MUHAMMED
BAYRAK

Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız. |
Forum İstatistikleri |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
DOWNLOADEN
AYET
FELSEFEMiZ
Raşit Tunca Sözü
GÜZEL SÖZ
İslam'da Temizlik Nedir, Çeşitleri Nelerdir?
İslam'da temizlik nedir? İslam'da temizlik ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? İslam'da temizlik neden önemlidir? İslam'da temizlik ve çeşitleri.
İslâm'da temizlik, insanın günahlardan, haramlardan uzak durması ve yaşadığı yeri, bedenini, elbisesini temiz tutması anlamına gelir.
İslâm'da temizlik ile ibadet amaçlı temizlik birbirini tamamlar ve birlikte bir anlam ifade eder. Bu sebeple İslâm bilginleri temizliği maddî temizlik, hükmî temizlik ve mânevî temizlik şeklinde üç safhalı bir faaliyet olarak görmüşlerdir. Beden, elbise ve çevre temizliği şeklinde ifade edilebilecek olan maddî temizliğin de, genelde ibadete hazırlık ve ön şart olarak, kimi durumda ibadet olarak değerlendirilmiş olması, ona, İslâm kültüründe bir ibadet içeriği kazandırıldığını gösterir.
Abdest ve gusül, hükmî temizlik kademesidir. Üçüncü kademede ise kişinin uzuvlarını gıybet, yalan, haram yemek, mala hıyanet etmek gibi günahlardan, kalbini haset, kibir, gösteriş, hırs ve benzeri kötü huy ve hastalıklardan, hatta benlik ve bilincini Allah'ın gayrısından (mâsivâ) temizlemesi gelir. Müslümanın kademe kademe arınması ve temizlenmesi, Allah'ın huzuruna böyle bir safiyet ve arılıkla çıkması öğütlenir.
TEMİZLİKLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER
Maddî temizlik İslâm dininin fevkalâde önem atfettiği bir konudur. Kur'ân-ı Kerîm'de çevrenin ve ibadet yerinin temizliğinden söz edilir, Allah'ın temizlik konusunda titizlik gösterenleri sevdiği bildirilir (el-Bakara 2/125; et- Tevbe 9/108; el-Hac 22/26). Hz. Peygamber de "Temizlik imanın yarısıdır" (Müslim, “Tahâret”, 1), "Allah temizdir, temizliği sever" (Tirmizî, “Edeb”, 41), "Namazın anahtarı temizliktir" (Ebû Dâvûd, “Salât”, 73; Tirmizî, “Tahâret”, 3) buyurmuş; değişik vesilelerle beden ve çevre temizliğini emretmiş veya tavsiye etmiş, bu konuda davranışlarıyla ashabına ve bütün Müslümanlara örnek olmuştur.
DİNİMİZDE TEMİZLİĞİN ÖNEMİ
İslâm dini, beden ve elbise temizliğini emrettiği gibi, kalp ve gönül temizliğini de emretmiştir. Beden ve elbise temizliği, görünen kir ve pisliklerin temizlenmesi anlamına gelir ve buna "maddî" (dış) temizlik denir. Dinimizin, üzerinde daha önem ve titizlikle durduğu temizlik ise kalp ve gönül (iç) temizliğidir.
Kalbin temizliği, dünyevî ilişkiler boyutunda, insanın hemcinslerine karşı kötülük, kin ve haset gibi olumsuz duygulara kalbinde yer vermemesi, aksine iyilik ve hoşgörüyü ilke edinmesi anlamına geldiği gibi, tasavvufî boyutta, kalbin mâsivâdan arınması anlamına gelir ki her iki boyutuyla kalbin temizlenmesi, "gerçek" bir temizliktir. Bununla birlikte kalpten giderilen şey duyularla algılanır bir kir olmadığı için bu temizlik, maddî olmayan anlamında "mânevî" temizlik olarak nitelendirilmiştir.
İslâm dini gerek maddî, gerekse mânevî temizliği önemle ve ısrarla emrettiğinden, bu iki tür temizlik için en genel anlamda "dinî temizlik" nitelemesini yapmak da mümkündür. Üçüncü bir temizlik çeşidi ise, özellikle namaz ibadeti için öngörülen ve fıkıh kitaplarında "hadesten tahâret" olarak isimlendirilen "ibadet amaçlı temizlik"tir.
Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları
İslam ve İhsan
İslam'da temizlik nedir? İslam'da temizlik ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? İslam'da temizlik neden önemlidir? İslam'da temizlik ve çeşitleri.
İslâm'da temizlik, insanın günahlardan, haramlardan uzak durması ve yaşadığı yeri, bedenini, elbisesini temiz tutması anlamına gelir.
İslâm'da temizlik ile ibadet amaçlı temizlik birbirini tamamlar ve birlikte bir anlam ifade eder. Bu sebeple İslâm bilginleri temizliği maddî temizlik, hükmî temizlik ve mânevî temizlik şeklinde üç safhalı bir faaliyet olarak görmüşlerdir. Beden, elbise ve çevre temizliği şeklinde ifade edilebilecek olan maddî temizliğin de, genelde ibadete hazırlık ve ön şart olarak, kimi durumda ibadet olarak değerlendirilmiş olması, ona, İslâm kültüründe bir ibadet içeriği kazandırıldığını gösterir.
Abdest ve gusül, hükmî temizlik kademesidir. Üçüncü kademede ise kişinin uzuvlarını gıybet, yalan, haram yemek, mala hıyanet etmek gibi günahlardan, kalbini haset, kibir, gösteriş, hırs ve benzeri kötü huy ve hastalıklardan, hatta benlik ve bilincini Allah'ın gayrısından (mâsivâ) temizlemesi gelir. Müslümanın kademe kademe arınması ve temizlenmesi, Allah'ın huzuruna böyle bir safiyet ve arılıkla çıkması öğütlenir.
TEMİZLİKLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER
Maddî temizlik İslâm dininin fevkalâde önem atfettiği bir konudur. Kur'ân-ı Kerîm'de çevrenin ve ibadet yerinin temizliğinden söz edilir, Allah'ın temizlik konusunda titizlik gösterenleri sevdiği bildirilir (el-Bakara 2/125; et- Tevbe 9/108; el-Hac 22/26). Hz. Peygamber de "Temizlik imanın yarısıdır" (Müslim, “Tahâret”, 1), "Allah temizdir, temizliği sever" (Tirmizî, “Edeb”, 41), "Namazın anahtarı temizliktir" (Ebû Dâvûd, “Salât”, 73; Tirmizî, “Tahâret”, 3) buyurmuş; değişik vesilelerle beden ve çevre temizliğini emretmiş veya tavsiye etmiş, bu konuda davranışlarıyla ashabına ve bütün Müslümanlara örnek olmuştur.
DİNİMİZDE TEMİZLİĞİN ÖNEMİ
İslâm dini, beden ve elbise temizliğini emrettiği gibi, kalp ve gönül temizliğini de emretmiştir. Beden ve elbise temizliği, görünen kir ve pisliklerin temizlenmesi anlamına gelir ve buna "maddî" (dış) temizlik denir. Dinimizin, üzerinde daha önem ve titizlikle durduğu temizlik ise kalp ve gönül (iç) temizliğidir.
Kalbin temizliği, dünyevî ilişkiler boyutunda, insanın hemcinslerine karşı kötülük, kin ve haset gibi olumsuz duygulara kalbinde yer vermemesi, aksine iyilik ve hoşgörüyü ilke edinmesi anlamına geldiği gibi, tasavvufî boyutta, kalbin mâsivâdan arınması anlamına gelir ki her iki boyutuyla kalbin temizlenmesi, "gerçek" bir temizliktir. Bununla birlikte kalpten giderilen şey duyularla algılanır bir kir olmadığı için bu temizlik, maddî olmayan anlamında "mânevî" temizlik olarak nitelendirilmiştir.
İslâm dini gerek maddî, gerekse mânevî temizliği önemle ve ısrarla emrettiğinden, bu iki tür temizlik için en genel anlamda "dinî temizlik" nitelemesini yapmak da mümkündür. Üçüncü bir temizlik çeşidi ise, özellikle namaz ibadeti için öngörülen ve fıkıh kitaplarında "hadesten tahâret" olarak isimlendirilen "ibadet amaçlı temizlik"tir.
Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları
İslam ve İhsan
Peygamber Efendimizin Temizlikle İlgili Tavsiyeleri
10 şey fıtrattandır hadisi nedir? Temizlikle ilgili hadisler nelerdir? Sünnete uygun beden temizliği nasıl yapılır? Peygamber Efendimizin temizlikle ilgili tavsiyeleri.
Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“On şey fıtrat gereğidir: Bıyıkları kırpmak, sakal bırakmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını temizlemek, koltuk altı kıllarını gidermek, apış arasını temizlemek, istinca yapmak..”
Râvî “onuncuyu unuttum; ancak onun da mazmaza (ağıza su vermek) olması muhtemeldir” dedi. (Müslim, Tahâret 56. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 29; Tirmizî, Edeb 14; Nesâî, Zîynet 1; İbni Mâce, Tahâret 8)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bıyıklarınızı kırpınız, sakallarınızı bırakınız!” (Buhârî, Libâs 63, 64; Müslim, Tahâret 52-54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tereccül 16; Tirmizî, Edeb 18; Nesâî, Tahâret 14, Zînet 2, 56)
SÜNNETE UYGUN BEDEN TEMİZLİĞİ (10 ŞEY FITRATTANDIR)
Bu üç hadîs-i şerîfte fıtrat yani yaratılış gereği olan on kadar iş tanıtılmaktadır. Fıtrat kelimesi, sünnet, peygamberlerin âdeti veya sünneti, bütün din ve şeriatların ortaklaşa benimsedikleri sünnet gibi anlamlara gelir. İnsan olarak yaratılmanın tabii gerekleri gibi de anlaşılması mümkün olan bu on konuyu sırasıyla sayıp açıklamadan önce bir hususa işaret etmek gerek. O da “fıtrat gereği” sayılan konuların, sadece burada sayılanlarla sınırlı olmadığıdır. Ebû Bekir İbnü’l-Arabî bunların otuz kadarını zikretmiştir (bk. İbni Hacer, Fethül-bârî, XII, 458-459). Bu hadislerde sadece on tanesi sayılmıştır. Şimdi sırasıyla bunları açıklayalım:
1. Sünnet olmak (hitân): Müslümanlığın alâmetlerinden (şeâirinden) biridir. Bu sebeple bir belde halkı çocuklarını sünnet ettirmemek için anlaşsalar, müslüman yönetimi onlara karşı savaş açar. Sünnet olmanın vakti, doğumu takib eden yedinci günden başlamak üzere bulûğ çağına kadardır. En iyisi çocuğu, sünnet olmanın bilincine vardığı yaşta sünnet ettirmektir.
Sünnet olmak, tabiî ve fıtrî gereğin yanında, sağlık açısından ve dengeli cinsî duygulara sahip olmak bakımından da faydalıdır. Sünnetin faydası bugün çok daha iyi bilinmekte ve hıristiyan ülkelerde de sağlık gerekçesiyle giderek sünnet olanların sayısının arttığı görülmektedir.
2. Etek tıraşı olmak (istihdad): Apış aralarını yani kasıkları, ud yerlerini tıraş etmek demektir. Halkımız buna “etek temizliği” der. Bu temizlik o bölgede bulunan kılları uzadıkça jilet veya benzeri bir şeyle tıraş etmek, yolmak yahut makasla kesmek suretiyle yapılır.
Bu sünnetin, Batı taklitçiliği sebebiyle giderek ihmal edildiği görülmektedir. İslâm’ın, insanın temizliğine ve sağlığına verdiği önemin tabii bir sonucu olan etek ve koltuk altı temizliği ve tırnakların kesilmesi gibi âdetleri kasten ihmal etmek, sünneti terke sebep olacağı için haramdır.
3. Tırnak kesmek: Tırnakları parmaklara zarar vermeyecek şekilde dipten kesmelidir. Tırnak kesmek için belli bir süre tayin edilmediği için tırnak uzadıkça kesilir. Tırnak kesmenin câiz olmadığı herhangi bir gün yoktur. Beyhakî, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in cuma günleri tırnak kesmeyi sevdiğine dair mürsel bir hadis rivayet eder.
Tırnağın belli bir sıraya göre kesilmesine dair bir hadis yoktur. Ancak Nevevî şu sıranın takip edilmesini müstehap olarak niteler: Önce sağ elin şehâdet parmağından başlayarak orta parmak, yüzük parmağı, serçe parmak sonra da baş parmağın tırnağı kesilir. Sıra sol ele gelince, küçük parmaktan başlayarak başa doğru gidilir. Ayaklarda ise, sağ ayağın küçük parmağından başlanır sıra ile ötekilere geçilir. Sol ayakta ise baş parmaktan sonrakinden başlanıp küçük parmağa doğru gidilir. En sonra baş parmağa geçilir.
Tırnak kesiminde dikkatli davranıp, etrafa sıçratmamaya ve kesilen tırnak parçalarını ortalıkta bırakmamaya dikkat etmelidir. Bir şekilde onların ortadan kaldırılması uygun olur.
Günümüzde özellikle büyük şehirlerde yaşayan birçok hanımın modadır diye ve süs zannederek tırnaklarını uzattıkları bilinmektedir. Bunun İslâm âdâbıyla bağdaşmadığı ortadadır. Ayrıca tırnak altlarında oluşacak birtakım birikintilerin insan sağlığı açısından tehlikeli olabileceği düşünülmelidir. Özellikle mutfakta yemek yapan hanımların uzun tırnaklarla bu işleri yapması hiç hoş değildir. Unutulmamalıdır ki İslâm, her şeyin en güzelini ve tabii olanını tavsiye eder.
4. Koltuk altı kıllarını temizlemek: Bu kılların traş edilmesi sünnet olmakla beraber, ilâç kullanmak suretiyle temizlemesi de mümkündür. Temizlik işine sağ koltuk altından başlamak uygun olur.
5. Bıyıkları kısaltmak: Erkeklerin bıyıklarını, üst dudaklarının kırmızısı ortaya çıkacak şekilde kesmeleri demektir. Bunu da sağdan başlayarak yapmak güzel görülmüştür. Bıyıkların ağzı kapatacak ve üst dudak kenarlarından taşacak şekilde uzatılması asla güzel görülmemiştir. Yenilen veya içilen şeylerin bıyıklara bulaşmaması önemlidir.
Bıyıkların kırpılmasını, kökünden kazımak şeklinde anlamak doğru değildir.
6. Sakalları uzatmak: Müslüman erkeklerin sakallarını kesmeleri, Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerince “haram” olarak değerlendirilmiştir. Şâfiî mezhebinde ise, mekruh kabul edilmiştir. Sakalların fazla uzayıp çirkin bir manzara arzetmesi halinde boyundan ve eninden kesilebileceğinde görüş birliği bulunmaktadır. Sünnete uygun olan, sakalın boyunun bir tutam olması, ondan fazlasının kesilmesidir.
7. Misvak kullanmak: Bu konu, yukarıdaki yedi hadisin açıklamasında etraflıca işlenmiştir.
8. Burna su çekmek: Burun deliklerinin su çekmek suretiyle temizlenmesi sünnettir. Burun içini temizlemek gusül abdestinin farzlarından olduğu için kesinlikle ihmal edilmemelidir.
9. Parmak boğumlarını yıkamak: Parmakların eklem yerlerini, kulakların kıvrıntıları gibi kir birikmesi ihtimali bulunan yerleri temizlemek sünnettir.
10. Su ile tahâretlenmek (istinca): İntikâsu’l-mâ’, suyun noksanlaşması anlamına gelen bu ifade, tahâret anlamında yorumlanmıştır. Kimileri de abdest aldıktan sonra, “abdestim bozuldu mu?” diye bir şüphe ve vesveseyi önlemek maksadıyla avret yerine biraz su serpmek olarak değerlendirmişlerdir.
İkinci hadiste on hasletten söz edilirken râvi onuncusunu unuttuğunu bildirmiş, muhtemelen onuncunun mazmaza (ağıza su almak) olacağına işaret etmişti. Onuncu hasletin birinci hadiste yer alan hitan olması da muhtemeldir. Nitekim Kâdî İyaz da hitan’ın onuncu haslet olabileceği ihtimalinden bahseder.
HADİSLERDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1. Her iki hadiste sayılan on işin yerine getirilmesi fıtrat gereği yani dînî birer görevdir.
2. Fıtrî ve tabiî olan her şey güzeldir.
3. İslâmiyet insanların tabiî bir görünüm, güzellik ve temizlik içinde yaşamalarını temin edecek tavsiyelerde bulunmuştur.
4.İnsan sağlığı ve erkek-kadın cins ayırımı açısından önemli olan fıtrî özellikleri korumaya dikkat edilmelidir.
Kaynak: Riyazüs Salihin,
İslam ve İhsan
10 şey fıtrattandır hadisi nedir? Temizlikle ilgili hadisler nelerdir? Sünnete uygun beden temizliği nasıl yapılır? Peygamber Efendimizin temizlikle ilgili tavsiyeleri.
Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“On şey fıtrat gereğidir: Bıyıkları kırpmak, sakal bırakmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını temizlemek, koltuk altı kıllarını gidermek, apış arasını temizlemek, istinca yapmak..”
Râvî “onuncuyu unuttum; ancak onun da mazmaza (ağıza su vermek) olması muhtemeldir” dedi. (Müslim, Tahâret 56. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 29; Tirmizî, Edeb 14; Nesâî, Zîynet 1; İbni Mâce, Tahâret 8)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bıyıklarınızı kırpınız, sakallarınızı bırakınız!” (Buhârî, Libâs 63, 64; Müslim, Tahâret 52-54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tereccül 16; Tirmizî, Edeb 18; Nesâî, Tahâret 14, Zînet 2, 56)
SÜNNETE UYGUN BEDEN TEMİZLİĞİ (10 ŞEY FITRATTANDIR)
Bu üç hadîs-i şerîfte fıtrat yani yaratılış gereği olan on kadar iş tanıtılmaktadır. Fıtrat kelimesi, sünnet, peygamberlerin âdeti veya sünneti, bütün din ve şeriatların ortaklaşa benimsedikleri sünnet gibi anlamlara gelir. İnsan olarak yaratılmanın tabii gerekleri gibi de anlaşılması mümkün olan bu on konuyu sırasıyla sayıp açıklamadan önce bir hususa işaret etmek gerek. O da “fıtrat gereği” sayılan konuların, sadece burada sayılanlarla sınırlı olmadığıdır. Ebû Bekir İbnü’l-Arabî bunların otuz kadarını zikretmiştir (bk. İbni Hacer, Fethül-bârî, XII, 458-459). Bu hadislerde sadece on tanesi sayılmıştır. Şimdi sırasıyla bunları açıklayalım:
1. Sünnet olmak (hitân): Müslümanlığın alâmetlerinden (şeâirinden) biridir. Bu sebeple bir belde halkı çocuklarını sünnet ettirmemek için anlaşsalar, müslüman yönetimi onlara karşı savaş açar. Sünnet olmanın vakti, doğumu takib eden yedinci günden başlamak üzere bulûğ çağına kadardır. En iyisi çocuğu, sünnet olmanın bilincine vardığı yaşta sünnet ettirmektir.
