm 47, Tefsir, Benu İsrail 13, İ'tisam 3, Tevhid 28, 29; Müslim, Münafikun 32, (2794) Tirmizi, Tefsir (3140)

îbn-i Abbâs'dan ruh soruldu. Dedi ki:

Ruh, Rabbimin ermindendir. Siz bu meseleye kavuşamazsınız. Onun için âyet-i kerimenin üzerine bir şey ilâve etmeyiniz. Ancak Allah'ın dediği, peygamberin bildirdiği gibi deyin: «Size ancak az bilgi verilmiştir.»

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

اللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَى إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Allâhu yeteveffel enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhâl mevte ve yursilul uhrâ ilâ ecelin musemmâ, inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn.

Sadakallahul Aziym ZUMER Suresi 42. ayet

Meali :

Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.

Sadakallahul Aziym ZUMER Suresi 42. ayet

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Hadis-i Şeriflerde Ruh:


“Ruhlar toplu cemaatlerdir. Onlardan birbiriyle tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar da ayrılırlar.”

(Buhârî, Enbiyâ, 1; Müslim, Birr 159)

“Şüphesiz sizden birinizin oluşumu, annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra orada o kadar bir müddette (yani kırk günde) aleka (yapışkan madde) haline gelir. Sonra, o kadar bir zamanda mudğa (bir parça et) olur. Sonra Allah ona bir melek gönderir. Meleğe; ‘amelini, ecelini, rızkını, şakî ve saîd olacağını’ yazması şeklinde dört kelime emrolunur. Sonra da ona ruh üfürülür.”

(Buhârî, Enbiyâ 1, Kader 1, Tevhîd 28; Müslim, Kader 1; Ebû Dâvud Sünnet 16; Tirmizî, Kader 4; İbn Mâce, Mukaddime 10; Ahmed bin Hanbel, I/382)

“Mü’minin ruhu çıktığı zaman, onu iki melek karşılar, yukarıya çıkarırlar. Gök ehli; ‘Yer tarafından güzel bir ruh geldi. Allah sana ve yaşattığın cesede salât (duâ) etsin’ derler. Peşinden onu Rabbine götürürler. Sonra, ‘bunu sınırın ötesine (sidretü’l müntehâ’ya) kadar götürün’ diye buyurulur. Kâfirin ruhu çıktığı zaman gök ehli; ‘Yer tarafından pis bir ruh geldi’ derler ve ‘bunu sınırın sonuna (Cehennem’e) kadar götürün’ diye söylenir.”

(Müslim, Cennet 75, hadis no: 2872, 4/2202)

“Biriniz öldüğü zaman sabah akşam ona oturacağı yer gösterilir. Eğer cennet halkından ise cennet halkındandır (orası cennettir); eğer cehennem halkından ise cehennem halkındandır (o makamı cehennemdir). Ona: ‘İşte Allah seni kıyâmet günü tekrar diriltinceye kadar oturacağın yer burasıdır’ denilir.”

(Tirmizî, Cenâiz 70)


Bedir savaşında Kureyş ölüleri, bir kuyuya dolduruldu. Allah’ın Rasûlü, kuyunun içindeki ölülere hitap ederek: “Ey falan oğlu falan ve ey filân oğlu filân, Allah ve Rasûlü’nün size vaad ettiklerini gerçek buldunuz mu? Ben, Allah’ın bana vaad ettiğini gerçekleşmiş buldum” dedi. Hz. Ömer: ‘Ey Allah’ın Rasûlü, ruhsuz cesetlere nasıl hitap ediyorsun?’ diye sordu. Rasûlullah: “Benim söylediklerimi, siz onlardan daha iyi duyamazsınız. Fakat onlar cevap veremezler” buyurdu.

(Müslim, Cennet 76-77; Buhârî, Cenâiz Bâbu Mâ câe fî azâbi’l-kabr)

“Kişi kabre konulup arkadaşları yanından ayrıldıklarında, onların ayak seslerini duyar. İki melek gelip onu oturtur, ‘bu adam, yani Muhammed (s.a.s.) hakkında ne diyorsun?’ derler. Mü’min: ‘Ben onun, Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna tanıklık ederim’ der. Ona: ‘Cehennemdeki yerine bak, Allah onu cennete çevirdi’ denilir. O kimse her iki makamı da görür. Münâfık ve kâfir ise bu soru karşısında: ‘Bilmiyorum, insanların onun hakkında söylediklerini söylüyorum’ der. Ona: ‘Sen anlamadın ve okumadın (ne kendin gerçeği anladın, ne de bilginlerden sorup öğrendin)’ denilir. Ve demirden coplarla ona vurulur. Adam öyle bağırır ki, cinlerden ve insanlardan başka herkes onun sesini işitir.”

(Buhârî, Cenâiz Bâbu Mâ câe fî azâbi’l-kabr; Ahmed bin Hanbel, III/26)

Allah’ın Rasûlü, ümmetine, bir kabristandan geçerken:

“Esselâmu aleyküm dâre kavmin mü’minîn (Selâm size ey mü’minler yurdunun sâkinleri)” şeklinde selâm vermeyi emretmiştir

(Müslim, Cenâiz 102; Ebû Dâvud, Cenâiz 79; Nesâî, Tahâret 109; İbn Mâce, Cenâiz 36)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا

Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.

"Nefis ve nefsi düzeltene and olsun"

ŞEMS Suresi 7. ayet

ALINTI

Biz peygamberlerin ve îmamlann bedenlerini görmedik. Fakat açık bir şekilde bilgimiz de belirle-niyorlar. Ve bu belirlenme mücerret bedenlerinin evsafından değil­dir. O, belirme onlar hakkında bildiğimiz ruhani vasıflardır.

Sen görüyorsun: İki kardeş son derece birbirine benzedikleri halde ruhları arasında son derece ayrılık var.

Çirkin bir beden ve iğrenç bir şekil görüp de onda o şekle uy­gun bir ruh bulmamak çok ender oluyor. Yine vücudunda bir afet görüp de ruhunda ona uygun bir afet görmemek çok enderdir. Bu­nun için feraset sahipleri insan hallerini bedenlerinin şekillerinden öğrenirler.

Güzel bir şekil cemalli bir suret mütenâsip bir beden görüp te onda, ona uygun bir ruh bulamamak çok enderdir.

Melekler taşıdıkları bedenleri olmadığı halde birbirinden ayırt edilirler. Cinler de öyle... İnsan ruhlarının ayırt edilmesi tarik-i evlâ ile olur.

ALINTI SONU

Daha önceki sohbetlerimizde bahsettigimiz, "Ruh Babasi" bir bebegin annesi ona hamileyken, senin bir oglun veya kizin olcak ve bu bebegin ismini "... flanca" koy diyen birileri oldugunu, ve onu annein rüya sandigi ve fkat gercek rüya olan bir rüya ile rüyalandigini yazmişdik söylemişdik. ve işde o kimsenin ,o bebegin "Ruh Babasi" oldugun u söylemişdik. ve o yaklaşik 40 ile 80 günlük olunca, o bebege ruh babasi gelir, ve ruh babasinin görevi, bebegin anne karninda dürüyen bebegin, ruh yolunu (nefes ve oksiejen yolunu) ve dübür yolunu yani barsak yolunu acmak ile sorumludur. ve öyleki bunuda daha önce ruh bahsinde bahsettik. ruh demek "ve nefahte" ayeti ile sabit olup icine oksijen girmeyen bir bedende can yokdur, ona oksjien girip cikmaya, yani nefes almaya başladigi an can kazanir, oysaki anne karninda nasil nefes alcak, işde orda onun nefes yolunun, ve yani nefes borusu, ve cigerler, ve agiz yolu, ve burun yolunu acmak ile sorumnlu olan, ruh babasidir. yani ruhunun yolu yani nefesinin yolunu acmak ile sorumludur. ve yine bazi ruh babalari vardir, onlarda onun dişlerini döşemek ile sorumludur ki, o babalarin misiri yerken dökmeden yemiş olmalari onun(cocugun) dişlerini döşemeleri demek olur. ve eger cok tanesini dökerse bir misirda, o zaman onun dişlerinden, ne kadari dökülcegini gösterir, saglam kalanlar, yedikleri saglam dişlerini ve fakat döktükleri ise, eksik veya sonradan dökülcek olan dişlerini, o yerken döşemiş olur.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Bir Hadisi şerifte buyurdular

” Ben Latif bir cevher idim. Arşın etrafını dolaşıyordum. Allahu Teala bana nazar eyledi. Sıkıldım ve terledim. Benden yedi damla ter düştü;
Allah-u Teala
birinci damladan Ebu Bekir´i
ikinci damladan Ömer´i
üçüncü damladan Osman´i
dördüncü damladan Ali´yi yarattı.
Beşinci damladan Gül
Altıncı damladan Pirinç
Yedinci damladan Kabağı yarattı.”

