Welcome, Guest
You have to register before you can post on our site.

Username
  

Password
  





Forum Statistics
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 11,624
» Forum posts: 12,427

Full Statistics

 
RasitTunca-2 Tövbe İstiğfar Kirlendikden Sonra Yıkanmak Gibidir (Kar©glanin 27 Ağustos 2017 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 11:47 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies



Günahlardan Tövbe İstiğfar Kirlendikden Sonra Yıkanmak Gibidir

(Kar©glanin 27 Ağustos 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve huvel azî zul gafûr

Meali :

O, Sizin hanginizin daha güzel amel yapacağını imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır. Ve O; Aziz’dir, Gafûr’dur.(Yüce bir bağışlayıcıdır)

Sadakallahul Aziym MULK Suresi 2. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَّكَ مِنَ الْأُولَى

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve lel âhıratu hayrun leke minel ûlâ.

Meali :

Esteuzubillah

Ve ahiret hayatı (bundan sonraki hayat, gelecek son zaman), mutlaka senin için, evvelkilerden (dünyanin öncelerindeki hayatlardan) daha hayırlıdır.(Kisaca sonradan gelenler öncekilerden üstündür tabikine, yani katlar yatlar, bilgisayarlar, ucaklar, arabalar, türlü türlü nimetler, güzel kadinlar)

Sadakallahul Aziym DUHÂ Suresi 4. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا  وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَى

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Bel tu’sırûnel hayâted dunyâ. Vel âhıratu hayrun ve ebkâ.

Meali :

Esteuzubillah

Dünyadaki Hayat serüveninde, Ahiret yani sonda gelenler, önceklierden daha kalici ve üstündürler.(Cünkü dün muhammed ne dedi, daha emin olamiyouruz, cünkü video yokdu, kayit cihazi yokdu ,kagit kalem bile azdi ve yazilanlar cüzi mikdarda, bugün bir sanatci elli sene önce bir şarki söylemiş ve videosunu cekmişler, bugün haala kayit altinda bakin, yani kalici hala unutulmuyor, arşivlerden cikarip bakabiliyorsun, oysaki biz musa neler dedi neler yapti bilemiyoruz, cünkü cok az kayit ve bilgi var, öyle olunca, sonda gelenler ve zamani daha evla, ve bakidir, yani kalicidir, onlarin amellerini herşeyi kayit altinda tutabilirsin cünkü)

Sadakallahul Aziym A'LÂ Suresi 17. ayet


---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Allah'a ve son güne (Ahiret gününe) iman eden, ya hayır söylesin yahut sussun. Allah'a ve son güne iman eden komşusuna ikram etsin. Allah'a ve son güne iman eden konuğuna ikram eylesin. Allah'a ve son güne iman eden, komşusuna iyilik etsin. Allah'a ve son güne iman eden konuğuna ikram etsin. Allah'a ve son güne iman eden iyi söz söylesin yahut sussun."

( Hadis-i Şerif , Sahih-i Müslim, 67 - 69)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Yarın ölecekmiş gibi ahirete ve hiç ölmeyecekmiş gibi dünya işlerine çalışınız!"

( Hadis-i Şerif , İbni Asakir)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Dünya ahiretin tarlasıdır. "

( Hadis-i Şerif , Deylemi)

Abdullah b. Ömer radıyallahu anhümâdan
"Bir defa Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri iki omuzumu tuttu da:
-Ey Abdullah! Sen dünyada bir garib yahud geçici bir yolcu gibi ol! buyurdu.
Bu hadisin ravilerinden Leys der ki: İbn-i Ömer (kendisi de bana) şöyle derdi:
-Ey Leys! Akşama erişince sabahı gözetleme, sabaha erişince de akşamı bekleme. Sıhhat ve âfiyet zamanından bir kısmını, hastalık zamanın için ayır. Hayatından bir kısmını da ölümün için ayır."

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاء والضَّرَّاء وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl be’sâi ved darrâi ve hînel be’si ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn

Meali :

Esteuzubillah
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir.(yani müslümanlik ve müminlik  namaz kilmakdan ibaret degildir diyor rabbimiz) Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 177. ayet

AHiRET NEDiR O ZAMAN

Ahiret öyle şimdiye kadar anlatilanlar gibi hicde öyle ölümden sonraki hayat falan degildir, ahiret "El evvelu Allah el ahiri Allah " demek başlangicda da Allah sondada Allah var demek yani öyle olunca burda "ahir" sondaki demek oluyorda niye ahiret kelimesi diger yerlerde öldükten sonrasi için kullaniliyor. bizatihi sonda gelenlerin hayati demekdir, yani dünyaya en son gelenlerin vakti ve hayati, biz dünün ahiretiyiz, dün evvelki günün ahireti, yarin bugünün ahireti, yani öyle olunca, ahiret kainatin en son ilerledigi ve insanligin en son ulaştigi nokta demekdir, bugünün teknoljisi, ilmi bilimi, yarin old timer olcak, yani eski bilgi olacak, nasil dünkü cep telefonlari eskidi  ev telefonlari eski model oldu, şimdi görntülü sesli videolu emailler var yani  mektuplar dünkü mektup kalkdi, bugün görüntülü mektup, yani videolu mesajlar var, yine telefon görüntülü görüşmeler var öyle olunca, her gün bir ileri, bir ileri gitmekde insanoglu, ve  Rabbimiz buyuruyor

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ  والَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn. Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik(kablike) ve bil âhireti hum yûkınûn

Meali :

Esteuzubillah

Gelecekdeki müminler namazlarina devam edenler, ve verdigimiz riziklardan paylaşanlar olacak, ve onlarin bilgisi, öyleki onlarin imani ve bilgisi, hem öncekileri bilecekler sana bildiridiklerimizi bilcekler, hem sonrakileri bilecekler, ve işde gelecek böyle bize yakin gelenlerin olacak, yani en sonra, en sonra, böyle kimseler gelecek daha bilgili kimseler .

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 3 ve 4. aye

Allahin var ve bir olmasi, kötülerinde var olmasina engel degildir, cünkü kainatin tamami karanlik iken, icine Allah  necm veya yildiz denen kandiller asmişki, onlar ancak etraflarini aydinlatiyor, yoksa kainatin neredeyse tamami karanlik, ve öyle olunca biz gündüz ve aydinlik diye, dünya yönünü, yani ne tarafini güneşe dönmüş ise, o tarafa güneşe bakar vaziyette oldgundan, biz gündüz diyoruz, ve gece ise dünyanin kainata bakan tarafi, ve kainata bakan taraf ne kadar karanlik degilmi, yani hep karanlik icinde bir kac tane yildiz var gibi sanki, o kadar cok yildiz olmasina ragmen, karanliga ve kainatin büyüklügüne bakinca, o yildizlar hic gibi yani, öyle olunca yani karanlik ve zulumat yani kötülük enrejisi kainatda demekki cokca var, amma iyilikler işde aynen o yildzilar gibi etrafini aydinlatan ulvi şahsiyetler gibi işde, ve öyle olunca yildizilarin olmasi karanligi yok etmez, sadece karanlikda karanligin icinde kandiller gibidir iyiler, ve iyi kimseler, onlar karanligi yokedmezler, zaten sadece etraflari aydinladgi için, biz onlarin etrafini aydinlik görürüz, ve güneş hareket edipde bir öteye gecince, terkettigi yeri, yine karanlik ile doludur yani.
Nasil saglikli insan,  mikroplardan ve kazadan beladan korunabilen insan demek ise, ahirette öyle tertemiz kalanlarin yurdu degildir, cünkü dünün gelecegi olan yani dünün ahiret olan bugün ve bugünde kötü ve günahkarlar, ve hirsizlar, katiller, zinakarlar var aramizda, dünde vardi, yarinda olacakdir, amm ahiret yurdu yani gelecege sahip olanlarin dünyasi belki ancak günah işlemeyenler toplulugu degilde, belki günah işledikden sonra, tövbe edebilenler toplulugu demek olur, cünkü bu kadar karanlik ve zulumat var ise, o zaman günaha girmek kacinilmaz bir sonuc, ve öyle olunca, günahdan sonra tövbe ve istigfar edebilmek, rabbimizden veya yani hata ettigimiz kimseden belki özür dileyebilmekdir, yani tövbe ve istigfar ise hatayi neye karşi yaptiysan ondan özür dilemekdir bence, ve özür dileyip bir daha o hatayi yapmamaya calişmak, veya o hatisini, dogru olan hal ile degiştirebilmek, yani caldigi malin yerine, iki tane fazlasini geri koyabilmek. amma adam hirsiz olmuş , cünkü fakir mali yok, bu adam nasil o mali iade edecek degilmi, öyle olunca deminki yazdigimiz ayette olan gündeme girer, yani verdigimiz riziklardan paylaşabilenlerindir gelecek  ve ahiret diyrodu o ayette  rabbim, öyle olunca, sen fakiri fakir birakmaz ise, ne olur, fakir calmak durmunda kalmaz, işsizi iş sahibi yaparsan,  alninin teri ile kazanip yer, calmaya muhtac kalmaz, memurunun gönlünü cebini doldurursan rüşvete tenezül etmez, öyle olunca iyilik işde öyle ne kibleye dönüp sadece yatip kalkip namaz kilmak, nede batiya dönüp, sadece ilim bilim ile ugraşmak, iyilk işde paylaşabilen, namazini eda edebilen, başkalarina tasadduk edebilen, sözünde duran, ayeti tekrar yazmaya gerek yok, yukari cik, ayeti bir dah oku anla yani.

ve gecen yazdigmiz gibi böyle kurt gibi aslan gibi tilki gibi olanlar ne yapar, iyilik yapiyor görünsede, yani kirmizi başlikli kizdaki kurt gibi, kuzu postu giyip, her ne kadar şirin ve iyi gibi görünmeye calişsada, gayesi lokmasini yemekdir, yani onun iyiligi kendi lokmasi için, yani öyle olunca, ya bizler farklimiyiz, bak kurban geldi, koyun kuzu keci inek dana kesilcek, daha dün inekleri koyunlari besliyor, bakiyor seviyor görünüyorduk, amma bugün, kesmek için niyet ettik artik yani, hani koyunu seviyordun, yani herkesi lokmasinin katilidir, yani öyle olunca kasap et derdinde, koyun can derdinde derlerya, yani sen koyunu kesip kurban edeceksinde, yarin senin  yeni halin  kimin koyunu ve kurbani olacak biliyorumsun, yarin belki durum degişcek, o kurban senin sahibin olarak dogacak, ve sen onun kurbani olacaksin, ve o yüzden kurbanin iyi davran, yoksa oda aynisini sana yapacakdir,  senden gördügünü yeni halinde sana uygulyacakdir.
işde günahlardan sonra tevbe ve pişmanlik belki, elin elbisen vücüdun kirlendikden sonra, yikamak veya yikanmak gibidir, amma hic kirlenmyen temiz elbise,  bir daha birdaha yikanirmi, hayir, dolaba koyarsin temiz elbiseni, temiz ise temiz temiz durur, ve zamani gelince, temizce giyersin, yoksa cikarip cikarip bir daha yikamazsin degilmi, öyle olunca tövbede yine günah işlenince yapilan bir ameldir, ve öyle olunca, elin kirlendiyse yikama ihtiyaci duyarsin, degilmi? öyle olunca, senin vicdanin günah işleyince, pişmanlik duymuyorsa, sen vicdansizin birisisindir, o zaman öyle olunca

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Muhakkak kötü arzular kalbime gelir de bu yüzden günde yetmiş defa istiğfar ederim.”

( Hadis-i Şerif , Müslim)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Vallahi ben Allah'a günde yetmiş defadan çok istiğfar ediyorum."

"Bütün insanlar hatalıdır; hatalı insanların Allah (cc) katında en makbul olanları tevbe edenleridir."

Bu nedenle Ebu Hureyre (ra):
"Peygamberden daha çok istiğfar edeni görmedim." demiştir. (El-Kurtubi)

ve Deniz ne kadar büyük olursa, o zaman icine at eşşek ölüsü düşse, denizi mundar etmez, göl büyükse,  gölüde mundar etmez, amma eger bir at yada eşşek, kuyuya düşse, yada havuza düşsede ölse, havuzda kuyuda mundar olur, öyle olunca, günah büyük bile olsa, eger sen iyi kimse isen ve iyilgin artilarin coksa, bak tyb amca caldi dediler ayakkabi kutusunda, amma adam diyor, varsin calsin iş yapiyor, yol yapiyor diyor, yani öyle olunca, senin iyi görünen kürkün  varsa iyiyse, sen calsanda, seni aziz yapiyorsa, ya devir bozuldu, yada kural, bu deniz büyükse, at ölüsü mundar etmez. amma sen göz önünde kücük ve fakir bir adamsan, firindan ekmek calsan, seni hapse atarlar, bu adam kodaman adam, deniz büyük icinde  eriiti o günahini pisligini, ne tutukladilar, nede kimse onun calmasindan rahatisiz, deniz büyük yani. lan fakir fakir  bir cocok firindan ekmek caldi diye tokatlayip dövenler vardi daha dün, ne oldu bizlere,  dinmi degiştirdik bizler aceb, ne oldu da hirisiza göz yumar olduk.