Sünnet olmak, tabiî ve fıtrî gereğin yanında, sağlık açısından ve dengeli cinsî duygulara sahip olmak bakımından da faydalıdır. Sünnetin faydası bugün çok daha iyi bilinmekte ve hıristiyan ülkelerde de sağlık gerekçesiyle giderek sünnet olanların sayısının arttığı görülmektedir.
2. Etek tıraşı olmak (istihdad): Apış aralarını yani kasıkları, ud yerlerini tıraş etmek demektir. Halkımız buna “etek temizliği” der. Bu temizlik o bölgede bulunan kılları uzadıkça jilet veya benzeri bir şeyle tıraş etmek, yolmak yahut makasla kesmek suretiyle yapılır.
Bu sünnetin, Batı taklitçiliği sebebiyle giderek ihmal edildiği görülmektedir. İslâm’ın, insanın temizliğine ve sağlığına verdiği önemin tabii bir sonucu olan etek ve koltuk altı temizliği ve tırnakların kesilmesi gibi âdetleri kasten ihmal etmek, sünneti terke sebep olacağı için haramdır.
3. Tırnak kesmek: Tırnakları parmaklara zarar vermeyecek şekilde dipten kesmelidir. Tırnak kesmek için belli bir süre tayin edilmediği için tırnak uzadıkça kesilir. Tırnak kesmenin câiz olmadığı herhangi bir gün yoktur. Beyhakî, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in cuma günleri tırnak kesmeyi sevdiğine dair mürsel bir hadis rivayet eder.
Tırnağın belli bir sıraya göre kesilmesine dair bir hadis yoktur. Ancak Nevevî şu sıranın takip edilmesini müstehap olarak niteler: Önce sağ elin şehâdet parmağından başlayarak orta parmak, yüzük parmağı, serçe parmak sonra da baş parmağın tırnağı kesilir. Sıra sol ele gelince, küçük parmaktan başlayarak başa doğru gidilir. Ayaklarda ise, sağ ayağın küçük parmağından başlanır sıra ile ötekilere geçilir. Sol ayakta ise baş parmaktan sonrakinden başlanıp küçük parmağa doğru gidilir. En sonra baş parmağa geçilir.
Tırnak kesiminde dikkatli davranıp, etrafa sıçratmamaya ve kesilen tırnak parçalarını ortalıkta bırakmamaya dikkat etmelidir. Bir şekilde onların ortadan kaldırılması uygun olur.
Günümüzde özellikle büyük şehirlerde yaşayan birçok hanımın modadır diye ve süs zannederek tırnaklarını uzattıkları bilinmektedir. Bunun İslâm âdâbıyla bağdaşmadığı ortadadır. Ayrıca tırnak altlarında oluşacak birtakım birikintilerin insan sağlığı açısından tehlikeli olabileceği düşünülmelidir. Özellikle mutfakta yemek yapan hanımların uzun tırnaklarla bu işleri yapması hiç hoş değildir. Unutulmamalıdır ki İslâm, her şeyin en güzelini ve tabii olanını tavsiye eder.
4. Koltuk altı kıllarını temizlemek: Bu kılların traş edilmesi sünnet olmakla beraber, ilâç kullanmak suretiyle temizlemesi de mümkündür. Temizlik işine sağ koltuk altından başlamak uygun olur.
5. Bıyıkları kısaltmak: Erkeklerin bıyıklarını, üst dudaklarının kırmızısı ortaya çıkacak şekilde kesmeleri demektir. Bunu da sağdan başlayarak yapmak güzel görülmüştür. Bıyıkların ağzı kapatacak ve üst dudak kenarlarından taşacak şekilde uzatılması asla güzel görülmemiştir. Yenilen veya içilen şeylerin bıyıklara bulaşmaması önemlidir.
Bıyıkların kırpılmasını, kökünden kazımak şeklinde anlamak doğru değildir.
6. Sakalları uzatmak: Müslüman erkeklerin sakallarını kesmeleri, Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerince “haram” olarak değerlendirilmiştir. Şâfiî mezhebinde ise, mekruh kabul edilmiştir. Sakalların fazla uzayıp çirkin bir manzara arzetmesi halinde boyundan ve eninden kesilebileceğinde görüş birliği bulunmaktadır. Sünnete uygun olan, sakalın boyunun bir tutam olması, ondan fazlasının kesilmesidir.
7. Misvak kullanmak: Bu konu, yukarıdaki yedi hadisin açıklamasında etraflıca işlenmiştir.
8. Burna su çekmek: Burun deliklerinin su çekmek suretiyle temizlenmesi sünnettir. Burun içini temizlemek gusül abdestinin farzlarından olduğu için kesinlikle ihmal edilmemelidir.
9. Parmak boğumlarını yıkamak: Parmakların eklem yerlerini, kulakların kıvrıntıları gibi kir birikmesi ihtimali bulunan yerleri temizlemek sünnettir.
10. Su ile tahâretlenmek (istinca): İntikâsu’l-mâ’, suyun noksanlaşması anlamına gelen bu ifade, tahâret anlamında yorumlanmıştır. Kimileri de abdest aldıktan sonra, “abdestim bozuldu mu?” diye bir şüphe ve vesveseyi önlemek maksadıyla avret yerine biraz su serpmek olarak değerlendirmişlerdir.
İkinci hadiste on hasletten söz edilirken râvi onuncusunu unuttuğunu bildirmiş, muhtemelen onuncunun mazmaza (ağıza su almak) olacağına işaret etmişti. Onuncu hasletin birinci hadiste yer alan hitan olması da muhtemeldir. Nitekim Kâdî İyaz da hitan’ın onuncu haslet olabileceği ihtimalinden bahseder.
HADİSLERDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1. Her iki hadiste sayılan on işin yerine getirilmesi fıtrat gereği yani dînî birer görevdir.
2. Fıtrî ve tabiî olan her şey güzeldir.
3. İslâmiyet insanların tabiî bir görünüm, güzellik ve temizlik içinde yaşamalarını temin edecek tavsiyelerde bulunmuştur.
4.İnsan sağlığı ve erkek-kadın cins ayırımı açısından önemli olan fıtrî özellikleri korumaya dikkat edilmelidir.
Kaynak: Riyazüs Salihin,
İslam ve İhsan
10 Adımda Müslümanın Temizliği
Hades veya necaset hali dışında vücûtta oluşan birtakım kir, pas, koku ve bunlara sebep olan ifrazattan temizlenmek, Resûlullah ’ın sünnetidir.
Her Müslümanın en azından haftada bir kez, özellikle cuma günleri yıkanması, Efendimiz tarafından bilhassa tavsiye edilmektedir. Bu husûsla alâkalı rivâyetlerden bir kısmı şöyledir:
“Biriniz cuma namazına gideceği zaman boy abdesti alsın.” (Buhârî, Cum’a, 2)
“Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse, bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır…” (Buhârî, Cum’a, 4)
Cuma namazına gitmeden önce gusletme konusundaki hadis-i şeriflere bakıldığında, bunun farz olmadığı anlaşılmakla birlikte, boy abdesti alarak cumaya gitmenin ve böylece huzurlu bir gönülle namaz kılmanın insana büyük sevap kazandıracağı ortaya çıkmaktadır. Cuma namazına yakın bir saatte gusletmek, câmiye hazırlıklı gitmeyi sağlar. Ancak, daha önce yıkanmakla da Cuma günü gusletme sünneti îfâ edilmiş olur.
Yine günde beş vakit namaz için alınan abdestten başka, her yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması temizlik âdâbındandır. (Tirmizî, Et‘ime, 39) Diğer taraftan fıtrat gereği tırnakların kesilmesi, sakal ve bıyıkların kısaltılması, dişlerin fırçalanması Efendimiz’in tâlim ettiği edep kâidelerinden birkaçıdır. Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Peygamberlerin sünneti beştir. Bu beş şey fıtrat gereğidir: Sünnet olmak, kasıkları tıraş etmek, tırnakları kesmek, koltuk altını temizlemek, bıyıkları kısaltmak.” (Buhârî, Libâs, 63-64)
MÜSLÜMANIN YAPMASI GEREKEN 10 TEMİZLİK
İnsan olarak yaratılmanın tabiî gerekleri diye anlaşılması mümkün olan bu beş husûsun, bir başka rivâyette ona kadar çıkarıldığı görülür. (Müslim, Tahâret, 56) Her iki rivâyeti göz önünde bulundurmak sûretiyle fıtrattan olduğu belirtilen bir kısım fiileri, şu şekilde sıralayarak îzâh edebiliriz:
1- Sünnet Olmak (Hitân)
Müslümanlığın alâmetlerinden biridir. Sünnet olmanın vakti, doğumu tâkib eden yedinci günden başlamak üzere, bulûğ çağına kadardır. Ancak en uygunu, bu işi çocuğun sünnet olmanın bilincine vardığı yaşlarda yapmaktır.
Sünnet olmak, fıtrî ihtiyâcın yanında sağlık açısından ve dengeli cinsî duygulara sâhip olmak bakımından da faydalıdır. Sünnet olmanın faydası bugün çok daha iyi bilinmekte ve hıristiyan ülkelerde de sağlık gerekçesiyle sünnet olanların sayısının giderek arttığı görülmektedir.
2 Tırnak Kesmek
Tırnakları parmaklara zarar vermeyecek şekilde kesmelidir. Tırnak kesmek için belli bir süre tayin edilmediğinden, tırnak uzadıkça kesilir. Tırnak kesmenin câiz olmadığı herhangi bir gün yoktur. Bunun yanında, Resulullah’ın cuma günleri tırnak kesmeyi sevdiği de nakledilir. (Heysemî, II, 170; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 244)
Tırnak kesiminde dikkatli davranıp, etrafa sıçratmamaya ve kesilen tırnak parçalarını ortalıkta bırakmamaya gayret etmelidir.
Günümüzde birçok hanım, tırnaklarını farklı sebeplerle uzatmaktadırlar. Bunun İslâm âdâbıyla bağdaşmadığı ortadadır. Tırnak altlarında oluşacak birtakım kirler, insan sağlığı açısından oldukça zararlıdır. Özellikle mutfakta yemek yapan hanımların, uzun tırnaklarla bu işleri yapması hiç hoş değildir.
Ebû Vâsıl (r.a.) şöyle anlatıyor:
“Ebû Eyyûb el-Ensârî’ye rastladım, benimle musâfaha yaptı. Tırnaklarımı uzun bularak Resûlullah’ın şöyle buyurduğunu nakletti:
«Sizden öyleleri var ki semâ haberleriyle ilgilenir, hâlbuki tırnaklarını (yırtıcı) kuş tırnağı gibi uzatmıştır da diplerinde cünüplük, kir, pas ve pislik yuva tutmuştur.»” (İbn-i Hanbel, V, 427)
3- Koltuk Altlarını Temizlemek
Buradaki kılların temizliği, yolmak veya tıraş etmek yahut ilâç kullanmak sûretiyle yapılabilir. Temizlik işine sağ koltuk altından başlamak uygundur.
4- Etek Tıraşı Olmak (İstihdâd)
Kasıkları, edep yerlerini tıraş etmek demektir. Halkımız arasında buna “etek temizliği” denilmektedir.
İslâm’ın emrettiği beden temizliği ve tırnakların kesilmesi gibi fıtrî işleri, kasten ihmâl etmek, sünneti terke sebep olacağı için doğru değildir.
5- Bıyığı Kısaltmak
Bıyıkları, üst dudakların kırmızısı ortaya çıkacak şekilde kesmek ve bunu da sağdan başlayarak yapmak daha güzel olur. Bıyıkların ağzı kapatacak ve üst dudak kenarlarından taşacak şekilde uzatılması asla tasvip edilmemiştir. Çünkü yenilen veya içilen şeylerin bıyıklara bulaşmamasına dikkat etmek lâzımdır.
6- Sakalı Uzatmak
Müslüman erkeklerin sakallarını tamamen kesmeleri doğru görülmemiştir. Sakalların fazla uzayıp çirkin bir manzara arzetmesi halinde, boyundan ve eninden kesilebileceğinde ittifak edilmiştir. Sünnete uygun olan, sakalın boyunun bir tutam olması, ondan fazlasının kesilmesidir.
7- Misvak Kullanmak
Misvak, diş ve ağız temizliğinde kullanılan yumuşak lifli Erâk ağacının çubuklarına denir. Hadislerde geçtiği şekliyle “sivâk” kelimesi de aynı anlama gelmektedir. Sivâk ayrıca fiil olarak dişleri fırçalamak mânasında kullanılır. Resûlullah Efendimiz’in gerek misvak kullanması gerekse bu husûstaki tavsiyeleri oldukça mânidardır. Konuyla alâkalı bazı rivâyetler şöyledir:
“Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, onlara her namaz vaktinde misvâkla dişlerini temizlemelerini emrederdim.” (Buhârî, Cum’a, 8)
“Misvak kullanmak ağzın temiz kalmasına ve Rabbın razı olmasına sebeptir.” (İbn-i Mâce, Tahâret, 7)
Hz. Ayşe şöyle der:
“Biz Efendimiz’in misvakını ve abdest suyunu akşamdan hazırlardık. Allah onu, gecenin dilediği saatinde uyandırırdı. Uyanınca hemen misvakla dişlerini temizler, abdest alır ve namaz kılardı.” (Müslim, Müsâfirîn, 139)
Şüreyh bin Hânî der ki; Hz. Ayşe’ye:
– Peygamber Efendimiz eve girdiği zaman ilk önce ne yapardı? diye sordum.
– Dişlerini misvaklardı, dedi. (Müslim, Tahâret, 43-44)
Mevzû ile alâkalı rivâyetler tetkik edilince, Resûlullah Efendimiz’in hayatında misvak kullanmanın büyük bir önemi olduğu görülür. Bu rivâyetleri genel anlamda ağız ve diş temizliği tavsiyesi olarak değerlendirmek lâzımdır. Yani bu temizlik için “kesinlikle misvak kullanmak gerekir.” gibi bir zorlama yoruma gitmek doğru değildir. Ancak bulabilenler misvak kullanmalıdırlar. Zîrâ bunun pek çok faydası vardır. Bulamayanlar ise uygun diş fırçası ve mâcunu kullanmak sûretiyle gerekli temizliği yapabilirler. Hattâ misvak veya fırça bulunmadığı zaman, geçici de olsa parmaklarla diş temizliği yapılabilir.
8- Buruna Su Çekmek (İstinşâk)
Burun deliklerinin su çekmek sûretiyle temizlenmesi sünnettir. Burun içini temizlemek gusül abdestinin farzlarından olduğu için guslederken kesinlikle ihmâl edilmemelidir.
9- Parmak Boğumlarını İyice Yıkamak
Parmakların eklemleri ve kulak kıvrımları gibi kir birikmesi ihtimali bulunan yerleri temizlemek sünnettir.
10- Ağzı Yıkamak (Mazmaza)
Dişleri fırçalamanın yanında, ağzı su ile iyice çalkalamak da sünnettir.
Kaynak: Üsve-i Hasene, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
Hades veya necaset hali dışında vücûtta oluşan birtakım kir, pas, koku ve bunlara sebep olan ifrazattan temizlenmek, Resûlullah ’ın sünnetidir.
Her Müslümanın en azından haftada bir kez, özellikle cuma günleri yıkanması, Efendimiz tarafından bilhassa tavsiye edilmektedir. Bu husûsla alâkalı rivâyetlerden bir kısmı şöyledir:
“Biriniz cuma namazına gideceği zaman boy abdesti alsın.” (Buhârî, Cum’a, 2)
“Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse, bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır…” (Buhârî, Cum’a, 4)
Cuma namazına gitmeden önce gusletme konusundaki hadis-i şeriflere bakıldığında, bunun farz olmadığı anlaşılmakla birlikte, boy abdesti alarak cumaya gitmenin ve böylece huzurlu bir gönülle namaz kılmanın insana büyük sevap kazandıracağı ortaya çıkmaktadır. Cuma namazına yakın bir saatte gusletmek, câmiye hazırlıklı gitmeyi sağlar. Ancak, daha önce yıkanmakla da Cuma günü gusletme sünneti îfâ edilmiş olur.
Yine günde beş vakit namaz için alınan abdestten başka, her yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması temizlik âdâbındandır. (Tirmizî, Et‘ime, 39) Diğer taraftan fıtrat gereği tırnakların kesilmesi, sakal ve bıyıkların kısaltılması, dişlerin fırçalanması Efendimiz’in tâlim ettiği edep kâidelerinden birkaçıdır. Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Peygamberlerin sünneti beştir. Bu beş şey fıtrat gereğidir: Sünnet olmak, kasıkları tıraş etmek, tırnakları kesmek, koltuk altını temizlemek, bıyıkları kısaltmak.” (Buhârî, Libâs, 63-64)
MÜSLÜMANIN YAPMASI GEREKEN 10 TEMİZLİK
İnsan olarak yaratılmanın tabiî gerekleri diye anlaşılması mümkün olan bu beş husûsun, bir başka rivâyette ona kadar çıkarıldığı görülür. (Müslim, Tahâret, 56) Her iki rivâyeti göz önünde bulundurmak sûretiyle fıtrattan olduğu belirtilen bir kısım fiileri, şu şekilde sıralayarak îzâh edebiliriz:
1- Sünnet Olmak (Hitân)
Müslümanlığın alâmetlerinden biridir. Sünnet olmanın vakti, doğumu tâkib eden yedinci günden başlamak üzere, bulûğ çağına kadardır. Ancak en uygunu, bu işi çocuğun sünnet olmanın bilincine vardığı yaşlarda yapmaktır.
Sünnet olmak, fıtrî ihtiyâcın yanında sağlık açısından ve dengeli cinsî duygulara sâhip olmak bakımından da faydalıdır. Sünnet olmanın faydası bugün çok daha iyi bilinmekte ve hıristiyan ülkelerde de sağlık gerekçesiyle sünnet olanların sayısının giderek arttığı görülmektedir.
2 Tırnak Kesmek
Tırnakları parmaklara zarar vermeyecek şekilde kesmelidir. Tırnak kesmek için belli bir süre tayin edilmediğinden, tırnak uzadıkça kesilir. Tırnak kesmenin câiz olmadığı herhangi bir gün yoktur. Bunun yanında, Resulullah’ın cuma günleri tırnak kesmeyi sevdiği de nakledilir. (Heysemî, II, 170; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 244)
Tırnak kesiminde dikkatli davranıp, etrafa sıçratmamaya ve kesilen tırnak parçalarını ortalıkta bırakmamaya gayret etmelidir.
Günümüzde birçok hanım, tırnaklarını farklı sebeplerle uzatmaktadırlar. Bunun İslâm âdâbıyla bağdaşmadığı ortadadır. Tırnak altlarında oluşacak birtakım kirler, insan sağlığı açısından oldukça zararlıdır. Özellikle mutfakta yemek yapan hanımların, uzun tırnaklarla bu işleri yapması hiç hoş değildir.