--------------

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Bir Hadisi şerifte buyurdular

"Pirinci dökmeden yiyin"

(Hadisi şerif)

ve pirinci daha önce yazdik yarasayi temsil eder, yarasanin dişlerini, ve yine yukardaki hadisde gösteriyor, hz Ali esedullahdir ve aslan ve kaplan, kurt, köpek dişleri gibi sivri dişlileri temsil eder ve diyor muhammed: beni ilk tasdik eden kuş yarasa kuşu yani, isa kuşu veya, isa ben gelmeden beni tasdik etdi demek istiyor, ve yine Hz Ali Kerremallahu veche, ilk kabul edip ikrar edenlerden, yani aslanve pirinc dişli hayvanlar cinsi, ve insanlardaki ise köpek dişi denen sivri dişleri temsil eder ve muhammed onlarin zayi olmamasi için dökmeden yiyin dökersenizde toplayip yiyin dmek istedi zayi etmeyin dedi, yani köpke dişleri önemli diş ve onlar insanda zayi olan diş olmasin dedi amma, bunu kac kiş anlaybilcekdi ki o devirde, kim anlayacakdi, şimdi dahi o makama cikmamiş, bu konuda cahil olan birisi anlamaz.

yine başka bir ruh babasida, onun saçının sıklığını kalinlığını kivircigini, yahut dik kafalami olcak, mülayimmi olcak, biride onu ayarlamak ile sorumludur. artik kirk gün ile 80 gün veya 3 ay arasinda, sira ile ruh babalari anneye dahil olur,ve onun (dogacak Cocugun) vücdunun bazi özelliklerini yapmak ile sorumludurlar, ve yine bu işlemi her ne yaratan Hak Teala olsada , anne karninda da, annenin rahmi yapsada, işde onun manevi olarak oluşmasinda ruh babalari sorumludur, ve 80 günlük oldugundaveya3 aylik oldugunda artik onun bedeni tamamlanmiş olur, ve onun icine nefes üflenir, ve melek gelir ona oksijen üfler, ve artik o nefes alip vermeye başlar, ve kalbi atmaya başlar, o oksijeni vücuda pompalamaya başlar, kan ile vücüda oksijen pompalanir can ve ruh kazanmiş olur.

işde vücudun her oragani için bir adet nebat (Bitkisi) vardir, o nebatin yenmesi icilmesi ile, o aza(organ) oluşturulur, yine vücudun her azasi için bir babasi vardir, hani derlerya saclari falanci gibi, filanci gibi, dişleri bilmem ne gibi, işde onun ruh babasinin ne olduguna bakar, balikmi inekmi, danami, kocmu, koynunmu? onun dişlerini yapan baliksa, baliga verildiyse o ruh babaliga kemaline ermiş bir balik cibilliyatli Ruha babasi eger prana baligiysa, işde "Hawkings" gibi oluverir, işde o yüzden insan evrimle falan olan degildir, insan ulvi ruhlarca can ve ruh kazanan bir varlikdir. hayvanlar maymun olsun, tilki olsun, aslan, kaplan, börtü, böcük olsun onlar hepsi birer sifattir. bir azanin insandaki bir organinin ve veya duygusunun sifatini temsil ederle sadece. ve maymun ve muz: sadece insandaki kol oranini ayarlayan bir ruh babasinin sifatidir. ve o anne karnindaki cocugun kol uzunlugunu ayarlamak ile sorumludur, o (muz ve maymun) kemelata ermiş, yani muz cikita muz bir anne veya baba, o cocuk ruh babaligi, yapinca o cocugun kol orani ayarlanir. yine eger o cocukda, ruh babasi gibi bir maymun sifatinda olcaksa, ve meyvasi muz olcaksa, o zaman onun zekeride muz zekeri olcakdir. Allah maymunda da teceli eder, ve onun erkeginde de zeker ve rahman vardir. Maymunda tecceli eden rahmana, yani Maymundaki Zeker olan Allaha "J Rahman" denilir ve yani "banane jo" yaz google görürsün nedir banane Jo lar. onun zeker büyüklügünü ayarlar. ve yani Hz Ali Zülfikar ve "Y Rahman" veya "Y "Yarah yani Y catal zeker oldugu gibi, banane jo larda "J yarah" " J Rahman" demekdir. ve yani sertleşmeden önce aynen muz gibi aşagi sarkan, ve fakat sertleşince insanin ilerisine önüne dogru degil, aynen J deki gibi, muzu ters cevir, önden hafif bir kavis ile cikip, dikey, yani vertikal dik duran ve aynen dünyanin ekseni kadar bir aci ile dik duran "J Zekerli" cocuklar olur. yani "muz yarah" muz rahman veya maymun aileside, jungle ailesinden bir fert olur, ve her harfin bir zeker tipi vardir,ve bir meyva bitki ve nebati temsil eder. ve rahmanlar da yani (zekerlerde) rahimlerde, kadinlar ve erkekler, yani kiz cocuklar, ve erkek cocuklar bu grublara münhasiran: kol, kanat, sac, kaş, agiz, veya diş gibi özellikler taşir. ve yay burcu için agzi geniş bir cibilliyattir, aynen ok ve yaydaki yay gibi. Harflerden ne yaya benzer D harfi Yayi temsil eder, ve eger, o cocugun agzinin ruh babasi bir yay burcuysa, o kimse, yani kemaline ermiş bir yay ise onun anne karnindaki agzini ve büyüklügünü yapmak ile sorumlu olunca, ona bir adet D agiz verir, ve kaderine bir D yazilir, ve ve isminde veya soy adindan bir adet D Bulunur ya "d" olur yada "D" olur onun agzi,.........

---oOo---

Bir kac dangil diyorki neymiş insan maymundan gelmişmiş.

Allah demiyormu Kuranda, Yaptiklari Hata yüzünden dünya attik onlari(Hz. Adem ile Hz. Havvayi) diye,
Dünya sifir kilometre hicbirşey daha icad olmamiş, öyle takim elbise fabrikasi hatemoglu altin başak daha kurulmamiş, Hz Ademin kişin sirtin alacagi bir sakkosu yok bir palto icad olmamiş, neyle sogukdan koruncak, mamutlar (fillerin ilk versioynu) kuzey kutbunda yaşarlarken onlar tüylüymüş, cünkü yöreye ve mevsme ayak uydurmuşlar, soguga karşi üzerlerine tüy üretmiş vücutlari, mevsime uyum saglamişlar .sonta büyük soguk buzul devri olunca, ordan aşagiya inen göc eden fille,r bu sefer sicak afrika hindistan gibi bir yere inince, ne olcak sicakdan terlememek için, mevsiem uymuş, bu sefer ciplak olmuşlar, yani kil dökmüşler. peki bunu biliyorsan niye Ademin hartemoglu paltolya cennetten inmedigini bilmiyon ahmak. "Kylie Minogue" gibi konsere gittgi yere bir konteyne elbise eşya götürcek kadar elbisesi eşyasi yok. bir yol yok yolak yok, ne olcak onun vücüduda kişin sogukdan üşümemek için KILLANDI tabikine, ve ne derler Erkegin KILLISI Ademden kadininki ise AYIDAN duymadinmi bunu sen.
ve yine neymiş cilali taş devriymiş, lan angut demir daha cikarilmamiş, demirin nasil işlencegi bilinmiyor, SIFIR kilometre dünya diyoz işde angut, öyle olmasina ragmen akilini caliştirmişda, mizragina taş baglayip avlanmiş, lan angut adem ile hava cennetten kovulup dünya inince senin köşedeki bakkal amca yok, merkezdeki market gibi marketi bakkali yok, bir lokma için araycak bulcak avlancak da yiyecek, ne yapacak ya başka beyinsiz evrimci.

