Thread Rating:
  • 96 Vote(s) - 3.01 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Yıldız kayması nedir? Nasıl oluşur ?
#1
Oku-1 
Yıldız kayması nedir? Nasıl oluşur ?

Yaz akşamlarında çoğu zaman gökyüzüne bakıp kayan yıldızları izleriz. Çoğumuz hemen dilek tutarız. Bazılarımız yıldızların nasıl kaydığını düşünürüz o anlarda.

Yıldız kaymasının, meteor yanması olduğunu biliyor muydunuz? Aslında izlediğimiz kayan bir yıldız değil, yanarak yok olan meteor  taşlarıdır.

Dünyamıza gün içerisinde defalarca meteor taşları düşüyor. Meteor taşları, hızla dünyamıza doğru ilerlerken atmosfere giriyor. Bu sırada bir yanma meydana geliyor. Meteor, yanarken hızla ilerliyor, bu sırada bizim yıldız kayması sandığımız görüntü oluşuyor. Meteorlar, yanarak yok oluyor. Dünyamızı koruyan atmosfer tabakası olmasaydı meteorlar yeryüzüne düşerdi. Ay’ın yüzeyinde oluşan çukur tabakalar, dünyamızda da olurdu.

Yıldız kayması sözlük anlamı nedir?

Yıldız kayması durumu Türkçe sözlüklerde “kuyruklu yıldız olarak bilinen gök taşlarının atmosfere giriş yapması sonucu ortaya çıkan doğa olayı” olarak geçmektedir.


Yıldız kayması nedir ?

İnsanlık var olduğu ve etrafında olan bitene anlam verdiği günden itibaren, yaratılışlarına neyin veya nasıl bir gücün sebep olduklarını anlayabilmek adına topraktan bir işaret, ateşten bir işaret, havadan veya denizden bir işaret beklemiş; bunun yanında gökyüzünde gördükleri ışıklı görüntülere de pek çok anlam yüklemişlerdir.O zamanlar gökyüzünde gözlemlenen yıldız kayması durumu da dünyaya gökyüzünden bir cisim düşmesi olarak yorumlanmıştır.

Gökyüzünün açıkça görülebileceği gecelerde gökyüzünü incelediğimizde, yıldızların oldukça parlak ve çekici bir görüntü oluşturduğunu görmek mümkündür. Bununla birlikte bu enfes görüntüyü izlerken bir yıldızın arkasında parlak bir çizgi çizerek sağa ya da sola kaydığını da görebilmek de oldukça ilginç bir deneyim olmaktadır. İşte bu kayışı gören kişiler bu durumun ismine “yıldız kayması” demeyi uygun görmüşler ve durumla alakalı çeşitli inanışlara sahip olmuşlardır.

Konuyla alakalı bilinen ilk bilgi, yıldız kaymasını batıl bir inanca bağlayarak her yıldız kayışını bir dilek tutma bahanesi olarak kabul etmektedir. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyulduğu ise inanca göre kayan yıldızın kaydığı süreçlerde ölme sürecini tamamlarken kendisinden dilenen son dileği ölmeden önceki son saniyelerinde duyup gerçekleştireceğine dair var olan inanıştır.


Yıldız kayması nasıl olur?

Aslında bu kadar zaman yıldız kayması olarak bilinen durum, gerçekte var olan bir durum değildir. Yıldız kayması olarak izlenen durumlar tamamen meteorların kayış anlarıdır. Gerçek yıldızlar, dünyadan gerçek anlamda milyarlarca km. uzakta bulunmaktadırlar. Bunun yerine bizim gördüklerimiz Güneş sisteminin içerisinde yer almakta ve gezegenlerin çekim gücünden etkilenmekte olan göktaşları bulunmaktadır.

Normal şartlarda sadece kayış anlarında değil, gün içerisinde farklı saatlerde pek çok meteor galaksiden dünyaya doğru düşüşe geçmekte ancak daha gökyüzündeyken yandıkları için dünyamız adına herhangi bir tehlike oluşturmamaktadırlar.

Yani durumu özetleyecek olursak, insanların yıldız kayması olarak bildiği bu durum tamamen yaşanan küçük çaplı bir meteor yağmurundan ibarettir. Uzayda serbest biçimde dolaşmakta olan meteorların dünyanın etrafından geçerken bir anda çekim kuvvetine katılması sonucu dünyanın atmosferine girerler ve hızları çok yüksek olduğundan daha yüzeye yanaşamadan yanarak kaybolurlar. Bizim de yıldız kayması diyerek izlediğimiz görüntü tamamen budur.


Yıldız kayması ne zaman olur?