Ebû Vâsıl (r.a.) şöyle anlatıyor:
“Ebû Eyyûb el-Ensârî’ye rastladım, benimle musâfaha yaptı. Tırnaklarımı uzun bularak Resûlullah’ın şöyle buyurduğunu nakletti:
«Sizden öyleleri var ki semâ haberleriyle ilgilenir, hâlbuki tırnaklarını (yırtıcı) kuş tırnağı gibi uzatmıştır da diplerinde cünüplük, kir, pas ve pislik yuva tutmuştur.»” (İbn-i Hanbel, V, 427)
3- Koltuk Altlarını Temizlemek
Buradaki kılların temizliği, yolmak veya tıraş etmek yahut ilâç kullanmak sûretiyle yapılabilir. Temizlik işine sağ koltuk altından başlamak uygundur.
4- Etek Tıraşı Olmak (İstihdâd)
Kasıkları, edep yerlerini tıraş etmek demektir. Halkımız arasında buna “etek temizliği” denilmektedir.
İslâm’ın emrettiği beden temizliği ve tırnakların kesilmesi gibi fıtrî işleri, kasten ihmâl etmek, sünneti terke sebep olacağı için doğru değildir.
5- Bıyığı Kısaltmak
Bıyıkları, üst dudakların kırmızısı ortaya çıkacak şekilde kesmek ve bunu da sağdan başlayarak yapmak daha güzel olur. Bıyıkların ağzı kapatacak ve üst dudak kenarlarından taşacak şekilde uzatılması asla tasvip edilmemiştir. Çünkü yenilen veya içilen şeylerin bıyıklara bulaşmamasına dikkat etmek lâzımdır.
6- Sakalı Uzatmak
Müslüman erkeklerin sakallarını tamamen kesmeleri doğru görülmemiştir. Sakalların fazla uzayıp çirkin bir manzara arzetmesi halinde, boyundan ve eninden kesilebileceğinde ittifak edilmiştir. Sünnete uygun olan, sakalın boyunun bir tutam olması, ondan fazlasının kesilmesidir.
7- Misvak Kullanmak
Misvak, diş ve ağız temizliğinde kullanılan yumuşak lifli Erâk ağacının çubuklarına denir. Hadislerde geçtiği şekliyle “sivâk” kelimesi de aynı anlama gelmektedir. Sivâk ayrıca fiil olarak dişleri fırçalamak mânasında kullanılır. Resûlullah Efendimiz’in gerek misvak kullanması gerekse bu husûstaki tavsiyeleri oldukça mânidardır. Konuyla alâkalı bazı rivâyetler şöyledir:
“Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, onlara her namaz vaktinde misvâkla dişlerini temizlemelerini emrederdim.” (Buhârî, Cum’a, 8)
“Misvak kullanmak ağzın temiz kalmasına ve Rabbın razı olmasına sebeptir.” (İbn-i Mâce, Tahâret, 7)
Hz. Ayşe şöyle der:
“Biz Efendimiz’in misvakını ve abdest suyunu akşamdan hazırlardık. Allah onu, gecenin dilediği saatinde uyandırırdı. Uyanınca hemen misvakla dişlerini temizler, abdest alır ve namaz kılardı.” (Müslim, Müsâfirîn, 139)
Şüreyh bin Hânî der ki; Hz. Ayşe’ye:
– Peygamber Efendimiz eve girdiği zaman ilk önce ne yapardı? diye sordum.
– Dişlerini misvaklardı, dedi. (Müslim, Tahâret, 43-44)
Mevzû ile alâkalı rivâyetler tetkik edilince, Resûlullah Efendimiz’in hayatında misvak kullanmanın büyük bir önemi olduğu görülür. Bu rivâyetleri genel anlamda ağız ve diş temizliği tavsiyesi olarak değerlendirmek lâzımdır. Yani bu temizlik için “kesinlikle misvak kullanmak gerekir.” gibi bir zorlama yoruma gitmek doğru değildir. Ancak bulabilenler misvak kullanmalıdırlar. Zîrâ bunun pek çok faydası vardır. Bulamayanlar ise uygun diş fırçası ve mâcunu kullanmak sûretiyle gerekli temizliği yapabilirler. Hattâ misvak veya fırça bulunmadığı zaman, geçici de olsa parmaklarla diş temizliği yapılabilir.
8- Buruna Su Çekmek (İstinşâk)
Burun deliklerinin su çekmek sûretiyle temizlenmesi sünnettir. Burun içini temizlemek gusül abdestinin farzlarından olduğu için guslederken kesinlikle ihmâl edilmemelidir.
9- Parmak Boğumlarını İyice Yıkamak
Parmakların eklemleri ve kulak kıvrımları gibi kir birikmesi ihtimali bulunan yerleri temizlemek sünnettir.
10- Ağzı Yıkamak (Mazmaza)
Dişleri fırçalamanın yanında, ağzı su ile iyice çalkalamak da sünnettir.
Kaynak: Üsve-i Hasene, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
İstinşak Ve Mazmaza Nedir?
İSTİNŞAK
الاستنشاق
Abdest ve gusülde burna su çekme, burun içini temizleme anlamında fıkıh terimi.
bk. ABDEST
Başta namaz olmak üzere bazı ibadet ve amellerin yerine getirilmesinden önce yapılan dinî temizlik.
bk. GUSÜL
Cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilik halinden kurtulmak için gerekli olan dinî temizlik.
MAZMAZA
المضمضة
Abdest ve gusülde ağza su alıp çalkalamak anlamında bir fıkıh terimi.
bk. ABDEST
Başta namaz olmak üzere bazı ibadet ve amellerin yerine getirilmesinden önce yapılan dinî temizlik.
bk. GUSÜL
Cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilik halinden kurtulmak için gerekli olan dinî temizlik.
İslâm Hukuku ve Sağlık Açısından Mazmaza, İstinşâk ve İstinsâr’ın Önemi
Genel anlamda temizlik ve hijyen meselesi İslâm dininin birincil ve en mühim
öğretilerinden birisidir. Bunun bir göstergesidir ki, fıkıh ve hadis müelliflerinin büyük
çoğunluğu eserlerinin sistematiğinde “Tahâret” konusunu diğer bahislerden öne almışlardır.1
“Elbiseni tertemizle.”2 “Allah temizdir, temizliği sever.”3 “Temizlik imandandır.”4 “Temizlik
imanın yarısıdır.”5 nassları temizliğin önemini ve gerekliliğini ifade eden birçok nastan
sadece bir kaçıdır. Çünkü kişisel temizliğe dikkat edilmediğinde ibadetlerin sıhhatinin
zedelenmesi dışında bazı hastalıklara yakalanmak, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve
kişilerin zarar görmesi mukadder olduğu için İslâm dini ağız-boğaz ve burun organlarının
temiz tutulmasını çok önemsemiştir. Hatta Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ağız temizliğine özen
göstermeyen kişileri ikaz ettiği de olmuştur.6
Üst solunum yolları üzerindeki katkısı nedeniyledir ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) ağız
sağlığına çok dikkat ettiği gibi, ümmetine de ağız ve burun hijyenini emretmiştir. Hatta gece
uykudan kalktığında,7 namaz için evinden her çıktığında8 ve evine her girdiğinde ilk yaptığı
şey dişlerini misvaklayıp ağzını temizlemek olurdu.9 Zira sürekli ve esaslı bir şekilde yapılan
ağız-boğaz ve burun temizliği bakteri ve salgın hastalıklardan korunmanın en etkili
yöntemleridir.10 Çünkü üst solunum yolları olarak adlandırılan ağız-boğaz ve burun organları
organizmaya açılan birer kapı mesabesinde olduklarından dolayı sağlıklı bir beden için
mazmaza, istinşâk ve istinsâr çok önemlidir. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Enes b.
Mâlik’e (öl. 93/711-712) (r.a.) talimat verdiği sekiz husustan olan “abdest”, “gusül” ve
“Resûlüllah’ın sünnetine tabi olmak”11 konuları mazmaza, istinşâk ve istinsârı da içeren
direktifler sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için son derece mühimdir. Bu bağlamda ağız-boğaz ve
burun temizliğine özen göstermek Resûlüllah’ın sünnetine tabi olmak cümlesindendir.
Modern tıbba göre de kaliteli, sağlıklı ve hijyenik bir yaşam açısından gün içerisinde
ağzı ve burnu belli aralıklarla su ile özenle yıkayıp temizlemek bakterilere karşı en az el
hijyeni kadar etkili bir önlemdir. Gargara sıvılarında olduğu gibi, su ile ağzı iyice çalkalamak
(mazmaza) ve buruna şiddetle su çekmek (istinşâk) olası zararlıları parçalayarak etkisiz hale
getirip enfeksiyon oluşturmalarına engel olabilir. Bu bağlamda ağız-boğaz ve burun
temizliğinin tıbben ve sağlıklı bir yaşam açısından önemini sağlık bilimci Osman Müftüoğlu
şöyle ifade etmiştir: “Bana sorarsanız, düzenli ağız temizliği virüsten korunmada el temizliği
kadar önemli bir ayrıntıdır.”12
Suyla gargara yapmanın, ağzı çalkalamanın diş eti hastalıklarına, iltihaplanmalara ve
diş çürümelerine karşı koruyucu yönü vardır. Burnu iyice yıkayıp sümkürmenin de (istinşâk
ve istinsâr) burun ve solunum sistemi yoluyla vücuda dağılacak olan mikropların sümkürerek
dışarı atılmasını sağlar.13 Bu ve benzeri faydaları nedeniyledir ki, İslâm hukukunda
mazmaza14, istinşâk15 ve istinsâr gerekli görülmüştür.16 İşte bu makalede mazmaza, istinşâk
ve istinsâr kavramları ele alınarak meselenin önemi ve bazı yararları üzerinde durularak
değerlendirme ve sonuca varılacak.
1. Mazmaza
Mazmaza/مضمضة sözlükte suyu ağızda kuvvetle hareket ettirip ağzı iyice çalkalamak
demektir.17 Fıkıh ıstılahında ise mazmaza şu anlamlara gelir:
a- Abdest veya gusül esnasında suyun bütün ağzı istiap eyleyip kaplaması, ağza su
verip ağzın iyice çalkalanması demektir.18
b- Abdest ve gusül esnasında ağzı su ile iyice çalkalayıp yıkamak demektir.19
İslâm Hukuku ve Sağlık Açısından Mazmaza, İstinşâk ve İstinsâr’ın Önemi/Mehmet Ergün
186
c- Abdest ve gusül esnasında suyu boğazın baş tarafına/ileri noktasına kadar
ulaştırmak ve gargara yapmak demektir.20
d- Abdest ve gusül esnasında ağızda suyu hareket ettirmek, ağzı su ile çalkalamak,
suyu ağzın en ileri noktasına kadar ulaştırmak, abartılı bir şekilde gargara yapmak demektir.21
e- Abdest ve gusül esnasında ağzı su ile iyice temizlemek demektir.22
Fakihlere göre fıkhî hükümleri bakımından farklı hükümlere tabi olan ve abdestte
sünnet, gusülde ise farz olan mazmaza23 Hz. Peygamber’in (s.a.v.) fıtrattan saydığı on
husustan biridir.24 Abdest esnasında mazmaza İmam Mâlik (öl. 179/795), İmam Şâfiî (öl.
204/819) ve İmam Ebû Hanîfe’ye (öl. 150/767) göre sünnettir. İbn Ebî Leylâ (öl.148/765) ve
bir kısım Zâhirîler ile Ahmed b. Hanbel’e (öl. 241/855) göre ise farzdır. Ebû Sevr
(öl.161/778), Ebû Ubeyde ile bazı Zâhirî hukukçuların görüşüne göre de sünnettir.25 Gerek
abdestte ve gerekse gusül esnasında oruçlu olmayan kişinin mazmazada mübalâğa yapmasının
sünnet oluşu26 ağız hijyeninde nihai gayeye ulaşmaya matuf nebevî bir teşviktir.
Mazmazanın üç defasının da ayrı ayrı su ile yapılması sünnet olup söz konusu suyun
yutulması da mekruhtur. Kişi bir avuç su ile üç defa mazmaza yapsa sünnet yerine gelmemiş
olur.27 Nitekim Resûlüllah abdest almak için su istedi, (…) üç defa mazmaza yaptı ve şöyle
buyurdu: “Bu, benim ve benden önceki enbiyanın temizlik şeklidir.”28 Hz. Osman da (r.a.)
abdest suyu istedi (…) üç defa mazmaza yaptı ve şöyle dedi: “Ben, Hz. Peygamber’in bu
şekilde abdest aldığını gördüm…”29
Hanefîlere göre, mazmaza yapmak guslün üç farzından biridir. Mazmazada mübalâğa
ve gargara yapmak ve bu işlemi üç defa tekrarlamak ise sünnettir. Abdestte de ağza üç defa su
vermek ve bunu üç defa tekrar etmek sünnettir. Ağza sağ elle su verilir, ağza verilen su ile
ağız iyice çalkalanır ve bu suyun yutulması da mekruhtur.30 Hanbelî mezhebine göre de gusül
esnasında ağzın yıkanması farzdır. Şâfiî ve Mâlikîlere göre ise, abdest ve gusülde mazmaza
yapmak sünnettir.31
Görüldüğü üzere, İslâm hukukçuları abdest ve gusül esnasında mazmazanın hükmü
konusunda ihtilâf etmişlerdir. Mâlikî ve Şâfiî mezhebine göre, mazmaza vacip değildir. Ebû
Hanîfe ve ashâbı “…fettahherû” “Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanıp temizlenin.”32 âyetine
binaen mazmazanın farz olduğu görüşünü belirtmişlerdir.33 Bu bağlamda Hanefîlere göre,
gusülde kişinin ağzına suyu bolca vererek yıkaması “…fettahherû” kavline binaen içtihâdî
farz olarak değerlendirilmiştir.34 Nitekim farz olan bir boy abdesti esnasında ağzına su
vermeyi unutup farz veyahut vacip bir namaz kılmış olan kişiye, daha sonra mezkûr durumun
farkına vardığında, hemen ağzına bolca su vererek namazı yeniden kılması gerekmektedir.
Eğer kılınan namaz nafile nevinden bir namazsa, mezkûr namazın yeniden kılınması
gerekmez.35
2. İstinşâk
Neşk/نشق kelimesinden türeyen “istinşâk/استنشاق” kavramı sözlükte “burna suyu iyice
çekmek ve burnun içini yıkamak” anlamına gelmektir. Bir başka ifadeyle burnun çekim gücü
ve rüzgârıyla burnun içine suyu iyice çekmek ve esaslı bir şekilde yıkamak demektir.36 Fıkıh
ıstılahında ise istinşâk şu anlamlara gelir:
a- Abdest ve gusülde buruna iyice çekilen su ile burnun temizlenmesi demektir.37
b- Abdest veya gusülde kişinin suyu olabildiğince burnuna çekmesi demektir.38
Abdestte sünnet, gusülde ise farz olan istinşâk39 Hz. Peygamber’in (s.a.v.) fıtrattan
olduğunu saydığı on husustan biridir.40 Abdestte istinşâk İmam Mâlik, İmam Şâfiî ve İmam
Ebû Hanîfe’ye göre sünnettir. İbn Ebî Leylâ ve bir kısım Zâhirîler ile Ahmed b. Hanbel’e göre
ise farzdır. Ebû Sevr, Ebû Ubeyde ile bazı Zâhirî hukukçuların görüşüne göre de sünnettir.41
Gerek abdestte ve gerekse gusülde oruçlu olmayan kişinin istinşâkta mübalâğa yapmasının
sünnet oluşu42 burun hijyeninde nihai gayeye ulaşmaya matuf nebevî bir teşviktir.
İstinşâkın üç defasının da ayrı ayrı su ile yapılması sünnettir. Kişi yalnız bir avuç su ile
üç defa istinşâk yapsa sünnet yerine gelmemiş olur.43 Nitekim Resûlüllah abdest almak için su
istedi (…) üç defa istinşâk yaptı (…) ve şöyle buyurdu: “Bu, benim ve benden önceki
enbiyanın temizlik şeklidir.”44 Hz. Osman da (r.a.) abdest suyu istedi (…) üç defa istinşâk
yaptı (…) ve şöyle dedi: “Ben, Hz. Peygamber’in bu şekilde abdest aldığını gördüm…”45
Hanefîlere göre, istinşâk yapmak guslün üç farzından biridir. İstinşâkta mübalâğa
yapmak ve bu işlemi üç defa tekrarlamak ise sünnettir. Abdestte de burna üç defa su vermek
ve bunu üç defa tekrar etmek sünnettir. Burna sağ elle su verilir, sol elle sümkürülür.46
Hanbelî mezhebine göre de gusülde burnun yıkanması farzdır. Şâfiî ve Mâlikîlere göre ise,
abdest ve gusülde istinşâk yapmak sünnettir.47
İfade edildiği gibi, İslâm hukukçuları abdest ve gusülde istinşâkın hükmü hususunda
ihtilâf etmişlerdir. Mâlikî ve Şâfiî mezhebine göre, istinşâk vacip değildir. Ebû Hanîfe ve
ashâbı “…fettahherû” “Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanıp temizlenin.”48 âyetine binaen
istinşâkın vucûbiyetine kâil olmuşlardır.49 Bu bağlamda Hanefîlere göre, gusülde kişinin
burnuna suyu bolca vererek yıkaması “…fettahherû” kavlince içtihâdî bir farz olup50 farz olan
bir boy abdestinde burnuna su vermeyi unutup farz veya vacip olan bir namazı kılan kişi, daha
sonra mezkûr durumun farkına varsa, hemen burnuna bolca su vererek namazı yeniden
kılması gerekir. Eğer kılınan namaz nafile nevinden bir namazsa mezkûr namazın yeniden
kılınması gerekmez.51
Resûlüllah günlük hayatta istinşâkın tatbikini özendirmek için de “Sizden biriniz
abdest alır da (…) burnunu temizleyince burnu ile işlediği günahlar çıkar (…)”52
buyurmuştur. Günümüz modern sağlık sistemine göre de “Nazal yıkama (burun yıkama)
herhangi bir burun veya sinüs rahatsızlığı olmaksızın, diş fırçalamak, el yıkamak gibi günlük
kişisel temizliğin bir parçası olarak sürekli uygulanabilir. Daha iyi bir solunum ve daha
sağlıklı bir yaşam için nazal yıkama önemlidir.”53 Bu esas bağlamında Onkolog Dr. Haluk
Nurbaki’nin (öl.1997) “Hiç abartmaksızın iddia ediyorum ki, bir gün gelecek inanmayanlar
da abdest alacaklar!”54 tıbbî tespiti ile Hz. Peygamber’in (s.a.v.) “Sizden biri uykusundan
uyandığında/abdest aldığında burnuna üç kere su versin (…). Çünkü şeytan, onun
genzinde/burnunda gecelemiştir.”55 hadisinde geçen “şeytan”dan maksat mikroplar olabilir.
Nitekim saç, sakal ve tırnak gibi kişiye öz bakımı ve bedenî temizliği emreden bir hadiste de
“(…) Çünkü şeytan kişinin tırnağı ile eti arasına girer.”56 buyrularak insanlar mikroplara
karşı uyarılmaktadır. Zira ağız, burun ve solunum yolları ile insan organizmasına giren
mikroplar insana pek çok zarar verebilir.
