MUHAMMED

Muhammed


BAYRAK

TC.Bayrak



Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı
  

Şifreniz
  





Forum İstatistikleri
Toplam Üyeler» Toplam Üyeler 27
Son Üye» Son Üye Fahriye
Toplam Konular» Toplam Konular 15,896
Toplam Yorumlar» Toplam Yorumlar 17,157

Detaylı İstatistikler Detaylı İstatistikler

DOWNLOADEN


“Downloaden Bölümümüzden BEDAVA Grafik Paketleri,E-Kitaplar ve Bedava Bilgisayar Programlarını Tek TIKLA BEDAVA indirebilirsiniz”
(Raşit Tunca)




AYET

“Yeryüzüne muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır”
ENBİYA Suresi 105


FELSEFEMiZ

“ iSLAM OKUMAK YAZMAK YADA ÇiZMEK DEĞiLDiR, Yahutta O Hadis şöyle, Bu Ayette böyle diyor Diye Papağanlıkda Değildir. islam Kuranı ve sünneti HAYATINA TATBiK edip, Onunla Yaşayabilmekdir”
(Karoglan Raşit Tunca Sözü)


Raşit Tunca Sözü

“Yüzme bilmek Denizden çıkmana fayda vermez, taaki yüzme biliyorsan, denizedee düştüysen, ellerini, kollarını, ayaklarını çırpacaksın, ve birde tutuncak dal bulacak, tutunup çıkacaksın. ilimde böyledir, bir ilmi bilmek fayda etmez, taaki, onu hayatında tatbik edesiye, Dinde böyledir, din bilmek imanını kurtarmaz, taaki, ne zaman, bildiğin öğrendiğin dinini hayatında tatbik edip, yaşadın, o zaman belki kurtulursun.”
(Karoglan Raşit Tunca Sözü)

GÜZEL SÖZ

“ Bazen Hata Yapıvermek, Doğruyu bulmanın ilk Basamağıdır.
(Başağaçlı Raşit Tunca Sözü)



Yanlışlıkla Arefe Günü Kurban Kesilirse Ne Olur?

Bir günün bayram olduğuna hükmolunarak bayram namazı kılınıp kurbanlar kesilir, daha sonra da o günün Arefe olduğu anlaşılırsa, kılınan namaz ve kesilen kurbanın durumu ne olur?

Belli bir günün bayram olduğuna hükmolunur, insanlar da bu doğrultuda bayram namazlarını kılarak kurbanlarını keserler ve daha sonra, bayram olarak ilan edilen günün aslında arefe günü olduğu anlaşılırsa, bu durumda, kılınan namazlar geçerlidir ve kesilen kurbanlarla da kurban ibadeti yerine getirilmiş sayılır. (Zeylâî, Tebyinü’l-Hakâik, c. VI, s. 4; İbn Âbidîn, Reddu’l-Muhtar, c. VI, s. 219-220.)

Kaynak: Dr. Recep Özdirek, Kurban İbadeti, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan
Arefe Ne Demek?

Arefe günü nedir, ne anlama gelir? Arefe hangi gündür?

Arefe haccın en önemli farzı olan vakfenin yapıldığı yerin (Arafat) diğer adıdır.

Sözlükte; “bilme, anlama ve tanıma” anlamlarındaki a-r-f kökünden türeyen “Arefe” zilhicce ayının 9. (Arefe, Kurban bayramından bir önceki gündür ancak zamanla Ramazan bayramından önceki gün için de kullanılmaya başlandı) gününe verilen isimdir. Arafat vakfesi bugün yapılır.
Kurban Nedir? Kurbanın Önemi, Hikmeti ve Faydaları Nelerdir?

Kurban nedir, niçin kesilir? Kurban kesmek farz mı? Kurban kesmenin hükmü nedir? Kurban duası nasıl yapılır? Kurbanın İslam’daki yeri ve önemi nedir? Peygamberimiz nasıl kurban keserdi? Kurban ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? Kurban kesmenin önemi, hikmeti ve faydaları...

Kurbanla ilgili hadisler ve hadislerin açıklaması...

Hz. Âişe vâlidemizden rivâyet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem şöyle buyurmuştur:

“Âdemoğlunun, Kurban Bayramı’nın birinci günü yaptığı işlerin Allah’a en sevimli olanı, (kurban) kanı akıtmaktır, (O gün Allah katında bundan daha sevimli bir amel yoktur.) Kıyâmet günü o kurban, boynuzları, tırnakları ve kıllarıyla gelir. Kurbanın kanı da, henüz yere düşmeden Allah’ın rızâsına nâil olur ve kabul edilir. O hâlde, kurbanlarınızı gönül hoşnutluğu ile kesin!” (İbn-i Mâce, Edâhî, 3; Tirmizî, Edâhî, 1/1493)

Ebû Hüreyre’den (r.a) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Kim imkânı olduğu hâlde kurban kesmezse, bizim mescidimize yaklaşmasın!” (İbn-i Mâce, Edâhî, 2; Ahmed, II, 321)

Hadislerin Açıklaması

Kurbân, yaklaşmak ve Allah’a yakınlık sağlamaya vesîle kılınan şey mânâlarına gelir. Mal ve candan fedâkârlık mânâsı taşıdığından, Allah’a yaklaşmanın en mühim vâsıtalarındandır.

Hicretin ikinci senesinde emredilmiştir. Ebû Hanîfe’ye göre Kurban günlerinde 20 miskâl (96 gr) altın veya 200 dirhem (640 gr) gümüşe mâlik olan kimselerin kurban kesmeleri, vâciptir. Bu nisabın üzerinden bir sene geç­mesi şart değildir.