Ve ben daha düne kadar, televizyon seyrederken, müzik dinlerken bile, zikrime devam edebilyiordum, ve bunu raşdi tarikatini kurupda sizede tavsiye edip duyurunca, sizin hallerinizmi başima dert oldu bilmiyon, ve ben zikir ederken hic öyle dalmazdim, ve bugünlerde ise, televizyonda haberler varsa, ve ben zikrederken, egeer habere kulak veirirsem birden nerde kaldiydim zikirimde unutuveriyon, yani ya denizler kücüldü, benim deniz kücüldü, yada günahlar büyüdü artik, denizi bile bulandircak günahlar mi cikdi ortaya acaba ondanmidir bu hal. benimde fikrimi bulandirir oldu, tv seyretemk falan yoksa düne kadar, ciplak kadin görsem bile beni irgalamzdi yani, ve  deniziler sicaklardan kurumayami başladi  da kücülürmü oldu, yoksa işde günahlar ve insanlik koca bir günah gibimi oldu aceb.
ve ben yada sen kötü fiil ve ameller yaparakdan gelcegimize mi kötülük yapmiş oluyoruz o zaman demekki öyle, yani öyle olunca ve kainatta Allahdan gayri bir varlik yoksa "la mevcuda illa hu" kurali geregi, o zaman ben sana sövüp sayip, yada kötülük yaparakdan ancak, sende Allahin halifesisin, bende halifesiysem, o zaman ben veya o temsili misal bu kötü ameller ile ancak yine hepimizde var olan Allaha, yada kendi zatimiza kötülük etmiş olmazmiyiz,  yani kisaca bana sövende allah sövmüş olur, sana sövende Allah sövmüş olur, cünkü ondan gayrisi yokki, öyle olunca, sen beni degil ancak, kendini aldatirsin, sen benden calsan, ancak kendinden calmiş olursun, ben sen isem, sen ben isen, ve biz Allahin parcasi ve halifesiysek o zaman.
" Her kim ne eder ise, kendine eder, yine kendine eder " kurali yani, cok kimse rastlamişdir bir kaza bela olurda kurtulur, ve derlerki, "bir iyiligin el germiş sana "öyle olunca iyilk de yapsan yine kendine iyilik etmiş olursun, kötülük yaparakda  kendine yapmiş olursun, nitekim muhammed, kendini demir tirnaklar ile tirmalayanlar gördü miracda, yani bugün geldi ve metalika cilginlarini gördü herhalde, yani bu günkü sapik zümreyi gördü, ve öyle olunca, yani onlar bu halde kendi cehennemlerini yaşiyorlar demekki, 1400 küsür sene önceki muhammedi, al gel gelcekdeki bizim vaktimize tabiki bazi insanlarin hali ona cennet gibi görüncek bazilarinin halide cehennem olmuş görüncek degilmi yani
işde böyle bir gruplara katilmak belkide  kötüler yurdunda olmak demek olur, ve iyilerle birlikte olmak ise, iyiler yurdunda olmak demek olur, yani dünyada  mümin bildiklerimizi ve onlarin diyari olan memlektler var ve birde kafirler ve kafir memleketleri var, öyle olunca ahiretteki iyiler yurduna bitmek isteyen, iyi ameller yapacak ki iyiler yurduna varabilsin,
mesala bizim milletimiz kural tanimaz, halbuki avurpa ve komşularinda kurallar ve anayasa medni huku diye yasalar cikaranlar grubu, öyle olunca onlarin diyari kurallara uyunca sanki cennet gibi, sucun da cezasi var, iyiler iyi oldgu müdetce suca girmedegi müddetce cennet diyari vatanlarinda, sakin huzurlu yaşiyorlar, oysaki bir türkiye daha trafikde kirmizida durulcagi kuralina uymaz, kaza yapar, ya kendi ölür, ya birini öldürür. arabaya beş koltuk koymuşlar, bizimkiler arabaya dokuz kişi bindirir, amma avrupa yasa koymuş beşden fazla binersen, sana ceza, adam bu yaptirima uyar, kural cignemez, ve kazaya sebeb olmaz, öyle olunca, iyilerle beraber olmak,  kurali vardir islamda iyilerle beraber olan şayet bu kitmir gibi bir köpek olsa bile, cennette layik olur, iyilerin diyarina gitmeye sebeb olur, ve  nuhun oglu kenan gibi veya lutun karisi gibi, veya gücünü sacindan alan uzun sacli adam samsonun karisi gibi kötüler ile arkadaşlik edenlerde hakkettigi cezayi bulmuş kimseler yani, yeni hallerinide Allah bilir, nerde bittiler  bir daha. yani belki bir dagcinin eşegi oldun ve her gün daga tirmanip yük taşiyordur, yani öyle olunca,  ahirettede iyiler yurdunda dogmak isteyen, en azindan kitmir gibi iyilerle beraber olmali yani.
gecen haftalarda yazdigimiz hadisde anlatilan budur yani.

Sahabeden biri Peygambere gelerek kıyamet ne zaman kopacak diye sordu.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Kıyamet için ne hazırladın ki onu bekliyorsun" deyince, o sahabi dedi ki: "Ya Rasûlullah, ben çok namaz kılan, çok oruç tutan ve çok çok sadaka veren biri değilim. Fakat Allah ve Rasûlünün sevgisi kalbimdedir." Bunun üzerine Allah’ın Rasûlü şöyle buyurdu:
"Kişi sevdiği ile haşr olunacaktır, kişi kimi severse kıyamette onunla beraber olacaktır."

( Hadis-i Şerif , Buhari)

yani haşrolmak ise o cemaatin  o milletin yada o köyün yada o sokagin yada o ailenin icinde bulunmak manasindadir bu söz yani öyle olunca

kiyamet ise öldükten sonra yeniden kalkildiginda manasindadir, yani senin yeni versiyonun, yeni bebe oldugun yer, iyi bir sokak iyi bir memleket iyi bir aile oluverir en azindan kitimir oldunsa bile, iyi birinin köpegi, kedisi tavşani inegi koyunu oluveririsin yani.

"Hubbi fillah ve buğdi fillah" Allah için sevmek ve Allah için kizmakda böyledir  yani 
amma bak mevsim sonbahar ve kiş mevsimine yol aliyor öyle olunca hep aydinlik, hep sicak degil, artik biraz rüzgar, birazda yagmur, birazda soguk, birazda karanlik, birazda kar, tipi gibi zamanlar, öyle olunca, yani iyilerin yaprak dökme zamani, yemyeşildi canliydi amma, mevsim bitti, yaprak dökdü, yani öyle olunca, iyilgin bile bir siniri var, yine cok kötü olsan şirret biri olsan, seninde bir sinirin var, seninde yaprak dökecegin zaman var yani
Evliyalardan Allahu alem Abdurrahmni tagi hazretlerei olsa gerek,  ona sormuşlar mesleginiz ne diye, oda  demişki "biz bağlayip, çözücüyüz" demiş biz kalpleri gönülleri birbirine baglar cözeriz demiş.
Allah bizede meslek olarak elektrikciligi verdi bizede, elektrik hatti baglariz, elektrik hatti baglama cözme işi verildi, yani maniviyattada gönülllerden gönüllere giden elektrigi baglar cözeriz, yine su tesisatciligini ögrendim, yani Yine gönüllerden gönüllere rahmet yani su ve rahmet baglantisi yapmayida biliriz, bazilari ise büyücü olmuş ve onlarda dügümlere nefes edeerekden onun bunun cişini berikinin cocuklugunu, öbürünün kismertini baglarlar, onlar da baglayip cözücü, amm işde herşeyi kutuplu yaratilmiş Allah, iyilerin baglayip cözmesi ile, kötülerinki farkli, ikiside baglar cözer, amm birininkinden fayda görülür, digerininkinden zarar, ve öyle olunca dügümlere nefes eden büyücülerin şerrindende Allaha siginmak lazimdir, o yüzden zikir evradimizda, yine onlardan Allaha siginma duasi ve zikiri ederiz, bize mensup olanlarda Allahdan böyle kimselere karşi yardım dilemiş olurlar. yine adam uyku bagliyor yada ciş bagliyor yani ne yapiyor, yolunda akan bir sistemin yolunu kesiyor, yani bir nevi yol kesen harami, ve ceza olarakda haramilik cezasina carptirilir böyleleri. ve gecen hafta dedik son surede ve sondan önceki felak suresinde bunlarin olmasi kuranin sonu kainatin son vaktinde bunlardan Allah a siginmamiz gerektigini gösterir öyle olunca, biz zikirimize aldik, ve her gün büyük zikir ceken,  hergün üc defa bunlardan Allah a siginir, yani ve öyle olunca kuranda yer alan yine bize verilen bir başka zikirmiz

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَنتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

ente veliyyunâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrul gâfirîn

Meali :

Esteuzubillah
Sen, bizim bizi savunan destek cikan dostumuzsun velimizsin. Artık bizi mağfiret et ve koru bizi savun, ve bize rahmet (merhamet) et. Sen, mağfiret edenlerin en hayırlısısın.

Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 155. ayetten pasaj


Allah kötülerin  ve zulumetin ve karanlgin babasi olan  şeytan ve hizbini, iyilerin ardina takmiş iyileri kovalar durur, ve yine iyleride o karanlgin icine yildiz diye cakmiş, ve o karanlgi deler gecerler onlarda, işde bunu anltan zikirimizde

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb

Meali :

Esteuzubillah

Geceyi gündüzün içine sokarsın  Geceyi uzatırsın, gündüzün bir kısmı gece olur. ve gündüzü gecenin içine sokarsın, gecenin bir kısmı gündüz olur.  Canlıyı ölüden çıkarırsın ve ölüyü canlıdan çıkarırsın. Ve dilediğin kimseyi hesapsız rızıklandırırsın.

Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN Suresi 27. ayet

yani geceyi gündüzün peşina takmiş, gündüzüde gecenin peşine takmiş rabbimiz, yani tavşana kac, taziya tut demiş velhasil kelam.

ve sonbhar dönencesine yol aliyoruz artik, ve göcmen kuşlarin göc mevsimine geliyoruz, bakin hem 30 Agustos bayrami, hem kurban ve hac bayrami, hemde sonbahara giriş 3lü bayram yani ve hacilar hac mevsimindeler ve

Rabbim Hac edenlerden Haclarimizi ve haclarinizi, kurbanlarimizi ve kurbanlarinizi, ve iyiliklerinizi ve iyiliklerimizi, sadakalarimizi ve sadakalarinizi , dualarimizi ve zikirlerimizi, hayirli dualarinizi ve zikirlerinizi, namazlarimizi ve namazlarinizi,...ile ahiri ile birlikte bizlerden ve sizlerden kabul buyursun.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

"Rabbenâ tekabbel minnâ inneke entes semîul alîm. "

Meali :

Esteuzubillah

"Ey Rabbimiz! Bizden bunlari kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 127. ayetten pasaj
zikitimzdeki Bu duamizda yine Hz ibrahimin duasidir yani.

Dularda vaazlarda sohbetlerde ve zikirlerde buluşmak dilegi ile esselamu aleyküm



--oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--



Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems,  27 Ağustos 2017  Pazar

Original Kar © glan

Print this item

RasitTunca-2 Hikmet Nedir? Yaptığımız Her Amelin Bir Hikmeti mi Vardır? (20 Ağustos 2016 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 11:43 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies


Hikmet Nedir? Yaptığımız Her Amel ve Fiilin Bir Hikmeti mi  Vardır?

(Kar©glanin 20 Ağustos 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

كَمَا أَرْسَلْنَا فِيكُمْ رَسُولاً مِّنكُمْ يَتْلُو عَلَيْكُمْ آيَاتِنَا وَيُزَكِّيكُمْ وَيُعَلِّمُكُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُعَلِّمُكُم مَّا لَمْ تَكُونُواْ تَعْلَمُونَ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn

Meali :

Nitekim size, aranızda (görev yapmak üzere), sizden (kendinizden) bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki, âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açıklasın) ve sizi (nefsinizi) tezkiye (ve tasfiye) etsin, size Kitap’ı (Kurânı Kerim’i) ve hikmeti öğretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediğiniz şeyleri öğretsin.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 151. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يُؤتِي الْحِكْمَةَ مَن يَشَاء وَمَن يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ أُوتِيَ خَيْرًا كَثِيرًا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yu’til hikmete men yeşâu, ve men yu’tel hikmete fe kad ûtiye hayran kesîrân, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb


Meali :

Esteuzubillah

Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu (Yani onu hikmeti) ancak akıl sahipleri anlar, o işin erbabı olanlar anlar.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 269. ayet

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Bir meclise oturup hikmetli söz dinleyip, sonra bunu başka mecliste bahsederken işittiği şeylerin sadece kötü kısımlarını anlatan bir kimsenin misali(O sohbetin hikmetini anlamayanin mislai), bir çobana gelip: "Ey çoban, süründen bana bir koyun kes!" deyince, çobandan: "Git en iyisinin kulağından tut al" iznine rağmen gidip sürünün köpeğinin kulağından tutan adamın misalidir."