3. İstinsâr
İstinsâr/استنثار; burna su veya ilâç çekip burnun içini iyice temizlemek ve sümkürmek
demektir. Bazılarına göre de istinsâr; istinşâk kavramı ile aynı anlama gelir. Ancak dilcilere
göre ise istinsâr; istinşâktan sonra burundaki suyu çıkarmak için özel bir gayret sarf etmek,
sümkürmek demektir. İstinsâr kelimesi “نثر/nesre” kökünden türemiş olup hem genzi hem de
bıyığın tam ortasındaki açıklığı ifade eder.57
Resûlüllah (s.a.v.) bizzat kendisi abdest ve gusül esnasında üç defa sümkürdüğü gibi,58
“Sizden biriniz abdest alınca burnuna su çeksin, sonra sümkürsün.”59 vb. hadislerle abdest ve
gusül esnasında burna verilen suyun iyice sümkürülerek burnun temizlenmesini emretmiştir.
İstinsârın sebebini de “Sizden herhangi biriniz uykusundan uyandığında/abdest aldığında
burnunu üç kere iyice sümkürsün. Çünkü şeytan, onun genzinde gecelemiştir.”60 şeklinde en
veciz haliyle ifade buyurmuştur.
Resûlüllah günlük hayatta istinsârı teşvik etmiş ve tatbikini sağlamak için de “Sizden
biriniz abdest alır da (…). Burnunu temizleyince de burnu ile işlediği günahlar silinir gider
(…).”61 buyurmuştur. Modern tıbba göre de “(…) Daha iyi bir solunum ve daha sağlıklı bir
yaşam için nazal yıkama önemlidir.”62 Bu nedenledir ki, sağlık bilimci Dr. Haluk
Nurbaki’nin abdestin sıhhî yararlarına ilişkin tıbbî tespitleri63 son derece mühimdir. Söz
konusu tıbbî tespitlerle Hz. Peygamber’in tertemiz bir burun temizliği için sümkürmeyi
emreden hadisleri64 arasında benzerlik bulunmaktadır.
4. Konunun Önemi ve Bazı Yararları
Allah’ın koymuş olduğu dinî hükümlerde ya mutlak surette kullar için üstün bir yarar
vardır veya onlardan bazı zararları savmaya yönelik bir takım mühim hikmetler ve amaçlar
bulunmaktadır. İslâm âlimlerinin çoğunluğunun bu fikirde görüş birliği sağladıkları
görülmektedir.65 Mikroplar kişinin organizmasını zayıflatarak güçsüzleştirir ve sağlığını
bozabilir. Hatta kişinin ölümüne dahi yol açabilir. Şer‘i hükümlerin gayelerinden biri de hiç
şüphesiz “canın muhafazası ilkesi” nedeniyledir ki, ağız ve burundan hava ve besin
maddelerini aldığımızdan dolayı bu organların sık aralıklarla temizlenmesi mutlak surette
faydalı ve gereklidir. Aksi halde bu ihmal ve özensizlik kişinin sağlığını bozulabileceği gibi,
kendisinden sağlıksız ve zayıf nesillerin doğmasına sebebiyet verebilir. Oysa mükellef için
“hastalık gelmeden sağlığın kıymetini bilmek” tartışmasız dinî bir vecibedir.66 Dinin vazetmiş
olduğu abdest, gusül ve namaz ibadetlerinin bazı manevî yararlarının yanında bir de kişiyi
maddeten temizlemek gibi bilinen üstün yararları vardır.67
Abdest alan ve gusleden kişi ağzını yıkarken, ağzıyla Şârî‘ Teâlâ’nın yüce kelâmını
okuyacağını, O’nun yüce ismini zikredeceğini bilir ve üç defa lâyıkı veçhile ağzını yıkayıp
gargara yapar, üç kere de burnuna su verip burnunu iyice sümkürerek temizler. Şah Veliyullah
ed-Dihlevî’ye (öl. 1176/1762) göre, abdest ve gusül ile kişi âdeta cismanî ve beşerî
benliğinden kurtularak melekleşir ve melekût âlemine doğru yol alır.68 Maddî âlemden
manevî âleme doğru gerçekleşen bu kutsi seyir ve seyahatte mazmaza esnasında okunan
“Kur’ân okumak, Seni zikretmek ve Sana şükretmek ve Sana olan ibadeti güzelleştirmek
konularında bana yardım eyle Allah’ım!”,69 istinşâk esnasında da “Bana Cennet kokusunu
duyur, Cehennem kokusunu ise duyurma Allah’ım!”70 me’sûr duaları, ağız ve burnun maddî
ve fizikî temizliğine manevî bir boyut da kazandırmış olur.
Hâsılı, beden ile yapılan ibadetlerin tamamında zorunlu olan abdest ve gusül esnasında
ağız ile burnun iç kısımlarının yıkanmasının gerekliliği mazmaza, istinşâk ve istinsârın sağlık
açısından önemini gösterir.71
SONUÇ
“İslâm Hukuku ve Sağlık Açısından Mazmaza, İstinşâk ve İstinsâr’ın Önemi”ne ilişkin
fıkıh ve İslâm hukuku müdevvenatı ile modern tıp biliminin veri ve bulgularından
yararlanarak edindiğimiz bazı önemli sonuçları maddeler halinde şöylece sıralayabiliriz:
1- Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Enes b. Mâlik’e (r.a.) talimat verdiği sekiz husustan olan
“abdest”, “gusül” ve “Resûlüllah’ın sünnetine tabi olmak”72 meseleleri mazmaza, istinşâk ve
istinsâr konularını da içermektedir. Bu bağlamda ağız ve burun temizliğine özen göstermek
Resûlüllah’ın sünnetine tabi olmak cümlesindendir.
2- “Biriniz uykusundan uyandığında/abdest aldığında burnunu üç kere iyice
sümkürsün. Çünkü şeytan, onun genzinde gecelemiştir.”73 hadisinde geçen “şeytan”
benzetmesinden maksat mikroplar olmalıdır. Nitekim saç, sakal ve tırnak gibi kişiye öz
bakımı ve bedenî temizliği emreden bir hadiste de “(…) Çünkü şeytan kişinin tırnağı ile eti
arasına girer.”74 buyrularak insanlar şeytan figürü ile mikroplara karşı uyarılmaktadır. Zira
ağız, burun ve solunum yolları ile insan organizmasına giren mikroplar insana pek çok zarar
verebilir.
3- Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetinde ağız, burun gibi sağlık açısından çok önem arz
eden organların yıkanması yalnız namaz vakitleriyle sınırlandırılmamıştır.75 Nitekim
Resûlüllah gündüz olsun, gece olsun ağız temizliğini ihmal etmezdi. Hatta gece uykudan
kalktığında,76 namaz için evinden her çıktığında77 ve evine her girdiğinde ilk yaptığı şey
dişlerini misvaklayıp ağzını temizlemek olurdu.78 “Eğer ümmetime zahmet vereceğimden
korkmasaydım onlara her namaz vaktinde misvak kullanmalarını emrederdim.”79 hadisi ile de
Resûlüllah (s.a.v.) misvak kullanmanın ve ağız hijyeninin önemini işaret buyurmuştur.
Bilimsel araştırmalara göre de mazmaza, ağzı ve yutağı bakteri ve iltihaplara karşı koruduğu
gibi, ayrıca diş aralıklarında kalan yemek artıkları nedeniyle dişlerde ortaya çıkabilecek olan
çürümelere karşı da kişiyi korur. Bundan başka mazmaza ağız kaslarını güçlendir, kişiyi
psikolojik açıdan rahatlatır.80
4- Abdest esnasında diğer azalarda olduğu gibi, gerek ağız ve gerekse burun
yıkanırken okunan me’sûr dualarla kişi ağız ve burun temizliğini derin bir dinî vecd, istiğrak
ve huşu ile yaparak manevî bir arınma sağladığı kadar maddî bir arınma da sağlamış olur.81
5- Abdest ve gusül vesilesiyle ağzın ve burnun sürekli ve düzenli bir şekilde özenle
yıkanması salgın hastalıklara karşı çok etkili koruyucu tedbirlerdir. Bu bağlamda bilim
çevrelerinde kişi sağlığına olan yararından dolayı “gün gelecek inanmayan kişilerin de abdest
alacağı” konuşulmaktadır.82 Nitekim kılınan beş vakit namaz konusunda Resûlüllah’ın
“Sizden herhangi birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve her gün o nehirde beş kere
yıkanıp arınsa, bu o kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?” Sahabeler, “Onun
kirinden hiçbir şey bırakmaz.” demişler. Bunun üzerine Resûlullah, “İşte beş vakit namaz da
böyledir! Allah onlarla günahları yok eder.83 hadisi, namaz ve abdestin manevî ve uhrevî
yararları yanın da bir de kişi sağlığına olan katkı ve maddî yararlarını işaret etmektedir.
6- Ağız, boğaz, burun ve geniz çokça bakteri toplayabilen üst solunum organlarıdır.
Hapşıran kişi, bu zararlıları saatte 160 km. hızla püskürterek hapşırır.84 Üst solunum
yollarındaki bu zararlıların ve patojenlerin dışarı atılmasında mazmaza, istinşâk, istinsâr ve
hapşırmanın önemi çok büyüktür. Bu nedenledir ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) “Sizden herhangi
biriniz hapşırdığında ‘el-hamdülillâhi ‘alâ külli hâlin’ söylesin (…)”85 buyurmuşlardır. Ancak
kişi tuvalette iken hapşırmışsa edeben içinden hamd eder.86
7- Modern tıbbın bilimsel veri ve bulgularına göre, düzenli olarak yapılan ağız ve
burun temizliği virüslerden korunma hususunda en az el hijyeni kadar önemlidir. Bu esas
bağlamında mazmaza, istinşâk ve istinsârın kişi sağlığına ve bağışıklık sistemine olumlu
katkılar sağladığı inkâr edilemez. Zira ağız-boğaz ve burun temizliği bakterilerden
korunmanın en etkili yöntemleridirler.87
8- Sağlıklı ve hijyenik bir yaşam için gün içerisinde ağzı ve burnu belli aralıklarla su
ile özenle yıkayıp temizlemek mikroplara karşı etkili bir önlemdir. Gargara, ağız gargara
suları ve nazal yıkama sıvılarında olduğu gibi, su ile ağzı iyice çalkalamak ve burna şiddetle
su çekmek olası zararlıları parçalayarak etkisizleştirir ve enfeksiyon oluşturmalarına engel
olabilir.88 Ayrıca suyla ağzı çalkalamanın diş eti hastalıklarına, iltihaplanmalara ve diş
çürümelerine karşı koruyucu yönü vardır. Burnun içini iyice yıkayıp sümkürmenin de burun
ve solunum sistemi yoluyla vücuda dağılacak olan mikropların sümkürerek dışarı atılmasını
sağlar.
DIPNOTLAR
1 İbrahim Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye (Ankara: DİB Yayınları, Gaye Matbaası, 1980), 228.
2 Hasan Basri Çantay, Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm (İstanbul: 1985), el-Müddessir 74/4.
3 Ebû ‘İsâ Muhammed b. ‘İsâ b. Servet et-Tirmizî, el-Câmi‘u’s-sahîh (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Edeb”,
41.
4 Ebü’l-Ḥ üseyn Müslim b. el-Ḥ accâc el-Ḳ uşeyrî en-Nîsâbûrî, el-Câmi‘u’ṣ -ṣ aḥ îḥ (İstanbul: Çağrı Yayınları,
1981), “Tahâret”, 1.
5 Müslim, “Tahâret”, 1.
6 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1982), 1/214.
7 Müslim, “Tahâret”, 46, 47.
8 Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 231.
9 Müslim, “Tahâret”, 43; Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 231.
10 Ahmet Polat, “Hikmet-i Teşri‘ Bağlamında Abdest ve Namazın İnsan Sağlığı ile İlişkisi”, Academic Platform
Journal of Islamic Research 4/3 (2020), 415.
11 Diğer talimatlar için bk. Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 139.
12 Hürriyet, “Gargara konusu yine gündemde.” (Erişim 9 Ağustos 2021).
13 Namaz Sitesi. “Abdestin Sağlığa Faydaları.” (Erişim 11 Ağustos 2021).
14 Burhânüddîn ‘Alî b. Ebî Bekr el-Merğînânî, el-Hidâye şerḥ u Bidâyeti’l-mübtedî (Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-
‘İlmiyye, 1990), 1/16, 17.
15 Merğînânî, el-Hidâye, 1/17; Muhammed Emîn İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ ‘ale’d-Dürri’l-muḫ târ
(İstanbul: Kahraman Yayınları, 1984), 1/115 vd.
16 Mâlik b. Enes, el-Muvaṭṭ a’ (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Tahâret”, 30; Ebû İsḥ âk İbrâhîm b. ‘Alî b.
Yûsuf el-Firûzâbâdî eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb (b.y.: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, ts.), 1/37.
17 Ebû ‘Abdillâh Muhammed eş-Şevkânî, Neylü’l-evṭ âr şerḥ u Münteḳ a’l-aḫ bâr min eḥ âdîs-i Seyyidi’l-aḫ yâr
(Beyrût: Dâru’l-Cîl, 1973), 1/172; Muhammed Hamdi Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku ve Fıkıh Istılâhları
Kâmûsu, haz. Sıtkı Gülle (İstanbul: Eser Neşriyat, 1997), 3/391.
18 Zeynülâbidîn b. İbrâhîm İbn Nüceym el-Mısrî el-Hanefî, el-Bahru’r-râik şerhu Kenzi’d-dekâik (Beyrût:
Dâru’l-Ma‘rife, 2. Baskı, ts.), 1//21; Şevkânî, Neylü’l-evṭ âr, 1/172; Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 3/391.
19 Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 3/391; Muhammed b. İsmâ‘îl el-Kehlânî, Sübülü’s-selâm şerhu Bulûği’l-
merâm min edilleti’l-ahkâm (Beyrût: Dâr-u İhyâi’t-Türâsi’l-‘Arabî, 4. Baskı, 1960), 1/42.
20 Aḫ med Râfi‘ et-Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî ‘alâ Merâḳ i’l-felâḥ şerḥ u Nûri’l-îzâḥ (Mısır: Matba‘a-i Muṣṭ afâ
Muḫ ammed,
1937), 39.
21 Muhammed Revvâs Kal‘acî, Fıkıh Lugatı (Arapça-İngilizce-Türkçe) (İstanbul: Ocak Yayıncılık, 2012), 313.
22 Seyyid Sâbık, Fıḳ hu’s-sünne (Mısır: Dâru’l-Kitâbi’l-İslâmî, Dâru’l-Ḥ adîs̱, ts.), 1/41.
23 Merğînânî, el-Hidâye, 1/17; İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ, 1/115 vd.
24 Merğînânî, el-Hidâye, 1/16, 17; Muvaffuḳ uddîn Ebû Muḥ ammed b. Aḥ med b. ‘Abdillâh İbn Kudâme, el-
Muğnî (Ḳ âhire: Dâru’l-Ḥ adîs̱, 2004), 1/143.
25 ‘Abdüsselâm b. Sa‘îd et-Tenûhî es-Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, thk. ‘Âmir el-Cezzâr-‘Abdullâh el-
Minşâvî (Kâhire: Dâru’l-Hadîs, 2005), 1/17 vd.; Ebü’l-Velîd Muhammed b. Ahmed b. el-Ḥ afîd İbn Rüşd,
Bidâyetü’l-müctehid ve nihâyetü’l-mukteṣ ıd (Beyrût: Dâru’l-Ma‘rife, 5. Baskı, 1981), 1/10; ‘Alâüddîn
Ebû Bekr b. Mes‘ûd el-Kâsânî, Kitâbu Bedâi‘u’s-ṣ anâi‘ fî tertîbi’ş-Şerâi‘ (Beyrût: Dâru’l-Fikri’l-‘Arabî, 2.
Baskı, 1974), 1/21; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/134 vd.; Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed el-Ḫ atîb eş-Şirbînî,
Muğnî’l-muḥ tâc ilâ ma‘rifeti me‘ânî elfâzi’l-Minhâc, thk. ‘Alî Muhammed Mu‘avvad - ‘Âdil Ahmed
‘Abdülmevcûd (Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, 1994), 1/170.
26 Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. İdrîs eş-Şâfi‘î, el-Ümm, thk. Muhammed İbrâhîm el-Hıfnâvî (Kâhire: Dâru’l-
Hadîs, 2008), 1/188; ‘Alâuddîn es-Semerkandî, Tuhfetü’l-fukahâ, thk. el-İmâm Muhammed el-Muntasır
Billâh el-Kitânîm - Vehbe Mustafâ ez-Zuhaylî (Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, 2017), 1/14; Şirbînî,
Muğnî’l-muḥ tâc, 1/171.
27 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/18, 19; Şemsü’l-Eimme Muhammed b. Ahmed b. Ebî Sehl es-Serahsî, el-
Mebsûṭ (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1982-1983), 1/5; Kemâlüddîn Muhammed b. ‘Abdulvâhîd b. Mes‘ûd
İbnü’l-Hümâm es-Sivâsî, Şerhu Fethi’l-kadîr (Netâicu’l-efkâr fî keşfi’r-rümûzi ve’l- esrâr tekmilesi ile
birlikte), 1/25, 26.
28 Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. Yezîd el-Kazvînî İbn Mâce, es-Sünen (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981),
“Tahâret”, 47; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/146; ‘Abdullâh b. Muhammed b. Mevdûd el-Mevsılî
el-İḫ tiyâr li ta‘lîli’l-Muḫ târ, Ta‘lîḳ : Şeyḫ Mahmûd Ebû Daḳ îḳ a (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1991), 1/9;
Merğînânî, el-Hidâye, 1/13; Muhammed b. Ferâmûz Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ ükkâm fî şerḥ i Ğureri’l-aḥ kâm
(İstanbul: Fazilet Neşriyat, 1970), 1/7.
29 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/18, 19; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/9; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr, 1/22,
23.
30 Semerkandî, Tuhfetü’l-fukahâ, 1/13, 14; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/5; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/8; Merğînânî, el-
Hidâye, 1/13; Zeynülâbidîn b. İbrâhîm İbn Nüceym el-Mısrî el-Hanefî, el-Bahru’r-râik şerhu Kenzi’d-dekâik
(Beyrût: Dâru’l-Ma‘rife, 2. Baskı, ts.), 1/17; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/170.
31 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/11, 12; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16.
32 en-Nisâ 4/43; el-Mâide 5/6.
33 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/44; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/45; Mevsılî, el-İḫ tiyâr,
1/11, 12.
34 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/138; Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/17; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/44; Mevsılî, el-İḫ tiyâr,
1/11, 12; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16, 17; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/39.
35 Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 2/96
İslâm Hukuku ve Sağlık Açısından Mazmaza, İstinşâk ve İstinsâr’ın Önemi/Mehmet Ergün
188
ve rüzgârıyla burnun içine suyu iyice çekmek ve esaslı bir şekilde yıkamak demektir.36 Fıkıh
ıstılahında ise istinşâk şu anlamlara gelir:
a- Abdest ve gusülde buruna iyice çekilen su ile burnun temizlenmesi demektir.37
b- Abdest veya gusülde kişinin suyu olabildiğince burnuna çekmesi demektir.38
Abdestte sünnet, gusülde ise farz olan istinşâk39 Hz. Peygamber’in (s.a.v.) fıtrattan
olduğunu saydığı on husustan biridir.40 Abdestte istinşâk İmam Mâlik, İmam Şâfiî ve İmam
Ebû Hanîfe’ye göre sünnettir. İbn Ebî Leylâ ve bir kısım Zâhirîler ile Ahmed b. Hanbel’e göre
ise farzdır. Ebû Sevr, Ebû Ubeyde ile bazı Zâhirî hukukçuların görüşüne göre de sünnettir.41
Gerek abdestte ve gerekse gusülde oruçlu olmayan kişinin istinşâkta mübalâğa yapmasının
sünnet oluşu42 burun hijyeninde nihai gayeye ulaşmaya matuf nebevî bir teşviktir.