Âlimlerin ekseriyetine göre ise, kurban kesmek, müekked sünnettir. Bir kısım âlimler, şu âyetlerin kurbana delâlet ettiğini bildirirler:

“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine O’nun adını anarak kurban kesmeyi meşrû kıldık…” (Hac 22/34, 67)

“Rabbin için namaz kıl ve (kurban) kes!” (Kevser 108/2)

“Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.” (Sâffât 37/107)

Allah Resûlü, emredildikten sonra kurban kesmeyi hiç terk etmemiş,[1] hatta yolculukta bile kesmiş[2] ve şöyle buyurmuştur:

“Ey insanlar! Her sene her bir ev halkına kurban kesmek vâciptir.” (İbn-i Mâce, Edâhî, 2; Tirmizî, Edâhî, 18/1518)

KURBAN GÜNLERİNİN FAZİLETİ

Resûlullah kurban günlerinin faziletine dâir şöyle buyurur:

“Allah indinde günlerin en büyüğü, Kurban Bayramı günüdür, bunu, fazilette yevmü’l-karr (bayramın ikinci günü) takib eder.” (Ebu Davud, Menasık, 18/1765) Yine Efendimiz:

“Sâlih amellerin Allah’a en ziyade sevimli olduğu günler, Zilhicce’nin ilk on günüdür!” buyurmuştu. Cemaatten bazıları:

“–Allah yolundaki cihaddan da mı?” diye sordu. Allah Resûlü:

“–Cihaddan da![3] Ancak canı ve malıyla cihâda çıkıp hiçbir şeyle dönmeyen (yani malı ve canını fedâ ederek şehid düşen) kişi müstesnâ!” karşılığını verdi. (Buhârî, Iydeyn, 11; Ebû Dâvûd, Savm, 61/2438; Tirmizî, Savm, 52/757)

Böylesine faziletli günlerde, Allah’a yaklaşma gayreti içinde olmak îcâb eder. Birinci hadisimiz, o günlerde yapılacak en sevimli amelin, kurban olduğunu haber vermektedir. Çünkü kurbanın her şeyi, kıyâmet günü sahibi için sevap olarak gelecektir.

Kurban, maddî fedâkârlığı ve her yönüyle vermeyi gerektiren bir ibadet olduğu için, insan nefsine zor gelir. Bu sebeple Allah Resûlü Müslümanlara, yaptıkları amelin fazilet ve sevabını düşünerek müsterih olmalarını tavsiye etmektedir.

Hadisimizde “kan akıtmaktan” ve “kanı henüz yere düşmeden” ifadelerine yer verilmek sûretiyle, kurbandan maksadın “kan akıtmak” olduğu gösterilmiştir. Kan akıtmaktan maksat da, mü’minin Allah’a itaat, teslîmiyet ve rağbetini arz etmesidir. Yoksa Allah’ın, ete ve kana ihtiyacı yoktur. Nitekim âyet-i kerimede:

“Allah’a, kestiğiniz kurbanların ne etleri ne de kanları ulaşır. O’na ancak sizin takvânız ulaşır…” buyrulmaktadır. (Hac 22/37)

Hz. Âdem’in oğlu Kâbil’in gönülsüz takdim ettiği kurbanı kabul edilmeyince, kıskançlığa kapılarak kardeşine, «Andolsun seni öldüreceğim» demişti. O zaman Hâbil’in ona verdiği cevap çok mânidardır:

“…Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder.” (Mâide 5/27)

Demek ki kurban ile takvâ arasında çok sıkı bir bağ bulunmaktadır. Kurbanı ancak, takvâ ehli kimseler gönül huzûru ile kesebilir. Diğer taraftan, kurban keserken takvâ duygularıyla hareket edilmelidir. Bunun yanında kurban, sahibini takvâ duygularıyla tezyîn ederek Allah’a yaklaştırmaktadır. Allah katında en değerli insan da, en fazla takvâ sahibi olan kişidir. (Hucurât 49/13)

Diğer taraftan Allah, sırf kendi emrine imtisâlen ve rızâsı için kesilen kurbanı kabul etmektedir. Bunun için Resûlullah Efendimiz:

“Kestiğini Allah’tan başkası adına kesene, Allah lânet etsin” buyurmuştur. (Müslim, Edâhî, 43-45; Nesâî, Dahâyâ, 34)

İkinci hadisimizde, imkânı olduğu hâlde kurban kesmeyen kimseler, ağır bir dille îkaz edilmiştir. Burada, kurban kesmeden namazın sahih olmayacağı kastedilmiyor. Ancak kurban kesmeyen kişiye bir ceza veriliyor ve onun hayırlı insanlardan uzaklaştığına, böylece büyük bir kayıp içinde olduğuna işaret ediliyor. Efendimiz, bu şekilde ümmetini kurban kesmeye teşvik ederek, hepsinin de sevap kazanıp kurtuluşa nâil olmasını istemektedir. Âyet-i kerimede:

“Biz, (kurbanlık olarak seçtiğiniz) büyükbaş hayvanları da Allah’ın şeâirinden (O’nu hatırlatan nişânelerden) kıldık...” buyrulmuştur. (Hac 22/36)

KURBAN EDİLMELERİ CAİZ OLMAYAN DÖRT HAYVAN

Bu sebeple kurbana ve kurbanlık hayvanlara Allah için hürmetkâr olmak îcâb eder. Bütün ibadetlerde olduğu gibi, kurbanda da aslolan, tâzîm ve takvâ hisleridir. Bunun bir gereği olarak, kesilecek hayvanın sağlam ve besili olması lâzımdır. Hadis-i şerifte şöyle buyrulur:

“Kurban edilmeleri câiz olmayan dört hayvan vardır:

a) Körlüğü açıkça belli olan tek gözlü,

b) Hastalığı açıkça belli olan hasta,

c) Topallığı açık olan topal ve,

d) İlikleri kurumuş zayıf hayvan.” (Ebû Dâvud, Edâhî, 5-6/2802; Tirmizî, Edâhî, 5/1497)

Urve (r.a) bir gün evlâtlarına şöyle demiştir:

“Evlâtlarım! Sakın biriniz, bir büyüğe hediye edince utanacağı bir şeyi Allah için kurban olarak takdim etmesin! Zîra Allah, büyüklerin büyüğüdür ve O, her şeyin en seçkinine ve en kıymetlisine herkesten ziyâde lâyıktır.” (Muvatta’, Hacc, 147)

KURBAN NASIL KESİLİR?