( Hadis-i Şerif , 7233 - Ebu Hureyre)

Hz. Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Bana (dini) öğret ve fakat çok özlü olsun!(Hikmetli olsun)" dedi.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Namazına kalktığın vakit (dünyaya) veda edenin (namazı gibi) namaz kıl. Sonradan (pişman olup) özür dileyeceğin söz söyleme. İnsanların elinde bulunan (dünyalık şeylerden) ümidini kesmeye azmet!" buyurdular."

( Hadis-i Şerif , 7232 - Ebu Hureyre)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Mesela Ben Gözlük takarim cünkü gözlerim bozuk ondan dolayi, bir başkasida gözlük takar, o ise yakişikli gözükmek için, bir başkasi yine gözlük takar, o ise güneşin zararli işinlarindan korunmak için, bir başkasi yine gözlük takar, o ise kar yansimasi gözünü kör etmesin diye, bir başkasi yine gözlük takar cünkü kaynak yapiyordur, cok yüksek derece  işima yaptigi için gözüne  kaynak işigi zarar vermsin diye,
işde sonucda kullanilan obje tek " gözlük" amma herkes farkli amaclar dogrultusunda o gözlügü takiyor, öyle ollunca benim gözlügü takmakdaki maksadim, ve takmamdaki hikmet iyi görebilmek için, kaynakci korunmak için, yani öyle olunca, hikmet işde, bu örnekde oldugu gibi, yapilan fiil hangi maksada binaen yapiliyor, ve ve sonucda benim ondan gördügüm fayda ne, onu anlatir yani, yine ben burada vaaz ediyorum ki, maksadim bir kac mümin anlamadiklari veya bilmedikkleri bu konularda bilgi sahibi olsunlar diye, yoksa ben bunlari cem yilmaz  gibi, meddahlik edip, sizleri güldürmek için anlatmiyorum herhalde degilmi, gülmek isteyen kimse, gidecek cem yilmazi dinliyecek, bizi dinleyecek olan, vaaz dan nasihat alip, onunla hayatinda iyi  ve faydali işler yapacak, yoksa vaazdan nasihat cikarilmayacaksa muhammedin dedigi gibi :

"Bir meclise oturup hikmetli söz dinleyip, sonra bunu başka mecliste bahsederken işittiği şeylerin sadece kötü kısımlarını anlatan bir kimsenin misali (O sohbetin hikmetini anlamayanin misali), bir çobana gelip: "Ey çoban, süründen bana bir koyun kes!" deyince, çobandan: "Git en iyisinin kulağından tut al" iznine rağmen gidip sürünün köpeğinin kulağından tutan adamın misalidir."

Allah aslana lokma ve rizik olarak, et yemesini uygun görmüş, ve lokmasini diger hayvanlari avlayarak beslenmesini telkin edip, ona  tabiat ve ahlak olarak vermiş. yine ariya lokma olarak ciceklerin özünü vermiş, ona et, berikine cicek özü,  ve bizlerede onun topladigi cicek özünden vücüdundaki fabrikaisinda imal ettigi bal lokmasindan, nasip ayirmiş, öyle olunca, eger bizler bu bal lokmasini kendimiz imal etcek olsaydik, bu ancak bu yüzyilda belki mümkün olurdu, ve bir arac icad etsek, ve o arac bir damla bile olmayan cicek özü için günlük yüz kilometre yol gidip gelcek olsa, topladgi toplam cicek özü, belki günlük bir ari nin mikdari gibi, yani ari gidiyor ve akşama dönüyür, ve vücüdunda onun topladgi cicek özü bir damla bile degil yani,  akşama kadar mesala 100 km yapiyor bir damla bal için, hatta damlanin damlasi kadar bir bal için, haa o cicek özüde daha bal degil, onu fabrikaya götürcen, orda birde enerji sarfedip, bunu bal yapicak, bir damlacik bal, ve 100 km gitmek için benzin lazim, şimdiki az yakan arabalar mesala en az olsa, olsa, 100km de 4 yada 5 lirte mazot yada benzin yakiyor, demek olurki öyle olunca bir damla bal icine bize 5 litre benizini lazim arac lazim, birde onun aracinin eskimesi, yine onu sürcek adamin maaşi, sigortasi, yine fabrika, fabrikadaki işci, yine bircok başka enerjiye ihtiyac varken, Allah ari diye bir canli yaratmiş, ve onu yaratmadaki hikmet, kullarinin hakkindan gelemeyecegi bu kadar zahmetli bir yükü, onlarin sirtindan alip, kücücük arinin sirtina yüklemiş, düşünün bu kücück arinin yükü ne kadar büyük, yani cüssesi kücük amma, yaptgi cürmü, yada ameli pek kiymetli ve büyük ve faziletli bir görev. yine ayaklari ilede yine cicekleri bitkileri, bu rada birde döllüyor, bunlarda yan sanayi ürünleri, yani hani petrolden biz sadece benzin olarak faydalanmayiz, yaninda lastik, araba lastigi, asfalt, yani katran, yine naylon, yine sentetetik kumaşlar gibi ceşitlerle faydalaniriz, yine arinin bizim bilmedigimiz belki binler hikmeti ve faydali feyizli görevleri var, bakan bunun öyle kendiliginden tesadüfen olmadigini anlayacak kadar, akli varsa, deli manyak degilse, onun bu görevini ona yükleyen birisi oldugunu, ve yaratan bir rabbi oldugunu bilir, ve Allah a karşi bu güzel hikmeti karşsiinda, namaz ile secdeye kapanmayipda ne yapacak, Allaaaaaaahüekber deyip, egil rükuya Allahin önüde saygi ile egi,l ve sonra saygi ile rabbimize ya rab sen bize ariyi vermeseydin, biz nasil bal yer idik demek yokmu, bu kadarmi nankörsün ey insanoglu, bundaki hikmeti görmeyecek kadar ahmakmisin.
Peki tamam, arinin bir cok faydasi var bildik, ögrendik amma, Allah aslanada avina karşi cok cetin ve zalim ol ki, onu yakala, öldür ve ye diye telkin edip, tabiat koymuş. peki ari hikmetle yaratilan canlida, aslan kaplan bu zalimlikle ve vahşilikle yaratilinca, o hikmetsiz bir canlimi peki, ki aslan avlanirken öyle zalim olmasa, catal bicak kullansa, masa örtüsü, pecete falan filen ve cok kibar bir canli olsa, nasil avlanipda karni doyacak degilmi, ona lokma et olmuş, et ise canli bir başka hayvanin bedenine saklamiş onun rizkini, yani bakinca aslan kaplan vahşi, ve avina karşi cok acimasiz, yani işde o aslan ve  arinin ahlakinida, biz insanlara sifat olarak vermiş, ve bizler ona tasavufda cibilliyat diyoruz, yani senin cibilliyatin aslan ise, lokman için kimseye acimayan bir canli ve insan olursun, hani rizkimla oynarsan seni öldürürüm derlerya, yani rizki için adam bile öldürebilcek bir cibilliyat, adam meslek olarak Leon gibi katilligi secmiş, bakin filimde bile ismi ne? LEON yani, aslan, yani cbilliyati aslan, yani onun için öldürmek cocuk oyuncagi, yani bunlar lazimmi? tabiki zivanadan cikan zalimlerin öldürülmesinde hizmet görecek bir mehdi askeri aslan ve leon a ne kadar ihtiyac var biliyormusunuz? hatta hava gibi, su gibi bir ihtiyac, böyle zalim gaddar yöneticileri öldürcek, bir leon, ne güzel bir cibillyat olurdu, amma cikmadi henüz, kafirden beter ka h pe düşmani gözünü kirpmadan öldürcek bir aslan, bir Leon, bin tane bok böcesinin yapacagi görevden daha mühim, cünkü dünyayi fitne fesada ugratan, bir ahmagin katli lazim gelir ki, gebersinki fitne fesad dursun, yook amma cikmadi henüz bir Leon daha ortaya, avini  affetmeyen bir Leon istiyon  ya rab, düşmanimin gözünü bile actirmayacak Aslan kaplan kadar güclü, Tilki kadar kurnaz  kurt kadar vahşi, ve atik bir leon ve kralligi için kendinden başkasina muhatac olmayan bir kra,l bir leon,  ve  bu deccal askerinin dünyayi sokdugu bu fitneden söküp kurtarip alsin yeterki,  yani leondaki hikmetide görebiliyormusunuz şimdi, ekmek su gibi onu ariyorum, amma bulamadim henüz.
işde  Hikmetin sahibi olan Rabbimiz bütün işlerini hikmet üzre halketmiş dersek yerinde olur herhalde, öyle olunca, tilki yaratmiş, hem hirsiz hem cok kurnaz, ve bazi insanlarinda işde öyle olunca, rizki için calmayi bile göze alabilcek, ve cok kurnaz insanlar yaratmiş yani, amma tilki o kadar kurnaz olmasina ragmen, bir deri bir kemik gezer akşama kadar, sabaha kadar bir lokma rizik peşinde koşar durur, amma şimdiki hirsiz ve tilki cibilliyatlilarin katlari yatlari, gemileri bile var, ucaklari bile var kardeşim, tilkilerin krali olmuş, yakalanmayan tilki ne olur, abad olur, zengin gibi, yer icer, tavuklari kümes kümes gezip, bir bir tutup tutup yer, amma gözü pek bir cifteli ciftiye rastlarsa, onun kuyrugunu tozutcagi ortada, yine öyle bir ciftcide bulamadik, gözü pek bir ciftci, ciftesini takinip bu tilkileri avlayacak, bir bir kuyruklarini tozutdurcak ciftci, ondan da kalmamiş, olsa dükkan senin diyor dükkanin sahibi.
Rabbimiz Koyun yaratmiş, onunda yününe ortak olmuşuz, yani hani derya bazi babalar ceketimi satar seni okuturun, yani koç gibi baba yününden(ceketinden kürkünden) bile fayda görülen iyi kimse,  koyun gibi koç gibi bir anne yada baba, ve böyle güzel ve iyi insanlar tükenirse, ortada sadece, böyle tilkiler, kurtlar, aslanlar, kaplanlar, ve timsahlar, obur filler gezer olduysa, artik iyilik tükendi, dünya son haddine geldi demekdir, ve iyilik bitince, bu dünya ve kainatin amacina gayesine hizmet etmedigini gören rab, artik bu kainatin sonuna bir nokta koyup, o nokta olan kara delik, bütün kainati icine ceker, karişdirip yogurup yeniden haşretcekdir ki, kalmayan güzellik ve iyi kimseler yeniden bir hak kazansin diye, ve iyiler iyilerin yurduna diyor,  kötüler kötülerin yurduna, ey avurpa cennet gibiydin, yeşilllik, iş, aş, en iyi aletlerin mucidiydin, arabalar ucaklar, katlar, yatlar, ne olduda senin icine, iyiler yurduna teröristler gelir oldu, Barcelonada bile, katiller gezer oldu, cennette hic kötüler sokulurmu, sen daha bunu anlamadinmi, eger cennete aslan yada tilki sokarsan, cennette avlancak kimse bulamayinca, seni beni avlayacakdir, yani sen cennet diyari vatanina bu neyidigi belli olmayan ahmaklari sokdun, bunlarin cibillyati aslan gibi kaplan gibi katiller ise, senide, onuda, bunuda av niyetine gözünü kirpmadan öldürür gecer, lazimmi bunlar?  lazim dedik amma, köpegin neden kapinin dişinda kalmasi gerek anladinmi şimdi ahmak, yillardir muhammedin söyledigi hadisini inkar ettiler, köpek hic dişarda kalirmiymiş, al evine aslan sok, kaplan sok, köpek sok, sonunda olan bu, yani lokmasi için dag dag gezen tilki nerde, amma cennette adam öldüren  katil nerde, anladinmi ahmak, cennete neden katiiller giremez, katiller girerse işde, cennet gibi olan avrupayida suriyeye yada cehenneme cevirir bu ahmaklar, derler ya, yumurtasini pişirmek için, dünyayi bile ateşe verebilcek neronlar sezarlar yani
Allah aslana lokmana karşi cok kibar olma, zalim ol demiş, yoksa ac kalir ölürsün demiş, köpek kibar kapi kulu, sadik asker, amma kapinin sahibinin verecegi bir lokmya muhtac, kapi kulu, timsah daha vahşi,  bunlar ne?  kim bunlar peki?  işde sen ben o biziz yani, bütün insanlik ve cibilliyatlari, yani öyle olunca, nasil domuzlar dagdan, baga bahceye inmye başlayinca avlayip, bunlari azaltip temizlemek gerekiyorsa, bu dünyayi fitne fesada sokan bu ahmaklardan da en kisa süre icinde temizlenmesi lazim, yoksa domuzlar timsahlar aslan caddeye indiyse, güvenlik kalmadi demekdir, sokaklarda aslan gezdiginin farkinda olmayan ahmak, hala suriyleri alma derdinde, cöl aslani derdinde, aslan var, kaplan var, mehdi aslani mehdi kedisi, önüne verileni lokma diye yer, aslan var kaplan birde, kötülerin köpegi olmuş aslan, insanlik için degilde, şeytanin askeri olmuş aslan kaplan, aradaki farki artik  sen tahlil et dur.
o yüzden Ey  bu dünyanin tapusunu eline gecirmeye calişan ahmaklar, dünya size mülk degil yiyecen, icecen aldigini yerine koyup, bu dünyadan göcecen, dünya sana mülk degil, tapusunu senin üstüne yaziverseler, bir gün gebercen,  ne sen kalcan bu dünyada, nede o tapun anladinmi ahmak, ölüm varken, dünya senin olsa ne yazar , eger aldigini yerine koymayi ögrenmediysen, sen insan olamazsin, ancak vahşi hayvan olursun belki, dünya fani, Allah ise baki olan, tek baki kalan, Allah olcak oldukdan sonra daha ne ?