İstinşâkın üç defasının da ayrı ayrı su ile yapılması sünnettir. Kişi yalnız bir avuç su ile
üç defa istinşâk yapsa sünnet yerine gelmemiş olur.43 Nitekim Resûlüllah abdest almak için su
istedi (…) üç defa istinşâk yaptı (…) ve şöyle buyurdu: “Bu, benim ve benden önceki
enbiyanın temizlik şeklidir.”44 Hz. Osman da (r.a.) abdest suyu istedi (…) üç defa istinşâk
yaptı (…) ve şöyle dedi: “Ben, Hz. Peygamber’in bu şekilde abdest aldığını gördüm…”45
Hanefîlere göre, istinşâk yapmak guslün üç farzından biridir. İstinşâkta mübalâğa
yapmak ve bu işlemi üç defa tekrarlamak ise sünnettir. Abdestte de burna üç defa su vermek
ve bunu üç defa tekrar etmek sünnettir. Burna sağ elle su verilir, sol elle sümkürülür.46
36 İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/145; Nüceym, el-Bahru’r-râik, 1/21, 22; İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ, 1/115 vd.
37 Sâbık, Fıḳ hu’s-sünne, 1/41.
38 İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/145; Nüceym, el-Bahru’r-râik, 1/21, 22; İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ,1/115 vd.;
Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 38, 39.
39 Merğînânî, el-Hidâye, 1/17; İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ, 1/115 vd.
40 Tirmizî, “Edeb”, 14; İbn Mâce, “Tahâret”, 8; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16, 17; İbn Kudâme, el-Muğnî,
1/143; Vehbe Zuhaylî, el-Fıḳ hu’l-İslâmî ve edilletühu (Dımaşḳ : Dâru’l-Fikri’l-Mu‘âṣ ır, 34. Baskı, 2014),
1/340.
41 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/17 vd.; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/10; Kâsânî, Bedâi‘, 1/21; İbn
Kudâme, el-Muğnî, 1/134 vd.; Şevkânî, Neylü’l-evṭ âr, 1/172, 173; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/170.
42 Ebû Dâvûd Süleymân b. el-Eş‘as b. İsḥ âḳ es-Sicistânî, es-Sünen (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Tahâret”,
55, 56; Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Semerkandî, Tuhfetü’l-fukahâ, 1/14; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/171; Zuhaylî,
el-Fıḳ hu’l-İslâmî, 1/340, 358.
43 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/18, 19; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/5; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr, 1/25,
26.
44 İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/146; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/9; Merğînânî, el-Hidâye, 1/13; Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ
ükkâm, 1/7.
45 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/18, 19; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/9; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr, 1/22,
23; Şevkânî, Neylü’l-evṭ âr, 1/171, 172.
46 Semerkandî, Tuhfetü’l-fukahâ,1/13, 14; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/5; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/8; Merğînânî, el-Hidâye,
1/13; İbn Nüceym, el-Bahru’r-râik, 1/17; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/170.
47 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/11, 12; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16.
48 en-Nisâ 4/43; el-Mâide 5/6.
49 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/44; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/45; Mevsılî, el-İḫ tiyâr,
1/11, 12.
50 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/138; Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/17; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/44; Mevsılî, el-İḫ tiyâr,
1/11, 12; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16, 17; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/39.
51 Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 2/96.
52 Mâlik b. Enes, “Tahâret”, 30; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37.
53 Abfen Farma, “Nazal Yıkama Nedir?” (Erişim 12 Ağustos 2021).
54 Malatya Objektif, “Bir gün gelecek inanmayanlar da abdest alacaklar!” (Erişim 11 Ağustos 2021).
55 Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. İsmâ‘îl el-Buhârî, Ṣ aḥ îḥ u’l-Buḫ ârî (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Bedü’l-
halk”, 11; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/10; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/143.
56 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/60
57 İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/145; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr,1/25; Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 39;
Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 2/538.
58 Kehlânî, Sübülü’s-selâm, 1/55; Sâbık, Fıḳ hu’s-sünne, 1/37.
59 Buhârî, “Vudû”, 25, 26; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/10; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/143.
60 Ebû ‘Abdirrahmân Ahmed b. Şu‘ayb b. ‘Alî en-Nesâî, es-Sünen (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Tahâret”,
73.
61 Mâlik b. Enes, “Tahâret”, 30; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37.
62 Abfen Farma, “Nazal Yıkama Nedir?” (Erişim 12 Ağustos 2021).
63 Malatya Objektif, “Bir gün gelecek inanmayanlar da abdest alacaklar!” (Erişim 11 Ağustos 2021).
64 Buhârî, “Vudû”, 25, 26; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/10; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/143.
65 Süleyman Uludağ, İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti (Ankara: TDV Yayınları, 7. Baskı, 2003), 17-37;
Ümmühan Ark, İslâm Hukuk Usûlünde Hüküm İstinbâtı Gazalî ve İbn Rüşd Örneği (İstanbul: Paradigma
Akademi Yayınları, 2021), 1, 88.
66 Tirmizî, “Zühd”, 25.
67 Buhârî, “Mevâkîtü’s-salât, 6.
68 Uludağ, İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti, 76, 77.
69 Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ ükkâm, 1/12; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/181; Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 42.
70 Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ ükkâm, 1/12; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/181; Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 42.
71 Sabri Erturhan, “Fıkhî Açıdan Abdest ve Gusülde Ağız İle Burnun Yıkanması”, Cumhuriyet Üniversitesi
İlâhiyat Fakültesi Dergisi 5/2 (2001), 293
72 Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 139.
73 Müslim, “Tahâret”, 23.
74 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/60.
75 Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/5; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/9; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/8; Merğînânî, el-Hidâye,
1/12, 13; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr, 1/21.
76 Müslim, “Tahâret”, 46, 47.
77 Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 231.
78 Müslim, “Tahâret”, 43; Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 231.
79 Buhârî, “Cum‘a”, 8; Müslim, “Tahâret”, 42
0 Polat, “Hikmet-i Teşri‘ Bağlamında Abdest ve Namazın…”, 396.
81 Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ ükkâm,1/12; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/181.
82 Malatya Objektif, “Bir gün gelecek inanmayanlar da abdest alacaklar!” (Erişim 11 Ağustos 2021).
83 Buhârî, “Mevâkîtü’s-salât”, 6.
84 Akit, “Saatte 160 km. hızla püskürüyoruz!” (Erişim 28 Ağustos 2021).
85 Ebû Dâvûd, “Edeb”, 91.
86 Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 31.
87 Abfen Farma, “Nazal Yıkama Nedir?” (Erişim 12 Ağustos 2021); Malatya Objektif, “Bir gün gelecek
inanmayanlar da abdest alacaklar!” (Erişim 11 Ağustos 2021).
88 Günümüz modern sağlık sistemine göre de “Nazal yıkama herhangi bir burun veya sinüs rahatsızlığı
olmaksızın, diş fırçalamak, el yıkamak gibi günlük kişisel temizliğin bir parçası olarak sürekli uygulanabilir.
Daha iyi bir solunum ve daha sağlıklı bir yaşam için nazal yıkama önemlidir.” Abfen Farma, “Nazal Yıkama
Nedir?” (Erişim 12 Ağustos 2021).
KAYNAKÇA
Abfen Farma. “Nazal Yıkama Nedir?” Erişim 12 Ağustos 2021.
https://www.burunyikama.com.tr/nazalyikama.
Ahmed b. Hanbel. el-Müsned. 6 Cilt. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1982.
Akit. “Saatte 160 km. hızla püskürüyoruz!” Erişim 28 Ağustos 2021.
https://www.yeniakit.com.tr/haber/saatte...42493.html.
Ark, Ümmühan. İslâm Hukuk Usûlünde Hüküm İstinbâtı Gazalî ve İbn Rüşd Örneği. İstanbul:
2021.
Buhârî, Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. İsmâ‘îl. Ṣ aḥ îḥ u’l-Buḫ ârî. 8 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
Canan, İbrahim. Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye. Ankara: DİB Yayınları, Gaye
Matbaası, 1980.
Çantay, Hasan Basri. Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm. 3 Cilt. İstanbul: 1985.
Ebû Dâvûd, Süleymân b. el-Eş‘as b. İsḥ âḳ es-Sicistânî. es-Sünen. 2 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
Erturhan, Sabri. “Fıkhî Açıdan Abdest ve Gusülde Ağız İle Burnun Yıkanması”. Cumhuriyet
Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi 5/2 (2001), 293-315.
Hürriyet, “Gargara konusu yine gündemde.” Erişim 9 Ağustos 2021.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/osm...e-gundemde-
41523076.
İbn ‘Âbidîn, Muhammed Emîn. Reddü’l-muḫ târ ‘ale’d-Dürri’l-muḫ târ. 8 Cilt. İstanbul:
Kahraman Yayınları, 1984.
İbn Kudâme, Muvaffuḳ uddîn Ebû Muḥ ammed b. Aḥ med b. ‘Abdillâh. el-Muğnî. 16 Cilt. Ḳ
âhire: Dâru’l-Ḥ adîs̱, 2004.
İbn Mâce, Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. Yezîd el-Kazvînî. es-Sünen. 2 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
İbn Nüceym, Zeynülâbidîn b. İbrâhîm el-Mısrî el-Hanefî. el-Bahru’r-râik şerhu Kenzi’d-
dekâik. 8 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Ma‘rife, 2. Baskı, ts.
İbn Rüşd, Ebü’l-Velîd Muhammed b. Ahmed b. el-Ḥ afîd. Bidâyetü’l-müctehid ve nihâyetü’l-
mukteṣ ıd. 2 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Ma‘rife, 5. Baskı, 1981.
İbnü’l-Hümâm, Kemâlüddîn Muhammed b. ‘Abdulvâhîd b. Mes‘ûd es-Sivâsî. Şerhu Fethi’l-
kadîr (Netâicu’l-efkâr fî keşfi’r-rümûzi ve’l- esrâr tekmilesi ile birlikte). 10 Cilt.
Beyrût: Dâru’l-Fikr, 2. Baskı, ts.
Kal‘acî, Muhammed Revvâs. Fıkıh Lugatı (Arapça-İngilizce-Türkçe). İstanbul: Ocak
Yayıncılık, 2012.
Kâsânî, ‘Alâüddîn Ebû Bekr b. Mes‘ûd. Kitâbu Bedâi‘u’s-ṣ anâi‘ fî tertîbi’ş-Şerâi‘. 7 Cilt.
Beyrût: Dâru’l-Fikri’l-‘Arabî, 2. Baskı, 1974.
Kehlânî, Muhammed b. İsmâ‘îl. Sübülü’s-selâm şerhu Bulûği’l-merâm min edilleti’l-ahkâm. 4
Cilt. Beyrût: Dâr-u İhyâi’t-Türâsi’l-‘Arabî, 4. Baskı, 1960.
Malatya Objektif. “Bir gün gelecek inanmayanlar da abdest alacaklar!” Erişim 11 Ağustos
2021. http://www.malatyaobjektif.com/abdestin-...iği-saglik-
nimetleri/9289/
Mâlik b. Enes. el-Muvaṭṭ a’. 2 Cilt. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981.
Merğînânî, Burhânüddîn ‘Alî b. Ebî Bekr. el-Hidâye şerḥ u Bidâyeti’l-mübtedî. 4 Cilt. Beyrût:
Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, 1990.
Mevsılî, ‘Abdullâh b. Muhammed b. Mevdûd. el-İḫ tiyâr li ta‘lîli’l-Muḫ târ. 5 Cilt. Ta‘lîḳ :
Şeyḫ Mahmûd Ebû Daḳ îḳ a. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1991.
Molla Hüsrev, Muhammed b. Ferâmûz. Dürerü’l-ḥ ükkâm fî şerḥ i Ğureri’l-aḥ kâm. 2 Cilt.
İstanbul: Fazilet Neşriyat, 1970.
Müslim, Ebü’l-Ḥ üseyn Müslim b. el-Ḥ accâc el-Ḳ uşeyrî en-Nîsâbûrî. el-Câmi‘u’ṣ -ṣ aḥ îḥ . 3
Cilt. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981.
Namaz Sitesi. “Abdestin Sağlığa Faydaları.” Erişim 11 Ağustos 2021.
https://www.blog.namazsitesi.com/abdesti...alari.html.
Nesâî, Ebû ‘Abdirrahmân Ahmed b. Şu‘ayb b. ‘Alî en-Nesâî. es-Sünen. 8 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
Polat, Ahmet. “Hikmet-i Teşri‘ Bağlamında Abdest ve Namazın İnsan Sağlığı ile İlişkisi”.
Academic Platform Journal of Islamic Research 4/3 (2020), 386-418.
Sâbık, Seyyid. Fıḳ hu’s-sünne. 3 Cilt. Mısır: Dâru’l-Kitâbi’l-İslâmî, Dâru’l-Ḥ adîs̱, ts.
Sahnûn, ‘Abdüsselâm b. Sa‘îd et-Tenûhî. el-Müdevvenetü’l-kübrâ. 6 Cilt. thk. ‘Âmir el
Cezzâr - ‘Abdullâh el-Minşâvî. Kâhire, Dâru’l-Hadîs, 2005.
Semerkandî, ‘Alâuddîn. Tuhfetü’l-fukahâ’. 4 Cilt. thk. el-İmâm Muhammed el-Muntasır
Billâh el-Kitânîm - Vehbe Mustafâ ez-Zuhaylî. Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye,
2017.
Serahsî, Şemsü’l-Eimme Muhammed b. Ahmed b. Ebî Sehl. el-Mebsûṭ . 30 Cilt. İstanbul:
Çağrı Yayınları, 1982-1983.
Şâfi‘î, Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. İdrîs. el-Ümm. 9 Cilt. thk. Muhammed İbrâhîm el-
Hıfnâvî. Kâhire: Dâru’l-Hadîs, bsy., 2008.
Şevkânî, Ebû ‘Abdillâh Muhammed. Neylü’l-evṭ âr şerḥ u Münteḳ a’l-aḫ bâr min eḥ âdîs-i
Seyyidi’l-aḫ yâr. 9 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Cîl, 1973.
Şîrâzî, Ebû İsḥ âk İbrâhîm b. ‘Alî b. Yûsuf el-Firûzâbâdî. el-Mühezzeb. 3 Cilt. b.y.: Dâru’l-
Kütübi’l-‘İlmiyye, ts.
Şirbînî, Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed el-Ḫ atîb eş-Şirbînî. Muğnî’l-muḥ tâc ilâ ma‘rifeti
me‘ânî elfâzi’l-Minhâc. 5 Cilt. thk. ‘Alî Muhammed Mu‘avvad - ‘Âdil Ahmed
‘Abdülmevcûd. Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, 1994.
Tahtâvî, Aḫ med Râfi‘. Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî ‘alâ Merâḳ i’l-felâḥ şerḥ u Nûri’l-îzâḥ . Mısır:
Matba‘a-i Muṣṭ afâ Muḫ ammed, 1937.
Tirmizî, Ebû ‘İsâ Muhammed b. ‘İsâ b. Servet. el-Câmi‘u’s-sahîh. 5 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
Uludağ, Süleyman. İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti. Ankara: TDV Yayınları, 7. Baskı,
2003.
Yazır, Muhammed Hamdi. Alfabetik İslâm Hukuku ve Fıkıh Istılâhları Kâmûsu. 5 Cilt. haz.
Sıtkı Gülle. İstanbul: Eser Neşriyat, 1997.
Zuhaylî, Vehbe. el-Fıḳ hu’l-İslâmî ve edilletühu. 10 Cilt. Dımaşḳ : Dâru’l-Fikri’l-Mu‘âṣ ır, 34.
Baskı, 2014.
Kaynak
TDV İslâm Ansiklopedisi
Mehmet ERGÜN
Dr. Öğr. Üyesi, Bartın Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi, Bartın/Türkiye
İSTİNŞAK
الاستنشاق
Abdest ve gusülde burna su çekme, burun içini temizleme anlamında fıkıh terimi.
bk. ABDEST
Başta namaz olmak üzere bazı ibadet ve amellerin yerine getirilmesinden önce yapılan dinî temizlik.
bk. GUSÜL
Cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilik halinden kurtulmak için gerekli olan dinî temizlik.
MAZMAZA
المضمضة
Abdest ve gusülde ağza su alıp çalkalamak anlamında bir fıkıh terimi.
bk. ABDEST
Başta namaz olmak üzere bazı ibadet ve amellerin yerine getirilmesinden önce yapılan dinî temizlik.
bk. GUSÜL
Cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilik halinden kurtulmak için gerekli olan dinî temizlik.
İslâm Hukuku ve Sağlık Açısından Mazmaza, İstinşâk ve İstinsâr’ın Önemi
Genel anlamda temizlik ve hijyen meselesi İslâm dininin birincil ve en mühim
öğretilerinden birisidir. Bunun bir göstergesidir ki, fıkıh ve hadis müelliflerinin büyük
çoğunluğu eserlerinin sistematiğinde “Tahâret” konusunu diğer bahislerden öne almışlardır.1
“Elbiseni tertemizle.”2 “Allah temizdir, temizliği sever.”3 “Temizlik imandandır.”4 “Temizlik
imanın yarısıdır.”5 nassları temizliğin önemini ve gerekliliğini ifade eden birçok nastan
sadece bir kaçıdır. Çünkü kişisel temizliğe dikkat edilmediğinde ibadetlerin sıhhatinin
zedelenmesi dışında bazı hastalıklara yakalanmak, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve
kişilerin zarar görmesi mukadder olduğu için İslâm dini ağız-boğaz ve burun organlarının
temiz tutulmasını çok önemsemiştir. Hatta Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ağız temizliğine özen
göstermeyen kişileri ikaz ettiği de olmuştur.6
Üst solunum yolları üzerindeki katkısı nedeniyledir ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) ağız
sağlığına çok dikkat ettiği gibi, ümmetine de ağız ve burun hijyenini emretmiştir. Hatta gece
uykudan kalktığında,7 namaz için evinden her çıktığında8 ve evine her girdiğinde ilk yaptığı
şey dişlerini misvaklayıp ağzını temizlemek olurdu.9 Zira sürekli ve esaslı bir şekilde yapılan
ağız-boğaz ve burun temizliği bakteri ve salgın hastalıklardan korunmanın en etkili
yöntemleridir.10 Çünkü üst solunum yolları olarak adlandırılan ağız-boğaz ve burun organları
organizmaya açılan birer kapı mesabesinde olduklarından dolayı sağlıklı bir beden için
mazmaza, istinşâk ve istinsâr çok önemlidir. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Enes b.
Mâlik’e (öl. 93/711-712) (r.a.) talimat verdiği sekiz husustan olan “abdest”, “gusül” ve
“Resûlüllah’ın sünnetine tabi olmak”11 konuları mazmaza, istinşâk ve istinsârı da içeren
direktifler sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için son derece mühimdir. Bu bağlamda ağız-boğaz ve
burun temizliğine özen göstermek Resûlüllah’ın sünnetine tabi olmak cümlesindendir.