Kurban keserken çok hassas davranılmalı, hayvanın gözü iyice bağlanmalı ve bir çukura iki kurban kesilmemelidir. Yine bir hayvanı, diğerinin gözü önünde kurban etmemeye îtinâ gösterilmelidir. Hayvanı kesileceği yere itip kakarak sürüklemek, uygun bir davranış değildir. Şayet küçükbaş bir hayvan ise, onu kucağa alıp rıfk ve mülâyemetle götürmek en güzelidir. Büyükbaş hayvanı da yine güzel bir şekilde kesim mahalline götürmelidir. Kurbanın yönü kıbleye döndürülmeli, kesecek olan kişi besmele çekip tekbir getirmeli ve mümkünse bizzat kendi eliyle kesmelidir.[4] Bu mümkün değilse vekâlet vermeli, ancak kesilirken, kurbanın yanında bulunmaya gayret etmelidir.

Resûlullah Efendimiz, bıçakların bilenerek hayvanlardan gizlenmesini emretmiş ve şu tenbihte bulunmuştur:

“Biriniz hayvanını keseceği zaman, o işi hızlı yapsın!” (İbn-i Mâce, Zebâih, 3)

“Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir. Öldürdüğünüzde bile en güzel tarzda öldürünüz! Kestiğiniz zaman da kesmeyi en iyi şekilde yapı­nız! Her biriniz bıçağını bilesin ve hayvanını rahatlatsın!” (Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyât, 14/1409; Ebû Dâvud, Edâhî, 11-12/2815)

Burada hayvanı rahatlatmaktan maksat, bıçağı bileyerek hayvanın boğazına sür’atle sürüp kesimi çabuk yapmak ve hayvanı okşamak gibi şeylerdir.

KURBAN KESME EDEBİ

Allah Resûlü, koyun kesen birini görmüştü. Adam, kesmek üzere koyunu yere yatırdıktan sonra bıçağını bilemeye çalışıyordu. Bu katı ve duygusuz davranış karşısında, Resûl-i Ekrem Efendimiz şu îkazda bulundu:

“–Hayvanı defalarca mı öldürmek istiyorsun? Bıçağını, onu yere yatırmadan önce bilesen olmaz mıydı?” (Hâkim, IV, 257, 260/7570)

Resûlullah, derisini ve boğazının bir kısmını kesip bırakarak hayvanı ölünceye kadar bu şekilde terk etmeyi yasaklamıştır.[5] Boğazın iki tarafındaki şah damarları ile yemek ve nefes boruları iyice kesilmelidir. Hayvanı kestikten sonra biraz bekleyerek, vücûdundaki kanın iyice boşalması sağlanmalı ve hayvan can çekişirken hemen yüzmeye başlanmamalıdır.

Kurban kesilirken oturmayıp, kan tamamen akıncaya kadar hürmeten ayakta beklemek de sâlihlerin âdetlerindendir.

Câbir (r.a), Allah Resûlü’nün kurban kesmesini şöyle anlatır:

“Resûlullah, kurban günü alacalı ve boynuzlu iki koç kesti. Onları (yatırıp kıbleye) yöneltince:

«Ben Hanîf olarak (Allah’ı bir tanı(Zeker)), yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim» (En’âm 6/79)

«De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim»[6] âyetlerini okudu ve:

«Ey Rabbim! (Bu kurban bize) sendendir ve senin için kesiyoruz. Muhammed (s.a.v.) ve ümmeti adına kesiyorum. Bismillahi vallâhu ekber!» deyip koçu kesti.” (Ebu Dâvud, Edâhî, 3-4/2795; İbn-i Mâce, Edâhî, 1)

KURBAN DUASI

Yine Câbir (r.a.) şöyle anlatır:

“Bir Kurban Bayramı’nda, Allah Resûlü ile musallâda/namazgâhta hazır bulundum. Hutbesini tamamlayınca minberinden indi. Kurbanlık bir koç getirildi. Resûlullah onu kendi eliyle kesti. Keserken de şöyle buyurdu:

«Bismillahi vallâhu ekber. Bu, benim adıma ve ümmetimden kurban kesemeyenler adınadır!»” (Tirmizî, Edâhî, 20/1521)

Bu hadislerin ifade ettiği hüküm Allah Resûlü’ne hastır. Bizim kestiğimiz bir kurban birden fazla kişinin yerine geçmez. Bu rivâyetlerde aynı zamanda, Fahr-i Kâinât Efendimiz’in ümmetine ne kadar düşkün olduğu da görülmektedir.