ee neymiş egilerek yürüyormuş maymun gibiymiş, lan dangil ,Hz Adem avalanirken gördü, aslana bakti kaplana bakti, nasillar onlar, hepsi egilik vaziyette, nasil avlaniyorlar bakti gördü, oda avini yakalaycak koşcak, insan aynel yakin, görerek taklit ederek ögrenen bir varlik, bir insan gördügünü taklit edebilen varlik, bakti kaplan böyle kedi böyle bilmem kim böyle davraniyor, ne yapcak oda egildi belkide, degilmi, sonra bir bir ihtiyaci olan şeyleri icad etttikce dogruldu dikildi giyinmesini ev yapmasisni ögrendikce gelişdi işde. yani buna maymundan gelim denirse, söyle şimdi de görelim maymundan geldigni iddida et görelim .

---oOo---

[attachment=38469]

ve Tassvvuf derslerimze kaldigimiz yerden devam ediyoruz ve en son raziye ve marziyeden bahsettik ve geldik "mürşidi Kamil" veya "Nefsi Kamil" ve "Nefsi Kamileye"

Nefsi Kamil - Nefsi Kamile Nedir?

Öncelikle Nefis demek Vücut Denilen Araba veya Motoru süren sürücü ,

şoför Manasindadir. ve Bu Motor ve araba yaptiklarindan hesaba çekilcek

olduğu için,

onun sanki yabani bir at misali, üstüne binip güzel işler

yaptirilabilmesi için, önce terbiyet edilmesi gerekir.Yani sürüş

kurallarini ögrenmek gekekir. ve burada islamin şartlari olan namaz ve

oruç devreye girer, ve işde oruç ile insan önce nefsine gem vurmayi,

yani nefis atina, motoruna gem vurmayi, veyahut arabasinda, nasil fren

sistemini kullanmasi gerektiğini öğrenir. ve oruç ile yemeye helal olan

birşeye gem vurulur. daha sonra cima ya gem vurlur, yani frene basmasi

öğenilir. ve bunu öğrenince, artik insan islamin haram ve yasak dediği

durumlarda, frene basip nefis atinin gemini çekerek onu durdurur. ve

nefis kazandiği derece ile makam kazanir ve terbiyet ehli olur. ve işde


Nefsi Kamil - Nefsi Kamile Nedir? Denilince

Nefsi Marziyeye ulaşmiş, ve Allahin Razi oldugu yeri ögrenmiş bir kul, artik Allahu Tealanin isimleri ve sifatlarinda kemala dogru yolculuguna başlar. ve önce ona Rahman nedir ögretilir, yani zeker ve erkeklik babalik nedir ögretilir, eger insan veya o sofi, o mürid, bunda dangillik edip anlamazsa, kadinsa kocasi babasi elinden alinir, ve babasiz veya kocasiz kalir, cocuklarina hem ana, hem babalik yapmak durumunda kalir, ve babalik neymiş ona hakkal yakin tattirirlar azizim, öyle vay baba işde cocugu dogurtan adam diye yüzeysel bir bilgi degil, bizzat yaşarsin baba neymiş rahman neymiş, veya baba olarak dogarsin bir ömür babalik yapip bizzat baba olrak hayata, insanlik alemine cirak cikarsin, yada senin elinden o alinir ve, bak bakalim o olmayinca neler oluyor, ve sonrada, haaaa rahmanin görevleri şunlarmiş, keşke (rahman) bababimiz yaşasaydi, keşke kocam yaşasaydi diyecek vehamete kadar düşersin. ve eger anlamazsan senelerce öyle sürünürsün hem baba, hem ana olmaya devam edersin. ögrenmeyen geçemezki ikinci basamağa. ve ikinci basamak annelik yani rahim, yine anneligi rahimligi kolay bişey sanan dangillardan, karisi kizi elinden alinirda, mahrum edilirde, yahutta cocugu olmaz, annelik nedir bilmez, kapi kapi doktor doktor cocuk ararda, ne baba ne anne olabilirler, cünkü ne rahim (Anne) nedir bilir nede rahman (Baba) nedir bilir, ve sonunda öyle hale gelirki,mesala bir KIZIM olsunda isterse toprakdan olsun ve ya mesala bir baba erkek Temili misal ile "Ali" oglum olsunda isterse toprakdan olsun diyecek acziytee düşer. ve bir bardak su vercek kimse bulamaz. ve hem anne, hem baba, hem cocuk ,hem ebeveyn olmuşdur. ZITLAR ancak yoklugunda kavranabilir kurali geregi, bu yüzden elinden alinanin kiymetini, elinden gidince, o zaman anlar. eger bu köprüyüde aşabilirse, anne nedir rahman nedir rahim nedir, görevleri nedir, anlayinca bu sefeer , el alim ismi gelir. ve bilginin önemini anlayacak amma, bilgi olmadan hicbirşeyin, ne oldugunu kavrayamaz, ve cahil olur, ahmak olurda, kafasini taşlara vuran ahmak olurda, "onlar kördür sagirdir,.." ayeti ile bilginin kiymetini bilmeyen, allahin el alim ismini anlamayan, dangillerdir onlar yani ahmak takimi, ve böylcee artik her gün, her an, yeni bir isimde yeni bir sifatta yolculuk edilir, ve bunun sonu hududu yokdur, el hakim ismine gelince, mesala seni bir hakimin yanina verirler, bak kulum ben hakim olunca, ne yaparim bak gör ögren denilir ona, ve hakimin yaninda cirak cikar. eger orda hakim olupda, hak yemeyi ögrenirse, yalancilarin avukati olur, dangillarin sözcüsü olur, kafirlerin yardimicisi olur, ve sinifda kalir, ikinci hayatta ona o yedigi haltlar, yaptgi haksizliklar taddirilir, ve atarlar sucsuz yere hapse, ve seenlerce orda adalet ve dogru hakim bekler, senmisin allahin adaletine ve hakim ismine dangillik eden, ve yine Raşid ismini ögrenecek ögretmen ederler adami, Allah nasil ögretmenilk eder ögrenir, ve eger ögrenemezse, bunu anlamazda ögretmenlige raşidlige hiyanet ederse, iliminin zekatini verip, insan vce cocuk yetiştirmezse, başina adami ögretemen veya mürşidi kamil ederlerde, bir ömür insan yetiştirmek durumunda kalir, insan deveya hendek atlatamazken, dangillere, ahmaklara, cahillere, laf söz anlatcan, adam etcen diye, bir öbür boyu debelenir durur.

ve böylece insan, işde Allahin ismlerinde mahir olunca, ve bu nefsin iki türlü boyutu vardir bir "nefsi kamile" birde "nefsi kamil" yani aynen bir rahman erkek ve zeker cikintili, ve birde rahim girintili cukurlu, bir dag ve bir göl veya deniz gibi oldugu gibi, nefsi kamil erkek, versiyonu ve kamile ise cukurlu, ve eger kamileyi ögrencekse,yani dişi SADIK degil SIDIKA yani yeni versiyonu onun dişi ve kadin olcakdir. ne zaman kamileye erdi o zaman bir kiz cocuk olarak dogar artik. veya nefsi kamil e erdi hep erkek olanlarda ilerledi, yani rahman kamil ,sadik SIDIKA, rezzak, rizika saffet safiye, gibi dogacagi versiyonu onun kemal buldugu veya anlayamadigi takildigi yerde, daha iyi anlamasi için, dangilliginin gitmesi için, yeni versiyonu, o isimde olur, yani saf ve temizligi mi anlamadi onu saffet veya safiye eder dogurtur bir anadan Allahu Teala de, temizlik saflik nedir ögretirler, ve yeni versiyonda temizlik hastasi olur cikar,......
ve böylece Allahin herşeyi ciftler, zevcler, ZIT kutuplar halinde yarattigi hikmeti aciga cikar, ve insan ya dogacagi yeni versiyonu olan bir erkek cocukla kemala erer, yada kadin ve dişi KIZ cocukluga erer. ve seyri süluk artik, onun kemalatina bakar, hangi dersden sinifta kaldigina bakar, hangi dersden zorlandiysa, ve sinifda kaldiysa, o ders ve o isim ile dogar, ve ona bir ömür boyu ögretilir artik.
ve Allahin milyonlarca isimi ve sifati vardir ancak, Allah bunlardan 99 için bunlar, en güzel ismlerimdir buyuruyor, ve bunlari "(esmaül hüsnayi) ögrenen(yaşyan tadan) cennete yol bulur" dedi muhammed, yani anne karnina gecip dogar demekdir.