Modern tıbba göre de kaliteli, sağlıklı ve hijyenik bir yaşam açısından gün içerisinde
ağzı ve burnu belli aralıklarla su ile özenle yıkayıp temizlemek bakterilere karşı en az el
hijyeni kadar etkili bir önlemdir. Gargara sıvılarında olduğu gibi, su ile ağzı iyice çalkalamak
(mazmaza) ve buruna şiddetle su çekmek (istinşâk) olası zararlıları parçalayarak etkisiz hale
getirip enfeksiyon oluşturmalarına engel olabilir. Bu bağlamda ağız-boğaz ve burun
temizliğinin tıbben ve sağlıklı bir yaşam açısından önemini sağlık bilimci Osman Müftüoğlu
şöyle ifade etmiştir: “Bana sorarsanız, düzenli ağız temizliği virüsten korunmada el temizliği
kadar önemli bir ayrıntıdır.”12
Suyla gargara yapmanın, ağzı çalkalamanın diş eti hastalıklarına, iltihaplanmalara ve
diş çürümelerine karşı koruyucu yönü vardır. Burnu iyice yıkayıp sümkürmenin de (istinşâk
ve istinsâr) burun ve solunum sistemi yoluyla vücuda dağılacak olan mikropların sümkürerek
dışarı atılmasını sağlar.13 Bu ve benzeri faydaları nedeniyledir ki, İslâm hukukunda
mazmaza14, istinşâk15 ve istinsâr gerekli görülmüştür.16 İşte bu makalede mazmaza, istinşâk
ve istinsâr kavramları ele alınarak meselenin önemi ve bazı yararları üzerinde durularak
değerlendirme ve sonuca varılacak.
1. Mazmaza
Mazmaza/مضمضة sözlükte suyu ağızda kuvvetle hareket ettirip ağzı iyice çalkalamak
demektir.17 Fıkıh ıstılahında ise mazmaza şu anlamlara gelir:
a- Abdest veya gusül esnasında suyun bütün ağzı istiap eyleyip kaplaması, ağza su
verip ağzın iyice çalkalanması demektir.18
b- Abdest ve gusül esnasında ağzı su ile iyice çalkalayıp yıkamak demektir.19
İslâm Hukuku ve Sağlık Açısından Mazmaza, İstinşâk ve İstinsâr’ın Önemi/Mehmet Ergün
186
c- Abdest ve gusül esnasında suyu boğazın baş tarafına/ileri noktasına kadar
ulaştırmak ve gargara yapmak demektir.20
d- Abdest ve gusül esnasında ağızda suyu hareket ettirmek, ağzı su ile çalkalamak,
suyu ağzın en ileri noktasına kadar ulaştırmak, abartılı bir şekilde gargara yapmak demektir.21
e- Abdest ve gusül esnasında ağzı su ile iyice temizlemek demektir.22
Fakihlere göre fıkhî hükümleri bakımından farklı hükümlere tabi olan ve abdestte
sünnet, gusülde ise farz olan mazmaza23 Hz. Peygamber’in (s.a.v.) fıtrattan saydığı on
husustan biridir.24 Abdest esnasında mazmaza İmam Mâlik (öl. 179/795), İmam Şâfiî (öl.
204/819) ve İmam Ebû Hanîfe’ye (öl. 150/767) göre sünnettir. İbn Ebî Leylâ (öl.148/765) ve
bir kısım Zâhirîler ile Ahmed b. Hanbel’e (öl. 241/855) göre ise farzdır. Ebû Sevr
(öl.161/778), Ebû Ubeyde ile bazı Zâhirî hukukçuların görüşüne göre de sünnettir.25 Gerek
abdestte ve gerekse gusül esnasında oruçlu olmayan kişinin mazmazada mübalâğa yapmasının
sünnet oluşu26 ağız hijyeninde nihai gayeye ulaşmaya matuf nebevî bir teşviktir.
Mazmazanın üç defasının da ayrı ayrı su ile yapılması sünnet olup söz konusu suyun
yutulması da mekruhtur. Kişi bir avuç su ile üç defa mazmaza yapsa sünnet yerine gelmemiş
olur.27 Nitekim Resûlüllah abdest almak için su istedi, (…) üç defa mazmaza yaptı ve şöyle
buyurdu: “Bu, benim ve benden önceki enbiyanın temizlik şeklidir.”28 Hz. Osman da (r.a.)
abdest suyu istedi (…) üç defa mazmaza yaptı ve şöyle dedi: “Ben, Hz. Peygamber’in bu
şekilde abdest aldığını gördüm…”29
Hanefîlere göre, mazmaza yapmak guslün üç farzından biridir. Mazmazada mübalâğa
ve gargara yapmak ve bu işlemi üç defa tekrarlamak ise sünnettir. Abdestte de ağza üç defa su
vermek ve bunu üç defa tekrar etmek sünnettir. Ağza sağ elle su verilir, ağza verilen su ile
ağız iyice çalkalanır ve bu suyun yutulması da mekruhtur.30 Hanbelî mezhebine göre de gusül
esnasında ağzın yıkanması farzdır. Şâfiî ve Mâlikîlere göre ise, abdest ve gusülde mazmaza
yapmak sünnettir.31
Görüldüğü üzere, İslâm hukukçuları abdest ve gusül esnasında mazmazanın hükmü
konusunda ihtilâf etmişlerdir. Mâlikî ve Şâfiî mezhebine göre, mazmaza vacip değildir. Ebû
Hanîfe ve ashâbı “…fettahherû” “Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanıp temizlenin.”32 âyetine
binaen mazmazanın farz olduğu görüşünü belirtmişlerdir.33 Bu bağlamda Hanefîlere göre,
gusülde kişinin ağzına suyu bolca vererek yıkaması “…fettahherû” kavline binaen içtihâdî
farz olarak değerlendirilmiştir.34 Nitekim farz olan bir boy abdesti esnasında ağzına su
vermeyi unutup farz veyahut vacip bir namaz kılmış olan kişiye, daha sonra mezkûr durumun
farkına vardığında, hemen ağzına bolca su vererek namazı yeniden kılması gerekmektedir.
Eğer kılınan namaz nafile nevinden bir namazsa, mezkûr namazın yeniden kılınması
gerekmez.35
2. İstinşâk
Neşk/نشق kelimesinden türeyen “istinşâk/استنشاق” kavramı sözlükte “burna suyu iyice
çekmek ve burnun içini yıkamak” anlamına gelmektir. Bir başka ifadeyle burnun çekim gücü
ve rüzgârıyla burnun içine suyu iyice çekmek ve esaslı bir şekilde yıkamak demektir.36 Fıkıh
ıstılahında ise istinşâk şu anlamlara gelir:
a- Abdest ve gusülde buruna iyice çekilen su ile burnun temizlenmesi demektir.37
b- Abdest veya gusülde kişinin suyu olabildiğince burnuna çekmesi demektir.38
Abdestte sünnet, gusülde ise farz olan istinşâk39 Hz. Peygamber’in (s.a.v.) fıtrattan
olduğunu saydığı on husustan biridir.40 Abdestte istinşâk İmam Mâlik, İmam Şâfiî ve İmam
Ebû Hanîfe’ye göre sünnettir. İbn Ebî Leylâ ve bir kısım Zâhirîler ile Ahmed b. Hanbel’e göre
ise farzdır. Ebû Sevr, Ebû Ubeyde ile bazı Zâhirî hukukçuların görüşüne göre de sünnettir.41
Gerek abdestte ve gerekse gusülde oruçlu olmayan kişinin istinşâkta mübalâğa yapmasının
sünnet oluşu42 burun hijyeninde nihai gayeye ulaşmaya matuf nebevî bir teşviktir.
İstinşâkın üç defasının da ayrı ayrı su ile yapılması sünnettir. Kişi yalnız bir avuç su ile
üç defa istinşâk yapsa sünnet yerine gelmemiş olur.43 Nitekim Resûlüllah abdest almak için su
istedi (…) üç defa istinşâk yaptı (…) ve şöyle buyurdu: “Bu, benim ve benden önceki
enbiyanın temizlik şeklidir.”44 Hz. Osman da (r.a.) abdest suyu istedi (…) üç defa istinşâk
yaptı (…) ve şöyle dedi: “Ben, Hz. Peygamber’in bu şekilde abdest aldığını gördüm…”45
Hanefîlere göre, istinşâk yapmak guslün üç farzından biridir. İstinşâkta mübalâğa
yapmak ve bu işlemi üç defa tekrarlamak ise sünnettir. Abdestte de burna üç defa su vermek
ve bunu üç defa tekrar etmek sünnettir. Burna sağ elle su verilir, sol elle sümkürülür.46
Hanbelî mezhebine göre de gusülde burnun yıkanması farzdır. Şâfiî ve Mâlikîlere göre ise,
abdest ve gusülde istinşâk yapmak sünnettir.47
İfade edildiği gibi, İslâm hukukçuları abdest ve gusülde istinşâkın hükmü hususunda
ihtilâf etmişlerdir. Mâlikî ve Şâfiî mezhebine göre, istinşâk vacip değildir. Ebû Hanîfe ve
ashâbı “…fettahherû” “Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanıp temizlenin.”48 âyetine binaen
istinşâkın vucûbiyetine kâil olmuşlardır.49 Bu bağlamda Hanefîlere göre, gusülde kişinin
burnuna suyu bolca vererek yıkaması “…fettahherû” kavlince içtihâdî bir farz olup50 farz olan
bir boy abdestinde burnuna su vermeyi unutup farz veya vacip olan bir namazı kılan kişi, daha
sonra mezkûr durumun farkına varsa, hemen burnuna bolca su vererek namazı yeniden
kılması gerekir. Eğer kılınan namaz nafile nevinden bir namazsa mezkûr namazın yeniden
kılınması gerekmez.51
Resûlüllah günlük hayatta istinşâkın tatbikini özendirmek için de “Sizden biriniz
abdest alır da (…) burnunu temizleyince burnu ile işlediği günahlar çıkar (…)”52
buyurmuştur. Günümüz modern sağlık sistemine göre de “Nazal yıkama (burun yıkama)
herhangi bir burun veya sinüs rahatsızlığı olmaksızın, diş fırçalamak, el yıkamak gibi günlük
kişisel temizliğin bir parçası olarak sürekli uygulanabilir. Daha iyi bir solunum ve daha
sağlıklı bir yaşam için nazal yıkama önemlidir.”53 Bu esas bağlamında Onkolog Dr. Haluk
Nurbaki’nin (öl.1997) “Hiç abartmaksızın iddia ediyorum ki, bir gün gelecek inanmayanlar
da abdest alacaklar!”54 tıbbî tespiti ile Hz. Peygamber’in (s.a.v.) “Sizden biri uykusundan
uyandığında/abdest aldığında burnuna üç kere su versin (…). Çünkü şeytan, onun
genzinde/burnunda gecelemiştir.”55 hadisinde geçen “şeytan”dan maksat mikroplar olabilir.
Nitekim saç, sakal ve tırnak gibi kişiye öz bakımı ve bedenî temizliği emreden bir hadiste de
“(…) Çünkü şeytan kişinin tırnağı ile eti arasına girer.”56 buyrularak insanlar mikroplara
karşı uyarılmaktadır. Zira ağız, burun ve solunum yolları ile insan organizmasına giren
mikroplar insana pek çok zarar verebilir.
3. İstinsâr
İstinsâr/استنثار; burna su veya ilâç çekip burnun içini iyice temizlemek ve sümkürmek
demektir. Bazılarına göre de istinsâr; istinşâk kavramı ile aynı anlama gelir. Ancak dilcilere
göre ise istinsâr; istinşâktan sonra burundaki suyu çıkarmak için özel bir gayret sarf etmek,
sümkürmek demektir. İstinsâr kelimesi “نثر/nesre” kökünden türemiş olup hem genzi hem de
bıyığın tam ortasındaki açıklığı ifade eder.57
Resûlüllah (s.a.v.) bizzat kendisi abdest ve gusül esnasında üç defa sümkürdüğü gibi,58
“Sizden biriniz abdest alınca burnuna su çeksin, sonra sümkürsün.”59 vb. hadislerle abdest ve
gusül esnasında burna verilen suyun iyice sümkürülerek burnun temizlenmesini emretmiştir.
İstinsârın sebebini de “Sizden herhangi biriniz uykusundan uyandığında/abdest aldığında
burnunu üç kere iyice sümkürsün. Çünkü şeytan, onun genzinde gecelemiştir.”60 şeklinde en
veciz haliyle ifade buyurmuştur.
Resûlüllah günlük hayatta istinsârı teşvik etmiş ve tatbikini sağlamak için de “Sizden
biriniz abdest alır da (…). Burnunu temizleyince de burnu ile işlediği günahlar silinir gider
(…).”61 buyurmuştur. Modern tıbba göre de “(…) Daha iyi bir solunum ve daha sağlıklı bir
yaşam için nazal yıkama önemlidir.”62 Bu nedenledir ki, sağlık bilimci Dr. Haluk
Nurbaki’nin abdestin sıhhî yararlarına ilişkin tıbbî tespitleri63 son derece mühimdir. Söz
konusu tıbbî tespitlerle Hz. Peygamber’in tertemiz bir burun temizliği için sümkürmeyi
emreden hadisleri64 arasında benzerlik bulunmaktadır.
4. Konunun Önemi ve Bazı Yararları
Allah’ın koymuş olduğu dinî hükümlerde ya mutlak surette kullar için üstün bir yarar
vardır veya onlardan bazı zararları savmaya yönelik bir takım mühim hikmetler ve amaçlar
bulunmaktadır. İslâm âlimlerinin çoğunluğunun bu fikirde görüş birliği sağladıkları
görülmektedir.65 Mikroplar kişinin organizmasını zayıflatarak güçsüzleştirir ve sağlığını
bozabilir. Hatta kişinin ölümüne dahi yol açabilir. Şer‘i hükümlerin gayelerinden biri de hiç
şüphesiz “canın muhafazası ilkesi” nedeniyledir ki, ağız ve burundan hava ve besin
maddelerini aldığımızdan dolayı bu organların sık aralıklarla temizlenmesi mutlak surette
faydalı ve gereklidir. Aksi halde bu ihmal ve özensizlik kişinin sağlığını bozulabileceği gibi,
kendisinden sağlıksız ve zayıf nesillerin doğmasına sebebiyet verebilir. Oysa mükellef için
“hastalık gelmeden sağlığın kıymetini bilmek” tartışmasız dinî bir vecibedir.66 Dinin vazetmiş
olduğu abdest, gusül ve namaz ibadetlerinin bazı manevî yararlarının yanında bir de kişiyi
maddeten temizlemek gibi bilinen üstün yararları vardır.67
Abdest alan ve gusleden kişi ağzını yıkarken, ağzıyla Şârî‘ Teâlâ’nın yüce kelâmını
okuyacağını, O’nun yüce ismini zikredeceğini bilir ve üç defa lâyıkı veçhile ağzını yıkayıp
gargara yapar, üç kere de burnuna su verip burnunu iyice sümkürerek temizler. Şah Veliyullah
ed-Dihlevî’ye (öl. 1176/1762) göre, abdest ve gusül ile kişi âdeta cismanî ve beşerî
benliğinden kurtularak melekleşir ve melekût âlemine doğru yol alır.68 Maddî âlemden
manevî âleme doğru gerçekleşen bu kutsi seyir ve seyahatte mazmaza esnasında okunan
“Kur’ân okumak, Seni zikretmek ve Sana şükretmek ve Sana olan ibadeti güzelleştirmek
konularında bana yardım eyle Allah’ım!”,69 istinşâk esnasında da “Bana Cennet kokusunu
duyur, Cehennem kokusunu ise duyurma Allah’ım!”70 me’sûr duaları, ağız ve burnun maddî
ve fizikî temizliğine manevî bir boyut da kazandırmış olur.
Hâsılı, beden ile yapılan ibadetlerin tamamında zorunlu olan abdest ve gusül esnasında
ağız ile burnun iç kısımlarının yıkanmasının gerekliliği mazmaza, istinşâk ve istinsârın sağlık
açısından önemini gösterir.71
SONUÇ
“İslâm Hukuku ve Sağlık Açısından Mazmaza, İstinşâk ve İstinsâr’ın Önemi”ne ilişkin
fıkıh ve İslâm hukuku müdevvenatı ile modern tıp biliminin veri ve bulgularından
yararlanarak edindiğimiz bazı önemli sonuçları maddeler halinde şöylece sıralayabiliriz:
1- Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Enes b. Mâlik’e (r.a.) talimat verdiği sekiz husustan olan
“abdest”, “gusül” ve “Resûlüllah’ın sünnetine tabi olmak”72 meseleleri mazmaza, istinşâk ve
istinsâr konularını da içermektedir. Bu bağlamda ağız ve burun temizliğine özen göstermek
Resûlüllah’ın sünnetine tabi olmak cümlesindendir.
2- “Biriniz uykusundan uyandığında/abdest aldığında burnunu üç kere iyice
sümkürsün. Çünkü şeytan, onun genzinde gecelemiştir.”73 hadisinde geçen “şeytan”
benzetmesinden maksat mikroplar olmalıdır. Nitekim saç, sakal ve tırnak gibi kişiye öz
bakımı ve bedenî temizliği emreden bir hadiste de “(…) Çünkü şeytan kişinin tırnağı ile eti
arasına girer.”74 buyrularak insanlar şeytan figürü ile mikroplara karşı uyarılmaktadır. Zira
ağız, burun ve solunum yolları ile insan organizmasına giren mikroplar insana pek çok zarar
verebilir.
3- Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetinde ağız, burun gibi sağlık açısından çok önem arz
eden organların yıkanması yalnız namaz vakitleriyle sınırlandırılmamıştır.75 Nitekim
Resûlüllah gündüz olsun, gece olsun ağız temizliğini ihmal etmezdi. Hatta gece uykudan
kalktığında,76 namaz için evinden her çıktığında77 ve evine her girdiğinde ilk yaptığı şey
dişlerini misvaklayıp ağzını temizlemek olurdu.78 “Eğer ümmetime zahmet vereceğimden
korkmasaydım onlara her namaz vaktinde misvak kullanmalarını emrederdim.”79 hadisi ile de
Resûlüllah (s.a.v.) misvak kullanmanın ve ağız hijyeninin önemini işaret buyurmuştur.
