Thread Rating:
  • 5 Vote(s) - 3 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Yahudilik’te Yeruşalim
#1
Oku-1 
Yahudilik’te Yeruşalim

Yahudilik'te Yeruşalim veya Yahudilik'te Kudüs (İbranice: ירושלים, Yeruşalayim), MÖ 10. yüzyıldan beri Yahudilerin odağı ve ruhani merkezi olmuştur; 4 kutsal şehirden en kutsalıdır:

"Üç bin yıl önce, tahta geçip on iki kabileyi bir araya getiren Davud, ulusları Kudüs'te birleştirilip İsrail'i oluşturuldu... Bin yıl boyunca Kudüs, özgür Yahudilerin, kraliyet ailesinin, yasama konseyinin ve mahkemelerin mekanını oluşturdu. Sürgünde, Yahudi ulusu antik başkentleriyle ilişkilendirildi. Yahudiler, her nerede olurlarsa olsunlar, şehrin yeniden kurulması için dua ettiler."[1]
"Yahudilerin Kudüs ile olan bağı asla kesilmedi. Üç milenya boyunca Kudüs, Yahudi inancının merkezi oldu ve nesiller boyunca sembolik değerini korudu."[2]
"Yahudilik'te Kudüs'ün merkeziyeti o kadar güçlüdür ki seküler bir Yahudi dahi ona olan bağlılığını dile getirip onsuz modern bir İsrail Devleti düşünemez... Yahudiler için, sırf varolduğu için, Kudüs kutsaldır... Yine de Kudüs'ün kutsal karakteri üç bin yıl öncesine dayanır." [3]
"3000 yıl önce Davud Kudüs'ü başkent yaptığından beri şehir Yahudi varlığı açısından merkezi rol oynamaktadır." [4]
"Yahudiler için bu şehir üç bin yıl boyunca ruhani, kültürel ve ulusal yaşamın odağı olmuştur."[5]
"Kudüs 3000 yıl önce Yahudi halkının merkezi olmuştur."[6]
"Yahudi halkı kaçınılmaz bir şekilde Kudüs şehrine bağlıdır. Başka hiçbir şehir tarihte, politikada, kültürde, dinde, ulusal yaşamda ve halkın şuurunda Kudüs'ün yerini almamıştır. Yaklaşık MÖ 1000'lerde Kral Davud şehri Yahudi devletinin başkenti yaptığından beri Yahudi halkının ulusal kimliğinin en derin ifadesi olmuştur."[7]
Kudüs, Yahudi dini idrağına uzunca bir süredir yerleşmiştir ve Yahudiler, Samuel Kitabı ve Zebur'da anlatıldığı gibi, Kral Davud'un şehri ele geçirmek ve burada bir tapınak kurmak istemesini çalışmış ve kişiselleştirmişlerdir. Kral Davud'un Kudüs'e olan arzusu popüler dua ve şarkılarda yer bulmuştur. Yahudiler, Kudüs'ün ileride tüm insanoğlunun ibadet merkezi ve dünyanın ruhani başkenti olacağına inanmaktadır.[8]

İlk gelenekler

Kudüs ile ilgili ilk geleneklerden biri, ilk insan olan Adem'in, ileride kurulacak olan Kudüs Tapınağı altarı ile aynı yerde yaratılmış olmasıdır. Eden'den kovulduktan sonra yine bu noktaya gelip Tanrı'ya kurban sunmuştur. Habil ve Kabil de adaklarını bu altarda sunmuştur. İnanışa göre Adem hayatının tamamını Kudüs'te geçirmiştir. Kudüs'teki altar tüm insanların Tanrı'ya ibadet etmesi için tufana kadar sabit bir türbe olarak kaldı. Tufandan sonra Nuh altarı tekrar inşa etti. Ahit'te yazdığına göre Nuh oğlu Sam'ı kutsadığı için Kudüs toprakları ona miras kaldı. Sam ve soyu Kudüs'te yaşadı ve orada Tanrı'nın sözlerini öğreten bir akademi kurdu. Şehir, bir hükûmet kuracak kadar genişlediği zaman Sam kral oldu ve ona "Malhi Tzedek" (Dürüst Kral) unvanı verildi. Dürüst anlamına gelen Tzedek ismi Kudüs için de kullanılmaktaydı.