Rabbim bu makama ulaşinca, DANGILLLARDAN, ahmaklardan, cahil cühelalardan olmakdan muhafaza buyursun hepimizi.
ulaşabilirsniz bu makama makaminiz mübarek olsun.

[attachment=38468]

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 60. ayet

Meali:
“Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”
Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 60. ayet
Sinusu ve cosinus : Dairenin icindeki biri digerine ters duran acilar, amma icindeki aci
Tangent : daireye teget olcan bir noktanin acisi
Cotangent: Dairenin dişindaki bir noktanin daireye acisi.
coook önceki vaazlarimizda bahsettgimiz gibi cinler tangent varliklar, insanlar yine bir nevi tangent varliklar yani dünyaya teget duran, yani dünyanin üstünde teget vaziyette yürüyor, teget dünyaya degiyor, yine havanlar tangent yani düyaya degiyor vaziyetteler, yine cinler de öyle amma onlar dünya atmosferine teget olan ucabilen canlilar, ve kuş ve böceklerin ucanlari gibi kanatlilar, ve yine dünyadan kopup gezebilen her canli yine cotangent ile hesabi yapilan varlik. ve dünya dişi her varlik dünya cotangenttir. yine kuşlar böcekler ucunca cotangentirler,resimdeki yine kirmizi renktekiler "sinus30° = cos60° " eşittir öyle olunca magma ve ateş şeytan grubu sinus yani dünyanin icinde ve dibinde olanlar ve sinus ve nebisler ise, yani bitkiler, ve yeşil olup dibden yüze cikanlarin acisi. ve yine balik cinsi ise "Cenis" ve "Danis" ve "Deniz" acisi ile hespalanabilen varliklar. yani derinde dibde ve fakat yüzebilen veya hareket edebilen canlilar. ve her sinusun bir tane cosinusu var demekdir. ve her tangentin, bir cotangenti var demekdir. bu öyle olunca, dünya dişindaki her varlik cotangenttir dünyaya, öyle olunca bu bir yildiz olsun, veya gezegen olsun, ve o dişdaki gezengendeki bir canli olsun, yine bize ve dünyamiza cotangenttir, ve şeytan aleyhillane dünya dişi bir varlikdir, veya varliklardir, onlarin dünyada bedenleri yokdur, ve kötü ruh dedigimiz karanlik enerjilerdir, duman ateş ve radyoaktivite gibi dalga boyutunda yapilari vardir, ve onlar bizim gibi bir bedne sahip olmadilkarindan, ve bize düşman olduklari kuranada sabittir yakurdaki yasin suresindeki ayet ile sabitir. ve öyle olunca geri zekali bilim adami başina belami ariyon, dünya dişi varliklar cotangent ve şeytanlar, veya melek cinsi ulvi ruhulu varliklar demekmiş, öyle belanimi ariyorsun sen, cotangent varliklara ulaşmaya calişiyorsun, haydi iyi meleklere rastladik diyelim, birde cotangent ve radyoaktivete cinsi, duman cinsi, şeytan cinsine rastlarsak!! zaten onlarin ucup gelenlerinin yaptigi nanelere bakda gör, onlar aduvvun mübindir, diyor Allah, cok cetin düşmandirlar diyor. kime düşman insan soyuna, irkina düşman. ve öyle olunca. onlarin bu dünyada bir bedeni olmayince, cotangent olunca, temsili misal ile "Kabil" in icine girer "Habili" öldürür, veya öldürtür. yine amerika olur hiroşimaya atom bombasi atar, Adolf Hitler olur yahudileri yakar, mülümanin diyenlerin icine girer, "allahu ekber" diyerek, adam öldürür. yani insan irkina düşman kardeşim bunu anlmayacak varmi, ahmak olmak lazim anlamamak için. taa ademden beri bu soyun düşmani, ve onlari tüketmek için, icine kiran giriyor. yine kurtun icine girer koyunlari telef eder, yani aduvvvvvvvvv. cotangeeeeeeeeeeent dünya dişi yaratiklar.
peki neden amerika olduda japonyaya atom bomasi atdi? cünkü japonlardan birisi şeytana savaş acmişda, oda ona karşilik koskoca iki şehiri yakdi, yani radyo aktiv varliklar, yakdi gecdi, senmisin şeytanla iddahlaşan, ahmak, bak gör halini, onlar cetin düşman, onunla senin cüssen bir degil, baştan demedimi kendinin üstün varlik oldugunu, insanin kuru toprak oldugunu . ve Allah Ona "senide dünyadaki ekin olarak bitirecegiz dedi" ve öyle olunca onunda bir bitki hali var, yani nebis acisi var, yani sinus cosinus karşiligi olan acisi var. öyle olunca onun sinusu veya cosinus cinsinden bir karşiligi demek, işde onun bir bitki veya havan halindeki sifati demekdir. yani öyel olunca, "biber, aci biber" gibi acilik ile yakan pişiren bitkiler" , yani "Dumansiz Ateş" işte o şeytan cinsinin bitkileri ve cotangentinin sinusu cinsinden cosinusu cinsinden olan karşiliklari demekdir bu, ve insanlardan olan şeytan ve cinler varmiş, hani kabilin icine girince, kabil kötü ve şeytan askeri oldu, o kime düşman bütün insanliga düşman, kabile habili öldürttü. ardindan zaman gecdi, kabilin torunundada kabilden cikip torununa girdi,bu sefer kabili öldürttü. bu IRK sanma sana dost olur, olmaz, yarin senide katlettirir. vay vayy ahmak olmamak lazim, bu dünya dişi pis ruh cinsi, işde bütün insan soyuna irkina düşman. öyle uzayi falan arayip durmayin, başiniza bela almayin, tehlikesi cok bunlarin bütün cotantler için ayni, ve ancak ulvi ruhlar cebrail mikail gibi, onlar zaten insanligin hayrina ugraşan, ve yardem eden ulvi ruh taşiyan canlilar yani melke dedigimiz varliklar. onlarda yine bedensiz latif varliklar, işik gibi renkler halindeki nurlar halinde olan, karannligin düşmani olanlar yani.
Temsili misal ile Pekmezle tahini kariştirinca "damilla" veya pekmezli tahin olur, yeni bir ürün fakat, onun parcalari onu oluşturan parcalar onlardan ayri birşeyler degildir. o yine parcalari ile pekmez ve tahindir, ancak artik biribirene karişinca ayrilmaz ikili olmuşdur. yine insan ve tohumu cocuk, anne ve babanin karişimindan meydana gelir, ve bazi parcalarini anneden alir, bazilarini babadan, anneden aldiklari belli: yedigi ekmek, elma muz,.... onda et ve hücreye dönüyor, bunlar belli. oysaki babasi ona sadece bir meni ve tohum verdi, o zaman baba parcalari nerde hani, işde rahman veya baba parcalarida, işde o kemaline ermiş olan babalar, onun "Ruh babasi" yukarda yazdgimizi gibi hislerini aklini ve fikirleriniri, ve rizikinin nerden olcagini ömrünü, ne işle meşgul olacagini, agizinin yapisi, gözünün rengini, ve kulagi nasil, elleri ne kadar uzun, tirnaklari nasil olcak, onlari yapmakla sorumlu. bu özellikler ruh babalari tarfindan o cocuga verilir, yoksa hepsi annden hepsi anneden olurdu. halbuki anne karninda onun şekillenmesi ruhu ile alakalidir. ve olgunlaşmiş ruhalr olan "ruh babalari" sayesinde erişir. ve ruh babalarida, onun cocuk halini alacagi tam ilk 3 ay boyunca devam ederek, ve sirasi geleni, rabbim o anneye gönderip dahil eder, ve o ruh onu şekillendirir, egeeeeer süfli bir ruh ona tasallut ederse, işde ayni damillanin pekmez ve tahinden oluşdugu gibi, ruh babasi kötü bir şeytan veya şeytan askeri ve cinlerin süflileriyse, o cocukdakötü özellikler meydana gelir ve, kötü ve katil, hirsiz, yalanci zinakar, kumarci,... gibi süfli ruhlu bir insan olur. ve artik o süfli ruh babasi ona gelip gelip vesves verirde, ona, kabilse habili öldürtür gecer sonra gider torununada kabili öldürtür yani aduuuuuvvvvvvvv.

