06-13-2019, 02:27 PM
(This post was last modified: 04-13-2024, 03:41 PM by RasitTunca.)
Beyin Gücü Nedir - Beyin Gücü Nasıl Geliştirilir?
Beyin gücü nasıl geliştirilir?, beyin gücü nedir, beyin gücünü kullanma, beyin gücü, beyin gücü düşünce gücü, düşünce gücü, beyni hükmetme, hipnoz, telekinezi, pozitif düşünce, negatif düşünce, beyin gücü hareketleri,
Daha anlayışlı bir şekilde konuşmak, hesapları hızla yapabilmek, çocuğunuzun verdiği cevabın arkasında ne olduğunu hemen anlayabilmek ve ona göre davranabilmek... Küçük de olsa, bu ayrıntıların hayatımızı değiştirebileceğini unutmayın. Bunun içinde beyninize yaptıracağınız ufak egzersizler yeterli olacak. Bir de yediklerinize biraz dikkat etmeniz gerekiyor. Beynin ihtiyacı olan besinlerin başında makarna, pirinç, patates ve ekmek gibi karbonhidratlar geldiğini unutmayın .
Dünyanın IQ'su en yüksek insanı, 228 puan ile Guinness rekorlar kitabına giren Marilyn Vos Savant. Bunu nasıl başardığını ‘‘Beyin Jimnastiği: Beynin Gücünü Artırmak ve 12 Haftada IQ'nuzu Geliştirmek’’ adını verdiği kitapta anlatıyor. Savant, ‘‘Beyin jimnastiği aklınızın sınırsız kapasitesini öğrenmenizde, günlük hayatta karşılaştığınız problemleri çözmenizde, etrafınızdaki kişilerle iyi ilişkiler kurmanızda yardımcı olacak’’ diyor. İşte beyninizi geliştirmek için uygulayabileceğiniz programın başlıca etapları:
Daha zeki olmak için neler yemeli?
Beyin daha iyi çalışmak için 100 milyar hücresini besleyebilen yakıta ihtiyaç duyuyor. Bunun için de doğru diyeti uygulamak gerekiyor. Beynin ihtiyacı olan besinlerin başında karbonhidratlar geliyor; makarna, pirinç, patates ve ekmek. Bitkisel yağlarda ve yumurtanın sarısında bulunan E vitamini, magnezyum, çilek, domates ve sebzelerdeki C vitamini, bira mayasında karşılaşacağınız B1 vitamini, ıspanak ve muzdaki B6 vitamini, ayrıca D vitamini, kalsiyum bu yakıtı oluşturan başlıca maddeler.
Kelime dağarcığınızı hergün biraz daha geliştirin
Günlük hayatta karşılaştığınız her kelimenin tam karşılığını biliyor musunuz? Bu soruya kesin olarak cevap veremiyorsanız kısıtlı bir sözlük bilgisine sahipsiniz demektir. Halbuki insanlarla ilişkilerinizi belli bir düzeyde tutmak ve anlaşabilmek için geniş bir sözlük bilgisine sahip olmalısınız. Toplumun büyük bir kısmı günlük hayatta 6 bin kelime kullanıyor. Bu sayı içinde tekrarlar da bulunuyor. Aşağıda sözlük bilginizi genişletmek için birkaç öneri bulacaksınız:
- Yeni duyduğunuz ya da okuduğunuz kelimelerin tam anlamlarını öğrenmek için sözlüğe bakın
- Karşınızdaki kişi bilmediğiniz bir terim ya da deyim kullandığında ona anlamını sormaktan çekinmeyin
- Argo kelimeleri kullanmaktan kaçının, konuşurken anlamlı ve kesin kelimeler seçin.