Abdullâh bin Kurt (r.a.) şöyle anlatır:

Resûlullah, Efendimiz’e beş veya altı tane kurbanlık deve getiril­mişti. Develer, hangimizden başlayacak diye Peygamber Efendimiz’e yaklaşmaya başladılar.[7] Develer kesilip yanları ve başları yere düşünce Rasûlullah Efendimiz hafif sesle bir şey söyledi, ancak anlayamadım. (Önümdeki şahsa):

“−Ne buyurdu?” diye sordum:

“−«İsteyen bu kurbandan kesip alabilir» buyuruyor” dedi. (Ebû Dâvûd, Menâsık, 19/1765; Hâkim, IV, 246/7522)

İhramda bulunan hacılar kurbanlarını kesmedikçe, tıraş olup ihramdan çıkamadıkları gibi, memleketlerinde kurban kesecek müslümanların da Zilhicce ayının hilâli görüldükten sonra kurbanlarını kesinceye kadar saç ve tırnaklarını kestirmemeleri uygun olur.[8]

Bu davranış, hacılara benzemek ve müslümanlar arasındaki inanç birliğinin, mümkün mertebe cihanşümûl karakterde davranış birliğine dönüşmesine katkıda bulunmak içindir.

Böyle davranmanın diğer bir hikmeti de, kurban kesen kişinin bütün hücreleriyle birlikte cehennemden âzâd olmasını sağlamaktır. Çünkü Cenâb-ı Hak, kurban edilen hayvanın her bir âzâsına mukabil, kurban kesen kulunun o uzvunu cehennemden âzâd etmektedir.

Kurban, usûlünce kesilip parçalandıktan sonra etinden yemeli ve başkalarına da ikrâm etmelidir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“…Artık ondan, hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin!.” (Hac 22/28, 36)

Müstehap olan, kurbanı üçe taksim edip bir kısmını evde yemek, bir kısmını eşe dosta ikrâm etmek, bir kısmını da fukaraya dağıtmaktır. (Ebû Dâvud, Edâhî, 9-10/2813)

Cemiyet içinde ihtiyaç olduğunda kurban etlerinin bir an evvel infâk edilmesi teşvik edilmiştir. Bir defâsında Resûlullâh Efendimiz (bayram hutbesinde):

“‒Sizden kim kurban keserse, bayramın üçüncü gününden sonra evinde kurban etinden bir şey kalmasın!” buyurmuşlardı. Ertesi sene gelince sahâbîler:

“‒Yâ Resûlallâh! Yine geçen sene yaptığımız gibi mi yapalım?” diye sordular. Resûlullâh Efendimiz şöyle cevap verdiler:

“‒Bu sene kendiniz yiyiniz, başkalarına yediriniz ve daha sonra yemek için saklayınız! Geçen sene insanlar geçim sıkıntısı çekiyorlardı. Bu sebeble onlara bu hususta yardımcı olmanızı istemiştim.” (Buhârî, Edâhî, 16)

KURBAN NASIL DEĞERLENDİRİLMELİDİR?

Ashâb-ı Kiram’ın İslâmî hassâsiyetini gösteren şu hâdise de ibretle zikredilmeye şâyândır:

Ebû Saîd bin Mâlik el-Hudrî (r.a) bir seferden gelmişti. Âilesi kendisine kurban etlerinden takdîm ettiler. Ebû Saîd (r.a):

“‒Ben bunun hükmünü sormadıkça yemeyeceğim” de­di. Akabinde Bedir’de hazır bulunmuş olan ana-bir kardeşi Katâde bin Numan’a gidip ona bu mes’eleyi sordu. O da:

“‒Sen gittikten sonra, kurban etlerini üç günden sonra yemeyi yasaklayan hüküm kaldırıldı” dedi. (Buhârî, Meğâzî, 12)

Kurbanın derisini ve istifâde edilen diğer kısımlarını evde kullanmak câiz ise de, satıp parasını almak câiz değildir. Satıldığı takdirde, kıymetinin tasadduk edilmesi lâzımdır. Yine kurbanlık hayvanın kesilmeden evvel sütünden, yününden istifâde edilmesi hoş görülmemiş, şayet kullanıldıysa bedelinin fakirlere verilmesi istenmiştir.

Kurbanın kesilip parçalanması esnâsında temizliğe ve sıhhî şartlara âzamî derecede dikkat etmek lâzımdır. Sokakları ve çevreyi kirleterek çirkin koku ve manzaralara meydan verilmemelidir.

KURBANIN HİKMET VE FAYDALARI

Kurbanın bazı fayda ve hikmetlerini kısaca hatırlamak gerekirse şunlar söylenebilir:

Kurban bize, Hz. İbrahim ve İsmail’in teslimiyetini ve kulluktaki üstün hâllerini hatırlatır. Allah’ın her şeyi insanlara musahhar kıldığını fiilen gösterip bunlardan usûlünce istifâde ve infak etmeyi öğretir. Zira, Allah’ın emrimize verdiği nîmetlerden faydalanmamak doğru olmadığı gibi, onları israf etmek de son derece yanlıştır. Bunun için İslâm kurbanı emretmiş, ancak diğer taraftan da isrâfı ve hayvanlara eziyeti yasaklamış, hatta belli bir yaş sınırı koymuştur.

Kurban, insanı cimrilik ve mal sevgisinden kurtarır. Toplumdaki kardeşlik, yardımlaşma, paylaşma ve fukarayı sevindirme duygularını geliştirir. İnsanları muhabbet ve merhametle birbirine bağlar. Allah’ın nîmetlerinden bütün kullarının istifâde etmesini sağlar. Toplum hâlinde yerine getirilen ferdî ve ictimâî ibadetlerle Allah’ın rızâsını kazanmaya ve O’na yaklaşmaya vesîle olur.