---oOo---
ZAMANIN RUHUNA gelince o MEHDi aleyhisselamdirki, Allahin 99 esmasi onun üzerinde kemal bulmuşdur. en az 99 esmasi üzerinde kemal bulmuş olan her mümin, artik ulvi ruh derecesine cikmişdir, ve zamanin ruh babalarindan bir babada o kimsedir, bazilari bir esmada mahir olabilir bir bazisi iki üc, bir bazisi 5 on, amma 99 ve üstündekilerinde mahir olan azdir, ve zamanin sahibi Mehdidir.

"alllahümme sali ala mehdi, ve ala eeli mehdi."

---OoO---

Rabbim, bu azili düşman, şeytanlar ve ordusu, yani dünya dişi cotangent yaratiklarin, süflilerinin şerrinden, beni ve cemaatimi muhafaza eylesin. cotangentlerin ulvileri olan melekler ordusu ile, beni ve cemaatimi desteklesin.

---oOo---

أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 5 Mart 2016 Cumartesi

Original Kar © glan

Niye isavilere et yemeyin derken, müslümanlara, Allah, kurban kes et ye diyor

(Kar©glanin 22 Şubat 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ

Sadakallahul Aziym Kevser Suresi 1 - 2 - 3. Ayetler

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

innâ a’taynâkel kevser. Fe salli li rabbike venhar. İnne şânieke huvel ebter.

Meali :

Muhakkak ki Biz, sana Kevser’i verdik. O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Muhakkak ki sana (nesli kesik diye) buğzeden, o kendisi ebterdir (soyu kesiktir).

Sadakallahul Aziym Kevser Suresi 1 - 2 - 3. Ayetler

---oOo---

Zeyd İbnu Erkam radıyallahu anh anlatıyor:

"Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'ın ashabı: "Ey Allah'ın Resulü dediler, bayram günü kesilen şu kurban nedir?"
"Bu babanız İbrahim aleyhisselâm'ın sünnetidir" buyurdular. Ashab: "Pekiyi, kurban kesmede bize ne gibi sevap var ey Allah 'ın Resûlü!" dediler.
"Kurbanın her bir kılı için bir sevap" buyurdular. Ashab tekrar: "(Kesilen kurban, koyun kuzu gibi) yünlü ise ey Allah'ın Resûlü (sevap nasıl olacak)?" diye sordular.
Aleyhissalâtu vesselam: "Yünün her bir kılı için de bir sevap var!" buyurdular.

( Hadis-i Şerif )

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

"Niye isavilere et yemeyin derken, müslümanlara, Allah, kurban kes et ye diyor" deyince Akla gelen dinde riyazet varmidir Sorusu olur.

isa kelimesi kuranda وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ Bakara 87 de böyle gecer yani "isa, asi, sa ye, yes a" ayni kökten türeyen kelimelerdir. yine isra 8. ayette ise عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يَرْحَمَكُمْۚ gecer yani bunu meal verenler umulurki diye tercüme etmişler halbuki o manada degildir. yine ayni kelime وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى yani "Ve en leyse lil insâni illâ mâ seâ." NECM-39. ayette ise " İnsan için, yalnızca çalışıp çabalamasının, gayretinin, hâlis niyetlerinin karşılığı vardır." ayetinde çalışıp çabalama mansindadir. yani isa demek gayret demek çalışıp çabalama demekdir. ve "iy sa ye" derrken ise ordaki ye ise benim gayretim manasindadir. ben diyen kim? Hüve Rabbel alemin, yani Allah isa nin ismini "benim gayretim" koymuş ve yine isra 8. ayette ise عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يَرْحَمَكُمْۚ ise yine Rabbim: "benim gayretim çalışıp çabalamam" yani rabbinizin sizin için çalışıp çabalamasi size acidigindandir. mansi ortaya cikmış olur. ve yine isra suresi 7 de ise

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنْ أَحْسَنتُمْ أَحْسَنتُمْ لِأَنفُسِكُمْ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا فَإِذَا جَاء وَعْدُ الآخِرَةِ لِيَسُوؤُواْ وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُواْ الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوْاْ تَتْبِيرًا

İn ahsentum ahsentum li enfusikum ve in ese’tum fe lehâ, fe izâ câe va’dul âhırati li yesûû vucûhekum ve li yedhulûl mescide kemâ dehalûhu evvele merratin ve li yutebbirû mâ alev tetbîrâ

Meali :

Güzel ve iyi işler tutanlara iyilik vardir, kötülük edenede bir misli kötülük. size vaadedilen ahiret vaktiniz gelince, yani öbür aleme göcünce, yüzünüzü agartacakda, karartacak olanda, nasil secde ettiginizi bilmeniz ile olur. cünkü önceki haytinizda yani dünyada iken nasmz emrettik ki, size secde verdikki, yani size topraga geri girmeyi ögrenesniz diye, yani secde işde, tavugun topragi dideklemesi eşmesi gibi, yani toprak olma hali, sonra dogrulma hali,toprakdan filiz ve bitki olup yine cikma halidir ki, işde bizim secdelerimiz, ahiretteki halimizin bitki olup ahiret topragini delip öbür yüzde bitmesi icindir, "vele yütebbiru" yani artik her iyilk ve her birrrr ve bera degerlendirlir, yani işe yarayan otlar ve yaramayan zehirli otlar gbi. iyi otXköt ot , kim bilir zehirli ot ile zehirsizleri? bir koyun cinsi bilir, birde inek cinsi, birde geyik ve keci cinsi bilir. en mahirleri koyun cinsidir, ve koc ve koyundur, ot ilminin mahirleri. iyi agac kötü agac gibi iyi meyva veren vermiyen agaclarida kim bilir, bahcevan yani kirpiler bilir. kötü zakkum meyvasi gibi burdaki, yani dünyakdaki her yaptginiz iyilik, orda oranin ( ahiret) tarlasinda biten ot gibi, yani terzinin dikişi, kadinlarin KIZLARIN kanevicesi gibi, igne bu yüzden batinca, öbür yüzden cikar, sonra döndür öbür yüzden batincada, bu yüzden delip cikar, degilmi? ve ahiret ve ölüm ve sonrasida "evvele merretin" ayeti ile bu işin kerrelerce (defalarca) oldugu aciga cikar . ve önceki kerrenizde ne yaptinizsa, sonraki kerrenizdede onu bulursunuz, dünyada eken ahirete , ahirette eken dünyasinda bulur yani. burdan kaniviceye hangi ipligi batirdinsa öbür tarafdanda, o renk ip o yüze cikar. kirmizi batipda siyah cikmaz , siyah batipda beyaz cikmaz, ne batirdinsa, neye secde ettinse, nelere taptindsa, oyanda dünyadaysan ahirtte ahirete isen dünyada yani, o ot bitecekdir.
ne birr ve bera yaptinsa, sana orda sunulcak olanda odur aziziim yani .
isa kelimesinin arapca harflerinin ebced degeri (70+10)+(60+10) yani elindeki yazili olan harfler, onun birinci versiyonda sag elde 70 yazili sol elde 10 varYaniu ondan önce meryemde iken, ve ikinci version, onun kendisinde, yani öbür yüzünde eline gecen ise sagdajki 70 , 10 fire vermiş ve 60+10 olmuş. yani gecenki vaazi hatirlarsaniz (RahmanX Rahim) Yarahman ve sonra ise Yarahim yani öyle olunca önceki versiyon rahman ise kanvicenin öbür yüzüne cikinca rahim olur yani fatma ve muhammed gibi, yahut işde ne ile tamamladigina bakar.