Eski çağlarda şehir, doğuda bulunan "Aşağı Şehir" ve batıda yüksek rakımda bulunan "Yukarı Şehir" olmak üzere ikiye bölündü. Doğudaki kısıma Salem ve altarın bulunduğu batıdaki kısıma ise Moriya denmekteydi. Tufandan 340 yıl sonra Kenan kavimleri Kutsal Toprakları istila etmeye başladı ve batıdaki Yukarı Şehri işgal eden Amoriler altarı yıktı. Sam ve halkı Aşağı Şehri ellerinde tutmayı başarıp akademiye devam ettiler. Bazı efsanelere göre, İbrahim genç yaşta Kudüs'e gidip Nuh ve Sam ile birlikte gelenekleri öğrenmiştir. Ardından, Tanrı İbrahim'e Mezopotamya'yı terk edip Vadedilmiş Topraklar'a dönmesini söyledi. Kendini içinde bulduğu savaştan zaferle ayrılan İbrahim, Sam tarafından kutsandı. Kısa bir süre sonra doğu Kudüs (Salem) Filistilerin hakimiyeti altına girdi. İbrahim, barış yapmak için kral Avimeleh ile görüştü, kral, Sam'ın akademisinin güvende olacağı sözü verdi. İbrahim'in oğlu ve varisi İshak doğduğu zaman Avimeleh bir antlaşma yapmak için onlara yanaştı. Antlaşmaya göre, Avimeleh'in soyu bu topraklarda yaşadığı sürece İbrahim'in soyundan hiç kimse onlara karşı savaşmayacaktı. Bu antlaşma sebebiyle, ileriki zamanlarda İsrailoğulları Kudüs'ün doğusunu ellerine geçirememiştir.

İbrahim'e oğlu İshak'ı kurban etmesi söylendiğinde Tanrı onu Miroya'ya yönlendirdi. Bir zamanlar altarın bulunduğu belli olan yerde İbrahim tekrar bir altar inşa etti ve İshak'ı kurban etmek için hazırladı. Bu testten başarıyla geçtikten sonra Miroya Dağı'ndaki altarın rahibi olan Sam'ın görevini devraldı. İbrahim bu yere ihtişamlı anlamına gelen "Yiru" (Jeru) adını verdi. Bu yer şehrin doğusuyla birleşince isimler de birleştirilip JeruSalem (Kudüs) adını aldı. Hebron'da Hititli Efron'dan Makpela Mağarası'nı satın aldığında, antlaşma gereği Kudüs'ü Hititlerden güç kullanarak almayacağına dair ant içti. Sonuç olarak şehrin batısı İsrailoğulları tarafından Efron'un soyundan satın alındı.[9]

Eski Ahit'te Kudüs

Her ne kadar Kudüs adı Tanah'ta 669 kere geçse de bu isim Tevrat'ta yer almamaktadır, bunun yerine "Tanrı'nın seçeceği yer" ifadesi kullanılmıştır. Rambam'a göre Tevrat'ta Kudüs adının kullanılmamasının çeşitli sebepleri vardır ve bunlardan ilki şöyledir: eğer diğer uluslar Kudüs'ün Yahudiliğin dini merkezi olduğunu duyarlarsa bu şehri Yahudilerden önce ele geçirip Yahudilerin girmesini engelleyebilirdi.[9] Tel Aviv Üniversitesi'nde, araştırmacı Avraham Tal ve Moşe Florentin'in yaptığı yeni bir araştırmaya göre, Kudüs adının geçmemesinin sebebi Tevrat'ta, Kudüs'ten ziyade Gerizim Dağı'nın[10] kutsal yer olarak görülmesidir.[11]

Yazılı kanun, sözlü kanunun temelini oluşturur ve Talmud'da Yahudiliğin Kudüs ile olan derin bağı büyük bir ölçüde anlatılmıştır. Örneğin, asırlar boyunca Yahudiler tarafından ezberlenip sıkça alıntı yapılan bölümler şöyledir:

"Babil ırmakları kıyısında oturup Siyon'u andıkça ağladık"[12]
"Çünkü orada bizi tutsak edenler bizden ezgiler, Bize zulmedenler bizden şenlik istiyor, "Siyon ezgilerinden birini okuyun bize!" diyorlardı. Nasıl okuyabiliriz RAB'bin ezgisini El toprağında? Ey Yeruşalim, seni unutursam, Sağ elim kurusun. Seni anmaz, Yeruşalim'i en büyük sevincimden üstün tutmazsam, Dilim damağıma yapışsın! Yeruşalim'in düştüğü gün, "Yıkın onu, yıkın temellerine kadar!" Diyen Edomlular'ın tavrını anımsa, ya RAB. Ey sen, yıkılası Babil kızı, Bize yaptıklarını Sana ödetecek olana ne mutlu! Ne mutlu senin yavrularını tutup Kayalarda parçalayacak insana!"[13]
"Ey Tanrı, uluslar senin yurduna saldırdı, Kutsal tapınağını kirletti, Yeruşalim'i taş yığınına çevirdi. Kullarının ölülerini yem olarak yırtıcı kuşlara, Sadık kullarının etini yabanıl hayvanlara verdiler. Kanlarını su gibi akıttılar Yeruşalim'in çevresine, Onları gömecek kimse yok."[14]
"...Ey Yeruşalim! Bitişik nizamda kurulmuş bir kenttir Yeruşalim!... Esenlik dileyin Yeruşalim'e: "Huzur bulsun seni sevenler!"[15]
"Dağlar Yeruşalim'i nasıl kuşatmışsa, RAB de halkını öyle kuşatmıştır, Şimdiden sonsuza dek."[16]
"RAB yeniden kuruyor Yeruşalim'i, Bir araya topluyor İsrail'in sürgünlerini.... RAB'bi yücelt, ey Yeruşalim! Tanrın'a övgüler sun, ey Siyon!"[17]

Rabinik edebiyatta Kudüs

Yahudi dini yazıtlarında Kudüs'ten bahseden binlerce yer bulunur; bunlardan bazıları şunlardır:

Eğer kişi İsrail Diyarı'ndaysa kalbi Kudüs'e dönmeli; eğer kişi Kudüs'te ise yüzünü Kutsal Tapınağa dönmeli[18]
Neden Ginosar'daki meyveler Kudüs'te bulunmaz? Çünkü seyyahlar demesinler ki "Ginosar meyvelerini sadece Kudüs'te yemekle yükümlüyüz, bu yeter"[19]
Gelecekte Kadrimutlak Kudüs'ü o kadar genişletecek ki atı kaybolan kişi atını aynı şehir içinde bulacak[20]
Kudüs kavimler arasında bölünmedi[21]
Bir yılan veya akrep Kudüs'te kimseye zarar vermemiştir[22]
İhtişamlı döneminde Kudüs'ü görmeyen güzel şehir görmemiştir[23]
On ölçek güzellik dünyaya indi, dokuzunu Kudüs aldı[24]
Kudüs dünyanın ışığıdır[25]
Sürgündekilerin bir araya gelmesi gerçekleşmedikçe Kudüs tekrar inşa edilmeyecek[26]
İsrail Diyarı dünyanın, Kudüs ise İsrail Diyarı'nın merkezindedir[27]
Neden Kadrimutlak Kudüs'e Tiberya'daki gibi sıcak pınarlar yaratmadı? Çünkü, kişi "Kudüs'e çıkıp yıkanalım" demesin diye[28]
Kudüs'ün güzelliği başka hiçbir yerde yoktur[29]
Atalarımız için on mucize Kudüs'te gerçekleşti[30]
"Tüm kabilelerinizde" - Bu Kudüs demektir çünkü tüm İsrailoğulları Kudüs ile ortaktı[30]
Gelecekte tüm ulus ve krallıklar Kudüs'te toplanacaktır[30]
Kudüs'te dua etmek iştihamlı tahtın önünde dua etmek gibidir çünkü cennetin kapıları ordadır[31]
Kudüs'ün mükafatı için Kızıldeniz'i ikiye yardım[32]
Gelecekte Kudüs varoşları değerli taşlar ve mücevherlerle dolacak ve İsrailoğulları gelip bunları alacak[33]
Kudüs yıkıldığından beri, O Kudüs'ü inşa edip İsrailoğullarını geri getirene kadar Tanrı mutlu olmayacaktır[34]

Yahudi kanun ve geleneklerinde Kudüs
Kudüs Tapınağı


Antik dönemde, Yahudilik Kudüs Tapınağı merkezinde gerçekleşmekteydi. Ulusa hükmeden Sanhedrin Tapınak bölgesindeydi. Tapınak hizmetleri Roşaşana ve Yom Kipur ayinlerinin kalbiydi. Pesah, Şavuot ve Sukot bayramlarından oluşan Şaloş Regalim'de tüm Yahudilerin bir araya gelmesi gereken merkezdi. Yedi senede bir bütün Yahudiler Hakel'in okunuşunu dinlemek için Tapınağa gelmeliydi. Omer Sayımı'nın kırk dokuz gününün Pesah ve Şavuot bayramları arasına denk gelen günlerinde Omer sunuları sunulmaktaydı. Hanuka'nın sekiz günü boyunca İkinci Tapınağın tekrar Yahudilerin eline geçişi kutlanır. Oruç günleri olan 9 Av, 10 Tevet ve 17 Tamuz'da Tapınağın yıkılışı anımsanır.

Rambam, Tapınak dönemindeki Kudüs ile ilgili kanunları şöyle sıralar: Bir ceset günaşırı şehirde bırakılmamalı; ceset kalıntıları şehre sokulmamalı; evleri kiraya verilmemeli; ger toşava ikamet hakkı verilmemeli; antik zamanlardan beri varolan Davud ve Hulda hanedanlıklarına ait kişiler dışında gömü alanları bulunmamalı; bahçe ekilmemeli; ekin ekme ve sabanlama, ürüne zarar verebileceğinden, yapılmamalı; eski çağlardan beri varolan gül bahçeleri dışında ağaç dikilmemeli; bürüme nedeniyle çöp yığınları bulunmamalı; toplum alanlarına sarkan kiriş ve balkonlar bulunmamalı; duman sebebiyle basınçlı fırın bulunmamalı; tavuk yetiştirilmemeli.

Anma

Yom Kipur ayininin sonunda ve Pesah sederinde "Gelecek sene Kudüs'te" denir. Matemli olan birine "Tanrı, Siyon ve Kudüs'teki matemlilerle birlikte sana da kolaylık versin" denir.

Dualarda Kudüs

Yahudilikte, günlük dualarda Kudüs'ün adı çeşitli kereler ağza alınır. Hafta içleri günde üç defa söylenen amida duaları Kudüs yönüne dönülüp yapılır. Gerek tam bir öğün gerekse hafif atıştırma olsun, yemek yedikten sonra söylenen dualarda Kudüs anılır.
Kudüs'ü anma gelenekleri

Evlenmeden önce, Hupa'nın altına girecek olan damadın alnına az miktarda kül sürülür. Bu, Kudüs'ün yıkılışını hatırlama ve eğlencenin dozunu kaçırmama amaçlı sembolik bir harekettir. Damadın cam bardak kırma adeti de Kudüs için tutulan yasla bağdaştırılır. Bazı damatlar Mezmurlar kitabından "Ey Yeruşalim (Kudüs), seni unutursam, Sağ elim kurusun"[35] cümlesini alıntı yaparlar.

Başka bir antik geleneğe göre, evin giriş kapısının karşısındaki iç duvarın küçük bir bölümü boyanmadan bırakılır böylece Tapınakların ve Kudüs'ün yıkımı (zeher lehurban) hatırlanır.

Yahudi kanununa göre, Kudüs'ü anmayı ifade etme amaçlı, bayramlar ve kutlamalar dışında, müzik dinlenmemelidir. Bu yasak her ne kadar Şulhan Aruh'ta yer alsa da bugünlerde Ortodoksların büyük bir kısmı ve hatta Haredilerin bazıları bu kuralı takip etmemektedir.
Ağlama Duvarı

Modern Yahudilikte en kutsal yerlerden biri olan Ağlama Duvarı, Kudüs'ün kalbinde bulunur. Bunun sebebi, şu anda Yahudilerin ulaşamadığı Kodeş Hakodaşim'e en yakın nokta olmasıdır. Roma fethinden 1967'ye kadar Kudüs Tapınağı'ndan arta kalan tek yer olduğu düşünülmekteydi; Midraş'taki ezoterik metinlere göre Tanrı, Tapınak duvarları dışında eskiyi hatırlamak için bir anıt bırakacağı yazılıdır.

Altı Gün Savaşı'yla Doğu Kudüs İsrail'in eline geçince Tapınak Dağı'ndaki diğer duvarlarından ayakta kaldığı farkına varılmıştır.

Hahamlar ve Kudüs

Talmud'daki kayıtlara göre rabinik lider Yohanan ben Zakay (~MS 70), Kudüs'ün yıkılmasını engellenemek için barışçı yollarla teslim olmayı tavsiye etmiş olsa da bu aşırı dindarlar tarafından önemsenmedi. Yahudilerin "Siyon'a geri dönmeleri" ifadesi ilk olarak 1140'ta ölen Yehuda Halevi tarafından dile getirilmiştir, Bir Yahudi efsanesine göre, Kudüs'e yaklaşınca kutsal şehrin gücü altında ezildi ve en güzel ağıtını söyledi bu sırada atlı bir Arap tarafından ezilerek öldürüldü.

Onu, 1267'de İsrail topraklarına göç eden Ramban takip etti ve Kudüs'te kısa bir süre kaldı. Yazdıklarına göre, Haçlılar yüzünden şehirde sadece yaklaşık on Yahudi kalmıştı ve birlikte, bugün ayakta en eski sinagog olan Ramban Sinagogu'nu inşa ettiler.

Vilna Gaon olarak bilinen Eliyahu ben Şlomo (ö. 1797) ve Baal Şem Tov olarak bilinen Israel ben Eliezer (ö. 1760), Kudüs'ün Osmanlı hakimiyetinde bulunduğu zamanda havarilerini Kudüs'e yerleşmeye gönderdi. Bu kişiler, bugün liderleri Edah Haharedis olan, Harediliğin altyapısını oluşturdu. Vilna Gaon'un öğrencilerinden bazıları ise aşırı anti-Siyonist Neturey Karta hareketini kurdu.

İsrail Devleti'nin kuruluşu

Birleşik Krallık Filistin Mandası yetkilileri, Aşkenaz ve Sefarad Yahudileri için, 1921'de merkezi Kudüs'te olan bir başhahamlık ofisi açtılar. "Dini siyonist" Mafdal grupuyla bağdaştırılan Rabbi Abraham Isaac Kook (ö. 1935), Sefarad başhahamı Rabbi Yaakov Meir ile birlikte ilk modern başhaham oldu. Başhahamlığın bulunduğu bu resmi yapı 1958'de tamamlandı ve buna Heyhal Şlomo denir.

Buna tezat olarak Kudüs'teki Haredi Yahudileri anti-Siyonist Edah Haharedis'i kurdular. Bu grubun ilk hahamı Rabbi Yosef Haim Sonnenfeld'di. Aralarında Hasidik grupların da bulunduğu bazı gruplar zamanla Haredilerden ayrılmaya başladı.

Kudüs, dünyadaki en büyük yeşivalara (dini eğitim veren okul) ev sahipliği yapmaktadır. Bu şehir dünya Yahudileri için tartışmasız dini ve ruhani merkezdir.

Modern İsrail'de Kudüs

Kudüs, 21. yüzyılda, dini inançları gereği farklı kişiler tarafından farklı biçimlerde algılanmaktadır. 2009 yazında Eski Şehir yakınlarında bir parkın Cumartesi günü açılması Haredilerin ayaklanmasına sebep oldu.[36] Fakat, seküler gruplar karşı protestoda bulundular[37] ve Kudüs'ün dindar olan veya olmayan herkesin şehri olması gerektiğini ifade ettiler. "Açık" Kudüs çağrısı, Şalom Hartman Enstitüsü başkanı ve Ortodoks haham Rabbi Dr. Donniel Hartman tarafından destek buldu. Dindar ve Siyonist olan Hartman, Kudüs'ün sadece dini bir merkez değil, aynı zamanda seküler İsrail'in de başkenti olduğunu belirtmiştir; "Açık" Kudüs konseptiyle tüm Yahudiler arasında birlik sağlanması gerektiğini savunmaktadır.[38]

Dipnotlar için Kaynakca
Bakiniz:

Wiki pedia
tr . wikipedia . org / wiki / Yahudilik’te_Yeruşalim





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)