Yıldız kayması hakkında uzman araştırmacıların verdiği bilgilere göre, dünyamıza her saat başı 5 farklı meteor düştüğü söylenmektedir. Bizim yıldız kayması olarak gördüğümüz şeylerin aslında yanarak ortadan kaybolan meteorlar oldukları düşünülürse, bu sayının her gün ve her saat birbirinden farklı olmasına da şaşırmamak gerekmektedir. Bunun dışında konuyla alakalı bir diğer önemli bilgi de, Samanyolu galaksisi düzeninde yaşadığımız dünyanın 33 yılda bir sefer olmak üzerine meteor kuşağına girdiği bilgisidir.


Yıldız kaymasının alametleri

Dünya üzerinde en çok mensubu olan dini inanışların kutsal kitaplarında yıldızlardan ve onlarla ilgili olan olaylardan şu şekillerde bahsedilmektedir;

“İncir ağacı, güçlü bir yel tarafından sarsıldığında nasıl ham incirlerini yere dökerse, gökteki yıldızlar da öylece yeryüzüne düştü. Dünyanın kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, bütün köleleri ve özgür kişileri, mağaralarda ve dağların kayaları arasında gizlendiler” (İncil, Yedi Müdür)

“Göklerin ordusuna erişinceye dek büyüdü. Gökteki ordudan ve yıldızlardan bazılarını yeryüzüne düşürdü, ayakları altına alıp çiğnedi.” (Tevrat Daniel 8-10)

“O ki, birbiri ile ahenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) aciz ve bitkin halde sana dönecektir. Andolsun ki biz, en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.” (Mülk 3-4-5 / Kuran-ı Kerim)

Geceleyin açık bir havada gökyüzünü seyrederken, çeşitli renk ve parlaklıktaki yıldızların oluşturduğu o inanılmaz ve muhteşem manzaranın içinden bir yıldızın parlak bir çizgi çizerek kayıp gittiğini muhakkak görmüşsünüzdür.

Bu sırada içinizden bir dilek tutup, bu dileğin gerçekleşmesi için de gördüğünüzden kimseye bahsetmemişsinizdir herhalde. Çünkü insanlar arasında, bir yıldız kaydığında, o yıldızın öleceği ve ölmeden önce dilek dileyenin arzusunu yerine getireceği inanışı yaygındır.

Halk arasında yıldız kayması diye tanımlanan bu olayın aslında yıldızlarla hiç bir ilgisi yoktur. Yıldızlar dünyadan milyarlarca kilometre ötedeki uzak güneşlerdir. Güneş sistemimizin içinde Güneş ve gezegenlerin çekim kuvvetleri arasında bir oraya bir buraya gezinen sayısız göktaşı vardır.

Bunlardan Dünya’nın yakınından geçerken çekim alanına girenler, hızla atmosfere dalarlar. Sürtünmeden dolayı ısınırlar, yanarlar ve arkalarında parlak, çizgi gibi bir iz bırakırlar. Sonunda tamamına yakını, düşüşün son anında görülen parlamayı takiben yok olurlar.

Yer atmosferine her yıl toplamı 15 bin ton olan 200 bin kadar göktaşı düştüğü kabul ediliyor. Bu hesaba göre yerin kütlesi 4,5 milyar yıllık ömrü içinde gelen göktaşları sayesinde epeyce artmış olması gerekiyor. Dünya’ya düşen göktaşlarının incelenmeleri sonucu içlerinde dünyada var olmayan yeni bir elemente rastlanmamıştır.

Atmosfere girdiklerinde yanan ve çoğunlukla yok olan göktaşlarına “meteor” denilirken bunlardan yere ulaşmayı başaranlara da “meteorit” deniliyor. Dünyamızın büyük bir kısmı okyanuslarla kaplı olduğundan yere ulaşabilen göktaşlarının çoğu da buralara düşerler. Ancak Dünya’nın bir çok yerinde de karalar üzerinde meteoritlerin yol açtığı izler ve çukurlar vardır.

Ülkemizde rastlanan en büyük göktaşı 25 kilogram olup Domaniç yaylasında bulunmuştur. Dünyada bilinen göktaşlarının en büyüğü ise güneybatı Afrika’da Grootfentein’de bulunan göktaşıdır ve kütlesi 80 ton kadardır.

Bugüne kadar dünyada 20 civarında insanın göktaşı isabeti nedeniyle yaralandığı tespit edilmiştir. Yani uzayda, binlerce yıl oyunca, milyarlarca kilometre yol alan bir taş, atmosfere çok uygun bir açıdan girsin, yanmadan yere kadar ulaşarak gelsin, kafanıza düşsün. İşte kısmet diye buna denilir!

Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 2 Guest(s)