mesela muhammed deki harfler "mim-ha-mimmim-dal" yani başlangic mimve mimin ebced degeri 13 le başliyor, sonra bitiriş ise ha ile yani (13+8 ) ve 21 eder , ve onun yeni versionu fatima ise başdaki "fe" harfinin ebced degeeri 80 yani muhammedin "ha" si yani 8 erkek fato fatmimetüz Zehra da 80 derinlik olarak ortaya cikiyor, ve kazandiklari dünyada yaptgi amelleri ile ise, 80 derinden yüze cikiyor ve "TI "harfi ikinci harf ve ebcedi 9, öyle olunca bitkisi, yüze cikan bitkisi, yani erkek ve Hasan, veya kuranda gecen " ve enbetahe nebaten hasenen" (ALİ İMRAN Suresi 37. ayet) yani güzel yemsel bir bitki oluyor, hasen bitki oluyor. ve Hasanda ise, hasanin ha si, 8 ile başlayip, yani muhammedin o sekizi ile başlayip, kazandigi ilede "sin" oluyor ve dişli bir hayvan cibilliyatina sahip oluyor yani ot yiyen veya et yiyen bir cins Ali Zeynel Abidin hem ot yiyen hem et yiyen bir cins yani . ve sin ise 60 derinlik yani hasanin soyu 60 derinlikle devam ediyor Cemre ile yani Ateş ile, Ateş burcu bir KIZ ile, kiz olarak devam ediyor. yani ve 60 derinden cikinca, yine nun oluyor, nun ise 14 lü tabancayi kazaniyor, yani ve yine hüseyinide siz arayin bulun. ve böyle olunca meryem annemiz için meryemdeki iki mimden biri olan mimin ebced degeri 13 yani 13 lü tabanca ile başliyor, yani mehdi tabancasi ile, 13 derinlik hemen yüzde olan bir bitki 13 lü osmanli yani 1300 lü yillara kadar isa yok veya da meryem yok ve sonraki hali ise RA yani derin dipden, biri yani gelecekden gelen mehdi ra, ve ra ise ebcedi 200 ve 200 derinlikden yani 2000 ler miladi 2000 binlerin insani geliyor, ve ondan isayi dogurtuyor. yani ve öyle olunca meryem ve sonu ise mim ile bitiyor ve muhammedin birinci tabancasi yani 13 lü tabanca Fatih S. Mehmet, ikinci versiyonu muhammedin ortasindaki şeddeli mim yani "mimmim" yani tabancaya muhammed cift şarjör takiyor ve ikiye katliyor ve kalin tabanca kalin 2 şarjörlü 13 lü tabanca oluyor ve böyle olunca yani 26 li ve 1 de agzina verilen mermi 26+1= 27 li tabanca ve 27 li kadir gecesi tabancasi ve 27 li tabanca kimde hic belli olmaz arada bul, ara dur, kadir nerde hangi gecede gizli diye, veya arap ati yani 25 ve küsürü ile 26 dan rakam almiş 25,80 den abrunden edip mesala 26 li arap ati "muhammedül arabi" olarak dogmuş yani pi Sayisi ve iki "r+r=R" yapar yani iki 13 lüyü mimmim ile carpinca şeddeleyince muhammed kuvvetlendirince 27 li, kadir kiymet bilen biri olarak dünyaya gelir, ve öyle olunca sonra kazandigi, ise elde kalan dal ile bitmiş yani 4 ile bitmiş yani hemen yüzde yani hicri 4. senede dogan, daha muhammed ölmeden dogan, ölmiyen rahman (enmiyen yarah) ile, yani erkek, yani rahman, yine ölmeden devam eden, yani Allahu alem bir şehit olarak devam eden, yani erkek amma cok kücük yaşda hayata başlayan biri olarak, ve böyle olunca bizim ismimiz ise Raşit ve arapca harfleri ile R-Ş-T
birinci versiyon R 200 derinlik yani 2000 ler ve sonraki ise Ş yani daha derine daliyor 300 ler yani ve sonraki hali ise bu sefer daha derine daliyor yani T yani ebcedi 400 derinlik yani birinci versiyonu KIZ ikinci versiyonu yine KIZ ücüncü versiyonu yine KIZ yani amma ögrendi artik ve ilk daliş meryemden isa yani 2000 lerden dalip meryem vaktine derine daliyor ve derinden isayi cikariyor ve ikinci daliş birinci meryem cocugundan taaa 300 dalip bu sefer S...... cikarip geliyor, ücüncü daliyor bu sefeer daha derine taaa teeey dörtyüz derine ve ordan ise iki tane E.... cikariyor artik dalmasini ögrendi dalgic oldu bile bir tanede H.... ,........ dalmaya devam ediyor.