Dipnotlar:

[1] Tirmizî, Edâhî, 11/1507. Hatta Efendimiz vefâtından sonra da kendisi adına kurban kesilmesini istemiştir. Haneş (r.a.), Hz. Ali’yi iki tâne koç kurban ederken görmüş ve niçin böyle yaptığını sormuştu. Hz. Ali şu cevâbı verdi:

“–Resûlullah, bana (vefâtından sonra) kendisi için de kurban kesmemi vasiyet buyurmuştu. Bunlardan birini onun adına kesiyorum ve bunu da hiçbir zaman terk etmeyeceğim!” dedi. (Ebû Dâvûd, Edâhî, 1-2/2790; Tirmizî, Edâhî, 3/1495; Ahmed, I, 107) [2] Müslim, Hac, 356-7; Ebû Dâvûd, Edâhî, 10-11/2814; Tirmizî, Edâhî, 8/1501. Ancak kesme ve dağıtmanın zorluğu sebebiyle, yolculara bu hususta ruhsat tanınmıştır. Yani seferî/yolcu olan kişi, isterse kurban keser istemezse kesmeyebilir. [3] Buradaki “Cihât”dan maksadın, hac ibadetine mânî olacağı için sadece o günlerde yapılan cihat olması muhtemeldir. Çünkü Allah Resûlü muhtelif hadislerinde, en üstün ibadetin “Allah yolunda cihât” olduğunu haber vermiştir. [4] Müslim, Edâhî, 17-18. [5] Ebû Dâvud, Edâhî, 16-17/2826. [6] En’âm 6/162-163. [7] Develerin, Resûl-i Ek­rem Efendimiz’in mübarek elleriyle kurban edilmek için yarış etmeleri, O’nun mucizelerinden biridir. Karşılığında dünyevî veya uhrevî bir mükâfata erişmeyecekleri halde Resûl-i Ekrem Efendimiz’e itaat ve teslimiyette hayvanlar bile böyle yarışa girerlerken dünyevî ve uhrevî saadetleri O’na itaat etmeye bağlı olan insanların, Allâh Resûlü’ne teslim olmaya bir türlü yanaşmayışları, doğ­rusu akıl sahiplerini fevkalâde hayrete ve dehşete düşürecek bir hâdisedir. [8] Müslim, Edâhî, 39-42; Ebû Dâvûd, Edâhî, 2-3/2791.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Efendimiz’den Hayat Ölçüleri,

İslam ve İhsan
Arefe Günü Yapılacak Dua ve İbadetler

Zilhicce'nin en faziletli günlerinden biri olan Arefe günü nasıl değerlendirilir? İşte bu mübarek günde yapılması tavsiye edilen 7 önemli ibadet ve dualarla Arefe'nin manevi bereketinden istifade etmenin yolları…

Arefe günü, Zilhicce ayının faziletli ilk on günü içerisinde yer alır.

İbni Abbâs’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Başka günlerin hiçbirinde, -Zilhicce’nin ilk on gününü kastederek- şu günlerde işlenecek amel-i sâlihten, Allah katında, daha sevimli hiçbir amel yoktur.”

- Allah uğrunda yapılacak cihad da mı üstün değildir, Yâ Rasûlallah? dediler.

- “(Evet) Allah yolunda yapılacak cihad da. Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehit olup dönmeyen kimsenin cihâdı başka.(O, bundan üstündür),” buyurdu. (Buhârî, Îdeyn 11. Ayrıca bk.  Ebû Dâvûd, Savm 61; Tirmizî, Savm 52; İbni Mâce, Sıyâm 39)
Arefe Günü Nedir?

Kurban Bayramı’ndan önceki gün olan (Zilhicce ayının 9. günü) güne “Arefe” adı verilmiştir. Hacca giden Müslümanlar, o gün Arafat’ta haccın rükünlerinden biri olan vakfe görevini yerine getirirler. Bu sebeple o güne “Arefe Günü” denilmiştir.

Arefe günü, tam anlamıyla bir dua ve niyaz zamanıdır. Allah Teâlâ, kendisine dua edilmesini ve bağışlanma dilenmesini sever. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu gerçeğe işaretle Allah Teâlâ’nın o gün her zamankinden daha fazla Müslümanı cehennemden azat ettiğini, yani kullarını bağışladığını ifade ederek ümmet-i Muhammed’e büyük bir müjde vermektedir.

Bu müjde, aynı zamanda Arefe gününün faziletini de ortaya koymaktadır. Hatta bazı âlimler, “Günlerin en faziletlisi Arefe günüdür” görüşünü benimsemişlerdir.
AREFE GÜNÜ YAPILACAK DUA VE İBADETLER

Zilhicce ayının ilk dokuz günü, İslâm’da önemli ve faziletli günler arasında yer alır. Bu günlerde oruç tutmak —Arafat’ta vakfe yapan hacılar dışında— sünnet kabul edilmiştir.

Zira Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.):

“Allah katında şu on günde işlenecek sâlih amelden daha değerli bir amel yoktur.” (Ebû Dâvûd, Savm, 61 [2437-2438]) buyurarak, Zilhicce’nin ilk dokuz gününü oruçlu geçirmiştir.

Zilhicce’nin dokuzuncu günü olan Arefe günü ise ayrı bir öneme sahiptir. Hz. Peygamber (s.a.v.), bu günün orucuna dair şöyle buyurmuştur:

“Arefe günü tutulacak orucun, önceki ve sonraki senenin günahlarına keffâret olacağını Allah’tan ümit ediyorum.” (Müslim, Sıyâm, 196-197 [1162])

Ayrıca, Kurban Bayramı’nın Arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar —toplam 23 vakit boyunca— her farz namazın ardından Teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir.