Bilimsel araştırmalara göre de mazmaza, ağzı ve yutağı bakteri ve iltihaplara karşı koruduğu
gibi, ayrıca diş aralıklarında kalan yemek artıkları nedeniyle dişlerde ortaya çıkabilecek olan
çürümelere karşı da kişiyi korur. Bundan başka mazmaza ağız kaslarını güçlendir, kişiyi
psikolojik açıdan rahatlatır.80
4- Abdest esnasında diğer azalarda olduğu gibi, gerek ağız ve gerekse burun
yıkanırken okunan me’sûr dualarla kişi ağız ve burun temizliğini derin bir dinî vecd, istiğrak
ve huşu ile yaparak manevî bir arınma sağladığı kadar maddî bir arınma da sağlamış olur.81
5- Abdest ve gusül vesilesiyle ağzın ve burnun sürekli ve düzenli bir şekilde özenle
yıkanması salgın hastalıklara karşı çok etkili koruyucu tedbirlerdir. Bu bağlamda bilim
çevrelerinde kişi sağlığına olan yararından dolayı “gün gelecek inanmayan kişilerin de abdest
alacağı” konuşulmaktadır.82 Nitekim kılınan beş vakit namaz konusunda Resûlüllah’ın
“Sizden herhangi birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve her gün o nehirde beş kere
yıkanıp arınsa, bu o kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?” Sahabeler, “Onun
kirinden hiçbir şey bırakmaz.” demişler. Bunun üzerine Resûlullah, “İşte beş vakit namaz da
böyledir! Allah onlarla günahları yok eder.83 hadisi, namaz ve abdestin manevî ve uhrevî
yararları yanın da bir de kişi sağlığına olan katkı ve maddî yararlarını işaret etmektedir.
6- Ağız, boğaz, burun ve geniz çokça bakteri toplayabilen üst solunum organlarıdır.
Hapşıran kişi, bu zararlıları saatte 160 km. hızla püskürterek hapşırır.84 Üst solunum
yollarındaki bu zararlıların ve patojenlerin dışarı atılmasında mazmaza, istinşâk, istinsâr ve
hapşırmanın önemi çok büyüktür. Bu nedenledir ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) “Sizden herhangi
biriniz hapşırdığında ‘el-hamdülillâhi ‘alâ külli hâlin’ söylesin (…)”85 buyurmuşlardır. Ancak
kişi tuvalette iken hapşırmışsa edeben içinden hamd eder.86
7- Modern tıbbın bilimsel veri ve bulgularına göre, düzenli olarak yapılan ağız ve
burun temizliği virüslerden korunma hususunda en az el hijyeni kadar önemlidir. Bu esas
bağlamında mazmaza, istinşâk ve istinsârın kişi sağlığına ve bağışıklık sistemine olumlu
katkılar sağladığı inkâr edilemez. Zira ağız-boğaz ve burun temizliği bakterilerden
korunmanın en etkili yöntemleridirler.87
8- Sağlıklı ve hijyenik bir yaşam için gün içerisinde ağzı ve burnu belli aralıklarla su
ile özenle yıkayıp temizlemek mikroplara karşı etkili bir önlemdir. Gargara, ağız gargara
suları ve nazal yıkama sıvılarında olduğu gibi, su ile ağzı iyice çalkalamak ve burna şiddetle
su çekmek olası zararlıları parçalayarak etkisizleştirir ve enfeksiyon oluşturmalarına engel
olabilir.88 Ayrıca suyla ağzı çalkalamanın diş eti hastalıklarına, iltihaplanmalara ve diş
çürümelerine karşı koruyucu yönü vardır. Burnun içini iyice yıkayıp sümkürmenin de burun
ve solunum sistemi yoluyla vücuda dağılacak olan mikropların sümkürerek dışarı atılmasını
sağlar.
DIPNOTLAR
1 İbrahim Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye (Ankara: DİB Yayınları, Gaye Matbaası, 1980), 228.
2 Hasan Basri Çantay, Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm (İstanbul: 1985), el-Müddessir 74/4.
3 Ebû ‘İsâ Muhammed b. ‘İsâ b. Servet et-Tirmizî, el-Câmi‘u’s-sahîh (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Edeb”,
41.
4 Ebü’l-Ḥ üseyn Müslim b. el-Ḥ accâc el-Ḳ uşeyrî en-Nîsâbûrî, el-Câmi‘u’ṣ -ṣ aḥ îḥ (İstanbul: Çağrı Yayınları,
1981), “Tahâret”, 1.
5 Müslim, “Tahâret”, 1.
6 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1982), 1/214.
7 Müslim, “Tahâret”, 46, 47.
8 Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 231.
9 Müslim, “Tahâret”, 43; Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 231.
10 Ahmet Polat, “Hikmet-i Teşri‘ Bağlamında Abdest ve Namazın İnsan Sağlığı ile İlişkisi”, Academic Platform
Journal of Islamic Research 4/3 (2020), 415.
11 Diğer talimatlar için bk. Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 139.
12 Hürriyet, “Gargara konusu yine gündemde.” (Erişim 9 Ağustos 2021).
13 Namaz Sitesi. “Abdestin Sağlığa Faydaları.” (Erişim 11 Ağustos 2021).
14 Burhânüddîn ‘Alî b. Ebî Bekr el-Merğînânî, el-Hidâye şerḥ u Bidâyeti’l-mübtedî (Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-
‘İlmiyye, 1990), 1/16, 17.
15 Merğînânî, el-Hidâye, 1/17; Muhammed Emîn İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ ‘ale’d-Dürri’l-muḫ târ
(İstanbul: Kahraman Yayınları, 1984), 1/115 vd.
16 Mâlik b. Enes, el-Muvaṭṭ a’ (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Tahâret”, 30; Ebû İsḥ âk İbrâhîm b. ‘Alî b.
Yûsuf el-Firûzâbâdî eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb (b.y.: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, ts.), 1/37.
17 Ebû ‘Abdillâh Muhammed eş-Şevkânî, Neylü’l-evṭ âr şerḥ u Münteḳ a’l-aḫ bâr min eḥ âdîs-i Seyyidi’l-aḫ yâr
(Beyrût: Dâru’l-Cîl, 1973), 1/172; Muhammed Hamdi Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku ve Fıkıh Istılâhları
Kâmûsu, haz. Sıtkı Gülle (İstanbul: Eser Neşriyat, 1997), 3/391.
18 Zeynülâbidîn b. İbrâhîm İbn Nüceym el-Mısrî el-Hanefî, el-Bahru’r-râik şerhu Kenzi’d-dekâik (Beyrût:
Dâru’l-Ma‘rife, 2. Baskı, ts.), 1//21; Şevkânî, Neylü’l-evṭ âr, 1/172; Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 3/391.
19 Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 3/391; Muhammed b. İsmâ‘îl el-Kehlânî, Sübülü’s-selâm şerhu Bulûği’l-
merâm min edilleti’l-ahkâm (Beyrût: Dâr-u İhyâi’t-Türâsi’l-‘Arabî, 4. Baskı, 1960), 1/42.
20 Aḫ med Râfi‘ et-Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî ‘alâ Merâḳ i’l-felâḥ şerḥ u Nûri’l-îzâḥ (Mısır: Matba‘a-i Muṣṭ afâ
Muḫ ammed,
1937), 39.
21 Muhammed Revvâs Kal‘acî, Fıkıh Lugatı (Arapça-İngilizce-Türkçe) (İstanbul: Ocak Yayıncılık, 2012), 313.
22 Seyyid Sâbık, Fıḳ hu’s-sünne (Mısır: Dâru’l-Kitâbi’l-İslâmî, Dâru’l-Ḥ adîs̱, ts.), 1/41.
23 Merğînânî, el-Hidâye, 1/17; İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ, 1/115 vd.
24 Merğînânî, el-Hidâye, 1/16, 17; Muvaffuḳ uddîn Ebû Muḥ ammed b. Aḥ med b. ‘Abdillâh İbn Kudâme, el-
Muğnî (Ḳ âhire: Dâru’l-Ḥ adîs̱, 2004), 1/143.
25 ‘Abdüsselâm b. Sa‘îd et-Tenûhî es-Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, thk. ‘Âmir el-Cezzâr-‘Abdullâh el-
Minşâvî (Kâhire: Dâru’l-Hadîs, 2005), 1/17 vd.; Ebü’l-Velîd Muhammed b. Ahmed b. el-Ḥ afîd İbn Rüşd,
Bidâyetü’l-müctehid ve nihâyetü’l-mukteṣ ıd (Beyrût: Dâru’l-Ma‘rife, 5. Baskı, 1981), 1/10; ‘Alâüddîn
Ebû Bekr b. Mes‘ûd el-Kâsânî, Kitâbu Bedâi‘u’s-ṣ anâi‘ fî tertîbi’ş-Şerâi‘ (Beyrût: Dâru’l-Fikri’l-‘Arabî, 2.
Baskı, 1974), 1/21; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/134 vd.; Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed el-Ḫ atîb eş-Şirbînî,
Muğnî’l-muḥ tâc ilâ ma‘rifeti me‘ânî elfâzi’l-Minhâc, thk. ‘Alî Muhammed Mu‘avvad - ‘Âdil Ahmed
‘Abdülmevcûd (Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, 1994), 1/170.
26 Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. İdrîs eş-Şâfi‘î, el-Ümm, thk. Muhammed İbrâhîm el-Hıfnâvî (Kâhire: Dâru’l-
Hadîs, 2008), 1/188; ‘Alâuddîn es-Semerkandî, Tuhfetü’l-fukahâ, thk. el-İmâm Muhammed el-Muntasır
Billâh el-Kitânîm - Vehbe Mustafâ ez-Zuhaylî (Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, 2017), 1/14; Şirbînî,
Muğnî’l-muḥ tâc, 1/171.
27 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/18, 19; Şemsü’l-Eimme Muhammed b. Ahmed b. Ebî Sehl es-Serahsî, el-
Mebsûṭ (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1982-1983), 1/5; Kemâlüddîn Muhammed b. ‘Abdulvâhîd b. Mes‘ûd
İbnü’l-Hümâm es-Sivâsî, Şerhu Fethi’l-kadîr (Netâicu’l-efkâr fî keşfi’r-rümûzi ve’l- esrâr tekmilesi ile
birlikte), 1/25, 26.
28 Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. Yezîd el-Kazvînî İbn Mâce, es-Sünen (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981),
“Tahâret”, 47; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/146; ‘Abdullâh b. Muhammed b. Mevdûd el-Mevsılî
el-İḫ tiyâr li ta‘lîli’l-Muḫ târ, Ta‘lîḳ : Şeyḫ Mahmûd Ebû Daḳ îḳ a (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1991), 1/9;
Merğînânî, el-Hidâye, 1/13; Muhammed b. Ferâmûz Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ ükkâm fî şerḥ i Ğureri’l-aḥ kâm
(İstanbul: Fazilet Neşriyat, 1970), 1/7.
29 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/18, 19; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/9; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr, 1/22,
23.
30 Semerkandî, Tuhfetü’l-fukahâ, 1/13, 14; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/5; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/8; Merğînânî, el-
Hidâye, 1/13; Zeynülâbidîn b. İbrâhîm İbn Nüceym el-Mısrî el-Hanefî, el-Bahru’r-râik şerhu Kenzi’d-dekâik
(Beyrût: Dâru’l-Ma‘rife, 2. Baskı, ts.), 1/17; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/170.
31 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/11, 12; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16.
32 en-Nisâ 4/43; el-Mâide 5/6.
33 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/44; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/45; Mevsılî, el-İḫ tiyâr,
1/11, 12.
34 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/138; Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/17; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/44; Mevsılî, el-İḫ tiyâr,
1/11, 12; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16, 17; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/39.
35 Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 2/96
İslâm Hukuku ve Sağlık Açısından Mazmaza, İstinşâk ve İstinsâr’ın Önemi/Mehmet Ergün
188
ve rüzgârıyla burnun içine suyu iyice çekmek ve esaslı bir şekilde yıkamak demektir.36 Fıkıh
ıstılahında ise istinşâk şu anlamlara gelir:
a- Abdest ve gusülde buruna iyice çekilen su ile burnun temizlenmesi demektir.37
b- Abdest veya gusülde kişinin suyu olabildiğince burnuna çekmesi demektir.38
Abdestte sünnet, gusülde ise farz olan istinşâk39 Hz. Peygamber’in (s.a.v.) fıtrattan
olduğunu saydığı on husustan biridir.40 Abdestte istinşâk İmam Mâlik, İmam Şâfiî ve İmam
Ebû Hanîfe’ye göre sünnettir. İbn Ebî Leylâ ve bir kısım Zâhirîler ile Ahmed b. Hanbel’e göre
ise farzdır. Ebû Sevr, Ebû Ubeyde ile bazı Zâhirî hukukçuların görüşüne göre de sünnettir.41
Gerek abdestte ve gerekse gusülde oruçlu olmayan kişinin istinşâkta mübalâğa yapmasının
sünnet oluşu42 burun hijyeninde nihai gayeye ulaşmaya matuf nebevî bir teşviktir.
İstinşâkın üç defasının da ayrı ayrı su ile yapılması sünnettir. Kişi yalnız bir avuç su ile
üç defa istinşâk yapsa sünnet yerine gelmemiş olur.43 Nitekim Resûlüllah abdest almak için su
istedi (…) üç defa istinşâk yaptı (…) ve şöyle buyurdu: “Bu, benim ve benden önceki
enbiyanın temizlik şeklidir.”44 Hz. Osman da (r.a.) abdest suyu istedi (…) üç defa istinşâk
yaptı (…) ve şöyle dedi: “Ben, Hz. Peygamber’in bu şekilde abdest aldığını gördüm…”45
Hanefîlere göre, istinşâk yapmak guslün üç farzından biridir. İstinşâkta mübalâğa
yapmak ve bu işlemi üç defa tekrarlamak ise sünnettir. Abdestte de burna üç defa su vermek
ve bunu üç defa tekrar etmek sünnettir. Burna sağ elle su verilir, sol elle sümkürülür.46
36 İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/145; Nüceym, el-Bahru’r-râik, 1/21, 22; İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ, 1/115 vd.
37 Sâbık, Fıḳ hu’s-sünne, 1/41.
38 İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/145; Nüceym, el-Bahru’r-râik, 1/21, 22; İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ,1/115 vd.;
Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 38, 39.
39 Merğînânî, el-Hidâye, 1/17; İbn ‘Âbidîn, Reddü’l-muḫ târ, 1/115 vd.
40 Tirmizî, “Edeb”, 14; İbn Mâce, “Tahâret”, 8; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16, 17; İbn Kudâme, el-Muğnî,
1/143; Vehbe Zuhaylî, el-Fıḳ hu’l-İslâmî ve edilletühu (Dımaşḳ : Dâru’l-Fikri’l-Mu‘âṣ ır, 34. Baskı, 2014),
1/340.
41 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/17 vd.; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/10; Kâsânî, Bedâi‘, 1/21; İbn
Kudâme, el-Muğnî, 1/134 vd.; Şevkânî, Neylü’l-evṭ âr, 1/172, 173; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/170.
42 Ebû Dâvûd Süleymân b. el-Eş‘as b. İsḥ âḳ es-Sicistânî, es-Sünen (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Tahâret”,
55, 56; Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Semerkandî, Tuhfetü’l-fukahâ, 1/14; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/171; Zuhaylî,
el-Fıḳ hu’l-İslâmî, 1/340, 358.
43 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/18, 19; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/5; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr, 1/25,
26.
44 İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/146; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/9; Merğînânî, el-Hidâye, 1/13; Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ
ükkâm, 1/7.
45 Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/18, 19; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/9; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr, 1/22,
23; Şevkânî, Neylü’l-evṭ âr, 1/171, 172.
46 Semerkandî, Tuhfetü’l-fukahâ,1/13, 14; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/5; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/8; Merğînânî, el-Hidâye,
1/13; İbn Nüceym, el-Bahru’r-râik, 1/17; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/170.
47 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/11, 12; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16.
48 en-Nisâ 4/43; el-Mâide 5/6.
49 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/188; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/44; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/45; Mevsılî, el-İḫ tiyâr,
1/11, 12.
50 Şâfi‘î, el-Ümm, 1/138; Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 1/17; Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/44; Mevsılî, el-İḫ tiyâr,
1/11, 12; Merğînânî, el-Hidâye, 1/16, 17; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/39.
51 Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 2/96.
52 Mâlik b. Enes, “Tahâret”, 30; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37.
53 Abfen Farma, “Nazal Yıkama Nedir?” (Erişim 12 Ağustos 2021).
54 Malatya Objektif, “Bir gün gelecek inanmayanlar da abdest alacaklar!” (Erişim 11 Ağustos 2021).
55 Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. İsmâ‘îl el-Buhârî, Ṣ aḥ îḥ u’l-Buḫ ârî (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Bedü’l-
halk”, 11; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/10; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/143.
56 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/60
57 İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/145; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr,1/25; Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 39;
Yazır, Alfabetik İslâm Hukuku, 2/538.
58 Kehlânî, Sübülü’s-selâm, 1/55; Sâbık, Fıḳ hu’s-sünne, 1/37.
59 Buhârî, “Vudû”, 25, 26; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/10; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/143.
60 Ebû ‘Abdirrahmân Ahmed b. Şu‘ayb b. ‘Alî en-Nesâî, es-Sünen (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), “Tahâret”,
73.
61 Mâlik b. Enes, “Tahâret”, 30; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37.
62 Abfen Farma, “Nazal Yıkama Nedir?” (Erişim 12 Ağustos 2021).
63 Malatya Objektif, “Bir gün gelecek inanmayanlar da abdest alacaklar!” (Erişim 11 Ağustos 2021).
64 Buhârî, “Vudû”, 25, 26; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/10; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/143.
65 Süleyman Uludağ, İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti (Ankara: TDV Yayınları, 7. Baskı, 2003), 17-37;
Ümmühan Ark, İslâm Hukuk Usûlünde Hüküm İstinbâtı Gazalî ve İbn Rüşd Örneği (İstanbul: Paradigma
Akademi Yayınları, 2021), 1, 88.
66 Tirmizî, “Zühd”, 25.
67 Buhârî, “Mevâkîtü’s-salât, 6.
68 Uludağ, İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti, 76, 77.
69 Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ ükkâm, 1/12; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/181; Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 42.
70 Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ ükkâm, 1/12; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/181; Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 42.
71 Sabri Erturhan, “Fıkhî Açıdan Abdest ve Gusülde Ağız İle Burnun Yıkanması”, Cumhuriyet Üniversitesi
İlâhiyat Fakültesi Dergisi 5/2 (2001), 293
72 Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 139.
73 Müslim, “Tahâret”, 23.
74 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/60.
75 Serahsî, el-Mebsûṭ , 1/5; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/9; Mevsılî, el-İḫ tiyâr, 1/8; Merğînânî, el-Hidâye,
1/12, 13; İbnü’l-Hümâm, Şerhu Fethi’l-kadîr, 1/21.
76 Müslim, “Tahâret”, 46, 47.
77 Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 231.
78 Müslim, “Tahâret”, 43; Canan, Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye, 231.
79 Buhârî, “Cum‘a”, 8; Müslim, “Tahâret”, 42
0 Polat, “Hikmet-i Teşri‘ Bağlamında Abdest ve Namazın…”, 396.
81 Molla Hüsrev, Dürerü’l-ḥ ükkâm,1/12; Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/37; Şirbînî, Muğnî’l-muḥ tâc, 1/181.
82 Malatya Objektif, “Bir gün gelecek inanmayanlar da abdest alacaklar!” (Erişim 11 Ağustos 2021).
83 Buhârî, “Mevâkîtü’s-salât”, 6.
84 Akit, “Saatte 160 km. hızla püskürüyoruz!” (Erişim 28 Ağustos 2021).
85 Ebû Dâvûd, “Edeb”, 91.
86 Tahtâvî, Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî, 31.
87 Abfen Farma, “Nazal Yıkama Nedir?” (Erişim 12 Ağustos 2021); Malatya Objektif, “Bir gün gelecek
inanmayanlar da abdest alacaklar!” (Erişim 11 Ağustos 2021).