Hesap işlerinde samimi olun
12 bölü 1/2 kaç ediyor? Eğer bu soruya cevap veremiyorsanız (ki sonuç 24 ediyor) hesap konusunda egzersiz yapmanız gerekiyor demektir. Matematik konusunda pratik olmak düşünceleri daha iyi kavrayabilmenizi, doğru kararlar alabilmenizi sağlıyor. Bunun için aşağıdaki tavsiyelere uyabilirsiniz:
- Rakamları hiçbir zaman düşman gibi görmeyin, matematik soyut bir kavram değildir, her rakam belli bir niceliğe sahip ve bu nicelik üzerine düşünmek gerekiyor
- Matematiğin sizi eğlendireceğini unutmayın, öğretmenlerle olan sorunlarınızı matematiğin üzerine atmayın;
- Beyninizi kullanmayı öğrenin hesapları aklınızdan yapın, özellikle küçük işlemler için hesap makinası kulanmaktan kaçının.
Mantığınıza güvenin
Mantık, problemleri analiz etmede ve çözüme ulaşmada size yardımcı olacak. Mantığınızı geliştirmek ve kullanabilmek içinse yapabilecekleriniz şunlar:
- Problemler karşısında aklınızı kullanmaya, sakin olup, çözüm için en iyi yolu bulmaya çalışın. Annenizin, arkadaşlarınızın ya da eşinizin olaya karışmasına izin vermeyin
- Eleştirel olmayı öğrenin, toplumun yüzde 50'sinin hükümetten memnun olduğunu duyduğunuzda geri kalan yüzde 50'nin de memnun olmadığını açıkça söyleyin
- Kişilerin söylediklerine körü körüne inanmayın, dışarda yağmur yağıyor cümlesini duyduktan sonra, yanınıza şemsiye almadan önce bir kere de pencereden kendiniz bakın.
Gözlem ruhunuzu geliştirin
Bir inek ile bir ananas arasındaki ortak özellik nedir? Bu soruya hiçbir cevap bulamıyorsanız gözlemlerinize güvenmemelisiniz demektir. Çünkü bu sorunun birçok cevabı bulunabilir, en azından ikisinin de birer canlı oldukları söylenebilir. Gözlem gücünüzü geliştirmek için:
- Çevrenizdeki eşyalara ya da canlılara dikkatle bakın, yaşanmış olaylardan da yararlanabilirsiniz
- Testleri çözün
- Günlük hayatta karşılaştığınız reklam panolarına eleştirel gözle yaklaşın, hedefe ulaşmak için kullanılmış araçlara dikkat edin.
Konsantrasyon oranını arttırın
Konsantrasyonunuzu ve dikkatinizi geliştirmek için aşağıdaki yollara başvurabilirsiniz:
- Her seferinde bir tek iş yapın
- Fazla zaman istemeyen işlerinizi çabucak yapın, böylece daha önemli işlerinize vakit ayırabilirsiniz
- Televizyonu kapatın, televizyon ritmi dikatinizin dağılmasını sağlayacak
- Yaptığınız işlerde sona ulaşmayı başarın, başladığınız işleri yarım bırakmak, özellikle de hiçbir neden yokken, zaman kaybından başka birşey değil.
Zihinsel zekâ; okuma, öğrenme, araştırma yapma ve yazı yazmak gibi zihinsel etkinliklerle geliştirilir.
Öğrenmemek, zihni nadasa bırakmaktır.
İnsan hafızası da beslenmeye ve güçlendirilmeye muhtaçtır.
İşleyen demir ışıldır, atasözü beyin ve hafıza için de geçerlidir.
Zihin ve hafıza kasları; vücut kaslarına benzer.
Spor yapanların vücut kasları nasıl güçleniyorsa öğrenenlerin de hafıza ve zihinleri güçlenir. Spor yapmayanların vücut kasları nasıl zayıplar ve güçsüz kalırsa öğrenmeyenlerin de beyin kasları güçsüz kalır.
Bir bütün olan beynin yansını yoğun olarak kullanıp diğer yarısını ihmal eden insanların performanslarında yetersizlikler, kusurlar görülür. Fakat, diğer yarının da geliştirilmesi, son derece ilginç, harika sonuçları beraberinde getirir. İki lobun birlikte çalışmasıyla 1**1=2 şeklinde aritmetik bir artış olmaz; verim kat be kat artar.