Hak dostları, Arefe gününde şu ibadetleri yapmayı tavsiye etmişlerdir:

    Oruç Tutmak

Arefe günü oruç tutmak sünnettir. Hacca gitmemiş olanlar, bu mübarek günde oruç tutabilirler. Ancak hac ibadeti için Arafat’ta bulunan kimseler için oruç tutmak, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından uygun görülmemiştir. (Bkz. Nesâî, Hac; İbn Mâce, Savm, 1732)

Ebû Katâde’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah’a (s.a.v.) Arefe günü tutulan orucun fazileti sorulduğunda şöyle buyurmuştur:

“Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefaret olur.” (Müslim, Sıyâm, 196–197)

    Arefe Duası Yapmak
Hak dostları, Arefe gününde şu duanın okunmasını tavsiye etmişlerdir:

Peygamberimiz (s.a.v.) Arefe gününde en ziyâde şöyle derlerdi:

لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ. لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

“La ilahe illellahü vahdehü la şerike leh, Lehül mülkü ve lehül hamdü biyedihil hâyrû vehüve alâ külli şey’in kadîr.” şeklinde okunur.

“Allah’tan başka ilâh yoktur, yalnız O vardır ve hiçbir şerîki yoktur. Mülk O’nundur ve hamd de O’na mahsustur. Bütün hayırlar O’nun elindedir ve O her şeye kâdirdir.” (Mahmud Sami Ramazanoğlu, Dular ve zikirler)

    Teşrik Tekbiri Getirmek
Arefe günü sabah namazından başlayarak, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar geçen sürede, toplam 23 vakitte; yalnız başına veya cemaatle kılınan farz namazların ardından bir kez şu teşrik tekbiri getirilir:

اَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ لۤا اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ وَلِلّٰهِ الْحَمْدُ

“Allahu ekber Allahu ekber. Lâ ilâhe İllâllahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillâhil hamd.” Bu tekbir, erkek-kadın, imam-cemaat, mukim veya misafir fark etmeksizin her Müslüman için vaciptir. Bu uygulamaya “Teşrik Tekbirleri” denir. (Bkz. Muvatta, Hac, 205)

Tekbirin anlamı ise şöyledir:

“Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur, Allah her şeyden yücedir. Allah her şeyden yücedir, hamd yalnızca Allah’a mahsustur.”

    Kabir Ziyaretinde Bulunmak

Hak dostları, Arefe günü veya Bayram günlerinde kabir ziyaretini ihmal etmemişlerdir.

Fahr-i Kâinât Efendimiz (s.a.v.) hem bizzat kabir ziyaretlerinde bulunmuş hem de ümmetini bu konuda teşvik etmiştir. Nitekim şöyle buyurmuştur:

“…Kabirleri ziyâret etmek isteyen ziyâret etsin. Çünkü kabir ziyâreti bize âhireti hatırlatır.” (Tirmizî, Cenâiz, 60)

    Sadaka Vermek

Bu mübarek günlerde muhtaçları gözetmek, onları sevindirmek ve ihmal etmemek gerekir.

Asr-ı Saâdet’te bayramlar, infak, ikram ve sadakalarla karşılanır; bayram sevinci, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılırdı. Gerçek bayram neşesi, mahzun gönüllere umut verebilmekle mümkün olurdu.

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayetle Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Kim, helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse, - ki Allah, helâlden başkasını kabul etmez - Allah o sadakayı kabul eder. Sonra onu dağ gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayını büyüttüğü gibi, sahibi adına ihtimamla büyütür.” (Buhârî, Zekât 8; Tevhîd 23; Müslim, Zekât 63, 64)

    İstiğfar ve Dua Etmek

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayetle Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın, cehennemden en çok kul azat ettiği gün, Arefe günüdür.” (Müslim, Hac 436)

Amr b. Şuayb’ın (r.a.), babası aracılığıyla dedesinden naklettiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Duaların en hayırlısı Arefe günü yapılan duadır.” (Tirmizî, Deavât, 122)

    Tefekkür Etmek

Arefe günü, tefekkürle geçirilmesi gereken faziletli zaman dilimlerindendir. Hac farizasını yerine getiren müminler Arafat’ta vakfeye durur. Arafat, mahşer meydanını ve hesap gününü hatırlatır; insan bu günle birlikte kabirden kalkışı, toplanmayı ve hesaba çekilmeyi düşünmelidir.

Ayrıca Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’ın (a.s.) kurbanla imtihanını hatırlamak ve bu teslimiyet iklimine hazırlanmak da Arefe gününün ruhuna uygun davranışlardandır.
Gül Fotoğrafları - Gül Resimleri - Muhteşem Gül Fotoğrafları V050620250916P6

   

   

   

   

   

   

   

   

Gül,Gül Resimi,Gül Fotoğrafı,Rose,Rose Picture,Rose Photo,Rose,Rosenbild,Rosenfoto,Red Rose,Red Rose Picture,Red Rose Photo,Kırmızı Gül,Kırmızı Gül Resmi,Kırmızı Gül Fotoğrafı,Rote Rose, Bild einer roten Rose, Foto einer roten Rose,Green Rose,Green Rose Picture,Green Rose Photo,Yeşil Gül,Yeşil Gül Resmi,Yeşil Gül Fotoğrafı,Grüne Rose, Bild einer grünen Rose, Foto einer grünen Rose,Pink Rose,Pink Rose Picture,Pink Rose Photo,Rosa Rose, Bild einer rosa Rose, Foto einer rosa Rose,Pembe Gül,Pembe Gül Resmi,Pembe Gül Fotoğrafı,Yellow Rose,Yellow Rose Picture,Yellow Rose Photo,Gelbe Rose, Bild einer gelben Rose, Foto einer gelben Rose,Sarı Gül,Sarı Gül Resmi,Sarı Gül Fotoğrafı,Blue Rose,Blue Rose Picture,Blue Rose Photo,Blaue Rose, Bild einer blauen Rose, Foto einer blauen Rose,Mavi Gül,Mavi Gül Resmi,Mavi Gül Fotoğrafı,Orange Rose,Orange Rose Picture,Orange Rose Photo,Orange Rose,Orange Rose Bild,Orange Rose Foto,Turuncu Gül,Turuncu Gül Resmi,Turuncu Gül Fotoğrafı,Purple Rose,Purple Rose Picture,Purple Rose Photo,Lila Rose, Lila Rosenbild, Lila Rosenrotem Gül,Mor Gül Resmi,Mor Gül Fotoğrafı,Black Rose,Black Rose Picture,Black Rose Photo,Schwarze Rose, Bild einer schwarzen Rose, Foto einer schwarzen Rose,Siyah Gül,Siyah Gül Resmi,Siyah Gül Fotoğrafı,