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ  وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ  فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kullu men aleyhâ fân.Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm.Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân.

Meali :

Esteuzubillah

Her ne var ise Bütün kişiler (insanlar ve cinler) fanidir (yok olucudur).  Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır. O halde siz (insan ve cin toplumu), Rabbinizin hangi ni’metlerini yalanlıyorsunuz?

Sadakallahul Aziym RAHMAN Suresi 26.27. 28. ayet

yine öyle olunca, sen insansin, cok iyisin, cok kibarsin, ve cevize cok kibar davaranirsan, cevizin kafasina cekici indirmezsen, cevizi kiripda icine inemezsin, ve cevizini meyvasini yiyemezsin , hikmet zorbaligin haddini anlamakdir bir nevi, yani zorbalik kime, neye karşi zalimlik,  yine kime neye karşi anlayabilen bir aslan, mehdi askeri olmuş aslandir, kime karşi neye kurnaz olcagini bilen tilki, yine mehdi askeri olan tilkidir. yine kurban vakti geldi ve Allah "venhar"  yani Kurban kes diyor yani azraillik veriyor, yani sanada banada aslanlik veriyor, alabilirsen, sende aslan olursun, kurban kesecek kadar zengin isen, bir de kendin kesebiliyorsan, senin bir cibilliyatinda aslan demek olur, amma kime karşi alsan, hangi emre itaat eden aslan, şeytana itaat eden aslan degil, Allaha ve allah askerlerine itaaat eden aslan ol, ve mehdi zamanin sahibiyse ona itaat eden aslan, yani katil, yani koyun kurban edip kesen birisi koyun katili, inek kesen inek katili lan, o olmuyorsa, başinda dönen pis sinegi kovacak kadarda  mi olamdin ahmak, yani bakin başimiza bela oldu bu ahmak, viz viz dönüyor, sinegini kovalaycak kadar aslan olamayacanmi sen ey mehdi askeri, sinek ölürende katil, sinek katili bir aslan, yani başina musallat olan ahmagi kovacak kadar güclü bir aslan belki ancak, o kadar bir aslan olursun, sinegini kovacak kadar,  sinek katili zalim bir aslan, onada aslan denirmi, evet denir, onada aslan denir.

adamin biri yollara düşdü, zulume karşi yürüyoruz dedi, amma biz diyor, cok kibariz, kimseyi incitmeyiz diyor, lan ah mak karşindaki dangaloz ise, senin yumuşak ve kibar olmandan  anlarmi, köyden ayinin birini getir, en lüks lokantaya sok, o sofra adabini ne bilsin, sirayi ne bilsin, corbanin sirasinii ne bilsin, ön menüyü ne bilsin, ne gelirse önüne yer gecer,  yani cok kibar  da olma, sana zulum edene sen hala habil gibi ben cok kibar beyefendiyin dersen, senin öcünü Allah alsin diye hakkini hukukunu  Allah a birakan habil olursun, habilin öcü haala alincak duruyor, cünkü kiyamet kopupda hesap görülmedi, yillardir bekliyor o öc, cok kibar adam ya habil, sende cok kibar isen, senin vatanini da elinde alip satarlar, sonra sen artik kiyametten sonra haşrda davani Allah asöylersin  " amma ben cok kibardim efendim" dersin o zaman, la n dangil, isa dedi göze göz, dişe diş, ah mak koskoca peygamberdnen dahami iyi biliyon sen bu insanlari, ah mak cok kibarmiş sadece yörümüşmüş, al senin karşindaki sana karşi hicde kibar degil, seni de hapse tiksinda gör kibarligin sonunu ah mak adam.

Bir zamanlar Ankarada devlet planlamda bir tandigim vardi, araci olsunda bir işim vardi, ona yardimci olsunda, işim olsun diye gitdim, rüşvet oarakda, burda o zamanlar schling vardi para birmi 500 küsür schlinge aldigim BOSS markali orjinal parfümü kendime diye almişdim, boş gitmeyen diye hediye götürdüm, vardim dah önce görüşmüşdüm vardim adam dairesinde yokmuş, birde salaklik edip, onun odasinda ikinci memur varmiş, odasina vardim ,o mmur benim tandigim için o yok dedi, ordaki ikinci adama verdim, bunu ona veriverdedim. ahmalikmi evet insanin salak ve ahmak oldugu vakitlerde oluyor, ne o işim oldu, nede o adaain haberi var belki o parfümden, parfümü el aldi banada ceremesi  ve cürmü kaldi, bende birde rüşvet vermiş yükümlüsü oldumm hak katinda, olurmu olur, dinde rüşvet varmidir yokmudur, şu örnege bak, yani evinde köpegin varsa, köpegede rüşvet olarak yal ekmek veriyorsun ki, evi beklesin, yada koyuncuysan koyunlari beklesin, köpege verdigin rüşvet degilde ne? yine maymunu egitcez diye maymuna rüşvet veriyorlarki, onlara akilli maymunluk etsin diye, yani onlar oluyorda, dinde rüşvetin olmadingi nasil anlarsin, rüşvet yasak, evet amma, her yasagin bir irregular hali illa vardir, yani yasagin delindigi yer de vardir. burda adamlar işcilerine  yilbaşi parasi verirleer yilbaşinda alacagi ekstra alişverişlerini alabilsin,i hediyelerini alsin diye, niye yani  hakkettigi ayligi bu ne, daha iyi calişsin  diye rüşvet degilde ne, yok o hediye yada hakkettigi diyeceklerdir, halbuki hakki calişdigi aylik degilmi, amma işde  işcisinede destek cikmakdir bu, yani köpege daha iyi yal vermek, et vermek sucuk vermek gibi yani, adam polis olmuş, ayligi yeterli gelse, rüşvete tenezzül edermi? etmez, ancak bir ahbabi tanidigi gelirse, hatiri gönül işi yapar, yani hamiline yazili kart verenler gibi, yani ne demek, "o sayin falanca, bu gönderdigim adam, yakin dostumdur, işini lütfen kolaylikla gör, olurmu" dwnwk yani. hani Abdülbaki bilmem nakşiler, sofiler diyorya, sirattan şeyh gecircek diyor ya, yani  sen mesala kanunlari bilmiyorsun, avukat tutuyorsun, ve avukat kanunlari bildigi icinn senin davanda seni savunup,  seni hakli cikarmaya calişan adam, ona para vemek yine ne demek, avukatlik tamamen rüşvet meslegi,  yasal rüşvet veriyorsunki, seni hakli cikarsin, sucluyanda bile, seni sucsuz cikarsin, yani haní kurnazlik demişdikya, yani tilkiligin bir nevisi, kurnazlik yani, avukat ne, kurnaz adam, hangi delikden girilcegi bilen adam demek, yani yasalarin incigini cincigi nedir, nereden ne olur, adam idama giderken idam sehpasindan indirebilen, kunraz adam, tilki lan tilki işde, kurnaz tilki,  nere delik, nere kovuk bilen adam demek yani.

yani velhasil her hayvan bir cibilliyat, ve o cbilliyati taşiyanlarda, sen ben o, ve Allah "venhar" diyorsa, sende kurban kes diyorsa, bu farz degilse vacip ise, o zaman illa kesecen diye birşey yok, gücün yetiyorsa kes, yani sende istersen, güclüysen, o cesaretdeysen, aslan ol, adami kan tutuyor,  kan görmeye dayanamiyor, bundan nasil aslan  olcak, kibar aslan, ev aslani, et yemeyen aslan.  hep et yersen. hep et yersen. ot yemezsen, demir  sertlik, yani gaddarlik amma, biraz da ot yeren kibarlik, ve eger vücüdun demiri olmasa, hep et olsa, bu sefer kemikler olmazsa sert olan kemikler olmasa, vücüda kadavra derler, ayakda duramazki o vakit, yani yerine göre, sertlikde lazimdir, yerine göre zalimlikde lazimdir, hak olan zalimlige, Allah "venahar" demiş, yani görev olan, vebal olan, Allahin üzerimize vebal arttigi zalimlik kurban kesin  et yiyin, demirinizide alin, sert ve vahşi olun birazda yani. ve vatanini elinden almaya calişiyorlar ise, sen haala kibarlikdan bahsedersen, osmanlinin son vakitinde kibar paşalardan olursann ingiliz mandasina girelim dersin,
işde cok kibarsin, şimdi kim gidipde savaşcak be ammaaaaaan, ingiliz oluverelim gitsin der isen , annanina ingiliz ...amma onuda düşündünmü paşa, osmanli paşasi, bak sen kabul ettin ve son paşa olarak ingiltereye sürüldün ve senin anani ingilizler .... sen istedin cünkü, ammaaaaan kim savaşcak dedinya, bak anani anani anladinmi  gerin zekali ayni şimdi suriyelilerin yaptgi gibi, kendi vatanlarini savunmayip, kacan ahmklar. yeri gelince zalimde oluncagini, kibar olunmayacagini yine anlayan mehdi askeridir, anlamayan ah mak ardimizdan gelmesin.
ardimizdan gelenler zayif bir tarafimizi görünce, yoldan cayiyorlar, lan ahmak, peygambere 40 günmü iki aymi vahiy gelmiyince, kafirler sevindide, ya müminler ne düşündü demek yokmu ,ona inananlara ne oldu acaba, Allah falan yokmuş, olsa idi cevap gelirdi, o da biz gibiymiş, diye düşünen hicmi olmadi, onlarda insan, sen ben o gibi, ayni duygular onlardada var, degilmi?  öyle olunca,  yine ayşe olayinda, hani ömer daga yaslan deyip bilmem nerdekini görürken, onun büyügü peygamber, arkada kalan ayşe ye ne oldu bilemedimi? bielmedi tabiki, götünde gözümü var, oda insan degilmi yani, ne oldu, hadi ayşe ananin babanin evine git, ben allahdan cevap bekliyon demedimi, gördüyse Allah gördü demedimi, hani buna yine kafirler münafiklar sevindi belki, ona bir oyun oynadilar, başina püsküllü bela acdilar, onu sinamak için. farki varmiydi, ama oda insanmiş, at gibi ardini falan görmüyormuş degilmi, bunu anlayan bizimde sizler gibi oldugumuzu anlar, mehdi olsan peygamberden dahami üstün olcak, ne olcak, sende insansin, bende. ancak işde muhammed ne yapti, gördüyse bunu allah gördü, bakalim llah bize ne vahiy verecek diye bekledi, ayşe olayinda. ve Allah onu rahatlatdi kafirlerin oyununa getirmedi ve

kafirler ve münafiklar bir oyun ve tuzak düzdü, amma Allahda onlara tuzak düzdü, muhammed  eger vahyi beklemeseydi, kendi vechine haraket etseydi, o zaman esas kafirler gülcekdi ona, ya müminler, müminlerin imani sarsilmadimi bu olayda, "o herşeyi bilir , Allah ve Rasulü dah iyi bilir " dedikleri muhammed bilemedi, ve Allah a danişdi, ya vahiy gelmeyince, hadi bunda vahiy geldi, ya gelmeyince ne oldu, yine musa tura gitdi, gelesiye hepsi Allahi kitabi unutdu, Allahi kitabi bu kadar az zamanda kim unutur, ancak sarhoş olan  olanlar ancak. manna denen altin suyu  icmiş olsalar gerek,  yani yari sarhoş, yani akli başinda olan,  hemen unuturmu, yani hepsi manna sarhoşu olmuşlardi demekki, bilgisayarda altin chip setinde kullaniliyor, yani iyi iletken madde oldgu için. öyle olunca insan bedenindede altin beyinde kullanilan made , eger beyine fazla altin alinirsa, bu sefer ne olur, yine zarar degilmi, bilgisayarin chipinde öyle bir külce altina ihtiyac yokkine, sadece iletken tellerin  altin olmasi kafi, degilmi bilgisayarin bütün kablolarini altindan yapmak marifetmi yani, ve beyindede cüzi miktarda altin kifayet ederken, sen onu altina bogarsan, o zman fazla gaz verince benzine bogulan araba gibi, bayiri tirmanamazsin, önce dökdügün benzini icecek yiyecek o araba, sonra bir daha dökecen ona benzin, eger şaril şaril benzin döksen bile, onun yiyecek gücü yoksa, ancak benzin israfi olur sadece degilmi, beyinde böyledir yani, onun öyle fazla altina filan ihtiyaci yok, öyle altin suyu icmeye falan ihtiyaci yok, o ancak israrfdir, allah altini yiyceklerin icinde cüzi miktarda bedenimize zaten sokmakdtadir, sen ona manna suyu ile o kadar cok altin verirsen elbet beyin denen computerinde bozulcak, ve sarhoş gibi olcaksin, ve Allah yerine, tabiki yanliş olan, buzagiyada taparsin afedesin şeytanada taparsin.
yani öyle olunca öyle mehdilik : cinleri görmek melekleri görmek, bilmem şeytanlari görmek demek falan degi,l peygamberlikde, o degil, bak diyoruz, muhammed arkada kalan ayşeye ne oldu görmedi, ancak Allah ilham edince bildi, ne oldgunu, ömerin o hali bilmeside ayni ancak allah ilham edince melekleri ile ilham edince bilir yoksa ardindan bicaklyan münafigi görmedi işde.