ve dönersek konumuza isa daki birinci hali ile 60 derinden cikan, isa ise 10 lu ölmiyen isa oluyor, ölmiyen yarah (Y Yarah yani zülfikar yarah HZ Ali olarak dünya gelir) sonra yine bu sefer yeni versiyonu ile artik ölmemesini ögrendi ve 60 derinlikden yine 10 lu isa oluyor ve gecen hafta 10 şubat Hiristiyanlarin asher mitwoch dedikleri oruca başlama günüydü, yani isa nin carmiha gerilişi ve küllerin küllere karişdigi gün ve isa birinci versiyonu ile en derine girmiş IYsay yazilir arpaca yani iy deki y ve say deki ye ile ayn ye yani "y "den sonra ne var alfebede sadece Z kaliyor dibden bir öncesi, yani ve babasi mehdiden dalmasini ögrenince, ve ayn 70 derinlikden, dalmiş ve 1970 den birini cikarmiş yani babasini, yani mehdi ve babasi isa, Terminator Arnoldun filminin ücüncüsünde olan ve isa ve babasi mehdi, ve mehdi ise meryem evladindan yeni isayi cikardi bile, yani kör dügüm gibi bu ikili yani kanavice işlesi gibi, burdan dürt o yandan, o yandan dürt buyandan cikiyorlar, ve işde isa da ölmeden önce kirk gün et yemeyin dedi, grün yiyin yeşillik yiyin dedi yani ot cinsi yiyin dedi, ve insan yedigindendir kurali ile ve ot yiyince otlardan isa vücutlara geri girdi can oldu hemen yani ispanak işde 400 Rşt nin R si 200 den daldi, ve onu yüze cikardi derinden cikip gelen, yani ispanak demir demir yani haftanin dördüncü günü amma sizin hafatanizin ücüncü günü mitwoch asher mitwoch merküüüüüüüüüüüürveya toures ve "T" nin ebcedi 400 işde dörtyüüüüüüüüz tiefe ve öyle olunca onlarda grün dönerstagda ispanak yerler, ve ispanak onlarda can olunca, o ispanak ile yine mehdi ve isa can olmuş olur, yok et yerlerse, yine et yemek islamin farz hükmünde vacibi, ve Ali nin hüseyinin şehit olcagi belli olunca, islama kurban emri farz oldu amma vacip olarak bilinir. ve kurban kes ye denildiki, yani et yiyen aslan ve evlatlari yeniden can bulsun, Hz Ali soyu can bulsun, veya isa soyu Y yarah yani zülfikar yarah, catal kilic meni olup dogsun diye, ve bizler kurban kesip yeriz, ya ismail olarak dalar muhammed ve soyu, ve öyle derine dalarki taa ibrahim vaktine dalar ve ordan ismoş olarak samuel olarak döner geri gelir ve can bulur. ve oda meni olunca dogar işde, ve öyle olunca niye isalara ve isavilere ot yiyin ve muhammedilere et yiyin anlaşildimi yani, isa vahşiler icinde et yiyenler, insan eti yiyen ahmaklar icinde et yiyen olarak degil, ot yiyen olarak dünyaya geliyor, ve müslümanlara ise, mevsim başka ve kerbela mevsim sonbahar, ve öyle olunca ot ye degil et ye emri geliyorki, sararmiş samanlardan yiyen hayvanlardan yiyip, o sararmiş otlar can ve meni olsun diye, isa nerde sakli mehdi nerde sakli belli degil yani, yani müminler ölüyü diriltirmi? diriltir, işde sararmiş saman olmuş otlari yiyen hayvanlari kesip ye emri ile, o otlar yeniden can bulup yeşermiş olur, ve isa KIRK gün sonra yeniden dirildi diyorlar, halbuki birinci versiyon, yani o dalmiş ve dalip 70 lerden...., ve isanin dalmasi ise 70+10 ve oda demek olurki öldükden 70 gün sonra ve bir de 10 günde bitki oldukdan sonraki hali var, yani 70 gün ise aşer mitwochdan tam 70 gün sonra, yani 10 şubattan 70 gün sonra 20 Nisan eder, ve 10 günde bitkinin ermesi sürüyormuş, yani öyle olunca, bu avusturyada işde palmsontag da, meyvasiz bir pamulcuk agaci vardir, onun dallarindan kesilir ve islatilir, ve ostenden bir hafta önceve onlarin yaprak cicek acmasi beklenirki, isanin geri geldigi vakti bileleim diye, ve bu sene 20 mart palmsontag oluyormuş, yani osternden bir hafta önce, ve öyleki isa elinde palm kätzchenler ile geri döndü diyorlar, yani kätzchen yani kedi otu olarak geri döndü ve bir kedi onu yedi, hani gecen haftalarda anlattgimiz ayette gecen, rabbül alemin ateşte tecceli etti ve dedi "inni enallahu Rabbel alemin" dediya, isa da işde kedi oldu ve döndü, ve mart kedilerin ciftleşme mevsimi, yine Hz isa dada alide de iki ye harfi va,r yani iysay veya aliyyun ve alideki ye şeddeli olunca yarah catal yani y zülfikar oldu, ve Hz Ali olarak dogdu, ve ben isayin dedi havarilerine gözüktü, yani geri dönmek onun toprakdan yeniden yeşermesi, ve kiraz agaci icinde yapilir ayni durum,eger palmlerde gecikmeve erken acma olursa bu sefer kiraz pamulcugu islatilir, yani islatilip dallarinin yaprak cicek acmasi yani, ve ilk yeşeren agac diye, kişdan sonra ilk yeşeren agac, ve isa kiraz olarak ölümsüzlügü kazanmiş olarak geri döner, ve yani geri dönmesini ögrenmiş olarak geri döner. ve "bu kanim dedigi vişne kiraz şurubu" yani şarap degil, üzüm ne zaman kiraz vişne ne zaman salaklar. ve öyle olunca chirst kind Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlandığı Hıristiyan bayramı. Ayrıca Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milât Yortusu olarak da bilinir. ve halbuki isanin dogumu 1 ocakdir. ve öyle olunca 1 ocakda dogacak cocugun tohumunun osternde atilmasi lazimki, chiristi kind olarak dogsun, isa geri gelsin degilmi. yani 12 ay 12 den 9 unu cikar 3. ay mart olur, 10 günde daha öncesi, isa daki ye harfi ve küsürati, yani martta tohum atcan, ve öyle olunca isanin yeniden gelmesi öyle degildir, ve o christ kind olarak dogar, o görülmesi sadece onlarla havariler ile konuşmuşdur, daha önceden bunu bilmişdir ve bildirmişdir, ve dogacak cocuk 9 ay 10 gün de dogacak hale gelir, yani öyle olunca şubatin 19 u ile 21 i eder, ve ilk cemre yani cemrelerin havaya düşdügü vakit, yani ilk cemre, ilk bahar meyvasinin dünyaya inmesi, ilk dogacak cocuk, ve yani 1 ocakda dogacak cocuk, öyleki onun tohumu ilk cemrede atilmalidir ki, 1 ocakda dogsun. ve öyle olunca, havada renkli puantilerin gözükmeye başlamsi, yani güneşin yüzünü kişdan sonra göstermesi, ve havalarin isinmasi, ve işinlarin kirilmasi ile, gelirken puanti oluşturmalari, ve böylece ilk cemile, cemil, ve ugur böcüsü, yani puantili puanli elbiseliler, ugur böcügü kiyafeti, ve puanli elbise giyenler, dogal kürkü puanli olan cocuklar, yani Tam point, tam puana denilirki ve iysa daki ( 70+10 ve 60+10 ) ten point yani ugur böcüsü, rabbimin dogaya koydugu ucabilen puantili ugur böcüsü, ve böyle olunca, 10 lu tabancali veya isa 1li penisilin, bir üstü 10 lu, bir üst 100 point, 99 dan 100 point, küsürlü pointler, ve toplam olarak 10 Tam puan, veya veya 1 bütün olan tam, veya 100 veya 1000 veya 10000 gibi 1in katmanlari 1,10,100,1000,... gibi. Biz müslümnlar, ise ugur böcüsüne fatimecik deriz, ve isa ve mehdi. ve muhammedde ise Fatmacık ve Hz Ali, ve muhammedin fadime olarak dogmasi, ve onunda hasan hüseyin olarak dogmasi ve

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ

ayeti göseriyorki, insan topraga girip girip cikabiliyormuş, ve "ondan geldik, ona dönecegiz " yani toprakdan gelip, topraga dönmek, ve toprakdan ise, ya yeniden bir bitki olup kemala yol bulursa, yeniden topragi yirtar cikar ve hasense, hasen bir bitki ise, onu ya inek koyun yer ,yada elma gibi kiraz gibi,.. ise insan yer.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا

Fe tekabbelehâ rabbuhâ bi kabûlin hasenin ve enbetehâ nebâten hasenen (ALİ İMRAN Suresi 37. ayet)


veya da dibe iner cehenneme odun olur. ve yüze cikan bir bitki olunca, öyle bir sertlikdeki topragi yirtabiliyor, amma öylede yumuşakki, insanin agzina zarar vermiyen bir kibarlik ve yumuşaklikda, yani kamil ve tekamül etmiş bir bitki domates, biber, ispanak, elma, armut, nar gibi, ve onlari yiyince, onlar bende sende tohum olunca, artik yeni bir ruh ile can bulur. ve yine yeniden yogurulup can bulmuş olur.

---oOo---

ve Bir başka mesele, geri dönüş ve dibe daliş, ve zaman yolculugu, zamanda geri ve ileri gitmek, geri gitmek için, ve sen annenden dogdun ve geri gidince, annene geri dönüş demek, annene ne ile baglisin, göbek bagi ile baglisin, yani dünyamizin göbegi neresi, merkezi neresi ALTIN orandaki kabe, kabenin üstünden zamanda geri yolculuk için kapi var, ve yine annene vardin, peki annene nerden geldin? babandan, baban annene seni ne ile ve nereden koydu, zeker ve sirat ile annenin rahmine koydu, ve göbekden biraz aşagisi, orasida Mescidi Aksa yani mescidi aksadan da gelecege giden kapi var. cünkü senin gelecegine, sülbüne gidersen varirsin, yani senin neslin gelecegin demek. Rahimden, rahime meni koyunca sülbün ve cocugun olur, ve rahimden cikar cenneten dünyaya gelir, kanevicenin öbür yüzünden dürtüp, bu yanda cikmak gibi, ve rahman alemi ve rahim alemi olarak ikiye ayrilir, ve rahim alemine gitmek için göbek bagini takip et, rahim alemine acilir kapi sana. ordanda ordanda geri geri geri geri gidebilirsin, veya gelecege isanin gelecekdeki babasi mehdiye varmasi gibi, işde mescidi aksadan gelcege acilan kapi, yani zeker ve rahim bagi ve annenden babana giden yol kopuk, ona sirat kurulmadan gecilmez malesef, sirat ise babanin zekeri, ve eger bir babaya varmazsan gelecege gidemezsin, bir babaya varirsan onun zekerindeki meni ve tohum ile yeni bir anneye girebilirsin, ve öyle olunca SIRAT mühim, ve inşallah yakin zamanda zamanda yolculuk keşfedilir artik.
ve yani öyle kabeyi yikip oraya füze rampasi kurun demek degildir bu, ahmak kafir. Dedikya, bu dünya bir misal alemi sen füzeyle gidemezsin, cünkü annen baban deden ölünce uzaya gitmediki, dedeni görmye gitmek için, ki füzeye binip gidesin. onlar nere gitdi. öldü topraga gitdi. öyle olunca sen burdan ona yol bulamazsin, ellibin füze yap, hic yol bulamazsin. yine gelecege gitmek için, yani senin sülbün uzayli falan degilki, sen dünyali oldugun gibi, senin coluk cocugunda dünyali olcak. o zaman sen gelecege yine, bu dünyada gidemiyorsan, arama öyle mescidi aksanin altini üstünü dangil, ordan yol bulamazsin, ellibin kaz ellibin yik, ellibin yap, sana fayda vermez. senin annene gitmen, senin yeni cocuguna anne olcak bir eş bulman, ve geri gitmek degil ileri gitmek, yine geri gitmek için ise, bende bilmiyorum amma o kapidan ölmeden gecilmiyormuş,

Hani ilyas aleyhisleam dediki:

ilyas aleyhisselam cebrail aleyhisselama dediki ben cenneti görmek istiyorum dedi rabbime bildirde bana cenneti görmeyi nasip etsin dedi, cebrail aleyhisselam cenabi mevla ila görüşdü ve ilyas aleyhisselama geldi ve dedi cennete gitmek için ölmek lazim yani ölmeden cennete girmek yok dedi ilyas aleyhisselam ne yaparsan yap bana cenneti göster ben anlamam dedi bunun üzerine rabbimizden müsade alip cebaril aleyhisselam ilyas aleyhiselama ölüm hikmetini bir başka yaşayiş ile taddirdi ve nasil bir ölüm ile öldürdü ise tekrar dirildi ve ölümü tadinca cennete girmeye hak kazandi ve cebrail aleyhisselam ile cenneti gezdiler dolaşdilar ve sonra cebrail aleyhisselam ilyas aleyhisselama dedi hadi dünyaya gidiyoruz artik dedi bunun üzerine ilyas aleyhisselam cebraile dediki ben buralari görmüşüm artik dönermiyim cile dünyasina ben cikmam cennetden artik dedi. ve Rabbimizi tebessüm ettiren olay oldu ve ilyasin nazini duyan rabbim cebraile buyurduki birak benim nazli kulum ilyasi kalsin cennetde dedi. yani ilyas ve ehli öyleki Allahin nazli kullaridirki onlari Rabbim kirmaz onlarin dilegini , üzerine vacip olmasada yerine getirir yani yeryüzünde Rabbimin nazli kullari vardirki onlarin hatrina agaclar cicek acar onlarin hatrina güneş dogar onlarin hatrina belalar def olur onlarin hatrina şekavet yurdundan saadet yurduna ilhak olunur yani.


o aleme gecmek için ölmeden mezara girmek ile olmaz, ölmedinse ellibin YIL mezarda dur fayda etmez, cünkü ölmeden seni nasil topraga kariştiracagiz, ölü topraga karişa bilir, o hali ile o alemi bilebilir. ve dalmak, dibdeki madeni suyu cikarmak icindir, eger su ve maden ve benzeri cikmayacaksa dalmanin alemi ne o zaman.
Bazilari dalarda cikmaz, bulamaz yolu azizim. onu cikarcak birisi yoksa, bir babaya bir insana, bir anneye yol almazsa, o nasil can bulcak, diplere diplere dalarsa, orda kalir cikamaz, belkide petrol olur sonra küllere karişir. veya yüze cikar ve
kamil bir bitki tatli bir meyva olur sebze olurki, insan onu seve seve yer, amma dangil bilim adamlari işde, bitkileri sebzeleri bozdu, ne oldu artik dönüş yolu sekteye ugrar oldu. cünkü cekirdeksiz karpuz, dölsüz meyva, yani gidiş var dönüş yook. Allah muhafaza yani einbahn strasse tek yönlü yol mezara giripde cikamayanlar ordusu, yahut cennete girip insan bedenine giripde, meni olmayan meyvalar yani dölsüz ümmet ,......
Kuranda Rahim suresi yok amma, bir Rahman suresi var, yani herşey o ulu yarahdan yani rahmandan cikdi geldiki, ve rahimde ondan bir parca, kadin rahmandan bir parca, cünkü havva ademin kaburga kemiginden halkolan, cok yakin, yaratmanin geri dönmenin en son haddesi gibi birşey yani, klon yöntemi gibi, yani ademin genini al ve dişi olanini klonla, havva oldu demekdir, yasal mi? hayir yasal degil amma, Allah bunun mümkin oldugunu bize anlatmiş oluyor.

Rabim , mehdi ve cemaatine, daldikdan sonra yüze cikcak bir bir bitki ye yol bulup, onda kemal bulup, en güzel tatli haliyle ermek, ve insani kamil birine yürümek, ve orda da seyri süluku tamam edip, döl olup, yeni can olarak dogmak nasip etsin, ve kanavice misali ordan dürtünce burdan, burdan dürtünce ordan cikmak icinde burda namaza niyaza secdeye ihtimam göstermek nasip etsin.


---oOo---

أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ

''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 22 Şubat 2016 Pazartesi

Original Kar © glan

RAŞiT TUNCA

BAŞAĞAÇLI RAŞiT TUNCA
Raşit Tunca

FORUMUMUZDA
Dini Bilgiler...
Kültürel Bilgiler...
PNG&JPG&GiF Resimler...
Biyografiler...
Tasavvufi Vaaz Sohbetler...
Peygamberler Tarihi...
Siyeri Nebi
PSP&PSD Grafik

BOARD KISAYOLLARI

ALLAH

Allah



BAYRAK

TC.Bayrak



WEB-TUNCA


Radyo Karoglan

Foruma Misafir Olarak Gir


Forumda Neler Var


Karoglan-Raşit Tunca - Dini - islami - Dini Resim - FIKIH - Kuran - Sünnet - Tasavvuf - BAYRAK - Milli - Eğlence - PNG - JPEG - GIF - WebButtons - Vaaz - Sohbet - Siyeri Nebi - Evliyalar - Güzel Sözler - Atatürk - Karoglan Hoca - Dini Bilgi - Radyo index - Sanal Dergi




GALATASARAY

G A L A T A S A R A Y


FENERBAHÇE


F E N E R B A H C E


BEŞiKTAŞ

B E Ş i K T A Ş


TRABZONSPOR

T R A B Z O N S P O R


MiLLi TAKIM

M i L L i T A K I M


ETKiNLiKLERiMiZ


“Peygamberimiz Buyurdular ki Birbirinize Temiz ağız ile Dua edin. Bizde Sayfamızı ziyaret edenlerin ve bu bölümü ziyaret edenlerin kendilerinin Ruhaniyetine, geçmişlerinin Ruhuna Yasin Okuyup hediye ediyoruz Tıkla, ya sende oku yada okunmuş Yasinlerden Nasibini Al”
(Raşit Tunca)



MEVLANA'DAN

“ Kula Bela Gelmez Hak Yazmadıkca, Hak Bela Yazmaz Kul Azmadıkca, Hak intikamını, Kulunun Eliyle Alır da, Bilmiyenler Kul Yaptı Sanır."
(Hz. Mevlana)