AI ile Oluşturuldu

Microsoft
Gül Fotoğrafları - Gül Resimleri - Muhteşem Gül Fotoğrafları V050620250916P5

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

Gül,Gül Resimi,Gül Fotoğrafı,Rose,Rose Picture,Rose Photo,Rose,Rosenbild,Rosenfoto,Red Rose,Red Rose Picture,Red Rose Photo,Kırmızı Gül,Kırmızı Gül Resmi,Kırmızı Gül Fotoğrafı,Rote Rose, Bild einer roten Rose, Foto einer roten Rose,Green Rose,Green Rose Picture,Green Rose Photo,Yeşil Gül,Yeşil Gül Resmi,Yeşil Gül Fotoğrafı,Grüne Rose, Bild einer grünen Rose, Foto einer grünen Rose,Pink Rose,Pink Rose Picture,Pink Rose Photo,Rosa Rose, Bild einer rosa Rose, Foto einer rosa Rose,Pembe Gül,Pembe Gül Resmi,Pembe Gül Fotoğrafı,Yellow Rose,Yellow Rose Picture,Yellow Rose Photo,Gelbe Rose, Bild einer gelben Rose, Foto einer gelben Rose,Sarı Gül,Sarı Gül Resmi,Sarı Gül Fotoğrafı,Blue Rose,Blue Rose Picture,Blue Rose Photo,Blaue Rose, Bild einer blauen Rose, Foto einer blauen Rose,Mavi Gül,Mavi Gül Resmi,Mavi Gül Fotoğrafı,Orange Rose,Orange Rose Picture,Orange Rose Photo,Orange Rose,Orange Rose Bild,Orange Rose Foto,Turuncu Gül,Turuncu Gül Resmi,Turuncu Gül Fotoğrafı,Purple Rose,Purple Rose Picture,Purple Rose Photo,Lila Rose, Lila Rosenbild, Lila Rosenrotem Gül,Mor Gül Resmi,Mor Gül Fotoğrafı,Black Rose,Black Rose Picture,Black Rose Photo,Schwarze Rose, Bild einer schwarzen Rose, Foto einer schwarzen Rose,Siyah Gül,Siyah Gül Resmi,Siyah Gül Fotoğrafı,

AI ile Oluşturuldu

Microsoft
Gül Fotoğrafları - Gül Resimleri - Muhteşem Gül Fotoğrafları V050620250916P4

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

Gül,Gül Resimi,Gül Fotoğrafı,Rose,Rose Picture,Rose Photo,Rose,Rosenbild,Rosenfoto,Red Rose,Red Rose Picture,Red Rose Photo,Kırmızı Gül,Kırmızı Gül Resmi,Kırmızı Gül Fotoğrafı,Rote Rose, Bild einer roten Rose, Foto einer roten Rose,Green Rose,Green Rose Picture,Green Rose Photo,Yeşil Gül,Yeşil Gül Resmi,Yeşil Gül Fotoğrafı,Grüne Rose, Bild einer grünen Rose, Foto einer grünen Rose,Pink Rose,Pink Rose Picture,Pink Rose Photo,Rosa Rose, Bild einer rosa Rose, Foto einer rosa Rose,Pembe Gül,Pembe Gül Resmi,Pembe Gül Fotoğrafı,Yellow Rose,Yellow Rose Picture,Yellow Rose Photo,Gelbe Rose, Bild einer gelben Rose, Foto einer gelben Rose,Sarı Gül,Sarı Gül Resmi,Sarı Gül Fotoğrafı,Blue Rose,Blue Rose Picture,Blue Rose Photo,Blaue Rose, Bild einer blauen Rose, Foto einer blauen Rose,Mavi Gül,Mavi Gül Resmi,Mavi Gül Fotoğrafı,Orange Rose,Orange Rose Picture,Orange Rose Photo,Orange Rose,Orange Rose Bild,Orange Rose Foto,Turuncu Gül,Turuncu Gül Resmi,Turuncu Gül Fotoğrafı,Purple Rose,Purple Rose Picture,Purple Rose Photo,Lila Rose, Lila Rosenbild, Lila Rosenrotem Gül,Mor Gül Resmi,Mor Gül Fotoğrafı,Black Rose,Black Rose Picture,Black Rose Photo,Schwarze Rose, Bild einer schwarzen Rose, Foto einer schwarzen Rose,Siyah Gül,Siyah Gül Resmi,Siyah Gül Fotoğrafı,

AI ile Oluşturuldu

Microsoft
Gül Fotoğrafları - Gül Resimleri - Muhteşem Gül Fotoğrafları V050620250916P3

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

Gül,Gül Resimi,Gül Fotoğrafı,Rose,Rose Picture,Rose Photo,Rose,Rosenbild,Rosenfoto,Red Rose,Red Rose Picture,Red Rose Photo,Kırmızı Gül,Kırmızı Gül Resmi,Kırmızı Gül Fotoğrafı,Rote Rose, Bild einer roten Rose, Foto einer roten Rose,Green Rose,Green Rose Picture,Green Rose Photo,Yeşil Gül,Yeşil Gül Resmi,Yeşil Gül Fotoğrafı,Grüne Rose, Bild einer grünen Rose, Foto einer grünen Rose,Pink Rose,Pink Rose Picture,Pink Rose Photo,Rosa Rose, Bild einer rosa Rose, Foto einer rosa Rose,Pembe Gül,Pembe Gül Resmi,Pembe Gül Fotoğrafı,Yellow Rose,Yellow Rose Picture,Yellow Rose Photo,Gelbe Rose, Bild einer gelben Rose, Foto einer gelben Rose,Sarı Gül,Sarı Gül Resmi,Sarı Gül Fotoğrafı,Blue Rose,Blue Rose Picture,Blue Rose Photo,Blaue Rose, Bild einer blauen Rose, Foto einer blauen Rose,Mavi Gül,Mavi Gül Resmi,Mavi Gül Fotoğrafı,Orange Rose,Orange Rose Picture,Orange Rose Photo,Orange Rose,Orange Rose Bild,Orange Rose Foto,Turuncu Gül,Turuncu Gül Resmi,Turuncu Gül Fotoğrafı,Purple Rose,Purple Rose Picture,Purple Rose Photo,Lila Rose, Lila Rosenbild, Lila Rosenrotem Gül,Mor Gül Resmi,Mor Gül Fotoğrafı,Black Rose,Black Rose Picture,Black Rose Photo,Schwarze Rose, Bild einer schwarzen Rose, Foto einer schwarzen Rose,Siyah Gül,Siyah Gül Resmi,Siyah Gül Fotoğrafı,

AI ile Oluşturuldu

Microsoft
Gül Fotoğrafları - Gül Resimleri - Muhteşem Gül Fotoğrafları V050620250916P2

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

   

Gül,Gül Resimi,Gül Fotoğrafı,Rose,Rose Picture,Rose Photo,Rose,Rosenbild,Rosenfoto,Red Rose,Red Rose Picture,Red Rose Photo,Kırmızı Gül,Kırmızı Gül Resmi,Kırmızı Gül Fotoğrafı,Rote Rose, Bild einer roten Rose, Foto einer roten Rose,Green Rose,Green Rose Picture,Green Rose Photo,Yeşil Gül,Yeşil Gül Resmi,Yeşil Gül Fotoğrafı,Grüne Rose, Bild einer grünen Rose, Foto einer grünen Rose,Pink Rose,Pink Rose Picture,Pink Rose Photo,Rosa Rose, Bild einer rosa Rose, Foto einer rosa Rose,Pembe Gül,Pembe Gül Resmi,Pembe Gül Fotoğrafı,Yellow Rose,Yellow Rose Picture,Yellow Rose Photo,Gelbe Rose, Bild einer gelben Rose, Foto einer gelben Rose,Sarı Gül,Sarı Gül Resmi,Sarı Gül Fotoğrafı,Blue Rose,Blue Rose Picture,Blue Rose Photo,Blaue Rose, Bild einer blauen Rose, Foto einer blauen Rose,Mavi Gül,Mavi Gül Resmi,Mavi Gül Fotoğrafı,Orange Rose,Orange Rose Picture,Orange Rose Photo,Orange Rose,Orange Rose Bild,Orange Rose Foto,Turuncu Gül,Turuncu Gül Resmi,Turuncu Gül Fotoğrafı,Purple Rose,Purple Rose Picture,Purple Rose Photo,Lila Rose, Lila Rosenbild, Lila Rosenrotem Gül,Mor Gül Resmi,Mor Gül Fotoğrafı,Black Rose,Black Rose Picture,Black Rose Photo,Schwarze Rose, Bild einer schwarzen Rose, Foto einer schwarzen Rose,Siyah Gül,Siyah Gül Resmi,Siyah Gül Fotoğrafı,

AI ile Oluşturuldu

Microsoft

RAŞiT TUNCA

BAŞAĞAÇLI RAŞiT TUNCA
Raşit Tunca

FORUMUMUZDA
Dini Bilgiler...
Kültürel Bilgiler...
PNG&JPG&GiF Resimler...
Biyografiler...
Tasavvufi Vaaz Sohbetler...
Peygamberler Tarihi...
Siyeri Nebi
PSP&PSD Grafik

BOARD KISAYOLLARI

ALLAH

Allah



BAYRAK

TC.Bayrak



WEB-TUNCA


Radyo Karoglan

Foruma Misafir Olarak Gir


Forumda Neler Var


Karoglan-Raşit Tunca - Dini - islami - Dini Resim - FIKIH - Kuran - Sünnet - Tasavvuf - BAYRAK - Milli - Eğlence - PNG - JPEG - GIF - WebButtons - Vaaz - Sohbet - Siyeri Nebi - Evliyalar - Güzel Sözler - Atatürk - Karoglan Hoca - Dini Bilgi - Radyo index - Sanal Dergi




GALATASARAY

G A L A T A S A R A Y


FENERBAHÇE


F E N E R B A H C E


BEŞiKTAŞ

B E Ş i K T A Ş


TRABZONSPOR

T R A B Z O N S P O R


MiLLi TAKIM

M i L L i T A K I M


ETKiNLiKLERiMiZ


“Peygamberimiz Buyurdular ki Birbirinize Temiz ağız ile Dua edin. Bizde Sayfamızı ziyaret edenlerin ve bu bölümü ziyaret edenlerin kendilerinin Ruhaniyetine, geçmişlerinin Ruhuna Yasin Okuyup hediye ediyoruz Tıkla, ya sende oku yada okunmuş Yasinlerden Nasibini Al”
(Raşit Tunca)



MEVLANA'DAN

“ Kula Bela Gelmez Hak Yazmadıkca, Hak Bela Yazmaz Kul Azmadıkca, Hak intikamını, Kulunun Eliyle Alır da, Bilmiyenler Kul Yaptı Sanır."
(Hz. Mevlana)