TABLOYA BAKIN ve RENKLERİ SÖYLEYİN! KELİMELERİ DEĞİL…
SARI MAVİ TURUNCU SİYAH YEŞİL KIRMIZI MOR YEŞİL MAVİ
YEŞİL MAVİ SİYAH
YEŞİL SARI MOR
Neden zorlanıyorsunuz?
“Sağ ve Sol Beyin Çakışması!”
Sağ beyniniz rengi söylemeye çalışırken, sol beyniniz otomatik olarak onları okumaya çalışıyor.
Beynin İki Yarısı
Bir bütün olan beynin yansını yoğun olarak kullanıp diğer yarısını ihmal eden insanların performanslarında yetersizlikler, kusurlar görülür. Fakat, diğer yarının da geliştirilmesi, son derece ilginç, harika sonuçları beraberinde getirir. İki lobun birlikte çalışmasıyla 1**1=2 şeklinde aritmetik bir artış olmaz; verim kat be kat artar…
Bir örnek verecek olursak; futbol dünyasında sağ ayağını ya da sol ayağını çok iyi kullanan futbolcular var. Örneğin, her iki ayağını da son derece iyi kullanan Hagi´nin futbol dünyasındaki yeri çok farklı, değil mi?
Çocuklar, beynin iki yansını beraber kullandıkları halde, onlara hayâl gücü ve hafıza gibi sağ beyin fonksiyonlarıyla ilgili eğitimden çok, mantık ve ezbere dayanan eğitim verilmesi sonucunda bu yetenekleri büyük ölçüde yok olmaktadır.
SAĞ BEYNİN ÖNEMİ
Klâsik eğitim sisteminde daha çok sol lob ağırlıklı akademik bilgilere prim verilmekte, sağ lobun faaliyetleri ise maalesef ihmal edilmektedir.
Beynin, farklı fonksiyonlara sahip iki lobu olduğu keşfedilen günümüzde, eğitim sistemi hâlâ sadece beynin mantık, matematik, analiz, konuşma, yazma, listeleme gibi fonksiyonları olan sol lobunu kullanmaya devam etmektedir.
Oysa, gelişen bilimin ışığında, mantık ağırlıklı sol lobla beraber, hayâl gücü, renk, şekil, ritim, bütünü görme gibi fonksiyonları olan sezgisel, üretken sağ lob da kullanılsa, insanların üretkenlik potansiyellerinin kat kat artacağı aşikârdır.
Zaten, tarihte büyük sıçramalar yapan insanlar da, bilerek ya da bilmeyerek, beynin her iki lobunu da birlikte kullanan insanlardır.
Mantığın âdeta tek başına gittiği yerle, sezgi, hayâl ve renklerle el ele gittiği yer bir olur mu?
Sağ lobun da devreye sokulması, insana aynı zamanda duyusal keskinlik kazandırmakta, hedefini sürekli ve herşeyiyle canlı tutan o insana müthiş bir motivasyon kazandırmaktadır.
Bilgisayarların bile matematik ve mantık işlemlerini yapabildiği günümüzde, bunlardan daha önemli bir özellik çıkıyor karşımıza: Üretken düşünce, üretken zekâ.
Hayâl gücü, yeni fikirler oluşturma, orijinalite gibi değerler, insan zihninin üretkenliğini ortaya koyar. Bilgi dünyasına uçtuğumuz günümüzde asıl fark, işte bu noktadadır. Yâni, geleceğin başarılı insanları, üretken zekâya, hayâl gücüne, esnekliğe ve güçlü vizyona sahip insanlar olacaktır.
sistemi ise, bu hedefe ulaştırmak bir yana, insanları yalnızca sol lobun fonksiyonları içine âdeta hapsetmektedir.
İlkokul birinci sınıf öğrencilerinin resimleri incelendiğinde, her birinde orijinalite ve üretkenliğin izleri açıkça görülmektedir. Aynı öğrenciler dördüncü sınıfa geldiklerinde ise, tek düzeliğin ve kendini birilerine beğendirme arzularının yoğunlaştığı, elma şekerine benzer, tek tip ağaçlar, tek tip evler, aynı tür insan resimlerinin ortaya çıktığı görülmektedir.