88 Günümüz modern sağlık sistemine göre de “Nazal yıkama herhangi bir burun veya sinüs rahatsızlığı
olmaksızın, diş fırçalamak, el yıkamak gibi günlük kişisel temizliğin bir parçası olarak sürekli uygulanabilir.
Daha iyi bir solunum ve daha sağlıklı bir yaşam için nazal yıkama önemlidir.” Abfen Farma, “Nazal Yıkama
Nedir?” (Erişim 12 Ağustos 2021).
KAYNAKÇA
Abfen Farma. “Nazal Yıkama Nedir?” Erişim 12 Ağustos 2021.
https://www.burunyikama.com.tr/nazalyikama.
Ahmed b. Hanbel. el-Müsned. 6 Cilt. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1982.
Akit. “Saatte 160 km. hızla püskürüyoruz!” Erişim 28 Ağustos 2021.
https://www.yeniakit.com.tr/haber/saatte...42493.html.
Ark, Ümmühan. İslâm Hukuk Usûlünde Hüküm İstinbâtı Gazalî ve İbn Rüşd Örneği. İstanbul:
2021.
Buhârî, Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. İsmâ‘îl. Ṣ aḥ îḥ u’l-Buḫ ârî. 8 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
Canan, İbrahim. Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye. Ankara: DİB Yayınları, Gaye
Matbaası, 1980.
Çantay, Hasan Basri. Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm. 3 Cilt. İstanbul: 1985.
Ebû Dâvûd, Süleymân b. el-Eş‘as b. İsḥ âḳ es-Sicistânî. es-Sünen. 2 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
Erturhan, Sabri. “Fıkhî Açıdan Abdest ve Gusülde Ağız İle Burnun Yıkanması”. Cumhuriyet
Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi 5/2 (2001), 293-315.
Hürriyet, “Gargara konusu yine gündemde.” Erişim 9 Ağustos 2021.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/osm...e-gundemde-
41523076.
İbn ‘Âbidîn, Muhammed Emîn. Reddü’l-muḫ târ ‘ale’d-Dürri’l-muḫ târ. 8 Cilt. İstanbul:
Kahraman Yayınları, 1984.
İbn Kudâme, Muvaffuḳ uddîn Ebû Muḥ ammed b. Aḥ med b. ‘Abdillâh. el-Muğnî. 16 Cilt. Ḳ
âhire: Dâru’l-Ḥ adîs̱, 2004.
İbn Mâce, Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. Yezîd el-Kazvînî. es-Sünen. 2 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
İbn Nüceym, Zeynülâbidîn b. İbrâhîm el-Mısrî el-Hanefî. el-Bahru’r-râik şerhu Kenzi’d-
dekâik. 8 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Ma‘rife, 2. Baskı, ts.
İbn Rüşd, Ebü’l-Velîd Muhammed b. Ahmed b. el-Ḥ afîd. Bidâyetü’l-müctehid ve nihâyetü’l-
mukteṣ ıd. 2 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Ma‘rife, 5. Baskı, 1981.
İbnü’l-Hümâm, Kemâlüddîn Muhammed b. ‘Abdulvâhîd b. Mes‘ûd es-Sivâsî. Şerhu Fethi’l-
kadîr (Netâicu’l-efkâr fî keşfi’r-rümûzi ve’l- esrâr tekmilesi ile birlikte). 10 Cilt.
Beyrût: Dâru’l-Fikr, 2. Baskı, ts.
Kal‘acî, Muhammed Revvâs. Fıkıh Lugatı (Arapça-İngilizce-Türkçe). İstanbul: Ocak
Yayıncılık, 2012.
Kâsânî, ‘Alâüddîn Ebû Bekr b. Mes‘ûd. Kitâbu Bedâi‘u’s-ṣ anâi‘ fî tertîbi’ş-Şerâi‘. 7 Cilt.
Beyrût: Dâru’l-Fikri’l-‘Arabî, 2. Baskı, 1974.
Kehlânî, Muhammed b. İsmâ‘îl. Sübülü’s-selâm şerhu Bulûği’l-merâm min edilleti’l-ahkâm. 4
Cilt. Beyrût: Dâr-u İhyâi’t-Türâsi’l-‘Arabî, 4. Baskı, 1960.
Malatya Objektif. “Bir gün gelecek inanmayanlar da abdest alacaklar!” Erişim 11 Ağustos
2021. http://www.malatyaobjektif.com/abdestin-...iği-saglik-
nimetleri/9289/
Mâlik b. Enes. el-Muvaṭṭ a’. 2 Cilt. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981.
Merğînânî, Burhânüddîn ‘Alî b. Ebî Bekr. el-Hidâye şerḥ u Bidâyeti’l-mübtedî. 4 Cilt. Beyrût:
Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, 1990.
Mevsılî, ‘Abdullâh b. Muhammed b. Mevdûd. el-İḫ tiyâr li ta‘lîli’l-Muḫ târ. 5 Cilt. Ta‘lîḳ :
Şeyḫ Mahmûd Ebû Daḳ îḳ a. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1991.
Molla Hüsrev, Muhammed b. Ferâmûz. Dürerü’l-ḥ ükkâm fî şerḥ i Ğureri’l-aḥ kâm. 2 Cilt.
İstanbul: Fazilet Neşriyat, 1970.
Müslim, Ebü’l-Ḥ üseyn Müslim b. el-Ḥ accâc el-Ḳ uşeyrî en-Nîsâbûrî. el-Câmi‘u’ṣ -ṣ aḥ îḥ . 3
Cilt. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981.
Namaz Sitesi. “Abdestin Sağlığa Faydaları.” Erişim 11 Ağustos 2021.
https://www.blog.namazsitesi.com/abdesti...alari.html.
Nesâî, Ebû ‘Abdirrahmân Ahmed b. Şu‘ayb b. ‘Alî en-Nesâî. es-Sünen. 8 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
Polat, Ahmet. “Hikmet-i Teşri‘ Bağlamında Abdest ve Namazın İnsan Sağlığı ile İlişkisi”.
Academic Platform Journal of Islamic Research 4/3 (2020), 386-418.
Sâbık, Seyyid. Fıḳ hu’s-sünne. 3 Cilt. Mısır: Dâru’l-Kitâbi’l-İslâmî, Dâru’l-Ḥ adîs̱, ts.
Sahnûn, ‘Abdüsselâm b. Sa‘îd et-Tenûhî. el-Müdevvenetü’l-kübrâ. 6 Cilt. thk. ‘Âmir el
Cezzâr - ‘Abdullâh el-Minşâvî. Kâhire, Dâru’l-Hadîs, 2005.
Semerkandî, ‘Alâuddîn. Tuhfetü’l-fukahâ’. 4 Cilt. thk. el-İmâm Muhammed el-Muntasır
Billâh el-Kitânîm - Vehbe Mustafâ ez-Zuhaylî. Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye,
2017.
Serahsî, Şemsü’l-Eimme Muhammed b. Ahmed b. Ebî Sehl. el-Mebsûṭ . 30 Cilt. İstanbul:
Çağrı Yayınları, 1982-1983.
Şâfi‘î, Ebû ‘Abdillâh Muhammed b. İdrîs. el-Ümm. 9 Cilt. thk. Muhammed İbrâhîm el-
Hıfnâvî. Kâhire: Dâru’l-Hadîs, bsy., 2008.
Şevkânî, Ebû ‘Abdillâh Muhammed. Neylü’l-evṭ âr şerḥ u Münteḳ a’l-aḫ bâr min eḥ âdîs-i
Seyyidi’l-aḫ yâr. 9 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Cîl, 1973.
Şîrâzî, Ebû İsḥ âk İbrâhîm b. ‘Alî b. Yûsuf el-Firûzâbâdî. el-Mühezzeb. 3 Cilt. b.y.: Dâru’l-
Kütübi’l-‘İlmiyye, ts.
Şirbînî, Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed el-Ḫ atîb eş-Şirbînî. Muğnî’l-muḥ tâc ilâ ma‘rifeti
me‘ânî elfâzi’l-Minhâc. 5 Cilt. thk. ‘Alî Muhammed Mu‘avvad - ‘Âdil Ahmed
‘Abdülmevcûd. Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, 1994.
Tahtâvî, Aḫ med Râfi‘. Ḥ âşiyetü’t-Taḥ tâvî ‘alâ Merâḳ i’l-felâḥ şerḥ u Nûri’l-îzâḥ . Mısır:
Matba‘a-i Muṣṭ afâ Muḫ ammed, 1937.
Tirmizî, Ebû ‘İsâ Muhammed b. ‘İsâ b. Servet. el-Câmi‘u’s-sahîh. 5 Cilt. İstanbul: Çağrı
Yayınları, 1981.
Uludağ, Süleyman. İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti. Ankara: TDV Yayınları, 7. Baskı,
2003.
Yazır, Muhammed Hamdi. Alfabetik İslâm Hukuku ve Fıkıh Istılâhları Kâmûsu. 5 Cilt. haz.
Sıtkı Gülle. İstanbul: Eser Neşriyat, 1997.
Zuhaylî, Vehbe. el-Fıḳ hu’l-İslâmî ve edilletühu. 10 Cilt. Dımaşḳ : Dâru’l-Fikri’l-Mu‘âṣ ır, 34.
Baskı, 2014.
Kaynak
TDV İslâm Ansiklopedisi
Mehmet ERGÜN
Dr. Öğr. Üyesi, Bartın Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi, Bartın/Türkiye
"Biriniz küçük abdestini yaptığında geriye sidik kalmaması için zekerini üç defa sıvazlasın."
(İmam Ahmed)
(İmam Ahmed)
İstibra:
Yürüme, öksünne ya da sol yanına uzanma veya ayaklarını hareket et
tirme, kımıldama vb. ile olur. Bu, zekerindeki sidik yolunda hiç bir damla kalmaya
cak şekilde, dibinden başına kadar üç defa zekerini sol eliyle ovmak yoluyla yapılır.
Orta parmağını zekerinin altına, baş pannağını da üstüne koyar ve zekerin başına
doğru çeker. Varsa kalanın çıkması için üç defa hafifçe çekmek müstehaptır.
Bu hususta Malikf, Hanbeli ve Şafiilerin kitaplarındaki ifade şudur: İstibra, üç
hafif sıyırma ve çekme ile olur; sol elinin şehadet parmağını zekerinin dipten altına,
baş parmağını da üstüne koyar ve içindeki sidik çıkana kadar hafifçe çeker. Bunun
hafifçe olması menduptur. Mahallin sidikten temizlendiği zannı galip gelene kadar
böyle yapılır. Evhama da uyulmaz, çünkü evham vesvese getirir, o da dine zarar ve
rir.
İmam Ahmed, "Biriniz küçük abdestini yaptığında geriye sidik kalmaması
için zekerini üç defa sıvazlasın. " hadisini rivayet etmiştir.
Kadının istibrası, sol elinin parmak uçlarını avret yerinin üzerine koyması ile
olur.
İstibra umumen insandan insana değişir. Amaç, sidik yolunda çıkmasından
korkulan bir şeyin kalmadığı kanaatinin hasıl olmasıdır. Kimi hafif bir sıkma ile bu
nu sağlarken kiminin de öksürmesi gerekir, kimi de hiç birine ihtiyaç duymaz. Bazı
durumlarda zekerden sidiğin çıkış yerini pamuk gibi bir şeyle tıkamak gerekir. Bu
helada fazla kalmak mekruh olduğundan yapılır.
istibranın delili İbni Abbas'ın hadisidir:
"Resulullah (a.s.) iki kabirden geçti ve
buyurdu ki: "Onlara azab ediliyor; büyük bir şeyden de azab edilmiyorlar: Biri si
sidiğinden sonra istibra etmiyordu, diğeri de koğuculuk yapıyordu. " (Buhari ve
Müslim)
Vacip değil de mendup olduğunu söyleyenlerin delili de Resulullah (a.s.)'in şu
sözüdür: "Sidikten sakının! Kabir azabının ekserisi ondandır. " Sidiğin kesilmesin·
den maksat tekrar gelmemesini sağlamaktır. Hadis, kendi Metnine göre istibra yap
mazsa kendisinden birşey çıkacağını kati olarak bilen veya o şekilde kanaat getiren
kimse hakkında varit olmuştur.
Kaynak
İSLAM FIKHI ANSİKLOPEDİSİ
Yürüme, öksünne ya da sol yanına uzanma veya ayaklarını hareket et
tirme, kımıldama vb. ile olur. Bu, zekerindeki sidik yolunda hiç bir damla kalmaya
cak şekilde, dibinden başına kadar üç defa zekerini sol eliyle ovmak yoluyla yapılır.
Orta parmağını zekerinin altına, baş pannağını da üstüne koyar ve zekerin başına
doğru çeker. Varsa kalanın çıkması için üç defa hafifçe çekmek müstehaptır.
Bu hususta Malikf, Hanbeli ve Şafiilerin kitaplarındaki ifade şudur: İstibra, üç
hafif sıyırma ve çekme ile olur; sol elinin şehadet parmağını zekerinin dipten altına,
baş parmağını da üstüne koyar ve içindeki sidik çıkana kadar hafifçe çeker. Bunun
hafifçe olması menduptur. Mahallin sidikten temizlendiği zannı galip gelene kadar
böyle yapılır. Evhama da uyulmaz, çünkü evham vesvese getirir, o da dine zarar ve
rir.
İmam Ahmed, "Biriniz küçük abdestini yaptığında geriye sidik kalmaması
için zekerini üç defa sıvazlasın. " hadisini rivayet etmiştir.
Kadının istibrası, sol elinin parmak uçlarını avret yerinin üzerine koyması ile
olur.
İstibra umumen insandan insana değişir. Amaç, sidik yolunda çıkmasından
korkulan bir şeyin kalmadığı kanaatinin hasıl olmasıdır. Kimi hafif bir sıkma ile bu
nu sağlarken kiminin de öksürmesi gerekir, kimi de hiç birine ihtiyaç duymaz. Bazı
durumlarda zekerden sidiğin çıkış yerini pamuk gibi bir şeyle tıkamak gerekir. Bu
helada fazla kalmak mekruh olduğundan yapılır.
istibranın delili İbni Abbas'ın hadisidir:
"Resulullah (a.s.) iki kabirden geçti ve
buyurdu ki: "Onlara azab ediliyor; büyük bir şeyden de azab edilmiyorlar: Biri si
sidiğinden sonra istibra etmiyordu, diğeri de koğuculuk yapıyordu. " (Buhari ve
Müslim)
Vacip değil de mendup olduğunu söyleyenlerin delili de Resulullah (a.s.)'in şu
sözüdür: "Sidikten sakının! Kabir azabının ekserisi ondandır. " Sidiğin kesilmesin·
den maksat tekrar gelmemesini sağlamaktır. Hadis, kendi Metnine göre istibra yap
mazsa kendisinden birşey çıkacağını kati olarak bilen veya o şekilde kanaat getiren
kimse hakkında varit olmuştur.
Kaynak
İSLAM FIKHI ANSİKLOPEDİSİ
İKİLEME NEDİR, NASIL OLUŞUR?
İKİLEME
İki sözcüğün bir araya gelerek oluşturduğu söz öbeğine ikileme denir. ikilemelerin temel amacı anlamı pekiştirmektir.
İkilemeler farklı biçimlerde oluşur:
Aynı sözcüğün yinelenmesiyle
Yavaş yavaş, salkım salkım, uzun uzun, tane tane…
Eş-yakın anlamlı sözcüklerle
Doğru dürüst, açık seçik, sorgu sual, derme çatma, ar namus, mal mülk, delik deşik, kılık kıyafet…
Karşıt anlamlı sözcüklerle
Büyük küçük, iyi kötü, irili ufaklı, ileri geri, aşağı yukarı, er geç, dosta düşmana…
Bir anlamlı bir anlamsız sözcükle
Eski püskü, yırtık pırtık, incik boncuk, ufak tefek, abuk sabuk, yamru yumru, estek köstek…
İki anlamsız sözcükle
Ivır zıvır, eciş bücüş, abur cubur, yalap şalap, ıcığı cıcığı…
Yansıma sözcüklerle
Tıkır tıkır, kütür kütür, şırıl şırıl, mışıl mışıl, tıngır mıngır, kıkır kıkır, fokur fokur…
İkilemeler arasına hiçbir noktalama işareti konmaz.
İkilemelerin bazıları bağlaç ya da ilgeçle kullanılabilir:
Örnek:
Güzel mi güzel bir evi var.
Şeker de şeker diye tutturdu.
Bir araba aldı ama ne araba ne araba…
İkilemelerde kullanılan sözcükler sözlük anlamlarını yitirebilir. Bu durumda ikilemeler deyim sayılır.
Örnek:
İyi kötü idare ediyoruz.
Üzerinde eski püskü bir elbise vardı.
Çat pat konuştuğu İngilizcesiyle kimi ikna edebilir.
İKİLEME
İki sözcüğün bir araya gelerek oluşturduğu söz öbeğine ikileme denir. ikilemelerin temel amacı anlamı pekiştirmektir.
İkilemeler farklı biçimlerde oluşur:
Aynı sözcüğün yinelenmesiyle
Yavaş yavaş, salkım salkım, uzun uzun, tane tane…
Eş-yakın anlamlı sözcüklerle
Doğru dürüst, açık seçik, sorgu sual, derme çatma, ar namus, mal mülk, delik deşik, kılık kıyafet…
Karşıt anlamlı sözcüklerle
Büyük küçük, iyi kötü, irili ufaklı, ileri geri, aşağı yukarı, er geç, dosta düşmana…
Bir anlamlı bir anlamsız sözcükle
Eski püskü, yırtık pırtık, incik boncuk, ufak tefek, abuk sabuk, yamru yumru, estek köstek…
İki anlamsız sözcükle
Ivır zıvır, eciş bücüş, abur cubur, yalap şalap, ıcığı cıcığı…
Yansıma sözcüklerle
Tıkır tıkır, kütür kütür, şırıl şırıl, mışıl mışıl, tıngır mıngır, kıkır kıkır, fokur fokur…
İkilemeler arasına hiçbir noktalama işareti konmaz.
İkilemelerin bazıları bağlaç ya da ilgeçle kullanılabilir:
Örnek:
Güzel mi güzel bir evi var.
Şeker de şeker diye tutturdu.
Bir araba aldı ama ne araba ne araba…
İkilemelerde kullanılan sözcükler sözlük anlamlarını yitirebilir. Bu durumda ikilemeler deyim sayılır.
Örnek:
İyi kötü idare ediyoruz.
Üzerinde eski püskü bir elbise vardı.
Çat pat konuştuğu İngilizcesiyle kimi ikna edebilir.
RAŞiT TUNCA
BAŞAĞAÇLI RAŞiT TUNCA


FORUMUMUZDA
Dini Bilgiler...
Kültürel Bilgiler...
PNG&JPG&GiF Resimler...
Biyografiler...
Tasavvufi Vaaz Sohbetler...
Peygamberler Tarihi...
Siyeri Nebi
PSP&PSD Grafik
ALLAH
BAYRAK

Radyo Karoglan
Foruma Misafir Olarak Gir
Forumda Neler Var


GALATASARAY
FENERBAHÇE
BEŞiKTAŞ
TRABZONSPOR
MiLLi TAKIM
ETKiNLiKLERiMiZ