Hz. Ömer'in halifelik yıllarıydı. Takvimler hicretin yirmi üçüncü yılını göstermekteydi. Halife her Cuma olduğu gibi, o Cuma da Medine'de Mescid-i Nebevi minberinde hutbedeydi. Orada konuşurken, bir ara sözleri arasında şöyle dedi:

"Yâ sâriyetu el-cebele, el-cebele !"

Mescittekiler soran gözlerle birbirlerine baktılar. Sâriye, İran'da devam eden fetihlerde görevli bir komutandı. Hz. Ömer Sâriye b. Zenim'i, Dâr-ı İbkird ve Fesa bölgesine komutan olarak tayin etmişti. Bu iki yer İran topraklarındaki iki bölgenin adıydı. Şimdi o, Medine'den Sâriye'ye sesleniyor ve ona hemen dağa çekilmesini söylüyordu. Oysa Sâriye ile arasında çok büyük bir uzaklık vardı. Hz. Ömer hutbede niye böyle demişti? Bu farkında olmadan ağzından kaçan bir söz müydü, yoksa Sâriye'nin durumunu görüp ona bir ikaz da mı bulunmuştu?

Aradan birkaç hafta geçince Medine'ye bir elçi geldi. Elçiyi, komutanı Sâriye Medine'ye göndermişti ve elçinin yanında bir fetihname bulunmaktaydı. Elçi o Cuma günü savaşta olanları anlatınca durum açıklığa kavuştu: Hz. Ömer'in minberden emir verdiği gün, Sâriye'nin askerleri Sasani Devleti güçleriyle çarpışıyordu. Cuma vaktinde savaş sırasında Sâriye, Hz. Ömer'in şu sözlerini ve emrini duymuştu

"Ya Sâriyetu, el-cebele, el-cebele!"

Duydukları üzerine şaşırmıştı ama yine de, emredileni yerine getirmek için askerin sırtını yakındaki dağa vermiş ve sonunda zaferi kazanmıştı.


Yani öyle mehdilikdende, ucuvermek kacivermek gibi mucize keramete beklemeyin, ve evet vardir kerametleri , sizin bilmediginiz bazi şeyleri bilir, cünkü ona bildirirler, sizin yapamadiginiz bazi şeyleride belki yapar, amma bunlari siz daha henüz bilmediginiz için böyledir, yani Allah yasalar koymuş kainata, bir yasasinin üstünde, başka bir yasasi vardir, ben en sertin  egilmen bükülmen (secde etme) diyen demri celigi de delen bir maddeyi yarattiysa, daha ne yani, ben kabadayiyin, asarin keserin mi diyorsun, yarin senide bir asan kesen illa cikacakdir, unutma demiri de en sertide delebilen bir madde var, hatta demiri, kendisine, yani demiri demir deler,  demir demiri deler gecer, sen gibi zalimi gaddar adami bir başka gaddara öldürtür gecer, asar gecer. yani  bu ah magi başinizdan atacak akillilar kalmadiysa, gaz veripde başinizdan kovacak delinizdemi kalmadi , yok amma akilli delilerde kalmamiş demekki yani, dükkan boş kardeşim, dükkan boş, adam kalmamiş dünyada velsahil kelam, cünkü  bir hadisde diyorki Muhammed :

Ebu Hureyre’nin rivayetine göre ise, resulullah şöyle buyurdu:

“Kâbe'yi bacakları sıska, cılız bir habeşli yıkacaktır.”

( Buhari; Tefsiru sureti’l-Maide, 97)

Yani bakin bunlar suriyelileri aldilar, ve dün vatanlarini koyup kacip vatana ihanet edenbu Suriyeliler, bu gün müslümanlara ihanet ediyor, ve gavurun köpegi olmuşlar, ve ispanyada Türk kahvesi camisi bombaliyorlar, hani müslümandinya, yani kimin köpegi olmuş, yani para bokuna katil, dedikya başta aslan amma, kimin aslani olmuş, artik şeytan uşaginin aslani, aslan amma, aslan degil gavurun köpegi olmuş, ve müslüman bombaliyor yine IŞID ne? yani gavurun köpegi olmuş aslanlar, müslüman öldüren aslan, yani vatan hainleri, şimdide müslümanlara hainlik ediyor, yani öyle olunca yarin bir habeşliyede kabeyi yikdirtir bu kafirler, yani yine bizden biri, ekmek davasina katillik eden ahmak, yani yine ayni dava,  aslan amma ekmeginin katili olmuş bir aslan, davasi ekmek davasi, amma işde aslanlikdan nasip almamiş aslan, hikmeti cözememiş aslan, yani gavurun kafirin köpegi olmuş aslan .
ve uhud haribinde Muhammedi öldü görenler var, ölmedgi ne malum, müminler temelli zor duruma düşmemek için, belkide onun yerine, esas ona benzeyeni koydular, ve kafirlere karşi ayakda durdular siyaset yaptilar, yoksa bütün ümitler yikilcak, ve muhammed  de insan, demirden degilki, kurşun atsan gecer, bicak dürtsen onada gecer degilmi,  ya öldüyse diye hic düşüneniniz oldumu, olmadi. daha henüz olmadi ya öldüyse o vakit, yani kardeşim kimse baki degil, ancak Allah baki
zekeriya peygamber şehid olduysa, isa carmihda öldürüldüyse, o zaman muhammedin ölme ihtimali de var, bunuda unutma, aklinin bir yerine koy, oldumu ey mümin, oldumu ey müslüman, yani öyle süpermen hikayeleri yalan dolandan ibaret. 

Kuranda sondan bir önceki sure Felak suresinde buyruluyorki :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ  مِن شَرِّ مَا خَلَقَ  وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kul eûzu bi rabbil felak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri gâsikın izâ vekab

Meali :

Esteuzubillah
Karanlik ve zulumat olanca gücüyle bastirdiginda,Yarattığı mahlûkların şerrinden, Karanlığı yarıp ışıtan sabahın Rabbine Sığınırım de. (Nurfelaka Sığınırım de, yani merküre, sabah yildizina, yani mehdiye siginirim de) .

Sadakallahul Aziym FELAK Suresi 1.2.3. ayet
Yani sondan hemen önce, işde karanlik ve zulumuet, insanligin üstünü, kapladi kaplayacak hale geldi, ve sondan bir sure önce, kac ayet kaldi kiyamete, bundan sonraki ayet büyücüler cikacak ortaya, sonra hasedciler cikacak, birbirini cekemeyipye birbirini yiyenler ortaya cikacak, sonra  da Nas suresi, son sure, bu sefer orda diyor Rabbe siginin, yani ananiza babaniza siginin o vakit,
ve biz Raşidi zikir evradimizda anamiza babamiza dedemize boşuna fatiha ismarlamiyoruz herhalde degilmi, sebebiu ve hikmeti neymiş, Esteuzubillah " قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاس " " Kul eûzu bi rabbin nâs " De ki: “Ben insanların Rabbine sığınırım.” insanin Rabbi yani egiteni ögreteni terbiyet edeni rabbi yada mürebbisi kimdir "Anasi Babasi" sona varinca kime sioginmasi lazimmiş anasina babasina, sonra insanlarin sahibine siginin, "مَلِكِ النَّاسِ " yani insan kalmayi becerene siginin, sonra  ise,  " إِلَهِ النَّاسِ " İlâhin nâs , yani İnsanların İlâhı’na yani insanlardan olan ilaha yani halifeyi ruyu zemine ,son Allah diyen kalbe siginin, yani insaligin ilahina, yani son Allah diyen.

Deccal ve kafirler onuda delip gecince, karanlik ve zulumet  şeytanlar ortada gezer olcak, hannes şeytanlari, yani onu bunu fitleyenler. onu bunun üstüne süren, bunu onun üstüne süren düşmanlar, eeee bu da oldu zaten, şimdi işde, bakin suriyelileri aldilar, bizim müslmani alip, gavur edip, bizim üstümeze sürüyorlar, daha ne, bu da oldu, yani haftaya cumaya kiyamet koparsa şaşmayin, kabenin yikilmasi mi kaldi, artik bekleyelim bakalim, onuda habeşliyi sürüp yapacakmiş bu kafir, yani Allahu alem Obama bir sudanli aslan deniyor, amma o belkide habeşli bir aslan ise ve bacaklari ince adam  ve Amerikanin son durumu ortada, illuminati ile, tramp taraftalarinin karşi karşiya gelişide ortada, ve eger illuminat tarafi obamyi sürerse, oda gidip kabeyide yikarsa, olmaz olmaz degilmi, yani bunlarda olabilir, hesap dahilinde inklusiv yani, ondan sonrasi için ne diyor kuran, bu kafirler ve hocalari şeytan aleyhillane hannes şeytanlari,  artik kalplere hükmedecek, beyinden yönetiyordu insanlari bu decal köpegi, artik insanlarin kalplerine sudurlarina söz gecirmeye başlayacak, ve son  "Allah" diyenin Kalbide "Allah" demez, yahut diyemez olunca, ölünce, artik Allah diyen kalpde kalmayacak, ve sonra artik bu işe yarmaz dünya yaratilma hikmetine ve gayesine hizmet etmeyince, yeniden yogrulmak üzre kara deligin icini boylayacak , ve ve küvviret edilip toz duman edilcek

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَوْمَ نَطْوِي السَّمَاء كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُّعِيدُهُ وَعْدًا عَلَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yevme natvis semâe ke tayyis sicilli lil kutub(kutubi), kemâ bede’nâ evvele halkın nuîduhu, va’den aleynâ, innâ kunnâ fâılîn

Meali :

Esteuzubillah

O gün, kitapların yazılı sayfalarını dürer gibi semayı düreceğiz. Onu ilk defa halketmeye başladığımız gibi (eski durumuna) iade edeceğiz (geri döndüreceğiz). Bizim üzerimizde bir vaaddir. Muhakkak ki (bunu) yapacak olan, Biziz.

Sadakallahul Aziym ENBİYA Suresi 104. ayet

ve o gün rab diyecek : "Eynel Asuune"

Ey Asi gelenler nerdesiniz gelion bakan, bu günün rabbi kim bakin bakalim,  vahdidul kahhar olan Allah.(hepnizi gömen kiyamaeti koparip toz dumana ceviren)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَادْعُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ  رَفِيعُ الدَّرَجَاتِ ذُو الْعَرْشِ يُلْقِي الرُّوحَ مِنْ أَمْرِهِ عَلَى مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ لِيُنذِرَ يَوْمَ التَّلَاقِ  يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ  لْيَوْمَ تُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ لَا ظُلْمَ الْيَوْمَ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Fed’ûllâhe muhlisîne lehud dîne ve lev kerihel kâfirûn.Rafîud deracâti zûl arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzira yevmet telâk.Yevme hum bârizûn(bârizûne) lâ yahfâ alâllâhi min hum şey’un, li menil mulkul yevme, lillâhil vâhidil kahhâr.El yevme tuczâ kullu nefsin bimâ kesebet, lâ zulmel yevme, innallâhe serîul hisâb.


Meali :

Esteuzubillah

O hâlde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. ihlas ve sadaket ile Allah’a davet edin.(O Allah ki) dereceleri yükselten, Arş'ın sahibi, buluşma günüyle (isa ile Mehdinin bir araya gelmsi günleri) uyarması için kullarından dilediğinin yanina(Mehdinin yanina yandaş, yardimci olmak üzre), emrinden olan Ruh'u (isa yi) indirir. Onların bariz olduğu (ortaya çıktığı belli olduklari tanindiklari ) gün onlardan (hiç)bir şey Allah’a gizli kalmaz. O gün mülk kimindir? Tek ve Kahhar olan Allah’ındır. O gün herkese kazandığının karşılığı verilir.  O gün asla zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

Sadakallahul Aziym MU'MİN Suresi 14.15.16.17. aye

Rabbim, Mehdiye, yani  bize kuvvet versinde, o gün gelip catmadan önce, Allaha ve yoluna davet etmeye devam etsin ki , yani vaazlarimiza devam edebilellim ki, insaNLIK BELKI YOK OLUP GITMEKDEN KURTULUR BIR ÜMiT YANi, her ne kadar insanlar  onu yalanlasada kerih ve kötü görselerde. Rabbim ona ve ehline (Mehdi ve Sevenlerine) görevine sadakat ile devam etme gücü ver!



--oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems,  20 Ağustos 2016  Pazar

Original Kar © glan

Print this item

RasitTunca-2 Herşey Aslına Rucu Eder " ve ileyhi türceuun" (Kar©glanin 30 Temmuz 2017 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 11:39 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies


Herşey Aslına Rucu Eder "ve ileyhi türceuun"

(Kar©glanin 30 Temmuz 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn. Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.

Meali :

Bir şey yaratmak istediği zaman onun yaptığı ol demekten ibarettir, hemen oluverir. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz(ondan geldik, onun parcasiyiz, ve yine onadir geri dönüşümüz, herşey aslina rucu eder kurali yani).

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 82 ve 83. ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Kuvvetli mümin, zayıf ve güçsüz müminden daha iyi, daha üstün ve Allah’a daha sevimlidir.”

( Hadis-i Şerif , Müslim, Kader, 34; İbn Mace, Zühd, 4168 )

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :


İncil—Tevrat—Zebur Kitaplarinda gecen Yaratılış bahsinin 3.ayeti veya bölümünde şöyle gecmekde :

RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu.
2 Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı, 3 “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.”
4 Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi, 5 “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. 7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.
8 Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. 9 RAB Tanrı Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi.
10 Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi.
11 RAB Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?”
12 Adem, “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” diye yanıtladı.
13 RAB Tanrı kadına, “Nedir bu yaptığın?” diye sordu.
Kadın, “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim” diye karşılık verdi.
14 Bunun üzerine RAB Tanrı yılana,
“Bu yaptığından ötürü
Bütün evcil ve yabanıl hayvanların
En lanetlisi sen olacaksın” dedi,
“Karnının üzerinde sürünecek,
Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
15 Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu
Birbirinize düşman edeceğim.
Onun soyu senin başını ezecek,
Sen onun topuğuna saldıracaksın.”
16 RAB Tanrı kadına,
“Çocuk doğururken sana
Çok acı çektireceğim” dedi,
“Ağrı çekerek doğum yapacaksın.
Kocana istek duyacaksın,
Seni o yönetecek.”
17 RAB Tanrı Adem’e,
“Karının sözünü dinlediğin ve sana,
Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için
Toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi,
“Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
18 Toprak sana diken ve çalı verecek,
Yaban otu yiyeceksin.
19 Toprağa dönünceye dek
Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın.
Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın
Ve yine toprağa döneceksin.”
20 Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.
21 RAB Tanrı Adem’le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi. 22 Sonra, “Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu” dedi, “Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.” 23 Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem’i Aden bahçesinden çıkardı. 24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

-----------------------------------

isavilerin cenaze törenlerinde söylenen cümlenin almancasının bir kısmı veya tamamı şöyledir: "erde zu erde, asche zu asche, staub zu staub" türkçesi ise : "toprak toprağa, küller küllere, tozlar tozlara karışsın" demektir.


bizde ise "yasin" yani insan suresinde son iki ayet olarak gelen cümlede ise :

"İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn. Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn."

yani yaratiliş ve geri dönüşüm ünitesi yani, peki beden toprakdan geldi ve topraga dönecek, amma ruh rabden geldi, oda rabbimize geri dönecek olan

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُ سَاجِدِينَ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Fe izâ sevveytuhu ve nefahtu fîhi min rûhî fe kaû lehu sâcidîn.

Meali :

Esteuzubillah

Artık onu dizayn edip, içine ruhumdan üflediğim zaman, hemen ona secde ederek yere kapanın! (yani ey meleküt toprak taş agac yaprak meyva sebeze madenler ,.. eşyalar ona itaat edin artik dedi, ve bütün meleküt ona itat etti, amm demir haric, demir dünyada yok idi, demiride rab sonradan dünya indirip yine onun emrine verdi.)

Sadakallahul Aziym HİCR Suresi 29. ayet

o yüzden işde herşey ona rucu edicidr buyuror rabbimiz yani "ve ileyhi turceûn."

ve biz zikirimize bu ayetide aldik ki 10 defa

"İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn."

1 defada

"Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn."

yani Allah bu ayetleri insanin eline vermiş yani elindeki kuvvetin tecellisidir bu ayet, nitekim kuranda yine bunu tefsir eden ayet ise

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمَا أَصَابَكُم مِّن مُّصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ وَيَعْفُو عَن كَثِيرٍ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve mâ esâbekum min musîbetin fe bi mâ kesebet eydîkum ve ya’fû an kesîrin.

Meali :

Esteuzubillah

Başınıza her ne musibet gelirse gelsin, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.

Sadakallahul Aziym ŞURA Suresi 30. ayet


o yüzden insan eliyle koluyla ayaklari ile hareket edip ve iş ve güc tutabilen bir varlik, öyle olunca, onun amelleri ya elleri ile yaptiklari, ya akli ile düşündükleri, veya dili ile söyledikleridir, veya ayaklari ve gücü ile taşidiklaridir, öylede olunca bu ayetin manasini yine başka bir ayet ile tefsir edersek

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve en leyse lil insâni illâ mâ seâ.

Meali :

Esteuzubillah

Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka hiçbir şey yoktur.

Sadakallahul Aziym NECM Suresi 39. ayet

ve bizler hergün namazlarmizin oturuşlarinda, yani Tahiyatinda okudugumuz, Ettehiyyatü Duası, yani oturuş duasinda derizki :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

اَلتَّحِيَّاتُ ِللهِ، وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّـبَاتُ، اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ، السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَىعِبَادِ اللهِ الصَّالِحِينَ. أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ

Okunuşu

Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayyibât Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh, Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh

Anlamı
Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah'a dır Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun Selam bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine olsun Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve Peygamberidir.

Peygamberimiz miracda rabbimizin huzuruna vardiginda, onun huzurunda oturup, ona selam verirken, böyle selam vermiş, ve insan eger Rabbimizin halifesi ise, yeryüzünde Allah in Temsilcisi ise, o zaman onun yapip ettiklerinin tümü taattir, kime yine Allah a, yani peki Allahin zaten temsilciside kendisi ise, o zaman yapip ettigi ibadetler, yani hatta bütün fiiller, eli ile, kolu ile, dili ile, bedeni ile, ve mali varligi ile yapip ettikleri, sadece Allah icindir, bunun böyle oldugunu ilk idrak eden kim? Hz Muhammed, ve bunu oraya varinca, mirac edince, ona gösterildi, ve oda idrak edip anladi, ve o yüzden dediki "Ettehıyyât......" Ettehıyyât demek insanin yapip ettigi bütün fiillere denilir, bunlar hem fiili hem ameli, yani elleri kollari ile yaptiklari olsun, veya dili ile kaalen söyeldikleri zikrettikleri olsun, yine mali ve gücü ile sarfettikleri olsun, hepsi Allah icindir, yani tahiyattir yani yeryüzündeki halife de kendisi olunca, bütün yapip ettikleri kendisi icindir zaten yani. ve o yani rab veya onun halifesi, birşey yapmak isteyince vücudunu yöneten komutan, mesala bardagi alcak, eline emreder bardagi al diye, ve ondan sonra el uzanirda bardagi aliverir. ve yine mesala yüzümü yika deyince, el su ile yüzünü yikayiverir, yani yine yürümek isteyince ayaga komutan emreder ve yürü, saga dogru yürü, sola dogru yürü, gözüne önüne bak der, önüne bakar, ardima bak der, ardina bakar, yani ol der oluverir, sen extradan koluna bardagi al diye sesli söylüyonmu? hayir icinden bir emir ele gidiyor, bardagi hemwn al diye, kim verdi bu emri peki, ve o hic itiraz etmeden bardagi alir degilmi, eger önünde bir engel yoksa, elinde bir sakatlik yoksa degilmi yani? ve öyle olunca, tahiyatin allah için oldugunu idrak etme yeri, rabbi görme yeri, yani mirac budur, yamni nmazda sedeye vamrk onu temsil eder ve muhammed miracda uzun uzun kalmadi diyrlarki döndügünde dah yatagi sogumamisdi yani o kdar kisa zmanda o kdar görev tmam edilip talim ettrilidi ve yani secde mahallinde öyle elli saat hatim edilmez, üc "sübhane rabbiyel ala" dencek kadar kalinir, sonra geri dönülür yani, bin küsürü senedir namaz kilan müslaman, daha namazi allah için kiliyon, orucu allah için tutuyon der, halbuki allah diyorki bunlar

"Başınıza her ne musibet gelirse gelsin, kendi yaptıklarınız yüzündendir." ayetinde anlatilan yaptiklarin senin için, sen ise halifesin, yeryüzünün halifesi, yani yine o halife vasfini, allamişlar pullamişlar, ve yeryüzünün tamamini yönetcek bir kişi diye, bir kişinin üstüne ve sirtina yamamişlar, ve osmanli işde, saltanat ve taht kavgasi ile halifelik davasi ile boguşmuş yillarca, amma halifeligin onlarin anladigi gibi dünya tahtini saltanatini ele gecirmek olmadigni, bir Allahin kulu anlamamiş. Zaten sen yeryüzünü imar eden, calişan cabalayan, allahin yerüyüzündeki temsilcilerinden birisisin, bunu idrak edecekdin halbuiki, o angutlar ne anlamiş, dünyayi bir elden yönetmek diye anlamiş, yani gazi goz anlayan ahmaklar yine ve öyle olunca, Allahin halifesi demek ise

Allahin yap dediklerini yapan, yapma dediklerinide yapmayan kimseye verilen addir, yoksa Allahin yapma dedigini yapan halife olurmu? yani mesela başbakan yerine birini tayin etcek, ve o bir yere gidince, o yerine tayin ettigi adam, başbakanin bütün kurallarini cigneyecek, ve onun yapilmasi yasak denen bütün işleri serbest birakip, hem kendi yapacak, hemde milelte emredip yaptircak, ve o başbakan bunu görünce, dönünce, bunu görevden azletmezmi hic yani. ve Allah, kuran ile, incil ile, tevrat ile, yapilmasini emrettiklerini, iyi olan şeyleri bildirmiş, kimin için iyi, halife için, halife kim, Allahin yeryüzünde temsilicisi olan insanlar icinn yani insanlik için iyi olan işlern yani öyle oluncan yasaklar ise, yine insanin kendisi için, yasak olunca elzem olan fiiler, yani yapinca degilde, yapmayinca dogru olan fiiller yasaklar haramlar, yani öyle olunca

insanoglu daha dinin Allah için degil, kendisi için elzem olan fiiller, zikirler ve düşünceler oldugunu anlamakdan aciz, bu ne hacli seferi, bu ne ilahi kelimatullah için cihad diye, oraya buraya savaş acan ahmaklar ordusu olmuş, lan adam öldürmek yasak iken, savaş ve cihad ilan edip, adam öldürmegi yasal hale getiren ahmaga ee ben ne diyen allah aşkina. söyleyin, yani öldürmek senin dininden olmayinca helal ise, sende onun dininden degilsin, onun dininde de seni öldürmek helal o zaman yani, israil zulm ediyor, lan senin dangilligin yüzündenn sen cihad farz dedin, ve onlari öldürmeyi helal gördün, senin diininde onlari öldürmek helal, onlar ahmakmi ki anlamasin, onun dininde de seni öldürmek ona helal o zaman, yani işde cahililgin varacağı sonuc, şeytanin istegi olan, katliamlar ve kan dökmeler nereye kdaar vardi yani, lan ahmak bak dinle veya oku! Allah kuranda diyorkli

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَن قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاء تْهُمْ رُسُلُنَا بِالبَيِّنَاتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَلِكَ فِي الأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Min ecli zâlik(zâlike), ketebnâ alâ benî isrâîle ennehu men katele nefsen bi gayri nefsin ev fesâdin fîl ardı fe ke ennemâ katelen nâse cemîa(cemîan) ve men ahyâhâ fe ke ennemâ ahyen nâse cemîa(cemîan) ve lekad câethum rusulunâ bil beyyinâti summe inne kesîran minhum ba’de zâlike fîl ardı le musrifûn.

Meali :

Esteuzubillah

İşte bundan dolayı (Tevrat’ta) İsrailoğullarına şöyle yazdık; Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata karşılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de (bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle) yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. Ve andolsun ki resûllerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, şüphesiz onlardan birçoğu, bundan sonra gerçekten yeryüzünde aşırı giden müsrifler oldular.

Sadakallahul Aziym MÂİDE Suresi 32. ayet
yani adam öldürmek musavilerede isavilerede müslümanlarada yasak iken, sen savaş cikarip orda burda binlerce adam öldürmeyi helal ve ilahi kelimetullah için cihad dedin, onlarda dedi kutsal savaş hacli seferi dediler, sende öldürürken allah için öldürdün, onlarda allah için deyip öldürdüler, burda ölenemi yanalim, öldürenin, allah için diye öldürüşünemi, hangisi yanliş, öldürmek allah için olunca helalse, o da allah için öldürüyor, kim suclu burda madem, onunkide din, onunda peyagamberi var, ulul azim peygamber musa veya isa degilmi, seninkinin dogru oldugu ne malum, onunkinin dogru oldugu ne malum diyecegiz amma demiyoz, cünkü hepsi Allahdan ise, hepsi dogru, amma yorumlayan yanliş yorumlamiş, işde gazi goz anlamiş yine.

bakin yine kurani oynamiş kafirler, ahmak müslüman, daha bunu ayirt edemiyor, yani bu ayetin sonundaki müsrifün un bu ayetin manasi ile alakasi uzakdan yakindan varmi? müsriflikle adam öldürme fesat cikarmanin ne alakasi var yani, dün bizde okuduk buna bakdik böyle yazinca acab böylemidir diye mana verdik, amma bugün biraz daha aydinladi o ayet daha başka gözle ve akil ve idrak ile baktik başka anladik, orda gececek olan ayet ise" müfsidun" olmali degilmi, ama yerini oynamişlar, ve yillardir sizde bizde müslümanlar bunu müsrifun oklurlar, lan dangil biraz düşün hatta ömer osman toplarken böyle topladiysa bile, mana tutmuyor anlasana ahmak, burda adam öldürüp katliam yapanlar, yani ifsad edici, yani bozguncu ve fesad cikaran kimseler demekdir ve son ayette müfsidun oldular demesi lazim degilmi, bunu işde yilardir kuran bozulmadi, orjinal hikayesi ile yanliş yanliş okudular, yani israf ile adam öldürmenin alakasi ne burda, onlar yeryüzünde fesad cikaranlar oldu diyor bu ayette halbuki, osman yazdiysa bíle bunu, ömer yazdiysa bile yanliş toplamiş, yani burda müfsidun olacak, onu yazan yada rivayet eden yanliş yazmiş demekdir bu. ve yine işde orda burda katliam cikaranlar ne mehdi, ne halife olabilir, ahmaklarin başi, ve büyük ahmak olurlar ancak onlar.

------------------

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Allah Teala buyuruyor ki: Âdemoğlu dehre (zamana) söverek bana eziyet verir. Halbuki ben dehrim (zaman benin). Her şey benim elimdedir. Geceyi, gündüzü ben idare ederim.”

( Hadis-i Şerif ,Buharî, Tefsir 45)

Hocanin birisi bu hadisi inkar ediyor ve diyor hic zaman allah olurmu diyor, ve birde ekliyor zaman sonsuz diyorlar, hic zaman sonsuz olurmu, zaman yaratanmi? yaratilanmi? zaman hepmi vardi, sonradanmi yaratildi diyor, zamaninda bir başi ve sonu var demek istiyor.

Allahin güzel ismlerinden dört taneside şunlardir
El Evvelü Allah, El Ahiru Allah, Ez Zahiru Allah, el Batinu Allah"
Ve biz Raşidi tarikati zikirimizde bunuda 10 defa zikrederiz yani

El evvel zamanin başi demek ve El evvel Allah ise, Evvel bu bir zaman zarfidir, yine el ahir zamanin sonudur, evet zamanin bir başi ve sonu var imiş demekdir bu, öyle olunca, evvel allah ise, ahir allah ise, evvel ve ahir zaman zarfi ise, o zaman zaman Allahdir yani dehr : zamanin carklari demekdir.
hani "Felegin carki" veya "(:::) felek!" deyimindeki felekler ise yukardaki semadaki gezegen ve yildizlar, o zamanin carklarini oluştururlar, ve işde hersene, yani her dönüşde güneşinin etrafinda dönüşde, dünya yaz konumuna gelince yaz. bahar konumuna gelince yine bahar olur. ve buna kisir döngü denilir, yine insan dogar yaşar ve yaşlanir ve ölür. ve yine kisir döngü sonra tekrar dogar tekrar yaşar tekrar ölür. Felegin cemberi biri, sogukdan ölür, biri aclikdan, biri susuzlukdan, biri katilin elinden, biri cihaddan, biri hacli seferinden ölür, amma yine ölür, sebebler farkli olsada, o cemberin döngüsüne hizmet için ölür, yani dogar ve ölür, onun dişina cikabilene HIZIR deniyor, ve kainat bir bütün ise ve beden kainat ise, kainatta cikiş ve giriş kapilari belli iken, eger yolu bulamayanlar, sivilce olupda, orayi burayi delip cikiyorsa, bunlar kacak askerler, onlara HIZIR denmez, yani cikiş kapilari ve giriş kapilari : agiz yolu burun yolu göz yolu kulak yolu ve deriden gözeneklerden, ter bezeleri yolu ile, ve birde p o po ve birde rahim ve zeker bunlarin dişinda cikiş giriş yok iken kafir deccal ve hocasi şeytan işde mikroplar üreterek insanin icinden kestirme yol olarak herhangi bir yerini delip cikmayi ögrenmiş ve ögretmişler, ve kestirme yol del kac, yakalancagini bilince, del kac teknigi, yani öyle olunca, azmanda yolculuk etmek icinde, hipnoz denen bir teknik kullanmayi ögrenmişler, ve seni uyutup icine girmek gibi, yani sen hipnoz edilmeyi kabul ederek, sana emanet edilen bedeni başkasinin kullanmasina müsade ediyorsun, ve evinin anahtarini tanimadigin başkasina teslim ediyorsun demekdir, hic ne yapacagi belli olmayan birine evinin anahtari verilirmi, neyini calacak, neyini degiştircek biliyormusun? bilmiyorsun, seni hatta öyleki senin benligini, öz benligini bile calip, yerine cakma sen koyabilir, yani ve seni artik icden icden yönetir, yani sen anahatari verdinya, kainatinin anahtarini, o istedigi zaman gelip kapiyi acar, girer ve istedigini yapar, sen müsade ettin cünkü, ve öyle olunca, yine hipnoz ve gecmişe bakma hikayeleri yine hirsiz şeytanlarin işleri yani, ve Allah mesala senin özüne elma saklamiş, berikine armut, berikine bilmem gece gözü, digerine bilmem sonar dalgasi, sen kapiyi acinca, ona müsade edince, sen daha sendeki özü bulmadiysan, senin sonar dalganin yerine, iki tnae helyum dolu balon koyar, ve senin sonarini calar gider bu şeytanlar, sonra o senin sonarin ile denizlerdekini bile duyar, sen ise hava dolu balonla kalakalirsin işde, ve öyleki felekler zamanin carklaridir, ve carkin icinde yüzenler bizim asli bednelerimizdir, yani yildizlarimizdir, yildizimizin gezgenimizin seyrine biz seyri sülük diyoruz, ve mesala bedende sag baş parmagin tirnaginin yeri sabittir, amma sen elini kolunu hareket ettirdikce onlarin yeri degişmesine ragmen, yinede an bedene bagli olarak yeri sabittir, ve oraya gidecek enerjiyi oraya götürmelri için kan ve askerinin, orasinin adresi ve yeri belli olmali degilmi, öyle olunca, kolunu elini haraket ettirmen onun yerini degiştirmesine ragmen, tirnagin yeri ve uzakligi sabittir, öyle olunca güneşimiz ve galaksimiz bir rayda seyir halinde, amma işde ana güneşe bagli bir rayda yüzüyorlar yani, her ne kadar güneşimiz bir başka ana güneş olan galakseye bagli dönsede, dünya ise güneşe bagli döner, halbuki güneş sistemi ise işde o galakside döner durur galaksi ise, bir başka galaksi ile orantili, ve onun bagli oldugu daha büyük bir galaksiye bagli olarak dönerek, böyle böyle, ay yerinde durmayip hareket etsede, yeri sabit degilse bile, tirnagin yeri hem hareket eden elde degişmesine ragmen, yeri ayni yerde, nerde ayni, büyük bedndeki yeri ayni, öyle olunca güneşimizin ana bedendeki yeri ayni, eger büyük beden ankaradan istanbula gitse bile, tirnagin yeri, ana bednende belli ve sabittir, yani büüyüüük bir karmaşa yani, bunun matematigni cözebilcek bir matematikci varmi, astronomcu varmi? yok Allah bunlari hesap edip, bir düzen koyan, herşeye kadir olan gücü yeten rab. öyle olunca bu ahmak geri zekali şeytan ve deccal ve askerleri kapidan girip cikmaya müsadeli olmadiklari için, kapidan girse ciksa gümrükde yakalancaklar, ve hapse atilcaklar, ve onlarda kapidan girip cikmayip, işde o yüzden vücutta delikler acarak, kolayca girip cikmayi yeylemişler, ayni matrix filimde telfonla en yakin cikiş kapisi arayan neo trinity ve marpheus gibi, zaman zaman vücutta sivilce oluşumu bu yüzdendir, ve denilirki, cin cocuklarin kaintta kaybolup yolu bulmadginda vücuttan cikmayinca cin tasallut etmiş denmekde, ve o yüzden eger, vücuduna cin girmiş birin rastlanirsa onun ruhuna belki caocuk belki bunak bir cin ve haritayi kaybetmiş naviisi bozulmuş bir cindir o, o na yasin okunurki yasin demek insan demekdir,

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin'dir. Kim Yâsin'i okursa, Allah onun okumasına, Kur'ân'ı on kere okumuş gibi sevap yazar."

( Hadis-i Şerif ,Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'n, 7; Dârimî, Fedâilu'l-Kur'ân, 21)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Yâsin, Kur'ân'ın kalbidir. Allah'ı ve ahiret gününü arzu ederek Yâsin okuyan kimsenin geçmiş günahı affedilir. Onu ölülerinize okuyunuz."

( Hadis-i Şerif , Ebû Davud Cenâiz 20; İbn Mace, Cenâiz 4; İbn Hanbel, Müsned V, 26, 27)

ve öyle olunca kuran kainat ise ve kainat yani gezen yürüyen kuran muhammed ise ve yasin muhamdin kalbi, veya insan kainatin haritiasi proto tipi ise, yasinde onun kalbi ise, o zaman kalp ise bütün yollari kapilari bilen bütün adresleri bilen bir merkez, ve öyle olunca ayni postane gibi bütün adresler onda yazilidir, bütün yollari o bilir, kan yolu sinir yolu heryere erzagini götüren kalp ve askeleri degilmi? öyle olunca harita klapde gizli, kalpde yasin ise yasinde gizli,
yani kainatin proto tipi haritasi veya navigationu yani, öyle olunca, onlarin ruhuna yasin okunurki, yani bir harita gönderilirki, o haritaya baksin, ve navisi ile cikişi bulsun diye, ve bulamayanlar işde, az akli var ise, en soin ihtimal işde gözeneklerden cikmak isterken yaklanirlar, orada sivilce olurlar, kacak asker, ve orda patlama ve cerehat oluşumu yani, hani fedailer vardir ya, kendini patlatir birilerine zarar vermek için, işde bunlarda başkalari daha sonra girip cikabilsin diye kainata delik oluşturanalardir yani, öyle olunca HIZIR ise her yerde her an hazir nazir olabilenler demekdir, halbuki kan askerleri işde, vücudun her yerine aninda gidebilir, ve dolaşabilirler, dogru bir yol var, ve kan ve sinir yolu yemek yolu barsak yolu, yani sirati müstakim, yani dogru yol , bedendeki asli yollarin yani bu yollarin dişdinaki yollari kullananlar müslüman degil, ve kafir veya gavurlardir.

-------------

müminin tarifi kuranda bir neviside şöyledir :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

والَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ أُوْلَئِكَ عَلَى هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik(kablike) ve bil âhireti hum yûkınûn. Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn.

Meali :

Esteuzubillah

Öyleki Mümin demek: (iman eden demek) : sana ve sana indirilene iman edenler oldugu gibi, senden öncekilere iman edip inanlarda mümindir, imanlidir. ve ahiret yani gelecek zukunft, ancak yakin gelenlerindir yaklaşanlarindir, ve onlara Allah dosdogru bir yol vermişdir, hidayet nasip etmişdir, ve işde onlar kurtuluşa erecek olanlardir.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 3. ve 4. ayet

yani öyle olunca sirati müstakim ise, güneşimizin ve gezegenlerinin, ve diger güneşlerin ve yine onlara tabi olan gezegenlerinin takip ettikleri bir yol var, ve hepsi bir yere dogru akip gitmekdeler ve buna kuran şöyle deyiniyor

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَالشَّمْسُ تَجْرِي لِمُسْتَقَرٍّ لَّهَا ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتَّى عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَدِيمِ لَا الشَّمْسُ يَنبَغِي لَهَا أَن تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا اللَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِ وَكُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Veş şemsu tecrî li mustekarrin lehâ, zâlike takdîrul azîzil alîm. Vel kamera kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm. Lâş şemsu yenbegî lehâ en tudrikel kamera ve lâl leylu sâbikun nehâr(nehâri), ve kullun fî felekin yesbehûn


Meali :


Esteuzubillah

Güneş de onun için karar kılınan kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri (düzenlemesi)dir. Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. ve onuda geri cagirdik ve oda adim adim döne döne geri dönüş yolculugundadir. ve onlar feleklerdir, zamanin carklaridir ve Güneş’in Ay’a yetişmesi ve gecenin gündüzü geçmesi mümkün olamaz. Ve hepsi feleklerinde (yörüngelerinde, kendi carklari icinde) yüzerler (seyrederler).

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 38. 39. ve 40. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَالطُّورِ وَكِتَابٍ مَّسْطُورٍ فِي رَقٍّ مَّنشُورٍ وَالْبَيْتِ الْمَعْمُورِ وَالسَّقْفِ الْمَرْفُوعِ وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ مَا لَهُ مِن دَافِعٍ يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاء مَوْرًا وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَى نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا هَذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Vet tûri. Ve kitâbin mestûrin. Fî rakkın menşûrin. Vel beytil ma’mûri. Ves sakfil merfûi. Vel bahril mescûri. İnne azâbe rabbike le vâkı’un. Mâ lehu min dâfiin. Yevme temûrus semâu mevran.Ve tesîrul cibâlu seyrâ. Fe veylun yevme izin lil mukezzibîne.Ellezîne hum fî havdın yel’abûn, Yevme yuda’ûne ilâ nâri cehenneme de’â, Hâzihin nârulletî kuntum bihâ tukezzibûn

Meali :

Esteuzubillah
vettur yani tairun ucan kuş demek ve teyyare ucak demek ve tair ise dönerek ucan demek , seyr ise dönerek giden seyyare otobüs akip giden demek tair ise yani aynen ufo gibi topac gibi yani, yine tayyi mekan demek mekanda yolculuk işinlanma ile bir anda başka yerde oluvermek demek, yine tayyi zaman zmanda yolculuk demekdir "vettur" ise aynen türksat uydusu gibi bir peyk veya uydu gibi manasi var.yani hem yerinde duran hem dönen demek gibi yani freenli uydu peyk ve ayetin manasina gelince
Ve o ucan kuşa yani uyduya veya peyke veya astra uydusu gibi bir yayinci uyduya andolsun( yani bir uydu varki onuda hatirlatalim ki ) ve onun (Mehdinin kurandan derledigi kuran satirlari olan zikiri yani kuran satirlarina andolsun onmun duasi kuran satirlarindan oluşmakda ve öyle olunca burda mana) O nun kitabinin satirlarina andolsun , ve onu kabindan yani evinden veya yerinden oturdugu yerden neşredip yayinlayana andolsun. ve o evi imar edene andolsun, yani oevin hizmetinde olan memurlarada andolsun, o evin ihtiyaclarini görenlerede andolsun demekdir bu. durdurulupda yükseltilene andolsun yani oturdugu yerden yükseltilene andolsun yani oturdgu yerden yüksek bir makama yükseltilene andolsun, yani onu bir hatirlayin taniyin anlayin bakalim, kabindan sicrayipda taşan deniz gibi olana andolsun, ve o gün sicaklar yani azab bastirinca , Onu (azabı) defedecek yoktur. o sciklari ondan başka defedebilcek kimse yokdur, O gün gökyüzü sema bütün ihtişami ile onun emrinde döndürülür, mevreddirilir deveran etirrilir, ve hatta onun tesiri ile dağlar bile seyir halinde yürür (hareket eder). O nu Yalanlayanların vay haline o gün. o onlari o gün havuzdaki baliklar gibi oynayiverir, o gün o cehenneme cagiran cehennem tellallari olan şeytanlar nerde o gün, o gün cehennem sicaklari bastiripda, onlara derki : o yalanladiginiz cehennemi tadin baken katlanabilcekmisiniz ,

Sadakallahul Aziym TÛR Suresi 1 den 15. ayete kadar 15 haric


islamda gözlere sürme cekme sünneti (erkeklerede kadinlarada sünnettir)

ve kainatimizdaki güneş ve güneşimizin dahil oldugu galaksinin sarmal şeklini gösteren sürme cekme sistemi, yani sag göze, sagdan, sag kenardan ice dogru, sagdan sola dogru yani, alt göz ic oyuguk konturuna, sonra sagdan sola 4sürme cekdik ve sola dogru gittik, ve bu sefer sol göz alt ic oyuguna, bu sefer, soldan saga dönüş olan üc dönüş yani üc defa sol göz kenarindan ice dogru cekilir, yani resimdeki gibi, kainattaki galaksimizin, sarmalini temsil eder, yine güneş sistemimizin sarmalini temsil eder, yani yine safa ile merve aarasinda, safa dan merveye dört gidiş, ve merveden safaya ise üc dönüş, yani sen safaya gidesiye kadar dünya hareket halinde oldugu için sen her ne kadar ayni cizgi üstünde gitsende, dünya hareket ettigi için o senin gidip dönüşlerinde aslinda ayni yerde degil kainatin icinde dünya ile birlikte hareket ederek Arapca Allah yazdgini gösterir, yani Allah yazinca elif yukardan aşagi bir ikincisi lamin birncisi yukardan aşagi yine sonra aşagidan yukari ve sonra yine orda alfa yapip yine aşagi dogru, sonra ordanda yukari dogru ve en son yukarda alfa yapip dönünce, Allah yazariz ve dört gidiş, üc dönüş, yani bizde Raşit Tunca imazamizda Tunca kisminda, yeni yeni öyle yapmaya başladik, yani göz simetrik yapidir, ve ellerde oldugu gibi, soldan saga, sagdan sola dogru dönüş simetrikdir, yani sag el ile sagdan sola dogru Allah yazarken, sol elde ise soldan saga dogru Allah yazar yani, ve öyle olunca

Öyle olunca Yaani Galaksimiz ve güneş sistemimizde sarmalinda Allah zikri zikredilir hareketi ile Allah yazar tesbih edip zikreder, o halde

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاء الْحُسْنَى يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Huvallâhul hâlikul bâriul musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı) ve huvel azîzul hakîm.

Meali :

Esteuzubillah

O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder Zikreder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Sadakallahul Aziym HAŞR Suresi 24. ayet

ve nurcu amcalardan birisi diyorki iman ve ilahlik inkisam kabul etmez diyorlar, yani inkisam diye bir şey uydurmuşlar, neymiş iman ve ilahlik kisimlandirlmaz demek manasindaymiş, ve saidin dili ve risaleleri bu kadar cok kavram iceriyormuş, yani haşa kuran gibi tefsir etmeye ihtiyac varmiş, bu kadar dangillik olurmu, yani haşa said Allah da risaleleride kuran ve bizler de anlamak için onu tefsir etcekmişiz yani, beyinsiz trottel, yani biz inkişaf kelimesi ortaya atinca, dillerde inkişaf kelimesi döner oldu, onlarda ne yaptilar inkisam ortaya attilar, yani ve yine ilahlik inkisam kabul etmez, yani parcalanamaz mesala Allah, iylerin Allahida, kötülerin Allahi degil, bilmem almanlarin allahi o da türklerin ki o degil diye siniflanamaz diyor ve bunuda şu örnekle acikliyor, ve diyorki ateş ile yakmak birbirinin parcasidir, ve yakmayi ateşden ayiramazsin diyor, yakmak ateşin sifati özelligi veya yakmak ateşden ayrilmaz diyor, halbuki allah biber yaratmiş ve ateş ortada yok, hatta yeşil bir sebze iken, ateş ortada yok, ve amma yakmak var, ve mustafa islamogluda diyorki ateş yakmaz diyor, yakan Allahdir diyor, ateş yaksa idi ,ibrahimi madem yaksaydi diyor, tam ziddi mana veriyor, ve yine halbuki yine Allah radyasyon diye birşey yaratmiş bir dalga ne ateş var ne alev, alev dalgasi hani radyolarda inip cikan işiklar vardir ya, aynen alevin inişi cikişi gibi, ve dalga gizli alev amma alev gizli amma radyasyon dalgasi yakiyoryine eelverdeki mikro dalga ortda ne ateş var ne alerv ve nede yan birşey ama yakip pişiriyor, amma radyo sinyali yine bir dalga alev var amma bu sefer yakmyan alev hani ateş ile yakmak ayrilmazdi, Allah ayirmiş işde, yine oksijen ile hidrojen birleşince su oluyor, rahmet, yani su, ve eger suyun hidrojen orani biraz yükselirse veya oksijen orani yükselirse bütün mide ve barsak sistemin alevsiz yanar kavrulur, yani hic su yakarmi, ayarsiz olursa suda yakar, yani öyle cehennemi ateşden sanma, Allah dilerse, seni cehennem atacaksa seni su ilede yakabilir, onun yakmak için ateşe ihtiyaci yok kine yani yine

Allah sameddir, kendinden başkasina muhtac degildir, onun gücü herşeye yeter, serinletmek için suyada ihtiyaci yok, buzdolabi kükürt gazi ile, senin yiyceklerini dondurur buz gibi serin tutar, yani Allah ölüden diri diriden ölü cikarandir, sudan ateş ateşden, yani yanardag külü olan kükürten te serinlik cikarandir, onun kendinden gayri kime ihtiyaci varki,
yine o nurcu amca diyorki Allahin uluhiyyetine güneşler ben büyügün diye başkaldiramaz diyor , halbuki bazi insanlar varki baksan ciliz solucan gibi bişey amma cüssesine bakma sen onun, adam inanmiyon diyor, kafir, yani hatta birde gidip şeytana tapiyor, hani başkaldiramazdi, şeytan ilk başkaldiranalardan degilmiydiki, zaten ona uyan herkesde ayni ahalak var, yani bazi gezegenler sagdan sola dönerken bazilari soldan saga döner, yani yine simetri, ying yang gece gündüz, iyi kötü imanli kafir, yani yine mehdi allahin dosdogru yolu ve ve onun ziddi olan deccal ise deccal kafiri ise ters yol, ters dönen işde, ona zit iistikmette dönen cark ve felek, yani öyle olunca, deccal ne yapiyor sanirsin, amca bak allaha karşi geliyor isyan ediyor, tanrilik iddia ediyor, allah müsade etmiş, hani şeytan aleyhillaneyede izin vermişdi mühlet vermişdi, hadi git ne yapacaksan yap sen benim salih has kullarima dokunamzsin bile demedimi Allah dedi

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قَالَ أَرَأَيْتَكَ هَذَا الَّذِي كَرَّمْتَ عَلَيَّ لَئِنْ أَخَّرْتَنِ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لأَحْتَنِكَنَّ ذُرِّيَّتَهُ إَلاَّ قَلِيلاً قَالَ اذْهَبْ فَمَن تَبِعَكَ مِنْهُمْ فَإِنَّ جَهَنَّمَ جَزَآؤُكُمْ جَزَاء مَّوْفُورًا وَاسْتَفْزِزْ مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَأَجْلِبْ عَلَيْهِم بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ فِي الأَمْوَالِ وَالأَوْلادِ وَعِدْهُمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلاَّ غُرُورًا إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ وَكَفَى بِرَبِّكَ وَكِيلاً

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kâle e raeyteke hâzâllezî kerremte aleyye, le in ahharteni ilâ yevmil kıyâmeti le ahtenikenne zurriyyetehû illâ kalîlâ. Kâlezheb fe men tebiake minhum fe inne cehenneme cezâukum cezâen mevfûrâ. Vestefziz menisteta’te minhum bi savtike ve eclib aleyhim bi haylike ve racilike ve şârikhum fîl emvâli vel evlâdi vaıdhum, ve mâ yaiduhumuş şeytânu illâ gurûrâ. İnne ibâdî leyse leke aleyhim sultânun, ve kefâ bi rabbike vekîlâ.

Meali :

Esteuzubillah

(İblis) dedi ki: “Senin görüşüne göre, benim üzerime (benden daha) mükerrem (ikram edilmiş, şerefli) kıldığın kimse bu mu? Eğer beni kıyâmet gününe (kadar) tehir edersen (ertelersen), onun zürriyetinden (neslinden) pek azı hariç, mutlaka bana (kendime) tâbî kılacağım.” (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Git! Artık onlardan kim sana tâbî olursa, o zaman muhakkak ki sizin cezanız, eksiksiz bir ceza olarak cehennemdir.”“Ve onlardan güç yetirdiklerini, sesinle aldat. Atlıların ve yayalarınla onları bağırarak yönlendir (cehenneme sevket). Evlâtlarında ve mallarında onlara ortak ol. Ve onlara (yalan şeyler) vaadet.” Şeytanın vaadettikleri gurur (aldatma)dan başka bir şey değildir.Muhakkak ki Benim kullarımın üzerinde, senin bir sultanlığın (yaptırım gücün) yoktur. Ve senin Rabbin, Onlara vekil olarak kâfidir (yeter).

Sadakallahul Aziym, İSRA Suresi 62. 63. 64. 65. ayetler

öyle olunca sanki Allah onu gecenin ve kötülügün mümmessili olarak özel secip ve git artik görevini yap diye göndernmiş gibi gelmedimi size de, yani yinyang daki karanlik tarafin mümessili olarak görevli kimse.

yani öyle olunca bir cark saga dönerken diger carkda sola döner, ve biribirini deveran ettirir ve biz zikirlerimizde, aynen o kainatin, yani feleklerin cark sistemi gibi, bazi zikirleri sagdan sola tesbih eder, bazi ziirleride soldan saga tesbih ederizki, yani bu cark dönsün, deveren etsin, yani yukardaki ayette denildigi gibi, oun emrinde kainat sema münevver olur nevreder yani devir eder, deveran ede,r döndürülür diyor rabbimiz, yani öyle olunca, bizim askerimiz işde o halifelerden olacak, ve kainat emrinde dönecek nevredip deveran ettirilcek olanlardan olcak yani

Rabbim Müntesiblerimize bu konuda merhamet etsin inşallah


--oOo---



وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 2 Ocak 2016 Cumartesi

Original Kar © glan

Print this item