Okul öncesi çocuklar daha çok renkler ve görüntülerle düşünmek gibi, dış etkilere daha açık ve çok farklı fantezilere sahiptir. Fakat, okulda bu özellikler bastırılınca, sol beyin, sağ beynin de bazı fonksiyonlarını yüklenmek zorunda kalıyor ve aşırı derecede zorlanıyor. Bu arada, zayıf kalan sağ beyin hırçınlaşınca, çocuklarda birtakım ruhsal dengesizlikler de görülebiliyor.
Aynı zamanda, bu tek yönlü, yâni yanlış ve aşırı bilgi yüklenmesi sonucunda beyinler köreliyor, çocuklarda üretkenlik, merak ve öğrenme istekleri yok oluyor.
Bu çocuklar büyüdüklerinde, özellikle sağ beynin gerekli olduğu durumlarda dâima başarısız oluyorlar.
DENGELİ KULLANIMININ SONUÇLARI
Prof. Orstein, iki beyin işbirliği içinde çalıştığı zaman, genel yetenek ve etkide çok büyük artış olduğunu ortaya koydu. Çünkü, beynimiz, standard matematikten farklı bir şekilde çalışıyor; sağ ve sol beyin birlikte çalıştığı zaman, iki kat değil, beş-on kat daha etkili sonuçlar ortaya çıkıyordu.
Buraya kadar söylediklerimizin ışığında, artık şunları rahatlıkla söyleyebiliriz: Belirli konularda gerçek anlamda uzmanlaşmak, ancak bu iki beynin işbirliği ile mümkün olabilir.
Tarihteki bütün dehâlar, büyük buluş yapanlar, üstün kişiler, hep beyninin iki yarısını da mükemmel bir işbirliği içinde kullanan kimselerdir.
Örneğin Fatih Sultan Mehmet, İstanbul´u almak için gerekli bütün planları, hazırlıkları yaptı, uygulamaya geçti. Bunlar için daha çok, beyninin mantık ağırlıklı sol lobunu kullandı. Fakat, Bizanslılar´ın Haliç´e zincir gerip Osmanlı gemilerinin önünü kesmeleri üzerine hemen sezgi ağırlıklı sağ lob evreye girdi ve tarihte ilk defa, gemiler karada yürütülerek, bir gecede Kasımpaşa´dan Haliç´e indirildi. Sonuç malum.
Evet, dünyamızdaki karmaşa ve problemleri çözmek için, beynimizin iki yarısını birlikte kullanmamız gerekiyor.
Özellikle karmaşık sorunların çözümünde, geniş ve uzun vadeli olabilecek kararlarda sağlıklı sonuçlara ulaşabilmek için, beynin her iki yanının işbirliği içinde çalışması şarttır.
Öğrenilen bilgilerin, geçici bir ezber olarak kalmayıp kalıcı hafızada dosyalanması ve ömür boyu kullanılabilmesi, her iki beynin de öğrenme işine aktif olarak katılmasıyla mümkündür.
Beynimizdeki zincirleri kırıp, beynimizi tutsaklıktan kurtarıp, orada uyuyan dâhiyi uyandırmak için yapmamız gereken en önemli şeylerden biri, ciddi bir hafıza eğitimiyle fotoğrafik bir belleğe sahip olmaktır.
Temel hafıza tekniklerini öğrenip kullandığınızda,
* Sadece hafızanız güçlenmekle kalmayacak, üretkenliğiniz de müthiş bir şekilde artacaktır.
* Bilgiyi öğrenme hızınız artacak, zihinsel fonksiyonlarınız güçlenecektir.
* Sağ ve sol beyinleriniz arasından müthiş ve dinamik bir potansiyel ortaya çıkacaktır.
* Elbette ki, bütün bunlar, iş ve sosyal yaşantınızdaki problemlerin çözümüne büyük katkılar sağlayacaktır.
alıntıdır
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca